Prof. Dr. Osman MÜFTÜOĞLU :”Geçen hafta olduğu gibi bu hafta da yolculukta uçağı tercih ettim. Nedeni, uçakla yolculuğu daha güvenli bulmam.” diyor.
Pandemide uçak mı karayolu mu – Osman MÜFTÜOĞLU https://ift.tt/31FALKV @hurriyet aracılığıyla
Geçen hafta olduğu gibi bu hafta da yolculukta uçağı tercih ettim.
Nedeni, uçakla yolculuğu daha güvenli bulmam. İsterseniz gelin, biraz daha detaya girelim, “Uçakla yolculuk neden daha güvenli?” sorusuna daha açık ve net yanıtlar verelim.
İlk gerekçem havalandırma, yani filtrasyon sisteminin güvenliği. Uçaklar havalandırmada filtrasyon sistemi olarak HEPA filtrelerini kullanıyorlar. Bu filtreler çok güvenli. 10 nanometre ve daha büyük olan her parçacığı rahatlıkla tutabiliyorlar. COVID-19 enfeksiyonuna yol açan yeni koronavirüslerin çapı yaklaşık 125 nanometre. İşin uzmanları zaten en çok da bu noktanın üzerinde duruyorlar, virüsün HEPA filtresinden geçemeyeceğinin altını çiziyorlar. Ayrıca aynı uzmanlar “Bitmedi, başka ayrıntılar da var!” diyor ve şunları ekliyorlar:
PÜF NOKTASI: UÇAKLA DAHA GÜVENLİ SEYAHAT İÇİN
UZMANLAR uçaklardaki hava akışının da enfeksiyon riskini minimuma indirecek şekilde tasarlandığını belirtiyor. ‘bbc.com’a bilgi veren Airbus baş mühendislerinden biri bakın neler söylüyor: “Uçak içindeki havanın akış hızı ve şekli de özel bir dizaynla planlanıyor. Bu plana göre birinci sıradaki bir yolcunun 20. sıradaki bir diğer yolcuya bile virüsü bulaştırma olasılığı neredeyse imkânsız!”
Bana sorarsanız gelin siz yine de tedbirli olun. Zira bu güvenli hava hareketi, yerinden kalkan yolcular veya hizmet veren kabin görevlileri tarafından bozulabiliyor. Ayrıca uçakta maskenizi de takmayı sakın ihmal etmeyin. Son birkaç uyarı daha:
* Kabin bagajlarınızı şimdilik kullanmayın.
* Kabin personeli ile yüz yüze teması minimuma indirin.
* Yolculuk süresince yer değiştirmemeye ve çok mecbur kalmadıkça ayağa kalkmamaya, uçak içinde dolaşmamaya özen gösterin.
* Pencere kenarı koltukları, koridordakilere tercih edin.
* Ön sıradaki koltukların da arka sıradakilerden daha güvenli olduğunu bir kenara not edin.
* Tuvalete uzak koltuklarda yer bulmaya çalışın.
* Ve lütfen başınızın üzerindeki havalandırma sistemlerini kapalı tutun.
Prof. Dr. Osman MÜFTÜOĞLU :"Geçen hafta olduğu gibi bu hafta da yolculukta uçağı tercih ettim.
Nedeni, uçakla yolculuğu daha güvenli bulmam." diyor. #SağlıklıUçuşlar dileriz.
3 Temmuz tarihi bir gün oldu. Avrupa bölgesinde bir gün 13951 uçuşa erişildi. Bu uçuşların 1148 tanesi Ryanair’e ait. Ryanair inanılmaz bir artış gösteriyor. İkinci sırada 629 uçuşla Türk Hava Yolları yer alıyor.
Dün yapmış olduğumuz flightradar görüntü paylaşımında dünya üzerinde aynı anda havada 13 bin uçak bulunmaktaydı.
HAVASEN’DEN TGS’YE UYARI: “İŞÇİYE TUZAK KURMAKTAN VAZGEÇİN !”
Ülkemiz havacılığını doğrudan etkileyen salgın sürecinde işverenlerin çalışanlar üzerinde kurduğu işsiz bırakma baskısı artarak devam etmekte, ölümü gösterip sıtmaya razı etme anlayışı ile kazanılmış haklar ellerinden alınmaktadır.
Bunun son örneği, THY’nin % 50 oranında hissesinin bulunduğu TGS (Turkish Ground Services) unvanlı yer hizmetleri şirketinde yaşanmaktadır. THY’deki kamu payının % 50’nin altına düşürülmesinden hemen sonra 2008 yılında şirketin parçalanarak birçok hizmeti taşeronlaştırmak ve çalışanları sendikasızlaştırmak amacıyla kurulan TGS, açlık sınırında uyguladığı ücret politikası ile 15.000 işçisinin sırtından kar etmeye devam etmiş, 2019 yılında karı 260 milyon TL’ye ulaşmıştır.
TGS de, bağlı olduğu ana şirket THY’nin izinden gitmiş ve salgının faturasını, çalışanlarına fatura etme kolaycılığını seçmiştir. Bu kapsamda, işçiler personel birimlerine çağrılarak 2020 ve 2021 yılına ait ikramiyelerinden feragat ettiklerine dair muvafakatname imzalatılmak istenmekte, güçlü işveren karşısında yanlız, çaresiz ve sahipsiz işçilere abanın altından sopa gösterilerek itiraz edenlere iş akdinin feshi tehdidi hissettirilmektedir.
a- Yapılan girişim tamamen hukuksuzdur. Özellikle Mayıs-Ağustos dönemi ikramiyesinin yarısı hak edilmiştir. TGS sözkonusu yarım ikramiyeleri hiçbir kesinti yapmadan ödemek zorundadır.
b- Pandemi dolayısı ile çalışanların da güçleri oranında sürece katkı vermeleri ve özveride bulunmaları ilkesel olarak kabul edilebilir bulunmakla beraber ne zaman biteceği belli olmayan bir salgının 2021 yılında da devam edeceğini temel alarak işçinin 2021 hakedişlerine de el atmak tam anlamıyla işçinin emeğini gasp etmektir.
c- TGS yaptığı kurumsal açıklamada, sözkonusu ikramiyeden feragat uygulamasına gerekçe olarak “istihdamın korunmasını” göstermektedir. Oysa işçilere imzalatılmaya çalışılan muvafakatnamede böyle bir taahhütte bulunmamaktadır.
Bu çerçevede;
1- TGS işçilerden başka bir indirim veya kesinti isteğinde bulunmayacak ise, öncelikle bunu yazılı hale getirmelidir. İkramiyelere ilişkin özveri talebinin ise, 2020 yıılı için geçerli olması, ikinci ikramiyenin yarısı ve üçüncü ikramiye ile sınırlı tutulması bunun karşılığında da işten çıkartmama taahhüdünün verilmesi gerekmektedir. Özellikle önümüzdeki 1.5 yıllık döneme ait toplam 5 adet ikramiyeden vazgeçilmesi yoluyla işveren 5 yıl ve daha düşük kıdemi olan işçilerin kıdem tazminatlarını da bu şekilde doğrudan işçilerden kestiği ikramiyelerden karşılamış olacaktır.
2- Kaldı ki, Kısa Çalışma Ödeneğinin Temmuz ayında da devam edeceğinin açıklanması karşısında TGS işvereninin 6 Temmuz’a kadar sözkonusu muvafakatnameleri imzalatma aceleciliğinin de anlaşılır tarafı yoktur. Bu zihniyetin gelecekteki planlarını tahmin etmek zor değildir. İkramiyelerin kesilmesine ikna ve razı edilen işçilere Ağustos ayında da ciddi bir ücret indirimi dayatması gelecektir. Çin işkencesine benzeyen bir süreci TGS emekçilerine taksit taksit yaşatma planı ahlaken sorunlu bir ruh halinin yansımasıdır. TGS işvereni, çaresiz ve gelecek kaygısı taşıyan çalışanlarına tuzak kurmak yerine zeka, beceri ve yeteneklerini emekçilere en az yük bindirecek ve istihdamlarını koruyacak alternatifler oluşturmak için kullanmalıdır.
3- Bu nedenlerle, TGS yönetiminin ağırlıklı olarak yönetici kadrolarından ve maaşlarından tasarrufa yönelmesi, diğer alanlardan kesinti yöntemlerini denemesi buna rağmen işçinin katkısına ihtiyaç kalırsa, Kısa Çalışma Ödeneğinin biteceği 31 Temmuz tarihinden sonraki belli bir süreyle sınırlı dönemi kapsayacak şekilde işçilerden talep edeceği özveriye ilişkin hazırlayacağı makul, mantıklı ve insanca yaşam olanağı sağlayacak düzeydeki teklifini bir bütün olarak ortaya koyması, ahlaka ve hukuka en uygun olan çözümdür. Bu amaçla, işçilerden ikramiyelerle ilgili muvafakatname toplanması uygulamasından derhal vazgeçilmelidir.
TGS pratiği, işçilerin kendilerini temsil eden bir sendikanın olmaması halinde, güçlü işveren karşısında nasıl yanlız, çaresiz ve tehdide açık hale gelebileceklerini ve kazanılmış haklarını kaybedebileceklerini göstermesi bakımından ibret verici bir örnektir.
HAVASEN, üyesi olsun olmasın tüm havacılık emekçilerinin hak, hukuk ve ekmeklerini koruma konusunda her zaman yanlarında olmaya devam edecektir. Bu anlayışla, her ne kadar yetkili sendika sıfat taşımasa da emekçileri temsilen TGS yönetimi ile müzakereye ve sürece katkı vermeye hazır olduğumuzu kamuoıyunun bilgilerine sunarız
HAVA-SEN YÖNETİM KURULU
from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/38CkZ57
via IFTTT
Türkiye seferlerine başlama kararı alan Ukrayna Hava Yolları ilk tarifeli uçuşunu bugün Kiev’den İstanbul’a gerçekleştirdi.
Ukrayna Hava Yolları’nın Kiev İstanbul seferini yapan PS-1713 sefer sayılı Boeing 737-800 tipi uçağı bugün İstanbul Havalimanı’na saat 14.33’te 155 yolcusu ile geldi.
Ukrayna Hava Yolları, Korona virüs salgını nedeniyle Türkiye ile Ukrayna arasında durdurulan uçuşların tekrar başlatılması kararı sonrası uçuş programını açıkladı. Buna göre şirket Temmuz ayında iç hatlarda başladığı uçuşlarla birlikte dış hatlarda ise İstanbul, Tel Aviv, Amsterdam, Frankfurt, Paris, Dubai, Tiflis, Batum, Larnaka, Atina, Londra, Nice, Roma, Napoli, Bakü, Berlin, Münih, Prag, Erivan, Madrid, Viyana, Barselona, Kişinev ve Milano’ya tarifeli uçuş programına göre seferlerini gerçekleştirecek.
1 Temmuz – 15 Temmuz tarihleri arasında her Cuma ve Pazar günü gerçekleştirilecek olan Kiev-İstanbul-Kiev uçuşlarının yanı sıra her Cumartesi Odessa – İstanbul – Odessa operasyonlarını da gerçekleştirecek.
16 Temmuz – 30 Temmuz arası Salı günleri Kiev – İstanbul- Kiev uçuşları da eklenerek frekans artışına gidecek.
SEYAHAT KURALLARI
Ukrayna Hükümeti’nin almış olduğu kararlar kapsamında her yüz bin kişide 40 ve üzeri aktif vakaya sahip olan ülkeler “Kırmızı Bölge Ülkesi” olarak değerlendirilirken, her yüz bin kişide 40’ın altında aktif vakası olan ülkeler “Yeşil Bölge Ülkesi” olarak kabul ediliyor. Kırmızı Bölge ülkelerinden Ukrayna’ya gelen tüm yolculara 14 gün karantina uygulanacağı da alınan kararlar dahilinde. Günlük olarak güncellenen bu değerlendirme listesi Ukrayna Sağlık Bakanlığı internet sitesinde yayınlanıyor.
“Yeşil Bölge Ülkeleri”nden gelen yolculara Ukrayna’da gözlem veya ön izolasyon uygulanmıyor. Türkiye “Yeşil Bölge” listesine dahil olduğu için seyahat kısıtlaması bulunmuyor.
Ukrayna, Türk vatandaşı olan yolcuların ülkeye girişine izin veriyor. Ancak Ukrayna’ya gelen tüm yabancıların, Ukrayna’da süresiz ikamet iznine sahip kişiler hariç en az 14 gün geçerli Covid-19 tedavisini kapsayan sağlık sigortasına sahip olmaları isteniyor.
from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2ZDQreU
via IFTTT
Nissan’ın eski CEO’su Carlos Ghosn’un, ev hapsinde tutulduğu Japonya’dan Lübnan’a kaçmasına ilişkin 4 pilot, bir şirket yöneticisi ve 2 hostesin bulunduğu 5’i tutuklu 7 sanığın yargılandığı davada, tüm tutuklu sanıklar hakkında tahliye kararı verildi.
Nissan’ın eski CEO’su Carlos Ghosn’un, özel bir kargo firmasına ait uçakla ev hapsinde tutulduğu Japonya’nın Osaka şehrinden İstanbul’a, buradan da Lübnan’ın başkenti Beyrut’a kaçmasına ilişkin, aralarında hostes ve pilotlar ile şirket yöneticisinin de bulunduğu 5’i tutuklu 7 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü.
Bakırköy 17. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Okan Kösemen, Bahri Kutlu Sömek, Noyan Pasin, Özgü Bilge Bayram, Serhat Kahvecioğlu ve tutuksuz sanıklar Nesrin Altunalan, Serpil Kurnaz Kuyumcu ile avukatları katıldı.
PİLOTLAR SAVUNMA YAPTI
Osaka’dan İstanbul’a gelen uçağın pilotu tutuklu sanık Noyan Pasin savunmasında, “Uygulamada manifestoyu yer hizmetleri düzenler. Bizim ve uçak personellerinin yolcuları manifestodaki kişiler olup olmadığını kontrol etme yetkimiz yoktur. İki küçük minibüsle bagajlar geldi. İkisi sığmadı, büyük olanı bagaja girdi. Küçüğü sığmadı, kabin bölümüne koydular. Sıradışı bir şey olmadı. Suçlamaları kabul etmiyorum” dedi.
GELEN UÇAKTA ESKİ CEO’NUN OLDUĞUNU BİLMEDİĞİNİ SÖYLEDİ
Nicholas Mezsaroz isimli kişiyle daha önceden tanıştığını ve uçakta Carlos Ghosn’un olduğunu bilmediğini söyleyen şirket yöneticisi sanık Okan Kösemen, “Benim şirketteki pozisyonum gereği uçağın uçuşu ve her şeyi takip ederim. Taşınan iki Amerikalı yolcuyu taşımam için Nicholas ile anlaştım” dedi.
“EŞİMİN NEREDE ÇALIŞTIĞINI SÖYLEDİ”
Sanık Kösemen, “Osaka’dan Türkiye uçak kalktıktan sonra Nicolas beni Whatsapp benzeri bir programdan aradı ve uçağın internet sisteminin çalışıp çalışmadığını sordu. İnternet geldikten sonra Nicholas beni yine aradı. ‘Amerikan vatandaşı olanların yanında Nissan CEO’su var Türkiye’ye getiriyoruz. Beyrut’a götüreceksiniz sıkıntısı yok. Yanında Amerikalı olacak. Legal pasaportu var’ dedi. Ben şaşırdım. Manifestoda iki yolcu vardı, üç yolcularmış. Nasıl olur dedim. ‘Ben böyle bir şeye ortak olmak istemiyorum’ dedim. Yanındaki kişiyle konuşmaya başladı. Eşimin nerede çalıştığını söyledi. Çocuğumun anaokulunun adını söyledi. Ben telaşlandım. ‘Tamam’ dedim, ‘seni arayacağım’. Düşünmeye çalıştım. Alana giderken eşimi, çocuğumu yanıma aldım” ifadelerini kullandı.
“SEN CARLOS’LA GİDECEKSİN DEDİLER”
Kösemen şöyle devam etti: “Uçak indikten sonra karşıladım. İki Amerikalı yolcuyla kabinin olduğu bölümde kutunun olduğu yerde konuştuk. Carlos’un arkada olduğunu söylediler. ‘Kim Beyrut’a gelecek’ dedim. Sen Carlos’la gideceksin dediler. Mecbur adamı uçağa koyduk bir şekilde teknisyenleri uçaktan uzaklaştırmaya çalıştım. Boşlukta Carlos’u alıp arabaya bindirip uçağa götürdüm. Uçak Beyrut’a inince 2 görevli geldi. Carlos yanına çağırınca gittim. Bu sırada Nicholas’ın uçağını gördüm. Kendisi bana ‘gidebilirsin’ anlamında işaret yaptı. Uçakla Nicholas ile görüştük. Kendisi bana bu olayın kimse tarafından bilinmeyeceğini söyledi. Para alışverişi olmadı. Aksine daha büyük kayıplarım oldu.”
“SADECE UÇUŞU GERÇEKLEŞTİRMEKLE YÜKÜMLÜYÜZ”
Osaka’dan İstanbul’a gelen uçağın pilotu sanık Bahri Kutlu Sömek, “Biz sadece uçuşu gerçekleştirmekle yükümlüyüz. Dubai’den yolcu alımı sırasında önce Dubai yer hizmetleri kutuları getirdi. Ufak kutu kabine, büyük kutu bagaja kondu. Osaka’ya uçuş sırasında yolcularla hiç görüşmedim. Osaka’da ise bütün yolcu taşıma ve bagaj taşıma işlemlerini yer hizmetleri gerçekleştirdi. İstanbul’a inince Okan bey uçağa geldi” diyerek üzerine atılı suçlamaları kabul etmedi.
“BAGAJLARI BİZ KONTROL ETMEYİZ”
İstanbul’dan Beyrut’a giden uçağın pilotu tutuklu sanık Özgü Bilge Bayram, “Okan Kösemen ile uçuş bilgisi hakkında görüşmemiz oldu. Uçağa binen kişileri ve uçağa alınan bagajları biz kontrol etmeyiz bunu yer hizmetleri gerçekleştirir” diye konuştu.
Tutuklu sanık Serhat Kahvecioğlu da, uçuş boyunca kokpitte olduğunu, sadece uçuşu gerçekleştirdiğini belirtti.
HOSTESLER DE SAVUNMA YAPTI
Tutuksuz sanık Nesrin Altunalan, “Ne bir menfaatim oldu ne yardımım oldu. Suçlamaları kabul etmiyorum. Kesinlikle yasadışı ülkeye giriş çıkış yapan Carlos Ghosn’u uçurduğumuzu bilmiyordum” dedi. Tutuksuz sanıklardan Serpil Kurnaz Kuyumcu ise, kabine girmediğini, uçuş boyunca uçağın ön tarafında bulunduğunu söyledi.
Müşteki Can Şaşmaz da, olayları haberlerden ve sosyal medyadan duyduğunu söyleyerek, “Haberlerin çıkmasından sonra Okan Bey’in ifadelerini aldık. Suç unsuru olduğu için şikayette bulunduk” dedi.
TAHLİYE KARARI VERİLDİ
Mahkeme, tutuklu tüm sanıklar hakkında tahliye kararı vererek duruşmayı erteledi.
OLAYIN GEÇMİŞİ
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 31 Aralık 2019’da Yörük Işık kullanıcı adlı kişinin Twitter hesabından, Carlos Ghosn’un, özel bir kargo firmasına ait uçakla, Japonya’nın Osaka şehrinden Atatürk Havalimanı’na geldiği, aynı firmaya ait başka bir uçakla da ülkesi Lübnan’a kaçırıldığı iddiasıyla ilgili paylaşımı üzerine soruşturma başlatıldığı kaydedildi.
İddianamede, özel kargo firmasının genel müdürü Can Şaşmaz “müşteki”, şirketin ticaret müdürü Okan Kösemen, özel bir hava yolu şirketinde görevli pilotlar Noyan Pasin, Özgü Bilge Bayram, Bahri Kutlu Sömek ve Serhat Kahvecioğlu ile hostesler Nesrin Altunalan ve Serpil Kurnaz Kuyumcu “sanık” olarak yer aldı.
İddianamede, tutuklu sanıklar Okan Kösemen, Bahri Kutlu Sömek, Noyan Pasin, Özgü Bilge Bayram ve Serhat Kahvecioğlu’nun “iştirak halinde göçmen kaçakçılığı” suçundan 3’er yıldan 8’er yıla, tutuksuz sanıklar Nesrin Altunalan ve Serpil Kurnaz Kuyumcu’nun ise “suçu bildirmeme” suçundan 1’er yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istendi.
from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/38o7TZ3
via IFTTT