20 Haziran 2017 Salı

GEMİ ARZININ AZALMASI MALİYETLERİ OLUMSUZ ETKİLEDİ Ülkemizin en yüksek hacimli hizmet ihracatçısı sektörlerinden lojistik sektörü coğrafi konumumuz ve son yıllarda atağa geçen alt yapı yatırımları ile her geçen gün önem kazanıyor. Karayolu, havayolu ve demiryolunun yanı sıra denizyoluna özellikle de limanlara yapılan yatırımlar ve armatörlerimizin istikrarlı büyümesi ülkemiz adına atılan büyük adımlar olarak ön plana çıkıyor. Dünya geneline bakıldığında taşımaların yüzde 75’inin denizyoluyla yapıldığı görülüyor. Bu noktada uluslararası ticaret hacmine paralel olarak denizyolu ile gerçekleştirilen taşıma faaliyetleri de her geçen gün artıyor. Yıllar içinde gelişimini sürdüren Türk denizcilik sektöründe bugün Arkas gibi Türk armatörlerimiz özellikle Akdeniz havzası ve Karadeniz’de ciddi bir güç olarak faaliyetlerini sürdürüyor. Bunun yanı sıra UTİKAD üyeleri arasında yer alan Asyaport, Marport, Ortadoğu Antalya Liman İşletmeleri, DP World Yarımca Liman İşletmeleri gibi dev yatırımlar ülkemizin transit taşımacılıkta da önemli rol oynamasını sağlıyor. Uğrak yapan gemi sayılarındaki artış ve mevcut limanlardaki yenileme çalışmaları ile Türk limanlarında yük elleçleme kapasitesi de her geçen yıl yükseliyor. Rakamsal değerlere bakıldığında; Türkiye’de 2015 yılında 300 milyon tondan fazla yük denizyolu ile taşınmış, bu hizmet üretiminden yaklaşık 200 milyar dolar girdi sağlanmıştır. Türkiye’nin en önemli avantajlarından biri de Ro-Ro taşımasındaki etkin faaliyetleri olarak karşımıza çıkıyor. Türk firmalarının intermodal taşımasının temel unsurlarından Ro-Ro taşımacılığındaki mevcut gücü ve yatırımları hem Türk nakliyecisine hem de bölge ülkelerinin nakliyecilerine hizmet veriyor, Türkiye’nin transit güzergâh ülkesi olarak kazancını arttırıyor. Ancak bu noktada ülkemizdeki bir eksikliğe de dikkat çekmek gerekiyor. Büyük yatırımlarla kurulan uygun altyapıya, kaliteli işgücüne ve yüksek teknolojiye sahip dev limanların art alana ulaşımında karayolu ve demiryolu bağlantılarının tamamlanmamış olması hizmet sürekliliğinde sıkıntılara neden olabiliyor. Henüz demiryolu bağlantısı bulunmayan limanların hepsine bu bağlantıları kısa sürede oluşturmanın mümkün olmadığının farkındayız, ancak limanlara hizmet edecek iç terminaller ile en azından maliyetleri azaltarak modlar arası bağlantıyı sağlamak mümkün. Lojistik Koordinasyon Kurulu’nun çalışmaları ve önümüzdeki dönemde hazırlanması beklenen Lojistik Master Planı ile liman yatırımlarına gereken art alan alt yapılarının sağlanacağını düşünüyoruz. Aynı zamanda yapılan yatırımların atıl kalmaması için ülke genelinde bütünsel bir limancılık stratejisi yaklaşımının da benimsenmesi büyük önem taşıyor. Ülkemiz açısından son yıllarda atağa geçen denizyolu taşımacılığına dünya genelinde baktığımızda ise kuşkusuz geçen yıl yaşanan büyük çöküşleri yakından takip etmek ve doğru analiz edebilmek de gerekiyor. Çünkü 2016’nın son çeyreğinde dünyanın yedinci büyük konteyner hat operatörü Hanjin Shipping’in iflası özellikle orta ve küçük hat operatörleri için tehlikeli bir hal almıştı. Sektörde büyük dalgalanmaya neden olan iflasın hemen ardından denizyolu taşımacılığının dev firmaları arasındaki birleşmeler ve satın almaların sonuçları da tabii ki sektöre yansıdı. Gemi arzının azalması, denizyolunun tercih edilmesinin sebebi olan düşük maliyetleri olumsuz etkilemeye başladı. Özellikle son dönemde dünya genelinde yaşanan ve medyaya ‘konteyner savaşları’ olarak yansıyan durum, maliyetlerin ciddi anlamda artışına neden oluyor. Birçok ihracatçı firma konteyner siparişlerinin gelmemesi ve fiyatların tavan yapması nedeni ile zor günler geçiriyor. Bu konunun ivedilikle çözüme kavuşması ve yükseliş trendinde olan dış ticaretimizin bu süreci en az zararla atlatması için girişimde bulunulması gerekiyor. Emre ELDENER UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı

Ülkemizin en yüksek hacimli hizmet ihracatçısı sektörlerinden lojistik sektörü coğrafi konumumuz ve son yıllarda atağa geçen alt yapı yatırımları ile her geçen gün önem kazanıyor. Karayolu, havayolu ve demiryolunun yanı sıra denizyoluna özellikle de limanlara yapılan yatırımlar ve armatörlerimizin istikrarlı büyümesi ülkemiz adına atılan büyük adımlar olarak ön plana çıkıyor.

Dünya geneline bakıldığında taşımaların yüzde 75’inin denizyoluyla yapıldığı görülüyor. Bu noktada uluslararası ticaret hacmine paralel olarak denizyolu ile gerçekleştirilen taşıma faaliyetleri de her geçen gün artıyor. Yıllar içinde gelişimini sürdüren Türk denizcilik sektöründe bugün Arkas gibi Türk armatörlerimiz özellikle Akdeniz havzası ve Karadeniz’de ciddi bir güç olarak faaliyetlerini sürdürüyor. Bunun yanı sıra UTİKAD üyeleri arasında yer alan Asyaport, Marport, Ortadoğu Antalya Liman İşletmeleri, DP World Yarımca Liman İşletmeleri gibi dev yatırımlar ülkemizin transit taşımacılıkta da önemli rol oynamasını sağlıyor. Uğrak yapan gemi sayılarındaki artış ve mevcut limanlardaki yenileme çalışmaları ile Türk limanlarında yük elleçleme kapasitesi de her geçen yıl yükseliyor. Rakamsal değerlere bakıldığında; Türkiye’de 2015 yılında 300 milyon tondan fazla yük denizyolu ile taşınmış, bu hizmet üretiminden yaklaşık 200 milyar dolar girdi sağlanmıştır.

Türkiye’nin en önemli avantajlarından biri de Ro-Ro taşımasındaki etkin faaliyetleri olarak karşımıza çıkıyor. Türk firmalarının intermodal taşımasının temel unsurlarından Ro-Ro taşımacılığındaki mevcut gücü ve yatırımları hem Türk nakliyecisine hem de bölge ülkelerinin nakliyecilerine hizmet veriyor, Türkiye’nin transit güzergâh ülkesi olarak kazancını arttırıyor. Ancak bu noktada ülkemizdeki bir eksikliğe de dikkat çekmek gerekiyor. Büyük yatırımlarla kurulan uygun altyapıya, kaliteli işgücüne ve yüksek teknolojiye sahip dev limanların art alana ulaşımında karayolu ve demiryolu bağlantılarının tamamlanmamış olması hizmet sürekliliğinde sıkıntılara neden olabiliyor. Henüz demiryolu bağlantısı bulunmayan limanların hepsine bu bağlantıları kısa sürede oluşturmanın mümkün olmadığının farkındayız, ancak limanlara hizmet edecek iç terminaller ile en azından maliyetleri azaltarak modlar arası bağlantıyı sağlamak mümkün. Lojistik Koordinasyon Kurulu’nun çalışmaları ve önümüzdeki dönemde hazırlanması beklenen Lojistik Master Planı ile liman yatırımlarına gereken art alan alt yapılarının sağlanacağını düşünüyoruz. Aynı zamanda yapılan yatırımların atıl kalmaması için ülke genelinde bütünsel bir limancılık stratejisi yaklaşımının da benimsenmesi büyük önem taşıyor.

Ülkemiz açısından son yıllarda atağa geçen denizyolu taşımacılığına dünya genelinde baktığımızda ise kuşkusuz geçen yıl yaşanan büyük çöküşleri yakından takip etmek ve doğru analiz edebilmek de gerekiyor. Çünkü 2016’nın son çeyreğinde dünyanın yedinci büyük konteyner hat operatörü Hanjin Shipping’in iflası özellikle orta ve küçük hat operatörleri için tehlikeli bir hal almıştı. Sektörde büyük dalgalanmaya neden olan iflasın hemen ardından denizyolu taşımacılığının dev firmaları arasındaki birleşmeler ve satın almaların sonuçları da tabii ki sektöre yansıdı. Gemi arzının azalması, denizyolunun tercih edilmesinin sebebi olan düşük maliyetleri olumsuz etkilemeye başladı. Özellikle son dönemde dünya genelinde yaşanan ve medyaya ‘konteyner savaşları’ olarak yansıyan durum, maliyetlerin ciddi anlamda artışına neden oluyor. Birçok ihracatçı firma konteyner siparişlerinin gelmemesi ve fiyatların tavan yapması nedeni ile zor günler geçiriyor. Bu konunun ivedilikle çözüme kavuşması ve yükseliş trendinde olan dış ticaretimizin bu süreci en az zararla atlatması için girişimde bulunulması gerekiyor.

Emre ELDENER

UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2smJ7VD
via IFTTT

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder