21 Ekim 2020 Çarşamba

Soğuk zincir lojistiği pandemide artış gösterdi 5. Ekonomi ve Lojistik Zirvesi kapsamında yapılan Soğuk Zincir Paneli’nde, Covid-19 pandemisinin soğuk zincir lojistiğine etkileri ve bu noktada kuruluşların çalışmaları konuşuldu.   Etkisini sürdüren Covid-19 pandemisi koşullarında maske kullanımı, sosyal mesafe ve hijyen kurallarına dikkat edilerek düzenlenen 5. Ekonomi ve Lojistik Zirvesi’nde çeşitli konularda sektörel oturumlar gerçekleştirildi. Bunlardan biri de moderatörlüğünü Lojistik Derneği (LODER) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Tanyaş’ın yaptığı Soğuk Zincir Paneli oldu. Türkiye’de Covid-19 pandemisi sürecinde soğuk zincir lojistiği ve izlenebilirlik uygulamaları, ATP konvansiyonu ve soğuk zincir taşımacılığına yansımaları, şirketlerin soğuk zincir yönetim stratejileri ve beklentileri, soğuk zincir lojistiğindeki zorluklar ve çözümler gibi konuların gündeme geldiği panele, Türk Hava Yolları (THY) Özel Kargolar Müdürü Abdullah Bahadır Büyükkaymaz ve McDonald’s Türkiye Tedarik Zinciri Müdürü Sertaç Hamza konuşması olarak katıldı.  Hava kargoda süreç nasıl işliyor? Panelin ilk konuşmacısı olan THY Özel Kargolar Müdürü Abdullah Bahadır Büyükkaymaz, hava kargoda soğuk zincir lojistiğinin ısı, nem ve zaman gibi faktörlere hassasiyet gösteren ürünleri kapsadığını söyledi. Hava kargoda yoğunluklu olarak bozulabilen ürün gruplarının taşındığını anlatan Büyükkaymaz, bunları taze sebze ve meyveler, kesme çiçekler, taze balık, ilaç ve tıbbi malzemeler olarak sıraladı. Turkish Cargo’da taşınacak kargoların işleyiş süreçleriyle ilgili bilgi veren Büyükkaymaz, “Taşınacak kargolar için ilk olarak rezervasyon sürecimiz var. Bu aşamadan sonrada kargolar evrak kabul ve kargo kabul departmanlarımıza geliyor. Hava kargo ciddi bir regülasyona tabi olduğu için ürünlerin etiketlenmesi, işaretlenmesi ve paketlemesini biz yapıyoruz. Bunların uygun şekilde yapılması çok önemli. Kargo kabul edildikten sonra müşterinin talebi doğrultusunda uygun iklimlendirilmiş dolaplarımıza, depomuza, tesisimize alınıyor. Daha sonra yükleme dediğimiz aşamaya geçiyoruz ve kargolar uçağın altına doğru yükleniyor. Uçağın havalanmasıyla bu süreç sona eriyor” dedi.  Büyükkaymaz: “2021’de operasyonlarımızı İstanbul Havalimanı’ndan yürüteceğiz” Turkish Cargo olarak yaklaşık 2-2,5 yıl önce İstanbul Havalimanı’na taşındıklarını ancak oradaki Turkish Cargo Mega Hub projesinin henüz tamamlanmadığını dile getiren Büyükkaymaz, “Bu sebeple şu an itibariyle iki havalimanından da operasyonlarımızı sürdürüyoruz. Yeni havalimanında yolcu uçaklarıyla kargo taşıyoruz, Atatürk Havalimanı’nda ise kargo uçaklarımızla faaliyet gösteriyoruz. Normal gönderi varsa iki havaalanı arasındaki taşımaları tırlar ve kamyonlarla gerçekleştiriyoruz. Bu süreç 1 yıl daha devam edecek. 2021 yılı içinde Turkish Cargo Mega Hub yeni havalimanında açılacak. Böylelikle operasyonlarımızı eskiden olduğu gibi tek yerden yöneteceğiz” diye konuştu.  Bozulabilir kargolarda zaman ve sıcaklık olarak iki önemli parametre olduğunu hatırlatan Abdullah Bahadır Büyükkaymaz, bu süreçlerin iyi yönetilmesi durumunda en iyi operasyonun elde edileceğini belirtti. Sahada 7/24 çalışan kalite ekipleriyle soğuk hava depolarındaki ürünleri takip ettiklerini anlatan Büyükkaymaz, “Ürünlerin dolaplardan erken çıkaralması durumu varsa bu ürünler yeniden dolaplara geri gönderiliyor. Her bir soğuk hava depomuz hem internet üzerinden hem de alarm sistemiyle takip ediliyor. Örneğin +2/ +8 derece deposunun kapısı belli bir süre açık kalırsa alarm veriyor, ısı 10 dereceye çıktığında kontrol ekiplerimize uyarı veriyor. Soğuk zincirde en önemli husus sıcaklığı kontrol edemediğiniz alanlarda yani soğuk hava depolarının dışındaki alanlarda çok hızlı bir şekilde hareket etmemiz gerekiyor. Bizim kendimize göre prosedürlerimiz var. Bunlarda bir kargonun ne zaman dolaba girmesi ve ne zaman çıkması gibi kurallar yazıyor. Eğer bir sapma söz konusuysa kalite ekiplerimiz bunlarla ilgili düzenleyici, önleyici faaliyet raporlarını tutuyorlar ve bunu iyileştirme fırsatı olarak ele alıyorlar. Bunu yanı sıra ekiplerimizi her yıl önemli eğitimlere tabi tutuyoruz. Özellikle ilaç konusunda bu eğitimler çok önemli. Bunların yanı sıra bazı ilaç firmaları ve bazı müşterilerimiz bizleri düzenli olarak denetliyorlar. Bunlar da doğrularımızı ve eksiklerimizi görmemizi sağlıyor” ifadelerini kullandı.   “İlaç ve medikal taşımalarımız %50 arttı” Pandemi döneminde yolcu taşımacılığında kısıtlamalar olmasına rağmen kendileri açısından ilaçların ve tıbbi malzemelerin taşınmasının olmazsa olmaz değerde olduğunu kaydeden Büyükkaymaz, “Biz de hem kargo uçaklarımızla hem de yerde park halinde bulunan yolcu uçaklarımızı kargo uçağı gibi değerlendirerek Uzak Doğu Asya’dan Amerika’ya, Afrika’dan Avrupa’ya kadar uzanan coğrafyaya ciddi taşımalar yaptık. Pandeminin etkisiyle 2020’nin ilk 7 aylık döneminde ilaç ve medikal taşımalarında yüzde 50 büyüme kaydettik. Sektöre baktığımızda ise dünyada hava kargo ilaç taşımacılığı sadece yüzde 7 oranında büyüdü. Bu dönemde dünya genelinde hava kargo pazarı yüzde 18 daralırken buna karşın biz yüzde 7 oranında büyüme elde ettik. Şu anda Turkish Cargo dünyadaki 5 büyük kargo taşıyıcısından biri konumunda. 2023 yılında ise dünyada ilk 3 içinde yer almayı hedefliyoruz” dedi.  Turkish Cargo 330 noktaya kargo taşıyor THY’nin network’ü hakkında bilgi veren THY Özel Kargolar Müdürü Abdullah Bahadır Büyükkaymaz, “THY dünyada hala birinci sıradadır bunu büyük bir gururla söylemek isterim. 272 adet yurt dışı noktaya uçuş gerçekleştiriyoruz. Bazı ülkelerde birden fazla noktaya olmak üzere 127 ülkeye uçuyoruz. Türkiye’deki 2 noktayı da dahil edersek THY 324 farklı noktaya uçuş gerçekleştiriyor. Tabii pandeminin ilk 3-4 ayında hava taşımacılığı durduğu için bu noktaların sayısı biraz azalmıştı ama her geçen gün sayının arttığını söylemek isterim. THY olarak 324 yolcu uçağına, 28 tane de kargo uçağına sahibiz. 40, 65 ve 100 tonluk 3 farklı tipte kargo uçağımız mevcut. Toplamda 330 noktaya kargo taşımacılığı yapıyoruz. Hem ihracat kargolarını hem de ithalat kargolarını; bununla birlikte de dünyanın herhangi bir A noktasından B noktasına transit dediğimiz İstanbul üzerinden de kargoları ulaştırıyoruz” diye konuştu.    Hamza: “Pandemiye Ocak ayında hazırlanmaya başladık” McDonald’s Türkiye Tedarik Zinciri Müdürü Sertaç Hamza ise konuşmasında, Türkiye’de soğuk zincir uygulamaları konusunda bilincin yükseldiğini, bunda sağlık faktörünün ana belirleyici olduğunu söyledi. Buna karşın sebze ve meyve taşımacılığının hala üstü açık kamyonlarda yapıldığını, bir kısım bozulabilir ürünlerde merdiven altı olarak tanımlanan üretimin devam ettiğini ifade eden Hamza, “Ancak gıda güvenliği standartlarına aşırı önem veren ve çok kaliteli üretim yapan tedarikçiler var. Bunların sayıca artmasıyla sektörün çok iyi bir yöne evrileceğini düşünüyorum” dedi. McDonald’s’ın dünya genelinde bütün lojistik süreçlerinin yüzde 97’lik bölümünün 2 şirket tarafından yürütüldüğünü açıklayan Sertaç Hamza, zor coğrafyalarda ise buraları çok iyi bilen lojistik sağlacılardan destek alındığını anlattı. Büyük lojistik sağlayıcılarla yapılan iş birliklerinin önemli inovasyon süreçleri yarattığını vurgulayan Hamza, McDonald’s’ın bütün tedarikçileriyle olan ilişkilerinin de benzer şekilde yönetildiğini aktardı.  McDonald’s olarak Covid-19’un Çin’de görülmeye başlamasından sonra geçtiğimiz Ocak ayında hazırlıklara başladıklarını dile getiren Sertaç Hamza, “Pandemiden dolayı tam kapanma olduğunda nasıl hareket edeceğimiz veya tedarik zincirindeki aksamaların nasıl çözüleceği konusunda alternatifli planlar yapıldı. Mart ayına çok büyük bir stokla girdik. Haziran ayında tüm restoranlarımız açıldı. Temmuz ile birlikte pandeminin muhtemel ikinci dalgası için hazırlanmaya başladık, olası senaryolar üzerinde durduk” diye konuştu.     Bu dönemde dünya genelinde hava kargo pazarı yüzde 18 daralırken buna karşın biz yüzde 7 oranında büyüme elde ettik. Şu anda Turkish Cargo dünyadaki 5 büyük kargo taşıyıcısından biri konumunda. 2023 yılında ise dünyada ilk 3 içinde yer almayı hedefliyoruz” dedi. pic.twitter.com/ddLd21lrE1 — AirportIST (@AirportIST) October 21, 2020 Haber: Özgür Çilekgidadergisi@gmail.com@GidaTeknolojisi – @zgrilek1http://www.gidateknolojisi.com.tr/ The post Soğuk zincir lojistiği pandemide artış gösterdi first appeared on Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri.

5. Ekonomi ve Lojistik Zirvesi kapsamında yapılan Soğuk Zincir Paneli’nde, Covid-19 pandemisinin soğuk zincir lojistiğine etkileri ve bu noktada kuruluşların çalışmaları konuşuldu.  

Etkisini sürdüren Covid-19 pandemisi koşullarında maske kullanımı, sosyal mesafe ve hijyen kurallarına dikkat edilerek düzenlenen 5. Ekonomi ve Lojistik Zirvesi’nde çeşitli konularda sektörel oturumlar gerçekleştirildi. Bunlardan biri de moderatörlüğünü Lojistik Derneği (LODER) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Tanyaş’ın yaptığı Soğuk Zincir Paneli oldu.

Türkiye’de Covid-19 pandemisi sürecinde soğuk zincir lojistiği ve izlenebilirlik uygulamaları, ATP konvansiyonu ve soğuk zincir taşımacılığına yansımaları, şirketlerin soğuk zincir yönetim stratejileri ve beklentileri, soğuk zincir lojistiğindeki zorluklar ve çözümler gibi konuların gündeme geldiği panele, Türk Hava Yolları (THY) Özel Kargolar Müdürü Abdullah Bahadır Büyükkaymaz ve McDonald’s Türkiye Tedarik Zinciri Müdürü Sertaç Hamza konuşması olarak katıldı. 

Hava kargoda süreç nasıl işliyor?

Panelin ilk konuşmacısı olan THY Özel Kargolar Müdürü Abdullah Bahadır Büyükkaymaz, hava kargoda soğuk zincir lojistiğinin ısı, nem ve zaman gibi faktörlere hassasiyet gösteren ürünleri kapsadığını söyledi. Hava kargoda yoğunluklu olarak bozulabilen ürün gruplarının taşındığını anlatan Büyükkaymaz, bunları taze sebze ve meyveler, kesme çiçekler, taze balık, ilaç ve tıbbi malzemeler olarak sıraladı. Turkish Cargo’da taşınacak kargoların işleyiş süreçleriyle ilgili bilgi veren Büyükkaymaz, “Taşınacak kargolar için ilk olarak rezervasyon sürecimiz var. Bu aşamadan sonrada kargolar evrak kabul ve kargo kabul departmanlarımıza geliyor. Hava kargo ciddi bir regülasyona tabi olduğu için ürünlerin etiketlenmesi, işaretlenmesi ve paketlemesini biz yapıyoruz. Bunların uygun şekilde yapılması çok önemli. Kargo kabul edildikten sonra müşterinin talebi doğrultusunda uygun iklimlendirilmiş dolaplarımıza, depomuza, tesisimize alınıyor. Daha sonra yükleme dediğimiz aşamaya geçiyoruz ve kargolar uçağın altına doğru yükleniyor. Uçağın havalanmasıyla bu süreç sona eriyor” dedi. 

Büyükkaymaz: “2021’de operasyonlarımızı İstanbul Havalimanı’ndan yürüteceğiz”

Turkish Cargo olarak yaklaşık 2-2,5 yıl önce İstanbul Havalimanı’na taşındıklarını ancak oradaki Turkish Cargo Mega Hub projesinin henüz tamamlanmadığını dile getiren Büyükkaymaz, “Bu sebeple şu an itibariyle iki havalimanından da operasyonlarımızı sürdürüyoruz. Yeni havalimanında yolcu uçaklarıyla kargo taşıyoruz, Atatürk Havalimanı’nda ise kargo uçaklarımızla faaliyet gösteriyoruz. Normal gönderi varsa iki havaalanı arasındaki taşımaları tırlar ve kamyonlarla gerçekleştiriyoruz. Bu süreç 1 yıl daha devam edecek. 2021 yılı içinde Turkish Cargo Mega Hub yeni havalimanında açılacak. Böylelikle operasyonlarımızı eskiden olduğu gibi tek yerden yöneteceğiz” diye konuştu. 

Bozulabilir kargolarda zaman ve sıcaklık olarak iki önemli parametre olduğunu hatırlatan Abdullah Bahadır Büyükkaymaz, bu süreçlerin iyi yönetilmesi durumunda en iyi operasyonun elde edileceğini belirtti. Sahada 7/24 çalışan kalite ekipleriyle soğuk hava depolarındaki ürünleri takip ettiklerini anlatan Büyükkaymaz, “Ürünlerin dolaplardan erken çıkaralması durumu varsa bu ürünler yeniden dolaplara geri gönderiliyor. Her bir soğuk hava depomuz hem internet üzerinden hem de alarm sistemiyle takip ediliyor. Örneğin +2/ +8 derece deposunun kapısı belli bir süre açık kalırsa alarm veriyor, ısı 10 dereceye çıktığında kontrol ekiplerimize uyarı veriyor. Soğuk zincirde en önemli husus sıcaklığı kontrol edemediğiniz alanlarda yani soğuk hava depolarının dışındaki alanlarda çok hızlı bir şekilde hareket etmemiz gerekiyor. Bizim kendimize göre prosedürlerimiz var. Bunlarda bir kargonun ne zaman dolaba girmesi ve ne zaman çıkması gibi kurallar yazıyor. Eğer bir sapma söz konusuysa kalite ekiplerimiz bunlarla ilgili düzenleyici, önleyici faaliyet raporlarını tutuyorlar ve bunu iyileştirme fırsatı olarak ele alıyorlar. Bunu yanı sıra ekiplerimizi her yıl önemli eğitimlere tabi tutuyoruz. Özellikle ilaç konusunda bu eğitimler çok önemli. Bunların yanı sıra bazı ilaç firmaları ve bazı müşterilerimiz bizleri düzenli olarak denetliyorlar. Bunlar da doğrularımızı ve eksiklerimizi görmemizi sağlıyor” ifadelerini kullandı.  

“İlaç ve medikal taşımalarımız %50 arttı”

Pandemi döneminde yolcu taşımacılığında kısıtlamalar olmasına rağmen kendileri açısından ilaçların ve tıbbi malzemelerin taşınmasının olmazsa olmaz değerde olduğunu kaydeden Büyükkaymaz, “Biz de hem kargo uçaklarımızla hem de yerde park halinde bulunan yolcu uçaklarımızı kargo uçağı gibi değerlendirerek Uzak Doğu Asya’dan Amerika’ya, Afrika’dan Avrupa’ya kadar uzanan coğrafyaya ciddi taşımalar yaptık. Pandeminin etkisiyle 2020’nin ilk 7 aylık döneminde ilaç ve medikal taşımalarında yüzde 50 büyüme kaydettik. Sektöre baktığımızda ise dünyada hava kargo ilaç taşımacılığı sadece yüzde 7 oranında büyüdü. Bu dönemde dünya genelinde hava kargo pazarı yüzde 18 daralırken buna karşın biz yüzde 7 oranında büyüme elde ettik. Şu anda Turkish Cargo dünyadaki 5 büyük kargo taşıyıcısından biri konumunda. 2023 yılında ise dünyada ilk 3 içinde yer almayı hedefliyoruz” dedi. 

Turkish Cargo 330 noktaya kargo taşıyor

THY’nin network’ü hakkında bilgi veren THY Özel Kargolar Müdürü Abdullah Bahadır Büyükkaymaz, “THY dünyada hala birinci sıradadır bunu büyük bir gururla söylemek isterim. 272 adet yurt dışı noktaya uçuş gerçekleştiriyoruz. Bazı ülkelerde birden fazla noktaya olmak üzere 127 ülkeye uçuyoruz. Türkiye’deki 2 noktayı da dahil edersek THY 324 farklı noktaya uçuş gerçekleştiriyor. Tabii pandeminin ilk 3-4 ayında hava taşımacılığı durduğu için bu noktaların sayısı biraz azalmıştı ama her geçen gün sayının arttığını söylemek isterim. THY olarak 324 yolcu uçağına, 28 tane de kargo uçağına sahibiz. 40, 65 ve 100 tonluk 3 farklı tipte kargo uçağımız mevcut. Toplamda 330 noktaya kargo taşımacılığı yapıyoruz. Hem ihracat kargolarını hem de ithalat kargolarını; bununla birlikte de dünyanın herhangi bir A noktasından B noktasına transit dediğimiz İstanbul üzerinden de kargoları ulaştırıyoruz” diye konuştu.   

Hamza: “Pandemiye Ocak ayında hazırlanmaya başladık”

McDonald’s Türkiye Tedarik Zinciri Müdürü Sertaç Hamza ise konuşmasında, Türkiye’de soğuk zincir uygulamaları konusunda bilincin yükseldiğini, bunda sağlık faktörünün ana belirleyici olduğunu söyledi. Buna karşın sebze ve meyve taşımacılığının hala üstü açık kamyonlarda yapıldığını, bir kısım bozulabilir ürünlerde merdiven altı olarak tanımlanan üretimin devam ettiğini ifade eden Hamza, “Ancak gıda güvenliği standartlarına aşırı önem veren ve çok kaliteli üretim yapan tedarikçiler var. Bunların sayıca artmasıyla sektörün çok iyi bir yöne evrileceğini düşünüyorum” dedi. McDonald’s’ın dünya genelinde bütün lojistik süreçlerinin yüzde 97’lik bölümünün 2 şirket tarafından yürütüldüğünü açıklayan Sertaç Hamza, zor coğrafyalarda ise buraları çok iyi bilen lojistik sağlacılardan destek alındığını anlattı. Büyük lojistik sağlayıcılarla yapılan iş birliklerinin önemli inovasyon süreçleri yarattığını vurgulayan Hamza, McDonald’s’ın bütün tedarikçileriyle olan ilişkilerinin de benzer şekilde yönetildiğini aktardı. 

McDonald’s olarak Covid-19’un Çin’de görülmeye başlamasından sonra geçtiğimiz Ocak ayında hazırlıklara başladıklarını dile getiren Sertaç Hamza, “Pandemiden dolayı tam kapanma olduğunda nasıl hareket edeceğimiz veya tedarik zincirindeki aksamaların nasıl çözüleceği konusunda alternatifli planlar yapıldı. Mart ayına çok büyük bir stokla girdik. Haziran ayında tüm restoranlarımız açıldı. Temmuz ile birlikte pandeminin muhtemel ikinci dalgası için hazırlanmaya başladık, olası senaryolar üzerinde durduk” diye konuştu.    

Resim
ResimResim

Haber: Özgür Çilekgidadergisi@gmail.com@GidaTeknolojisi – @zgrilek1http://www.gidateknolojisi.com.tr/

The post Soğuk zincir lojistiği pandemide artış gösterdi first appeared on Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2Hn2cRM
via IFTTT

SunExpress gains Authorized Economic Operator status


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/3oexlYf

SunExpress artık Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası Sahibi


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/3m5aFIa

SunExpress gains Authorized Economic Operator status SunExpress has become the second airline in Turkey to get an Authorized Economic Operator (AEO) Certificate after Turkish Airlines As a result of this initiative launched in the last quarter of 2018, SunExpress, a joint venture of Turkish Airlines and Lufthansa, has obtained the Authorized Economic Operator (AEO) Certificate by fulfilling all the necessary obligations in September 2020. SunExpress is the second company in the Turkish aviation industry to gain this status following Turkish Airlines, while in Antalya the airline has managed to become one of four companies operating in the logistics sector authorized with the respective certificate. What is the Authorized Economic Operator (AEO) Certificate? It is an internationally recognized valid status provided to reliable companies that fulfill customs obligations, have a regular and traceable registration system, are able to meet financial competence and safety standards and perform auto control. This status provides companies with many privileges and convenience in customs practices. Therefore, the Authorized Economic Operator is one of the main elements of the international foreign trade structure. The Authorized Economic Operator certificate enables SunExpress to take advantage of status privileges in the countries covered under the mutual recognition agreement as well as time and cost savings in import and export processes, positive contribution to operational capabilities, competitiveness in international markets as well as a significant increase in brand value and reliability. Currently, there are 19,001 companies in the European Union region and 11,605 companies in the United States qualified for the AEO certification. The post SunExpress gains Authorized Economic Operator status first appeared on Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri.

SunExpress has become the second airline in Turkey to get an Authorized Economic Operator (AEO) Certificate after Turkish Airlines

As a result of this initiative launched in the last quarter of 2018, SunExpress, a joint venture of Turkish Airlines and Lufthansa, has obtained the Authorized Economic Operator (AEO) Certificate by fulfilling all the necessary obligations in September 2020.

SunExpress is the second company in the Turkish aviation industry to gain this status following Turkish Airlines, while in Antalya the airline has managed to become one of four companies operating in the logistics sector authorized with the respective certificate.

What is the Authorized Economic Operator (AEO) Certificate?

It is an internationally recognized valid status provided to reliable companies that fulfill customs obligations, have a regular and traceable registration system, are able to meet financial competence and safety standards and perform auto control. This status provides companies with many privileges and convenience in customs practices. Therefore, the Authorized Economic Operator is one of the main elements of the international foreign trade structure.

The Authorized Economic Operator certificate enables SunExpress to take advantage of status privileges in the countries covered under the mutual recognition agreement as well as time and cost savings in import and export processes, positive contribution to operational capabilities, competitiveness in international markets as well as a significant increase in brand value and reliability.

Currently, there are 19,001 companies in the European Union region and 11,605 companies in the United States qualified for the AEO certification.

The post SunExpress gains Authorized Economic Operator status first appeared on Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/3oexlYf
via IFTTT

SunExpress artık Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası Sahibi Türk Hava Yolları’ndan sonra Türkiye’de Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası’na sahip ikinci havayolu SunExpress oldu Türk Hava Yolları ve Lufthansa’nın ortak kuruluşu SunExpress, 2018 yılının son çeyreğinde projelendirdiği ve şirket içerisindeki birçok departmanın katkı ve destekleriyle gerçekleştirilen çalışmaları sonucunda, 2020 Eylül ayında tüm denetim ve gereklilikleri yerine getirerek Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası’nı (YSS) almaya hak kazandı. SunExpress, Türk havacılık sektöründe Türk Hava Yolları’ndan sonra YSS belgesine sahip ikinci şirket olurken Antalya’da ise lojistik sektöründe faaliyet gösteren firmalarla birlikte bu belge ile sertifikalandırılan 4 firmadan biri olmayı başardı. 2020 yılı itibarıyla, Türkiye’de şu ana kadar bu belgeyi almaya hak kazanan 520 şirket bulunuyor. Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası nedir? İngilizce adı ‘Authorized Economic Operator’ (AEO) olan “Yetkilendirilmiş yükümlü”; gümrük yükümlülüklerini gerektiği gibi uygulayan, kayıt sistemi düzenli ve izlenebilir olan, mali yeterlilik, emniyet ve güvenlik standartlarını karşılayan, oto kontrolünü gerçekleştirebilen güvenilir şirketlere sağlanan ve uluslararası geçerliliği olan bir statüdür. Bu statüye sahip şirketlere gümrük uygulamalarında bazı kolaylık ve imtiyazlar sağlanır. Dolayısıyla, yetkilendirilmiş yükümlü kavramı geleceğin uluslararası dış ticaret yapısının ana unsurlarından birini oluşturur. Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası’na sahip olan şirketler, ithalat ve ihracat süreçlerinde zaman ve maliyet tasarrufu, operasyonel kabiliyetlere olumlu katkı, uluslararası pazarlarda rekabet gücü, marka değeri ve güvenilirliğinin artması gibi avantajlara ek olarak, karşılıklı tanıma anlaşması olan ülkelerde de statü ayrıcalıklarından da yararlanma imkânına sahip oluyor. Günümüzde dünya üzerinde Avrupa Birliği’nde 19.001 ve Amerika Birleşik Devletleri’nde 11.605 adet Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası (YYS) almaya hak kazanmış firma bulunmaktadır. The post SunExpress artık Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası Sahibi first appeared on Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri.

Türk Hava Yolları’ndan sonra Türkiye’de Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası’na sahip ikinci havayolu SunExpress oldu

Türk Hava Yolları ve Lufthansa’nın ortak kuruluşu SunExpress, 2018 yılının son çeyreğinde projelendirdiği ve şirket içerisindeki birçok departmanın katkı ve destekleriyle gerçekleştirilen çalışmaları sonucunda, 2020 Eylül ayında tüm denetim ve gereklilikleri yerine getirerek Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası’nı (YSS) almaya hak kazandı.

SunExpress, Türk havacılık sektöründe Türk Hava Yolları’ndan sonra YSS belgesine sahip ikinci şirket olurken Antalya’da ise lojistik sektöründe faaliyet gösteren firmalarla birlikte bu belge ile sertifikalandırılan 4 firmadan biri olmayı başardı. 2020 yılı itibarıyla, Türkiye’de şu ana kadar bu belgeyi almaya hak kazanan 520 şirket bulunuyor.

Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası nedir?

İngilizce adı ‘Authorized Economic Operator’ (AEO) olan “Yetkilendirilmiş yükümlü”; gümrük yükümlülüklerini gerektiği gibi uygulayan, kayıt sistemi düzenli ve izlenebilir olan, mali yeterlilik, emniyet ve güvenlik standartlarını karşılayan, oto kontrolünü gerçekleştirebilen güvenilir şirketlere sağlanan ve uluslararası geçerliliği olan bir statüdür. Bu statüye sahip şirketlere gümrük uygulamalarında bazı kolaylık ve imtiyazlar sağlanır. Dolayısıyla, yetkilendirilmiş yükümlü kavramı geleceğin uluslararası dış ticaret yapısının ana unsurlarından birini oluşturur.

Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası’na sahip olan şirketler, ithalat ve ihracat süreçlerinde zaman ve maliyet tasarrufu, operasyonel kabiliyetlere olumlu katkı, uluslararası pazarlarda rekabet gücü, marka değeri ve güvenilirliğinin artması gibi avantajlara ek olarak, karşılıklı tanıma anlaşması olan ülkelerde de statü ayrıcalıklarından da yararlanma imkânına sahip oluyor.

Günümüzde dünya üzerinde Avrupa Birliği’nde 19.001 ve Amerika Birleşik Devletleri’nde 11.605 adet Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası (YYS) almaya hak kazanmış firma bulunmaktadır.

The post SunExpress artık Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası Sahibi first appeared on Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/3m5aFIa
via IFTTT

Girişimcilere 200 bin liraya kadar destek


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/3jdapox

Girişimcilere 200 bin liraya kadar destek İstanbul Teknokent, Boğaziçi TTO ve Sakarya Teknokent iş birliğinde, TÜBİTAK BİGG programı 2020 Yılı Çağrısı için ön başvurular alınmaya başladı. İstanbul Teknokent’in Girişimcilik ve Şirketleşme Yönetimi Sorumlusu Hasan Kömürcü, Yenilikçi iş fikirleri olan kişileri TÜBİTAK Bireysel Genç Girişim (BİGG) programına başvuru yapmaya çağırıyoruz. Bu kapsamda girişimcilere; iş rehberliği, iş modeli oluşturma, proje yazma, mentorluk, ön kuluçka ve kuluçka’da yer alma gibi hizmetler sağlıyoruz. İş fikirlerini bu hizmetlerden faydalanarak geliştiren girişimci adayları, hazırlayarak ön onay aldıkları iş planlarıyla TÜBİTAK’a başvuruyor. Böylece, seçilen girişimciler 200 bin liraya kadar hibe desteğinden yararlanabiliyor.” dedi. İstanbul Teknokent, Boğaziçi TTO ve Sakarya Teknokent iş birliğinde, TÜBİTAK BİGG programı 2020 Yılı Çağrısı için ön başvurular alınmaya başladığını açıkladı. GİRİŞİMCİLERE DESTEK DEVAM EDİYOR İstanbul Teknokent’in Girişimcilik ve Şirketleşme Yönetimi Sorumlusu Hasan Kömürcü, Yenilikçi iş fikirleri olan kişileri TÜBİTAK Bireysel Genç Girişim (BİGG) programına başvuru yapmaya çağırıyoruz. Bu kapsamda girişimcilere; iş rehberliği, iş modeli oluşturma, proje yazma, mentorluk, ön kuluçka ve kuluçka’da yer alma gibi hizmetler sağlıyoruz. İş fikirlerini bu hizmetlerden faydalanarak geliştiren girişimci adayları, hazırlayarak ön onay aldıkları iş planlarıyla TÜBİTAK‘a başvuruyor. Böylece, seçilen girişimciler 200 bin liraya kadar hibe desteğinden yararlanabiliyor.” dedi. Çağrı Duyurusu FİKİR SENDEN DESTEK BİGG’DEN Teknolojik ve yenilikçi bir iş fikrin mi var?  İş fikrin için TÜBİTAK tarafından verilecek 200 Bin TL’lik hibe imkanı ile hayalini kurduğun projeyi hayata geçir. İstanbul Teknokent, Boğaziçi TTO ve Sakarya Teknokent paydaşlığındaki BİGG Programı’nın 1.Aşama başvurusunu yapmak için bigg.entertech.com.tr adresini ziyaret et!  Başvuru ve Süreç Web üzerinden toplanan iş fikirleri iki aşamalı bir eleme sistemine tabi tutulacaktır. İstanbul Teknokent, Boğaziçi TTO ve Sakarya Teknokent iş fikirlerini; teknolojik düzeyi ve yenilikçi yönü, iş fikrinin uygulanabilirliği, iş fikrinin taşıdığı ticari değer, iş fikrinin rekabetçi düzeyi, iş fikri ekibinin nitelikleri ve iş fikrine uygunluğu vb. yönleri göz önünde bulundurarak değerlendirecektir. Değerlendirmeyi geçen iş fikirleri; İstanbul Teknokent, Boğaziçi TTO ve Sakarya Teknokent’in online gerçekleşecek eğitim ve mentorluk programına dahil olacaktır. Programı tamamlayarak iş fikirlerinin geliştiren girişimci adayları, hazırlayıp ön onay aldıkları iş planlarıyla TÜBİTAK’a başvuracak ve 200 bin TL’ye kadar olan hibe destekten yararlanmak için yarışacaktır. The post Girişimcilere 200 bin liraya kadar destek first appeared on Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri.

İstanbul Teknokent, Boğaziçi TTO ve Sakarya Teknokent iş birliğinde, TÜBİTAK BİGG programı 2020 Yılı Çağrısı için ön başvurular alınmaya başladı. İstanbul Teknokent’in Girişimcilik ve Şirketleşme Yönetimi Sorumlusu Hasan Kömürcü, Yenilikçi iş fikirleri olan kişileri TÜBİTAK Bireysel Genç Girişim (BİGG) programına başvuru yapmaya çağırıyoruz. Bu kapsamda girişimcilere; iş rehberliği, iş modeli oluşturma, proje yazma, mentorluk, ön kuluçka ve kuluçka’da yer alma gibi hizmetler sağlıyoruz. İş fikirlerini bu hizmetlerden faydalanarak geliştiren girişimci adayları, hazırlayarak ön onay aldıkları iş planlarıyla TÜBİTAK’a başvuruyor. Böylece, seçilen girişimciler 200 bin liraya kadar hibe desteğinden yararlanabiliyor.” dedi.

İstanbul Teknokent, Boğaziçi TTO ve Sakarya Teknokent iş birliğinde, TÜBİTAK BİGG programı 2020 Yılı Çağrısı için ön başvurular alınmaya başladığını açıkladı.

GİRİŞİMCİLERE DESTEK DEVAM EDİYOR

İstanbul Teknokent’in Girişimcilik ve Şirketleşme Yönetimi Sorumlusu Hasan Kömürcü, Yenilikçi iş fikirleri olan kişileri TÜBİTAK Bireysel Genç Girişim (BİGG) programına başvuru yapmaya çağırıyoruz. Bu kapsamda girişimcilere; iş rehberliği, iş modeli oluşturma, proje yazma, mentorluk, ön kuluçka ve kuluçka’da yer alma gibi hizmetler sağlıyoruz. İş fikirlerini bu hizmetlerden faydalanarak geliştiren girişimci adayları, hazırlayarak ön onay aldıkları iş planlarıyla TÜBİTAK‘a başvuruyor. Böylece, seçilen girişimciler 200 bin liraya kadar hibe desteğinden yararlanabiliyor.” dedi.

Çağrı Duyurusu

FİKİR SENDEN DESTEK BİGG’DEN

Teknolojik ve yenilikçi bir iş fikrin mi var?  İş fikrin için TÜBİTAK tarafından verilecek 200 Bin TL’lik hibe imkanı ile hayalini kurduğun projeyi hayata geçir. İstanbul Teknokent, Boğaziçi TTO ve Sakarya Teknokent paydaşlığındaki BİGG Programı’nın 1.Aşama başvurusunu yapmak için bigg.entertech.com.tr adresini ziyaret et!


 Başvuru ve Süreç

Web üzerinden toplanan iş fikirleri iki aşamalı bir eleme sistemine tabi tutulacaktır. İstanbul Teknokent, Boğaziçi TTO ve Sakarya Teknokent iş fikirlerini; teknolojik düzeyi ve yenilikçi yönü, iş fikrinin uygulanabilirliği, iş fikrinin taşıdığı ticari değer, iş fikrinin rekabetçi düzeyi, iş fikri ekibinin nitelikleri ve iş fikrine uygunluğu vb. yönleri göz önünde bulundurarak değerlendirecektir.


Değerlendirmeyi geçen iş fikirleri; İstanbul Teknokent, Boğaziçi TTO ve Sakarya Teknokent’in online gerçekleşecek eğitim ve mentorluk programına dahil olacaktır. Programı tamamlayarak iş fikirlerinin geliştiren girişimci adayları, hazırlayıp ön onay aldıkları iş planlarıyla TÜBİTAK’a başvuracak ve 200 bin TL’ye kadar olan hibe destekten yararlanmak için yarışacaktır.

The post Girişimcilere 200 bin liraya kadar destek first appeared on Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/3jdapox
via IFTTT