2 Haziran 2020 Salı

Taşımacılık ve Lojistik Sektörünün Dijitalleşmeye Olan İhtiyacı Sürüyor UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Emre ELDENER‘in bu haftaki makalesini yayınlıyoruz. E-Ticaret UTİKAD olarak son yıllarda üzerinde çok kafa yorduğumuz konulardan biriydi. Yönetim Kurulu Üyemiz Nil Tunaşar‘ın başkanlığını yürüttüğü E-Ticaret Odak Grubumuz uzun süreli çalışmalarını “Türkiye’de E-Ticaret ve E-İhracat Gelişim Potansiyeli ve Lojistik Süreçler” raporuyla sektörle de paylaşmıştı. Bunun yanı sıra dünya genelinde e-ticaretin yaygınlaşması, müşterilerin artan beklentileri ve tüketicilerin ürün teslimatı konusundaki talepleri nedeniyle şirketlerin özellikle lojistik alanında kendilerini farklılaştırma ve rekabet avantajı elde etme çalışmalarına hep birlikte tanık oluyorduk. Ancak son birkaç aydır tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını; yeni iş yapma biçimlerinin geliştirilmesi, temassız ve dijital uygulamaların yaygınlaştırılması gerektiğini daha net bir şekilde ortaya koydu. Bu nedenle lojistik ve taşımacılık süreçlerinde daha gelişmiş dijitalleşme ve otomasyon uygulamaları geliştiren kurumların birkaç adım öne çıkacak olması kaçınılmazdı. E-ticaretteki büyük artış nedeniyle oluşan yeni lojistik ihtiyaçlar dikkate alınarak yeniden yapılanmaya yönelik hazırlıklar yapılmalı ve ihtiyaca göre uzun vadeli stratejiler oluşturulmalıdır. Lojistik şirketlerinin gelişen teknolojilere ve bilgi akışlarında yaşanan değişimlere hızlı bir şekilde ayak uydurmalarının sektördeki paylarını artıracağı göz ardı edilemez bir gerçek olduğundan, diğer tüm sektörler gibi müşteriye en iyi hizmeti sağlayabilmek için gelişen ve değişen teknolojiye uyum sağlamak için çalışmalarını sürdürmelidirler. Salgın sonrasında şekillenecek küresel ticaret eğilimleri lojistik sektörünün hangi ülke ve bölgelerde, ne yönde büyüyeceğini belirleyecek. Taşımacılık faaliyetlerini daha sürdürülebilir yöntemlerle gerçekleştirebilen, değişimlere uyum gösteren ve iş yapma biçimlerini değiştirebilen firmalar faaliyetlerini büyüyerek  sürdürebilecek. Sektörün hizmet verdiği üretim ve sanayi sektörleri, salgından sonra tedarik zincirlerindeki mevcut aksaklıklarını, stok yönetimlerini ve genel olarak da tedarikçilerle iş ilişkilerini yeniden değerlendirme imkanı bulacaklar. Tedarik zinciri eğilimlerinin değişiklik göstermesi ile birlikte depolama ve lojistik hizmetlere yönelik talepte de artış olacağı öngörülüyor. Süreç boyunca yaşanan aksaklıklar göz önüne alınarak, artan talep artışına paralel seviyede stok bulundurma ihtiyacı gündeme gelecek ve bu da depolamaya olan talebi beraberinde getirecektir. Bu noktada lojistik sektörü de hizmet verdiği tedarik zinciri yöneten şirketlerin bu değişimlerini takip etmeli ve bu süreçlerdeki kendi görev ve sorumluluklarını, iş planlarını, risk ve kriz senaryolarını yeniden oluşturmalıdır. Tek bir taşıma modu ağırlıklı lojistik akışlar yerine farklı güzergahlar ve çoklu taşıma modlarının birlikte kullanıldığı seçenekler oluşturulmalı ve bunların alt ve üstyapıları hazırlanmalıdır. Lojistik sektörü şirketleri risk analizlerini ve kriz yönetim planlarını yaparken şu anda bir nebze geri planda kalmış olsa da iklim krizinin neden olabileceği doğal afet senaryolarını da göz önüne alarak farklı lojistik kanallarını oluşturmaya başlamalıdır. Tüm bu gelecek odaklı tespitlerin yanı sıra salgın boyunca değişen alışveriş alışkanlıklarına da şahit olduk. E-ticaretin insan sağlığı açısından ne kadar yararlı olabileceğini de deneyimlemiş olduk. Günlük ihtiyaçlarımızı bile internetten yaptığımız alışverişlerle sağladık. Bu noktada iki ayı aşkın bir süredir; bu hizmetin devamlılığını sağlayan kurye, kargo elemanları ile lojistik sektörü emekçilerine bir kere daha teşekkür etmek isterim. Tedarik zincirinin kopmasının nelere yol açabileceği konusunda uzun konuşmalar yaptığımız bu süreçte lojistik çalışanlarının sağlık çalışanlarının ardından salgının atlatılmasında büyük rol oynadıklarını da gördük. Salgını yendiğimiz günler elbette gelecek ve umarız ki sektörümüzün önemi o zaman da unutulmayacak. Sağlıklı günlerde buluşmak dileğiyle, sağlıkla kalın. Emre ELDENER UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı UTA Mayıs Sayısı

UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Emre ELDENER‘in bu haftaki makalesini yayınlıyoruz.

E-Ticaret UTİKAD olarak son yıllarda üzerinde çok kafa yorduğumuz konulardan biriydi. Yönetim Kurulu Üyemiz Nil Tunaşar‘ın başkanlığını yürüttüğü E-Ticaret Odak Grubumuz uzun süreli çalışmalarını “Türkiye’de E-Ticaret ve E-İhracat Gelişim Potansiyeli ve Lojistik Süreçler” raporuyla sektörle de paylaşmıştı. Bunun yanı sıra dünya genelinde e-ticaretin yaygınlaşması, müşterilerin artan beklentileri ve tüketicilerin ürün teslimatı konusundaki talepleri nedeniyle şirketlerin özellikle lojistik alanında kendilerini farklılaştırma ve rekabet avantajı elde etme çalışmalarına hep birlikte tanık oluyorduk.

Ancak son birkaç aydır tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını; yeni iş yapma biçimlerinin geliştirilmesi, temassız ve dijital uygulamaların yaygınlaştırılması gerektiğini daha net bir şekilde ortaya koydu. Bu nedenle lojistik ve taşımacılık süreçlerinde daha gelişmiş dijitalleşme ve otomasyon uygulamaları geliştiren kurumların birkaç adım öne çıkacak olması kaçınılmazdı. E-ticaretteki büyük artış nedeniyle oluşan yeni lojistik ihtiyaçlar dikkate alınarak yeniden yapılanmaya yönelik hazırlıklar yapılmalı ve ihtiyaca göre uzun vadeli stratejiler oluşturulmalıdır.

Lojistik şirketlerinin gelişen teknolojilere ve bilgi akışlarında yaşanan değişimlere hızlı bir şekilde ayak uydurmalarının sektördeki paylarını artıracağı göz ardı edilemez bir gerçek olduğundan, diğer tüm sektörler gibi müşteriye en iyi hizmeti sağlayabilmek için gelişen ve değişen teknolojiye uyum sağlamak için çalışmalarını sürdürmelidirler.

Salgın sonrasında şekillenecek küresel ticaret eğilimleri lojistik sektörünün hangi ülke ve bölgelerde, ne yönde büyüyeceğini belirleyecek. Taşımacılık faaliyetlerini daha sürdürülebilir yöntemlerle gerçekleştirebilen, değişimlere uyum gösteren ve iş yapma biçimlerini değiştirebilen firmalar faaliyetlerini büyüyerek  sürdürebilecek. Sektörün hizmet verdiği üretim ve sanayi sektörleri, salgından sonra tedarik zincirlerindeki mevcut aksaklıklarını, stok yönetimlerini ve genel olarak da tedarikçilerle iş ilişkilerini yeniden değerlendirme imkanı bulacaklar. Tedarik zinciri eğilimlerinin değişiklik göstermesi ile birlikte depolama ve lojistik hizmetlere yönelik talepte de artış olacağı öngörülüyor. Süreç boyunca yaşanan aksaklıklar göz önüne alınarak, artan talep artışına paralel seviyede stok bulundurma ihtiyacı gündeme gelecek ve bu da depolamaya olan talebi beraberinde getirecektir. Bu noktada lojistik sektörü de hizmet verdiği tedarik zinciri yöneten şirketlerin bu değişimlerini takip etmeli ve bu süreçlerdeki kendi görev ve sorumluluklarını, iş planlarını, risk ve kriz senaryolarını yeniden oluşturmalıdır.

Tek bir taşıma modu ağırlıklı lojistik akışlar yerine farklı güzergahlar ve çoklu taşıma modlarının birlikte kullanıldığı seçenekler oluşturulmalı ve bunların alt ve üstyapıları hazırlanmalıdır. Lojistik sektörü şirketleri risk analizlerini ve kriz yönetim planlarını yaparken şu anda bir nebze geri planda kalmış olsa da iklim krizinin neden olabileceği doğal afet senaryolarını da göz önüne alarak farklı lojistik kanallarını oluşturmaya başlamalıdır.

Tüm bu gelecek odaklı tespitlerin yanı sıra salgın boyunca değişen alışveriş alışkanlıklarına da şahit olduk. E-ticaretin insan sağlığı açısından ne kadar yararlı olabileceğini de deneyimlemiş olduk. Günlük ihtiyaçlarımızı bile internetten yaptığımız alışverişlerle sağladık. Bu noktada iki ayı aşkın bir süredir; bu hizmetin devamlılığını sağlayan kurye, kargo elemanları ile lojistik sektörü emekçilerine bir kere daha teşekkür etmek isterim. Tedarik zincirinin kopmasının nelere yol açabileceği konusunda uzun konuşmalar yaptığımız bu süreçte lojistik çalışanlarının sağlık çalışanlarının ardından salgının atlatılmasında büyük rol oynadıklarını da gördük. Salgını yendiğimiz günler elbette gelecek ve umarız ki sektörümüzün önemi o zaman da unutulmayacak. Sağlıklı günlerde buluşmak dileğiyle, sağlıkla kalın.

Emre ELDENER
UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı
UTA Mayıs Sayısı



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/3dw6Tni
via IFTTT

THY YURT DIŞI UÇUŞLARI BAŞLIYOR


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2U2D8CU

PEGASUS, 39 HAT 27 NOKTAYA UÇUYOR


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2ZZiwPG

THY YURT DIŞI UÇUŞLARI BAŞLIYOR THY Basın Müşaviri Yahya Üstün “Basel’den Gaziantep’e, Frankfurt’tan Elazığ’a… 18 Haziran itibarıyla Avrupa’daki 16 şehirden Anadolu’daki 14 noktaya direkt uçmaya başlayacağız. Bayrak taşıyıcı olarak memleketin yolunu biraz daha kısaltacak, misafirlerimizi sevdiklerine daha kısa sürede kavuşturacağız.” dedi. Koronavirüs salgını nedeniyle yurt dışı seferlerini durduran Türk Hava Yolları yeniden seferlere başlıyor. Avrupa’dan 16 noktadan Türkiye’ye seferlerin başlamasına karar verildi. Seferler 18 Haziran’da başlayacak. THY Basın Müşaviri Yahya Üstün konuyu şu tweetle duyurdu: Koronavirüs salgını nedeniyle yurt dışı seferlerini durduran Türk Hava Yolları yeniden seferlere başlıyor. Avrupa’dan 16 noktadan Türkiye’ye seferlerin başlamasına karar verildi. Basel’den Gaziantep’e, Frankfurt’tan Elazığ’a… 18 Haziran itibarıyla Avrupa’daki 16 şehirden Anadolu’daki 14 noktaya direkt uçmaya başlayacağız. Bayrak taşıyıcı olarak memleketin yolunu biraz daha kısaltacak, misafirlerimizi sevdiklerine daha kısa sürede kavuşturacağız. — Yahya ÜSTÜN (@yhyustun) June 2, 2020 THY TÜM YURT İÇİ SEFERLERİ

THY Basın Müşaviri Yahya Üstün “Basel’den Gaziantep’e, Frankfurt’tan Elazığ’a… 18 Haziran itibarıyla Avrupa’daki 16 şehirden Anadolu’daki 14 noktaya direkt uçmaya başlayacağız. Bayrak taşıyıcı olarak memleketin yolunu biraz daha kısaltacak, misafirlerimizi sevdiklerine daha kısa sürede kavuşturacağız.” dedi.

Koronavirüs salgını nedeniyle yurt dışı seferlerini durduran Türk Hava Yolları yeniden seferlere başlıyor. Avrupa’dan 16 noktadan Türkiye’ye seferlerin başlamasına karar verildi. Seferler 18 Haziran’da başlayacak.

THY Basın Müşaviri Yahya Üstün konuyu şu tweetle duyurdu:

Koronavirüs salgını nedeniyle yurt dışı seferlerini durduran Türk Hava Yolları yeniden seferlere başlıyor. Avrupa’dan 16 noktadan Türkiye’ye seferlerin başlamasına karar verildi.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2U2D8CU
via IFTTT

PEGASUS, 39 HAT 27 NOKTAYA UÇUYOR Pegasus,4 Haziran itibarıyla yurt içinde 39 hat, 27 destinasyona uçuyor. COVID-19 pandemisiyle mücadele kapsamında getirilen kısıtlamalar sonrası ilk uçuşunu 1 Haziran’da gerçekleştiren Pegasus Hava Yolları, 4 Haziran’dan itibaren yurt içinde 27 destinasyonda 39 hatta uçmaya başlıyor. COVID-19 pandemisiyle mücadele kapsamında getirilen kısıtlamalar sonrası ilk uçuşunu 1 Haziran 2020 tarihinde gerçekleştiren Pegasus Hava Yolları, 4 Haziran 2020 tarihi itibarıyla yurt içinde 27 destinasyonda 39 hatta uçmaya başlıyor. Pegasus Hava Yolları İstanbul Sabiha Gökçen’den Antalya, Ankara, İzmir, Adana, Bodrum, Trabzon, Van, Dalaman, Kayseri, Gaziantep, Diyarbakır, Elazığ, Gazipaşa, Hatay, Konya, Malatya, Samsun, Muş, Ordu-Giresun, Sivas, Şanlıurfa, Erzurum, Batman, Erzincan, Mardin ve Kars’a uçuş gerçekleştirecek. Ayrıca İzmir’den Adana, Ankara, Mardin, Elazığ, Kayseri, Samsun ve Trabzon’a; Adana’dan Trabzon, Antalya, Bodrum ve Van’a; Ankara’dan ise Antalya ve Bodrum’a uçacak. 4 Haziran itibarıyla yurt içinde 39 hat, 27 destinasyona uçuyoruz. #PegasusSağlıklıUçuşlar pic.twitter.com/420KdMbwCJ — Pegasus Hava Yolları (@ucurbenipegasus) June 2, 2020

Pegasus,4 Haziran itibarıyla yurt içinde 39 hat, 27 destinasyona uçuyor.

COVID-19 pandemisiyle mücadele kapsamında getirilen kısıtlamalar sonrası ilk uçuşunu 1 Haziran’da gerçekleştiren Pegasus Hava Yolları, 4 Haziran’dan itibaren yurt içinde 27 destinasyonda 39 hatta uçmaya başlıyor.

COVID-19 pandemisiyle mücadele kapsamında getirilen kısıtlamalar sonrası ilk uçuşunu 1 Haziran 2020 tarihinde gerçekleştiren Pegasus Hava Yolları, 4 Haziran 2020 tarihi itibarıyla yurt içinde 27 destinasyonda 39 hatta uçmaya başlıyor.

Pegasus Hava Yolları İstanbul Sabiha Gökçen’den Antalya, Ankara, İzmir, Adana, Bodrum, Trabzon, Van, Dalaman, Kayseri, Gaziantep, Diyarbakır, Elazığ, Gazipaşa, Hatay, Konya, Malatya, Samsun, Muş, Ordu-Giresun, Sivas, Şanlıurfa, Erzurum, Batman, Erzincan, Mardin ve Kars’a uçuş gerçekleştirecek. Ayrıca İzmir’den Adana, Ankara, Mardin, Elazığ, Kayseri, Samsun ve Trabzon’a; Adana’dan Trabzon, Antalya, Bodrum ve Van’a; Ankara’dan ise Antalya ve Bodrum’a uçacak.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2ZZiwPG
via IFTTT

SunExpress, Almanya’dan Philipp und Keuntje ve Türkiye’den Communication Partner imzası taşıyan yeni iletişim kampanyasına start veriyor


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/3cpKKWk

SunExpress, Almanya’dan Philipp und Keuntje ve Türkiye’den Communication Partner imzası taşıyan yeni iletişim kampanyasına start veriyor Bu sene 30. yılını kutlayan SunExpress, Avrupa’da ve Türkiye’de hayata geçireceği yeni iletişim kampanyasına start vermeye hazırlanıyor. Almanya’dan Philipp und Keuntje (PUK) ve Türkiye’den Communication Partner ajanslarının iş birliğiyle hazırlanan kampanya, marka imajını güçlendirirken aynı zamanda tatilin, aile ve arkadaş ziyaretlerinin ne kadar özlendiğinin de altını çiziyor. ‘Mutluluğa biletiniz’ sloganıyla hazırlanan kampanya Covid-19 salgını nedeniyle değişen trendlere bağlı olarak kişisel seyahat motivasyonlarına odaklanıyor. Daha önce hiç olmadığı kadar özlemini duyduğumuz anlara vurgu yapan kampanya; uçmaya değil, seyahat etmenin altında yatan duygusal nedenlere dikkat çekiyor. SunExpress CMO’su Kerstin Lomb: “Amacımız, tüm müşterilerimize hitap ederken marka bilinirliğimize katkı sağlayacak bir kampanya yapmaktı. SunExpress, benimsediği Türk misafirperverliğiyle, müşterilerine uçmanın ötesinde deneyimler sunan yenilikçi bir havayolu şirketi. Bu da son derece modern ve esnek bir marka yönetimi gerektiriyor.” ‘Mutluluğa biletiniz’ kampanyası önümüzdeki günlerde hayata geçirilecek.

Bu sene 30. yılını kutlayan SunExpress, Avrupa’da ve Türkiye’de hayata geçireceği yeni iletişim kampanyasına start vermeye hazırlanıyor. Almanya’dan Philipp und Keuntje (PUK) ve Türkiye’den Communication Partner ajanslarının iş birliğiyle hazırlanan kampanya, marka imajını güçlendirirken aynı zamanda tatilin, aile ve arkadaş ziyaretlerinin ne kadar özlendiğinin de altını çiziyor.

‘Mutluluğa biletiniz’ sloganıyla hazırlanan kampanya Covid-19 salgını nedeniyle değişen trendlere bağlı olarak kişisel seyahat motivasyonlarına odaklanıyor. Daha önce hiç olmadığı kadar özlemini duyduğumuz anlara vurgu yapan kampanya; uçmaya değil, seyahat etmenin altında yatan duygusal nedenlere dikkat çekiyor.

SunExpress CMO’su Kerstin Lomb: “Amacımız, tüm müşterilerimize hitap ederken marka bilinirliğimize katkı sağlayacak bir kampanya yapmaktı. SunExpress, benimsediği Türk misafirperverliğiyle, müşterilerine uçmanın ötesinde deneyimler sunan yenilikçi bir havayolu şirketi. Bu da son derece modern ve esnek bir marka yönetimi gerektiriyor.”

‘Mutluluğa biletiniz’ kampanyası önümüzdeki günlerde hayata geçirilecek.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/3cpKKWk
via IFTTT