5 Temmuz 2020 Pazar

Elektrik teknolojisi Rolls-Royce ile yeniden göklere çıkıyor Rolls-Royce tarafından geliştirilen elektrikli tahrik sistemleri ile çalışan iki farklı uçak, son on gün içinde test uçuşlarına yeniden başladı. Bye Aerospace eFlyer 2 prototipi ve teknoloji demonstratörü CityAirbus, bu teknolojiyi sergilemek üzere kısa uçuşlar gerçekleştiriyor. Bye Aerospace 2 koltuklu eFlyer 2’nin, uçuş eğitimi ve genel havacılık pazarlarına hizmet veren ilk FAA sertifikalı, pratik, tamamen elektrikli uçak olması planlanıyor. Uçak ABD Colorado’da bulunan Bye Aerospace tarafından tasarlandı ve halen geliştiriliyor. 70kW elektrik motoru, ilgili güç elektroniği invertörü ve ilgili motor kumandasından oluşan Elektrikli Tahrik Ünitesinin (EPU) tedarik işlemlerini Rolls-Royce üstleniyor. Macaristan’ın Budapeşte kentinde bulunan Rolls-Royce Elektrikli Sistemler ekibi tarafından geliştirilen bu sistem, 2019’un başında test uçuşlarına başladı. Bye Aerospace, uçağın tırmanma ve seyir gibi performans unsurlarını optimize etmek için çeşitli pervaneleri ve pervane ayarlarını test ediyor. Bu uçuş testleri, 2021 yılında yapılacak resmi belgelendirme testlerinin başlamasından önce platform düzeyinde sistem entegrasyonuna ve genel platform performansına ilişkin nihai ayarların yapılmasına önemli bir olanak sağlıyor. Rolls-Royce Elektrikli Sistemler Program Direktörü Mike Mekhiche konuyla ilgili şunları söyledi: “Tahrik sistemlerimizin güç sağladığı eFlyer 2 ve CityAirbus demonstratörlerinin uçuşlarına yeniden başladıklarını görmek bize büyük bir mutluluk veriyor. Bu testler uçak gövde üreticisi müşterilerimiz için de bizim için de büyük bir önem taşıyor. Testler ayrıca belgelendirme ile ticari lansman yolculuğunda da önemli bir adım teşkil ediyor.” Rolls-Royce, 2023 yılına kadar küçük pervaneli uçak pazarı için ilk sertifikalı elektrikli tahrik ünitesinin lansmanını yapmayı planlıyor. eFlyer 2’de fosil yakıt kullanılmıyor ve bunun bir sonucu olarak, pilot eğitim uçuşları emisyonsuz ve maliyet açısından rekabetçi hale geliyor. Düşük işletme maliyetleri sayesinde, uçak geleceğin pilotlarına ilişkin eğitim ihtiyacını rekabetçi bir şekilde karşılayabiliyor ve gelecekte havacılık endüstrisinin daha sürdürülebilir hale getirilmesi için önemli bir unsura dönüşme yolunda emin adımlar ile ilerliyor. Çığır açan ve gelişmekte olan Elektrikli Dikey Kalkış ve İniş (VTOL) imkanı sunan uçaklar ve eVTOL pazarı açısından heyecan verici bir dönemin içindeyiz. Birçok start-up şirketi ve köklü sektör oyuncuları geleceğin hava taksilerini ticari anlamda uygulamaya geçiren ilk şirket olmak için mücadele veriyor. Airbus ile birlikte CityAirbus demonstratörüne yönelik tahrik sistemini geliştiren Rolls-Royce bu mücadelenin ön saflarında yer alıyor. Tamamen elektrikle çalışan oktokopter, saatte azami 75 mil (120 km) hızla en fazla dört yolcu taşıyacak şekilde tasarlandı. Tasarlanan oktokopter, akustik kontrol ve daha sessiz bir uçuş için, sekiz pervane ile 1.000 rpm’den düşük bir hızla dönüyor. Almanya’nın Münih şehrindeki Rolls-Royce Elektrikli Sistemler ekiplerinden biri, 200kW’lik bir elektrikli motorun yanı sıra gerekli yüksek elektro-mekanik torku üretmek, dağıtmak ve yönetmek üzere geliştirilen ilgili güç elektroniği, kumanda, güç koruma ve dağıtım sisteminden meydana gelen elektrikli bir tahrik sistemi geliştirdi. Oluşturulan bu güç, düşük hızda dönen platform pervaneleri sayesinde çok yüksek bir itiş gücüne ulaşıyor. Program Direktörü Mike Mekhiche sözlerine şöyle devam etti: “Her iki proje de Rolls-Royce’un geleceğin farklı büyüklükteki uçakları için gereken yenilikçi ve sürdürülebilir tahrik teknolojisini sağlayabileceğinin önemli bir göstergesi. Bu teknoloji oldukça tartışmalı bir pazar olan kentsel hava mobilitesi pazarına ve havacılık pazarının diğer çeşitli segmentlerine de önemli olanaklar sağlıyor.” CityAirbus‘ın ilk bağımsız uçuşu Aralık 2019’da gerçekleşti. Uçuşlar artık irtifa testleri de dahil olmak üzere kapsamlı bir yeni test programının parçası olarak düzenleniyor. Rolls-Royce ekipleri, gelecek yıllardaki seyahatleri şekillendirmeye yardımcı olabilecek teknoloji ile yeni zirvelere ulaşmayı hedefliyor. Rolls-Royce Holdings plc hakkında Rolls-Royce, gezegenimizin temel enerji ihtiyaçlarını karşılamak üzere en temiz, en emniyetli ve en rekabetçi çözümleri beraberinde getiren gelişmiş teknolojilerin öncü üreticisidir. Rolls-Royce’un 150’den fazla ülkede müşterileri bulunmaktadır. Bu müşteriler arasında 400’ün üzerinde havayolu ve leasing müşterisi, 160 silahlı kuvvetler, 70 donanma dâhil olmak üzere 5.000’in üzerinde enerji ve nükleer müşterisi yer almaktadır. 2019 yılı ekonomik kârı 15,3 milyar sterlindir. Bu tutarın yaklaşık yarısı, satış sonrası hizmetlerden elde edilmiştir. Rolls-Royce 2019’da AR-GE çalışmalarına 1,45 milyar sterlin yatırım yapmıştır. Ayrıca Rolls-Royce, mühendislerini bilimsel araştırmanın öncüsü kılan 29 farklı Üniversite Teknoloji Merkezinden oluşan küresel bir ağı desteklemektedir. Grup, stajyer ve yeni mezun istihdamı ilkesine ve çalışanların becerilerinin geliştirilmesi hususuna kuvvetle bağlıdır.

Rolls-Royce tarafından geliştirilen elektrikli tahrik sistemleri ile çalışan iki farklı uçak, son on gün içinde test uçuşlarına yeniden başladı. Bye Aerospace eFlyer 2 prototipi ve teknoloji demonstratörü CityAirbus, bu teknolojiyi sergilemek üzere kısa uçuşlar gerçekleştiriyor.

Bye Aerospace 2 koltuklu eFlyer 2’nin, uçuş eğitimi ve genel havacılık pazarlarına hizmet veren ilk FAA sertifikalı, pratik, tamamen elektrikli uçak olması planlanıyor. Uçak ABD Colorado’da bulunan Bye Aerospace tarafından tasarlandı ve halen geliştiriliyor. 70kW elektrik motoru, ilgili güç elektroniği invertörü ve ilgili motor kumandasından oluşan Elektrikli Tahrik Ünitesinin (EPU) tedarik işlemlerini Rolls-Royce üstleniyor. Macaristan’ın Budapeşte kentinde bulunan Rolls-Royce Elektrikli Sistemler ekibi tarafından geliştirilen bu sistem, 2019’un başında test uçuşlarına başladı.

Bye Aerospace, uçağın tırmanma ve seyir gibi performans unsurlarını optimize etmek için çeşitli pervaneleri ve pervane ayarlarını test ediyor. Bu uçuş testleri, 2021 yılında yapılacak resmi belgelendirme testlerinin başlamasından önce platform düzeyinde sistem entegrasyonuna ve genel platform performansına ilişkin nihai ayarların yapılmasına önemli bir olanak sağlıyor.

Rolls-Royce Elektrikli Sistemler Program Direktörü Mike Mekhiche konuyla ilgili şunları söyledi: “Tahrik sistemlerimizin güç sağladığı eFlyer 2 ve CityAirbus demonstratörlerinin uçuşlarına yeniden başladıklarını görmek bize büyük bir mutluluk veriyor. Bu testler uçak gövde üreticisi müşterilerimiz için de bizim için de büyük bir önem taşıyor. Testler ayrıca belgelendirme ile ticari lansman yolculuğunda da önemli bir adım teşkil ediyor.”

Rolls-Royce, 2023 yılına kadar küçük pervaneli uçak pazarı için ilk sertifikalı elektrikli tahrik ünitesinin lansmanını yapmayı planlıyor. eFlyer 2’de fosil yakıt kullanılmıyor ve bunun bir sonucu olarak, pilot eğitim uçuşları emisyonsuz ve maliyet açısından rekabetçi hale geliyor. Düşük işletme maliyetleri sayesinde, uçak geleceğin pilotlarına ilişkin eğitim ihtiyacını rekabetçi bir şekilde karşılayabiliyor ve gelecekte havacılık endüstrisinin daha sürdürülebilir hale getirilmesi için önemli bir unsura dönüşme yolunda emin adımlar ile ilerliyor.

Çığır açan ve gelişmekte olan Elektrikli Dikey Kalkış ve İniş (VTOL) imkanı sunan uçaklar ve eVTOL pazarı açısından heyecan verici bir dönemin içindeyiz. Birçok start-up şirketi ve köklü sektör oyuncuları geleceğin hava taksilerini ticari anlamda uygulamaya geçiren ilk şirket olmak için mücadele veriyor. Airbus ile birlikte CityAirbus demonstratörüne yönelik tahrik sistemini geliştiren Rolls-Royce bu mücadelenin ön saflarında yer alıyor. Tamamen elektrikle çalışan oktokopter, saatte azami 75 mil (120 km) hızla en fazla dört yolcu taşıyacak şekilde tasarlandı.

Tasarlanan oktokopter, akustik kontrol ve daha sessiz bir uçuş için, sekiz pervane ile 1.000 rpm’den düşük bir hızla dönüyor. Almanya’nın Münih şehrindeki Rolls-Royce Elektrikli Sistemler ekiplerinden biri, 200kW’lik bir elektrikli motorun yanı sıra gerekli yüksek elektro-mekanik torku üretmek, dağıtmak ve yönetmek üzere geliştirilen ilgili güç elektroniği, kumanda, güç koruma ve dağıtım sisteminden meydana gelen elektrikli bir tahrik sistemi geliştirdi. Oluşturulan bu güç, düşük hızda dönen platform pervaneleri sayesinde çok yüksek bir itiş gücüne ulaşıyor.

Program Direktörü Mike Mekhiche sözlerine şöyle devam etti: “Her iki proje de Rolls-Royce’un geleceğin farklı büyüklükteki uçakları için gereken yenilikçi ve sürdürülebilir tahrik teknolojisini sağlayabileceğinin önemli bir göstergesi. Bu teknoloji oldukça tartışmalı bir pazar olan kentsel hava mobilitesi pazarına ve havacılık pazarının diğer çeşitli segmentlerine de önemli olanaklar sağlıyor.”

CityAirbus‘ın ilk bağımsız uçuşu Aralık 2019’da gerçekleşti. Uçuşlar artık irtifa testleri de dahil olmak üzere kapsamlı bir yeni test programının parçası olarak düzenleniyor. Rolls-Royce ekipleri, gelecek yıllardaki seyahatleri şekillendirmeye yardımcı olabilecek teknoloji ile yeni zirvelere ulaşmayı hedefliyor.

Rolls-Royce Holdings plc hakkında

  1. Rolls-Royce, gezegenimizin temel enerji ihtiyaçlarını karşılamak üzere en temiz, en emniyetli ve en rekabetçi çözümleri beraberinde getiren gelişmiş teknolojilerin öncü üreticisidir.
  2. Rolls-Royce’un 150’den fazla ülkede müşterileri bulunmaktadır. Bu müşteriler arasında 400’ün üzerinde havayolu ve leasing müşterisi, 160 silahlı kuvvetler, 70 donanma dâhil olmak üzere 5.000’in üzerinde enerji ve nükleer müşterisi yer almaktadır.
  3. 2019 yılı ekonomik kârı 15,3 milyar sterlindir. Bu tutarın yaklaşık yarısı, satış sonrası hizmetlerden elde edilmiştir.
  4. Rolls-Royce 2019’da AR-GE çalışmalarına 1,45 milyar sterlin yatırım yapmıştır. Ayrıca Rolls-Royce, mühendislerini bilimsel araştırmanın öncüsü kılan 29 farklı Üniversite Teknoloji Merkezinden oluşan küresel bir ağı desteklemektedir.
  5. Grup, stajyer ve yeni mezun istihdamı ilkesine ve çalışanların becerilerinin geliştirilmesi hususuna kuvvetle bağlıdır.


from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2YY0z2Y
via IFTTT

4 Temmuz 2020 Cumartesi

GÜNCEL THY UÇUŞLARI


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/3gt0haw

GÜNCEL THY UÇUŞLARI Türk Hava Yolları dün uçuş planını revize etti. Güncel Uçuşlar için tıklayın İletişim

Türk Hava Yolları dün uçuş planını revize etti.

Güncel Uçuşlar için tıklayın



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/3gt0haw
via IFTTT

SEKTÖRÜN YAŞADIĞI TEMEL ZORLUKLAR COVID-19 dünyanın dört bir yanındaki havayollarını yere indirdi. Bu dört tablo, endüstrinin şu an ve yakın gelecekte karşılaştığı temel zorlukları göstermektedir. Karantinalar, ekonomik durgunluk ve sağlık korkuları, yolcu sayılarına ağırlık vermeye devam edecektir. Rekor kayıplar zaten hükümetleri devreye girmeye zorladı – ancak sürekli destek finansal sağlamlık ve çevresel sürdürülebilirlik ile ilgili koşullara bağlı olabilir. COVID-19 krizi, dünyanın dört bir yanındaki havayollarını sarstı ve hava yolculuğunu durdurdu, ekonomik sonuçları sektörün çok ötesine taşıyor. İşte şu anda havayollarının karşılaştığı temel zorlukları ve bu hayati sektörde görebildiğimiz dramatik değişiklikleri gösteren dört grafik. Havayolları sadece bu yıla mahsus olmayan rekor kayıplarla karşı karşıya Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği’ne (IATA) göre , dünyanın dört bir yanındaki havayollarının 2020’de rekor 84 milyar dolar kaybetmesi bekleniyor . Küresel ekonomik durgunluk ve gezginlerin virüse yakalanma korkusu, seyahat kısıtlamaları azalmaya başlasa bile yolcu sayıları üzerinde yoğunlaşmaya devam edecektir. Şirketlerin video toplantılarının ve çevrimiçi konferansların maliyet tasarrufu sağlayan etkisini fark etmesiyle iş seyahatinin de durgun olması bekleniyor. Bu tasarruflar, zorlu bir ekonomik iklimde daha hoş karşılanacaktır. Bu nedenle havayollarının 2021’de hala 16 milyar dolar kaybetmesi bekleniyor ve bu da sonbahar ve kış aylarında ikinci bir COVID-19 enfeksiyonu dalgası olmayacağı varsayılıyor. Karantina süreçleri, tam seyahat yasaklarına benzer bir endüstri etkisine sahiptir Ülkeler yabancı ziyaretçileri tekrar kabul etmeye başlıyor, ancak bu genellikle varıştan itibaren iki haftalık karantina süreci sunuluyor. Havayolları için, bu karantina uygulamalarında yolcu sayılarında bir iyileşme ile sonuçlanması olası değildir. Bir IATA analizi, tam seyahat yasakları altındaki uçuşlar ve karantina süreçleri benzer düşüşleri işaret ediyor. Mantıklı olanda budur, karantinada kalmaktansa evde oturmak tercih sebebidir. Bu iş seyahatleri için de böyledir.  Bu, sektörün iyileşmesini uzun vadede daha da karmaşık hale getiriyor. Karantina önlemlerine bir alternatif, seyahat balonları veya hava köprüleri olarak adlandırılır, yani düşük enfeksiyon sayılarına sahip ülkeler birlikte gruplanır ve birbirleri arasında karantina içermeyen seyahatlere izin verir. Bu tür anlaşmalar yolcu sayılarına bir şekilde yardımcı olabilir, ancak küresel seyahatin öngörülebilir gelecek için sınırlı kalacağı gerçeğini değiştirmezler. Ayrıca, anlaşmaların belirli ülkelerin ikinci dalgalar ya da yerelleştirilmiş salgınlar yaşamasına bağlı olarak zaman içinde değişmesi muhtemeldir. Havayolları hikayenin sadece bir parçası – tüm seyahat endüstrisinin başı belada BM Dünya Turizm Örgütü’nün öngördüğüne göre , turistlerin sayıları bu yıl 1 milyar azalabilir. Daha geniş ekonomiler üzerindeki domino etkisi felaket olur. Seyahat ve turizm sektörü 2019 yılında dünya çapında 330 milyon veya 10 işten 1’ine katkıda bulunmuş ve küresel Gayri Safi Yurtiçi Hasıla 8,9 trilyon dolar eklenmiştir. Mevcut seyahat kısıtlamaları yalnızca Eylül ayından itibaren hafiflemeye başlarsa, bu katkı 2020’de% 62 oranında azalarak 5.5 milyar $ ‘a düşebilir ve dünya çapında 197 milyondan fazla iş kaybedilebilir . Turizm endüstrisinde bir iyileşme ancak havayolları hala tekrar uçmaya hazır olduklarında yolcuları karşılamaya hazırsa mümkün olacaktır. Havayollarının daha geniş ekonomik ve stratejik önemi ile birleştiğinde bu felaket senaryoları göz önüne alındığında, hükümetler bu kriz ve ötesinde olasılıkla onları desteklemek için adım atmak zorunda kalacaklar. Hükümetler havayolları kurtarıyor – ama doğru olanları destekliyorlar mı? Hükümetler havayollarını desteklemek için 123 milyar dolar harcadı ve muhtemelen sektörün sorunları devam ederken daha fazla harcama yapmak zorunda kalacaklar. Bununla birlikte, yardımlarını krizden önce mali açıdan sağlam havayollarıyla sınırlamak yerine, hükümetler çoğunlukla işletmelerin uzun vadeli uygulanabilirliğini dikkate almadan yardım verdiler. Bu endişe vericidir, çünkü mevcut devlet yardımı (özkaynaktan ziyade borç yaratır) havayolu şirketlerinin borç seviyelerine katkıda bulunacaktır. Pandemi geçtikten sonra, bazı havayolları borç ve kötü yönetim tarafından ezilmiş olarak yine de başarısız olabilir. Sektör için bir fırsat mı? Hükümetler havayollarına daha fazla devlet yardımı koyduklarından, karşılığında bir şey talep etmeye başlayacaklardır. Olası bir senaryo, sadece krizden önce iyi yönetilen ve mali açıdan sağlam olan ve ulusal çıkarlar için hayati öneme sahip olan havayollarını desteklemeye geçmeleri. Başarısız havayolları iş modellerini ve yönetimini elden geçirmek zorunda kalabilirler. Hükümetler için , bir dizi sektörde sadece finansal açıdan sağlam işletmeleri desteklemesi yönünde çağrılar yapılmıştır , çünkü başka bir şey belirsiz ve sürdürülemez bir ekonomik toparlanmaya yol açacaktır. İleride daha geniş ve olumlu bir değişiklik de olabilir: hükümetler havayollarından sadece özel hissedarların değil, çok çeşitli paydaşların çıkarlarını değerlendirmelerini isteyebilir. Çevre kuruluşları ve diğer gruplar, örneğin, herhangi bir havayolunun kurtarılmasının işçi haklarının iyileştirilmesi ve emisyonları azaltmak ve iklim değişikliğiyle mücadele için daha fazla eylem gibi koşullarla bağlantılı olmasını talep etmişlerdir . Bazı hükümetler zaten iklim ile ilgili koşullara sahip kurtarma hizmetleri önermişlerdir . Paydaşlar arasında hükümet ve yerel makamlar, ayrıca havaalanları, seyahat ve turizm topluluğu ve diğer iş sektörleri, ilgili sivil toplum kuruluşları ve çıkarlarını hisseden herkes etkilenmektedir. Havayolları devlet yardımına daha fazla bağımlı olduğundan, seslerinin daha etkili olması muhtemeldir. Seyahat ve turizm endüstrisinde, krizi daha ekonomik, sosyal ve çevresel açıdan sürdürülebilir bir turizm modeli oluşturmak için bir fırsat olarak kullanmaya yönelik çağrılar olmuştur . Mevcut sayıları ve tahminleri daha iyi yapmak ve hava yolculuğu için daha parlak bir gelecek şekillendirmeye yardımcı olmak için bir dürtü olarak görürsek, havacılık endüstrisinde benzer bir şey olabilir. kAYNAK PANDEMİ SONRASI DÜNYADA UÇUŞ REKORU

COVID-19 dünyanın dört bir yanındaki havayollarını yere indirdi. Bu dört tablo, endüstrinin şu an ve yakın gelecekte karşılaştığı temel zorlukları göstermektedir.

Karantinalar, ekonomik durgunluk ve sağlık korkuları, yolcu sayılarına ağırlık vermeye devam edecektir.
Rekor kayıplar zaten hükümetleri devreye girmeye zorladı – ancak sürekli destek finansal sağlamlık ve çevresel sürdürülebilirlik ile ilgili koşullara bağlı olabilir.

COVID-19 krizi, dünyanın dört bir yanındaki havayollarını sarstı ve hava yolculuğunu durdurdu, ekonomik sonuçları sektörün çok ötesine taşıyor. İşte şu anda havayollarının karşılaştığı temel zorlukları ve bu hayati sektörde görebildiğimiz dramatik değişiklikleri gösteren dört grafik.

Havayolları sadece bu yıla mahsus olmayan rekor kayıplarla karşı karşıya

Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği’ne (IATA) göre , dünyanın dört bir yanındaki havayollarının 2020’de rekor 84 milyar dolar kaybetmesi bekleniyor .

Küresel ekonomik durgunluk ve gezginlerin virüse yakalanma korkusu, seyahat kısıtlamaları azalmaya başlasa bile yolcu sayıları üzerinde yoğunlaşmaya devam edecektir. Şirketlerin video toplantılarının ve çevrimiçi konferansların maliyet tasarrufu sağlayan etkisini fark etmesiyle iş seyahatinin de durgun olması bekleniyor. Bu tasarruflar, zorlu bir ekonomik iklimde daha hoş karşılanacaktır. Bu nedenle havayollarının 2021’de hala 16 milyar dolar kaybetmesi bekleniyor ve bu da sonbahar ve kış aylarında ikinci bir COVID-19 enfeksiyonu dalgası olmayacağı varsayılıyor.

Havayolu Endüstrisi Karı ve FVÖK Marjı

Karantina süreçleri, tam seyahat yasaklarına benzer bir endüstri etkisine sahiptir

Ülkeler yabancı ziyaretçileri tekrar kabul etmeye başlıyor, ancak bu genellikle varıştan itibaren iki haftalık karantina süreci sunuluyor. Havayolları için, bu karantina uygulamalarında yolcu sayılarında bir iyileşme ile sonuçlanması olası değildir. Bir IATA analizi, tam seyahat yasakları altındaki uçuşlar ve karantina süreçleri benzer düşüşleri işaret ediyor. Mantıklı olanda budur, karantinada kalmaktansa evde oturmak tercih sebebidir. Bu iş seyahatleri için de böyledir.  Bu, sektörün iyileşmesini uzun vadede daha da karmaşık hale getiriyor.

Karantina gereksinimlerinin etkisi

Karantina önlemlerine bir alternatif, seyahat balonları veya hava köprüleri olarak adlandırılır, yani düşük enfeksiyon sayılarına sahip ülkeler birlikte gruplanır ve birbirleri arasında karantina içermeyen seyahatlere izin verir. Bu tür anlaşmalar yolcu sayılarına bir şekilde yardımcı olabilir, ancak küresel seyahatin öngörülebilir gelecek için sınırlı kalacağı gerçeğini değiştirmezler. Ayrıca, anlaşmaların belirli ülkelerin ikinci dalgalar ya da yerelleştirilmiş salgınlar yaşamasına bağlı olarak zaman içinde değişmesi muhtemeldir.

Havayolları hikayenin sadece bir parçası – tüm seyahat endüstrisinin başı belada

BM Dünya Turizm Örgütü’nün öngördüğüne göre , turistlerin sayıları bu yıl 1 milyar azalabilir. Daha geniş ekonomiler üzerindeki domino etkisi felaket olur. Seyahat ve turizm sektörü 2019 yılında dünya çapında 330 milyon veya 10 işten 1’ine katkıda bulunmuş ve küresel Gayri Safi Yurtiçi Hasıla 8,9 trilyon dolar eklenmiştir. Mevcut seyahat kısıtlamaları yalnızca Eylül ayından itibaren hafiflemeye başlarsa, bu katkı 2020’de% 62 oranında azalarak 5.5 milyar $ ‘a düşebilir ve dünya çapında 197 milyondan fazla iş kaybedilebilir .

2020 yılı için tahmini varışlar

Turizm endüstrisinde bir iyileşme ancak havayolları hala tekrar uçmaya hazır olduklarında yolcuları karşılamaya hazırsa mümkün olacaktır.

Havayollarının daha geniş ekonomik ve stratejik önemi ile birleştiğinde bu felaket senaryoları göz önüne alındığında, hükümetler bu kriz ve ötesinde olasılıkla onları desteklemek için adım atmak zorunda kalacaklar.

Hükümetler havayolları kurtarıyor – ama doğru olanları destekliyorlar mı?

Hükümetler havayollarını desteklemek için 123 milyar dolar harcadı ve muhtemelen sektörün sorunları devam ederken daha fazla harcama yapmak zorunda kalacaklar. Bununla birlikte, yardımlarını krizden önce mali açıdan sağlam havayollarıyla sınırlamak yerine, hükümetler çoğunlukla işletmelerin uzun vadeli uygulanabilirliğini dikkate almadan yardım verdiler. Bu endişe vericidir, çünkü mevcut devlet yardımı (özkaynaktan ziyade borç yaratır) havayolu şirketlerinin borç seviyelerine katkıda bulunacaktır. Pandemi geçtikten sonra, bazı havayolları borç ve kötü yönetim tarafından ezilmiş olarak yine de başarısız olabilir.

İş modeline bağlı olmayan yardım

Sektör için bir fırsat mı?

Hükümetler havayollarına daha fazla devlet yardımı koyduklarından, karşılığında bir şey talep etmeye başlayacaklardır. Olası bir senaryo, sadece krizden önce iyi yönetilen ve mali açıdan sağlam olan ve ulusal çıkarlar için hayati öneme sahip olan havayollarını desteklemeye geçmeleri. Başarısız havayolları iş modellerini ve yönetimini elden geçirmek zorunda kalabilirler. Hükümetler için , bir dizi sektörde sadece finansal açıdan sağlam işletmeleri desteklemesi yönünde çağrılar yapılmıştır , çünkü başka bir şey belirsiz ve sürdürülemez bir ekonomik toparlanmaya yol açacaktır.

İleride daha geniş ve olumlu bir değişiklik de olabilir: hükümetler havayollarından sadece özel hissedarların değil, çok çeşitli paydaşların çıkarlarını değerlendirmelerini isteyebilir. Çevre kuruluşları ve diğer gruplar, örneğin, herhangi bir havayolunun kurtarılmasının işçi haklarının iyileştirilmesi ve emisyonları azaltmak ve iklim değişikliğiyle mücadele için daha fazla eylem gibi koşullarla bağlantılı olmasını talep etmişlerdir . Bazı hükümetler zaten iklim ile ilgili koşullara sahip kurtarma hizmetleri önermişlerdir .

Paydaşlar arasında hükümet ve yerel makamlar, ayrıca havaalanları, seyahat ve turizm topluluğu ve diğer iş sektörleri, ilgili sivil toplum kuruluşları ve çıkarlarını hisseden herkes etkilenmektedir. Havayolları devlet yardımına daha fazla bağımlı olduğundan, seslerinin daha etkili olması muhtemeldir. Seyahat ve turizm endüstrisinde, krizi daha ekonomik, sosyal ve çevresel açıdan sürdürülebilir bir turizm modeli oluşturmak için bir fırsat olarak kullanmaya yönelik çağrılar olmuştur . Mevcut sayıları ve tahminleri daha iyi yapmak ve hava yolculuğu için daha parlak bir gelecek şekillendirmeye yardımcı olmak için bir dürtü olarak görürsek, havacılık endüstrisinde benzer bir şey olabilir.

kAYNAK



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2ZDH9zK
via IFTTT

SEKTÖRÜN YAŞADIĞI TEMEL ZORLUKLAR


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2ZDH9zK

PANDEMİ SONRASI DÜNYADA UÇUŞ REKORU


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/3e1PIJL

PANDEMİ SONRASI DÜNYADA UÇUŞ REKORU Flighradar verilerine göre 3 Temmuz 2020 günü Mart 2020 ortalarından bu yana en yoğun uçuş günü oldu. Dünyada 60 bin üzerinde ticari uçuş gerçekleştirildi. Eurocontrol de sabah Avrupa için ulaşılan rakamın 14 bin olduğunu açıkladı. Dün 21 Mart'tan bu yana ilk kez 60.000'den fazla ticari uçuşu izledik https://t.co/I1yc3EjebI — AirportIST (@AirportIST) July 4, 2020 Yesterday saw nearly 14,000 flights in the @eurocontrol Network – another significant increase @Transport_EU @ECACceac @A4Europe @IATA @CANSOEurope @ACI_EUROPE @EBAAorg @eraaorg pic.twitter.com/kagmMABwT7 — Eamonn Brennan (@eurocontrolDG) July 4, 2020

Flighradar verilerine göre 3 Temmuz 2020 günü Mart 2020 ortalarından bu yana en yoğun uçuş günü oldu.

Dünyada 60 bin üzerinde ticari uçuş gerçekleştirildi.

Eurocontrol de sabah Avrupa için ulaşılan rakamın 14 bin olduğunu açıkladı.




from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/3e1PIJL
via IFTTT