3 Temmuz 2020 Cuma

“Ne iş yaparsanız yapın önce lojistiği planlayın!” Çok beğendim gerçekten “Ne iş yaparsanız yapın önce lojistiği planlayın!” Çok iyi özetlemiş Oruç Kaya Salgın, lojistiğin önemini bir kez daha gözler önüne sererken bu süreci doğru yöneten şirketler bir adım öne çıktı. Sektör uzmanı Oruç Kaya, lojistiği iyi planlanamamış işlerin başarısızlığa mahkûm olduğunu vurguladı. Lojistik; koronavirüs salgını ile birlikte sadece şirketlerin değil, ülkelerin de öncelikli gündemlerinden biri oldu. Başta sağlık ve gıda ürünleri olmak üzere malları alıcısına ulaştırmak belki de hiç olmadığı kadar önem kazandı. Lojistik sürecini doğru yöneten ülkeler ve şirketler bu dönemde bir adım öne çıktı. Sektörün önde gelen uzmanlarından O2 Lojistik Yönetim Danışmanlık kurucusu ve eğitmen H.Oruç Kaya, lojistikteki son gelişmeleri, ihtiyaçları ve gelecek döneme beklentilerini DÜNYA’ya anlatırken, şirketlere de önemli tavsiyelerde bulundu… Salgının ardından lojistiğin en fazla önem kazandığı alanlardan biri de kuşkusuz e-ticaret oldu. Pandemi nedeniyle eve kapanan insanlar, temel ihtiyaçlarını e-ticaret yoluyla karşıladı. Bu dönemde birçok firmanın sipariş adetleri rekor düzeyde arttı. Artan talep, kargo dağıtımlarında gecikmelere neden oldu. E-ticaret firmaları ve kargocuların et ve tırnak gibi olması gerektiğine vurgu yapan Oruç Kaya, “Her iki taraf, doğru şekilde birlikte çalışabilirse bu operasyonel sorunların, doğru planlanan ve uygulanan teknolojik gelişmeler ile çözülebileceğini düşünüyorum” diyor. “Hangi işi yapacak olursanız olun mutlaka ama mutlaka ilk olarak o işin “lojistik” sürecini planlayın ve sonra ona göre işinizi yapılandırın. Yoksa büyük girişimcilik ruhuyla başlanılan işler, bir süre sonra şikayetlere dönüşebilir ve para kayıpları başlar” tavsiyesinde bulunuyor. Covid-19 döneminde çok daha fazla popüler olan e-ticaret işine ilgi arttı. Bu birçok kişinin veya şirketin e-ticarete girmesinin sonucunda doğal olarak “teslimat” ve “dağıtım” işine girmek isteyenlerin sayısında da artış bekleniyor. Kaya, bu konuda ise şirketlere şu öemli uyarıda bulunuyor: “DNA’sı ve genetik kodları, bu işi yapmaya uygun değilse bu kişiler veya şirketler, aynı DNA’sında ve genetik kodlarında “depoculuk” ve “depo yönetimi” olmayan nakliyecilerin depo yönetimi işine girmesi gibi, bu işe girdikten sonra çok zorluk çekmeye başlayacak. Hala tedarik zinciri, lojistik ve nakliye kavramları birbiri ile karıştırılırken “e-ticaret” için lojistik yapılmaya çalışılıyor. 30 yıldır bu işteyim ve öğrendiğim tek şey, şirketler ve girişimciler (patronlar), eğer lojistik, nakliye, “depo”, “şoför”, “depocu” kültürüne sahip değilse ve bunların dinamiklerine göre hareket etmezse sıkıntı. Çünkü çok yoğun “lojistik”, “nakliye”, “depo” operasyonları içeren işlerin (girişimlerin) yapılmaya “çalışılması” çok zor.” “Riski yönetemeyenler krizi yönetmek zorunda kalır” Şirketlerin en önem vermesi gereken konulardan birinin de risk yönetimi olduğunu anlatan Kaya, “Örneğin Covid- 19’un sinyalleri, aralık ayının sonlarına doğru başlamasına rağmen hem gözlemlerim hem de yaptığım ankete göre Türkiye’deki şirketlerin çok büyük kısmı, ancak Türkiye’de ilk vakanın görüldüğü 11 Mart’tan sonra Covid-19’a karşı önemler almaya başladı. Dünya ve Türkiye, şu anda “krizi yönetmeye” çalışıyor. Riski yönetemeyenler, krizi yönetmek zorunda kalır. Krizi yönetmek, riski yönetmekten çok daha zordur. Pahalıdır, iyi ve doğru yönetebilme olasılığı düşüktür. Krizi yönetebilmenin tek yolu, riski yönetebilmektir” diyor. Salgın sonrası lojistikte nitelikli iş gücünün dijitalleşmeden daha önemli bir konu olacağını belirten Kaya, “Dünyada ve Türkiye’de lojistik sektörünün bence en büyük ve hatta tek sorunu, “yeterli” sayıda “nitelikli” insan kaynağı bulamaması ve bulamayacak olması. Tek ve en büyük sorun çünkü diğer bütün sorunlar, nitelikli insanlarla çözülebilir” yorumunu yapıyor. “Artık normale dönülmez, çünkü normalin kendisi sorun” “CoviDeğiŞimdi” diye bir sloganı olduğunu ifade eden Kaya, şirketlerin salgın sonrası dönem için değişime şimdiden başlaması gerektiğine işaret ederek, “Covid- 19 sonrası artık normale dönülemez çünkü normalin kendisi, bir sorun. Şirketler, sürdürülebilir geliri ve kârlılığı nasıl sağlayabilir? Nitelikli gençleri nasıl istihdam edebilir? İstihdam ettikleri gençlerle nasıl ilişki kurmalı? Mevcut insan kaynağı ile nasıl daha etkin ve verimli çalışabilir? Altyapısını ve kaynaklarını nasıl daha doğru kullanabilir?” gibi sorulara sorularına cevaplar bulmalı” açıklamasını yapıyor. “Müşteriye yakınlık, stok ve depolama önem kazanacak” Kaya, salgının sadece nakliyenin değil depolamanın da ne kadar önemli olduğunu gösterdiğine dikkat çekerek, şunları söylüyor: “Müşteriye yakınlık çok daha fazla önemli olacak. Şirketler, müşterilerine “çok daha yakın” olacak şekilde yapılanacak. Öte yandan, daha fazla “stok tutma” ihtiyacı, daha fazla “depolama alanı” ihtiyacını getirebilir. Daha fazla depolama alanı ihtiyacı, depo sayısının artırılması veya mevcut alanların doğru kullanılması ile elde edilebilir.” Hava kargo navlunu mayısta düşüşe geçti Navlun piyasasına yönelik değerlendirmeler yapan Kaya, yolcu uçaklarının devre dışı kalması ile hızlı yükselişe geçen hava kargo navlunun düşüşe geçtiğini aktarıyor ve şu bilgileri veriyor: “TAC Index verilerine göre örneğin Asya Pasifik’ten Avrupa’ya şubat ayının son haftasından itibaren yükselen hava kargo fiyatları, ilk defa mayıs ayının başında düşüş yaşadı. Eğer ülkelerin yavaş yavaş geçmeyi planladığı “normalleşme” döneminde üretimin artması ve ticaretin hızlanması sonucunda hava kargo yüklerinde artış görülürse bu düşüş, devam edebilir ve sene sonuna doğru yine 2020 yılı başındaki navlunlar görülebilir. Öte yandan Kuzey Amerika’ya olan navlunlar ise hâlâ artıyor. Covid-19 döneminde Türkiye’nin AB’ye kara yolu ihracat taşımalarındaki navlunlarda yüzde 10-15 gibi artış oldu. Eğer Avrupa, çalışmaya başlar ve özellikle ağustos ayında tatile girmezse ithalat ve ihracat navlunları, normale dönebilir. Aksi durumda ihracat navlunları, biraz daha artabilir. Dünya ticaretindeki mal hareketi, Covid nedeniyle düşünce özellikle Konteyner hattı işletmecileri, gemilerini operasyondan çekerek navlun dengesini bulmaya çalıştı. Benim tahminim, sene sonuna kadar ufak artışlarla navlunlar yükselebilir. Deniz navlunları için önemli bir gösterge olan Baltic Dry Index, Şubat ayının başında en düşük noktasına geldi. Baltic Dry Index, geçen dönemde biraz yukarı çıkmaya çalışsa da mayıs ayının ortasında tekrar düşmeye başladı. Benim tahminim, sene sonuna kadar mevcut durumun devam edeceği yönündedir.” “Invest in Turkey sayfasında lojistik öne çıkarılmalı” “Covid-19’un “Türkiye, Tedarik Zinciri ve lojistik ülkesidir” iddiamı gerçekleştireceğini düşünüyorum” diyen Kaya, bu noktada bazı eksikliklerin giderilmesi gerektiğini belirtiyor: “Tedarik Zincirindeki en önemli sorun, envanterin yönetimidir. Çin, OBOR (One Belt One Road) ile bu soruna çözüm arıyor. AB ve ABD ise endüstri 4.0, , bölgesel üretim, bölgesel tedarikçi gibi çözümlerle bu soruna çözüm arıyor. Türkiye, hem üretim gücü ve daha önemlisi üretim potansiyeli hem de coğrafi uygunluğu ile özellikle AB için bu çözümün en önemli parçası olabilir. Türkiye’de şirketler ve yabancı yatırımcılar bu fırsatı kaçırmamalı. Yabancı yatırımcılara bunu anlatmak için gerekli tanıtıma hemen başlamalı ilk adım, “Invest in Turkey” web sayfasını düzelterek atılabilir. Birçok ülkenin “invest in” web sayfalarında “lojistik” vurgusu varken Türkiye’ninkinde  böyle bir şey yok. Herkesçe bilinen sorunlar, hemen düzeltilmeli.” Aysel YÜCEL – DÜNYA LOJİPORT

Çok beğendim gerçekten “Ne iş yaparsanız yapın önce lojistiği planlayın!” Çok iyi özetlemiş Oruç Kaya

Salgın, lojistiğin önemini bir kez daha gözler önüne sererken bu süreci doğru yöneten şirketler bir adım öne çıktı. Sektör uzmanı Oruç Kaya, lojistiği iyi planlanamamış işlerin başarısızlığa mahkûm olduğunu vurguladı.

Lojistik; koronavirüs salgını ile birlikte sadece şirketlerin değil, ülkelerin de öncelikli gündemlerinden biri oldu. Başta sağlık ve gıda ürünleri olmak üzere malları alıcısına ulaştırmak belki de hiç olmadığı kadar önem kazandı. Lojistik sürecini doğru yöneten ülkeler ve şirketler bu dönemde bir adım öne çıktı. Sektörün önde gelen uzmanlarından O2 Lojistik Yönetim Danışmanlık kurucusu ve eğitmen H.Oruç Kaya, lojistikteki son gelişmeleri, ihtiyaçları ve gelecek döneme beklentilerini DÜNYA’ya anlatırken, şirketlere de önemli tavsiyelerde bulundu…

Salgının ardından lojistiğin en fazla önem kazandığı alanlardan biri de kuşkusuz e-ticaret oldu. Pandemi nedeniyle eve kapanan insanlar, temel ihtiyaçlarını e-ticaret yoluyla karşıladı. Bu dönemde birçok firmanın sipariş adetleri rekor düzeyde arttı. Artan talep, kargo dağıtımlarında gecikmelere neden oldu. E-ticaret firmaları ve kargocuların et ve tırnak gibi olması gerektiğine vurgu yapan Oruç Kaya, “Her iki taraf, doğru şekilde birlikte çalışabilirse bu operasyonel sorunların, doğru planlanan ve uygulanan teknolojik gelişmeler ile çözülebileceğini düşünüyorum” diyor.

“Hangi işi yapacak olursanız olun mutlaka ama mutlaka ilk olarak o işin “lojistik” sürecini planlayın ve sonra ona göre işinizi yapılandırın. Yoksa büyük girişimcilik ruhuyla başlanılan işler, bir süre sonra şikayetlere dönüşebilir ve para kayıpları başlar” tavsiyesinde bulunuyor. Covid-19 döneminde çok daha fazla popüler olan e-ticaret işine ilgi arttı. Bu birçok kişinin veya şirketin e-ticarete girmesinin sonucunda doğal olarak “teslimat” ve “dağıtım” işine girmek isteyenlerin sayısında da artış bekleniyor. Kaya, bu konuda ise şirketlere şu öemli uyarıda bulunuyor: “DNA’sı ve genetik kodları, bu işi yapmaya uygun değilse bu kişiler veya şirketler, aynı DNA’sında ve genetik kodlarında “depoculuk” ve “depo yönetimi” olmayan nakliyecilerin depo yönetimi işine girmesi gibi, bu işe girdikten sonra çok zorluk çekmeye başlayacak. Hala tedarik zinciri, lojistik ve nakliye kavramları birbiri ile karıştırılırken “e-ticaret” için lojistik yapılmaya çalışılıyor. 30 yıldır bu işteyim ve öğrendiğim tek şey, şirketler ve girişimciler (patronlar), eğer lojistik, nakliye, “depo”, “şoför”, “depocu” kültürüne sahip değilse ve bunların dinamiklerine göre hareket etmezse sıkıntı. Çünkü çok yoğun “lojistik”, “nakliye”, “depo” operasyonları içeren işlerin (girişimlerin) yapılmaya “çalışılması” çok zor.”

“Riski yönetemeyenler krizi yönetmek zorunda kalır”

Şirketlerin en önem vermesi gereken konulardan birinin de risk yönetimi olduğunu anlatan Kaya, “Örneğin Covid- 19’un sinyalleri, aralık ayının sonlarına doğru başlamasına rağmen hem gözlemlerim hem de yaptığım ankete göre Türkiye’deki şirketlerin çok büyük kısmı, ancak Türkiye’de ilk vakanın görüldüğü 11 Mart’tan sonra Covid-19’a karşı önemler almaya başladı. Dünya ve Türkiye, şu anda “krizi yönetmeye” çalışıyor. Riski yönetemeyenler, krizi yönetmek zorunda kalır. Krizi yönetmek, riski yönetmekten çok daha zordur. Pahalıdır, iyi ve doğru yönetebilme olasılığı düşüktür. Krizi yönetebilmenin tek yolu, riski yönetebilmektir” diyor.

Salgın sonrası lojistikte nitelikli iş gücünün dijitalleşmeden daha önemli bir konu olacağını belirten Kaya, “Dünyada ve Türkiye’de lojistik sektörünün bence en büyük ve hatta tek sorunu, “yeterli” sayıda “nitelikli” insan kaynağı bulamaması ve bulamayacak olması. Tek ve en büyük sorun çünkü diğer bütün sorunlar, nitelikli insanlarla çözülebilir” yorumunu yapıyor.

“Artık normale dönülmez, çünkü normalin kendisi sorun”

“CoviDeğiŞimdi” diye bir sloganı olduğunu ifade eden Kaya, şirketlerin salgın sonrası dönem için değişime şimdiden başlaması gerektiğine işaret ederek, “Covid- 19 sonrası artık normale dönülemez çünkü normalin kendisi, bir sorun. Şirketler, sürdürülebilir geliri ve kârlılığı nasıl sağlayabilir? Nitelikli gençleri nasıl istihdam edebilir? İstihdam ettikleri gençlerle nasıl ilişki kurmalı? Mevcut insan kaynağı ile nasıl daha etkin ve verimli çalışabilir? Altyapısını ve kaynaklarını nasıl daha doğru kullanabilir?” gibi sorulara sorularına cevaplar bulmalı” açıklamasını yapıyor.

“Müşteriye yakınlık, stok ve depolama önem kazanacak”

Kaya, salgının sadece nakliyenin değil depolamanın da ne kadar önemli olduğunu gösterdiğine dikkat çekerek, şunları söylüyor: “Müşteriye yakınlık çok daha fazla önemli olacak. Şirketler, müşterilerine “çok daha yakın” olacak şekilde yapılanacak. Öte yandan, daha fazla “stok tutma” ihtiyacı, daha fazla “depolama alanı” ihtiyacını getirebilir. Daha fazla depolama alanı ihtiyacı, depo sayısının artırılması veya mevcut alanların doğru kullanılması ile elde edilebilir.”

Hava kargo navlunu mayısta düşüşe geçti

Navlun piyasasına yönelik değerlendirmeler yapan Kaya, yolcu uçaklarının devre dışı kalması ile hızlı yükselişe geçen hava kargo navlunun düşüşe geçtiğini aktarıyor ve şu bilgileri veriyor: “TAC Index verilerine göre örneğin Asya Pasifik’ten Avrupa’ya şubat ayının son haftasından itibaren yükselen hava kargo fiyatları, ilk defa mayıs ayının başında düşüş yaşadı. Eğer ülkelerin yavaş yavaş geçmeyi planladığı “normalleşme” döneminde üretimin artması ve ticaretin hızlanması sonucunda hava kargo yüklerinde artış görülürse bu düşüş, devam edebilir ve sene sonuna doğru yine 2020 yılı başındaki navlunlar görülebilir. Öte yandan Kuzey Amerika’ya olan navlunlar ise hâlâ artıyor. Covid-19 döneminde Türkiye’nin AB’ye kara yolu ihracat taşımalarındaki navlunlarda yüzde 10-15 gibi artış oldu. Eğer Avrupa, çalışmaya başlar ve özellikle ağustos ayında tatile girmezse ithalat ve ihracat navlunları, normale dönebilir. Aksi durumda ihracat navlunları, biraz daha artabilir. Dünya ticaretindeki mal hareketi, Covid nedeniyle düşünce özellikle Konteyner hattı işletmecileri, gemilerini operasyondan çekerek navlun dengesini bulmaya çalıştı. Benim tahminim, sene sonuna kadar ufak artışlarla navlunlar yükselebilir. Deniz navlunları için önemli bir gösterge olan Baltic Dry Index, Şubat ayının başında en düşük noktasına geldi. Baltic Dry Index, geçen dönemde biraz yukarı çıkmaya çalışsa da mayıs ayının ortasında tekrar düşmeye başladı. Benim tahminim, sene sonuna kadar mevcut durumun devam edeceği yönündedir.”

“Invest in Turkey sayfasında lojistik öne çıkarılmalı”

“Covid-19’un “Türkiye, Tedarik Zinciri ve lojistik ülkesidir” iddiamı gerçekleştireceğini düşünüyorum” diyen Kaya, bu noktada bazı eksikliklerin giderilmesi gerektiğini belirtiyor: “Tedarik Zincirindeki en önemli sorun, envanterin yönetimidir. Çin, OBOR (One Belt One Road) ile bu soruna çözüm arıyor. AB ve ABD ise endüstri 4.0, , bölgesel üretim, bölgesel tedarikçi gibi çözümlerle bu soruna çözüm arıyor. Türkiye, hem üretim gücü ve daha önemlisi üretim potansiyeli hem de coğrafi uygunluğu ile özellikle AB için bu çözümün en önemli parçası olabilir. Türkiye’de şirketler ve yabancı yatırımcılar bu fırsatı kaçırmamalı. Yabancı yatırımcılara bunu anlatmak için gerekli tanıtıma hemen başlamalı ilk adım, “Invest in Turkey” web sayfasını düzelterek atılabilir. Birçok ülkenin “invest in” web sayfalarında “lojistik” vurgusu varken Türkiye’ninkinde  böyle bir şey yok. Herkesçe bilinen sorunlar, hemen düzeltilmeli.”

Aysel YÜCEL – DÜNYA

LOJİPORT



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2YVT5xt
via IFTTT

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder