29 Ocak 2018 Pazartesi

Beyniniz Nasıl Çalışır? Efsaneler ve Gerçekler İnsanlığın var olduğu günden beri sırrının çözülemediği düşünülen beyinle ilgili efsaneler ve gerçekleri Hastane Derindere Nöroloji Bölümü Uzmanı Dr. Keriman Oğuz anlattı… Efsane: Beyninizin en fazla %10-%50’sini kullanıyorsunuz. Gerçek: Aslında beyninizin tamamını kullanıyorsunuz. Tüm beyninizi kullanmadığınız fikri yaygın bir efsanedir. Beyin tarama çalışmaları, tüm alanların aktif olduğunu gösterir. Dolayısıyla “beyninin geri kalan kısmına” girdiğini iddia eden ürünler gerçekten hiçbir şey yapmazlar. Efsane: Bazı insanlar beyinlerinin sağ tarafını bazıları ise sol tarafını kullanırlar. Gerçek: Beyninizin sadece bir bölümünü kullanmazsınız. Beyninizin her iki tarafı da her zihinsel görev için birlikte çalışır. Sayısal çalışmalarla uğraşanların beyinlerinin sol taraflarını kullandığı, duygusal ve yaratıcı kişilerin ise sağ tarafını kullandığı bir efsanedir. Efsane: Beynimiz gri ya da beyaz renktedir. Gerçek: Beynimize kan gittiği yani hayatta olduğumuz sürece pembe renktedir. Bu pembe rengi kan damarlarından alır. Vücuttan çıkarıldığında ise griye döner. Gri madde ve beyaz madde dediğimiz kavramlar vardır; ancak bunlar gördüğümüz renklerle ilgili tanımlamalar değildir. Gri maddede temel olarak sinir hücre gövdeleri yer alır ve bu yüzden gri renktedir. Beyaz maddede ise myelin isimli proteinle kaplı aksonlar vardır. Rengini myelinden alır. Efsane: Bebeğe klasik müzik dinletmek IQ’sunu yükseltir. Gerçek: Klasik müzik dinletmenin bebeğinizin IQ’sunu yükselttiğine ya da reaksiyon sürelerini artırdığına dair yanlış bir inanış olsa da gerçek herhangi bir etkisi olmadığıdır. Bilim adamları bir zamanlar Mozart dinlemenin bebeklerin zekasını geliştirdiğini düşünüyordu. Hatta bu sonuçlara dayanarak bebekler için klasik müzik CD’leri ve DVD’leri popüler hale geldi. Fakat son çalışmalar, beynin üzerinde herhangi bir etkisi olmadığını göstermektedir. Efsane: Beyniniz uyku sırasında kendini dinlendirir. Gerçek: Gün boyunca dışarıdan trilyonlarca veri algılarız. Ve bu algılama sistemimizin düzgün çalışması için her gün periyodik bir bakım sürecine ihtiyaç duyarız. Aslında uyku dediğimiz şey bu bakım dönemidir. Uyku, beyinde başlatılan ve beynin doğru işlev görebilmesi için gerekli olan bir süreçtir. Beyin sapında kalp atım ritmimiz, soluk alıp-vermemiz gibi reflekslerimiz otomatik olarak kontrol edilir. Ve biz uyurken dahi bunlar devam eder. Aynı zamanda uyku, gün içinde öğrendiğimiz bilgileri beynin uzun süreli depolayabilmesi için gereklidir. REM uykusunda beynimizde son derece aktif bir süreç oluşur. Burada kaydedilen beyin dalgaları, beynin neredeyse gündüz vakti uyanıkken olduğu kadar aktif bir durumda olduğunu gösterir.   Efsane: Beyin hücreleriniz her gün büyür. Gerçek: Beynimizdeki sinir hücreleri sürekli birbirleriyle iletişim halinde veri alışverişinde bulunurlar. Bu iletişim ağı ne kadar çok çalışırsa yeni iletişim ağlarının oluşmasını tetikler. Düzenli fiziksel ve zihinsel aktivitenin, beyni hacim ve ağırlık olarak olmasa da yeni oluşan iletişim ağları sayesinde kapasite ve yetenek yönünden büyüttüğü söylenebilir. Efsane: Beyin resim ve fotoğraf gibi görsellerle daha iyi öğrenir. Gerçek: Bu insanların temsil sistemleriyle ilgili bir özelliktir. Görsel temsil sistemine sahip insanlar resim ve fotoğraf gibi görsellerle; işitsel temsil sistemine sahip insanlar ise kelimelerle daha iyi öğrenirler. Bir de dokunsal temsil sistemine sahip insanlar vardır. Dokunsallar ise deneysel yöntemlerle yani kendileri uygulayarak yaptıkları zaman daha iyi öğrenirler. Efsane: Beyin yeni şeyler öğrendikçe yeni beyin hücreleri oluşur. Gerçek: Beyin yeni şeyler öğrendikçe yeni beyin hücreleri değil; mevcut hücreler arasında yeni bağlantılar oluşur. Ne zaman yeni bir şeyler öğrenirseniz, beyin hücrelerinizdeki lifler büyüyerek Sinaps adı verilen bağlantıları oluşturur. Mesajlar bir hücreden diğerine gönderilir. Bu bağlantılar ne kadar çok kullanılırsa o kadar aktif hale gelir. Bu da öğrendiklerinizi hatırlamanıza yardımcı olur. Efsane: Yeni bilgi öğrenmek için en uygun dönem 0-3 yaş arasıdır. Gerçek: Yeni bir bilgi öğrenmenin herhangi bir yaş sınırlaması yoktur. Bebeklerin beyinleri sanki en çok bilgiyi toplayan sünger gibi görünebilir. Fakat her zaman yeni şeyler öğrenebilirsiniz. Yapılan araştırmalar, beyninizin her yaşta büyüyebileceğini ve değişebileceğini gösterir. Efsane: Zekanızın yüzde 80’i genlerinizden kaynaklanır. Gerçek: Zekanın ne kadarının genlerden kaynaklandığı onlarca yıldır bilim insanlarının tartıştığı bir konu.  Ve bu konuyla ilgili yapılan çalışmaların bir kısmında zekâ ile genetik yapının bağlantısı olduğu söylenmektedir. Ancak, zekayla genetik yapının bağlantısını araştırmak için yapılan bu araştırmaların, hatalı yöntemler kullandığı ve verileri düzelttikleri, verilerin gerçeği yansıtmadığı konusunda tartışmalar devam ediyor. Tüm bunlarla birlikte günümüzde yapılan çalışmaların hiçbirinde yüksek bilişsel yeteneklerle ilişkili herhangi bir spesifik gen bulunamamıştır. Beynin karmaşıklığı göz önüne alındığında, tek bir genin zekâ üzerinde büyük bir etkisi olması pek mümkün gözükmemektedir. Efsane: Aynı anda iki dil öğrenmeye çalışmak, dilleri yavaş öğrenmenize neden olur. Gerçek: Bazı insanlar iki dili aynı anda öğrenmeye çalışırken cümle yapısının farklılığı, gramer farklılığı gibi aralarındaki farklara odaklanırlar. Bu yüzden iki dili daha yavaş öğrenebilirler. Ancak bunun yanında iki dil arasındaki benzerliklere odaklanan kişiler ise çok daha hızlı ve kolay öğrenebilirler.  

İnsanlığın var olduğu günden beri sırrının çözülemediği düşünülen beyinle ilgili efsaneler ve gerçekleri Hastane Derindere Nöroloji Bölümü Uzmanı Dr. Keriman Oğuz anlattı…

Efsane: Beyninizin en fazla %10-%50’sini kullanıyorsunuz.

Gerçek: Aslında beyninizin tamamını kullanıyorsunuz. Tüm beyninizi kullanmadığınız fikri yaygın bir efsanedir. Beyin tarama çalışmaları, tüm alanların aktif olduğunu gösterir. Dolayısıyla “beyninin geri kalan kısmına” girdiğini iddia eden ürünler gerçekten hiçbir şey yapmazlar.

Efsane: Bazı insanlar beyinlerinin sağ tarafını bazıları ise sol tarafını kullanırlar.

Gerçek: Beyninizin sadece bir bölümünü kullanmazsınız. Beyninizin her iki tarafı da her zihinsel görev için birlikte çalışır. Sayısal çalışmalarla uğraşanların beyinlerinin sol taraflarını kullandığı, duygusal ve yaratıcı kişilerin ise sağ tarafını kullandığı bir efsanedir.

Efsane: Beynimiz gri ya da beyaz renktedir.

Gerçek: Beynimize kan gittiği yani hayatta olduğumuz sürece pembe renktedir. Bu pembe rengi kan damarlarından alır. Vücuttan çıkarıldığında ise griye döner. Gri madde ve beyaz madde dediğimiz kavramlar vardır; ancak bunlar gördüğümüz renklerle ilgili tanımlamalar değildir. Gri maddede temel olarak sinir hücre gövdeleri yer alır ve bu yüzden gri renktedir. Beyaz maddede ise myelin isimli proteinle kaplı aksonlar vardır. Rengini myelinden alır.

Efsane: Bebeğe klasik müzik dinletmek IQ’sunu yükseltir.

Gerçek: Klasik müzik dinletmenin bebeğinizin IQ’sunu yükselttiğine ya da reaksiyon sürelerini artırdığına dair yanlış bir inanış olsa da gerçek herhangi bir etkisi olmadığıdır. Bilim adamları bir zamanlar Mozart dinlemenin bebeklerin zekasını geliştirdiğini düşünüyordu. Hatta bu sonuçlara dayanarak bebekler için klasik müzik CD’leri ve DVD’leri popüler hale geldi. Fakat son çalışmalar, beynin üzerinde herhangi bir etkisi olmadığını göstermektedir.

Efsane: Beyniniz uyku sırasında kendini dinlendirir.

Gerçek: Gün boyunca dışarıdan trilyonlarca veri algılarız. Ve bu algılama sistemimizin düzgün çalışması için her gün periyodik bir bakım sürecine ihtiyaç duyarız. Aslında uyku dediğimiz şey bu bakım dönemidir. Uyku, beyinde başlatılan ve beynin doğru işlev görebilmesi için gerekli olan bir süreçtir. Beyin sapında kalp atım ritmimiz, soluk alıp-vermemiz gibi reflekslerimiz otomatik olarak kontrol edilir. Ve biz uyurken dahi bunlar devam eder. Aynı zamanda uyku, gün içinde öğrendiğimiz bilgileri beynin uzun süreli depolayabilmesi için gereklidir. REM uykusunda beynimizde son derece aktif bir süreç oluşur. Burada kaydedilen beyin dalgaları, beynin neredeyse gündüz vakti uyanıkken olduğu kadar aktif bir durumda olduğunu gösterir.

 

Efsane: Beyin hücreleriniz her gün büyür.

Gerçek: Beynimizdeki sinir hücreleri sürekli birbirleriyle iletişim halinde veri alışverişinde bulunurlar. Bu iletişim ağı ne kadar çok çalışırsa yeni iletişim ağlarının oluşmasını tetikler. Düzenli fiziksel ve zihinsel aktivitenin, beyni hacim ve ağırlık olarak olmasa da yeni oluşan iletişim ağları sayesinde kapasite ve yetenek yönünden büyüttüğü söylenebilir.

Efsane: Beyin resim ve fotoğraf gibi görsellerle daha iyi öğrenir.

Gerçek: Bu insanların temsil sistemleriyle ilgili bir özelliktir. Görsel temsil sistemine sahip insanlar resim ve fotoğraf gibi görsellerle; işitsel temsil sistemine sahip insanlar ise kelimelerle daha iyi öğrenirler. Bir de dokunsal temsil sistemine sahip insanlar vardır. Dokunsallar ise deneysel yöntemlerle yani kendileri uygulayarak yaptıkları zaman daha iyi öğrenirler.

Efsane: Beyin yeni şeyler öğrendikçe yeni beyin hücreleri oluşur.

Gerçek: Beyin yeni şeyler öğrendikçe yeni beyin hücreleri değil; mevcut hücreler arasında yeni bağlantılar oluşur. Ne zaman yeni bir şeyler öğrenirseniz, beyin hücrelerinizdeki lifler büyüyerek Sinaps adı verilen bağlantıları oluşturur. Mesajlar bir hücreden diğerine gönderilir. Bu bağlantılar ne kadar çok kullanılırsa o kadar aktif hale gelir. Bu da öğrendiklerinizi hatırlamanıza yardımcı olur.

Efsane: Yeni bilgi öğrenmek için en uygun dönem 0-3 yaş arasıdır.

Gerçek: Yeni bir bilgi öğrenmenin herhangi bir yaş sınırlaması yoktur. Bebeklerin beyinleri sanki en çok bilgiyi toplayan sünger gibi görünebilir. Fakat her zaman yeni şeyler öğrenebilirsiniz. Yapılan araştırmalar, beyninizin her yaşta büyüyebileceğini ve değişebileceğini gösterir.

Efsane: Zekanızın yüzde 80’i genlerinizden kaynaklanır.

Gerçek: Zekanın ne kadarının genlerden kaynaklandığı onlarca yıldır bilim insanlarının tartıştığı bir konu.  Ve bu konuyla ilgili yapılan çalışmaların bir kısmında zekâ ile genetik yapının bağlantısı olduğu söylenmektedir. Ancak, zekayla genetik yapının bağlantısını araştırmak için yapılan bu araştırmaların, hatalı yöntemler kullandığı ve verileri düzelttikleri, verilerin gerçeği yansıtmadığı konusunda tartışmalar devam ediyor. Tüm bunlarla birlikte günümüzde yapılan çalışmaların hiçbirinde yüksek bilişsel yeteneklerle ilişkili herhangi bir spesifik gen bulunamamıştır. Beynin karmaşıklığı göz önüne alındığında, tek bir genin zekâ üzerinde büyük bir etkisi olması pek mümkün gözükmemektedir.

Efsane: Aynı anda iki dil öğrenmeye çalışmak, dilleri yavaş öğrenmenize neden olur.

Gerçek: Bazı insanlar iki dili aynı anda öğrenmeye çalışırken cümle yapısının farklılığı, gramer farklılığı gibi aralarındaki farklara odaklanırlar. Bu yüzden iki dili daha yavaş öğrenebilirler. Ancak bunun yanında iki dil arasındaki benzerliklere odaklanan kişiler ise çok daha hızlı ve kolay öğrenebilirler.

 



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2EkW3jd
via IFTTT

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder