30 Ağustos 2018 Perşembe

Uluslararası Havacılık için Karbon Ofset ve Azaltma Planı (CORSIA) Semineri İstanbul’da gerçekleşti


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2C1gYuf

Brezilya’ya charter uçuşları ile aşı taşımaları


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2wsPfxj

Uluslararası Havacılık için Karbon Ofset ve Azaltma Planı (CORSIA) Semineri İstanbul’da gerçekleşti IATA’nın düzenlediği Uluslararası Havacılık için Karbon Ofset ve Azaltma Planı (CORSIA) Semineri İstanbul’da gerçekleşti Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği IATA’nın düzenlediği CORSIA Emisyon İzleme Planı Semineri, Pegasus Hava Yolları sponsorluğunda 28-29 Ağustos 2018 tarihinde Crowne Plaza İstanbul-Asia Hotel’de gerçekleştirildi. Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü ICAO’nun tüm üye ülkelerinde 1 Ocak 2019’dan itibaren geçerli olacak CORSIA Planı’nı anlatan seminer; Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü yetkilileri, ulusal ve uluslararası havayolu temsilcileri, Anadolu Üniversitesi, Özyeğin Üniversitesi öğretim üyeleri olmak üzere 6 ülkeden toplam 34 katılımcıyla gerçekleştirildi.   Havayollarının, CORSIA planına hazırlanmalarına ve emisyon izleme planlarını geliştirmelerine yardımcı olmak amacıyla düzenlenen seminerde, emisyon izleme yöntemlerinden yakıt kullanımı izleme yöntemlerine, veri yönetimi gereksinimlerinden veri boşluklarına kadar birçok alanda bilgiler aktarıldı ve havayollarının emisyonların izlenmesine hazır hale getirilmesi için gerekli tüm tedbirleri almasının önemi vurgulandı.   Pegasus Hava Yolları Genel Müdürü Mehmet T. Nane çalıştay açılış konuşmasında: “Standartlar, şüphesiz ki bir sektörün gelişimi ve sürdürülebilir büyümesi için kritik önem taşıyor; özellikle de sivil havacılık gibi hassas ve önemli bir sektör için. Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği IATA’nın düzenlediği ve ICAO’nun CORSIA Planı’nın detaylarıyla aktarıldığı bu etkinlik, sivil havacılık sektörünün karbon emisyonunu kontrollü şekilde azaltması ve çevreye duyarlı bir şekilde daha da gelişmesi adına değerli katkılar sağlayacak. Türk sivil havacılık sektörü adına, bu önemli seminere destek olmaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz” şeklinde konuştu.   Pegasus Hava Yolları Entegre Yönetim Sistemleri ve İş Mükemmelliği Danışmanı Dr. Ümit Özen de seminer kapsamında Pegasus Hava Yolları’nı tanıtan, şirket içinde yapılan yakıt tasarrufuna yönelik yapılan projeleri ve CORSIA kapsamında yapılan çalışmaları anlatan bir sunum gerçekleştirdi.   IATA Türkiye, Azerbaycan, Türkmenistan Bölge Müdürü Funda Çalışır ise “Çalıştayın Türkiye’de yapılması konusunda Pegasus Hava Yolları tarafından verilen destek için çok teşekkür ediyoruz. Verimli bir çalıştay olacağına inanıyoruz.” şeklinde konuştu.   CORSIA (Carbon Offsetting and Reduction Scheme for International Aviation) nedir?CORSIA, Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü ICAO’nun hazırladığı Uluslararası Havacılık için Karbon Ofset ve Azaltma Planı’dır. ICAO Konseyi, ICAO’nun Uluslararası Havacılık için Karbon Ofset ve Azaltma Planı’nın uygulanması için uluslararası standartları ve önerilen uygulamaları 27 Haziran 2018’de kabul etmiştir. Yeni standartlar, tüm ICAO üye ülkelerinde 1 Ocak 2019’dan itibaren geçerli olacaktır.   Pegasus Hava Yolları Hakkında:1990 yılında charter uçuşlarla havacılık sektörüne giriş yapan Pegasus, 2005 yılında ESAS Holding tarafından satın alınarak düşük maliyetli iş modelini benimsemiştir. Pegasus, uygun ücretle ulaşım imkânı sunan, Türkiye’nin lider düşük maliyetli havayoludur. Hava yolu ile yolculuğun herkesin hakkı olduğuna inanan Pegasus, uyguladığı “low cost (düşük maliyetli hava yolu)” modeli ile misafirlerine uygun fiyatlı, zamanında kalkan ve genç uçaklarla seyahat etme imkânı sağlamaktadır. Pegasus, misafirlerini 39’u yurt içinde, 70’i yurt dışında olmak üzere toplam 42 ülkede 109 noktaya ulaştırmakta ve İstanbul Sabiha Gökçen üzerinden Türkiye ile Avrupa, Kuzey Afrika, Ortadoğu, Rusya, Orta Asya arasında bağlantılı uçuşlar gerçekleştirmektedir.

IATA’nın düzenlediği Uluslararası Havacılık için Karbon Ofset ve Azaltma Planı (CORSIA) Semineri İstanbul’da gerçekleşti

Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği IATA’nın düzenlediği CORSIA Emisyon İzleme Planı Semineri, Pegasus Hava Yolları sponsorluğunda 28-29 Ağustos 2018 tarihinde Crowne Plaza İstanbul-Asia Hotel’de gerçekleştirildi. Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü ICAO’nun tüm üye ülkelerinde 1 Ocak 2019’dan itibaren geçerli olacak CORSIA Planı’nı anlatan seminer; Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü yetkilileri, ulusal ve uluslararası havayolu temsilcileri, Anadolu Üniversitesi, Özyeğin Üniversitesi öğretim üyeleri olmak üzere 6 ülkeden toplam 34 katılımcıyla gerçekleştirildi.

 

Havayollarının, CORSIA planına hazırlanmalarına ve emisyon izleme planlarını geliştirmelerine yardımcı olmak amacıyla düzenlenen seminerde, emisyon izleme yöntemlerinden yakıt kullanımı izleme yöntemlerine, veri yönetimi gereksinimlerinden veri boşluklarına kadar birçok alanda bilgiler aktarıldı ve havayollarının emisyonların izlenmesine hazır hale getirilmesi için gerekli tüm tedbirleri almasının önemi vurgulandı.

 

Pegasus Hava Yolları Genel Müdürü Mehmet T. Nane çalıştay açılış konuşmasında: “Standartlar, şüphesiz ki bir sektörün gelişimi ve sürdürülebilir büyümesi için kritik önem taşıyor; özellikle de sivil havacılık gibi hassas ve önemli bir sektör için. Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği IATA’nın düzenlediği ve ICAO’nun CORSIA Planı’nın detaylarıyla aktarıldığı bu etkinlik, sivil havacılık sektörünün karbon emisyonunu kontrollü şekilde azaltması ve çevreye duyarlı bir şekilde daha da gelişmesi adına değerli katkılar sağlayacak. Türk sivil havacılık sektörü adına, bu önemli seminere destek olmaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz” şeklinde konuştu.

 

Pegasus Hava Yolları Entegre Yönetim Sistemleri ve İş Mükemmelliği Danışmanı Dr. Ümit Özen de seminer kapsamında Pegasus Hava Yolları’nı tanıtan, şirket içinde yapılan yakıt tasarrufuna yönelik yapılan projeleri ve CORSIA kapsamında yapılan çalışmaları anlatan bir sunum gerçekleştirdi.

 

IATA Türkiye, Azerbaycan, Türkmenistan Bölge Müdürü Funda Çalışır ise “Çalıştayın Türkiye’de yapılması konusunda Pegasus Hava Yolları tarafından verilen destek için çok teşekkür ediyoruz. Verimli bir çalıştay olacağına inanıyoruz.” şeklinde konuştu.

 

CORSIA (Carbon Offsetting and Reduction Scheme for International Aviation) nedir?
CORSIA, Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü ICAO’nun hazırladığı Uluslararası Havacılık için Karbon Ofset ve Azaltma Planı’dır. ICAO Konseyi, ICAO’nun Uluslararası Havacılık için Karbon Ofset ve Azaltma Planı’nın uygulanması için uluslararası standartları ve önerilen uygulamaları 27 Haziran 2018’de kabul etmiştir. Yeni standartlar, tüm ICAO üye ülkelerinde 1 Ocak 2019’dan itibaren geçerli olacaktır.

 

Pegasus Hava Yolları Hakkında:
1990 yılında charter uçuşlarla havacılık sektörüne giriş yapan Pegasus, 2005 yılında ESAS Holding tarafından satın alınarak düşük maliyetli iş modelini benimsemiştir. Pegasus, uygun ücretle ulaşım imkânı sunan, Türkiye’nin lider düşük maliyetli havayoludur. Hava yolu ile yolculuğun herkesin hakkı olduğuna inanan Pegasus, uyguladığı “low cost (düşük maliyetli hava yolu)” modeli ile misafirlerine uygun fiyatlı, zamanında kalkan ve genç uçaklarla seyahat etme imkânı sağlamaktadır. Pegasus, misafirlerini 39’u yurt içinde, 70’i yurt dışında olmak üzere toplam 42 ülkede 109 noktaya ulaştırmakta ve İstanbul Sabiha Gökçen üzerinden Türkiye ile Avrupa, Kuzey Afrika, Ortadoğu, Rusya, Orta Asya arasında bağlantılı uçuşlar gerçekleştirmektedir.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2C1gYuf
via IFTTT

Brezilya’ya charter uçuşları ile aşı taşımaları Emirates SkyCargo, Brezilya’ya aşı taşıyan charter uçuşları gerçekleştirdi Emirates SkyCargo, Boeing 777 kargo uçağıyla, Milano’dan Brezilya’ya 25 ton aşı taşıyarak şirketin tek bir uçuşta gerçekleştirdiği en geniş aşı nakliyesini gerçekleştirmiş oldu.   İnsanları ve şehirleri birbirine bağlayan Emirates Havayolu’nun kargo birimi SkyCargo, Boeing 777 kargo uçağıyla, Milano’dan Brezilya’daki Bello Horizonte’de bulunan BH Havaalanı’na, 25 ton aşının taşımasını gerçekleştirdi. Bu, şirketin tek bir uçuşta gerçekleştirdiği en büyük aşı nakliyesi oldu ve BH Havaalanı da ilk kez bu derece büyük hacimdeki bir aşı sevkiyatını teslim almış oldu. Aşıların sıcaklıktaki dalgalanmalara olan hassasiyeti göz önünde tutularak 1,8 milyon doz civarında olan sevkiyatın tamamının 5 C derece sabit sıcaklığı korumak amacıyla, özel konteynırlarda taşınması gerekti. Milano’da, Emirates SkyCargo’nun hava nakliyesi sırasında ilaç ürünlerine yönelik fazladan koruma sağlandı. BH Havaalanı’na ulaşıldığında, aşılar konteynırlardan çıkarılarak havaalanının sıcaklıkkontrollü depolama alanlarına nakledildi. Emirates Kargo Planlama & Kargo Uçakları Kıdemli Başkan Yardımcısı Hiran Perera, konuya dair yaptığı açıklamada: “Emirates SkyCargo, sıcaklık hassasiyeti olan eczacılık ürünlerininnakliyesinde dünya lideri… GDP’ye uygunluk taşıyan süreçlerimiz ve eğitimli personelimizin yanı sıra, modern uçaklarımızı içeren altyapımız, yaşam kurtaran ilaçları güvenli bir şekilde taşımaya yönelik kararlılığımızı destekliyor. Ortaklarımızla birlikte, aşıların Belo Horizonte Havaalanı’na gerekli özen gösterilerek teslim edilmesini sağlamak için, Temmuz ortasından başlayarak bu charter uçuşunun her bir detayını çok dikkatli bir şekilde planladık” dedi. Belo Horizonte Havaalanı Kargo Müdürü olan Peter Robbe ise, “Bu nakliye üzerine yapılan görüşmeler, en yeni nesil olarak görülen depolarımızın saklama koşullarını kontrol eden teknik profesyonellerin ziyaretini de içeriyordu. Havaalanının kargo lojistik alanının potansiyelinden yararlanmak için BH Havaalanı, Kargo Terminali’nin yeni konfigürasyonuna yatırım yaptı ve soğuk zincir depolama kapasitesini üç kat artırarak 3,350 metre küpe çıkarmak üzere iki adet soğutuculu depo inşa etti” dedi. Emirates SkyCargo, her yıl, charter yük uçaklarıyla 160 destinasyondan oluşan ağında, küçük çaplı klinik deney ürünlerinden çeşitli ilaç ürünlerine kadar değişik ebatlardaki 80 bin civarında ürünün nakliyesini gerçekleştiriyor. Emirates Pharma, şirketin, sıcaklığa duyarlı olan ilaç ürünlerinin nakliye hizmetlerine yönelik olarak kapsamlı sıcaklık kontrollü hizmetlerini gerçekleştiren bölümü… Emirates SkyCargo, modern geniş gövdeli uçak filosunun yanı sıra, ilaç ürünlerinin korunmasına yönelik, DuPont’la iş birliği yaparak geliştirilen Beyaz Kılıflı termal battaniyeler ve Emirates Pharma Soğuk Taşıyıcı Araçlar da dahil, uzmanlık ürünü ekipmanların geliştirilmesine de yatırımlar yaptı.

Emirates SkyCargo, Brezilya’ya aşı taşıyan charter uçuşları gerçekleştirdi

Emirates SkyCargo, Boeing 777 kargo uçağıyla, Milano’dan Brezilya’ya 25 ton aşı taşıyarak şirketin tek bir uçuşta gerçekleştirdiği en geniş aşı nakliyesini gerçekleştirmiş oldu.

 

İnsanları ve şehirleri birbirine bağlayan Emirates Havayolu’nun kargo birimi SkyCargo, Boeing 777 kargo uçağıyla, Milano’dan Brezilya’daki Bello Horizonte’de bulunan BH Havaalanı’na, 25 ton aşının taşımasını gerçekleştirdi. Bu, şirketin tek bir uçuşta gerçekleştirdiği en büyük aşı nakliyesi oldu ve BH Havaalanı da ilk kez bu derece büyük hacimdeki bir aşı sevkiyatını teslim almış oldu.

Aşıların sıcaklıktaki dalgalanmalara olan hassasiyeti göz önünde tutularak 1,8 milyon doz civarında olan sevkiyatın tamamının 5 C derece sabit sıcaklığı korumak amacıyla, özel konteynırlarda taşınması gerekti. Milano’da, Emirates SkyCargo’nun hava nakliyesi sırasında ilaç ürünlerine yönelik fazladan koruma sağlandı. BH Havaalanı’na ulaşıldığında, aşılar konteynırlardan çıkarılarak havaalanının sıcaklıkkontrollü depolama alanlarına nakledildi.

Emirates Kargo Planlama & Kargo Uçakları Kıdemli Başkan Yardımcısı Hiran Perera, konuya dair yaptığı açıklamada: “Emirates SkyCargo, sıcaklık hassasiyeti olan eczacılık ürünlerininnakliyesinde dünya lideri… GDP’ye uygunluk taşıyan süreçlerimiz ve eğitimli personelimizin yanı sıra, modern uçaklarımızı içeren altyapımız, yaşam kurtaran ilaçları güvenli bir şekilde taşımaya yönelik kararlılığımızı destekliyor. Ortaklarımızla birlikte, aşıların Belo Horizonte Havaalanı’na gerekli özen gösterilerek teslim edilmesini sağlamak için, Temmuz ortasından başlayarak bu charter uçuşunun her bir detayını çok dikkatli bir şekilde planladık” dedi.


Belo Horizonte Havaalanı Kargo Müdürü olan Peter Robbe ise, “Bu nakliye üzerine yapılan görüşmeler, en yeni nesil olarak görülen depolarımızın saklama koşullarını kontrol eden teknik profesyonellerin ziyaretini de içeriyordu. Havaalanının kargo lojistik alanının potansiyelinden yararlanmak için BH Havaalanı, Kargo Terminali’nin yeni konfigürasyonuna yatırım yaptı ve soğuk zincir depolama kapasitesini üç kat artırarak 3,350 metre küpe çıkarmak üzere iki adet soğutuculu depo inşa etti” dedi.


Emirates SkyCargo, her yıl, charter yük uçaklarıyla 160 destinasyondan oluşan ağında, küçük çaplı klinik deney ürünlerinden çeşitli ilaç ürünlerine kadar değişik ebatlardaki 80 bin civarında ürünün nakliyesini gerçekleştiriyor. Emirates Pharma, şirketin, sıcaklığa duyarlı olan ilaç ürünlerinin nakliye hizmetlerine yönelik olarak kapsamlı sıcaklık kontrollü hizmetlerini gerçekleştiren bölümü… Emirates SkyCargo, modern geniş gövdeli uçak filosunun yanı sıra, ilaç ürünlerinin korunmasına yönelik, DuPont’la iş birliği yaparak geliştirilen Beyaz Kılıflı termal battaniyeler ve Emirates Pharma Soğuk Taşıyıcı Araçlar da dahil, uzmanlık ürünü ekipmanların geliştirilmesine de yatırımlar yaptı.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2wsPfxj
via IFTTT

29 Ağustos 2018 Çarşamba

“Türk sivil havacılığının dünya havacılık sektöründeki yükselişi hız kesmeden devam ediyor” DHMİ Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Funda Ocak’ın bugünkü twitter paylaşımları şöyle: Dünya havacılık otoritelerinin açıkladığı birçok veride Türk Havacılığının başarı öyküleri yer alıyor, özellikle havalimanlarımızın üstün performansı dikkat çekiyor. * Bugün paylaşacağım AVRUPANIN TURİZME YÖNELİK HAVALİMANLARINDA TEMMUZ PERFORMANSI ile ilgili veriler, havalimanlarımızın küresel ölçekte önemli bir sıçrama kaydettiğini gösteriyor. * Anker Report’un yayımladığı, “Avrupa’nın en popüler 30 ‘yaz tatili’ destinasyonu” için 2017 Temmuz ve 2018 Temmuz aylarının karşılaştırıldığı rapora göre, söz konusu dönemde yolcusunu en çok artıran havalimanlarının zirvesine Türkiye havalimanları yerleşti. * Söz konusu raporda, Temmuz ayında geçen yılın aynı ayına göre %19.6 artış ile Muğla Milas-Bodrum Havalimanı 1’inci sırada yer alırken, %19.2 artış ile Antalya Havalimanı 2’inci oldu. * Ayrıca Muğla Dalaman Havalimanı %16 artış ile 4’üncü sırada, İzmir Adnan Menderes Havalimanı ise % 7 artış ile 15’inci sırada yer alma başarısı gösterdi. * Türk sivil havacılığının dünya havacılık sektöründeki yükselişi hız kesmeden devam ediyor. Bu başarılarda katkısı olan, Türkiye’yi sivil havacılığın zirvesine taşıyan tüm mesai arkadaşlarıma ve paydaş kuruluşlarımızın çalışanlarına teşekkür ediyorum.

DHMİ Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Funda Ocak’ın bugünkü twitter paylaşımları şöyle:

Dünya havacılık otoritelerinin açıkladığı birçok veride Türk Havacılığının başarı öyküleri yer alıyor, özellikle havalimanlarımızın üstün performansı dikkat çekiyor.

*

Bugün paylaşacağım AVRUPANIN TURİZME YÖNELİK HAVALİMANLARINDA TEMMUZ PERFORMANSI ile ilgili veriler, havalimanlarımızın küresel ölçekte önemli bir sıçrama kaydettiğini gösteriyor.

*

Anker Report’un yayımladığı, “Avrupa’nın en popüler 30 ‘yaz tatili’ destinasyonu” için 2017 Temmuz ve 2018 Temmuz aylarının karşılaştırıldığı rapora göre, söz konusu dönemde yolcusunu en çok artıran havalimanlarının zirvesine Türkiye havalimanları yerleşti.

*

Söz konusu raporda, Temmuz ayında geçen yılın aynı ayına göre %19.6 artış ile Muğla Milas-Bodrum Havalimanı 1’inci sırada yer alırken, %19.2 artış ile Antalya Havalimanı 2’inci oldu.

*

Ayrıca Muğla Dalaman Havalimanı %16 artış ile 4’üncü sırada, İzmir Adnan Menderes Havalimanı ise % 7 artış ile 15’inci sırada yer alma başarısı gösterdi.

*

Türk sivil havacılığının dünya havacılık sektöründeki yükselişi hız kesmeden devam ediyor. Bu başarılarda katkısı olan, Türkiye’yi sivil havacılığın zirvesine taşıyan tüm mesai arkadaşlarıma ve paydaş kuruluşlarımızın çalışanlarına teşekkür ediyorum.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2wr2MoW
via IFTTT

İGA, Geleceğin Uçak Mühendislerini Hayallerine Uçuruyor İGA, Geleceğin Uçak Mühendislerini Hayallerine Uçuruyor   Bu yıl üçüncüsü düzenlenen “İGA Liselerarası Model Uçak Eğitimi ve Yarışması”nda finale kalan 36 genç, eğitimlere başladı. Türkiye’nin dört bir yanından gelen gençler, 20-23 Eylül 2018 tarihleri arasında İstanbul Yeni Havalimanı’nda yapılacak Teknofest İstanbul’da gerçekleşecek yarışmanın finaline hazırlanıyor. Geçen seneden farklı olarak bu yıl yarışmada sadece İstanbul’dan değil, tüm Türkiye’den lise öğrencileri yarışıyor.   İGA ana sponsorluğunda ve İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ)’nün desteği ile Türkiye genelinden lise öğrencilerinin katılabildiği “İGA –Liselerarası Model Uçak Yarışması” için eğitimler başladı. Bu yıl, Türkiye genelinde “Hayallerine Uç” mottosuyla üçüncüsü gerçekleşen yarışmada, Türkiye’nin dört bir yanından katılım gösteren ve finale katılmaya hak kazanan 9 gruptan oluşan 36 genç, 29 Ağustos tarihinde yapılan kahvaltıyla eğitmenleriyle bir araya gelerek başlama vuruşunu yaptı. İTÜ Uçak Uzay Bilimleri Fakültesi öğretim üyeleri tarafından verilen ve 3 hafta sonu sürecek eğitimlerde öğrenciler, bir model uçağı adım adım nasıl tasarlayacaklarını öğrenecek. 20-23 Eylül 2018 tarihleri arasında İstanbul Yeni Havalimanı’nda yapılacak Teknofest İstanbul’da kapsamında gerçekleşecek yarışma finalinde öğrenciler, yaptıkları model uçaklarını jürilerinin beğenisine sunacak ve büyük ödüller için yarışacak. Yarışmayı birinci olarak tamamlayan takım 6 bin TL, ikinci takım 4 bin TL, üçüncü takım ise 2 bin TL değerinde hediye çekleriyle ödüllendirilecek. Üçüncüsü düzenlenen yarışma bu sene İstanbul dışında okuyan lise öğrencilerine de ev sahipliği yapıyor. İGA, şehir dışından eğitime katılım gösteren öğrenciler için hem konaklama imkânı hem de gençlerin İstanbul’u daha yakından tanımaları için kültür turları da kapsayan bir program hazırladı. Yarışmanın ana sponsoru İGA Havalimanı İşletmesi Çevre ve Sürdürülebilirlik Direktörü Ülkü Özeren, üçüncüsü düzenlenen yarışma finalinin, Türkiye’de ilk defa düzenlenecek Teknofest kapsamında yapılacağını belirterek şunları söyledi: “Bu yıl Türkiye genelinde 30 farklı okuldan 150 öğrencinin başvurduğu programımıza her geçen yıl ilginin artmasından dolayı gururluyum. Dünyanın sıfırdan yapılan en büyük havalimanında geleceğin uçak mühendislerini ağırlamak ve onların ortaya koyduğu eserleri havada görecek olmak çok heyecan verici. Teknofest kapsamında yapılacak finale, zorlu yollardan geçerek gelen 36 öğrencimiz eğitim programlarına başladı. Geleceğimizin teminatı olan gençlerimiz, kendi tasarladıkları model uçakları, tüm fazlar tamamlandığında yılda 200 milyon yolcu kapasitesine sahip olacak İstanbul Yeni Havalimanı’nda göklere yükseltecek. Geçtiğimiz 3 yılda (2016-2017-2018) toplam 430 öğrenci başvurmuş olup 113 öğrencimiz eğitim aldı. Gençlerimizle birlikte geleceği tasarlamaktan gurur duyuyoruz. Yarışma ile gençlerimizin Türk havacılık sektörüne olan ilgileri arttırmak, havacılık ve uçak mühendisliği gibi alanlara yönelmelerini sağlamak ve bu alanda kaliteli iş gücü oluşturmayı amaçlıyoruz.”    

İGA, Geleceğin Uçak Mühendislerini Hayallerine Uçuruyor

 

Bu yıl üçüncüsü düzenlenen “İGA Liselerarası Model Uçak Eğitimi ve Yarışması”nda finale kalan 36 genç, eğitimlere başladı. Türkiye’nin dört bir yanından gelen gençler, 20-23 Eylül 2018 tarihleri arasında İstanbul Yeni Havalimanı’nda yapılacak Teknofest İstanbul’da gerçekleşecek yarışmanın finaline hazırlanıyor.

Geçen seneden farklı olarak bu yıl yarışmada sadece İstanbul’dan değil, tüm Türkiye’den lise öğrencileri yarışıyor.

 

İGA ana sponsorluğunda ve İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ)’nün desteği ile Türkiye genelinden lise öğrencilerinin katılabildiği “İGA –Liselerarası Model Uçak Yarışması” için eğitimler başladı. Bu yıl, Türkiye genelinde “Hayallerine Uç” mottosuyla üçüncüsü gerçekleşen yarışmada, Türkiye’nin dört bir yanından katılım gösteren ve finale katılmaya hak kazanan 9 gruptan oluşan 36 genç, 29 Ağustos tarihinde yapılan kahvaltıyla eğitmenleriyle bir araya gelerek başlama vuruşunu yaptı.

İTÜ Uçak Uzay Bilimleri Fakültesi öğretim üyeleri tarafından verilen ve 3 hafta sonu sürecek eğitimlerde öğrenciler, bir model uçağı adım adım nasıl tasarlayacaklarını öğrenecek.

20-23 Eylül 2018 tarihleri arasında İstanbul Yeni Havalimanı’nda yapılacak Teknofest İstanbul’da kapsamında gerçekleşecek yarışma finalinde öğrenciler, yaptıkları model uçaklarını jürilerinin beğenisine sunacak ve büyük ödüller için yarışacak. Yarışmayı birinci olarak tamamlayan takım 6 bin TL, ikinci takım 4 bin TL, üçüncü takım ise 2 bin TL değerinde hediye çekleriyle ödüllendirilecek.

Üçüncüsü düzenlenen yarışma bu sene İstanbul dışında okuyan lise öğrencilerine de ev sahipliği yapıyor. İGA, şehir dışından eğitime katılım gösteren öğrenciler için hem konaklama imkânı hem de gençlerin İstanbul’u daha yakından tanımaları için kültür turları da kapsayan bir program hazırladı.

Yarışmanın ana sponsoru İGA Havalimanı İşletmesi Çevre ve Sürdürülebilirlik Direktörü Ülkü Özeren, üçüncüsü düzenlenen yarışma finalinin, Türkiye’de ilk defa düzenlenecek Teknofest kapsamında yapılacağını belirterek şunları söyledi: “Bu yıl Türkiye genelinde 30 farklı okuldan 150 öğrencinin başvurduğu programımıza her geçen yıl ilginin artmasından dolayı gururluyum. Dünyanın sıfırdan yapılan en büyük havalimanında geleceğin uçak mühendislerini ağırlamak ve onların ortaya koyduğu eserleri havada görecek olmak çok heyecan verici. Teknofest kapsamında yapılacak finale, zorlu yollardan geçerek gelen 36 öğrencimiz eğitim programlarına başladı. Geleceğimizin teminatı olan gençlerimiz, kendi tasarladıkları model uçakları, tüm fazlar tamamlandığında yılda 200 milyon yolcu kapasitesine sahip olacak İstanbul Yeni Havalimanı’nda göklere yükseltecek. Geçtiğimiz 3 yılda (2016-2017-2018) toplam 430 öğrenci başvurmuş olup 113 öğrencimiz eğitim aldı. Gençlerimizle birlikte geleceği tasarlamaktan gurur duyuyoruz. Yarışma ile gençlerimizin Türk havacılık sektörüne olan ilgileri arttırmak, havacılık ve uçak mühendisliği gibi alanlara yönelmelerini sağlamak ve bu alanda kaliteli iş gücü oluşturmayı amaçlıyoruz.”

 

 



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2PNoGLd
via IFTTT

“Türk sivil havacılığının dünya havacılık sektöründeki yükselişi hız kesmeden devam ediyor”


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2wr2MoW

İGA, Geleceğin Uçak Mühendislerini Hayallerine Uçuruyor


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2PNoGLd

28 Ağustos 2018 Salı

Kigali Kargo Uçuşları Başladı Turkish Cargo , Ruanda’nın Kigali şehrine kargo uçağı ile uçmaya başladı. 2014 yılında sonlandırdığı kargo uçuşlarına yeniden başladı. Uçuşlar 20 Ağustos 2018 itibariyle başladı. TK6555 seferi ile haftanın bir günü , pazartesileri Airbus A330 kargo uçakları ile hizmet vermeye başladı. 11:40 ta kalkan uçak 17:10 da varıyor.   Rota Uçuş No Nereden Nereye Kalkış Tarihi Varış Tarihi Uçuş Uçak Süresi Tipi Durumu Charter mı Tipi Sınıfı IST-KGL TK – 6555 IST-KGL DAY 1 / 11:40  DAY 1 /17:10 06:30 C Aktif Hayır 33X Geniş Gövde

Turkish Cargo , Ruanda’nın Kigali şehrine kargo uçağı ile uçmaya başladı.

2014 yılında sonlandırdığı kargo uçuşlarına yeniden başladı.

Uçuşlar 20 Ağustos 2018 itibariyle başladı.

TK6555 seferi ile haftanın bir günü , pazartesileri Airbus A330 kargo uçakları ile hizmet vermeye başladı.

11:40 ta kalkan uçak 17:10 da varıyor.

 

Rota Uçuş No Nereden Nereye Kalkış Tarihi Varış Tarihi Uçuş Uçak
Süresi Tipi Durumu Charter mı Tipi Sınıfı
IST-KGL TK – 6555 IST-KGL DAY 1 / 11:40  DAY 1 /17:10 06:30 C Aktif Hayır 33X Geniş Gövde



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2N0C680
via IFTTT

THY , Yetiştirilmek Üzere II. Pilot Aday Adayı Arıyor THY A.O. Yetiştirilmek Üzere II. Pilot Aday Adayı Arıyor  Genel Özellikler T.C. vatandaşı olmak veya mavi kart sahibi olmak, En az önlisans derecesi mezunu (örgün veya açık öğretim) olmak, 01.01.1983 tarihinden sonra doğmuş olmak, Boy uzunluğunun 157 cm’den kısa, 195 cm’den uzun olmaması ve beden-kitle endeksine (20-30 aralığında) uygun olmak, Askerlik hizmetini tamamlamış veya eğitim başlangıç tarihi itibari ile en az 2 yıl tecil ettirebilmeyi taahhüt etmek, Adli sicil kaydı ve adli sicil arşiv kaydı bulunmamak, Daha önce THY A.O. veya diğer kuruluşlardaki görevlerinden disiplinsizlik nedeniyle ayrılmış olmamak, Daha önce THY A.O. ve THY A.O.‘ nun iştirak şirketlerinden fesih yoluyla ayrılmış olmamak. Yabancı Dil (İngilizce) Şartı Başvuru tarihi itibariyle son 2 yıl içinde aşağıda belirtilen İngilizce dil sınavlarının birinden istenen minimum puanı belgelemek, TOEFL (IBT) : 60 (speaking : min.18) IELTS : 6 (speaking : min.6) En az lisans düzeyinde mezun olarak ilana başvuran ve dil belgesini başvuru aşamasında temin edemeyen adaylara, THY A.O tarafından yapılacak dil sınavında başarılı olmaları koşuluyla, Kurul mülakatı süreci öncesine kadar dil belgesini tamamlamaları için süre tanınacaktır. Önlisans mezunu olarak sürece başvuruda bulunan adayların dil belgelerini başvuru esnasında beyan etmeleri gerekmektedir. Önlisans mezunu adaylara dil belgesini tamamlamaları için ek süre tanınmayacaktır. Sağlık Şartı Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı’nın (ICAO) Ek-1 Bölüm 6 ve EASA Part-MED Sınıf 1, SHTMED Sınıf 1 Pilotu şartlarına uygun olmak (Adaylar bu şartları sağladıklarını belgeleyen raporu, daha sonra duyurulacak tarihte SHGM tarafından yetkilendirilmiş hastanelerden kendi imkânları ile temin edeceklerdir). Başvuru Şekli ve İzlenecek Yol: Yukarıdaki şartları taşıyan adayların, ilana internet üzerinden başvurmaları gerekmektedir. İnternet başvurusu dışında herhangi bir şekilde başvuru kabul edilmeyecektir. Hâlihazırda dil belgesi bulunan adaylar evrak kontrol ve boy-kilo ölçüm sürecine davet edilecektir. Dil belgesi bulunmayan adaylar THY A.O tarafından gerçekleştirilecek İngilizce sınavına davet edilecektir. Kriterlere uygun olmayan adaylar sürece devam edemeyecektir. En az lisans derecesinde mezun olabilecek adaylar mezuniyetlerine 3 ay kala üniversitelerinden alacakları resmi yazı ile ilana başvuruda bulunabilecektir. Adayların diplomalarını mülakat aşamasına kadar ibraz etmeleri gerekecektir. Tüm süreç sonunda başarılı olan adaylara iş teklifi yapılacak olup işe başlama belgeleri hazırlamaları istenecek ve adayın istenen belgeleri teslim etmesi akabinde istihdam süreci tamamlanacaktır. İlan 03.09.2018 tarihi saat 15.00’a kadar yayında kalacaktır. Yetiştirilmek Üzere II.Pilot Aday Adayı Değerlendirme Süreçleri: İngilizce Sınavı (Dil belgesini başvuru aşamasında beyan edemeyen en az lisans düzeyinde mezun adaylar katılacaktır) Boy-Kilo Ölçümü DLR-1 Testi (Teknik Yeterliliklerin Değerlendirilmesi) CRM Değerlendirmesi (Kişilik Özellikleri ve Yetkinliklerin Değerlendirilmesi) Kurul Mülakatı ve Evrak Kontrolü Sağlık Kontrolü (Uçuşa Elverişlilik) Güncel süreç akışı; İngilizce Sınavı (Dil belgesini başvuru aşamasında beyan edemeyen en az lisans düzeyinde mezun adaylar katılacaktır) Aday, ilana başvuru gerçekleştirdiği tarihten itibaren yaklaşık 15 gün sonra sınava davet edilir. Boy-Kilo Ölçümü Dil belgesi bulunan aday, ilana başvuru gerçekleştirdiği tarihten itibaren yaklaşık 15 gün sonra boy-kilo ölçümüne davet edilir. DLR-1 Testi (Teknik Yeterliliklerin Değerlendirilmesi) Evrak kontrolünü başarıyla tamamlayan aday yaklaşık 1 ay içerisinde DLR-1 testine planlanır. CRM Değerlendirmesi (Kişilik Özellikleri ve Yetkinliklerin Değerlendirilmesi) DLR-1 sürecini başarıyla tamamlayan aday yaklaşık 1 ay içerisinde CRM değerlendirmesine planlanır. Kurul Mülakatı ve Evrak Kontrolü CRM değerlendirmesini başarıyla tamamlayan aday yaklaşık 1 ay içerisinde kurul mülakatına planlanır. Sağlık Kontrolü (Uçuşa Elverişlilik) BAŞVURU

THY A.O. Yetiştirilmek Üzere II. Pilot Aday Adayı Arıyor 

Genel Özellikler

  • T.C. vatandaşı olmak veya mavi kart sahibi olmak,
  • En az önlisans derecesi mezunu (örgün veya açık öğretim) olmak,
  • 01.01.1983 tarihinden sonra doğmuş olmak,
  • Boy uzunluğunun 157 cm’den kısa, 195 cm’den uzun olmaması ve beden-kitle endeksine (20-30 aralığında) uygun olmak,
  • Askerlik hizmetini tamamlamış veya eğitim başlangıç tarihi itibari ile en az 2 yıl tecil ettirebilmeyi taahhüt etmek,
  • Adli sicil kaydı ve adli sicil arşiv kaydı bulunmamak,
  • Daha önce THY A.O. veya diğer kuruluşlardaki görevlerinden disiplinsizlik nedeniyle ayrılmış olmamak,
  • Daha önce THY A.O. ve THY A.O.‘ nun iştirak şirketlerinden fesih yoluyla ayrılmış olmamak.

Yabancı Dil (İngilizce) Şartı

  • Başvuru tarihi itibariyle son 2 yıl içinde aşağıda belirtilen İngilizce dil sınavlarının birinden istenen minimum puanı belgelemek,
    • TOEFL (IBT) : 60 (speaking : min.18)
    • IELTS : 6 (speaking : min.6)

En az lisans düzeyinde mezun olarak ilana başvuran ve dil belgesini başvuru aşamasında temin edemeyen adaylara, THY A.O tarafından yapılacak dil sınavında başarılı olmaları koşuluyla, Kurul mülakatı süreci öncesine kadar dil belgesini tamamlamaları için süre tanınacaktır. Önlisans mezunu olarak sürece başvuruda bulunan adayların dil belgelerini başvuru esnasında beyan etmeleri gerekmektedir. Önlisans mezunu adaylara dil belgesini tamamlamaları için ek süre tanınmayacaktır.

Sağlık Şartı

  • Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı’nın (ICAO) Ek-1 Bölüm 6 ve EASA Part-MED Sınıf 1, SHTMED Sınıf 1 Pilotu şartlarına uygun olmak (Adaylar bu şartları sağladıklarını belgeleyen raporu, daha sonra duyurulacak tarihte SHGM tarafından yetkilendirilmiş hastanelerden kendi imkânları ile temin edeceklerdir).

Başvuru Şekli ve İzlenecek Yol:

  • Yukarıdaki şartları taşıyan adayların, ilana internet üzerinden başvurmaları gerekmektedir. İnternet başvurusu dışında herhangi bir şekilde başvuru kabul edilmeyecektir.
  • Hâlihazırda dil belgesi bulunan adaylar evrak kontrol ve boy-kilo ölçüm sürecine davet edilecektir. Dil belgesi bulunmayan adaylar THY A.O tarafından gerçekleştirilecek İngilizce sınavına davet edilecektir. Kriterlere uygun olmayan adaylar sürece devam edemeyecektir.
  • En az lisans derecesinde mezun olabilecek adaylar mezuniyetlerine 3 ay kala üniversitelerinden alacakları resmi yazı ile ilana başvuruda bulunabilecektir. Adayların diplomalarını mülakat aşamasına kadar ibraz etmeleri gerekecektir.
  • Tüm süreç sonunda başarılı olan adaylara iş teklifi yapılacak olup işe başlama belgeleri hazırlamaları istenecek ve adayın istenen belgeleri teslim etmesi akabinde istihdam süreci tamamlanacaktır.
  • İlan 03.09.2018 tarihi saat 15.00’a kadar yayında kalacaktır.

Yetiştirilmek Üzere II.Pilot Aday Adayı Değerlendirme Süreçleri:

  • İngilizce Sınavı (Dil belgesini başvuru aşamasında beyan edemeyen en az lisans düzeyinde mezun adaylar katılacaktır)
  • Boy-Kilo Ölçümü
  • DLR-1 Testi (Teknik Yeterliliklerin Değerlendirilmesi)
  • CRM Değerlendirmesi (Kişilik Özellikleri ve Yetkinliklerin Değerlendirilmesi)
  • Kurul Mülakatı ve Evrak Kontrolü
  • Sağlık Kontrolü (Uçuşa Elverişlilik)

Güncel süreç akışı;

  • İngilizce Sınavı (Dil belgesini başvuru aşamasında beyan edemeyen en az lisans düzeyinde mezun adaylar katılacaktır)

Aday, ilana başvuru gerçekleştirdiği tarihten itibaren yaklaşık 15 gün sonra sınava davet edilir.

  • Boy-Kilo Ölçümü

Dil belgesi bulunan aday, ilana başvuru gerçekleştirdiği tarihten itibaren yaklaşık 15 gün sonra boy-kilo ölçümüne davet edilir.

  • DLR-1 Testi (Teknik Yeterliliklerin Değerlendirilmesi)

Evrak kontrolünü başarıyla tamamlayan aday yaklaşık 1 ay içerisinde DLR-1 testine planlanır.

  • CRM Değerlendirmesi (Kişilik Özellikleri ve Yetkinliklerin Değerlendirilmesi)

DLR-1 sürecini başarıyla tamamlayan aday yaklaşık 1 ay içerisinde CRM değerlendirmesine planlanır.

  • Kurul Mülakatı ve Evrak Kontrolü

CRM değerlendirmesini başarıyla tamamlayan aday yaklaşık 1 ay içerisinde kurul mülakatına planlanır.

  • Sağlık Kontrolü (Uçuşa Elverişlilik)

BAŞVURU



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2NpYrZS
via IFTTT

Kigali Kargo Uçuşları Başladı


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2N0C680

THY , Yetiştirilmek Üzere II. Pilot Aday Adayı Arıyor


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2NpYrZS

SHGM ve TUSAŞ, hava araçlarının sertifikasyonu konusunda mutabakat zaptı imzaladı


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2NoHtuH

SHGM ve TUSAŞ, hava araçlarının sertifikasyonu konusunda mutabakat zaptı imzaladı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü(SHGM)’nün ev sahipliğinde TUSAŞ. yetkileri ile 28 Ağustos 2018 tarihinde hava aracı sertifikasyon süreçlerini konu alan toplantı gerçekleştirildi. Toplantıda, “T625 Genel Maksat Helikopteri Sertifikasyonu” öncelikli olmak üzere gelecekte özgün tasarımı ve üretimi yapılacak hava araçlarının sertifikasyon faaliyetlerinin etkinleştirilmesi konuları ele alındı. Toplantı sonrasında SHGM ve TUSAŞ. arasında ele alınan konuları içeren bir mutabakat zaptı imzalandı. SHGM Genel Müdür Vekili Bahri KESİCİ ve TUSAŞ. Genel Müdürü Dr. Temel KOTİL arasında imzalanan mutabakat zaptı kapsamında Türkiye’nin hava araçlarının uçuşa elverişlilik sertifikasyonu ile ilgili özgün iş ve çalışma modellerinin belirlenmesi ve hayata geçirilmesi konusunda işbirliği içinde hareket edilecek ve ilgili Genel Müdür Yardımcılarının başkanlık edeceği süreçlerle ele alınacak. Bilindiği gibi,  tasarım ve üretimi ülkemizde gerçekleştirilen  her Hava Aracının sertifikasyonu Türk sivil havacılık otoritesi olarak SHGM tarafından gerçekleştirilmektedir.  Uluslararası Sivil Havacılık kuralları gereğince hava aracı sertifikasyon süreçleri üretici, daha önce Hürkuş Uçağı için yapıldığı gibi ülkelerin Sivil Havacılık Otoriteleri tarafından yapılmakta ve yapılan sertifikasyonların diğer otoriteler tarafından tanınması ile süreç tamamlanmaktadır. Türkiye’nin ilk özgün helikopteri olarak TUSAŞ’ın tasarlayarak prototip üretimi üzerine çalışılmakta olan T625 Genel Maksat Helikopteri’nin sertifikasyon süreci de SHGM tarafından yürütülmektedir.

Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü(SHGM)’nün ev sahipliğinde TUSAŞ. yetkileri ile 28 Ağustos 2018 tarihinde hava aracı sertifikasyon süreçlerini konu alan toplantı gerçekleştirildi.
Toplantıda, “T625 Genel Maksat Helikopteri Sertifikasyonu” öncelikli olmak üzere gelecekte özgün tasarımı ve üretimi yapılacak hava araçlarının sertifikasyon faaliyetlerinin etkinleştirilmesi konuları ele alındı.
Toplantı sonrasında SHGM ve TUSAŞ. arasında ele alınan konuları içeren bir mutabakat zaptı imzalandı. SHGM Genel Müdür Vekili Bahri KESİCİ ve TUSAŞ. Genel Müdürü Dr. Temel KOTİL arasında imzalanan mutabakat zaptı kapsamında Türkiye’nin hava araçlarının uçuşa elverişlilik sertifikasyonu ile ilgili özgün iş ve çalışma modellerinin belirlenmesi ve hayata geçirilmesi konusunda işbirliği içinde hareket edilecek ve ilgili Genel Müdür Yardımcılarının başkanlık edeceği süreçlerle ele alınacak.
Bilindiği gibi,  tasarım ve üretimi ülkemizde gerçekleştirilen  her Hava Aracının sertifikasyonu Türk sivil havacılık otoritesi olarak SHGM tarafından gerçekleştirilmektedir.  Uluslararası Sivil Havacılık kuralları gereğince hava aracı sertifikasyon süreçleri üretici, daha önce Hürkuş Uçağı için yapıldığı gibi ülkelerin Sivil Havacılık Otoriteleri tarafından yapılmakta ve yapılan sertifikasyonların diğer otoriteler tarafından tanınması ile süreç tamamlanmaktadır. Türkiye’nin ilk özgün helikopteri olarak TUSAŞ’ın tasarlayarak prototip üretimi üzerine çalışılmakta olan T625 Genel Maksat Helikopteri’nin sertifikasyon süreci de SHGM tarafından yürütülmektedir.


from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2NoHtuH
via IFTTT

ÇİNLİ PARAŞÜTLE ATLADI GİTAR ÇALDI! 70 MİLYON KİŞİ İZLEDİ TÜRKİYE’DE ÇEKİLEN GÖRÜNTÜLER ÇİN’DE İZLENME REKORLARI KIRDI 70 MİLYON KİŞİ İZLEDİ YUNUS EMRE ENSTİTÜSÜ’NDEN TÜRKİYE’Yİ TANITMA ATAĞI Yunus Emre Enstitüsü (YEE) tarafından Çin’de başlatılan tanıtım seferberliği sonuç vermeye başladı. Türkiye’yi yıl sonuna kadar ziyaret eden Çinli turist sayısının 1 milyona ulaşması beklenirken, YEE tarafından ağırlanan Çinli şarkıcı Xufei’nin Fethiye’de paraşütle atlayış sırasında gitar çaldığı görüntüleri Çin’de izlenme rekorları kırdı. Xufei’nin sosyal medyada paylaştığı videoyu kısa sürede 70 milyon kişi izledi. Türkiye’nin turistik ve kültürel zenginliğini yerinde göstererek Çin kamuoyundaülkemizin olumlu algısını güçlendirmek içinYEE tarafından Çin’de kanaat önderi konumundaki isimler Türkiye’ye davet edildi. Geçen yıl, Çin’in en ünlü sinema yıldızlarındanWill Liu ile model eşi Wang Pei Yun’un da aralarında bulunduğu çok sayıda ünlü isim ve gazeteci Türkiye’de ağırlandı. Will Liu ve eşi,evliliklerinin 10. yıldönümünü Bodrum’da kutlarken, arkadaşı süper star JayJo’nun Türkiye’de film çekimi dahil birkaç sanatsal faaliyeti gerçekleştirmesigibi konular ele alındı. Bu yıl Haziran ayında ise Çin’in en büyük sosyal medya platformu olan 560 milyon kullanıcısı bulunan ve günlük 59 milyon kişinin kullandığı Yi Dian-Zixun şirketinin yöneticileri , CCTV,Travel Star TV muhabirleri, Çin Turizm Ofisi yetkililerinden oluşan 11 kişilik grup Türkiye’de ağırlandı. Çinli misafirlere Türkiye’nin zengin tarihi ve kültürel mirasını yerinde keşfetmeleri için İstanbul’da Ayasofya, Topkapı Sarayı, Kapalı Çarşı, Yerebatan Sarnıcı, tekneyle boğaz turu, Taksim, İstiklal Caddesi tanıtıldı. Daha sonra Ege ve Akdeniz’e geçilerek Tarihi Efes Antik şehri, Afrodisyas Antik Şehri, Antalya Kaleiçi , Olympos, Fethiye Babadağ, , Bodrum gezdirildi. Mavi Tur ile Ege ve Akdeniz’in muhteşem denizi ve koylarıyla tanıştılar. Misafirler, Türkiye’yi daha önceden sadece fotoğraflardan ve haberlerden bildiklerini ancak yakından görünce hayran kaldıklarını söylediler. Geçtiğimiz ay iseÇinli ünlü müzisyen Xu Fe’nin de aralarında bulunduğu bir grup ağırlandı. Xu Fe, yeni şarkısının klibini Türkiye’de çekti. Fethiye Babadağ’dan yamaç paraşütüyle atlarken, gitar çala Xu Fe’nin kilibi Çin’de izlenme rekorları kırdı. Ülkesinde, Müziğin Öncüleri listesinde “En Ünlü Kadın Sanatçı”, Çince şarkılar listesinde “Altın Melody TOP 10” ve East Stormy listesinde “En Ünlü Albüm” ödüllerine layık görülen şarkının klibi kısa sürede 70 milyon kişi tarafından izlendi. Kliple ilgili yapılan yorumlarda Türkiye’ye övgüler sıralandı.  

TÜRKİYE’DE ÇEKİLEN GÖRÜNTÜLER ÇİN’DE İZLENME REKORLARI KIRDI 70 MİLYON KİŞİ İZLEDİ

YUNUS EMRE ENSTİTÜSÜ’NDEN TÜRKİYE’Yİ TANITMA ATAĞI

Yunus Emre Enstitüsü (YEE) tarafından Çin’de başlatılan tanıtım seferberliği sonuç vermeye başladı. Türkiye’yi yıl sonuna kadar ziyaret eden Çinli turist sayısının 1 milyona ulaşması beklenirken, YEE tarafından ağırlanan Çinli şarkıcı Xufei’nin Fethiye’de paraşütle atlayış sırasında gitar çaldığı görüntüleri Çin’de izlenme rekorları kırdı. Xufei’nin sosyal medyada paylaştığı videoyu kısa sürede 70 milyon kişi izledi.

Türkiye’nin turistik ve kültürel zenginliğini yerinde göstererek Çin kamuoyundaülkemizin olumlu algısını güçlendirmek içinYEE tarafından Çin’de kanaat önderi konumundaki isimler Türkiye’ye davet edildi. Geçen yıl, Çin’in en ünlü sinema yıldızlarındanWill Liu ile model eşi Wang Pei Yun’un da aralarında bulunduğu çok sayıda ünlü isim ve gazeteci Türkiye’de ağırlandı. Will Liu ve eşi,evliliklerinin 10. yıldönümünü Bodrum’da kutlarken, arkadaşı süper star JayJo’nun Türkiye’de film çekimi dahil birkaç sanatsal faaliyeti gerçekleştirmesigibi konular ele alındı.

Bu yıl Haziran ayında ise Çin’in en büyük sosyal medya platformu olan 560 milyon kullanıcısı bulunan ve günlük 59 milyon kişinin kullandığı Yi Dian-Zixun şirketinin yöneticileri , CCTV,Travel Star TV muhabirleri, Çin Turizm Ofisi yetkililerinden oluşan 11 kişilik grup Türkiye’de ağırlandı. Çinli misafirlere Türkiye’nin zengin tarihi ve kültürel mirasını yerinde keşfetmeleri için İstanbul’da Ayasofya, Topkapı Sarayı, Kapalı Çarşı, Yerebatan Sarnıcı, tekneyle boğaz turu, Taksim, İstiklal Caddesi tanıtıldı. Daha sonra Ege ve Akdeniz’e geçilerek Tarihi Efes Antik şehri, Afrodisyas Antik Şehri, Antalya Kaleiçi , Olympos, Fethiye Babadağ, , Bodrum gezdirildi. Mavi Tur ile Ege ve Akdeniz’in muhteşem denizi ve koylarıyla tanıştılar.

Misafirler, Türkiye’yi daha önceden sadece fotoğraflardan ve haberlerden bildiklerini ancak yakından görünce hayran kaldıklarını söylediler.

Geçtiğimiz ay iseÇinli ünlü müzisyen Xu Fe’nin de aralarında bulunduğu bir grup ağırlandı. Xu Fe, yeni şarkısının klibini Türkiye’de çekti. Fethiye Babadağ’dan yamaç paraşütüyle atlarken, gitar çala Xu Fe’nin kilibi Çin’de izlenme rekorları kırdı. Ülkesinde, Müziğin Öncüleri listesinde “En Ünlü Kadın Sanatçı”, Çince şarkılar listesinde “Altın Melody TOP 10” ve East Stormy listesinde “En Ünlü Albüm” ödüllerine layık görülen şarkının klibi kısa sürede 70 milyon kişi tarafından izlendi. Kliple ilgili yapılan yorumlarda Türkiye’ye övgüler sıralandı.

 



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2wnpkXN
via IFTTT

ÇİNLİ PARAŞÜTLE ATLADI GİTAR ÇALDI! 70 MİLYON KİŞİ İZLEDİ


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2wnpkXN

TUSAŞ ve Yunus Emre Enstitüsü İş Birliği Protokolü İmzaladı Yunus Emre Enstitüsü (YEE) ile Türk Havacılık ve Uzay Sanayi A.Ş. (TUSAŞ) arasında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Himayelerinde yürütülen Türkiye Akademik ve Bilimsel İş Birliği Projesi (TABİP) kapsamında iş birliği protokolü imzalandı. Yunus Emre Enstitüsü, küresel çapta yürüttüğü kamu ve kültür diplomasisi faaliyetlerinin yanında Türkiye’nin akademik, bilimsel ve teknolojik alanda sahip olduğu kapasiteyi ve potansiyeli dünyaya tanıtmak için bilim diplomasisi çalışmalarını sürdürmeye devam ediyor. Bu amaçla Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı himayelerinde başlatılan Türkiye Akademik ve Bilimsel İş Birliği Projesi (TABİP) kapsamındaki iş birlikleri hız kesmeden devam ediyor. Son olarak, Türk Havacılık ve Uzay Sanayi A.Ş. (TUSAŞ) ile kapsamlı bir iş birliği protokolü imzalayan Enstitü, küresel çapta sahip olduğu tecrübeyi ve imkanları Türk Havacılık ve Uzay Sanayisinin de erişimine açacak. Üretim Artacak, Ekonomi Rahat Bir Nefes Alacak! TUSAŞ’ın Ankara Kahramankazan’da yer alan üretim tesislerinde düzenlenen iş birliği protokolü imza törenine Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş ve TUSAŞ Genel Müdürü Doç. Dr. Temel Kotil ile diğer davetliler katıldı. Törende söz alan Prof. Dr. Şeref Ateş, Yunus Emre Enstitüsünün dünyanın dört bir yanında sahip olduğu çalışma ağını, tecrübelerini ve yatırımlarını, Türk havacılık ve uzay sanayisinin istifadesine açmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi. Bilim diplomasisi faaliyetlerinin en az kültür ve kamu diplomasisi faaliyetleri kadar önemli olduğunun altını çizen Ateş, ülkemizin akademik ve bilimsel konularda da dünyayla iş birliği kurarak nitelikli insan gücünü artırmasının önemine değindi. Ateş, TABİP kapsamında geliştirilen Portal ile Türk bilim adamlarının, milli kuruluşlarımızın ve üreticinin artık dünya çapında akademik ve bilimsel iş birlikleri kurmasının daha kolay ve etkin olacağını ifade etti. Ateş, dünyada “bilim diplomasisi” olgusunun yeni bir olgu olmadığını ve Türkiye’nin de vakit kaybetmeden hızla bu platformda yer almasının stratejik bir gereklilik olduğunu söyleyerek sözlerine devam etti. Proje ile Türkiye’deki üretim kapasitesinin artacağına dikkat çeken Ateş, Türk ekonomisinin de rahat bir nefes alacağını belirtti. Ateş, Türkiye’nin kalkınmasında ve kısa vadede karşılaştığı zorlukların üstesinden gelmede bu projenin hayati bir öneminin olduğunu vurguladı. Nitelikli İnsan Kaynağımız Daha da Üst Seviyelere Çıkacak Törende düşüncelerini ifade eden TUSAŞ Genel Müdürü Doç. Dr. Temel Kotil, “Şirketimizin en önemli politikası haline gelen nitelikli insan kaynağı ve bu çerçevede yapılacak anlaşmalar ciddi önem taşıyor. Hali hazırda var olan “nitelikli insan kaynağımızı” daha da üst seviyelere çıkartacak çalışmalarımız devam ediyor. Devletimizin bizlere verdiği büyük projeleri yapmamızda bu tip atılımlar belirleyecek. Bunun yanında insan kaynağını son teknolojik yapılanmalarla da birleştirmek ve bir araya getirmek istiyoruz. Yapacağımız projelerimiz nezdinde bilimsel ve akademik birlikteliğin sıkı, dinamik ve yenilikçi yansımalar yapacağı görüşündeyim. Şirketimizde olan çok değerli insan kaynağı hazinemiz başta olmak üzere, bilişsel, bilimsel ve teknolojik yapılanmalarımız bu tip değerli iş birlikleriyle de giderek güçlenecek.” dedi. Proje ile Dünyadaki Türkiye Algısı Pozitif Yönde Etkilenecek Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş, törende yaptığı açıklamada, bilim diplomasisini hayata geçiren sacayaklarından ilkinin bu alandaki boşluğu dolduracak bir “portal” olduğunu söyledi. Ateş, bu proje kapsamında geliştirilen portalın temel amacının akademisyenlerin yenilikçi ve üretime dayalı bilgi birikiminin yer aldığı bir çalışma ağı ve platform aracılığıyla dünyadaki tüm güncel bilgilere, etkinliklere, proje çağrılarına ve diğer kritik bağlantılara ve verilere eriştirilmesi olduğunu ifade etti. Sacayağının diğer tarafında ise Enstitü merkezlerinin bulundukları ülkelerde bilim diplomasisi görevi yürütecek kişilerin olacağını ifade eden Ateş, söz konusu kişilerin o ülkedeki üniversitelerle, teknoparklarla, özel sektör aktörleriyle ve diğer araştırma kurumlarıyla Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu bilim alanlarında şirketleri, kişileri ve konuları eşleştireceğini dile getirdi. Proje ile Türkiye’nin dünyadaki algısı kısa vadede önemli ölçüde pozitif olarak etkilenecek ve Türkiye önemli bilimsel ve teknolojik çalışmalarda yer alacak. Bu sayede Türkiye bilimsel ve teknolojik alanlarda yurtdışındaki bilim ve yatırım dünyasının dikkatini çekmeyi başaracak. Ayrıca, yapılan iş birliği ile dünyada var olan bilimsel veri, akademik çalışma ve bilgiler ülkemiz üretim ekosistemine aktarılacak, nitelikli insan kaynağı yaratılacak ve küresel iş birlikleri kurularak birçok hedef bu ortaklık sayesinde hayata geçirilebilecek. Ayrıca, akademik ve bilimsel konularda araştırma yapan kişiler ile üreticiler bir araya getirilerek, ülkemizin temel kalkınma hedeflerine ulaşmasına dönük olarak know-how transferinin gerçekleştirmesi mümkün olacak. Proje ile Türk bilim adamlarının uluslararası araştırma programlarına katılması için girişimlerde ve desteklerde bulunulacak, Türkiye’nin uluslararası politika süreçlerine bilimsel katkıda bulunması için çalışmalar yürütülecek, ülkemizdeki bilim ve teknoloji kapasitesinin geliştirilmesi sağlanacak, Türkiye’nin bilimsel gücünü kullanarak uluslararası sistemde prestijini artırmak için faaliyetler düzenlenecek ve yatırım imkânları sağlanıp kurulan ağ üzerinden tanıtılacaktır.   Türkiye Akademik ve Bilimsel İş Birliği Projesi (TABİP) Hakkında Türkiye Akademik ve Bilimsel İş Birliği Projesi (TABİP), T.C. Cumhurbaşkanlığı himayelerinde Yunus Emre Enstitüleri tarafından hayata geçirilen bir projedir. Bu proje kapsamındaki her türlü faaliyet, Türkiye’nin akademik ve bilimsel iş birliğini geliştirmek, ekonomisine katkı sunmak, know-how transferi sağlamak, insan kaynağı niteliğini artırmak, bilim diplomasisi faaliyetleri yürütmek, katma değerli etkinlikler ve programlar düzenlemek, Türkiye’nin küresel platformdaki algısına pozitif katkılar sunmak, kalkınma hedeflerine yönelik olarak küresel birikimi ve insan kaynağını kullanmak, Türkiye’deki bilimsel gelişmeleri ve çalışmaları dünyaya duyurmak gibi birçok hedefe özgülenmiştir. Bu kapsamda Türkiye’de faaliyet gösteren her türlü kurum ve kuruluş Enstitünün bir paydaşıdır. TABİP kapsamında geliştirilen Portal ve diğer yazılımlar ile yeni, etkin bir akademik ve bilimsel ağ kurulması hedeflenmektedir. Bu Portal’a ve web arayüzüne www.tabip.global web adresinden ulaşılabilecektir. TABİP, diğer milli kurumlarımızın faaliyetlerini küresel çapta destekleyecek, Portal üzerinden onların çalışma ağlarını geliştirecek, ülkemizin kalkınmasına katkı sağlayacak, ülkemizin bilimsel konular üzerinden küresel politikalara etki edebilmesini sağlayacak, nitelikli insan kaynağını artıracak, bilimi diplomatik bir araç olarak kullanacak, küresel çapta fikri mülkiyet haklarını projeler üzerinden ülkemize transfer edecek, ülkemizin potansiyelini ve bilimsel atılımlarını dünyaya tanıtacak ve mevcut küresel Yunus Emre Enstitüleri ağının ve yatırımlarının avantajlarını diğer milli kurum ve kuruluşların istifadesine sunacak mükerrer olmayan geniş kapsamlı ve etkili bir projedir.

Yunus Emre Enstitüsü (YEE) ile Türk Havacılık ve Uzay Sanayi A.Ş. (TUSAŞ) arasında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Himayelerinde yürütülen Türkiye Akademik ve Bilimsel İş Birliği Projesi (TABİP) kapsamında iş birliği protokolü imzalandı.

Yunus Emre Enstitüsü, küresel çapta yürüttüğü kamu ve kültür diplomasisi faaliyetlerinin yanında Türkiye’nin akademik, bilimsel ve teknolojik alanda sahip olduğu kapasiteyi ve potansiyeli dünyaya tanıtmak için bilim diplomasisi çalışmalarını sürdürmeye devam ediyor. Bu amaçla Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı himayelerinde başlatılan Türkiye Akademik ve Bilimsel İş Birliği Projesi (TABİP) kapsamındaki iş birlikleri hız kesmeden devam ediyor. Son olarak, Türk Havacılık ve Uzay Sanayi A.Ş. (TUSAŞ) ile kapsamlı bir iş birliği protokolü imzalayan Enstitü, küresel çapta sahip olduğu tecrübeyi ve imkanları Türk Havacılık ve Uzay Sanayisinin de erişimine açacak.

Üretim Artacak, Ekonomi Rahat Bir Nefes Alacak!

TUSAŞ’ın Ankara Kahramankazan’da yer alan üretim tesislerinde düzenlenen iş birliği protokolü imza törenine Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş ve TUSAŞ Genel Müdürü Doç. Dr. Temel Kotil ile diğer davetliler katıldı. Törende söz alan Prof. Dr. Şeref Ateş, Yunus Emre Enstitüsünün dünyanın dört bir yanında sahip olduğu çalışma ağını, tecrübelerini ve yatırımlarını, Türk havacılık ve uzay sanayisinin istifadesine açmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi. Bilim diplomasisi faaliyetlerinin en az kültür ve kamu diplomasisi faaliyetleri kadar önemli olduğunun altını çizen Ateş, ülkemizin akademik ve bilimsel konularda da dünyayla iş birliği kurarak nitelikli insan gücünü artırmasının önemine değindi. Ateş, TABİP kapsamında geliştirilen Portal ile Türk bilim adamlarının, milli kuruluşlarımızın ve üreticinin artık dünya çapında akademik ve bilimsel iş birlikleri kurmasının daha kolay ve etkin olacağını ifade etti. Ateş, dünyada “bilim diplomasisi” olgusunun yeni bir olgu olmadığını ve Türkiye’nin de vakit kaybetmeden hızla bu platformda yer almasının stratejik bir gereklilik olduğunu söyleyerek sözlerine devam etti. Proje ile Türkiye’deki üretim kapasitesinin artacağına dikkat çeken Ateş, Türk ekonomisinin de rahat bir nefes alacağını belirtti. Ateş, Türkiye’nin kalkınmasında ve kısa vadede karşılaştığı zorlukların üstesinden gelmede bu projenin hayati bir öneminin olduğunu vurguladı.

Nitelikli İnsan Kaynağımız Daha da Üst Seviyelere Çıkacak

Törende düşüncelerini ifade eden TUSAŞ Genel Müdürü Doç. Dr. Temel Kotil, “Şirketimizin en önemli politikası haline gelen nitelikli insan kaynağı ve bu çerçevede yapılacak anlaşmalar ciddi önem taşıyor. Hali hazırda var olan “nitelikli insan kaynağımızı” daha da üst seviyelere çıkartacak çalışmalarımız devam ediyor. Devletimizin bizlere verdiği büyük projeleri yapmamızda bu tip atılımlar belirleyecek. Bunun yanında insan kaynağını son teknolojik yapılanmalarla da birleştirmek ve bir araya getirmek istiyoruz. Yapacağımız projelerimiz nezdinde bilimsel ve akademik birlikteliğin sıkı, dinamik ve yenilikçi yansımalar yapacağı görüşündeyim. Şirketimizde olan çok değerli insan kaynağı hazinemiz başta olmak üzere, bilişsel, bilimsel ve teknolojik yapılanmalarımız bu tip değerli iş birlikleriyle de giderek güçlenecek.” dedi.

Proje ile Dünyadaki Türkiye Algısı Pozitif Yönde Etkilenecek

Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş, törende yaptığı açıklamada, bilim diplomasisini hayata geçiren sacayaklarından ilkinin bu alandaki boşluğu dolduracak bir “portal” olduğunu söyledi. Ateş, bu proje kapsamında geliştirilen portalın temel amacının akademisyenlerin yenilikçi ve üretime dayalı bilgi birikiminin yer aldığı bir çalışma ağı ve platform aracılığıyla dünyadaki tüm güncel bilgilere, etkinliklere, proje çağrılarına ve diğer kritik bağlantılara ve verilere eriştirilmesi olduğunu ifade etti. Sacayağının diğer tarafında ise Enstitü merkezlerinin bulundukları ülkelerde bilim diplomasisi görevi yürütecek kişilerin olacağını ifade eden Ateş, söz konusu kişilerin o ülkedeki üniversitelerle, teknoparklarla, özel sektör aktörleriyle ve diğer araştırma kurumlarıyla Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu bilim alanlarında şirketleri, kişileri ve konuları eşleştireceğini dile getirdi.

Proje ile Türkiye’nin dünyadaki algısı kısa vadede önemli ölçüde pozitif olarak etkilenecek ve Türkiye önemli bilimsel ve teknolojik çalışmalarda yer alacak. Bu sayede Türkiye bilimsel ve teknolojik alanlarda yurtdışındaki bilim ve yatırım dünyasının dikkatini çekmeyi başaracak. Ayrıca, yapılan iş birliği ile dünyada var olan bilimsel veri, akademik çalışma ve bilgiler ülkemiz üretim ekosistemine aktarılacak, nitelikli insan kaynağı yaratılacak ve küresel iş birlikleri kurularak birçok hedef bu ortaklık sayesinde hayata geçirilebilecek. Ayrıca, akademik ve bilimsel konularda araştırma yapan kişiler ile üreticiler bir araya getirilerek, ülkemizin temel kalkınma hedeflerine ulaşmasına dönük olarak know-how transferinin gerçekleştirmesi mümkün olacak. Proje ile Türk bilim adamlarının uluslararası araştırma programlarına katılması için girişimlerde ve desteklerde bulunulacak, Türkiye’nin uluslararası politika süreçlerine bilimsel katkıda bulunması için çalışmalar yürütülecek, ülkemizdeki bilim ve teknoloji kapasitesinin geliştirilmesi sağlanacak, Türkiye’nin bilimsel gücünü kullanarak uluslararası sistemde prestijini artırmak için faaliyetler düzenlenecek ve yatırım imkânları sağlanıp kurulan ağ üzerinden tanıtılacaktır.

 

Türkiye Akademik ve Bilimsel İş Birliği Projesi (TABİP) Hakkında

Türkiye Akademik ve Bilimsel İş Birliği Projesi (TABİP), T.C. Cumhurbaşkanlığı himayelerinde Yunus Emre Enstitüleri tarafından hayata geçirilen bir projedir. Bu proje kapsamındaki her türlü faaliyet, Türkiye’nin akademik ve bilimsel iş birliğini geliştirmek, ekonomisine katkı sunmak, know-how transferi sağlamak, insan kaynağı niteliğini artırmak, bilim diplomasisi faaliyetleri yürütmek, katma değerli etkinlikler ve programlar düzenlemek, Türkiye’nin küresel platformdaki algısına pozitif katkılar sunmak, kalkınma hedeflerine yönelik olarak küresel birikimi ve insan kaynağını kullanmak, Türkiye’deki bilimsel gelişmeleri ve çalışmaları dünyaya duyurmak gibi birçok hedefe özgülenmiştir. Bu kapsamda Türkiye’de faaliyet gösteren her türlü kurum ve kuruluş Enstitünün bir paydaşıdır. TABİP kapsamında geliştirilen Portal ve diğer yazılımlar ile yeni, etkin bir akademik ve bilimsel ağ kurulması hedeflenmektedir. Bu Portal’a ve web arayüzüne www.tabip.global web adresinden ulaşılabilecektir. TABİP, diğer milli kurumlarımızın faaliyetlerini küresel çapta destekleyecek, Portal üzerinden onların çalışma ağlarını geliştirecek, ülkemizin kalkınmasına katkı sağlayacak, ülkemizin bilimsel konular üzerinden küresel politikalara etki edebilmesini sağlayacak, nitelikli insan kaynağını artıracak, bilimi diplomatik bir araç olarak kullanacak, küresel çapta fikri mülkiyet haklarını projeler üzerinden ülkemize transfer edecek, ülkemizin potansiyelini ve bilimsel atılımlarını dünyaya tanıtacak ve mevcut küresel Yunus Emre Enstitüleri ağının ve yatırımlarının avantajlarını diğer milli kurum ve kuruluşların istifadesine sunacak mükerrer olmayan geniş kapsamlı ve etkili bir projedir.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2NruiZU
via IFTTT

Doğa Derneği 15 yaşında! Doğa Derneği kuruluşunun on beşinci yılını doldurdu. Yaşamın bütünlüğüne ve çeşitliliğine inanan bir avuç insanının kurduğu dernek, on beş yıl gibi kısa bir sürede Türkiye doğasının korunması için pek çok ilkin mimarı oldu veya içinde yer aldı. Doğa Derneği’nin on beşinci yılı için tasarlanan yeni logosu, ressam Gökçe Sümerkan tarafından yapıldı. Yeni logo tasarımında kadim Anadolu uygarlıklarının çizimlerinden derneğin üzerinde çalıştığı türlere kadar uzanan pek çok görsel gizli. Derneğin ilk logosunda yer alan bukalemun ikonu da yeni logonun bir parçası olarak yer alıyor. Dernek 2004 yılında korunmaya değer doğal alanların belirlenmesi için Önemli Doğa Alanları (ÖDA) yöntemini ortaya koydu. ÖDA yöntemi dünyada ilk kez Türkiye’de uyguladı ve bu çalışmanın sonucunda bin sayfanın üzerinde ve iki ciltlik bir envanter 2006 yılında yayınlandı. 2016’da ise ÖDA yaklaşımı Dünya Doğayı Koruma Birliği tarafından korunan alanların belirlenmesinde uluslararası ölçüt olarak kabul edildi ve bugün yetmişten çok ülkede uygulanıyor. Doğa Derneği Gediz Deltası başta olmak üzere pek çok Önemli Doğa Alanı’nın koruma altına alınmasında önemli rol oynadı. Hasankeyf’in korunması için dünya ölçeğinde bir kampanya yürüttü ve 2009’da Ilısu Barajı’nın yapılması için sağlanan Avrupa kaynaklı kredinin durdurulmasını sağladı. Bu kampanyaya ve derneğin diğer çalışmalarına Tarkan, Yaşar Kemal ve Sezen Aksu’nun da dahil olduğu fikir önderleri ve sanatçılar destek verdi. 2018’de Doğa Derneği ve Gediz Deltası’ndaki yaşamı tehdit eden İzmir Körfez Otobanı Projesi’ne karşı birlikte çalıştığı diğer sivil kuruluşlar, açtığı dava sonucunda projenin durdurulmasını sağladı. Dernek, Burdur Gölü’nden, Doğu Karadeniz Dağları’na ve Urfa Bozkırları’na kadar uzanan tüm Anadolu sathında çalışmalar yürüttü ve “Hedef: Sıfır Yok Oluş” kampanyasıyla bu alanlarda yaşayan nesli tehlike altındaki türlerin yaşamını destekledi. Derneğin korunması için çalıştığı elliyi aşkın tür arasında kelaynak, pars, ceylan, toy, şah kartal, çizili sırtlan gibi türler bulunuyor. Dernek 2011 yılında Anadolu derelerinin ve doğasının yok edilmesine tepki olarak “Anadolu’yu Vermeyeceğiz!” sloganıyla yola çıkan Büyük Anadolu Yürüyüşü’ne katıldı ve Türkiye Su Meclisi’nin kurucuların biri oldu. Dicle ve Amazon nehirlerinin birlikte korunması için Amazon yerlileriyle omuz omuza çalıştı. Doğa Derneği, 2013 yılında Seferihisar Belediyesi ile ortalık içinde doğa kültürünü araştırmak, yaşamak ve yaymak için Seferihisar Doğa Okulu’nu kurdu. Yavaş Dükkan ismiyle biyolojik çeşitliliği destekleyen ürünlerin yer aldığı bir ağ kurdu. Dünya Kuşları Koruma Kurumu’nun (BirdLife International) Türkiye’deki ortağı olan dernek, kuşların ve biyolojik çeşitliliğin korunması için diğer kuruluşlarla ortaklık halinde çok sayıda çalışma yürütmeye devam ediyor. Derneğin on beşinci yılı hakkında konuşan Doğa Derneği Genel Koordinatörü Dicle Tuba Kılıç şunları söyledi: “On beş yıllık kısa tarihimizde pek çok başarıya ve başarısızlığa imza attık. Başardıklarımızdan dolayı gururluyuz. Başaramadıklarımız ise bize; dünyaya, insana ve kendimize nasıl bakmamız gerektiği konusunda yepyeni şeyler öğretti. Doğa Derneği, önümüzdeki yıllarda biyolojik çeşitliliği koruma odağını değiştirmeden, doğa korumanın imeceye dayalı yeni yöntemlerini daha çok kullanma fırsatlarını kollayacak ve bunun için 2013’te Gezi’nin bizlere anlattığı gibi merkezsiz, hiyerarşisiz ortaklık olanaklarını sonuna kadar araştıracak.”

Doğa Derneği kuruluşunun on beşinci yılını doldurdu. Yaşamın bütünlüğüne ve çeşitliliğine inanan bir avuç insanının kurduğu dernek, on beş yıl gibi kısa bir sürede Türkiye doğasının korunması için pek çok ilkin mimarı oldu veya içinde yer aldı.

Doğa Derneği’nin on beşinci yılı için tasarlanan yeni logosu, ressam Gökçe Sümerkan tarafından yapıldı. Yeni logo tasarımında kadim Anadolu uygarlıklarının çizimlerinden derneğin üzerinde çalıştığı türlere kadar uzanan pek çok görsel gizli. Derneğin ilk logosunda yer alan bukalemun ikonu da yeni logonun bir parçası olarak yer alıyor.

Dernek 2004 yılında korunmaya değer doğal alanların belirlenmesi için Önemli Doğa Alanları (ÖDA) yöntemini ortaya koydu. ÖDA yöntemi dünyada ilk kez Türkiye’de uyguladı ve bu çalışmanın sonucunda bin sayfanın üzerinde ve iki ciltlik bir envanter 2006 yılında yayınlandı. 2016’da ise ÖDA yaklaşımı Dünya Doğayı Koruma Birliği tarafından korunan alanların belirlenmesinde uluslararası ölçüt olarak kabul edildi ve bugün yetmişten çok ülkede uygulanıyor.

Doğa Derneği Gediz Deltası başta olmak üzere pek çok Önemli Doğa Alanı’nın koruma altına alınmasında önemli rol oynadı. Hasankeyf’in korunması için dünya ölçeğinde bir kampanya yürüttü ve 2009’da Ilısu Barajı’nın yapılması için sağlanan Avrupa kaynaklı kredinin durdurulmasını sağladı. Bu kampanyaya ve derneğin diğer çalışmalarına Tarkan, Yaşar Kemal ve Sezen Aksu’nun da dahil olduğu fikir önderleri ve sanatçılar destek verdi. 2018’de Doğa Derneği ve Gediz Deltası’ndaki yaşamı tehdit eden İzmir Körfez Otobanı Projesi’ne karşı birlikte çalıştığı diğer sivil kuruluşlar, açtığı dava sonucunda projenin durdurulmasını sağladı.

Dernek, Burdur Gölü’nden, Doğu Karadeniz Dağları’na ve Urfa Bozkırları’na kadar uzanan tüm Anadolu sathında çalışmalar yürüttü ve “Hedef: Sıfır Yok Oluş” kampanyasıyla bu alanlarda yaşayan nesli tehlike altındaki türlerin yaşamını destekledi. Derneğin korunması için çalıştığı elliyi aşkın tür arasında kelaynak, pars, ceylan, toy, şah kartal, çizili sırtlan gibi türler bulunuyor. Dernek 2011 yılında Anadolu derelerinin ve doğasının yok edilmesine tepki olarak “Anadolu’yu Vermeyeceğiz!” sloganıyla yola çıkan Büyük Anadolu Yürüyüşü’ne katıldı ve Türkiye Su Meclisi’nin kurucuların biri oldu. Dicle ve Amazon nehirlerinin birlikte korunması için Amazon yerlileriyle omuz omuza çalıştı.

Doğa Derneği, 2013 yılında Seferihisar Belediyesi ile ortalık içinde doğa kültürünü araştırmak, yaşamak ve yaymak için Seferihisar Doğa Okulu’nu kurdu. Yavaş Dükkan ismiyle biyolojik çeşitliliği destekleyen ürünlerin yer aldığı bir ağ kurdu. Dünya Kuşları Koruma Kurumu’nun (BirdLife International) Türkiye’deki ortağı olan dernek, kuşların ve biyolojik çeşitliliğin korunması için diğer kuruluşlarla ortaklık halinde çok sayıda çalışma yürütmeye devam ediyor.

Derneğin on beşinci yılı hakkında konuşan Doğa Derneği Genel Koordinatörü Dicle Tuba Kılıç şunları söyledi: “On beş yıllık kısa tarihimizde pek çok başarıya ve başarısızlığa imza attık. Başardıklarımızdan dolayı gururluyuz. Başaramadıklarımız ise bize; dünyaya, insana ve kendimize nasıl bakmamız gerektiği konusunda yepyeni şeyler öğretti. Doğa Derneği, önümüzdeki yıllarda biyolojik çeşitliliği koruma odağını değiştirmeden, doğa korumanın imeceye dayalı yeni yöntemlerini daha çok kullanma fırsatlarını kollayacak ve bunun için 2013’te Gezi’nin bizlere anlattığı gibi merkezsiz, hiyerarşisiz ortaklık olanaklarını sonuna kadar araştıracak.”



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2Ly1ZYg
via IFTTT

UZUN VE KALİTELİ BİR YAŞAM İÇİN KAS ERİMESİNDEN KORUNMANIN YOLLARI Çok zayıf bir vücudu güçlendirmek için proteinden zengin beslenmek ne kadar önemliyse, fazla kilolardan kurtulmak için uğraşırken de yine yeterli protein almak çok önemlidir. Çünkü sahip olduğumuz kas oranı, metabolizma hızını etkileyen önemli bir etkendir ve ne kadar fazla kasa sahip olursak metabolizmamız o kadar hızlı ve efektif çalışacaktır. Herbalife Beslenme Danışma Kurulu Üyesi Doç. İsmet Tamer anlatıyor… Kaslarınız çalıştıkça enerji harcamış, yani kalori yakmış olursunuz. Kaslar uyurken bile kalori yakmanıza yardımcı olur, bu nedenle kas kütlesinin fazla olması metabolizma hızının da fazla olmasını sağlayacaktır. Kilo verme çabaları sırasında yapılan saçma diyetler ya da diğer yanlış beslenme uygulamaları maalesef yağsız kas kitlesinde kayıplar yaşanmasına neden olur. Gerçekten biraz kilo vermiş olsanız bile yağsız kas kitlenizde yaşadığınız kayıplar nedeniyle hem dış görüntünüz hem de sağlık durumunuz sizi hiç de memnun etmeyebilir: Vücudunuzda sarkmalar oluşabilir ve yüzünüzde çökük bir ifadeyle karşılaşabilirsiniz. Bu nedenle kilo verirken kaslarınızın çok önemli olduğunu unutmamalı ve yağsız kas kitlenizi kaybetmeden kilo vermenin yollarını öğrenmelisiniz. Şimdi sizlere kilonuzu kontrol etme çabalarınız sırasında kas kaybetmemeniz ve kaslarınızı koruyarak sağlıklı yaş alabilmeniz için birkaç ipucu vereceğim: Karbonhidratı kesmeyin Öncelikle vücudumuzun düzgün çalışabilmesi ve günlük fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için her gün düzenli olarak yeterli protein, kaliteli karbonhidrat ve sağlıklı yağlar içeren bir diyet uygulamamız gerekiyor. Vücudun ihtiyacı olan enerji dengesini korumak yerine, kısa sürede çok kilo vereyim düşüncesiyle çok düşük kalorili ya da temel besinlerden fakir, tek yönlü diyetler yapmanın, fazla kilolarınız yerine vücuttaki su ile kasları kaybetmenize neden olacağını bilmeniz gerekiyor. Eğer protein miktarını abartıp karbonhidratı çok azaltırsak, bu kez vücudumuz proteini enerji kaynağı gibi kullanır ki bu durum da kas kaybına neden olabilir. Yani her gün ihtiyacınız kadar karbonhidrat almaya çalışın. Hem hayvansal hem bitkisel protein alın Et, balık, tavuk, yumurta, süt ve süt ürünleri gibi hayvansal kaynaklı protein içeren gıdalardan her gün düzenli olarak tüketmelisiniz. Her ne kadar hayvansal besinler en iyi proteini içerir gibi bilinse de özellikle bakliyatlarda bulunan bitkisel proteinlerin de diyetinizde mutlaka bulunması gerekiyor. Haftada en az 3-4 öğün bitkisel protein de tüketmeye gayret etmelisiniz. Günlük protein ihtiyacınızı yaklaşık olarak vücut ağırlığınızın kilogramı başına ortalama 1 gr olacak şekilde hesaplayabilirsiniz. Örneğin 70 kilo iseniz günde 70 gr protein içeren besinler tüketin. Kaslarınız yeterli protein aldığınızda güçleneceklerdir. Protein tüketiminizi güne yayın, her öğünde protein içeren bir besin tüketin, özellikle de kahvaltıda! En az 8-19 bardak su tüketin Yeterince sıvı tüketmek kaslarınızın esnekliğini ve dayanıklılığını artırmaya yardımcı olacaktır. Su içmek bağırsakların da düzgün çalışmasına yardımcı olur, toksinlerden kurtulmanızı sağlar. Eğer sindirim sisteminiz düzgün çalışmaz, şişkinlik, hazımsızlık gibi şikâyetler kronik hale gelirse, kaslarınızı korumak için tüketeceğiniz besinlerin emilimi de bozulabilir. Hareket edin! Her yaş ve her koşulda egzersiz yapmak mümkündür. Egzersiz yeterli yoğunlukta ve yeterli süre yapıldığında önce kasların dolaşımı artar, kaslara daha fazla protein gider, kasın enerji deposu glikojen miktarı artar, bu sayede hem kas miktarınızı hem de kas gücünüzü artırmış olursunuz. Özellikle kısa süreli, yoğun egzersiz programları ile direnç egzersizi diye adlandırılan egzersizler, kas kitlenizi korumaya yardımcı olur. Gün aşırı 25-30 dakika boyunca yapılacak kısa süreli, kısa aralıklı ama hızlı, sık tekrarlı, zorlayıcı egzersizler bu amaç için mükemmeldir. İleri yaşlarda bunun yerine her gün 30 ila 45 dakika düzenli, tempolu yürüyüş yapmak bile yeterli olabilir. Yine de küçük ağırlıklar ile direnç çalışmaları yapmak ekstra fayda sağlayacaktır. Spordan önce ve sonra protein Düzenli spor yapan bireylerin kaslarını korumaları ve kas kitlelerini artırabilmeleri için egzersizden yaklaşık 2 saat önce ve egzersiz sonrası ilk yarım saatte mutlaka protein içeren bir öğün tüketmeleri gerekir. Eğer beraberinde enerji kaynağı kaliteli kompleks karbonhidrat tüketmezseniz, vücudunuz aldığınız proteini enerji ihtiyacını karşılamak için kullanacağından yine kas kaybı yaşayabilirsiniz. Ağırlık çalışıyorsanız, birkaç haftada bir çalıştığınız ağırlıkları artırmak kas kitlenizi korumanızı, hatta artırmanızı sağlayacaktır. Egzersiz sonrası kas yıkımına neden olmamak ve kaslarınızın toparlanmasını sağlamak için yoğun egzersiz sonrasında en az 24 saat spor yapmamanız uygun olacaktır. Herbalife Ltd. Hakkında Herbalife Nutrition, 1980 yılından bu yana insanların yaşamlarını değiştiren ürünler sunan global bir beslenme şirketidir. Herbalife’ın beslenme, kilo kontrolü ve kişisel bakım ürünlerine 90’dan fazla ülkede, Bağımsız Herbalife Nutrition Üyeleri aracılığıyla ulaşılmaktadır. Herbalife Nutrition, dünya genelinde yetersiz beslenme ve kilo problemlerine karşı yüksek kaliteli ürünler sunarak mücadele etmede kararlılıkla ilerlemektedir. Pek çoğu şirkete bağlı tesislerde uzun bilimsel araştırmalar sonucu geliştirilen yüksek kaliteli ürünler ile birlikte Bağımsız Herbalife Nutrition Üyelerimizin danışmanlığı ve şirketin sonsuz desteği ile müşterilerimizin daha sağlıklı ve aktif bir yaşamı benimsemeleriiçin çalışıyoruz. Herbalife Beslenme Vakfı (HNF) ve Casa Herbalife Beslenme programlarını destekleyerek yeterli beslenme imkanına sahip olamayan çocukların iyi beslenmelerini sağlamaya yardımcı olmaktadır. Ayrıca Cristiano Ronaldo, LA Galaxy ve diğer pek çok şampiyon sporcunun da içinde bulunduğu 190’dan fazla dünya çapında sporcu, takım ve etkinliğin sponsorluğunu yapmaktadır. Dünya üzerinde 8 bin’den fazla çalışanı bulunan şirket, New York borsasına (NYSE:HLF) kote olup, 2017 yılındaki net satışlarını 4,5 milyar dolar olarak açıklamıştır. Herbalife International’e bağlı bir şirket olarak Türkiye’deki faaliyetlerine Mart 1998’de başlayan Herbalife International Ürünleri Ticaret Ltd. Şti., Herbalife ürünlerinin Türkiye’ye ithalatını yapmaktadır. Şirket, Türkiye Doğrudan Satış Derneği’nin ve merkezi Belçika Brüksel’de bulunan Uluslararası Beslenme Destek Ürünleri Dernekleri Birliği IADSA’nın Üyesi’dir. Herbalife ürünleri, Bağımsız Herbalife Nutrition Üyeleri aracılığıyla satışa sunulur. Herbalife Nutrition, tüketiciyi korumada Altın Standart sunmaktadır. Daha fazla bilgi almak için Herbalife.com.tr adresini ziyaret edebilirsiniz.

Çok zayıf bir vücudu güçlendirmek için proteinden zengin beslenmek ne kadar önemliyse, fazla kilolardan kurtulmak için uğraşırken de yine yeterli protein almak çok önemlidir. Çünkü sahip olduğumuz kas oranı, metabolizma hızını etkileyen önemli bir etkendir ve ne kadar fazla kasa sahip olursak metabolizmamız o kadar hızlı ve efektif çalışacaktır. Herbalife Beslenme Danışma Kurulu Üyesi Doç. İsmet Tamer anlatıyor…

Kaslarınız çalıştıkça enerji harcamış, yani kalori yakmış olursunuz. Kaslar uyurken bile kalori yakmanıza yardımcı olur, bu nedenle kas kütlesinin fazla olması metabolizma hızının da fazla olmasını sağlayacaktır.

Kilo verme çabaları sırasında yapılan saçma diyetler ya da diğer yanlış beslenme uygulamaları maalesef yağsız kas kitlesinde kayıplar yaşanmasına neden olur. Gerçekten biraz kilo vermiş olsanız bile yağsız kas kitlenizde yaşadığınız kayıplar nedeniyle hem dış görüntünüz hem de sağlık durumunuz sizi hiç de memnun etmeyebilir: Vücudunuzda sarkmalar oluşabilir ve yüzünüzde çökük bir ifadeyle karşılaşabilirsiniz. Bu nedenle kilo verirken kaslarınızın çok önemli olduğunu unutmamalı ve yağsız kas kitlenizi kaybetmeden kilo vermenin yollarını öğrenmelisiniz.

Şimdi sizlere kilonuzu kontrol etme çabalarınız sırasında kas kaybetmemeniz ve kaslarınızı koruyarak sağlıklı yaş alabilmeniz için birkaç ipucu vereceğim:

Karbonhidratı kesmeyin

Öncelikle vücudumuzun düzgün çalışabilmesi ve günlük fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için her gün düzenli olarak yeterli protein, kaliteli karbonhidrat ve sağlıklı yağlar içeren bir diyet uygulamamız gerekiyor. Vücudun ihtiyacı olan enerji dengesini korumak yerine, kısa sürede çok kilo vereyim düşüncesiyle çok düşük kalorili ya da temel besinlerden fakir, tek yönlü diyetler yapmanın, fazla kilolarınız yerine vücuttaki su ile kasları kaybetmenize neden olacağını bilmeniz gerekiyor. Eğer protein miktarını abartıp karbonhidratı çok azaltırsak, bu kez vücudumuz proteini enerji kaynağı gibi kullanır ki bu durum da kas kaybına neden olabilir. Yani her gün ihtiyacınız kadar karbonhidrat almaya çalışın.

Hem hayvansal hem bitkisel protein alın

Et, balık, tavuk, yumurta, süt ve süt ürünleri gibi hayvansal kaynaklı protein içeren gıdalardan her gün düzenli olarak tüketmelisiniz. Her ne kadar hayvansal besinler en iyi proteini içerir gibi bilinse de özellikle bakliyatlarda bulunan bitkisel proteinlerin de diyetinizde mutlaka bulunması gerekiyor. Haftada en az 3-4 öğün bitkisel protein de tüketmeye gayret etmelisiniz. Günlük protein ihtiyacınızı yaklaşık olarak vücut ağırlığınızın kilogramı başına ortalama 1 gr olacak şekilde hesaplayabilirsiniz. Örneğin 70 kilo iseniz günde 70 gr protein içeren besinler tüketin. Kaslarınız yeterli protein aldığınızda güçleneceklerdir. Protein tüketiminizi güne yayın, her öğünde protein içeren bir besin tüketin, özellikle de kahvaltıda!

En az 8-19 bardak su tüketin

Yeterince sıvı tüketmek kaslarınızın esnekliğini ve dayanıklılığını artırmaya yardımcı olacaktır. Su içmek bağırsakların da düzgün çalışmasına yardımcı olur, toksinlerden kurtulmanızı sağlar. Eğer sindirim sisteminiz düzgün çalışmaz, şişkinlik, hazımsızlık gibi şikâyetler kronik hale gelirse, kaslarınızı korumak için tüketeceğiniz besinlerin emilimi de bozulabilir.

Hareket edin!

Her yaş ve her koşulda egzersiz yapmak mümkündür. Egzersiz yeterli yoğunlukta ve yeterli süre yapıldığında önce kasların dolaşımı artar, kaslara daha fazla protein gider, kasın enerji deposu glikojen miktarı artar, bu sayede hem kas miktarınızı hem de kas gücünüzü artırmış olursunuz. Özellikle kısa süreli, yoğun egzersiz programları ile direnç egzersizi diye adlandırılan egzersizler, kas kitlenizi korumaya yardımcı olur. Gün aşırı 25-30 dakika boyunca yapılacak kısa süreli, kısa aralıklı ama hızlı, sık tekrarlı, zorlayıcı egzersizler bu amaç için mükemmeldir. İleri yaşlarda bunun yerine her gün 30 ila 45 dakika düzenli, tempolu yürüyüş yapmak bile yeterli olabilir. Yine de küçük ağırlıklar ile direnç çalışmaları yapmak ekstra fayda sağlayacaktır.

Spordan önce ve sonra protein

Düzenli spor yapan bireylerin kaslarını korumaları ve kas kitlelerini artırabilmeleri için egzersizden yaklaşık 2 saat önce ve egzersiz sonrası ilk yarım saatte mutlaka protein içeren bir öğün tüketmeleri gerekir. Eğer beraberinde enerji kaynağı kaliteli kompleks karbonhidrat tüketmezseniz, vücudunuz aldığınız proteini enerji ihtiyacını karşılamak için kullanacağından yine kas kaybı yaşayabilirsiniz. Ağırlık çalışıyorsanız, birkaç haftada bir çalıştığınız ağırlıkları artırmak kas kitlenizi korumanızı, hatta artırmanızı sağlayacaktır. Egzersiz sonrası kas yıkımına neden olmamak ve kaslarınızın toparlanmasını sağlamak için yoğun egzersiz sonrasında en az 24 saat spor yapmamanız uygun olacaktır.

Herbalife Ltd. Hakkında

Herbalife Nutrition, 1980 yılından bu yana insanların yaşamlarını değiştiren ürünler sunan global bir beslenme şirketidir. Herbalife’ın beslenme, kilo kontrolü ve kişisel bakım ürünlerine 90’dan fazla ülkede, Bağımsız Herbalife Nutrition Üyeleri aracılığıyla ulaşılmaktadır.

Herbalife Nutrition, dünya genelinde yetersiz beslenme ve kilo problemlerine karşı yüksek kaliteli ürünler sunarak mücadele etmede kararlılıkla ilerlemektedir. Pek çoğu şirkete bağlı tesislerde uzun bilimsel araştırmalar sonucu geliştirilen yüksek kaliteli ürünler ile birlikte Bağımsız Herbalife Nutrition Üyelerimizin danışmanlığı ve şirketin sonsuz desteği ile müşterilerimizin daha sağlıklı ve aktif bir yaşamı benimsemeleriiçin çalışıyoruz.

Herbalife Beslenme Vakfı (HNF) ve Casa Herbalife Beslenme programlarını destekleyerek yeterli beslenme imkanına sahip olamayan çocukların iyi beslenmelerini sağlamaya yardımcı olmaktadır. Ayrıca Cristiano Ronaldo, LA Galaxy ve diğer pek çok şampiyon sporcunun da içinde bulunduğu 190’dan fazla dünya çapında sporcu, takım ve etkinliğin sponsorluğunu yapmaktadır.

Dünya üzerinde 8 bin’den fazla çalışanı bulunan şirket, New York borsasına (NYSE:HLF) kote olup, 2017 yılındaki net satışlarını 4,5 milyar dolar olarak açıklamıştır.

Herbalife International’e bağlı bir şirket olarak Türkiye’deki faaliyetlerine Mart 1998’de başlayan Herbalife International Ürünleri Ticaret Ltd. Şti., Herbalife ürünlerinin Türkiye’ye ithalatını yapmaktadır. Şirket, Türkiye Doğrudan Satış Derneği’nin ve merkezi Belçika Brüksel’de bulunan Uluslararası Beslenme Destek Ürünleri Dernekleri Birliği IADSA’nın Üyesi’dir.

Herbalife ürünleri, Bağımsız Herbalife Nutrition Üyeleri aracılığıyla satışa sunulur.

Herbalife Nutrition, tüketiciyi korumada Altın Standart sunmaktadır.

Daha fazla bilgi almak için Herbalife.com.tr adresini ziyaret edebilirsiniz.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2BVapcx
via IFTTT

Kadın pilotlar, 30 yıldır Lufthansa ile uçuyor Lufthansa, Ağustos ayında çok özel bir yıldönümü kutluyor. Bundan tam 30 yıl önce 23 Ağustos 1988 tarihinde, Nicola Lisy ve Evi Hetzmannseder, Lufthansa’nın ilk kadın pilotları oldu.   Pilotluk eğitimine Bremen’de başlayan Nicola Lisy ve Evi Hetzmannseder, Phoenix, Arizona yakınlarında 2 yıl uçuş eğitiminin ardından Kanada’nın Montreal şehrinde Boeing 737 uçuş eğitimlerini tamamladı. Yaklaşık on yıl sonra ise Nicola Lisy, 31 Ocak 2000’de Lufthansa’nın ilk kadın kaptan pilotu oldu. Kısa bir süre sonra Şubat ayında Evi Hetzmannseder de Lisy’e katılarak kaptanlık rütbesinin sahibi oldu.   Lufthansa Grup bünyesinde hem kadın hem erkek 10.000’den fazla pilot görev almakta ve bunlardan 4.000’i Lufthansa Alman Havayolları için uçmaktadır. Tüm Lufthansa Grup kokpit personelinin yaklaşık yüzde 6’sı kadındır, Lufthansa Alman Havayolları’nda ise bu rakam şu anda yüzde 7’dir. Lufthansa Grup, yerden havaya tüm yönetim pozisyonlarında kadın personelin oranını artırmayı hedefliyor. Kokpitte daha fazla kadın olması şirketin temel İK (insan kaynakları) hedeflerinden biridir.   Tüm Lufthansa Grup Havayolları için pilotları eğiten European Flight Academy’nin mevcut eğitim kurslarındaki tüm potansiyel pilotların yüzde 15’i kadınlardan oluşuyor. Ayrıca Lufthansa Aviation Training, aktif olarak ek kadın başvuruları alıyor. Lufthansa Group, yakın gelecekte kadınlar için odaklanmış bir reklam kampanyasını da hayata geçirecek.   Lufthansa Grup Pilot Okulları süreç yöneticisi ve A320 kaptanı Stefan-Kenan Scheib: “Önceleri kadınlar pilot eğitime kabul edildiğinde, geleneksel olarak erkek ağırlıklı bir alana giriyorlardı. Bugün, artık böyle bir durum söz konusu değil. Kadınların eğitim kurslarımıza katılmaları son derece olağan ve performanslarının erkek meslektaşlarından hiçbir şekilde daha düşük olmadığı aşikar. Uçma tutkusu ve bu tutkunun getirdiği kararlılık ve çaba ile profesyonellik hedefine ulaşma isteği cinsiyetler arasında hiçbir fark görmediğimiz bir yön”.

Lufthansa, Ağustos ayında çok özel bir yıldönümü kutluyor. Bundan tam 30 yıl önce 23 Ağustos 1988 tarihinde, Nicola Lisy ve Evi Hetzmannseder, Lufthansa’nın ilk kadın pilotları oldu.

 

Pilotluk eğitimine Bremen’de başlayan Nicola Lisy ve Evi Hetzmannseder, Phoenix, Arizona yakınlarında 2 yıl uçuş eğitiminin ardından Kanada’nın Montreal şehrinde Boeing 737 uçuş eğitimlerini tamamladı. Yaklaşık on yıl sonra ise Nicola Lisy, 31 Ocak 2000’de Lufthansa’nın ilk kadın kaptan pilotu oldu. Kısa bir süre sonra Şubat ayında Evi Hetzmannseder de Lisy’e katılarak kaptanlık rütbesinin sahibi oldu.

 

Lufthansa Grup bünyesinde hem kadın hem erkek 10.000’den fazla pilot görev almakta ve bunlardan 4.000’i Lufthansa Alman Havayolları için uçmaktadır. Tüm Lufthansa Grup kokpit personelinin yaklaşık yüzde 6’sı kadındır, Lufthansa Alman Havayolları’nda ise bu rakam şu anda yüzde 7’dir. Lufthansa Grup, yerden havaya tüm yönetim pozisyonlarında kadın personelin oranını artırmayı hedefliyor. Kokpitte daha fazla kadın olması şirketin temel İK (insan kaynakları) hedeflerinden biridir.

 

Tüm Lufthansa Grup Havayolları için pilotları eğiten European Flight Academy’nin mevcut eğitim kurslarındaki tüm potansiyel pilotların yüzde 15’i kadınlardan oluşuyor. Ayrıca Lufthansa Aviation Training, aktif olarak ek kadın başvuruları alıyor. Lufthansa Group, yakın gelecekte kadınlar için odaklanmış bir reklam kampanyasını da hayata geçirecek.

 

Lufthansa Grup Pilot Okulları süreç yöneticisi ve A320 kaptanı Stefan-Kenan Scheib: “Önceleri kadınlar pilot eğitime kabul edildiğinde, geleneksel olarak erkek ağırlıklı bir alana giriyorlardı. Bugün, artık böyle bir durum söz konusu değil. Kadınların eğitim kurslarımıza katılmaları son derece olağan ve performanslarının erkek meslektaşlarından hiçbir şekilde daha düşük olmadığı aşikar. Uçma tutkusu ve bu tutkunun getirdiği kararlılık ve çaba ile profesyonellik hedefine ulaşma isteği cinsiyetler arasında hiçbir fark görmediğimiz bir yön”.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2PLbYwI
via IFTTT

Uçakta Drone Nasıl Taşınır? Uzaktan kumanda yardımıyla havadan çekim yapabilen Drone’lar son zamanlarda oldukça popüler araçlardan ve hal böyle olunca tatile ya da projelere götürülmek üzere sıklıkla taşımak zorunda kalabiliyoruz. Uçakta Drone Nasıl Taşınır? Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan yazıda Yedek bataryaların kısa devre yapmasını önlemek amacıyla ayrı bir paketleme yapılarak; şayet bu tarz bir paketleme yapılması mümkün olmadığında ise koruyucu plastik torbaya konularak uçağa getirilmesine; -Her bir bataryanın; a) Batarya lityum metal ise, lityum içeriği 2 gramı geçmeyecek şekilde, b)Batarya lityum iyon içerikli ise 100 Wh limitini aşmayacak şekilde olması, – Her bir lityum bataryanın “UN Manual of Tests and Criteria” dokümanının Kısım III’ünün 38.3 alt başlığında geçen kendi tipine uygun test gerekliliklerini karşılaması, -Bu cihazların hava aracında şarj edilmemesi, koşuluyla yalnızca kabinde taşınmasına izin verilmekte olup kargoda taşınması yasaklanmıştır. Söz konusu İHA’ların kabinde taşınması hususunda tehlike oluşturabilecek tek unsur, ihtiva ettikleri pilin çeşidi ve kapasitesidir. ICAO Doc.9284 Teknik Talimatlar’da belirtilen Lityum Batarya içeren elektronik cihazlarla ilgili kısıtlamalar dahilinde pil ihtiva eden İHA’ların kabinde taşınmasında herhangi bir sakınca bulunmamaktadır. şeklinde belirtilmiştir. Piyasada yaygın olarak kullanılan DJI ürünlerinin uçakta taşınmaları; Cihaz ve Batarya Modeli Uygunluk Durumu DJI Phantom 3 4S 4480 mah Uçakta taşınmaya uygundur DJI Phantom 4 4S 5870 mah Uçakta taşınmaya uygundur Mavic Pro 3S 3830 mah Uçakta taşınmaya uygundur Inspire 2 TB50 6S 4280 mah Uçakta taşınmaya uygundur Inspire 1 TB47 6S 4500 mah Uçakta taşınmaya uygundur Kaynak:www.uzakrota.com

Uzaktan kumanda yardımıyla havadan çekim yapabilen Drone’lar son zamanlarda oldukça popüler araçlardan ve hal böyle olunca tatile ya da projelere götürülmek üzere sıklıkla taşımak zorunda kalabiliyoruz.

Uçakta Drone Nasıl Taşınır?

Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan yazıda

Yedek bataryaların kısa devre yapmasını önlemek amacıyla ayrı bir paketleme yapılarak; şayet bu tarz bir paketleme yapılması mümkün olmadığında ise koruyucu plastik torbaya konularak uçağa getirilmesine;

-Her bir bataryanın;

a) Batarya lityum metal ise, lityum içeriği 2 gramı geçmeyecek şekilde,

b)Batarya lityum iyon içerikli ise 100 Wh limitini aşmayacak şekilde olması,

– Her bir lityum bataryanın “UN Manual of Tests and Criteria” dokümanının Kısım III’ünün 38.3 alt başlığında geçen kendi tipine uygun test gerekliliklerini karşılaması,

-Bu cihazların hava aracında şarj edilmemesi, koşuluyla yalnızca kabinde taşınmasına izin verilmekte olup kargoda taşınması
yasaklanmıştır.

Söz konusu İHA’ların kabinde taşınması hususunda tehlike oluşturabilecek tek unsur, ihtiva ettikleri pilin çeşidi ve kapasitesidir. ICAO Doc.9284 Teknik Talimatlar’da belirtilen Lityum Batarya içeren elektronik cihazlarla ilgili kısıtlamalar dahilinde pil ihtiva eden İHA’ların kabinde taşınmasında herhangi bir sakınca bulunmamaktadır.

şeklinde belirtilmiştir.

Piyasada yaygın olarak kullanılan DJI ürünlerinin uçakta taşınmaları;

Cihaz ve Batarya Modeli Uygunluk Durumu
DJI Phantom 3 4S 4480 mah Uçakta taşınmaya uygundur
DJI Phantom 4 4S 5870 mah Uçakta taşınmaya uygundur
Mavic Pro 3S 3830 mah Uçakta taşınmaya uygundur
Inspire 2 TB50 6S 4280 mah Uçakta taşınmaya uygundur
Inspire 1 TB47 6S 4500 mah Uçakta taşınmaya uygundur

Kaynak:www.uzakrota.com



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2wtYHzP
via IFTTT

SEKTÖR GELECEĞİN LOJİSTİĞİ’NE SPONSOR OLDU Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği UTİKAD tarafından 19 Eylül 2018 tarihinde düzenlenecek olan Geleceğin Lojistiği Zirvesi’nin sponsorları belli olmaya başladı. Geleceğin Lojistiği Zirvesi’nin “ANA SPONSORU” uluslararası yük platformu Trans.Eu oldu. Lojistik sektörünün dev isimlerinden Turkish Cargo, UTİKAD tarafından düzenlenen zirveye “ALTIN SPONSOR” olarak destek verirken, dünyanın en büyük ticaret odalarından biri olan İstanbul Ticaret Odası (İTO) “Geleceğin Lojistiği Zirvesi”ne “GÜMÜŞ SPONSOR olarak imza attı. Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği UTİKAD’ın 19 Eylül 2018 tarihinde düzenleyeceği ‘Geleceğin Lojistiği Zirvesi’ hem lojistik sektöründen hem de Türk ekonomi dünyasının öncü kuruluşlarından ilgi görüyor. Elite World Europe Otel düzenlenecek olan zirvede lojistik sektörü temsilcilerinin yanı sıra tedarik zinciri yönetenlerden üreticilere, ithalat ve ihracat firmalarından dış ticaret firmalarına kadar birçok farklı sektörden temsilci bir araya gelecek, e-dünyada sektörleri bekleyen yeni iş modelleri ve iş yapış şekilleri değerlendirilecek. Geleceğin Lojistiği Zirvesi’ne “ANA SPONSOR” olarak destek veren uluslararası yük platformu Trans.Eu; geleceğin lojistiğinin kapılarının aralanacağı zirvede sektör temsilcileri ile bir araya gelmenin yanı sıra ‘inovatif yatırım’ oturumunda katılımcılara geleceğe yönelik lojistik ipuçları verecek. “Trans.eu Geleceğin Lojistiği Zirvesi’ne Ana Sponsor oldu çünkü Avrupa ve Çin’i bağlayan İpek Yolu’nun tek Dijital Platformu olarak Türkiye’deki şirketleri Avrasya’da 40bin’den fazla şirket ile dijital dünyada bir araya getirmeyi hedefliyor.” Lojistik sektörünün dev firmalarından Turkish Cargo ise zirveye “ALTIN SPONSOR” oldu. Turkish Cargo temsilcileri, zirve kapsamında düzenlenecek panelde katılımcılar ile hava kargo trendlerini paylaşacak.  “Turkish Cargo Geleceğin Lojistiği Zirvesi’ne Altın Sponsor oldu çünkü geleceğin hava kargo trendlerini yakından takip etmeye devam ediyor.” İstanbul Ticaret Odası (İTO) Türk iş dünyasına liderlik eden sivil toplum kuruluşlarının iş birliğinde daha da değer kazanacak olan Geleceğin Lojistiği Zirvesi’ne “GÜMÜŞ SPONSOR” olarak destek verdi. Türk ekonomisinin öncü kurumu olan İstanbul Ticaret Odası; zirvede lojistik sektörünün yanı sıra diğer reel sektörlerin geleceğine dair öngörüleri değerlendirecek. “İstanbul Ticaret Odası Geleceğin Lojistiği Zirvesi’ne Gümüş Sponsor oldu çünkü ülkemizin geleceğe dair hedeflerinin yakalanması için üretici ve sanayicilerimizin küresel rekabet gücünü artırmak üzere lojistik firmaları ile iş birliği tesis etmesi gerektiğinin bilincindedir.” Geleceğin Lojistiği Zirvesi’ne güçlü sponsorların yanı sıra lojistik sektöründen ve lojistik sektörüne hizmet veren sektörlerden firmalar da stant açarak katılım sağlıyor. ECB Sigorta ve Reasürans Brokerliği A.Ş., Shipco Transport Uluslararası Nakliyat Ltd. Şti., Xinerji Teknoloji Hizmetleri Ltd. Şti. gibi birçok firma zirvede katılımcılar ile kendi stantlarında buluşacak. UTİKAD tüm lojistik sektörünü ve lojistik hizmet alan paydaşlarını yeni bakış açıları sunmak, profesyonel hayatlarında farklı senaryolara hazırlamak, gelecek planlarına dair önemli ipuçları paylaşmak için Geleceğin Lojistiği Zirvesi’ne davet ediyor. Zirve hakkında detaylı bilgi ve sponsorluk imkanlarına www.utikadzirve.org adresinden ulaşabilir aynı zamanda online kayıt yaptırabilirsiniz. Siz de geleceğin lojistiğinde yerinizi şimdiden ayırtın!

Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği UTİKAD tarafından 19 Eylül 2018 tarihinde düzenlenecek olan Geleceğin Lojistiği Zirvesi’nin sponsorları belli olmaya başladı. Geleceğin Lojistiği Zirvesi’nin “ANA SPONSORU” uluslararası yük platformu Trans.Eu oldu.

Lojistik sektörünün dev isimlerinden Turkish Cargo, UTİKAD tarafından düzenlenen zirveye “ALTIN SPONSOR” olarak destek verirken, dünyanın en büyük ticaret odalarından biri olan İstanbul Ticaret Odası (İTO) “Geleceğin Lojistiği Zirvesi”ne “GÜMÜŞ SPONSOR olarak imza attı.

Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği UTİKAD’ın 19 Eylül 2018 tarihinde düzenleyeceği ‘Geleceğin Lojistiği Zirvesi’ hem lojistik sektöründen hem de Türk ekonomi dünyasının öncü kuruluşlarından ilgi görüyor. Elite World Europe Otel düzenlenecek olan zirvede lojistik sektörü temsilcilerinin yanı sıra tedarik zinciri yönetenlerden üreticilere, ithalat ve ihracat firmalarından dış ticaret firmalarına kadar birçok farklı sektörden temsilci bir araya gelecek, e-dünyada sektörleri bekleyen yeni iş modelleri ve iş yapış şekilleri değerlendirilecek.

Geleceğin Lojistiği Zirvesi’ne “ANA SPONSOR” olarak destek veren uluslararası yük platformu Trans.Eu; geleceğin lojistiğinin kapılarının aralanacağı zirvede sektör temsilcileri ile bir araya gelmenin yanı sıra ‘inovatif yatırım’ oturumunda katılımcılara geleceğe yönelik lojistik ipuçları verecek.

“Trans.eu Geleceğin Lojistiği Zirvesi’ne Ana Sponsor oldu çünkü Avrupa ve Çin’i bağlayan İpek Yolu’nun tek Dijital Platformu olarak Türkiye’deki şirketleri Avrasya’da 40bin’den fazla şirket ile dijital dünyada bir araya getirmeyi hedefliyor.”

Lojistik sektörünün dev firmalarından Turkish Cargo ise zirveye “ALTIN SPONSOR” oldu. Turkish Cargo temsilcileri, zirve kapsamında düzenlenecek panelde katılımcılar ile hava kargo trendlerini paylaşacak.

 “Turkish Cargo Geleceğin Lojistiği Zirvesi’ne Altın Sponsor oldu çünkü geleceğin hava kargo trendlerini yakından takip etmeye devam ediyor.”

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Türk iş dünyasına liderlik eden sivil toplum kuruluşlarının iş birliğinde daha da değer kazanacak olan Geleceğin Lojistiği Zirvesi’ne “GÜMÜŞ SPONSOR” olarak destek verdi. Türk ekonomisinin öncü kurumu olan İstanbul Ticaret Odası; zirvede lojistik sektörünün yanı sıra diğer reel sektörlerin geleceğine dair öngörüleri değerlendirecek.

“İstanbul Ticaret Odası Geleceğin Lojistiği Zirvesi’ne Gümüş Sponsor oldu çünkü ülkemizin geleceğe dair hedeflerinin yakalanması için üretici ve sanayicilerimizin küresel rekabet gücünü artırmak üzere lojistik firmaları ile iş birliği tesis etmesi gerektiğinin bilincindedir.”

Geleceğin Lojistiği Zirvesi’ne güçlü sponsorların yanı sıra lojistik sektöründen ve lojistik sektörüne hizmet veren sektörlerden firmalar da stant açarak katılım sağlıyor. ECB Sigorta ve Reasürans Brokerliği A.Ş., Shipco Transport Uluslararası Nakliyat Ltd. Şti., Xinerji Teknoloji Hizmetleri Ltd. Şti. gibi birçok firma zirvede katılımcılar ile kendi stantlarında buluşacak.

UTİKAD tüm lojistik sektörünü ve lojistik hizmet alan paydaşlarını yeni bakış açıları sunmak, profesyonel hayatlarında farklı senaryolara hazırlamak, gelecek planlarına dair önemli ipuçları paylaşmak için Geleceğin Lojistiği Zirvesi’ne davet ediyor.

Zirve hakkında detaylı bilgi ve sponsorluk imkanlarına www.utikadzirve.org adresinden ulaşabilir aynı zamanda online kayıt yaptırabilirsiniz.

Siz de geleceğin lojistiğinde yerinizi şimdiden ayırtın!



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2NogoHX
via IFTTT

Cumhuriyet Tarihinin En Büyük Projesi’nde Çalışacak Güvenlik Görevlileri Aranıyor İstanbul Yeni Havalimanı Güvenliğinde Çalışacak Son Bin Kişi Aranıyor Dünyanın sıfırdan yapılan en büyük havalimanı olan İstanbul Yeni Havalimanı’nın güvenliğinden sorumlu olacak güvenlik timi için işe alımlar tüm hızıyla devam ediyor. İstanbul Yeni Havalimanı’nda çalışacak 3 bin 500 kişilik güvenlik timi için alınacak son 1000 kişi, 30 Eylül’e kadar başvuru yapabilecek. Tamamlandığında 200 milyon yolcu kapasitesiyle dünyanın en büyük havalimanı olacak İstanbul Yeni Havalimanı’nın güvenliğini sağlayacak güvenlik timi için İGA Güvenlik A.Ş, Mecidiyeköy ofisinden sonra İstanbul’un Avcılar ilçesinde de irtibat ofisi açtı. Dünyanın sıfırdan yapılan en büyük havalimanını koruyacak güvenlik timinde yer almak için aranan özelliklerin başında; 5188 sayılı yasaya göre özel güvenlik kimlik kartına sahipolmak ve vardiyalı çalışabilmek geliyor. Bu şartların yanı sıra askerlik hizmetini tamamlamış veya tecilli, diksiyonu düzgün ve sözlü iletişim kabiliyeti yüksek kadın ve erkek adaylar, kariyer platformları ve İGA irtibat ofislerinden iş başvurularını 30 Eylül tarihine kadar yapabilecekler. Başvuru şartlarını tamamlayan adaylar, ilk aşamada sözlü mülakata çağrılıyor, mülakatı geçenler ise Hasan Kalyoncu Üniversitesi Eğitim Merkezi’nde, Sivil Havacılık Güvenliği konusunda uluslararası standartlarda, kapsamlı bir temel eğitim alıyor. Adaylar bu süreçleri başarıyla geçtikten sonra Cumhuriyet tarihinin en büyük alt yapı projesi olan İstanbul Yeni Havalimanı’nın 29 Ekim 2018 tarihindeki açılışına kadar işbaşı eğitimlerini tamamlamak ve havalimanı güvenliğinde tecrübe kazanmak üzere Atatürk Havalimanı’nda işe başlıyor. İş başı yapan kadın ve erkek güvenlik görevlileri isteğe bağlı olarak ücretsiz ve maksimum 4 kişilik lojmanlar ile sosyal alan tahsisinden faydalanabiliyor. 3 bin 500 kişiden oluşacak İGA Güvenlik timinin Atatürk Havalimanı’nda çalışanların yaklaşık 2 katı, Esenboğa’da çalışan güvenlik ekibinin ise 6 katı büyüklükte olacağı öngörülüyor.

İstanbul Yeni Havalimanı Güvenliğinde Çalışacak Son Bin Kişi Aranıyor

Dünyanın sıfırdan yapılan en büyük havalimanı olan İstanbul Yeni Havalimanı’nın güvenliğinden sorumlu olacak güvenlik timi için işe alımlar tüm hızıyla devam ediyor. İstanbul Yeni Havalimanı’nda çalışacak 3 bin 500 kişilik güvenlik timi için alınacak son 1000 kişi, 30 Eylül’e kadar başvuru yapabilecek.

Tamamlandığında 200 milyon yolcu kapasitesiyle dünyanın en büyük havalimanı olacak İstanbul Yeni Havalimanı’nın güvenliğini sağlayacak güvenlik timi için İGA Güvenlik A.Ş, Mecidiyeköy ofisinden sonra İstanbul’un Avcılar ilçesinde de irtibat ofisi açtı.

Dünyanın sıfırdan yapılan en büyük havalimanını koruyacak güvenlik timinde yer almak için aranan özelliklerin başında; 5188 sayılı yasaya göre özel güvenlik kimlik kartına sahipolmak ve vardiyalı çalışabilmek geliyor. Bu şartların yanı sıra askerlik hizmetini tamamlamış veya tecilli, diksiyonu düzgün ve sözlü iletişim kabiliyeti yüksek kadın ve erkek adaylar, kariyer platformları ve İGA irtibat ofislerinden iş başvurularını 30 Eylül tarihine kadar yapabilecekler.

Başvuru şartlarını tamamlayan adaylar, ilk aşamada sözlü mülakata çağrılıyor, mülakatı geçenler ise Hasan Kalyoncu Üniversitesi Eğitim Merkezi’nde, Sivil Havacılık Güvenliği konusunda uluslararası standartlarda, kapsamlı bir temel eğitim alıyor. Adaylar bu süreçleri başarıyla geçtikten sonra Cumhuriyet tarihinin en büyük alt yapı projesi olan İstanbul Yeni Havalimanı’nın 29 Ekim 2018 tarihindeki açılışına kadar işbaşı eğitimlerini tamamlamak ve havalimanı güvenliğinde tecrübe kazanmak üzere Atatürk Havalimanı’nda işe başlıyor.

İş başı yapan kadın ve erkek güvenlik görevlileri isteğe bağlı olarak ücretsiz ve maksimum 4 kişilik lojmanlar ile sosyal alan tahsisinden faydalanabiliyor. 3 bin 500 kişiden oluşacak İGA Güvenlik timinin Atatürk Havalimanı’nda çalışanların yaklaşık 2 katı, Esenboğa’da çalışan güvenlik ekibinin ise 6 katı büyüklükte olacağı öngörülüyor.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2LwX9KI
via IFTTT

55. Uluslararası Antalya Film Festivali’nin sanatsal afişi Ahmet Güneştekin’den TÜRKİYE’nin ilk ve en köklü film festivali ‘Uluslararası Antalya Film Festivali’nde bu yıldan başlayarak iki afiş kullanılacak. Genel afişin yanı sıra Festival, her yıl bir sanatçının eserini festivalin ‘sanatsal’ afişine taşıyacak. Bu zenginliğin ilk adımı Anadolu mitolojisi ile sözlü kültürden beslenen, efsaneleri güncele renklerle bağlayan sanatçı Ahmet Güneştekin’le atıldı. Festivalin genel afişinde Altın Portakal Venüs Heykeli’yle birlikte onbinlerce Antalyalı yer alırken, sanatsal afişte ressam Ahmet Güneştekin’in 2015 yılında Venedik Bienali’nde sergilendiğinde büyük ses getiren ‘Adem ile Havva’ serisinden bir tablosu yer alıyor. Farklı kültürlere ait mitolojik anlatıları, şimdiki zamana gönderme yaparak yeniden yorumlayan Güneştekin’in eserlerinde olduğu gibi festival de bu yıl, farklı kültürlerde yaşanan ‘Göç, mültecilik, ekonomik, sosyal ve duygusal dışlanmışlık’ gibi hikayeleri ‘Çağdaş Masallar’ başlığı altında sinemaseverlerle buluşturuyor. Filmlerin odak noktasında, yaşadığımız yüz yılın büyük göçlerinin ötekileştirdiği, ölümü göze alan hayata koşan mülteci yaşamlarının başrolündeki İNSAN yer alıyor. Türkiye’den ve dünyadan 55 filmi ağırlayacak festivalin Genel Sanat Yönetmenliği’ni Avrupa Film Akademisi Başkan Yardımcısı Mike Downey, Artistik Direktörlüğü’nü ise Saraybosna Film Festivali Başkanı Mirsad Purivatra üstleniyor.

TÜRKİYE’nin ilk ve en köklü film festivali ‘Uluslararası Antalya Film Festivali’nde bu yıldan başlayarak iki afiş kullanılacak. Genel afişin yanı sıra Festival, her yıl bir sanatçının eserini festivalin ‘sanatsal’ afişine taşıyacak. Bu zenginliğin ilk adımı Anadolu mitolojisi ile sözlü kültürden beslenen, efsaneleri güncele renklerle bağlayan sanatçı Ahmet Güneştekin’le atıldı. Festivalin genel afişinde Altın Portakal Venüs Heykeli’yle birlikte onbinlerce Antalyalı yer alırken, sanatsal afişte ressam Ahmet Güneştekin’in 2015 yılında Venedik Bienali’nde sergilendiğinde büyük ses getiren ‘Adem ile Havva’ serisinden bir tablosu yer alıyor.

Farklı kültürlere ait mitolojik anlatıları, şimdiki zamana gönderme yaparak yeniden yorumlayan Güneştekin’in eserlerinde olduğu gibi festival de bu yıl, farklı kültürlerde yaşanan ‘Göç, mültecilik, ekonomik, sosyal ve duygusal dışlanmışlık’ gibi hikayeleri ‘Çağdaş Masallar’ başlığı altında sinemaseverlerle buluşturuyor. Filmlerin odak noktasında, yaşadığımız yüz yılın büyük göçlerinin ötekileştirdiği, ölümü göze alan hayata koşan mülteci yaşamlarının başrolündeki İNSAN yer alıyor.

Türkiye’den ve dünyadan 55 filmi ağırlayacak festivalin Genel Sanat Yönetmenliği’ni Avrupa Film Akademisi Başkan Yardımcısı Mike Downey, Artistik Direktörlüğü’nü ise Saraybosna Film Festivali Başkanı Mirsad Purivatra üstleniyor.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2wiR4gk
via IFTTT

30 Ağustos Zafer Bayramı’nda Gezilecek 6 Yer Ulusça kutladığımız bayramlarımızdan olan ’30 Ağustos Zafer Bayramı’Dumlupınar’da Mustafa Kemal Atatürk’ün başkumandanlığında zaferle sonuçlanan Başkomutanlık Meydan Muharebesini anmak için kutlanıyor. Ulusal birliğimizi ve paylaştığımız ortak tarihi pekiştirmek açışından önemli olan bu günleri en güzel şekilde değerlendirmek bizim elimizde. Online seyahat markası biletall.com, son blog yazısında ‘30 Ağustos Zafer Bayramı’nda Gezilecek 6 Yeri’ derledi. Türkiye’nin çeşitli yerlerinde kutlamalar ve törenler düzenlenmektedir. Törenler 30 Ağustos günü saat 07.00’de başlar ve saat 24.00’da son bulur. Saat 12.00’da başkentte yirmi bir pare top atışı yapılır. 1. Anıtkabir, Ankara Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olan ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün yattığı yerdir. Anıtkabir’in yapımı yaklaşık olarak 9 yıl sürmüştür. Yaklaşık 150 ton ağırlığındaki Anıtkabir’de birçok heykel, kabartma ve süslemeler bulunmaktadır. Anıtkabir’in değeri Türk toplumu için çok büyüktür. Zafer Bayramı’nda Anıtkabir’i ziyaret ederek törene katılabilirsiniz. 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda, Cumhurbaşkanı eşliğinde tören yapılır. Cumhurbaşkanı Anıtkabir’i ziyaret eder ve Atatürk’ün mezarına çelenk koyar, törene katılanların ve halkın bayramı kutlanır. Cumhurbaşkanı tarafından Zafer Bayramı resepsiyonu verilir. Törenden sonra Anıtkabir içerisinde bulunan başta Atatürk Müzesi olmak üzere müzeleri ziyaret edebilir, içeride bulunan hediyelik eşya dükkânlarından kendinize ve sevdiklerinize anı olarak çeşitli şeyler alabilirsiniz. Atamızın kabrine giden 262 metre uzunluğunda Aslanlı Yol vardır. Bu yolun sağ ve solunda tarafında karşılıklı olarak toplamda 24 aslan bulunmaktadır. Buradaki aslanlar 24 Oğuz boyunu temsil etmektedir. Kültürümüzde aslan gücü temsil etmektedir. Milletimizin birlik ve bütünlüğünü temsil eden şey ise aslanların karşılıklı olarak durmasıdır. Atamızın anıtına yaklaşan aslanları başları öne doğru eğilmektedir. Anıtkabir Ziyaret Saatleri Haftanın her günü 09.00 – 17.00 saatleri arasında hizmet vermektedir. Protokol veya resmi törenlerin olduğu günler saatler değişiklik göstermektedir. Anıtkabir Giriş Ücreti Anıtkabir’e giriş ücretsizdir. Anıtkabir Ulaşım Ankara’da Anıtkabir’e ulaşım çok rahattır. Ankaray’a binip Tandoğan durağında inerek, 5-10 dakikalık bir yürüyüşün ardından Anıtkabir’in giriş kapısına ulaşabilirsiniz. Ankara’nın farklı bölgelerinde iseniz Ankaray’a ulaşmak için metroya binerek Kızılay durağında aktarma yapabilirsiniz. Ankara’ya demiryolu ile geldiyseniz anıt mezar, Ankara Tren Garı’na yürüme mesafesindedir. Garın alt katından Tandoğan Çarşısı’nı geçip Gazi Mustafa Kemal Bulvarı’na doğru çıkın. Buradan Anıt Caddesi’ni takip ettiğiniz takdirde yol sizi Anıtkabir’e götürecektir. Adres: Mebusevleri Mah. 06570 Çankaya/Ankara En uygun Ankara otobüs biletlerini Biletall.com’da bulabilir ve Anıtkabir’i ziyaret için seyahat edebilirsiniz. 2. Gelibolu Yarımadası ve Milli Parkı, Çanakkale Çanakkale ili sınırları içerisinde yer alan ve 1973 ‘te kurulmuş olan Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı, 33.000 hektarlık bir alanla Gelibolu Yarımadası’nın güney ucundadır ve Çanakkale Boğazı’nın Avrupa yakasında bulunmaktadır. Kurmay Yarbay Mustafa Kemal’in önderliğinde olağanüstü direniş ile kazanılan bir savunma destanı olan Çanakkale Savaşları Türk Milleti’nin dünyanın en güçlü devletlerine karşı çarpıştığı savaştır. Yaklaşık 8,5 ay süren bu savaşta Boğaz’ın iki tarafı adeta kan gölüne dönüşmüştür. Savaşta yarım milyona yakın can kaybı olmuştur. Bölge 1973 yılında milli park ilan edilmiştir. Savaşta yaşamını yitiren şehitlerin anısını yaşatan anıtlar ve müzeler, o dönemlerin izlerini canlı tutarak gelecek nesillere ulaştırmaktadır. Gelibolu Yarımadası, Çanakkale Savaş’ında yaşamını yitiren neredeyse 250 bin Türk şehidinin yanı sıra İngiliz, Avustralyalı, Yeni Zelandalı ve Fransız askerlerinin de mezarlarına sahiplik etmektedir. Böylelikle tüm dünyaya kardeşlik ve barışa karşı gösterdiğimiz saygıyı anlatmaktayız. 56 tanesi yerli 36 tanesi yabancı mezar ve anıtın yer aldığı milli parkın asıl önemini 18 Mart tarihinde Çanakkale Zaferi’nin kutlandığı günde ziyaretçi akınına uğradığında anlayabiliyoruz. 30 Ağustos Zafer Bayramı tatilinde Çanakkale biletleri için Biletall.com’a bakmayı unutmayın. Gelibolu Tarihi Milli Parkı’nda Bulunan Şehitlik, Anıt Mezarlar Ve Başlıca Görülmesi Gereken Yerler Gelibolu’ya ulaştığınızda aşağıdaki yerleri kesinlikle gezmeniz gerekmektedir. Çimenlik Kalesi, Conkbayırı Mehmetçik Parkı Yazıtları, Değirmen Burnu Tabyası, Dur Yolcu yazısı, Son Ok Anıtı, İlk Şehitler Anıtı, Çamburnu Kalesi (Milli Park Merkezi), Conkbayırı Yeni Zellanda Anıtı ve Mezarlığı, Conkbayırı Atatürk Anıtı, Gözetleme Tepe Şehitlik Anıtı, Anzak Koyu ve Tören Alanı, Mehmetçiğe Saygı Anıtı, Çanakkale Şehitler Abidesi. Gelibolu Tarihi Milli Parkı’na Ulaşım Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı, Çanakkale’nin Gelibolu ilçesine bağlı Pazarlı köyünde bulunmaktadır. Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı’na ulaşım rahattır. Buraya İstanbul, Bursa ve Çanakkale üzerinde ulaşabilirsiniz. Çanakkale üzerinden ulaşmanız için merkezden Eceabat ve Kilitbahir feribot seferleri ile, Gelibolu Yarımadası’na geçmeniz gerekiyor. Aracı olmayanlar Kilitbahir feribot seferleri sayesinde milli parka giden minibüslerle ulaşım sağlayabilirler. 3. Dolmabahçe Sarayı, İstanbul Sarayın inşaatına 1843 yılında başlanmıştır. Açılışı 1856 yılının ramazan bayramının üçüncü günü gerçekleşmiştir. Birçok hatıra ile dolup taşan Dolmabahçe Sarayı hem Osmanlı İmparatorluğu’na hem de Cumhuriyet’e “Devlet başkanının makamı ve devletin temsil mekânı” olarak hizmet etmiştir. 15.000 m2 yer kaplayan saray, en güzide semtlerden olan Beşiktaş’ta denize nazır bir alanda kurulmuştur. Dolmabahçe Sarayı’nda 285 oda, 44 salon, 6 hamam ve 68 lavabo bulunmaktadır. Atatürk ve Dolmabahçe Sarayı Saray Türkiye’nin modernleşme planlarının yapıldığı bir kültür merkezi olarak kullanılmıştır. Atatürk, bu sarayda defalarca ikamet etmiştir. Hatta dönemin ileri gelen adamları ile bu sarayda toplantılar yapmıştır. Ayrıca Harf Devrimi, Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumu ve Hatay meselesi ile ilgili toplantıları da Dolmabahçe Sarayı’nda gerçekleştirmiştir. Mustafa Kemal Atatürk’ün 27 Mayıs 1938 yılında başlayan İstanbul’u son ziyareti, hastalığının ilerlemesi üzerine yarıda kesilmiş ve Atatürk Dolmabahçe Sarayı’na geçmiştir. Eylül ayında vasiyetnamesini yazdıran Atatürk, 10 Kasım 1938 tarihinde Dolmabahçe Sarayı’nda hayata gözlerini yummuştur. Dolmabahçe Sarayı Nerede? Giriş Ücreti Ne Kadar? Dolmabahçe Sarayı İstanbul ili Beşiktaş ilçesinde yer almaktadır. Hem Beşiktaş hem de Kabataş iskelesine 10 dakika yürüyüş mesafesindedir. Taksim Meydanı’na ise 20 dakikalık yürüme mesafesinde bulunmaktadır. Anadolu Yakası’ndan gelen ziyaretçiler vapurla Beşiktaş veya Kabataş iskelesine gelip oradan yürüyebilirler. Selamlık (Tam) 60 TL Selamlık ( İndirimli ) 30 TL Harem (Tam) 40 TL Harem (İndirimli ) 20 TL Selamlık+ Harem (Tam) 90 TL Selamlık+ Harem (İndirimli ) 45 TL 4. Atatürk Kongre ve Etnografya Müzesi, Sivas Atatürk Kongre ve Etnografya Müzesi, 1892 yılında Sivas Lisesi olarak yaptırılan ve 1981 yılına kadar Sivas Lisesi olarak kullanılan tarihi binadır. Atatürk, 2 Eylül 1919 günü Sivas Kongresi’ni başlatmak üzere Sivas’a gelmiştir. Sivas Lisesi binası kongreye ayrılmış ayrıca Atatürk ve arkadaşları Sivas’tan ayrılıncaya kadar bu binada kalmışlardır. Kurtuluş Savaşı’nı gören bu eserde Cumhuriyet’in ilk adımları atılmıştır. Atatürk Kongre ve Etnografya Müzesi’ne Ulaşım Müzeye ulaşım, merkezde yer aldığı için oldukça rahattır. Şehrin her bölgesinden toplu taşıma ile ulaşım sağlanmaktadır. Atatürk Kongre ve Etnografya Müzesi Ücreti Ve Ziyaret Saatleri Halka açık olan Atatürk Kongre ve Etnografya Müzesi 09:00 – 17:00 saatleri arasında pazartesi hariç haftanın her günü ziyarete açıktır. 5. Erzurum Kongre Binası, Erzurum Erzurum Kongre Binası, Türkiye’nin bağımsızlığına ve bugünlere gelmesine vesile olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti’nin temelleri bu binada atılmıştır. Osmanlı ve Cumhuriyet döneminden kalma eşsiz eserlerin sergilendiği bu binada Türkiye’de tek olan Esma-ül Hüsna sergisi yer almaktadır. Milli Mücadele’nin başlangıcı olarak bilinen bu bina 1960 yılında Atatürk ve Erzurum Müzesi olarak hizmete girmiştir. Ayrıca Erzurum kongresi Atatürk ve Kazım Karabekir’in önderliğinde 53 delege ile birlikte bu binada gerçekleştirilmiştir. Günümüzde de müze olarak kullanılan binanın içerisinde kongreye katılan 53 delegenin isimleri mermer plakalara yazılmış ve burada sergilenmektedir. Ayrıca duvarlarda ve vitrinlerde kongre ile ilgili tutanakların, yazışmaların, beyanname ve telgrafların fotokopileri, delegelerin fotoğrafları ile birlikte kısa biyografileri, Atatürk’ün çeşitli fotoğrafları, Erzurum’daki tarihi anıtlardan bazılarının yağlıboya tabloları yer almaktadır. Erzurum Kongre Binası Ulaşım Şehrin her yerinden toplu taşıma ile ulaşmak mümkündür. Adresi; Alipaşa, Kongre Caddesi. No:44, 25040 Yakutiye/Erzurum 6. Bandırma Vapuru, Samsun Atatürk, Milli Mücadele sırasında İstanbul’dan Samsun’a gelmek için Bandırma isimli vapuru kullanmıştır. Samsun’da bulunan Bandırma Vapuru, gerçek vapurla aynı boyutlu olup birebir aynısıdır. 1999 yılında Samsun Valiliği tarafından yapımına başlanan Bandırma Vapuru, 2001 yılında ziyarete açılmıştır.2005 yılında Samsun Belediyesi’ne verilen Bandırma Vapuru birçok yerli ve yabancı turistin ilgisini çekmektedir. Aslının aynısını anımsatan vapurun içerisinde bulunan müzede eserler sergilenmektedir. Gemi mürettebatı da dahil olmak üzere Atatürk ve silah arkadaşlarının balmumu heykelleri bulunan kısım müzede en çok dikkat çeken bölümdür. Vapurda Atatürk’ün yatak odasının yanı sıra geminin alt katında geniş bir sergi bulunmaktadır. Sergi salonunda Atatürk’e ait eşyaları ve fotoğrafları görmek mümkündür. Bandırma Vapuru Müzesi Giriş Ücreti Öğrenci ve çocuklar için giriş ücreti 1 TL olurken yetişkinler için 2 TL’dir. Bandırma Vapuru Müzesi Nerede? Samsun’un kent merkezinde yer alan Canik ilçesinin Belediye Evleri mahallesinde bulunan Bandırma Vapuru Müzesi’ne ulaşım çok rahattır. Sahil tarafında sefer yapmakta olan Terme, Tekkeköy, Lovelet ve Çarşamba minibüslerini kullanarak ulaşım sağlanabilir.

Ulusça kutladığımız bayramlarımızdan olan ’30 Ağustos Zafer Bayramı’Dumlupınar’da Mustafa Kemal Atatürk’ün başkumandanlığında zaferle sonuçlanan Başkomutanlık Meydan Muharebesini anmak için kutlanıyor. Ulusal birliğimizi ve paylaştığımız ortak tarihi pekiştirmek açışından önemli olan bu günleri en güzel şekilde değerlendirmek bizim elimizde. Online seyahat markası biletall.com, son blog yazısında ‘30 Ağustos Zafer Bayramı’nda Gezilecek 6 Yeri’ derledi.

Türkiye’nin çeşitli yerlerinde kutlamalar ve törenler düzenlenmektedir. Törenler 30 Ağustos günü saat 07.00’de başlar ve saat 24.00’da son bulur. Saat 12.00’da başkentte yirmi bir pare top atışı yapılır.

1. Anıtkabir, Ankara

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olan ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün yattığı yerdir. Anıtkabir’in yapımı yaklaşık olarak 9 yıl sürmüştür. Yaklaşık 150 ton ağırlığındaki Anıtkabir’de birçok heykel, kabartma ve süslemeler bulunmaktadır. Anıtkabir’in değeri Türk toplumu için çok büyüktür. Zafer Bayramı’nda Anıtkabir’i ziyaret ederek törene katılabilirsiniz. 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda, Cumhurbaşkanı eşliğinde tören yapılır. Cumhurbaşkanı Anıtkabir’i ziyaret eder ve Atatürk’ün mezarına çelenk koyar, törene katılanların ve halkın bayramı kutlanır.

Cumhurbaşkanı tarafından Zafer Bayramı resepsiyonu verilir.

Törenden sonra Anıtkabir içerisinde bulunan başta Atatürk Müzesi olmak üzere müzeleri ziyaret edebilir, içeride bulunan hediyelik eşya dükkânlarından kendinize ve sevdiklerinize anı olarak çeşitli şeyler alabilirsiniz.

Atamızın kabrine giden 262 metre uzunluğunda Aslanlı Yol vardır. Bu yolun sağ ve solunda tarafında karşılıklı olarak toplamda 24 aslan bulunmaktadır. Buradaki aslanlar 24 Oğuz boyunu temsil etmektedir. Kültürümüzde aslan gücü temsil etmektedir. Milletimizin birlik ve bütünlüğünü temsil eden şey ise aslanların karşılıklı olarak durmasıdır. Atamızın anıtına yaklaşan aslanları başları öne doğru eğilmektedir.

Anıtkabir Ziyaret Saatleri

Haftanın her günü 09.00 – 17.00 saatleri arasında hizmet vermektedir. Protokol veya resmi törenlerin olduğu günler saatler değişiklik göstermektedir.

Anıtkabir Giriş Ücreti

Anıtkabir’e giriş ücretsizdir.

Anıtkabir Ulaşım

Ankara’da Anıtkabir’e ulaşım çok rahattır. Ankaray’a binip Tandoğan durağında inerek, 5-10 dakikalık bir yürüyüşün ardından Anıtkabir’in giriş kapısına ulaşabilirsiniz. Ankara’nın farklı bölgelerinde iseniz Ankaray’a ulaşmak için metroya binerek Kızılay durağında aktarma yapabilirsiniz.

Ankara’ya demiryolu ile geldiyseniz anıt mezar, Ankara Tren Garı’na yürüme mesafesindedir. Garın alt katından Tandoğan Çarşısı’nı geçip Gazi Mustafa Kemal Bulvarı’na doğru çıkın. Buradan Anıt Caddesi’ni takip ettiğiniz takdirde yol sizi Anıtkabir’e götürecektir.

Adres: Mebusevleri Mah. 06570 Çankaya/Ankara

En uygun Ankara otobüs biletlerini Biletall.com’da bulabilir ve Anıtkabir’i ziyaret için seyahat edebilirsiniz.

2. Gelibolu Yarımadası ve Milli Parkı, Çanakkale

Çanakkale ili sınırları içerisinde yer alan ve 1973 ‘te kurulmuş olan Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı, 33.000 hektarlık bir alanla Gelibolu Yarımadası’nın güney ucundadır ve Çanakkale Boğazı’nın Avrupa yakasında bulunmaktadır.

Kurmay Yarbay Mustafa Kemal’in önderliğinde olağanüstü direniş ile kazanılan bir savunma destanı olan Çanakkale Savaşları Türk Milleti’nin dünyanın en güçlü devletlerine karşı çarpıştığı savaştır. Yaklaşık 8,5 ay süren bu savaşta Boğaz’ın iki tarafı adeta kan gölüne dönüşmüştür. Savaşta yarım milyona yakın can kaybı olmuştur. Bölge 1973 yılında milli park ilan edilmiştir. Savaşta yaşamını yitiren şehitlerin anısını yaşatan anıtlar ve müzeler, o dönemlerin izlerini canlı tutarak gelecek nesillere ulaştırmaktadır.

Gelibolu Yarımadası, Çanakkale Savaş’ında yaşamını yitiren neredeyse 250 bin Türk şehidinin yanı sıra İngiliz, Avustralyalı, Yeni Zelandalı ve Fransız askerlerinin de mezarlarına sahiplik etmektedir. Böylelikle tüm dünyaya kardeşlik ve barışa karşı gösterdiğimiz saygıyı anlatmaktayız. 56 tanesi yerli 36 tanesi yabancı mezar ve anıtın yer aldığı milli parkın asıl önemini 18 Mart tarihinde Çanakkale Zaferi’nin kutlandığı günde ziyaretçi akınına uğradığında anlayabiliyoruz.

30 Ağustos Zafer Bayramı tatilinde Çanakkale biletleri için Biletall.com’a bakmayı unutmayın.

Gelibolu Tarihi Milli Parkı’nda Bulunan Şehitlik, Anıt Mezarlar Ve Başlıca Görülmesi Gereken Yerler

Gelibolu’ya ulaştığınızda aşağıdaki yerleri kesinlikle gezmeniz gerekmektedir.

  • Çimenlik Kalesi,
  • Conkbayırı Mehmetçik Parkı Yazıtları,
  • Değirmen Burnu Tabyası,
  • Dur Yolcu yazısı,
  • Son Ok Anıtı,
  • İlk Şehitler Anıtı,
  • Çamburnu Kalesi (Milli Park Merkezi),
  • Conkbayırı Yeni Zellanda Anıtı ve Mezarlığı,
  • Conkbayırı Atatürk Anıtı,
  • Gözetleme Tepe Şehitlik Anıtı,
  • Anzak Koyu ve Tören Alanı,
  • Mehmetçiğe Saygı Anıtı,
  • Çanakkale Şehitler Abidesi.

Gelibolu Tarihi Milli Parkı’na Ulaşım

Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı, Çanakkale’nin Gelibolu ilçesine bağlı Pazarlı köyünde bulunmaktadır. Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı’na ulaşım rahattır. Buraya İstanbul, Bursa ve Çanakkale üzerinde ulaşabilirsiniz. Çanakkale üzerinden ulaşmanız için merkezden Eceabat ve Kilitbahir feribot seferleri ile, Gelibolu Yarımadası’na geçmeniz gerekiyor. Aracı olmayanlar Kilitbahir feribot seferleri sayesinde milli parka giden minibüslerle ulaşım sağlayabilirler.

3. Dolmabahçe Sarayı, İstanbul

Sarayın inşaatına 1843 yılında başlanmıştır. Açılışı 1856 yılının ramazan bayramının üçüncü günü gerçekleşmiştir. Birçok hatıra ile dolup taşan Dolmabahçe Sarayı hem Osmanlı İmparatorluğu’na hem de Cumhuriyet’e “Devlet başkanının makamı ve devletin temsil mekânı” olarak hizmet etmiştir. 15.000 m2 yer kaplayan saray, en güzide semtlerden olan Beşiktaş’ta denize nazır bir alanda kurulmuştur. Dolmabahçe Sarayı’nda 285 oda, 44 salon, 6 hamam ve 68 lavabo bulunmaktadır.

Atatürk ve Dolmabahçe Sarayı

Saray Türkiye’nin modernleşme planlarının yapıldığı bir kültür merkezi olarak kullanılmıştır. Atatürk, bu sarayda defalarca ikamet etmiştir. Hatta dönemin ileri gelen adamları ile bu sarayda toplantılar yapmıştır. Ayrıca Harf Devrimi, Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumu ve Hatay meselesi ile ilgili toplantıları da Dolmabahçe Sarayı’nda gerçekleştirmiştir.

Mustafa Kemal Atatürk’ün 27 Mayıs 1938 yılında başlayan İstanbul’u son ziyareti, hastalığının ilerlemesi üzerine yarıda kesilmiş ve Atatürk Dolmabahçe Sarayı’na geçmiştir. Eylül ayında vasiyetnamesini yazdıran Atatürk, 10 Kasım 1938 tarihinde Dolmabahçe Sarayı’nda hayata gözlerini yummuştur.

Dolmabahçe Sarayı Nerede? Giriş Ücreti Ne Kadar?

Dolmabahçe Sarayı İstanbul ili Beşiktaş ilçesinde yer almaktadır. Hem Beşiktaş hem de Kabataş iskelesine 10 dakika yürüyüş mesafesindedir. Taksim Meydanı’na ise 20 dakikalık yürüme mesafesinde bulunmaktadır. Anadolu Yakası’ndan gelen ziyaretçiler vapurla Beşiktaş veya Kabataş iskelesine gelip oradan yürüyebilirler.

  • Selamlık (Tam) 60 TL
  • Selamlık ( İndirimli ) 30 TL
  • Harem (Tam) 40 TL
  • Harem (İndirimli ) 20 TL
  • Selamlık+ Harem (Tam) 90 TL
  • Selamlık+ Harem (İndirimli ) 45 TL

4. Atatürk Kongre ve Etnografya Müzesi, Sivas

Atatürk Kongre ve Etnografya Müzesi, 1892 yılında Sivas Lisesi olarak yaptırılan ve 1981 yılına kadar Sivas Lisesi olarak kullanılan tarihi binadır. Atatürk, 2 Eylül 1919 günü Sivas Kongresi’ni başlatmak üzere Sivas’a gelmiştir. Sivas Lisesi binası kongreye ayrılmış ayrıca Atatürk ve arkadaşları Sivas’tan ayrılıncaya kadar bu binada kalmışlardır. Kurtuluş Savaşı’nı gören bu eserde Cumhuriyet’in ilk adımları atılmıştır.

Atatürk Kongre ve Etnografya Müzesi’ne Ulaşım

Müzeye ulaşım, merkezde yer aldığı için oldukça rahattır. Şehrin her bölgesinden toplu taşıma ile ulaşım sağlanmaktadır.

Atatürk Kongre ve Etnografya Müzesi Ücreti Ve Ziyaret Saatleri

Halka açık olan Atatürk Kongre ve Etnografya Müzesi 09:00 – 17:00 saatleri arasında pazartesi hariç haftanın her günü ziyarete açıktır.

5. Erzurum Kongre Binası, Erzurum

Erzurum Kongre Binası, Türkiye’nin bağımsızlığına ve bugünlere gelmesine vesile olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti’nin temelleri bu binada atılmıştır. Osmanlı ve Cumhuriyet döneminden kalma eşsiz eserlerin sergilendiği bu binada Türkiye’de tek olan Esma-ül Hüsna sergisi yer almaktadır. Milli Mücadele’nin başlangıcı olarak bilinen bu bina 1960 yılında Atatürk ve Erzurum Müzesi olarak hizmete girmiştir. Ayrıca Erzurum kongresi Atatürk ve Kazım Karabekir’in önderliğinde 53 delege ile birlikte bu binada gerçekleştirilmiştir.

Günümüzde de müze olarak kullanılan binanın içerisinde kongreye katılan 53 delegenin isimleri mermer plakalara yazılmış ve burada sergilenmektedir. Ayrıca duvarlarda ve vitrinlerde kongre ile ilgili tutanakların, yazışmaların, beyanname ve telgrafların fotokopileri, delegelerin fotoğrafları ile birlikte kısa biyografileri, Atatürk’ün çeşitli fotoğrafları, Erzurum’daki tarihi anıtlardan bazılarının yağlıboya tabloları yer almaktadır.

Erzurum Kongre Binası Ulaşım

Şehrin her yerinden toplu taşıma ile ulaşmak mümkündür.

Adresi; Alipaşa, Kongre Caddesi. No:44, 25040 Yakutiye/Erzurum

6. Bandırma Vapuru, Samsun

Atatürk, Milli Mücadele sırasında İstanbul’dan Samsun’a gelmek için Bandırma isimli vapuru kullanmıştır. Samsun’da bulunan Bandırma Vapuru, gerçek vapurla aynı boyutlu olup birebir aynısıdır. 1999 yılında Samsun Valiliği tarafından yapımına başlanan Bandırma Vapuru, 2001 yılında ziyarete açılmıştır.2005 yılında Samsun Belediyesi’ne verilen Bandırma Vapuru birçok yerli ve yabancı turistin ilgisini çekmektedir.

Aslının aynısını anımsatan vapurun içerisinde bulunan müzede eserler sergilenmektedir. Gemi mürettebatı da dahil olmak üzere Atatürk ve silah arkadaşlarının balmumu heykelleri bulunan kısım müzede en çok dikkat çeken bölümdür. Vapurda Atatürk’ün yatak odasının yanı sıra geminin alt katında geniş bir sergi bulunmaktadır. Sergi salonunda Atatürk’e ait eşyaları ve fotoğrafları görmek mümkündür.

Bandırma Vapuru Müzesi Giriş Ücreti

Öğrenci ve çocuklar için giriş ücreti 1 TL olurken yetişkinler için 2 TL’dir.

Bandırma Vapuru Müzesi Nerede?

Samsun’un kent merkezinde yer alan Canik ilçesinin Belediye Evleri mahallesinde bulunan Bandırma Vapuru Müzesi’ne ulaşım çok rahattır. Sahil tarafında sefer yapmakta olan Terme, Tekkeköy, Lovelet ve Çarşamba minibüslerini kullanarak ulaşım sağlanabilir.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2Lz9AWf
via IFTTT

Emirates’ten minik yolculara yepyeni ve eğlenceli yol arkadaşları Emirates, uçaklarında yolculuk yapan çocuklar için, yeni Emirates Fly with Me oyuncak koleksiyonu ve Lonely Planet Kids aktivite çantalarını tanıttı. İnsanları ve şehirleri birbirine bağlayan Emirates Havayolu, sadece yetişkin yolcularındeğil, okul öncesi ve okul çağındaki çocukların da keyifli bir yolculuk gerçekleştirmesi için, sunduğu yeniliklere devam ediyor. Havayolu, Emirates Fly with Me oyuncak koleksiyonu ve Lonely Planet Kids aktivite çantaları ile uçaklarında yolculuk yapan minik yolculara benzersiz bir uçuş deneyimi sunuyor. Yeni oyuncaklar, geçen yıl yapılan sosyal medya yarışmasında yolculardan en çok oy alan dört karakterden oluşuyor. Son üç yılda Emirates’in uçuşlarında oyuncak olarak yer alan 17 karakter arasında, yeni ürünler için seçilen en iyi dört karakter; Aslan Lewis, Panda Peek U, Penguen Ernie ve Fil Savanna… Yeni koleksiyon, tüm uçuşlarda ve uçaklardaki tüm sınıflarda yerlerini aldı. Uçakta aile deneyimi Yeni koleksiyon, kısa uçuşlarda iki yaşına kadar olan bebeklere yönelik titreşimli bir pelüş oyuncağı da içeriyor. Bu sevimli yol arkadaşı, ayrıca bebek arabasına takılabiliyor. Emirates, bu sene özellikle 3-6 yaş arasındaki çocuklara yönelik yeni bir ürün gamı daha tanıttı. Bu yaş grubundaki çocuklara, uçuş sırasında kendilerini meşgul edecek bulmaca, oyun ve çıkartma içeren bir seyahat çantası veren Emirates, uzun süreli uçuşlarda, bebeklere, battaniye olarak da kullanılabilen pelüş oyuncak verirken, yaşı daha büyük olan çocuklara ise, içinde aktivite setleri olan bir pelüş sırt çantası sunuyor. Emirates, 7 ila 12 yaş arasındaki çocuklara, dünyada daha çok şey keşfetmeleri için ilham vermek üzere, sevilen Fly with Me Lonely Planet Kids aktivite çantalarını da takdim etmeye devam ediyor. Nostaljik ürünlere benzeyen, teması seyahat olan, Emirates için özel olarak tasarlanmış eğitici seyahat kitapları ve aktivite setleri ile dolu bu çantalarda, dünya ile ilgili inanılmaz bilgiler, çocukların yaratıcılıklarını kullanmalarına yarayan el işi ürünler, şehirlerin resmedildiği daha birçok ürün bulunuyor. Ayrıca uçakta, 3 ila 8 yaş arasındaki çocuklar için, bulmacalar ve aktiviteler içeren Fly with Me dergisi de bulunuyor. Bebekleri ile seyahat eden aileler, bebeklere özel bir hediye paketinin de sahibi oluyor. Bu pakette, Emirates’in ikonik Little Traveller karakterlerinin yanı sıra, rahat bir seyahat için gerekli olan tulum, kaşık, bebek el bezleri, alt değiştirme minderi, bebek bezi, pişik kremi ve bebek bezi çantası gibi ürünler bulunuyor. Uçak içinde sınırsız eğlence Emirates’in ödüllü uçak içi eğlence sistemi olan ice, uçuş sırasında tüm aileyi eğlendirmeye yönelik, 40 dilde yayın yapan 3,500 kanal ve 100’den fazla çocuk kanalını içeriyor. Bu yaz en son gişe rekorları kıran filmler olan Avengers Infinity War, Isle of Dogs, Rampage ve Tomb Raider’ın yanı sıra, Coco, Ferdinand ve Peter Rabbit gibi ünlü aile filmleri de dahil, 180’den fazla özel çocuk içeriği bulunuyor. Genç gezginler, rahat bir kullanımı ve üstün ses kalitesi olan, özel tasarım kulaklıkları kullanarak, uçak içi eğlence imkanlarının keyfine varabiliyor. uTalk üzerinden sağlanan yeni dil videoları da yolculara, ziyaret etmekte oldukları ülkelerin dillerinden sözcükler öğrenme imkanı sağlıyor. Emirates’in 170’den fazla uçağı, bu yazın spor turnuvalarını ve gerçek zamanlı haber güncellemelerini anında yayınlayan Live TV ile donatılmış durumda… Emirates filosunun yüzde 99’unda Wi-Fi mevcut ve her kabin sınıfındaki yolcular, 20 mb ücretsiz internet kullanım hakkına sahip. Emirates Skywards üyeleri, uçuşları boyunca, bulundukları mil statüsü ve uçtukları kabine bağlı olarak, ücretsiz Wi-Fi hizmetinden, sınırsız olarak ya da indirimli veri planlarına uygun şekilde yararlanabiliyor. Yerdeki konfor Emirates, özellikle programları yoğun olan yolcular, gruplar ve ailelere daha rahat bir check-in imkânı sağlamak üzere, evden check-in yapma hizmeti veriyor. Bu servis, Emirates yolcularının, check-in işlemlerini, evleri, otel ya da ofisleri gibi, Dubai’deki herhangi bir yerden tamamlama ve bagajlarının uçuşlarından önce havaalanına taşınmasına imkân tanıyor. Bu işlemlerin ardından da yolcular, havaalanına geldiklerinde, check-in masalarını geçerek doğrudan pasaport kontrol noktasına devam edebiliyorlar. Bu hizmet, seyahat başına 7 bagaja kadar 95 dolar ücret karşılığında veriliyor ve her ek bagaj için fazladan ücret alınıyor. Yer hizmetlerinde, Emirates, ailelerin seyahat deneyimini, Dubai Uluslararası Havaalanı’nda özel olarak ayrılmış bir aile check-in alanı ve ücretsiz bebek arabası kullanma imkanları ile birlikte, havaalanlarının birçoğunda öncelikli biniş fırsatı sunarak artırıyor. Dubai’deki Emirates yolcu salonlarına giren yolcuların çocukları, kaliteli video oyunları ve Sony PlayStation terminallerinin olduğu, özel ayrılmış oyun alanının keyfini çıkarabiliyorlar. Salonlar ayrıca, bebeklerin beslenmesine yönelik bebek bakım odalarına da sahip. Ayrıca, tüm Emirates yolcuları, bu yaz her gün, yoğun uçuş saatlerinde, ikram edilen Emperor dondurmasının tadını çıkarmaya devam ediyor. Emirates, dondurulmuş ikramlarını sunmayı, 31 Ağustos tarihine kadar sürdürecek. Dondurma, yerel olarak, Emirates Flight Catering (EKFC) servisi tarafından, Çikolata, Vanilya, Hurma & Arap Kahvesi, Mango Sorbe ve Limon Sorbe olmak üzere beş lezzeti içerecek şekilde üretiliyor. Emperor markalı dondurma, ayrıca, Dubai’deki Emirates yolcu salonlarının yanı sıra, bazı uçuşlarda ve tüm First Class ve Business Class müşterilerine servis ediliyor. Tek başına uçan 5 ila 15 yaş arası çocuklar veya ailelerinden ya da refakatçilerinden ayrı bir kabin sınıfında seyahat eden 8 yaş altı çocuklar, havaalanı ya da uçuş esnasında yardım almak üzere, Emirates’in, refakatçileri olmayan küçüklere yönelik hizmetinden yararlanabiliyorlar. Emirates Skywards ‘My Family’ Emirates ve flydubai’nin sadakat programı olan Emirates Skywards, son günlerde, aile seyahatlerinden daha fazla fayda elde edilmesini sağlamak üzere, ‘My Family’ adlı zenginleştirilmiş hizmetini de tanıttı. Program, aile üyelerine, Emirates uçuşlarında kazanılan Skywards Millerinin yüzde 100’e kadar olan kısmını biriktirmelerine ve ödülleri, geçmişe oranla daha hızlı kullanmalarına imkân tanıyor. Emirates hakkında: Dünyanın en hızlı büyüyen havayolu şirketlerinden Emirates, bugüne kadar 500’ün üzerinde uluslararası ödül kazandı. Emirates, yolcularını altı kıtada, 86 ülkede 161 noktaya taşıyor. Emirates’in İstanbul Atatürk ve Sabiha Gökçen Havalimanlarından haftada toplam 16 uçuşu bulunuyor. Standard 12 Months Usage Refer To T&C’s

TUSAŞ ve Yunus Emre Enstitüsü İş Birliği Protokolü İmzaladı


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2NruiZU

Doğa Derneği 15 yaşında!


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2Ly1ZYg

UZUN VE KALİTELİ BİR YAŞAM İÇİN KAS ERİMESİNDEN KORUNMANIN YOLLARI


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2BVapcx

Kadın pilotlar, 30 yıldır Lufthansa ile uçuyor


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2PLbYwI

Uçakta Drone Nasıl Taşınır?


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2wtYHzP

SEKTÖR GELECEĞİN LOJİSTİĞİ’NE SPONSOR OLDU


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2NogoHX

Cumhuriyet Tarihinin En Büyük Projesi’nde Çalışacak Güvenlik Görevlileri Aranıyor


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2LwX9KI

55. Uluslararası Antalya Film Festivali’nin sanatsal afişi Ahmet Güneştekin’den


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2wiR4gk

30 Ağustos Zafer Bayramı’nda Gezilecek 6 Yer


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2Lz9AWf

Emirates’ten minik yolculara yepyeni ve eğlenceli yol arkadaşları


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2NrtIvr

27 Ağustos 2018 Pazartesi

Tailwind, Pazarlama Personeli Alacak TWI – Pazarlama Personeli İhtiyacı Tailwind Havayolu’nun bünyesinde görevlendirilmek üzere havacılık bilgisine ve pazarlama yeteneğine sahip ekip  arkadaşı arayışı vardır. Çok iyi derecede İngilizce bilen, Seyahat engeli olmayan, İstanbul’da ikamet eden arkadaşların C.V.sini burcak.kaya@tailwind.com.tr adresine değerlendirilmek üzere göndermesini rica ederiz.  

TWI – Pazarlama Personeli İhtiyacı

Tailwind Havayolu’nun bünyesinde görevlendirilmek üzere havacılık bilgisine ve pazarlama yeteneğine sahip ekip  arkadaşı arayışı vardır.

Çok iyi derecede İngilizce bilen,

Seyahat engeli olmayan,

İstanbul’da ikamet eden arkadaşların C.V.sini burcak.kaya@tailwind.com.tr adresine değerlendirilmek üzere göndermesini rica ederiz.

 



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2PIt4v9
via IFTTT

Tailwind, Pazarlama Personeli Alacak


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2PIt4v9

Carlson Wagonlit Travel Amadeus’un NDC-X programına katıldı Dünyanın önde gelen global seyahat yönetim şirketlerinden Carlson Wagonlit Travel (CWT),  NDC alanında ilerleme katetmek için Amadeus ile çalışmaya başladı. Amadeus ve Carlson Wagonlit Travel (CWT), CWT’nin Amadeus’un NDC-X programına katıldığını duyurdu. Bu program kapsamında CWT, NDC  (New Distribution Capability) standardını kullanarak seyahat satış firmaları ve havayolu şirketleriyle bağlantı kurmak amacıyla Amadeus ile çalışacak. Amadeus, NDC-X programı Başkan Yardımcısı Gianni Pisanello konuyla ilgili şunları söyledi: “CWT’nin NDC-X programına katıldığını görmek çok heyecan verici. CWT gibi yenilikçi ve ileri görüşlü iş ortaklarıyla çalışmak, çözümlerimizin geniş çaplı işletme ihtiyaçları için doğru içeriği ve fonksiyonları sağlamasına yardımcı olacak. NDC ile ilerleme katetmeleri için sektörün önde gelen seyahat satış firmalarını ve havayolu şirketlerini bir araya getirdiğimiz bu yıl, ardı ardına yapılan duyurularla NDC-X programımız gerçek bir ivme kazanıyor.” NDC-X programının bir parçası olmaktan dolayı mutlu olduklarını belirten CWT Küresel Ağ ve Teknoloji Ortakları Kıdemli Başkan Yardımcısı Vince Chirico, “Bu süreci bir başarıya dönüştürmek için tüm sektör ortaklarımızla çalışmayı dört gözle bekliyoruz. GDS ile kurulan ortaklık, NDC’nin potansiyelini hayata geçirmenin en hızlı yolu; çünkü bu sayede kurumsal seyahat müşterilerimiz için geliştirilmiş seçenekler sunacağız ve yolcu deneyimlerini farklı bir seviyeye çıkaracağız.” Amadeus’un NDC-X programı, bir BT sağlayıcısı ve aggregator olarak şirketteki tüm NDC girişimlerini bir araya getiriyor. Amadeus, NDC’nin bütün sektörde benimsenmesini sağlamak amacıyla birçok havayolu ve seyahat satış firması ile ortaklaşa çalışıyor.

Dünyanın önde gelen global seyahat yönetim şirketlerinden Carlson Wagonlit Travel (CWT),  NDC alanında ilerleme katetmek için Amadeus ile çalışmaya başladı.

Amadeus ve Carlson Wagonlit Travel (CWT), CWT’nin Amadeus’un NDC-X programına katıldığını duyurdu. Bu program kapsamında CWT, NDC  (New Distribution Capability) standardını kullanarak seyahat satış firmaları ve havayolu şirketleriyle bağlantı kurmak amacıyla Amadeus ile çalışacak.

Amadeus, NDC-X programı Başkan Yardımcısı Gianni Pisanello konuyla ilgili şunları söyledi: “CWT’nin NDC-X programına katıldığını görmek çok heyecan verici. CWT gibi yenilikçi ve ileri görüşlü iş ortaklarıyla çalışmak, çözümlerimizin geniş çaplı işletme ihtiyaçları için doğru içeriği ve fonksiyonları sağlamasına yardımcı olacak. NDC ile ilerleme katetmeleri için sektörün önde gelen seyahat satış firmalarını ve havayolu şirketlerini bir araya getirdiğimiz bu yıl, ardı ardına yapılan duyurularla NDC-X programımız gerçek bir ivme kazanıyor.”

NDC-X programının bir parçası olmaktan dolayı mutlu olduklarını belirten CWT Küresel Ağ ve Teknoloji Ortakları Kıdemli Başkan Yardımcısı Vince Chirico, “Bu süreci bir başarıya dönüştürmek için tüm sektör ortaklarımızla çalışmayı dört gözle bekliyoruz. GDS ile kurulan ortaklık, NDC’nin potansiyelini hayata geçirmenin en hızlı yolu; çünkü bu sayede kurumsal seyahat müşterilerimiz için geliştirilmiş seçenekler sunacağız ve yolcu deneyimlerini farklı bir seviyeye çıkaracağız.”

Amadeus’un NDC-X programı, bir BT sağlayıcısı ve aggregator olarak şirketteki tüm NDC girişimlerini bir araya getiriyor. Amadeus, NDC’nin bütün sektörde benimsenmesini sağlamak amacıyla birçok havayolu ve seyahat satış firması ile ortaklaşa çalışıyor.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2P6QE3w
via IFTTT

Setur Duty Free mağazalarında Emirates Havayolları yolcularına özel kampanya Türkiye’nin en yaygın gümrüksüz satış mağazaları zinciri olan Setur Duty Free, avantajlı fiyatlarının yanı sıra yenilikler ve iş birlikleriyle müşterilerine avantajlı imkânlar sunmayı sürdürüyor. Setur Duty Free’nin gerçekleştirdiği yeni iş birliği çerçevesinde Emirates yolcularına özel boarding pass ile hak kazanacakları ve butik-aksesuar kategorisinde uygulanan %40’a varan indirimlere ek olarak %5 indirim kampanyası başladı. 30 Ekim 2018 tarihine kadar sürecek olan kampanya, Sabiha Göçken Havaalanı geliş ve gidiş terminallerde bulunan Setur Duty Free mağazalarının butik-aksesuar kategorisindeki ürünlerde geçerli olacak. Ana ve butik mağazalarda uygulanacak kampanya çerçevesinde Setur Duty Free Emirates müşterileri kullanımına açacak. SETUR HAKKINDA 1965 yılında Koç Holding şirketlerinden biri olarak kurulan Setur, turizm alanında yurt içi ve yurt dışına dönük tur operatörlüğü ile otel satışı, IATA uçak bileti satışı, vize hizmetleri, kongre ve seminer organizasyonları, outgoing ve yurt dışı eğitim başlıklarında hizmetler sunuyor. 2001 yılında Türkiye’nin en büyük online kurumsal seyahat portalı BookinTurkey.com’u bünyesine alan Setur, 2017 yılında bu platformu Seturbiz.com ismiyle yenileyerek dijital alanda da önemli bir atılım gerçekleştirdi. Setur’un 50 yılı aşkın sektör tecrübesi ve üstün hizmet kalitesiyle, kişiye özel deneyim ve macera seyahatleri sunmak üzere hayata geçirdiği markası SeturSelect, müşterilerine unutulmaz tatil deneyimleri sağlıyor. Duty Free işletmeciliğinde Türkiye’nin en köklü ve en yaygın markası olan Setur Duty Free, tüm yurda yayılan havalimanları, kara sınır kapıları ve deniz limanlarında yaklaşık 15 bin metrekarelik alanda, 20 bölge 49 mağazasıyla gümrüksüz satış mağazaları işletmeciliği yapmaya devam ediyor.1990 yılında kurulan Setair filosunda ise 14 yolcu kapasiteli 2 adet ultra uzun menzilli 2017 Model Falcon 8X ve 2015 Model Falcon 7X tipi jet, 9 yolcu kapasiteli 2 adet çift motorlu Leonardo (Agusta Westland) AW139 tipi helikopter ve 1 adet 8 yolcu kapasiteli Cessna Grand Caravan C208 tipi deniz uçağı bulunuyor.

Türkiye’nin en yaygın gümrüksüz satış mağazaları zinciri olan Setur Duty Free, avantajlı fiyatlarının yanı sıra yenilikler ve iş birlikleriyle müşterilerine avantajlı imkânlar sunmayı sürdürüyor. Setur Duty Free’nin gerçekleştirdiği yeni iş birliği çerçevesinde Emirates yolcularına özel boarding pass ile hak kazanacakları ve butik-aksesuar kategorisinde uygulanan %40’a varan indirimlere ek olarak %5 indirim kampanyası başladı.

30 Ekim 2018 tarihine kadar sürecek olan kampanya, Sabiha Göçken Havaalanı geliş ve gidiş terminallerde bulunan Setur Duty Free mağazalarının butik-aksesuar kategorisindeki ürünlerde geçerli olacak. Ana ve butik mağazalarda uygulanacak kampanya çerçevesinde Setur Duty Free Emirates müşterileri kullanımına açacak.

SETUR HAKKINDA

1965 yılında Koç Holding şirketlerinden biri olarak kurulan Setur, turizm alanında yurt içi ve yurt dışına dönük tur operatörlüğü ile otel satışı, IATA uçak bileti satışı, vize hizmetleri, kongre ve seminer organizasyonları, outgoing ve yurt dışı eğitim başlıklarında hizmetler sunuyor. 2001 yılında Türkiye’nin en büyük online kurumsal seyahat portalı BookinTurkey.com’u bünyesine alan Setur, 2017 yılında bu platformu Seturbiz.com ismiyle yenileyerek dijital alanda da önemli bir atılım gerçekleştirdi. Setur’un 50 yılı aşkın sektör tecrübesi ve üstün hizmet kalitesiyle, kişiye özel deneyim ve macera seyahatleri sunmak üzere hayata geçirdiği markası SeturSelect, müşterilerine unutulmaz tatil deneyimleri sağlıyor.

Duty Free işletmeciliğinde Türkiye’nin en köklü ve en yaygın markası olan Setur Duty Free, tüm yurda yayılan havalimanları, kara sınır kapıları ve deniz limanlarında yaklaşık 15 bin metrekarelik alanda, 20 bölge 49 mağazasıyla gümrüksüz satış mağazaları işletmeciliği yapmaya devam ediyor.1990 yılında kurulan Setair filosunda ise 14 yolcu kapasiteli 2 adet ultra uzun menzilli 2017 Model Falcon 8X ve 2015 Model Falcon 7X tipi jet, 9 yolcu kapasiteli 2 adet çift motorlu Leonardo (Agusta Westland) AW139 tipi helikopter ve 1 adet 8 yolcu kapasiteli Cessna Grand Caravan C208 tipi deniz uçağı bulunuyor.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2PDDgoJ
via IFTTT

GMW MIMARLIK Geleceğin Havalimanlarını Analiz Etti Yurt içinde ve yurt dışında üstlendiği pek çok ödüllü havalimanı projesiyle öne çıkan GMW MIMARLIK, havacılık sektörüne dair teknoloji trendlerini ve geleceğin havalimanlarını analiz etti. Yapay zeka, sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik kavramlarının hakimiyetini artıracağı havalimanlarında yakın gelecekte ise tüm yolcu işlem alanlarında tamamen biometrik sisteme geçiş sağlanacak. Havacılık sektörünün küresel bir endüstri haline dönüştüğüne ve önümüzdeki yıllar içinde sosyal, ekonomik, çevresel, teknolojik ve jeopolitik gelişmelere bağlı olarak ciddi bir değişim geçireceğine dikkat çeken GMW MIMARLIK, bu tetikleyiciler arasında “kritik belirsizlik” olarak kabul edilebilecek unsurların olması sebebiyle sektörün geleceğini şimdiden tam olarak tarif etmenin mümkün olmadığını belirtse de, havalimanlarında uygulanan teknolojik gelişmelerin terminal binalarını yakın gelecekte nasıl değiştireceğini yorumladı. Yakın zamanda uygulamaya geçen ve hızla yayılacağı tahmin edilen sistemlere örnek olarak 2007 yılında tamamlamış oldukları Kahire Havalimanı T3 Projesi’nde ilk defa uygulanan biometrik pasaport geçiş alanlarını gösteren GMW MIMARLIK, bu uygulamanın sadece pasaport geçişleri için değil, diğer işlemler için de yaygınca kullanılmaya başlandığını ve yakın gelecekte tamamen biometrik sisteme geçileceğini belirtiyor. Bu sayede havalimanı içinde bir yolcunun geçmesi gereken tüm işlemler çok daha hızlı tamamlanacak ve planlama aşamasında dikkate alınması gereken bekleme alanları ciddi şekilde azalacak. Artık akıllı telefonlarda bile olan biometrik uygulamalar sayesinde, insanların biometrik aşinalığının da artacağını vurgulayan mimarlar, bu sürecin beklenenden hızlı olacağını tahmin ediyor. Havayolu ulaşımında bagaj işlemlerinin, hem yolcu hem de havayolu şirketleri için en önemli konulardan biri olduğunu dile getiren GMW MIMARLIK, 4 yıl önce projesini tamamladıkları Medine Havalimanı Hac Terminali’nin planlamasında, havaalanına gelmeden önce yapılan check-in ve bagaj teslim işlemlerini öngördüklerini, bu uygulamanın otellerden ya da şehir merkezlerinden yapılacak bagaj tesliminde hızla yaygınlaşacağını vurguluyor. Ayrıca nesnelerin interneti kavramına (IoT) örnek olarak verilebilecek sürekli kullanıma uygun elektronik bagaj etiketleri ve RFID kartlar sayesinde gerçek zamanlı olarak takibi yapılabilen bagajların yolculukları çok daha sorunsuz hale getirmeye başladığının da altını çiziyor. Günümüzde çok sık duyulan yapay zeka, sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik kavramlarının bizzat havalimanlarında da kullanılmaya başlandığını ifade eden GMW MIMARLIK’a göre, robotlar ve akıllı telefonlar ile birlikte çalışan beacon’lar, yolcuya ihtiyaç duyduğu bilgileri anında iletilebiliyor ya da biometrik tanıma sistemi sayesinde erişilen kişisel bilgilere göre özel bir hizmet sunulabiliyor. Örneğin, yolcunun o anda bulunduğu noktadan gitmek istedikleri noktaya ilişkin yönlendirmeler, kendi uçuşları ile ilgili bildirimler veya ticari alanlardaki promosyonlar ile ilgili bilgiler anlık olarak cep telefonlarına gönderiliyor. Yolcuların sanal gerçeklikle yapılmış tematik bir tünelin içinden geçmesi ile aslında biometrik sistem ile güvenlik kontrolünden geçiyor olmaları, hem yolcu memnuniyetini olumlu etkiliyor hem de zaman ve mekan kazandıracak gelişmelerin önünü açıyor. Bahsi geçen tüm bu sistemler, her zaman terminal yapı veya mimarisini ciddi anlamda etkilemese de tamamen yolcunun ihtiyaç ve zevklerine göre kişiselleştirilmiş bir hizmet vererek yolcu konforunu arttırmasının yanında, işletme giderleri ve ticari imkanlar gibi birçok farklı konuda da avantaj sağlayacak. GMW MIMARLIK penceresinden bakıldığında; gelecekte terminal tasarım prensiplerini dramatik şekilde değiştirecek konuların başında hiç şüphesiz uçak tasarımları ve havalimanlarında uygulanan teknolojik gelişmeler geliyor. Son 20 yıldır terminal tasarımını ciddi şekilde etkileyen teknolojik gelişmelerden birinin A380 tipi büyük gövdeli uçaklar olduğunu vurgulayan GMW MIMARLIK, iskele bölümündeki bekleme salonları ile bagaj alım salonunun büyüdüğüne, köprü kotlarındaki değişikliklerin kat yüksekliklerini etkilediğine ve bagaj alım salonlarına daha uzun bagaj bantları eklendiğine dikkat çekiyor. Mimari takım olarak ilk yıllarda sadece bu tip uçaklar için özel salonlar tasarlarken, sonraları farklı konfigürasyonlarla küçük gövdeli iki uçağın aynı park pozisyonunu kullanmasını sağlayarak daha efektif çözümlere gittiklerini ifade ediyorlar ve ekliyorlar: “Alternatif yakıt ve enerji kaynaklarının da kullanılmasına paralel olarak belki de piste ihtiyaç duymayan, hareket kabiliyeti gelişmiş uçaklara uygun terminal tasarımları şimdilik uzak bir gelecekte duruyor.” GMW MIMARLIK Hakkında GMW MIMARLIK 2000 yılında, 1949’da Londra’da kurulmuş olan GMW ARCHITECTS’in kıdemli ortağı Ali Evrenay Özveren önderliğinde kurulmuştur. İstanbul Nişantaşı’nda bulunan ofis, 2011 yılında Ali Evrenay Özveren’e ortak olarak katılan Dicle Demircioğlu ve Pinar Ilki tarafından yönetilmektedir. 2000 yılında gerçekleştirilen İstanbul Atatürk uluslararası Havalimanı terminal projesinin tamamlanmasının ardından GMW MIMARLIK, Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika ve Türkiye’de ulaşım sektöründe bir dizi önemli uluslararası projeyi hayata geçirmek üzere görevlendirilmiştir. Firma, havalimanı projelerinin yanı sıra tren istasyonları, ofis, alışveriş ve eğlence merkezleri gibi geniş bir proje yelpazesine imza atmıştır. Büyük ölçekli bir ulaşım projesi veya ofis iç mimari projesi söz konusu olduğunda, herhangi bir fark gözetilmeksizin kaliteden ödün verilmeden en iyi hizmetin uluslararası proje standartlarında verilmesi amaçlanır. Tasarım yönetimi ile çok sayıda mühendis ve danışmanlardan oluşan proje ekibinin etkin koordinasyonu, firmanın güçlü özelliklerinden biridir. GMWM, Avrupa’nın yirmiden fazla başkentinde yer alan mimarlık firmalarının bir araya gelerek oluşturduğu Avrupa Mimarlar Birliği’nin (EAA, European Architecture Alliance) kurucu üyelerinden biridir.

Yurt içinde ve yurt dışında üstlendiği pek çok ödüllü havalimanı projesiyle öne çıkan GMW MIMARLIK, havacılık sektörüne dair teknoloji trendlerini ve geleceğin havalimanlarını analiz etti. Yapay zeka, sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik kavramlarının hakimiyetini artıracağı havalimanlarında yakın gelecekte ise tüm yolcu işlem alanlarında tamamen biometrik sisteme geçiş sağlanacak.

Havacılık sektörünün küresel bir endüstri haline dönüştüğüne ve önümüzdeki yıllar içinde sosyal, ekonomik, çevresel, teknolojik ve jeopolitik gelişmelere bağlı olarak ciddi bir değişim geçireceğine dikkat çeken GMW MIMARLIK, bu tetikleyiciler arasında “kritik belirsizlik” olarak kabul edilebilecek unsurların olması sebebiyle sektörün geleceğini şimdiden tam olarak tarif etmenin mümkün olmadığını belirtse de, havalimanlarında uygulanan teknolojik gelişmelerin terminal binalarını yakın gelecekte nasıl değiştireceğini yorumladı.

Yakın zamanda uygulamaya geçen ve hızla yayılacağı tahmin edilen sistemlere örnek olarak 2007 yılında tamamlamış oldukları Kahire Havalimanı T3 Projesi’nde ilk defa uygulanan biometrik pasaport geçiş alanlarını gösteren GMW MIMARLIK, bu uygulamanın sadece pasaport geçişleri için değil, diğer işlemler için de yaygınca kullanılmaya başlandığını ve yakın gelecekte tamamen biometrik sisteme geçileceğini belirtiyor. Bu sayede havalimanı içinde bir yolcunun geçmesi gereken tüm işlemler çok daha hızlı tamamlanacak ve planlama aşamasında dikkate alınması gereken bekleme alanları ciddi şekilde azalacak. Artık akıllı telefonlarda bile olan biometrik uygulamalar sayesinde, insanların biometrik aşinalığının da artacağını vurgulayan mimarlar, bu sürecin beklenenden hızlı olacağını tahmin ediyor.

Havayolu ulaşımında bagaj işlemlerinin, hem yolcu hem de havayolu şirketleri için en önemli konulardan biri olduğunu dile getiren GMW MIMARLIK, 4 yıl önce projesini tamamladıkları Medine Havalimanı Hac Terminali’nin planlamasında, havaalanına gelmeden önce yapılan check-in ve bagaj teslim işlemlerini öngördüklerini, bu uygulamanın otellerden ya da şehir merkezlerinden yapılacak bagaj tesliminde hızla yaygınlaşacağını vurguluyor. Ayrıca nesnelerin interneti kavramına (IoT) örnek olarak verilebilecek sürekli kullanıma uygun elektronik bagaj etiketleri ve RFID kartlar sayesinde gerçek zamanlı olarak takibi yapılabilen bagajların yolculukları çok daha sorunsuz hale getirmeye başladığının da altını çiziyor.

Günümüzde çok sık duyulan yapay zeka, sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik kavramlarının bizzat havalimanlarında da kullanılmaya başlandığını ifade eden GMW MIMARLIK’a göre, robotlar ve akıllı telefonlar ile birlikte çalışan beacon’lar, yolcuya ihtiyaç duyduğu bilgileri anında iletilebiliyor ya da biometrik tanıma sistemi sayesinde erişilen kişisel bilgilere göre özel bir hizmet sunulabiliyor. Örneğin, yolcunun o anda bulunduğu noktadan gitmek istedikleri noktaya ilişkin yönlendirmeler, kendi uçuşları ile ilgili bildirimler veya ticari alanlardaki promosyonlar ile ilgili bilgiler anlık olarak cep telefonlarına gönderiliyor. Yolcuların sanal gerçeklikle yapılmış tematik bir tünelin içinden geçmesi ile aslında biometrik sistem ile güvenlik kontrolünden geçiyor olmaları, hem yolcu memnuniyetini olumlu etkiliyor hem de zaman ve mekan kazandıracak gelişmelerin önünü açıyor. Bahsi geçen tüm bu sistemler, her zaman terminal yapı veya mimarisini ciddi anlamda etkilemese de tamamen yolcunun ihtiyaç ve zevklerine göre kişiselleştirilmiş bir hizmet vererek yolcu konforunu arttırmasının yanında, işletme giderleri ve ticari imkanlar gibi birçok farklı konuda da avantaj sağlayacak.

GMW MIMARLIK penceresinden bakıldığında; gelecekte terminal tasarım prensiplerini dramatik şekilde değiştirecek konuların başında hiç şüphesiz uçak tasarımları ve havalimanlarında uygulanan teknolojik gelişmeler geliyor. Son 20 yıldır terminal tasarımını ciddi şekilde etkileyen teknolojik gelişmelerden birinin A380 tipi büyük gövdeli uçaklar olduğunu vurgulayan GMW MIMARLIK, iskele bölümündeki bekleme salonları ile bagaj alım salonunun büyüdüğüne, köprü kotlarındaki değişikliklerin kat yüksekliklerini etkilediğine ve bagaj alım salonlarına daha uzun bagaj bantları eklendiğine dikkat çekiyor. Mimari takım olarak ilk yıllarda sadece bu tip uçaklar için özel salonlar tasarlarken, sonraları farklı konfigürasyonlarla küçük gövdeli iki uçağın aynı park pozisyonunu kullanmasını sağlayarak daha efektif çözümlere gittiklerini ifade ediyorlar ve ekliyorlar: “Alternatif yakıt ve enerji kaynaklarının da kullanılmasına paralel olarak belki de piste ihtiyaç duymayan, hareket kabiliyeti gelişmiş uçaklara uygun terminal tasarımları şimdilik uzak bir gelecekte duruyor.”

GMW MIMARLIK Hakkında

GMW MIMARLIK 2000 yılında, 1949’da Londra’da kurulmuş olan GMW ARCHITECTS’in kıdemli ortağı Ali Evrenay Özveren önderliğinde kurulmuştur. İstanbul Nişantaşı’nda bulunan ofis, 2011 yılında Ali Evrenay Özveren’e ortak olarak katılan Dicle Demircioğlu ve Pinar Ilki tarafından yönetilmektedir.

2000 yılında gerçekleştirilen İstanbul Atatürk uluslararası Havalimanı terminal projesinin tamamlanmasının ardından GMW MIMARLIK, Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika ve Türkiye’de ulaşım sektöründe bir dizi önemli uluslararası projeyi hayata geçirmek üzere görevlendirilmiştir. Firma, havalimanı projelerinin yanı sıra tren istasyonları, ofis, alışveriş ve eğlence merkezleri gibi geniş bir proje yelpazesine imza atmıştır.

Büyük ölçekli bir ulaşım projesi veya ofis iç mimari projesi söz konusu olduğunda, herhangi bir fark gözetilmeksizin kaliteden ödün verilmeden en iyi hizmetin uluslararası proje standartlarında verilmesi amaçlanır. Tasarım yönetimi ile çok sayıda mühendis ve danışmanlardan oluşan proje ekibinin etkin koordinasyonu, firmanın güçlü özelliklerinden biridir.

GMWM, Avrupa’nın yirmiden fazla başkentinde yer alan mimarlık firmalarının bir araya gelerek oluşturduğu Avrupa Mimarlar Birliği’nin (EAA, European Architecture Alliance) kurucu üyelerinden biridir.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2PddqXB
via IFTTT

KÜÇÜK ve DEĞERLİ PAKETLERİNİZİ DÜNYANIN HER YERİNE LOOMİS ULAŞTIRILACAK…. 50 bin dolara kadar küçük ve değerli yurtdışı paketleriniz Loomis güvencesiyle dünyanın her yerine ulaştırabilirsiniz. Uygulamaya son kullanıcılar kadar e ticaret firmaları içinde büyük fırsatlar sunuyor. Değerli eşya ve para taşımacılığında dünya devi Loomis, “Uluslararası Değerli Küçük Paket Taşıma” hizmetine başladı. Maddi değeri 50 bin dolara kadar olan küçük paketler Loomis güvencesiyle yüzde 100 sigortalı olarak dünyanın her noktasına ulaştırılacak. İş yaşamı için önemli değerli emtiaların güven içinde yurtiçi ve yurtdışına ulaştırılması sağlayan Loomis, hizmetlerine bir yenisi daha ekleyerek “Yurtdışı Değerli Küçük Paket Taşıma Hizmeti”ni başlattı. Bireysel ya da kurumsal müşteriler için geliştirilen bu özel hizmet ile ister mücevher isterse değerli bir makina parçası olsun, gönderiler kapıdan alınacak ve Loomis güvencesiyle dünyanın her yerine zamanında ulaştıracak. Maddi değeri 50.000 USD’ye kadar olan paketleri kapsayan bu hizmette. paketler yüzde 100 sigortalı olarak taşınacak, gönderinin maddi riski ortadan kalkacak. Loomis, yaklaşık 7 yıldır “değerli küçük paket taşıma hizmeti” ile maddi değeri 20.000 dolara kadar paketleri Türkiye’nin her noktasına ulaştırıyor. Büyük ilgi gören bu hizmeti, müşterilerin isteği doğrultusunda uluslararası boyuta taşıdıklarına belirten Loomis Türkiye Operasyon Direktörü A. Oğuz Tüzün” Günümüz ihracatında küçük hacimli siparişlerin payı giderek artıyor. Şirketler için değerli bu paketlerin zamanında ve güvenli bir şekilde yerine ulaştırılması büyük önem taşıyor. Biz bu hizmetle değerli küçük paketlere, yurtdışına çıkma özgürlüğü getiriyoruz. Loomis olarak sektörümüzün ihtiyaçlarına hızla cevap vermek ve çözümün bir parçası olmaktan dolayı da mutluyuz” dedi. Loomis Hakkında Dünyanın en büyük nakit yönetim ve kargolama şirketlerinden biri olan İsveç kökenli Loomis, 2011 yılından bu yana Türkiye pazarında yer alıyor. Şirket, para ve değerli eşya taşıma, işleme (sayma + ayrıştırma + paketleme) ve kasalama hizmetleri, ATM ikmal ve bakım hizmetleri, değerli küçük paket taşıma hizmeti, uluslararası hizmetler ve mücevher fuarlarına yönelik gümrükleme, taşıma ve kasalama hizmetleri vermenin yanında alternatif hizmetler adı altında akıllı kasa çözümü ve elektronik kilit çözümü sunuyor.275 zırhlı araç, 975 profesyonel personel kadrosu ile 33 şehirde, 39 şube ile faaliyet gösteren Loomis Türkiye, bugün itibariyle Türkiye’nin %90’ına hizmet ulaştırıyor.

50 bin dolara kadar küçük ve değerli yurtdışı paketleriniz Loomis güvencesiyle dünyanın her yerine ulaştırabilirsiniz. Uygulamaya son kullanıcılar kadar e ticaret firmaları içinde büyük fırsatlar sunuyor.

Değerli eşya ve para taşımacılığında dünya devi Loomis, “Uluslararası Değerli Küçük Paket Taşıma” hizmetine başladı. Maddi değeri 50 bin dolara kadar olan küçük paketler Loomis güvencesiyle yüzde 100 sigortalı olarak dünyanın her noktasına ulaştırılacak.

İş yaşamı için önemli değerli emtiaların güven içinde yurtiçi ve yurtdışına ulaştırılması sağlayan Loomis, hizmetlerine bir yenisi daha ekleyerek “Yurtdışı Değerli Küçük Paket Taşıma Hizmeti”ni başlattı. Bireysel ya da kurumsal müşteriler için geliştirilen bu özel hizmet ile ister mücevher isterse değerli bir makina parçası olsun, gönderiler kapıdan alınacak ve Loomis güvencesiyle dünyanın her yerine zamanında ulaştıracak. Maddi değeri 50.000 USD’ye kadar olan paketleri kapsayan bu hizmette. paketler yüzde 100 sigortalı olarak taşınacak, gönderinin maddi riski ortadan kalkacak.

Loomis, yaklaşık 7 yıldır “değerli küçük paket taşıma hizmeti” ile maddi değeri 20.000 dolara kadar paketleri Türkiye’nin her noktasına ulaştırıyor. Büyük ilgi gören bu hizmeti, müşterilerin isteği doğrultusunda uluslararası boyuta taşıdıklarına belirten Loomis Türkiye Operasyon Direktörü A. Oğuz Tüzün” Günümüz ihracatında küçük hacimli siparişlerin payı giderek artıyor. Şirketler için değerli bu paketlerin zamanında ve güvenli bir şekilde yerine ulaştırılması büyük önem taşıyor. Biz bu hizmetle değerli küçük paketlere, yurtdışına çıkma özgürlüğü getiriyoruz. Loomis olarak sektörümüzün ihtiyaçlarına hızla cevap vermek ve çözümün bir parçası olmaktan dolayı da mutluyuz” dedi.

Loomis Hakkında

Dünyanın en büyük nakit yönetim ve kargolama şirketlerinden biri olan İsveç kökenli Loomis, 2011 yılından bu yana Türkiye pazarında yer alıyor. Şirket, para ve değerli eşya taşıma, işleme (sayma + ayrıştırma + paketleme) ve kasalama hizmetleri, ATM ikmal ve bakım hizmetleri, değerli küçük paket taşıma hizmeti, uluslararası hizmetler ve mücevher fuarlarına yönelik gümrükleme, taşıma ve kasalama hizmetleri vermenin yanında alternatif hizmetler adı altında akıllı kasa çözümü ve elektronik kilit çözümü sunuyor.275 zırhlı araç, 975 profesyonel personel kadrosu ile 33 şehirde, 39 şube ile faaliyet gösteren Loomis Türkiye, bugün itibariyle Türkiye’nin %90’ına hizmet ulaştırıyor.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2BPenmS
via IFTTT