24 Haziran 2019 Pazartesi

Lityum iyon bataryaların taşınmasını güvenli hale getiriyor CHEP, lityum iyon bataryaların taşınmasını güvenli hale getiriyor   CHEP, otomotiv ve beyaz eşya sektörleri başta olmak üzere ana ve yan sanayi parça üreticilerine özel tedarik zinciri çözümleri sunuyor. Lityum iyon bataryaları kullanan Orijinal Ekipman Üreticileri’ne (OEM), batarya hücre ve takımları üreten tedarikçilere yeniden kullanılabilir “EuroBin” ve “IsoBin 33” konteynerleriyle hizmet veriyor, tedarik zincirinde oluşabilecek riskleri azaltıyor   Otomotiv endüstrisinde elektromobiliteye geçiş ile lityum iyon batarya kullanımının son dönemde yayınlaşması, bu parçaların güvenli bir şekilde taşınmasını da önemli bir konu haline getiriyor. En büyük zorluk, tehlikeli mal taşımacılığında her bölgede farklılık gösteren gerekliliklerin tüm tedarik zinciri boyunca verimli, güvenli ve sürdürülebilir bir şekilde karşılanmasını sağlamak oluyor. CHEP, otomotiv ve beyaz eşya sektörleri başta olmak üzere ana ve yan sanayi parça üreticilerine uluslararası tedarik zinciri hizmeti veriyor. Her türlü sanayi parçasını taşımak üzere tasarlanmış dünya çapında geçerli olan Birleşmiş Milletler sertifikalı yeniden kullanılabilir “Katlanabilir Plastik Konteyner (FLC) Çözümleri” sunuyor.   Uygun olmayan şekilde paketlenmiş bir bataryanın yanması tüm tedarik zincirini durdurabiliyor ve büyük maliyetler ile güven kaybına neden olabiliyor. Çok çeşitli ekipman ve hizmet yelpazesiyle tedarik zinciri boyunca parçaların korunmasını sağlayan CHEP, lityum iyon bataryaların nakliye gereksinimlerini karşılıyor. “EuroBin” ve “IsoBin 33” çözümleriyle tedarik zincirinde bulunan riskleri, depolama alanını, bunların yönetimi için harcanan zamanı ve maliyeti azaltıyor.   Riskli parça türlerinin güvenle taşınmasını sağlıyor Çok sayıda maddeyle reaksiyona girebilme, aşırı ısınabilme, ateş alabilme ve patlayabilme özelliğine sahip olan lityum iyon bataryalar, 9. sınıf tehlikeli madde sınıfına giriyor ve özel taşıma yönetmeliklerine tabi tutuluyor. CHEP, Birleşmiş Milletler’in 9’uncu sınıf tehlikeli malların taşınması konusundaki düzenlemelerini karşılamak için otomotiv tedarik zincirlerinde en çok kullanılan ve uluslararası nakliye konteynerleri arasında yer alan “EuroBin” ve “IsoBin 33” ile hizmet veriyor. Konteynerler maksimum ürün koruması ve yük dengesi sunmasının yanı sıra kullanılmadığı zaman katlanabiliyor ve depolama alanında tasarruf sağlıyor. Yeniden kullanılabilen konteynerler iki erişim kapısı ve dört yönden girişe izin veren tabanı ile bölgesel gereksinimleri karşılamak için farklı yüksekliklerde bulunuyor.   Otomotiv ve beyaz eşya sektörleri başta olmak üzere ana ve yan sanayi parça üreticilerine sundukları çözümlerle bir ekipman tedarikçisi olmanın ötesinde olduklarını belirten CHEP Türkiye Kurumsal İletişim Müdürü Serhat Enyüce, “Otomobil üreticileri ve tedarikçilerinin seri üretim yapabilmesi için her bölgeye özel tehlikeli madde taşıma gerekliliklerini tedarik zinciri boyunca güvenli, verimli ve sürdürülebilir bir şekilde karşılaması gerekiyor. İthalat ve ihracat sırasında da bir noktadan diğer bir noktaya taşınan ürünler, yasa ve kuralların yanı sıra çeşitli nakliye biçimleri ve ulaşım ağlarının oluşturduğu karmaşık işlemlerle karşı karşıya kalabiliyor. CHEP olarak, dünyanın dört bir yanındaki müşterilerimize, ürün akışlarını daha iyi yönetmelerini sağlamak amacıyla yeniden kullanılabilir ekipmanlar sunuyoruz. Avrupa yönetmenliklerine ve endüstri standartlarına uygun olan katlanabilir konteynerlerimiz, standart ve tutarlı teknik özellikleriyle otomatik üretim hatlarına uygunluk gösteriyor; ürünlerin korunmasını ve daha fazla ürünün zamanında olması gerektiği yere ulaşmasını sağlıyor” dedi.   CHEP Hakkında Uluslararası tedarik zinciri devi Brambles Grubu’nun bir parçası olarak Avustralya’da kurulan CHEP; hızlı tüketim ürünleri, gıda, içecek, perakende, otomotiv ve beyaz eşya sektörleri için iş süreçlerini baştan sona optimize eden tedarik zinciri çözümleri sunmaktadır. CHEP’in sürdürülebilir iş modeli, paylaşıma ve yeniden kullanıma dayalıdır. CHEP’ten kiralanan ekipmanlar kullanım sonrası toplanıp düzenli olarak bakım ve onarımdan geçirilerek tekrar hizmete sunulmaktadır. Bu sayede ekipman yönetimindeki maliyetler düşürülerek tedarik zinciri verimliliği artırılmaktadır. Dünya çapında 54 ülkede 275 milyon paletlik dolaşım ağı ve 14 bin çalışanı bulunan CHEP, 2009 yılından beri Türkiye’de faaliyet göstermektedir. Global pazarlardaki tecrübesini Türkiye’deki iş ortaklarının tedarik zinciri yönetimi ihtiyaçlarını karşılamak için kullanan CHEP; daha iyi iş modelleri, daha iyi gezegen, daha iyi toplumlar anlayışıyla her gün sürdürülebilir bir değer yaratmak için çalışmaktadır.   *Detaylı bilgi için www.chep.com adresi ziyaret edilebilir.

CHEP, lityum iyon bataryaların taşınmasını güvenli hale getiriyor

 

CHEP, otomotiv ve beyaz eşya sektörleri başta olmak üzere ana ve yan sanayi parça üreticilerine özel tedarik zinciri çözümleri sunuyor. Lityum iyon bataryaları kullanan Orijinal Ekipman Üreticileri’ne (OEM), batarya hücre ve takımları üreten tedarikçilere yeniden kullanılabilir “EuroBin” ve “IsoBin 33” konteynerleriyle hizmet veriyor, tedarik zincirinde oluşabilecek riskleri azaltıyor

 

Otomotiv endüstrisinde elektromobiliteye geçiş ile lityum iyon batarya kullanımının son dönemde yayınlaşması, bu parçaların güvenli bir şekilde taşınmasını da önemli bir konu haline getiriyor. En büyük zorluk, tehlikeli mal taşımacılığında her bölgede farklılık gösteren gerekliliklerin tüm tedarik zinciri boyunca verimli, güvenli ve sürdürülebilir bir şekilde karşılanmasını sağlamak oluyor. CHEP, otomotiv ve beyaz eşya sektörleri başta olmak üzere ana ve yan sanayi parça üreticilerine uluslararası tedarik zinciri hizmeti veriyor. Her türlü sanayi parçasını taşımak üzere tasarlanmış dünya çapında geçerli olan Birleşmiş Milletler sertifikalı yeniden kullanılabilir “Katlanabilir Plastik Konteyner (FLC) Çözümleri” sunuyor.

 

Uygun olmayan şekilde paketlenmiş bir bataryanın yanması tüm tedarik zincirini durdurabiliyor ve büyük maliyetler ile güven kaybına neden olabiliyor. Çok çeşitli ekipman ve hizmet yelpazesiyle tedarik zinciri boyunca parçaların korunmasını sağlayan CHEP, lityum iyon bataryaların nakliye gereksinimlerini karşılıyor. “EuroBin” ve “IsoBin 33” çözümleriyle tedarik zincirinde bulunan riskleri, depolama alanını, bunların yönetimi için harcanan zamanı ve maliyeti azaltıyor.

 

Riskli parça türlerinin güvenle taşınmasını sağlıyor

Çok sayıda maddeyle reaksiyona girebilme, aşırı ısınabilme, ateş alabilme ve patlayabilme özelliğine sahip olan lityum iyon bataryalar, 9. sınıf tehlikeli madde sınıfına giriyor ve özel taşıma yönetmeliklerine tabi tutuluyor. CHEP, Birleşmiş Milletler’in 9’uncu sınıf tehlikeli malların taşınması konusundaki düzenlemelerini karşılamak için otomotiv tedarik zincirlerinde en çok kullanılan ve uluslararası nakliye konteynerleri arasında yer alan “EuroBin” ve “IsoBin 33” ile hizmet veriyor. Konteynerler maksimum ürün koruması ve yük dengesi sunmasının yanı sıra kullanılmadığı zaman katlanabiliyor ve depolama alanında tasarruf sağlıyor. Yeniden kullanılabilen konteynerler iki erişim kapısı ve dört yönden girişe izin veren tabanı ile bölgesel gereksinimleri karşılamak için farklı yüksekliklerde bulunuyor.

 

Otomotiv ve beyaz eşya sektörleri başta olmak üzere ana ve yan sanayi parça üreticilerine sundukları çözümlerle bir ekipman tedarikçisi olmanın ötesinde olduklarını belirten CHEP Türkiye Kurumsal İletişim Müdürü Serhat Enyüce,Otomobil üreticileri ve tedarikçilerinin seri üretim yapabilmesi için her bölgeye özel tehlikeli madde taşıma gerekliliklerini tedarik zinciri boyunca güvenli, verimli ve sürdürülebilir bir şekilde karşılaması gerekiyor. İthalat ve ihracat sırasında da bir noktadan diğer bir noktaya taşınan ürünler, yasa ve kuralların yanı sıra çeşitli nakliye biçimleri ve ulaşım ağlarının oluşturduğu karmaşık işlemlerle karşı karşıya kalabiliyor. CHEP olarak, dünyanın dört bir yanındaki müşterilerimize, ürün akışlarını daha iyi yönetmelerini sağlamak amacıyla yeniden kullanılabilir ekipmanlar sunuyoruz. Avrupa yönetmenliklerine ve endüstri standartlarına uygun olan katlanabilir konteynerlerimiz, standart ve tutarlı teknik özellikleriyle otomatik üretim hatlarına uygunluk gösteriyor; ürünlerin korunmasını ve daha fazla ürünün zamanında olması gerektiği yere ulaşmasını sağlıyor” dedi.

 

CHEP Hakkında

Uluslararası tedarik zinciri devi Brambles Grubu’nun bir parçası olarak Avustralya’da kurulan CHEP; hızlı tüketim ürünleri, gıda, içecek, perakende, otomotiv ve beyaz eşya sektörleri için iş süreçlerini baştan sona optimize eden tedarik zinciri çözümleri sunmaktadır. CHEP’in sürdürülebilir iş modeli, paylaşıma ve yeniden kullanıma dayalıdır. CHEP’ten kiralanan ekipmanlar kullanım sonrası toplanıp düzenli olarak bakım ve onarımdan geçirilerek tekrar hizmete sunulmaktadır. Bu sayede ekipman yönetimindeki maliyetler düşürülerek tedarik zinciri verimliliği artırılmaktadır. Dünya çapında 54 ülkede 275 milyon paletlik dolaşım ağı ve 14 bin çalışanı bulunan CHEP, 2009 yılından beri Türkiye’de faaliyet göstermektedir. Global pazarlardaki tecrübesini Türkiye’deki iş ortaklarının tedarik zinciri yönetimi ihtiyaçlarını karşılamak için kullanan CHEP; daha iyi iş modelleri, daha iyi gezegen, daha iyi toplumlar anlayışıyla her gün sürdürülebilir bir değer yaratmak için çalışmaktadır.

 

*Detaylı bilgi için www.chep.com adresi ziyaret edilebilir.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://bit.ly/2J4ONuI
via IFTTT

​Yeni teknolojiler dost mu, düşman mı?


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://bit.ly/2WYu2ut

​Yeni teknolojiler dost mu, düşman mı? Yeni teknolojiler dost mu, düşman mı? Gelişen teknolojiler bir yandan çok ciddi insani yardımlar sağlarken, diğer yandan kişilerin kimliklerini çalmak, onları yanlış yönlendirmek ve uluslararası yardımların kötü amaçlı kullanılmasına yol açmak gibi farklı tehditleri de beraberinde getiriyor. Tam bu noktada dünyanın önde gelen otoriteleri, teknolojinin dünyanın önemli sorunlarının çözümünü nasıl kolaylaştırabileceğiyle ilgili çok önemli çalışmalar yapıyorlar. Yakın zaman önce Oxford Üniversitesi ‘Teknoloji ve Küresel Meseleler Merkezi’nde gerçekleştirilen Oxford Teknoloji ve Kalkınma Konferansı’nda da teknolojinin olumlu ve olumsuz tüm yönleri masaya yatırıldı. Yeni teknolojiler ve uluslararası kalkınma konularının global otoriteler tarafından detaylıca ele alındığı bu konferansa katılanlar arasında yer alan Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi (TRAI) ve GelecekHane’nin kurucusu Halil Aksu, teknoloji şirketleri ve profesyonelleri ile yardım kuruluşları arasında düzenli bir bilgi alışverişi olması gerektiğini vurguladı. Aksu, “Toplantının en önemli sonucu, bilgi alışverişinin ne kadar kritik olduğunun bir kez daha ortaya çıkması oldu. Teknolojik gelişmeler sivil toplum ve uluslararası kurumlara tanıtılmalı, aynı şekilde yardım kuruluşları da projelerini ve gelişmeleri teknoloji paydaşlarına aktarmalı. Ancak bu şekilde bilgi ve deneyim alışverişi oluşabilir ve bu sayede en zor durumda olan ihtiyaç sahiplerine en kaliteli yardımlar ve desteklerin teknolojinin yardımıyla ulaştırılması mümkün hale getirilebilir. Dolayısıyla, bu tür konuları daha çok konuşmak ve ilgili paydaşlar arasında düzenli ve doğru bilgi akışının tesis edilmesi çok önemli” dedi. “Teknolojilerin ne kadar insanlık faydasına kullanılabileceğini bizler belirliyoruz” Konferansta; gelişmekte olan ülkelerde yoksullukla mücadele, eğitim ve sağlık hizmetlerini geliştirme ve mültecilere, göçmenlere, insani krizlere müdahale konusunda son teknolojilerden nasıl yararlanılacağı üzerinde durulduğunu aktaran Aksu şöyle konuştu: “Teknolojik gelişimler ve bunların yaygınlaşması kaçınılmaz. Ancak heyecanla takip ettiğimiz bu teknolojilerin ne kadar insanlık faydasına kullanılabileceğini bizler belirliyoruz. Buna en güzel örnekler de yine bu toplantıda verildi: Dünya Gıda Programı (WFP) temsilcileri çok önemli olan güvenlik ve kimlik teknolojilerinin birtakım kişilerce kötü amaçlı kullanılması nedeniyle gıda desteklerinin gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaştırılamamasına yol açtığını ifade ettiler. Kriz ve çatışma bölgelerindeki insani dramları aktaran Birleşmiş Milletlerden katılan temsilciler, yeni teknolojilerin çok ciddi değer katabileceğini ve iyi niyetle aslında katması gerektiğini vurguladılar. Ancak kötü niyetli çevrelerin insanların kimliklerini tespit etmek, onları sömürmek veya kendi kötü amaçlarına alet etmek gibi sıkıntılar yaşandığını da söylediler. Tüm bunlar ancak teknolojinin doğru kullanımıyla daha mutlu bir dünya düzeninin var olabileceğini bir kez daha gösterdi” Konferans sonrasında yapılan panelde; blok zinciri, 3 boyutlu yazıcılar, yapay zeka, robotlar ve dron gibi teknolojilerin hangi küresel meselelerde nasıl kullanıldığı konuşuldu. Mülteci göçlerinde insanların yardım bulmasından, henüz kimlik sahibi olmayan vatandaşlara dijital kimlik sağlanmasına kadar ilginç konular da gündeme alındı.

Yeni teknolojiler dost mu, düşman mı?

Gelişen teknolojiler bir yandan çok ciddi insani yardımlar sağlarken, diğer yandan kişilerin kimliklerini çalmak, onları yanlış yönlendirmek ve uluslararası yardımların kötü amaçlı kullanılmasına yol açmak gibi farklı tehditleri de beraberinde getiriyor. Tam bu noktada dünyanın önde gelen otoriteleri, teknolojinin dünyanın önemli sorunlarının çözümünü nasıl kolaylaştırabileceğiyle ilgili çok önemli çalışmalar yapıyorlar. Yakın zaman önce Oxford Üniversitesi ‘Teknoloji ve Küresel Meseleler Merkezi’nde gerçekleştirilen Oxford Teknoloji ve Kalkınma Konferansı’nda da teknolojinin olumlu ve olumsuz tüm yönleri masaya yatırıldı.

Yeni teknolojiler ve uluslararası kalkınma konularının global otoriteler tarafından detaylıca ele alındığı bu konferansa katılanlar arasında yer alan Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi (TRAI) ve GelecekHane’nin kurucusu Halil Aksu, teknoloji şirketleri ve profesyonelleri ile yardım kuruluşları arasında düzenli bir bilgi alışverişi olması gerektiğini vurguladı. Aksu, “Toplantının en önemli sonucu, bilgi alışverişinin ne kadar kritik olduğunun bir kez daha ortaya çıkması oldu.

Teknolojik gelişmeler sivil toplum ve uluslararası kurumlara tanıtılmalı, aynı şekilde yardım kuruluşları da projelerini ve gelişmeleri teknoloji paydaşlarına aktarmalı. Ancak bu şekilde bilgi ve deneyim alışverişi oluşabilir ve bu sayede en zor durumda olan ihtiyaç sahiplerine en kaliteli yardımlar ve desteklerin teknolojinin yardımıyla ulaştırılması mümkün hale getirilebilir. Dolayısıyla, bu tür konuları daha çok konuşmak ve ilgili paydaşlar arasında düzenli ve doğru bilgi akışının tesis edilmesi çok önemli” dedi.

“Teknolojilerin ne kadar insanlık faydasına kullanılabileceğini bizler belirliyoruz”

Konferansta; gelişmekte olan ülkelerde yoksullukla mücadele, eğitim ve sağlık hizmetlerini geliştirme ve mültecilere, göçmenlere, insani krizlere müdahale konusunda son teknolojilerden nasıl yararlanılacağı üzerinde durulduğunu aktaran Aksu şöyle konuştu:

“Teknolojik gelişimler ve bunların yaygınlaşması kaçınılmaz. Ancak heyecanla takip ettiğimiz bu teknolojilerin ne kadar insanlık faydasına kullanılabileceğini bizler belirliyoruz. Buna en güzel örnekler de yine bu toplantıda verildi: Dünya Gıda Programı (WFP) temsilcileri çok önemli olan güvenlik ve kimlik teknolojilerinin birtakım kişilerce kötü amaçlı kullanılması nedeniyle gıda desteklerinin gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaştırılamamasına yol açtığını ifade ettiler. Kriz ve çatışma bölgelerindeki insani dramları aktaran Birleşmiş Milletlerden katılan temsilciler, yeni teknolojilerin çok ciddi değer katabileceğini ve iyi niyetle aslında katması gerektiğini vurguladılar. Ancak kötü niyetli çevrelerin insanların kimliklerini tespit etmek, onları sömürmek veya kendi kötü amaçlarına alet etmek gibi sıkıntılar yaşandığını da söylediler. Tüm bunlar ancak teknolojinin doğru kullanımıyla daha mutlu bir dünya düzeninin var olabileceğini bir kez daha gösterdi”

Konferans sonrasında yapılan panelde; blok zinciri, 3 boyutlu yazıcılar, yapay zeka, robotlar ve dron gibi teknolojilerin hangi küresel meselelerde nasıl kullanıldığı konuşuldu. Mülteci göçlerinde insanların yardım bulmasından, henüz kimlik sahibi olmayan vatandaşlara dijital kimlik sağlanmasına kadar ilginç konular da gündeme alındı.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://bit.ly/2WYu2ut
via IFTTT

Bu PIN kodlarını kullanmayın! Telefonlarımıza erişilmesini engellemek için kullandığımız PIN kodlarımız ne kadar benzersiz? Bu PIN kodlarını kullanmayın! Telefon kullanıcılarının yüzde 26’sının aynı PIN kodlarını tercih ettiği ortaya çıktı. Antivirüs ve internet güvenliği kuruluşu ESET, en çok kullanılan 20 PIN numarasına dikkat çekti ve “bunları kullanıyorsanız hemen değiştirin” çağrısı yaptı. ESET, çeşitli araştırmalardan yola çıkarak kısa süre önce dünyada milyonlarca kişinin benzer parolaları kullandığı konusunda uyarıda bulunmuştu. ESET bu kez de, bilgi güvenliği eğitimi üzerine uzmanlaşmış ABD merkezli Sans Enstitüsü’nün araştırmasına dikkat çekti. Araştırma, telefonun kilidini açmak üzere girilen PIN numaralarının çoğunun aynı olduğunu söylüyor. Buna göre en çok tercih edilen 20 telefon PIN kodu şöyle sıralanıyor: 0000 1004 1010 1111 1122 1212 1234 1313 2000 2001 2222 4444 3333 4321 5555 6666 6969 7777 8888 9999 Yüzde 26 bu numaraları tercih ediyor Şaşırtıcı bir şekilde, bu kodlar denenerek test edilen tüm telefonların %26’sının kilidinin açıldığı görüldü. Bu da gösteriyor ki, telefon çalınır ya da kaybolursa, suçlular cihazın sahibi hakkında hiçbir şey bilmeseler bile, birkaç denemede telefona erişebilirler. ESET İngiltere’den Güvenlik Uzmanı Jake Moore, “Bu PIN’leri kullanıyorsanız, hemen değiştirin” tavsiyesinde bulundu. Anlam ifade eden tarihler kullanmayın Jake Moore, bir başka yöntem olarak kişilerin PIN kodlarını hatırlamak için, onlara herhangi bir anlam ifade eden sayılar kullandıklarını söyledi. Moore, “Telefonlarda 4 rakamdan oluşan kodlar kullanıldığında, kişiler çoğunlukla bir yıl belirten kodlar kullanıyorlar. 6 rakamlı kod gerekli olduğunda da genellikle kolay hatırlanabilen bir tarih kullanıyorlar. Ne yazık ki bu durum, bir siber suçlunun telefonunuzun kilidini açmak için olası kodları denemesine olanak tanıyor” dedi. Nasıl güvende kalabiliriz? Jake Moore, şu önerilerde bulundu: “En iyi önlem, telefonunuzun kilidini açmak adına sizin için anlam taşımayan bir rakam dizisi kullanmaktır. Kod oluştururken, hareketlerinizi kimin izliyor olabileceğine dikkat etmeniz gerektiğini de belirtmekte fayda var. Toplu taşıma araçlarında insanların sık sık PIN kodlarını, şifreleri girdiğini hatta telefonda, arkasındaki üç haneli CVV numarası da dahil olmak üzere tüm kredi kartı bilgilerini bağırarak paylaştığını gördüm.” Cihazınızı yedekleyin Moore, “Son olarak, cihazınızı yedekledikten sonra, iOS için ‘iPhone’umu Bul’ ve Android’de ‘Cihazımı Bul’ seçeneğini açarak daha fazla güvenlik katmanı eklemelisiniz; bu da çalınırsa telefonunuzu uzaktan silmenize olanak tanır. Bu cihazı bir daha asla göremeyebilirsiniz, en azından suçlular cihazınıza giremez ve kişisel verilerinize ve bilgilerinize bakamaz” diye konuştu.

Telefonlarımıza erişilmesini engellemek için kullandığımız PIN kodlarımız ne kadar benzersiz?

Bu PIN kodlarını kullanmayın!

Telefon kullanıcılarının yüzde 26’sının aynı PIN kodlarını tercih ettiği ortaya çıktı. Antivirüs ve internet güvenliği kuruluşu ESET, en çok kullanılan 20 PIN numarasına dikkat çekti ve “bunları kullanıyorsanız hemen değiştirin” çağrısı yaptı.

ESET, çeşitli araştırmalardan yola çıkarak kısa süre önce dünyada milyonlarca kişinin benzer parolaları kullandığı konusunda uyarıda bulunmuştu. ESET bu kez de, bilgi güvenliği eğitimi üzerine uzmanlaşmış ABD merkezli Sans Enstitüsü’nün araştırmasına dikkat çekti. Araştırma, telefonun kilidini açmak üzere girilen PIN numaralarının çoğunun aynı olduğunu söylüyor. Buna göre en çok tercih edilen 20 telefon PIN kodu şöyle sıralanıyor:

0000

1004

1010

1111

1122

1212

1234

1313

2000

2001

2222

4444

3333

4321

5555

6666

6969

7777

8888

9999

Yüzde 26 bu numaraları tercih ediyor

Şaşırtıcı bir şekilde, bu kodlar denenerek test edilen tüm telefonların %26’sının kilidinin açıldığı görüldü. Bu da gösteriyor ki, telefon çalınır ya da kaybolursa, suçlular cihazın sahibi hakkında hiçbir şey bilmeseler bile, birkaç denemede telefona erişebilirler. ESET İngiltere’den Güvenlik Uzmanı Jake Moore, “Bu PIN’leri kullanıyorsanız, hemen değiştirin” tavsiyesinde bulundu.

Anlam ifade eden tarihler kullanmayın

Jake Moore, bir başka yöntem olarak kişilerin PIN kodlarını hatırlamak için, onlara herhangi bir anlam ifade eden sayılar kullandıklarını söyledi. Moore, “Telefonlarda 4 rakamdan oluşan kodlar kullanıldığında, kişiler çoğunlukla bir yıl belirten kodlar kullanıyorlar. 6 rakamlı kod gerekli olduğunda da genellikle kolay hatırlanabilen bir tarih kullanıyorlar. Ne yazık ki bu durum, bir siber suçlunun telefonunuzun kilidini açmak için olası kodları denemesine olanak tanıyor” dedi.

Nasıl güvende kalabiliriz?

Jake Moore, şu önerilerde bulundu: “En iyi önlem, telefonunuzun kilidini açmak adına sizin için anlam taşımayan bir rakam dizisi kullanmaktır. Kod oluştururken, hareketlerinizi kimin izliyor olabileceğine dikkat etmeniz gerektiğini de belirtmekte fayda var. Toplu taşıma araçlarında insanların sık sık PIN kodlarını, şifreleri girdiğini hatta telefonda, arkasındaki üç haneli CVV numarası da dahil olmak üzere tüm kredi kartı bilgilerini bağırarak paylaştığını gördüm.”

Cihazınızı yedekleyin

Moore, “Son olarak, cihazınızı yedekledikten sonra, iOS için ‘iPhone’umu Bul’ ve Android’de ‘Cihazımı Bul’ seçeneğini açarak daha fazla güvenlik katmanı eklemelisiniz; bu da çalınırsa telefonunuzu uzaktan silmenize olanak tanır. Bu cihazı bir daha asla göremeyebilirsiniz, en azından suçlular cihazınıza giremez ve kişisel verilerinize ve bilgilerinize bakamaz” diye konuştu.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://bit.ly/2NavIfN
via IFTTT

Bu PIN kodlarını kullanmayın!


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://bit.ly/2NavIfN

23 Haziran 2019 Pazar

PİLOTLUKTA ZORUNLU HİZMET ÇALIŞTAYI 20-21 Haziran 2019 tarihinde Türkiye Havayolu Pilotları Derneği (TALPA) koordinatörlüğünde sektör temsilcilerinin geniş katılımıyla “Pilotlukta Zorunlu Hizmet Çalıştay”ı başarı ile gerçekleştirilmiştir. Süreçle ilgili olarak yapıcı tedbirlerin alınmasına ilişkin müşterek çalışmaların ivedilikle başlatılması konusunda tam bir görüş birliği sağlanmıştır. Çalıştay sonunda bir konuşma yapan TALPA Başkanı Kpt. Plt. H. Murat Ersoy çalıştaya yüksek katılımdan duyduğu memnuniyeti ifade ederek “Havacılığımızın değerli temsilcilerine, yönetici ve çalışanlarına katılımları, paylaştıkları görüş, öneri ve katkıları için şükranlarımızı sunuyorum.” şeklinde konuştu.

20-21 Haziran 2019 tarihinde Türkiye Havayolu Pilotları Derneği (TALPA) koordinatörlüğünde sektör temsilcilerinin geniş katılımıyla “Pilotlukta Zorunlu Hizmet Çalıştay”ı başarı ile gerçekleştirilmiştir. Süreçle ilgili olarak yapıcı tedbirlerin alınmasına ilişkin müşterek çalışmaların ivedilikle başlatılması konusunda tam bir görüş birliği sağlanmıştır.

Çalıştay sonunda bir konuşma yapan TALPA Başkanı Kpt. Plt. H. Murat Ersoy çalıştaya yüksek katılımdan duyduğu memnuniyeti ifade ederek “Havacılığımızın değerli temsilcilerine, yönetici ve çalışanlarına katılımları, paylaştıkları görüş, öneri ve katkıları için şükranlarımızı sunuyorum.” şeklinde konuştu.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://bit.ly/2xcDtHn
via IFTTT

“Pilotlukta Zorunlu Hizmet Çalıştay”ı başarı ile gerçekleştirilmiştir Pilotlukta Zorunlu Hizmet Çalıştayı Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı İlker Aycı’nın katılımıyla gerçekleşti. Türkiye Havayolu Pilotları Derneği (TALPA) tarafından İstanbul’da düzenlenen ‘’Pilotlukta Zorunlu Hizmet Çalıştayı’’ Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı İlker Aycı’nın katılımıyla gerçekleşti. Çalıştayda, sivil havacılıkta görev yapan asker kökenli pilotların Türk Silahlı Kuvvetleri’ne dönmesini sağlamaya yönelik yeni uygulamalar üzerinde duruldu.   İstanbul’da 20-21 Haziran tarihlerinde düzenlenen çalıştaya Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı İlker Aycı, TALPA Başkanı Kpt. Pilot Murat Ersoy, Hava Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Başkanı Ali Çetinkaya ve çok sayıda pilot katıldı. Çalıştayın ilk gününde açıklama yapan İlker Aycı Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki görevlerine dönecek olan pilotların maddi ve manevi kayıplarını en aza indirmek için önemli desteklerde bulunacaklarını belirtti. İlker Aycı, “ Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “İstikbal Göklerdedir” sözünün takipçisi olarak, İstikbalimizi her zaman göklerde arayacağız. Vatan savunması için ne gerekiyorsa eksiksiz yapmak bizim için şereftir. Hiç tereddüt etmeyin, hiç çekinmeyin; biz bayrak taşıyıcı olarak Peygamber ocağına geri dönen her pilotumuzun destekçisi olmaya devam edeceğiz.’’ ifadelerini kullandı.   Maddi Manevi Birçok Kayıp Türk Hava Yolları Tarafından Telafi Edilecek Türk Silahlı Kuvvetleri’ne dönüşü sonrası bazı imkanlarda kayıp yaşayacak olan pilotların endişesini gideren Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı İlker Aycı bu kaybı önlemek için önemli desteklerde bulunacaklarını belirtti. İlker Aycı; “Türk askerini Bosna’dan Somali’ye, Afganistan’dan Çanakkale’ye nerede gördüysek gururlandık ve heyecanlandık, sizler de bizim gurur kaynağımızsınız. TSK’ya dönecek olan Türk Hava Yolları pilot ve ailelerinin yatarak tedavi masraflarının şirketimiz tarafından karşılanması talimatını verdim.  Bu süreçte yeni evine taşınmak için masrafta bulunacak pilotlarımıza 10 bin TL taşınma desteği ödemesi yapacağız ve çalışan eşinizin iş durumu etkilenirse  Ortaklığımız bünyesinde veya iş birliği yaptığımız diğer şirketlerde istihdam sağlamak için elimizden gelen her şeyi yaparız. Maddi olarak da destekçeniziz, TSK bünyesine katılacak olan her pilotumuza her yıl bir (1) maaş ikramiye vereceğiz’’ dedi.   İlker Aycı’nın açıklamaları karşısında TALPA üyesi pilotlar memnuniyetlerini dile getirdi. Çalıştay soru- cevap ve karşılıklı görüş alışverişi ile devam etti. “Pilotlukta Zorunlu Hizmet Çalıştay”ı başarı ile gerçekleştirilmiştir.

Pilotlukta Zorunlu Hizmet Çalıştayı Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı İlker Aycı’nın katılımıyla gerçekleşti.

Türkiye Havayolu Pilotları Derneği (TALPA) tarafından İstanbul’da düzenlenen ‘’Pilotlukta Zorunlu Hizmet Çalıştayı’’ Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı İlker Aycı’nın katılımıyla gerçekleşti. Çalıştayda, sivil havacılıkta görev yapan asker kökenli pilotların Türk Silahlı Kuvvetleri’ne dönmesini sağlamaya yönelik yeni uygulamalar üzerinde duruldu.

 

İstanbul’da 20-21 Haziran tarihlerinde düzenlenen çalıştaya Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı İlker Aycı, TALPA Başkanı Kpt. Pilot Murat Ersoy, Hava Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Başkanı Ali Çetinkaya ve çok sayıda pilot katıldı. Çalıştayın ilk gününde açıklama yapan İlker Aycı Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki görevlerine dönecek olan pilotların maddi ve manevi kayıplarını en aza indirmek için önemli desteklerde bulunacaklarını belirtti. İlker Aycı, “ Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “İstikbal Göklerdedir” sözünün takipçisi olarak, İstikbalimizi her zaman göklerde arayacağız. Vatan savunması için ne gerekiyorsa eksiksiz yapmak bizim için şereftir. Hiç tereddüt etmeyin, hiç çekinmeyin; biz bayrak taşıyıcı olarak Peygamber ocağına geri dönen her pilotumuzun destekçisi olmaya devam edeceğiz.’’ ifadelerini kullandı.

 

Maddi Manevi Birçok Kayıp Türk Hava Yolları Tarafından Telafi Edilecek

Türk Silahlı Kuvvetleri’ne dönüşü sonrası bazı imkanlarda kayıp yaşayacak olan pilotların endişesini gideren Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı İlker Aycı bu kaybı önlemek için önemli desteklerde bulunacaklarını belirtti. İlker Aycı; “Türk askerini Bosna’dan Somali’ye, Afganistan’dan Çanakkale’ye nerede gördüysek gururlandık ve heyecanlandık, sizler de bizim gurur kaynağımızsınız. TSK’ya dönecek olan Türk Hava Yolları pilot ve ailelerinin yatarak tedavi masraflarının şirketimiz tarafından karşılanması talimatını verdim.  Bu süreçte yeni evine taşınmak için masrafta bulunacak pilotlarımıza 10 bin TL taşınma desteği ödemesi yapacağız ve çalışan eşinizin iş durumu etkilenirse  Ortaklığımız bünyesinde veya iş birliği yaptığımız diğer şirketlerde istihdam sağlamak için elimizden gelen her şeyi yaparız. Maddi olarak da destekçeniziz, TSK bünyesine katılacak olan her pilotumuza her yıl bir (1) maaş ikramiye vereceğiz’’ dedi.

 

İlker Aycı’nın açıklamaları karşısında TALPA üyesi pilotlar memnuniyetlerini dile getirdi. Çalıştay soru- cevap ve karşılıklı görüş alışverişi ile devam etti.
“Pilotlukta Zorunlu Hizmet Çalıştay”ı başarı ile gerçekleştirilmiştir.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://bit.ly/2RvvVZJ
via IFTTT