4 Şubat 2020 Salı

KADIN VE DÜNYA HAVACILIĞI SEMPOZYUMU


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/31ntlK8

Türk Hava Yolları, Namağlup Çeyrek Finalde!


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2Uq50le

Turkish Cargo’da Organizasyon Değişikliği Turkish Cargo yaptığı yazılı duyuru ile iş ortaklarına organizasyon değişikliğini duyurdu.     Değerli İş Ortaklarımız,   Turkish Cargo Satış Başkan Yardımcılığı (Türkiye) görevine, daha önce Müşteri İlişkileri Başkan Yardımcılığı görevini başarıyla yürüten Sn. Ahmet KAYA getirilmiştir.   Değerli iş ortaklığımızda ve mevcut iş yapış biçimlerinde herhangi bir değişiklik olmayacaktır. Türkiye’nin global hava kargo markası Turkish Cargo olarak, müşterilerimize ve iş ortaklarımıza en iyi hizmeti sunmaya devam edeceğiz.   Saygılarımızla  

Turkish Cargo yaptığı yazılı duyuru ile iş ortaklarına organizasyon değişikliğini duyurdu.

 

 

Değerli İş Ortaklarımız,

 

Turkish Cargo Satış Başkan Yardımcılığı (Türkiye) görevine, daha önce Müşteri İlişkileri Başkan Yardımcılığı görevini başarıyla yürüten Sn. Ahmet KAYA getirilmiştir.

 

Değerli iş ortaklığımızda ve mevcut iş yapış biçimlerinde herhangi bir değişiklik olmayacaktır. Türkiye’nin global hava kargo markası Turkish Cargo olarak, müşterilerimize ve iş ortaklarımıza en iyi hizmeti sunmaya devam edeceğiz.

 

Saygılarımızla

 



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2GWNL3f
via IFTTT

KUŞAK VE YOL PROJESİ TÜRKİYE ÜZERİNDEN AFRİKA’YA YAPILAN İHRACATI ARTIRACAK Kuşak ve Yol Projesi, 2013 yılından bu yana hem Türk lojistik sektörünün hem de UTİKAD’ın gündeminde önemli bir yer tutuyor. Yıllar içinde söz aldığımız hemen her platformda Bir Kuşak Bir Yol Projesi’nin ülkemiz için önemine dikkat çekmeye çalıştık. Çünkü bu projenin bir parçası olabilmenin ülkemizin dış ticareti ve lojistik sektörünün uluslararası aktarma merkezi olma hedefi açısından önemi büyüktür. Bilindiği üzere projede Çin ile Avrupa bağlantısı çoğunlukla Rusya üzerinden sağlanmaktadır. Ancak o hat üzerinde zaman içinde yoğun bir trafik oluşmuş bulunmaktadır; özellikle de varış terminallerinde trenlerin çok ciddi bekleme durumu söz konusudur. Bu sebeplerden dolayı Çin’in, bu operasyonun Türkiye üzerinden yapılıp yapılamayacağı noktasında bir arayış içinde olduğunu söylemek mümkündür. Bunun yapılabilirliği de geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen test treniyle de ortaya konmuş oldu. 15 Ekim 2019 tarihinde Çin’in Şian şehrinden yola çıkan yük treni 5 Kasım’da Kars’tan Türkiye’ye giriş yaptı. Yaklaşık 42 TIR’a eşdeğer elektronik ürün yükünü taşıyan China Railway Ekspress, toplam uzunluğu 820 metre olan 42 adet konteyner yüklü vagonla; 2 kıta, 10 ülke, 2 denizi aşarak, 12 günde 11 bin 483 kilometre yol kat etti. Bu taşıma ile Çin’den Avrupa’ya Demir İpek Yolu Orta Koridor ve Türkiye üzerinden yapılan ilk tren seferi düzenlenmiş ve ayrıca Marmaray tüp geçitten Avrupa yakasına geçen ilk uluslararası yük treni deneyimlenmiş oldu. Projenin Türkiye ekonomisini nasıl etkileyeceğine dair çok ciddi tartışmalar da yapılmaktadır. Piyasalarda “Kuşak-Yol, Çin malının Avrupa’ya Türkiye üzerinden ucuza gitmesine imkan vereceği için Türkiye Avrupa’daki rekabetçiliğinde zarara uğrayacak” endişesi yaşandığını da biliyoruz. Bu noktada “Kuşak ve Yol’un ekonomik ve kültürel açıdan ülkemize yapacağı olumlu ve olumsuz etkileri incelemek için DEİK tarafından “Türkiye’nin Kuşak ve Yol Girişimi’ndeki Konumlandırılması Raporu” hazırlanmıştır. Bu raporun sonucunda Kuşak ve Yol Projesi’nin ülkemize birçok anlamda yarar sağlayacağı ortaya konulmaktadır. Bir Kuşak Bir Yol Projesi öncelikle ekonomik olarak ülkemize büyük bir yatırım potansiyeli sağlamaktadır. Çin son zamanlarda klasik mal üretiminden yüksek teknolojili üretime geçiş yapmıştır ancak bunun yanında dünyada özellikle de Afrika’da klasik yöntemlerle üretilen ürünlere hala büyük ihtiyaç bulunmaktadır. Bu açıdan Çin, ülkemizi Afrika ve Güneydoğu Avrupa’ya yönelik bir üretim üssü olarak değerlendirmektedir. Rapordan çıkarılan tespitlerden birine göre Kuşak ve Yol, Türkiye’nin Afrika’ya yapacağı ihracatını da artıracaktır. Çin dünyanın değişik coğrafyalarına gerçekleştirdiği ihracatı artırırken, Afrika yüzde 3’lük oranıyla en az ihracat artışının yaşandığı kıta olmuştur. Tahminlerin tam tersine Afrika’ya olan ihracatın düşük olmasında Çin ile Afrika kültürlerinin uyuşmaması ve buna bağlı olarak Çin ürünlerine gösterilen direnç etkili olmuştur. Bu durum ise Türkiye’ye büyük bir potansiyel sunmaktadır. Projenin, lojistik sektörü özelinde de çok büyük avantajları bulunmaktadır. Güzergaha baktığımızda Türkiye ile Çin arasında Kafkasya bölgesi dikkat çekmektedir. Kafkasya, ülkemizin ihracatını artırmak istediği bir yer olup ancak şu ana kadar yalnızca karayoluyla ulaştığımız bir bölgedir. Karayolu da bilindiği üzere çok maliyetli bir süreçtir. Tren hatlarının çalışmaya başlamasıyla karşılıklı taşımaların artması ve navlunların düşmesi öngörülmektedir. UTİKAD olarak ülkemizin bu önemli projeden maksimum düzeyde yararlanabilmesi ve rekabetçi olabilmesine ilişkin görüş ve önerilerimizi de önümüzdeki dönemde kamu ile paylaşacağız. Bu noktada tüm hatların sinyalizasyon ve elektrifikasyonunun tamamlanması büyük önem arz etmektedir. Ayrıca yük trenlerinin İstanbul Boğaz geçişinin Marmaray ve/veya Yavuz Sultan Selim Köprüsü üzerinden demiryoluyla kesintisiz ve düzenli yapılmasının sağlanması, İpekyolu güzergahında yeterli sayıda ve hızlı işlem yapılabilen aktarma merkezlerinin oluşturulması ile limanlarımız, istasyonlarımız ve lojistik merkezlerimizin vagon ve yük aktarma operasyonlarına cevap verecek şekilde kurgulanması gerekmektedir. Karadeniz limanlarının kapasitelerinin artması ve konteyner gemi hatlarının güçlenmesiyle birlikte Karadeniz Hattı hem daha ucuz hem de yüksek adetler ile taşıma yapabilecektir. Böylece Rusya’dan geçen Kuzey Koridor ve Türkiye üzerinden geçecek Orta Koridor’a çok ciddi bir alternatif oluşturacaktır. Türkiye bu rekabeti aşabilmek için mutlaka kendi üzerinden geçen güzergahtaki transit hızını arttırmalı ve aktarma merkezlerindeki operasyon hızını ve servis kalitesini yükseltmelidir. Eğer İran üzerindeki ambargo kalkar ise BTK hattına ciddi bir rakip de İran üzerinden geçen Güney Koridoru olacaktır. Çok önemli bir kapasiteye sahip olacak bu koridor Türkmenistan, Özbekistan ve Tacikistan yüklerinin Kazakistan üstünden daha uzun yoldan taşınması yerine, daha hızlı ve ucuz olan İran güzergahından taşınmasını sağlayacaktır. Türkiye ambargo nedeniyle henüz etkin olmayan bu hat için şimdiden hazırlıklı olmalı, Van geçişleri, İstanbul Boğaz/Marmara geçişleri hızlandırılmalı ve güçlendirilmelidir. Ayrıca bu hatlarla Türkiye’ye ulaşan Asya yüklerinin Samsun, Mersin, İskenderun, İzmir, Aliağa, Gemlik, İzmir ve İstanbul limanları üzerinden bölge ülkelerine aktarılması için gerek mevzuat gerekse altyapı hazırlıklarının yapılması gerekmektedir. Emre ELDENER UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı DTO Şubat 2020

Kuşak ve Yol Projesi, 2013 yılından bu yana hem Türk lojistik sektörünün hem de UTİKAD’ın gündeminde önemli bir yer tutuyor. Yıllar içinde söz aldığımız hemen her platformda Bir Kuşak Bir Yol Projesi’nin ülkemiz için önemine dikkat çekmeye çalıştık. Çünkü bu projenin bir parçası olabilmenin ülkemizin dış ticareti ve lojistik sektörünün uluslararası aktarma merkezi olma hedefi açısından önemi büyüktür.

Bilindiği üzere projede Çin ile Avrupa bağlantısı çoğunlukla Rusya üzerinden sağlanmaktadır. Ancak o hat üzerinde zaman içinde yoğun bir trafik oluşmuş bulunmaktadır; özellikle de varış terminallerinde trenlerin çok ciddi bekleme durumu söz konusudur. Bu sebeplerden dolayı Çin’in, bu operasyonun Türkiye üzerinden yapılıp yapılamayacağı noktasında bir arayış içinde olduğunu söylemek mümkündür. Bunun yapılabilirliği de geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen test treniyle de ortaya konmuş oldu. 15 Ekim 2019 tarihinde Çin’in Şian şehrinden yola çıkan yük treni 5 Kasım’da Kars’tan Türkiye’ye giriş yaptı. Yaklaşık 42 TIR’a eşdeğer elektronik ürün yükünü taşıyan China Railway Ekspress, toplam uzunluğu 820 metre olan 42 adet konteyner yüklü vagonla; 2 kıta, 10 ülke, 2 denizi aşarak, 12 günde 11 bin 483 kilometre yol kat etti. Bu taşıma ile Çin’den Avrupa’ya Demir İpek Yolu Orta Koridor ve Türkiye üzerinden yapılan ilk tren seferi düzenlenmiş ve ayrıca Marmaray tüp geçitten Avrupa yakasına geçen ilk uluslararası yük treni deneyimlenmiş oldu.

Projenin Türkiye ekonomisini nasıl etkileyeceğine dair çok ciddi tartışmalar da yapılmaktadır. Piyasalarda “Kuşak-Yol, Çin malının Avrupa’ya Türkiye üzerinden ucuza gitmesine imkan vereceği için Türkiye Avrupa’daki rekabetçiliğinde zarara uğrayacak” endişesi yaşandığını da biliyoruz. Bu noktada “Kuşak ve Yol’un ekonomik ve kültürel açıdan ülkemize yapacağı olumlu ve olumsuz etkileri incelemek için DEİK tarafından “Türkiye’nin Kuşak ve Yol Girişimi’ndeki Konumlandırılması Raporu” hazırlanmıştır. Bu raporun sonucunda Kuşak ve Yol Projesi’nin ülkemize birçok anlamda yarar sağlayacağı ortaya konulmaktadır.

Bir Kuşak Bir Yol Projesi öncelikle ekonomik olarak ülkemize büyük bir yatırım potansiyeli sağlamaktadır. Çin son zamanlarda klasik mal üretiminden yüksek teknolojili üretime geçiş yapmıştır ancak bunun yanında dünyada özellikle de Afrika’da klasik yöntemlerle üretilen ürünlere hala büyük ihtiyaç bulunmaktadır. Bu açıdan Çin, ülkemizi Afrika ve Güneydoğu Avrupa’ya yönelik bir üretim üssü olarak değerlendirmektedir.

Rapordan çıkarılan tespitlerden birine göre Kuşak ve Yol, Türkiye’nin Afrika’ya yapacağı ihracatını da artıracaktır. Çin dünyanın değişik coğrafyalarına gerçekleştirdiği ihracatı artırırken, Afrika yüzde 3’lük oranıyla en az ihracat artışının yaşandığı kıta olmuştur. Tahminlerin tam tersine Afrika’ya olan ihracatın düşük olmasında Çin ile Afrika kültürlerinin uyuşmaması ve buna bağlı olarak Çin ürünlerine gösterilen direnç etkili olmuştur. Bu durum ise Türkiye’ye büyük bir potansiyel sunmaktadır.

Projenin, lojistik sektörü özelinde de çok büyük avantajları bulunmaktadır. Güzergaha baktığımızda Türkiye ile Çin arasında Kafkasya bölgesi dikkat çekmektedir. Kafkasya, ülkemizin ihracatını artırmak istediği bir yer olup ancak şu ana kadar yalnızca karayoluyla ulaştığımız bir bölgedir. Karayolu da bilindiği üzere çok maliyetli bir süreçtir. Tren hatlarının çalışmaya başlamasıyla karşılıklı taşımaların artması ve navlunların düşmesi öngörülmektedir.

UTİKAD olarak ülkemizin bu önemli projeden maksimum düzeyde yararlanabilmesi ve rekabetçi olabilmesine ilişkin görüş ve önerilerimizi de önümüzdeki dönemde kamu ile paylaşacağız. Bu noktada tüm hatların sinyalizasyon ve elektrifikasyonunun tamamlanması büyük önem arz etmektedir. Ayrıca yük trenlerinin İstanbul Boğaz geçişinin Marmaray ve/veya Yavuz Sultan Selim Köprüsü üzerinden demiryoluyla kesintisiz ve düzenli yapılmasının sağlanması, İpekyolu güzergahında yeterli sayıda ve hızlı işlem yapılabilen aktarma merkezlerinin oluşturulması ile limanlarımız, istasyonlarımız ve lojistik merkezlerimizin vagon ve yük aktarma operasyonlarına cevap verecek şekilde kurgulanması gerekmektedir.

Karadeniz limanlarının kapasitelerinin artması ve konteyner gemi hatlarının güçlenmesiyle birlikte Karadeniz Hattı hem daha ucuz hem de yüksek adetler ile taşıma yapabilecektir. Böylece Rusya’dan geçen Kuzey Koridor ve Türkiye üzerinden geçecek Orta Koridor’a çok ciddi bir alternatif oluşturacaktır. Türkiye bu rekabeti aşabilmek için mutlaka kendi üzerinden geçen güzergahtaki transit hızını arttırmalı ve aktarma merkezlerindeki operasyon hızını ve servis kalitesini yükseltmelidir.

Eğer İran üzerindeki ambargo kalkar ise BTK hattına ciddi bir rakip de İran üzerinden geçen Güney Koridoru olacaktır. Çok önemli bir kapasiteye sahip olacak bu koridor Türkmenistan, Özbekistan ve Tacikistan yüklerinin Kazakistan üstünden daha uzun yoldan taşınması yerine, daha hızlı ve ucuz olan İran güzergahından taşınmasını sağlayacaktır. Türkiye ambargo nedeniyle henüz etkin olmayan bu hat için şimdiden hazırlıklı olmalı, Van geçişleri, İstanbul Boğaz/Marmara geçişleri hızlandırılmalı ve güçlendirilmelidir. Ayrıca bu hatlarla Türkiye’ye ulaşan Asya yüklerinin Samsun, Mersin, İskenderun, İzmir, Aliağa, Gemlik, İzmir ve İstanbul limanları üzerinden bölge ülkelerine aktarılması için gerek mevzuat gerekse altyapı hazırlıklarının yapılması gerekmektedir.

Emre ELDENER
UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı
DTO Şubat 2020



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/31rGjGL
via IFTTT

Turkish Cargo’da Organizasyon Değişikliği


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2GWNL3f

KUŞAK VE YOL PROJESİ TÜRKİYE ÜZERİNDEN AFRİKA’YA YAPILAN İHRACATI ARTIRACAK


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/31rGjGL

3 Şubat 2020 Pazartesi

Alman havacılık yetkililerinden İstanbul Havalimanı ve duty free alanlarına övgü Alman Havalimanları Birliği yetkilileri ve dünyanın lider duty free işletmecilerinden Gebr. Heinemann’ın temsilcileri, İstanbul Havalimanı ve Unifree Duty Free alanlarını ziyaret etti. Alman temsilciler İstanbul Havalimanı’nın mimarisinin yanı sıra duty free alanlarındaki yenilikçi yönetim modeline dayalı perakende konseptinden çok etkilendiklerini belirttiler. Istanbul/Hamburg, 03 Şubat 2020.İstanbul Havalimanı bünyesinde dünyanın en büyük duty free alanlarından birini işleten Unifree Duty Free, Alman ortağı Gebr. Heinemann’ın temsilcileri ile birlikte Alman Havalimanları Birliği (ADV) (Arbeitsgemeinschaft Deutscher Verkehrsflughafen)yöneticilerini yeni havalimanında ağırladı. Unifree CEO’su ve İcra Kurulu Başkanı Ali Şenher’in ev sahipliğinde yabancı konuklara, seyahat perakendesi sektörüne ilişkin detaylı bilgiler verildi ve İstanbul Havalimanı’ndaki perakende satış sahalarını kapsayan bir “sahne arkası” turu yaptırıldı. Tek bir çatı altında bin marka, 56 bin metrekarelik ticari alan ve hepsinin yılda 90 milyon yolcu ağırlama kapasitesi olan bir havalimanının bünyesinde yer aldığına vurgu yapan Ali Şenher, “ İstanbul Havalimanı pek çok “en”leri bünyesinde barındırıyor ve yolculara yönelik seyahat perakendesine yepyeni bir tanım getiriyor. Geçen yıllarda ortaklarımızla iş birliği içinde başardıklarımızla büyük gurur duyuyoruz. ADV temsilcilerini ağırlamak ve deneyimlerimizi onlarla paylaşmak bizim için büyük bir zevk” dedi. İstanbul Havalimanı, ‘perakende konsepti’ için örnek proje ADV Yönetici Direktörü Ralph Beisel iseİstanbul Havalimanı’nın mimarisinden ve yenilikçi işletim modelini kullanan perakende satış konseptinden derinden etkilendiklerini belirterek, “Bazı yabancı yolcuların İstanbul’a sadece duty free alanlarındaki alışveriş deneyimini yaşamak için günübirlik gelip dönüyor olduğu gerçeği çok çarpıcı. Ancak tesisleri kendi gözlerinizle gördüğünüzde bunun hiç de şaşırtıcı olmadığını fark ediyorsunuz. Transfer merkezi özelliğine sahip büyük modern havalimanlarına doğrudan katkı sağlayabilecek ideal perakende konseptlerinin nasıl olması gerektiğine çok güzel bir örnek burası” sözlerini kullandı. İstanbul mükemmel bir lokasyon Almanya merkezli Gebr. Heinmann’ın Kurumsal İşler Direktörü Dr. Jennifer Cords iseİstanbul’un lokasyon olarak önemine dikkat çekerek, ““İstanbul Havalimanı, bir araya gelmek için mükemmel bir lokasyon. Uluslararası transfer merkezi özelliğindeki havalimanı her gün dünyanın dört yanından insanları ve markaları bir araya getiriyor. Unifree’nin sınırlar ötesi konukseverliği ve yabancı bir havalimanları birliğini ağırlamakta gösterdikleri açık görüşlülük, bunun göstergesi. Hepimizin ortak bir hedefi var; global duty free pazarını koruma ve büyütme ortak amacına yönelik olarak deneyim ve uzmanlıklarımızı paylaşmak.” diye konuştu. Resim (soldan sağa):Ralph Beisel (Genel Müdür /ADV-Hauptgeschäftsführer), Jan Ambrosius (Regülasyonlar ve Havacılık Dışı İşler Yöneticisi ADV/Fachbereichsleiter Recht, Planungsverfahren und Non-Aviation ADV), Bernhard Persch (Ekonomik ve Havacılık Dışı İşler Yöneticisi ADV /Fachbereichsleiter Wirtschaft, Entgelte und Non-Aviation ADV), Dr. Jennifer Cords (Gebr. Heinemann Kurumsal İşler Direktörü), Andrea Gebbeken (Münih Havalimanı Genel Müdürü) ve Dermot Davitt. Unifree Dutyfree hakkında: Bilginer ve Üstünkaya aileleri tarafından 1975 yılında kurulan Unifree, 1999 yılından itibaren Avrupa’nın en büyük duty free işletmecilerinden biri olan Gebr. Heinemann SE & Co. KG’nin Türk ortağı olarak faaliyetlerini genişletmiştir. Dutyfree sektöründeki derin tecrübesi sayesinde adını tüm Dünya’da her bir kıtaya yayan Unifree; TAV ile ortak olarak kurduğu iştiraki ATU ile, TAV tarafından işletilmekte olan havalimanlarında, YDA tarafından işletilmekte olan Dalaman Havalimanı ve Kosova’da Limak tarafından işletilen Priştina Havalimanı olmak üzere 22 farklı havalimanı, 1 sınır kapısında, 8 farklı ülkede toplam 140.000 metrekarelik alanda, 260 duty free mağazası işletmektedir. Gebr. Heinemann Co.KG, 29 farklı ülkede, 79 havalimanında 330 duty free mağazası işletmektedir.

Alman Havalimanları Birliği yetkilileri ve dünyanın lider duty free işletmecilerinden Gebr. Heinemann’ın temsilcileri, İstanbul Havalimanı ve Unifree Duty Free alanlarını ziyaret etti. Alman temsilciler İstanbul Havalimanı’nın mimarisinin yanı sıra duty free alanlarındaki yenilikçi yönetim modeline dayalı perakende konseptinden çok etkilendiklerini belirttiler.

Istanbul/Hamburg, 03 Şubat 2020.İstanbul Havalimanı bünyesinde dünyanın en büyük duty free alanlarından birini işleten Unifree Duty Free, Alman ortağı Gebr. Heinemann’ın temsilcileri ile birlikte Alman Havalimanları Birliği (ADV) (Arbeitsgemeinschaft Deutscher Verkehrsflughafen)yöneticilerini yeni havalimanında ağırladı. Unifree CEO’su ve İcra Kurulu Başkanı Ali Şenher’in ev sahipliğinde yabancı konuklara, seyahat perakendesi sektörüne ilişkin detaylı bilgiler verildi ve İstanbul Havalimanı’ndaki perakende satış sahalarını kapsayan bir “sahne arkası” turu yaptırıldı.

Tek bir çatı altında bin marka, 56 bin metrekarelik ticari alan ve hepsinin yılda 90 milyon yolcu ağırlama kapasitesi olan bir havalimanının bünyesinde yer aldığına vurgu yapan Ali Şenher, “ İstanbul Havalimanı pek çok “en”leri bünyesinde barındırıyor ve yolculara yönelik seyahat perakendesine yepyeni bir tanım getiriyor. Geçen yıllarda ortaklarımızla iş birliği içinde başardıklarımızla büyük gurur duyuyoruz. ADV temsilcilerini ağırlamak ve deneyimlerimizi onlarla paylaşmak bizim için büyük bir zevk” dedi.

İstanbul Havalimanı, ‘perakende konsepti’ için örnek proje

ADV Yönetici Direktörü Ralph Beisel iseİstanbul Havalimanı’nın mimarisinden ve yenilikçi işletim modelini kullanan perakende satış konseptinden derinden etkilendiklerini belirterek, “Bazı yabancı yolcuların İstanbul’a sadece duty free alanlarındaki alışveriş deneyimini yaşamak için günübirlik gelip dönüyor olduğu gerçeği çok çarpıcı. Ancak tesisleri kendi gözlerinizle gördüğünüzde bunun hiç de şaşırtıcı olmadığını fark ediyorsunuz. Transfer merkezi özelliğine sahip büyük modern havalimanlarına doğrudan katkı sağlayabilecek ideal perakende konseptlerinin nasıl olması gerektiğine çok güzel bir örnek burası” sözlerini kullandı.

İstanbul mükemmel bir lokasyon

Almanya merkezli Gebr. Heinmann’ın Kurumsal İşler Direktörü Dr. Jennifer Cords iseİstanbul’un lokasyon olarak önemine dikkat çekerek, ““İstanbul Havalimanı, bir araya gelmek için mükemmel bir lokasyon. Uluslararası transfer merkezi özelliğindeki havalimanı her gün dünyanın dört yanından insanları ve markaları bir araya getiriyor. Unifree’nin sınırlar ötesi konukseverliği ve yabancı bir havalimanları birliğini ağırlamakta gösterdikleri açık görüşlülük, bunun göstergesi. Hepimizin ortak bir hedefi var; global duty free pazarını koruma ve büyütme ortak amacına yönelik olarak deneyim ve uzmanlıklarımızı paylaşmak.” diye konuştu.

Resim (soldan sağa):Ralph Beisel (Genel Müdür /ADV-Hauptgeschäftsführer), Jan Ambrosius (Regülasyonlar ve Havacılık Dışı İşler Yöneticisi ADV/Fachbereichsleiter Recht, Planungsverfahren und Non-Aviation ADV), Bernhard Persch (Ekonomik ve Havacılık Dışı İşler Yöneticisi ADV /Fachbereichsleiter Wirtschaft, Entgelte und Non-Aviation ADV), Dr. Jennifer Cords (Gebr. Heinemann Kurumsal İşler Direktörü), Andrea Gebbeken (Münih Havalimanı Genel Müdürü) ve Dermot Davitt.

Unifree Dutyfree hakkında: Bilginer ve Üstünkaya aileleri tarafından 1975 yılında kurulan Unifree, 1999 yılından itibaren Avrupa’nın en büyük duty free işletmecilerinden biri olan Gebr. Heinemann SE & Co. KG’nin Türk ortağı olarak faaliyetlerini genişletmiştir. Dutyfree sektöründeki derin tecrübesi sayesinde adını tüm Dünya’da her bir kıtaya yayan Unifree; TAV ile ortak olarak kurduğu iştiraki ATU ile, TAV tarafından işletilmekte olan havalimanlarında, YDA tarafından işletilmekte olan Dalaman Havalimanı ve Kosova’da Limak tarafından işletilen Priştina Havalimanı olmak üzere 22 farklı havalimanı, 1 sınır kapısında, 8 farklı ülkede toplam 140.000 metrekarelik alanda, 260 duty free mağazası işletmektedir. Gebr. Heinemann Co.KG, 29 farklı ülkede, 79 havalimanında 330 duty free mağazası işletmektedir.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/396HxJU
via IFTTT