
havacılık haberleri, havayolu şirketleri ve sivil havacılık ile ilgili meraklarınızı gidermeye, bilgilerinizi güncellemeye davet ediyoruz.
9 Eylül 2019 Pazartesi
Pegasus’un Yarınlara Uçuyoruz Projesi ikinci yılında

Pegasus’un Yarınlara Uçuyoruz Projesi ikinci yılında Pegasus’un Yarınlara Uçuyoruz Projesi ikinci yılında Pegasus Hava Yolları’nın Sivil Toplum için Destek Vakfı (STDV) koordinasyonunda ve Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) yürütücülüğünde başlattığı Yarınlara Uçuyoruz Projesi 2. yılına başlıyor. Bu yıl da gençlerin toplumsal fayda ve dayanışma temelli fikirleri desteklenecek. Pegasus Hava Yolları’nın Sivil Toplum için Destek Vakfı (STDV) koordinasyonunda ve Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) yürütücülüğünde başlattığı Yarınlara Uçuyoruz Projesi 2. yılında da devam ediyor. 18-29 yaş aralığındaki gençlerin Türkiye içindeki toplumsal fayda ve dayanışma temelli fikirlerini desteklemek amacıyla geliştirilen proje kapsamında başvurular, 9 Ekim 2019 tarihine kadar www.yarinlaraucuyoruz.com internet sitesi üzerinden yapılabiliyor. Yarınlara Uçuyoruz Projesi kapsamında ilk yıldan farklı olarak bu yıl kısa listeye giren 40 projenin temsilcileriyle özel bir etkinlikte bir araya gelinecek. İstanbul’da düzenlenecek Proje Günü’nde gençler; Pegasus, STDV ve TOG yöneticileriyle yüz yüze tanışma ve projelerini birlikte geliştirme fırsatı bulacak. Proje Günü’nde geliştirilen projeler arasından 20 proje, teknik değerlendirmelerin ardından Yarınlara Uçuyoruz Değerlendirme Kurulu tarafından 2020 yılında uygulanmak üzere seçilecek. Yarınlara Uçuyoruz Projesi’nin 2. yılında hayata geçirilecek toplam 20 projenin uygulaması için gençlere proje başına 5.000 TL tutarında fon sağlanacak. Pegasus Hava Yolları Hakkında: 1990 yılında charter uçuşlarla havacılık sektörüne giriş yapan Pegasus, 2005 yılında ESAS Holding tarafından satın alınarak düşük maliyetli iş modelini benimsemiştir. Pegasus, uygun ücretle ulaşım imkânı sunan, Türkiye’nin lider düşük maliyetli havayoludur. Hava yolu ile yolculuğun herkesin hakkı olduğuna inanan Pegasus, uyguladığı “low cost (düşük maliyetli hava yolu)” modeli ile misafirlerine uygun fiyatlı, zamanında kalkan ve genç uçaklarla seyahat etme imkânı sağlamaktadır. Pegasus, misafirlerini 35’i yurt içinde, 76’sı yurt dışında olmak üzere toplam 42 ülkede 111 noktaya ulaştırmakta ve İstanbul Sabiha Gökçen üzerinden Türkiye ile Avrupa, Kuzey Afrika, Ortadoğu, Rusya, Orta Asya arasında bağlantılı uçuşlar gerçekleştirmektedir. Sivil Toplum için Destek Vakfı Hakkında: Sivil Toplum için Destek Vakfı sivil toplum ile bağışçılar arasında köprü görevi görmesi için kuruldu. Uyguladığı hibe programlarıyla sivil toplumun gelişimini desteklerken bağışçıların şeffaf, güvenilir, sosyal etkisi yüksek faaliyetleri destekleme ihtiyacını karşılamakta böylece bağışçılarla sivil toplum arasında uzun soluklu ilişkilerin kurulup yürütülmesiyle ilgili kolaylaştırıcı bir misyon üstlenmektedir. Hibe programlarını yürütme tecrübesi kapsamında Yarınlara Uçuyoruz Projesi’nin genel koordinasyon görevini üstlenmiştir. TOG Hakkında: TOG, gençliğin enerjisini toplumsal faydaya dönüştürmeyi amaçlayan bir değişim ve dönüşüm projesidir. Aralık 2002’de kurulan vakıf, gençlerin öncülüğünde ve yetişkinlerin rehberliğinde toplumsal barış, dayanışma ve değişimi amaçlıyor. Toplum Gönüllüsü gençler, üniversitelerinde kulüp, topluluk veya grup olarak örgütlenerek, belirledikleri ihtiyaçlara göre sürdürülebilir sosyal sorumluluk projelerini hayata geçiriyor. Bu projeler, sadece topluma katkı sağlamakla kalmıyor ayrıca gençlerin sorumluluk sahibi aktif bireyler olmalarına yardımcı olarak kişisel gelişimlerini destekliyor.
Pegasus’un Yarınlara Uçuyoruz Projesi ikinci yılında
Pegasus Hava Yolları’nın Sivil Toplum için Destek Vakfı (STDV) koordinasyonunda ve Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) yürütücülüğünde başlattığı Yarınlara Uçuyoruz Projesi 2. yılına başlıyor. Bu yıl da gençlerin toplumsal fayda ve dayanışma temelli fikirleri desteklenecek.
Pegasus Hava Yolları’nın Sivil Toplum için Destek Vakfı (STDV) koordinasyonunda ve Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) yürütücülüğünde başlattığı Yarınlara Uçuyoruz Projesi 2. yılında da devam ediyor. 18-29 yaş aralığındaki gençlerin Türkiye içindeki toplumsal fayda ve dayanışma temelli fikirlerini desteklemek amacıyla geliştirilen proje kapsamında başvurular, 9 Ekim 2019 tarihine kadar www.yarinlaraucuyoruz.com internet sitesi üzerinden yapılabiliyor.
Yarınlara Uçuyoruz Projesi kapsamında ilk yıldan farklı olarak bu yıl kısa listeye giren 40 projenin temsilcileriyle özel bir etkinlikte bir araya gelinecek. İstanbul’da düzenlenecek Proje Günü’nde gençler; Pegasus, STDV ve TOG yöneticileriyle yüz yüze tanışma ve projelerini birlikte geliştirme fırsatı bulacak. Proje Günü’nde geliştirilen projeler arasından 20 proje, teknik değerlendirmelerin ardından Yarınlara Uçuyoruz Değerlendirme Kurulu tarafından 2020 yılında uygulanmak üzere seçilecek. Yarınlara Uçuyoruz Projesi’nin 2. yılında hayata geçirilecek toplam 20 projenin uygulaması için gençlere proje başına 5.000 TL tutarında fon sağlanacak.
Pegasus Hava Yolları Hakkında:
1990 yılında charter uçuşlarla havacılık sektörüne giriş yapan Pegasus, 2005 yılında ESAS Holding tarafından satın alınarak düşük maliyetli iş modelini benimsemiştir. Pegasus, uygun ücretle ulaşım imkânı sunan, Türkiye’nin lider düşük maliyetli havayoludur. Hava yolu ile yolculuğun herkesin hakkı olduğuna inanan Pegasus, uyguladığı “low cost (düşük maliyetli hava yolu)” modeli ile misafirlerine uygun fiyatlı, zamanında kalkan ve genç uçaklarla seyahat etme imkânı sağlamaktadır. Pegasus, misafirlerini 35’i yurt içinde, 76’sı yurt dışında olmak üzere toplam 42 ülkede 111 noktaya ulaştırmakta ve İstanbul Sabiha Gökçen üzerinden Türkiye ile Avrupa, Kuzey Afrika, Ortadoğu, Rusya, Orta Asya arasında bağlantılı uçuşlar gerçekleştirmektedir.
Sivil Toplum için Destek Vakfı Hakkında:
Sivil Toplum için Destek Vakfı sivil toplum ile bağışçılar arasında köprü görevi görmesi için kuruldu. Uyguladığı hibe programlarıyla sivil toplumun gelişimini desteklerken bağışçıların şeffaf, güvenilir, sosyal etkisi yüksek faaliyetleri destekleme ihtiyacını karşılamakta böylece bağışçılarla sivil toplum arasında uzun soluklu ilişkilerin kurulup yürütülmesiyle ilgili kolaylaştırıcı bir misyon üstlenmektedir. Hibe programlarını yürütme tecrübesi kapsamında Yarınlara Uçuyoruz Projesi’nin genel koordinasyon görevini üstlenmiştir.
TOG Hakkında:
TOG, gençliğin enerjisini toplumsal faydaya dönüştürmeyi amaçlayan bir değişim ve dönüşüm projesidir. Aralık 2002’de kurulan vakıf, gençlerin öncülüğünde ve yetişkinlerin rehberliğinde toplumsal barış, dayanışma ve değişimi amaçlıyor. Toplum Gönüllüsü gençler, üniversitelerinde kulüp, topluluk veya grup olarak örgütlenerek, belirledikleri ihtiyaçlara göre sürdürülebilir sosyal sorumluluk projelerini hayata geçiriyor. Bu projeler, sadece topluma katkı sağlamakla kalmıyor ayrıca gençlerin sorumluluk sahibi aktif bireyler olmalarına yardımcı olarak kişisel gelişimlerini destekliyor.

from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2ZPoItL
via IFTTT
Boğaziçi Üniversitesi’nden Senegal’de Gençlere Eğitim

Boğaziçi Üniversitesi’nden Senegal’de Gençlere Eğitim Boğaziçi Üniversitesi’nden Senegal’de Gençlere Eğitim Limak-AIBD-Summa (LAS) tarafından işletilen uluslararası Dakar Havaalanı bünyesinde düzenlenen LAS Academie Programı Senegal’in Dakar şehrinde düzenlenen sertifika töreni ile tamamlandı. Boğaziçi Üniversitesi Yaşamboyu Eğitim Merkezi’nin (BÜYEM) akademik desteği ile gerçekleştirilen programdan 30 öğrenci mezun oldu. Sertifika törenine BÜYEM Müdürü Dr. Tamer Atabarut, Dakar Havaalanı Genel Müdürü Xavier Mary, Turizm ve Ulaştırma Bakanı Alioune Sarr, LAS Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Öztürk ve çok sayıda üst düzey yönetici katıldı. Boğaziçi Üniversitesi Yaşamboyu Eğitim Merkezi işbirliği ile kurulan LAS Akademi’nin 30 Temmuz tarihinde düzenlenen sertifika töreninde bir konuşma yapan BÜYEM Müdürü Dr. Tamer Atabarut, dünyadaki en iyi üniversitelerden biri olan Boğaziçi Üniversitesi’nin Türkiye’de yeni nesil üniversiteler arasında eğitim ve araştırmaya yaptığı sosyal katkılarla önemli bir rol üstlendiğini vurguladı. Dr. Atabarut, yeni nesil üniversitelerin çağımızda artık tamamen eğitim merkezli veya tek disiplinli kurumlar olmaktan çıktıklarını hali hazırda eğitim ve araştırma fonksiyonlarını sosyal projelerle ve bulundukları toplumlara sundukları katkılarla pekiştirmiş kurumlara dönüştüklerini belirtti. Bilgi merkezli ekonominin gelişimiyle, üniversitelerin yaşam boyu eğitimi kullanarak topluma bilgi ve beceri sağlamada önemli bir rol oynamaya başladığını vurgulayan Dr. Atabarut, Boğaziçi Üniversitesi Yaşamboyu Eğitim Merkezi’nin, Üniversite’nin 155 yılı aşan akademik birikimini paylaşma göreviyle ve toplumun ihtiyaçlarını ve çağın gerekliliklerini gözeterek yüksek değerli bir eğitim sunma göreviyle çalışmalarını sürdürdüğünü ifade etti. 17 yıl boyunca merkezin, 5000’in üzerindeki eğitim programıyla yaklaşık 100 bin katılımcıya ulaştığını ekleyen Dr. Tamer Atabarut, ‘’LAS Akademi’yi Boğaziçi Üniversitesi’nin uzmanlığını ülke dışına taşıma konusunda önemli bir fırsat olarak değerlendirmekteyiz. LAS Akademi aracılığıyla bizler, Senegalli üniversite öğrencilerini bu sektördeki istihdamları için güncel bilgi ve donanımı vererek hazırlamayı amaçlıyoruz. Bu eğitim programı ile etkileşimin, iş dünyasının gereklilikleri açısından etkili ve verimli insan kaynağı yaratacağına inanıyoruz. LAS Akademi’nin, Boğaziçi ve diğer paydaşlar arasındaki bu verimli iş birliğinin çok yararlığı olacağının ayrıca endüstri ve üniversiteler arasında iyi bir uygulama olacağının altını çizmek istiyoruz. Gelecek projeler için bunun iyi bir model olacağını umuyorum’’diyerek Boğaziçi Üniversitesi sertifikası alan ve sertifikanın uluslararası denkliğiyle ödüllendirilen mezunları tebrik etti.
Boğaziçi Üniversitesi’nden Senegal’de Gençlere Eğitim
Limak-AIBD-Summa (LAS) tarafından işletilen uluslararası Dakar Havaalanı bünyesinde düzenlenen LAS Academie Programı Senegal’in Dakar şehrinde düzenlenen sertifika töreni ile tamamlandı. Boğaziçi Üniversitesi Yaşamboyu Eğitim Merkezi’nin (BÜYEM) akademik desteği ile gerçekleştirilen programdan 30 öğrenci mezun oldu. Sertifika törenine BÜYEM Müdürü Dr. Tamer Atabarut, Dakar Havaalanı Genel Müdürü Xavier Mary, Turizm ve Ulaştırma Bakanı Alioune Sarr, LAS Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Öztürk ve çok sayıda üst düzey yönetici katıldı.
Boğaziçi Üniversitesi Yaşamboyu Eğitim Merkezi işbirliği ile kurulan LAS Akademi’nin 30 Temmuz tarihinde düzenlenen sertifika töreninde bir konuşma yapan BÜYEM Müdürü Dr. Tamer Atabarut, dünyadaki en iyi üniversitelerden biri olan Boğaziçi Üniversitesi’nin Türkiye’de yeni nesil üniversiteler arasında eğitim ve araştırmaya yaptığı sosyal katkılarla önemli bir rol üstlendiğini vurguladı.
Dr. Atabarut, yeni nesil üniversitelerin çağımızda artık tamamen eğitim merkezli veya tek disiplinli kurumlar olmaktan çıktıklarını hali hazırda eğitim ve araştırma fonksiyonlarını sosyal projelerle ve bulundukları toplumlara sundukları katkılarla pekiştirmiş kurumlara dönüştüklerini belirtti.
Bilgi merkezli ekonominin gelişimiyle, üniversitelerin yaşam boyu eğitimi kullanarak topluma bilgi ve beceri sağlamada önemli bir rol oynamaya başladığını vurgulayan Dr. Atabarut, Boğaziçi Üniversitesi Yaşamboyu Eğitim Merkezi’nin, Üniversite’nin 155 yılı aşan akademik birikimini paylaşma göreviyle ve toplumun ihtiyaçlarını ve çağın gerekliliklerini gözeterek yüksek değerli bir eğitim sunma göreviyle çalışmalarını sürdürdüğünü ifade etti.
17 yıl boyunca merkezin, 5000’in üzerindeki eğitim programıyla yaklaşık 100 bin katılımcıya ulaştığını ekleyen Dr. Tamer Atabarut, ‘’LAS Akademi’yi Boğaziçi Üniversitesi’nin uzmanlığını ülke dışına taşıma konusunda önemli bir fırsat olarak değerlendirmekteyiz. LAS Akademi aracılığıyla bizler, Senegalli üniversite öğrencilerini bu sektördeki istihdamları için güncel bilgi ve donanımı vererek hazırlamayı amaçlıyoruz. Bu eğitim programı ile etkileşimin, iş dünyasının gereklilikleri açısından etkili ve verimli insan kaynağı yaratacağına inanıyoruz.
LAS Akademi’nin, Boğaziçi ve diğer paydaşlar arasındaki bu verimli iş birliğinin çok yararlığı olacağının ayrıca endüstri ve üniversiteler arasında iyi bir uygulama olacağının altını çizmek istiyoruz. Gelecek projeler için bunun iyi bir model olacağını umuyorum’’diyerek Boğaziçi Üniversitesi sertifikası alan ve sertifikanın uluslararası denkliğiyle ödüllendirilen mezunları tebrik etti.

from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2Q0DIBD
via IFTTT
İnternet kullanan her 3 kişiden biri çocuk Okula dönerken öğrenciler için güvenli internet önerileri Bilgisayar, tablet ve telefonlar, artık okul hayatının normalleri haline dönüşürken, çocuk ve gençler dijital hayata neredeyse büyükler kadar dahil olmuş durumda. İnternetteki her üç kişiden biri çocuk. Antivirüs ve internet güvenliği kuruluşu ESET, bu nedenle verilerin güvenliği için öğrencilerin uygulayabileceği 7 tavsiyede bulunuyor. İngiltere merkezli ‘Çocuklara Yönelik Zorbalığı Önleme Ulusal Birliği‘nin (National Society for the Prevention of Cruelty to Children – NSPCC) araştırmasına göre çocukların internetle etkileşimi hayli üst düzeye çıkmış durumda. Buna göre internetteki her üç kişiden biri çocuk. Çocuklar ebeveynlerinden daha bilgili “Bunun bir adım ötesine geçersek, bilişim sistemleri konusunda çocukların ebeveynlerinden daha bilgili olduğunu da söyleyebiliriz“ tespiti yapan ESET Türkiye Ürün ve Pazarlama Müdürü Can Erginkurban, “Yine de çocukların, ebeveynler ve uzmanların denetim ve yönlendirmesine ihtiyacı var. Çünkü gerçek hayattaki tehlikeler ve hatta fazlası internettede var“ dedi. “Çocuk ve gençler önemsemeyebilir ancak veri hırsızlığı pek çok tatsız maddi-manevi tecrübeye dönüşebilir“ uyarısında bulunan Can Erginkurban, özellikle okulda, üniversitede kendi dizüstü bilgisayar, tablet ya da akıllı telefonunu kullanan öğrencilere yönelik tavsiyelerde bulundu. Erginkurban, riskleri minimuma indirmek için şu önerileri yaptı: Güçlü ve farklı parolalar kullanın. Bütün hesaplarınızda farklı ve güçlü parolalar kullandığınızdan emin olun. SMS, mail ve bunun gibi yollarla gelen linklere tıklamayın ve bu tür sitelere parolanızı vermeyin. Hedefi daraltın. Özellikle halka açık bir yerde dizüstü bilgisayarınızı, tablet ve akıllı telefonunuzu kilitlemeden başı boş bırakmayın. Bu cihazlar, sizin bakmadığınız bir anda kolayca çalınabilir. Öte yandan dijital cihazınızı, içinde ne olduğunu açıkça belli etmeyen çantalarda taşımaya ve araçların dışarıdan görünen bölümlerinde bırakmamaya dikkat edilmelidir. Güvenliğinizi güçlendirin. Oltalama uygulamaları ve fidye yazılımları, mobil cihazlar üzerinde de oldukça yaygın bir hale geldi. Dijital dünyada zararlı yazılım sayısı ise 1 milyar adete yaklaşmak üzere. Bu nedenle tüm dijital cihazlarınızı proaktif ve güncel bir internet güvenliği yazılımı ile koruyun.ESET Internet Security; virüs, solucan, truva atı, botnet, rootkit, fidye ve casus yazılımı gibi her türden offline ve online tehdide karşı koruma sağlar. Halka açık Wi-Fi ağlarında dikkatli olun. Herkese açık Wi-Fi ağlarında hiç bir zaman kiminle aynı ağı paylaştığınızdan emin olamazsınız. Bu nedenle özellikle okul ya da cafe gibi yerlerde internet kullanırken çok daha fazla dikkatli olun, gerekirse VPN kullanın. Parasal işlemler yapmamaya özen gösterin. Güncel bir internet güvenliği yazılımı bu konuda da korunmanıza yardımcı olacaktır. Zararı en aza indirin. Kayıp ve çalıntı durumlarında cihazınızı takip edebilmek için cihazınıza takip uygulaması yükleyebilirsiniz. ESET’in Anti-Theft uygulaması bu konuda yardımcı olabilir: https://anti-theft.eset.com. Ayrıca, eğer cihazınızdaki dosyalar şifrelenmiş ise, başka biri bilgisayarınıza erişmiş olsa bile, bilgilerinizden her hangi bir kâr elde edemeyecektir. USB aygıtları virüse karşı kontrol edin. Ders notlarının kaydedildiği ve paylaşıldığı taşınabilir bellekler, korunmayan pek çok sisteme girip çıktığı için virüslerin yayılmasına neden olabiliyorlar. Okul zamanı çok kullanıldıkları için USB’leri güncel bir virüs tarayıcı ile taratmak faydalı olur. Daha da iyisi USB’yi bilgisayarınıza taktığınız anda tarayacak bir güvenlik yazılımı edinin. Aylarca uğraşıp üzerinde çalıştığınız ödevinizin veya bitirme tezinizin çöpe gittiğini görmek istemezsiniz. Ebeveynlerinizi dışlamayın. Cesur olun ve dijital hayatınızdaki etkinliklerinizi mümkün olduğu ölçüde ebeveynlerinizle paylaşın. Oyunlarınıza ve sosyal medyanıza dahil edin, cihazların doğru kullanılmasını anlamalarına yardımcı olun. Sorunlarınızı anlatın. Faydasını mutlaka görürsünüz.
Okula dönerken öğrenciler için güvenli internet önerileri
Bilgisayar, tablet ve telefonlar, artık okul hayatının normalleri haline dönüşürken, çocuk ve gençler dijital hayata neredeyse büyükler kadar dahil olmuş durumda. İnternetteki her üç kişiden biri çocuk. Antivirüs ve internet güvenliği kuruluşu ESET, bu nedenle verilerin güvenliği için öğrencilerin uygulayabileceği 7 tavsiyede bulunuyor.
İngiltere merkezli ‘Çocuklara Yönelik Zorbalığı Önleme Ulusal Birliği‘nin (National Society for the Prevention of Cruelty to Children – NSPCC) araştırmasına göre çocukların internetle etkileşimi hayli üst düzeye çıkmış durumda. Buna göre internetteki her üç kişiden biri çocuk.
Çocuklar ebeveynlerinden daha bilgili
“Bunun bir adım ötesine geçersek, bilişim sistemleri konusunda çocukların ebeveynlerinden daha bilgili olduğunu da söyleyebiliriz“ tespiti yapan ESET Türkiye Ürün ve Pazarlama Müdürü Can Erginkurban, “Yine de çocukların, ebeveynler ve uzmanların denetim ve yönlendirmesine ihtiyacı var. Çünkü gerçek hayattaki tehlikeler ve hatta fazlası internettede var“ dedi.
“Çocuk ve gençler önemsemeyebilir ancak veri hırsızlığı pek çok tatsız maddi-manevi tecrübeye dönüşebilir“ uyarısında bulunan Can Erginkurban, özellikle okulda, üniversitede kendi dizüstü bilgisayar, tablet ya da akıllı telefonunu kullanan öğrencilere yönelik tavsiyelerde bulundu. Erginkurban, riskleri minimuma indirmek için şu önerileri yaptı:
Güçlü ve farklı parolalar kullanın.
Bütün hesaplarınızda farklı ve güçlü parolalar kullandığınızdan emin olun. SMS, mail ve bunun gibi yollarla gelen linklere tıklamayın ve bu tür sitelere parolanızı vermeyin.
Hedefi daraltın.
Özellikle halka açık bir yerde dizüstü bilgisayarınızı, tablet ve akıllı telefonunuzu kilitlemeden başı boş bırakmayın. Bu cihazlar, sizin bakmadığınız bir anda kolayca çalınabilir. Öte yandan dijital cihazınızı, içinde ne olduğunu açıkça belli etmeyen çantalarda taşımaya ve araçların dışarıdan görünen bölümlerinde bırakmamaya dikkat edilmelidir.
Güvenliğinizi güçlendirin.
Oltalama uygulamaları ve fidye yazılımları, mobil cihazlar üzerinde de oldukça yaygın bir hale geldi. Dijital dünyada zararlı yazılım sayısı ise 1 milyar adete yaklaşmak üzere. Bu nedenle tüm dijital cihazlarınızı proaktif ve güncel bir internet güvenliği yazılımı ile koruyun.ESET Internet Security; virüs, solucan, truva atı, botnet, rootkit, fidye ve casus yazılımı gibi her türden offline ve online tehdide karşı koruma sağlar.
Halka açık Wi-Fi ağlarında dikkatli olun.
Herkese açık Wi-Fi ağlarında hiç bir zaman kiminle aynı ağı paylaştığınızdan emin olamazsınız. Bu nedenle özellikle okul ya da cafe gibi yerlerde internet kullanırken çok daha fazla dikkatli olun, gerekirse VPN kullanın. Parasal işlemler yapmamaya özen gösterin. Güncel bir internet güvenliği yazılımı bu konuda da korunmanıza yardımcı olacaktır.
Zararı en aza indirin.
Kayıp ve çalıntı durumlarında cihazınızı takip edebilmek için cihazınıza takip uygulaması yükleyebilirsiniz. ESET’in Anti-Theft uygulaması bu konuda yardımcı olabilir: https://anti-theft.eset.com. Ayrıca, eğer cihazınızdaki dosyalar şifrelenmiş ise, başka biri bilgisayarınıza erişmiş olsa bile, bilgilerinizden her hangi bir kâr elde edemeyecektir.
USB aygıtları virüse karşı kontrol edin. Ders notlarının kaydedildiği ve paylaşıldığı taşınabilir bellekler, korunmayan pek çok sisteme girip çıktığı için virüslerin yayılmasına neden olabiliyorlar. Okul zamanı çok kullanıldıkları için USB’leri güncel bir virüs tarayıcı ile taratmak faydalı olur. Daha da iyisi USB’yi bilgisayarınıza taktığınız anda tarayacak bir güvenlik yazılımı edinin. Aylarca uğraşıp üzerinde çalıştığınız ödevinizin veya bitirme tezinizin çöpe gittiğini görmek istemezsiniz.
Ebeveynlerinizi dışlamayın. Cesur olun ve dijital hayatınızdaki etkinliklerinizi mümkün olduğu ölçüde ebeveynlerinizle paylaşın. Oyunlarınıza ve sosyal medyanıza dahil edin, cihazların doğru kullanılmasını anlamalarına yardımcı olun. Sorunlarınızı anlatın. Faydasını mutlaka görürsünüz.

from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2ZMaFGk
via IFTTT
Velilere “okul korkusu” uyarısı Okul korkusunu ciddiye alın! Yeni eğitim-öğretim yılıyla beraber milyonlarca öğrenci ders başı yaparken, okula yeni başlayan miniklerin ailelerinde de “Çocuğum okul korkusu yaşar mı?” endişesi hakim oluyor. Uzmanlar çocuklar için büyük önem taşıyan okulun ilk günleri konusunda velileri uyarıyor: Çocuğunuzu iyi izleyin… Okula yeni başlayan çocukların uyum süreci; ailelerin ve eğitimcilerin büyük sorunu olabiliyor. “Okul korkusu” ve “ayrılık kaygısı” olarak adlandırılan bu durumla ilgili ailelerin yapması ve yapmaması gerekenler var. Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Sebla Gökçe, okul korkusunun nedenlerini ve nasıl baş edileceğini anlattı. Okul korkusunun daha çok ayrılık kaygısı yaşayan çocuklarda görüldüğünü vurgulayan Doç. Dr. Gökçe, bu çocukların okula başladıklarında, ebeveynleri olmadan yoğun sosyal ortamın içinde kaldıklarında yoğun bir korku, ebeveynden ayrılmama isteği, ağlama, öfke, içe kapanma, anne ve babaya yapışma, karın ağrısı, baş ağrısı hatta bayılma gibi bedensel sorunların da görülebildiğini söyledi. Okul korkusunun ilerleyen günlerde de ortaya çıkabildiğini belirten Gökçe, bu durumun çocukların okul ortamında arkadaş ilişkilerinde sorunlar, akademik zorluk, öğrenme güçlüğü gibi problemler sebebi ile ortaya çıkabileceğine dikkat çekti. Ergenlik döneminde okul korkusu, okul reddi gözlemlenebildiğine dikkat çeken Gökçe, bu durumun ergenlerde sosyal kaygı, arkadaş gruplarına girememe, sosyal kabul hissedememe, otorite ile sorun yaşama gibi sosyal ortam ile ilgili sorunlar veya akademik başarısızlık, performans kaygısı gibi sebeplerle ortaya çıkabileceğini anlattı. Okul korkusu kreşte başlayabilir Günümüzde artık okul korkusu ve ayrılık kaygısının kreş ve anaokulunda başlayabildiğine dikkat çeken Doç. Dr. Gökçe, “Çocuklarda bu dönemde okula girmekte zorluklar, gece uykuya dalamama, uykudan sık uyanma, gün içinde huzursuzluk, irritabilite, evden, anne-babadan ayrılmak istememe gibi sorunlarla karşılaşabiliyoruz ” şeklinde ifade etti. Kreş ve anaokulunda yaşanmamasına karşın okul kaygısının ilkokula başlangıç döneminde de görülebildiğini vurgulayan Doç. Dr. Gökçe, tam da ilkokul çağında çocukların, ölüm, ölümün ardından tekrar yaşamın olmaması gibi ayrılığın geri dönüşsüz hallerini algılayabildikleri için bu dönemde ayrılık ile ilgili olumsuz düşünce, kaygı ve korkuların sık olduğunu dile getirdi. İkinci döneme dikkat! Doç. Dr. Gökçe, okul kaygısı yaşamamış olsa da bazı öğrencilerde Kasım, Aralık ya da ikinci dönemde okul korkusunun, okul reddinin ortaya çıkabildiğini söyledi. Bu durumun daha çok arkadaşları tarafından alay edilmiş veya zorbalığa uğramış çocuklarda ya da akademik zorluk yaşayan dikkat dağınıklığı, öğrenme güçlüğü gibi problemler yaşayan çocuklarda görülebildiğini belirten Gökçe, “Bu konuda ailelerin ve öğretmenlerin çok dikkatli olması gerekiyor. Aile bunu okula gitmek istememe şeklinde görebiliyor. Çocuk sorununu sözel olarak ifade edemediği için okula giderken karın ağrısı, iştahsızlık, uyku bozukluğu, sinirlilik gibi fiziksel semptomlar da görülebiliyor” dedi. Çocukları önceden okula hazırlayın Her çocuk için okula alışma döneminin farklı olabildiğini belirten Doç. Dr. Gökçe, okul kaygısı yaşanmaması için şu önerilerde bulundu: “Ebeveynler okullar açılmadan önce okulda neler olacağını, okulda neyle karşılaşabileceğini çok ayrıntıya girilmeden anlatmalı. Öğretmeni ile okula başlamadan önce tanıştırmak faydalı olacaktır. Okul hazırlıklarıyla çocuk heveslendirilmeli. Okulda olabileceklerle ilgili kitaplar okumak, filmler izlemek, abla-ağabeyin veya ebeveynlerin, okulla ilgili güzel hikayelerini anlatmak da faydalı olabilir. Nasıl davranmalı? Okul korkusu durumunda öğretmenler ile işbirliği yaparak daha yavaş geçişle bir şekilde çocuğun daha çok yanında kalarak, gittikçe uzayan zamanlarda çocuğu okula alıştırmak gereklidir. Fiziksel semptomları dikkate alın! Doç. Dr. Gökçe, çocukların okul korkusunu sözel olarak ifade edemediği zaman fiziksel semptomlar görüldüğünü, midesinin bulandığı ve karnının ağrıdığını söyleyebildiğini belirti. Bunun çocuğun numara yaptığı anlamına gelmediğini dile getiren Gökçe, “Gerçekten böyle hissediyor. Kendini ifade edemediği, baş edemediği, duygusal yükü kaldıramadığı için bedensel semptomlar ortaya çıkıyor. Ailelerin ‘Numara yapıyorsun’ yaklaşımını çok sık görüyoruz. Bu durumu daha çözümsüz hale getirebilir. Çocuğun kaygısını daha da arttırır. Çaresizlik duygularına kapılabilir. Aileler bu belirtilerin varlığını kabul ederek çocuğa doktora gidilmesi gerektiğini söylemeli. Fiziksel nedenlerin araştırılması, eğer yoksa psikolojik nedenlerin araştırılması şarttır.” dedi. Başka çocuklarla karşılaştırmayın Çocukların okul korkusu yaşadığı dönemde ailelerin suçlayıcı olabildiğini ve çocuklarını başka çocuklarla karşılaştırmaya yönelebildiklerini vurgulayan Doç. Dr. Gökçe, ailelerin çocuklarını kesinlikle başka çocuklarla karşılaştırıp güvenlerini kırmamaları gerektiğini belirterek, “Çocuğa karşı suçlayıcı olmamak gerekiyor. Önce çocuğun duygusu neyse onu dinleyip anlamaya çalışıp, anladığımızı gösterip çözüm yoluna gidilmelidir” dedi. Öğretmene büyük görev düşüyor Öğretmenin yaklaşımının da bu süreçte önemli olduğunu belirten Doç. Dr. Sebla Gökçe, “Çocuk için de öğretmenin yaklaşımı çok değerli. Çocuğun duygularını anlayan, farklılıklarını anlayan, aynı zamanda sınır koyabilen bir rolde bulunmalı öğretmen. Çocuk zorluk yaşadığında bunu mutlaka anladığını hissettirmeli” dedi. Okul korkusu bir ayda geçmiyorsa Doç. Dr. Gökçe, her çocuk için birbirinden farklı olmakla birlikte normal gelişen, psikolojik destek ihtiyacı olmayan çocuklarda uyumun yaklaşık bir ayda gerçekleşmesinin beklendiğini söyledi. Gökçe, “Bütün çabalara rağmen bir çocuk okulda duramıyorsa, aileden ayrılamıyorsa, okulda olduğu zamanlar öğrenmeye odaklanıp öğrenme süreci aksıyorsa, sürekli bir üzüntü hali, kaygı hali, duygusallık ve bedensel semptomlar gösteriyorsa uzman desteği almak, çocuk ergen psikiyatrına başvurmak gerekir.” dedi.
Okul korkusunu ciddiye alın!
Yeni eğitim-öğretim yılıyla beraber milyonlarca öğrenci ders başı yaparken, okula yeni başlayan miniklerin ailelerinde de “Çocuğum okul korkusu yaşar mı?” endişesi hakim oluyor. Uzmanlar çocuklar için büyük önem taşıyan okulun ilk günleri konusunda velileri uyarıyor: Çocuğunuzu iyi izleyin…
Okula yeni başlayan çocukların uyum süreci; ailelerin ve eğitimcilerin büyük sorunu olabiliyor. “Okul korkusu” ve “ayrılık kaygısı” olarak adlandırılan bu durumla ilgili ailelerin yapması ve yapmaması gerekenler var. Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Sebla Gökçe, okul korkusunun nedenlerini ve nasıl baş edileceğini anlattı.
Okul korkusunun daha çok ayrılık kaygısı yaşayan çocuklarda görüldüğünü vurgulayan Doç. Dr. Gökçe, bu çocukların okula başladıklarında, ebeveynleri olmadan yoğun sosyal ortamın içinde kaldıklarında yoğun bir korku, ebeveynden ayrılmama isteği, ağlama, öfke, içe kapanma, anne ve babaya yapışma, karın ağrısı, baş ağrısı hatta bayılma gibi bedensel sorunların da görülebildiğini söyledi. Okul korkusunun ilerleyen günlerde de ortaya çıkabildiğini belirten Gökçe, bu durumun çocukların okul ortamında arkadaş ilişkilerinde sorunlar, akademik zorluk, öğrenme güçlüğü gibi problemler sebebi ile ortaya çıkabileceğine dikkat çekti. Ergenlik döneminde okul korkusu, okul reddi gözlemlenebildiğine dikkat çeken Gökçe, bu durumun ergenlerde sosyal kaygı, arkadaş gruplarına girememe, sosyal kabul hissedememe, otorite ile sorun yaşama gibi sosyal ortam ile ilgili sorunlar veya akademik başarısızlık, performans kaygısı gibi sebeplerle ortaya çıkabileceğini anlattı.
Okul korkusu kreşte başlayabilir
Günümüzde artık okul korkusu ve ayrılık kaygısının kreş ve anaokulunda başlayabildiğine dikkat çeken Doç. Dr. Gökçe, “Çocuklarda bu dönemde okula girmekte zorluklar, gece uykuya dalamama, uykudan sık uyanma, gün içinde huzursuzluk, irritabilite, evden, anne-babadan ayrılmak istememe gibi sorunlarla karşılaşabiliyoruz ” şeklinde ifade etti.
Kreş ve anaokulunda yaşanmamasına karşın okul kaygısının ilkokula başlangıç döneminde de görülebildiğini vurgulayan Doç. Dr. Gökçe, tam da ilkokul çağında çocukların, ölüm, ölümün ardından tekrar yaşamın olmaması gibi ayrılığın geri dönüşsüz hallerini algılayabildikleri için bu dönemde ayrılık ile ilgili olumsuz düşünce, kaygı ve korkuların sık olduğunu dile getirdi.
İkinci döneme dikkat!
Doç. Dr. Gökçe, okul kaygısı yaşamamış olsa da bazı öğrencilerde Kasım, Aralık ya da ikinci dönemde okul korkusunun, okul reddinin ortaya çıkabildiğini söyledi. Bu durumun daha çok arkadaşları tarafından alay edilmiş veya zorbalığa uğramış çocuklarda ya da akademik zorluk yaşayan dikkat dağınıklığı, öğrenme güçlüğü gibi problemler yaşayan çocuklarda görülebildiğini belirten Gökçe, “Bu konuda ailelerin ve öğretmenlerin çok dikkatli olması gerekiyor. Aile bunu okula gitmek istememe şeklinde görebiliyor. Çocuk sorununu sözel olarak ifade edemediği için okula giderken karın ağrısı, iştahsızlık, uyku bozukluğu, sinirlilik gibi fiziksel semptomlar da görülebiliyor” dedi.
Çocukları önceden okula hazırlayın
Her çocuk için okula alışma döneminin farklı olabildiğini belirten Doç. Dr. Gökçe, okul kaygısı yaşanmaması için şu önerilerde bulundu:
“Ebeveynler okullar açılmadan önce okulda neler olacağını, okulda neyle karşılaşabileceğini çok ayrıntıya girilmeden anlatmalı. Öğretmeni ile okula başlamadan önce tanıştırmak faydalı olacaktır. Okul hazırlıklarıyla çocuk heveslendirilmeli. Okulda olabileceklerle ilgili kitaplar okumak, filmler izlemek, abla-ağabeyin veya ebeveynlerin, okulla ilgili güzel hikayelerini anlatmak da faydalı olabilir.
Nasıl davranmalı?
Okul korkusu durumunda öğretmenler ile işbirliği yaparak daha yavaş geçişle bir şekilde çocuğun daha çok yanında kalarak, gittikçe uzayan zamanlarda çocuğu okula alıştırmak gereklidir.
Fiziksel semptomları dikkate alın!
Doç. Dr. Gökçe, çocukların okul korkusunu sözel olarak ifade edemediği zaman fiziksel semptomlar görüldüğünü, midesinin bulandığı ve karnının ağrıdığını söyleyebildiğini belirti. Bunun çocuğun numara yaptığı anlamına gelmediğini dile getiren Gökçe, “Gerçekten böyle hissediyor. Kendini ifade edemediği, baş edemediği, duygusal yükü kaldıramadığı için bedensel semptomlar ortaya çıkıyor. Ailelerin ‘Numara yapıyorsun’ yaklaşımını çok sık görüyoruz. Bu durumu daha çözümsüz hale getirebilir. Çocuğun kaygısını daha da arttırır. Çaresizlik duygularına kapılabilir. Aileler bu belirtilerin varlığını kabul ederek çocuğa doktora gidilmesi gerektiğini söylemeli. Fiziksel nedenlerin araştırılması, eğer yoksa psikolojik nedenlerin araştırılması şarttır.” dedi.
Başka çocuklarla karşılaştırmayın
Çocukların okul korkusu yaşadığı dönemde ailelerin suçlayıcı olabildiğini ve çocuklarını başka çocuklarla karşılaştırmaya yönelebildiklerini vurgulayan Doç. Dr. Gökçe, ailelerin çocuklarını kesinlikle başka çocuklarla karşılaştırıp güvenlerini kırmamaları gerektiğini belirterek, “Çocuğa karşı suçlayıcı olmamak gerekiyor. Önce çocuğun duygusu neyse onu dinleyip anlamaya çalışıp, anladığımızı gösterip çözüm yoluna gidilmelidir” dedi.
Öğretmene büyük görev düşüyor
Öğretmenin yaklaşımının da bu süreçte önemli olduğunu belirten Doç. Dr. Sebla Gökçe, “Çocuk için de öğretmenin yaklaşımı çok değerli. Çocuğun duygularını anlayan, farklılıklarını anlayan, aynı zamanda sınır koyabilen bir rolde bulunmalı öğretmen. Çocuk zorluk yaşadığında bunu mutlaka anladığını hissettirmeli” dedi.
Okul korkusu bir ayda geçmiyorsa
Doç. Dr. Gökçe, her çocuk için birbirinden farklı olmakla birlikte normal gelişen, psikolojik destek ihtiyacı olmayan çocuklarda uyumun yaklaşık bir ayda gerçekleşmesinin beklendiğini söyledi. Gökçe, “Bütün çabalara rağmen bir çocuk okulda duramıyorsa, aileden ayrılamıyorsa, okulda olduğu zamanlar öğrenmeye odaklanıp öğrenme süreci aksıyorsa, sürekli bir üzüntü hali, kaygı hali, duygusallık ve bedensel semptomlar gösteriyorsa uzman desteği almak, çocuk ergen psikiyatrına başvurmak gerekir.” dedi.

from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/302qiVs
via IFTTT
Emirates’ten Çok Özel Sonbahar Fırsatı Emirates’ten Çok Özel Sonbahar Fırsatı İnsanlar ile mekânları birbirine bağlayan Emirates Havayolu; 9-22 Eylül 2019 tarihleri arasında İstanbul Sabiha Gökçen ve İstanbul Havalimanı çıkışlı uçuşlarda, Economy Class’ta 54 noktaya avantajlı fiyatlar sunuyor Emirates Havayolu, 9-22 Eylül 2019 tarihleri arasında İstanbul Sabiha Gökçen ve İstanbul Havalimanı çıkışlı satın alınan Economy Class biletlere özel fiyat imkânı sunuyor. Yolcular, bu kampanya kapsamında satın aldıkları biletler ile 9 Eylül- 17 Aralık 2019 tarihleri arasında 503Dolar’a varan indirimlerle seyahat etme fırsatını yakalıyorlar. İstanbul Sabiha Gökçen ve İstanbul Havalimanı çıkışlı özel fiyat fırsatlarından yararlanmak isteyen yolcular, http://www.emirates.com.tr/ sitesini ziyaret edebilirler. Rüya şehir Dubai Dubai’nin büyüleyici atmosferini keşfetmek isteyen yolcular, 503 Dolar’dan başlayan fiyatlarla seyahat edebilecek. Ayrıca yolcular, dünyanın en yüksek binası Burj Khalifa’da muhteşem Dubai manzarasının tadını çıkarıp, hemen yanı başında bulunan 1.500 mağaza ve 150 restoranla kendi kategorisinin en büyüğü konumunda olan Dubai Mall’da alışveriş yapabilir ya da deniz uçağı gezisiyle Dubai’nin muhteşem şehir ve sahil şeridi manzarasını yükseklerden seyredebilirler. 40 dakika süren bu deneyim Dubai Koyu, Burj Khalifa, Burj Al Arab, Palm Jumeriah’a ve Sheikh Zayed yolu üzerindeki Dubai’nin ünlü gökdelenlerini görme fırsatı sunuyor. Dubai, dünyaca ünlü eğlence ve tema parkları ile ailecek tatil yapmak isteyenler için unutulmaz bir eğlence ve deneyim sunuyor. Dünyanın en büyük kapalı eğlence parkı olan Img Worlds of Adventure, Marvel, Cartoon Network, Lost Valley ve IMG bulvarı olmak üzere dört bölümden oluşuyor. 13 Hollywood filmini içeren Motiongate Park ise Ghostbusters, The Hunger Games, Kung Fu Panda, Shrek and How to Train Your Dragon gibi filmlerin tema ve karakterlerini görme şansı sağlıyor, Bollywood Parks Dubai’de renkli filmleri, müzikleri, canlı performansları ve temalı restaurantları, sinema klasikleri eşliğinde keşfetmek mümkün. 2 ve 12 yaş arası çocuklar için 40’tan fazla tur, şov ve altı tema adasından oluşan Legoland Dubai ise 60 milyon LEGO parçasından yaratılan 15,000 modele ev sahipliği yapıyor. Ayrıca, küçük çocuklar için oyun bölümü ve 15 su kaydırağı bulunduruyor. Tropik cennet adası Maldivler Beyaz kum plajları ve kristal mavisi sularıyla doğal güzelliğe sahip Maldivler için bilet fiyatları kişi başı 888 Dolar’dan başlıyor. Beyaz kumsallarıyla birlikte nefes kesen sualtı manzarasıyla yeryüzündeki cennet mekân Maldivler, güneş ve su ülkesi olarak da biliniyor. Dünyanın En Yaşanılabilir Şehri: Melbourne Avustralya‘nın Victoria Eyaleti’nin başkenti ve ülkenin ikinci en kalabalık şehri olan Melbourne’e bilet fiyatları 1067 Dolar’dan başlıyor. Şehir, müzeleri, parkları, tarihi yapıları ile gezginlere son derece zengin seçenekler sunuyor. Melbourne, her yıl yapılan dünyanın en yaşanabilir şehirleri anketlerinde hep zirvede yer alıyor. İdeal yaşam standardı, yaşam kalitesi, düşük suç oranı, şehir planlaması, eğitim, sağlık hizmetleri, toplu ulaşım sistemi bu anketin belirleyicileri arasında yer alıyor. Egzotik ve Gizemli bir tatil için Hong Kong ve Singapur Sahip olduğu yüz ölçümü ile dünyanın en küçük devletlerinden biri olan Singapur gerek ekonomi gerekse de turizm konusunda dünyaya örnek gösterilecek başarıları ile Asya ‘nın en dikkat çeken şehir devletlerinden bir tanesi. Gökdelenlerin gölgesindeki renkli sokakları, sıcak insanları, hoşgörü ve huzurun hâkim olduğu ortamıyla aynı zamanda ziyaretçilerini yatıştıran bir özelliğe sahip. Sigapore’a bilet fiyatları 893 Dolar’dan başlıyor. Köklü geleneklerin ve yüzlerce yıllık öğretilerin merkezi olan Uzak Doğu, büyüleyici doğası, renkli kültürü ve zengin tatlarıyla gizemli ve egzotik bir tatil cenneti. 20. yüzyılın başlarına kadar kendi halinde bir balıkçı kasabası olan Hong Kong, günümüzde gökdelenlerle dolu, rengârenk atmosfere bir şehir hüviyetine bürünmüş halde gezginleri ağırlıyor. Bu renkli şehre bilet fiyatlar 653 Dolar’dan başlıyor. Fiyatlara tüm vergiler ve yakıt harçlarının dâhil olduğu kampanyadan yararlanmak isteyenler biletlerini www.emirates.com.tr sitesi veya tüm Emirates ofis ve seyahat acenteleri üzerinden satın alabiliyor. Rezervasyon ve ayrıntılı bilgi için: Emirates Türkiye Ofisi: 0212 315 45 45 / www.emirates.com.tr Emirates hakkında: Dünyanın en hızlı büyüyen havayolu şirketlerinden Emirates, bugüne kadar 500’ün üzerinde uluslararası ödül kazandı. Emirates, yolcularını altı kıtada, 85 ülkede 158 noktaya taşıyor. Emirates, İstanbul Havalimanı ve İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanlarından haftada toplam 18 uçuş gerçekleştiriyor.
Emirates’ten Çok Özel Sonbahar Fırsatı
İnsanlar ile mekânları birbirine bağlayan Emirates Havayolu; 9-22 Eylül 2019 tarihleri arasında İstanbul Sabiha Gökçen ve İstanbul Havalimanı çıkışlı uçuşlarda, Economy Class’ta 54 noktaya avantajlı fiyatlar sunuyor
Emirates Havayolu, 9-22 Eylül 2019 tarihleri arasında İstanbul Sabiha Gökçen ve İstanbul Havalimanı çıkışlı satın alınan Economy Class biletlere özel fiyat imkânı sunuyor. Yolcular, bu kampanya kapsamında satın aldıkları biletler ile 9 Eylül- 17 Aralık 2019 tarihleri arasında 503Dolar’a varan indirimlerle seyahat etme fırsatını yakalıyorlar.
İstanbul Sabiha Gökçen ve İstanbul Havalimanı çıkışlı özel fiyat fırsatlarından yararlanmak isteyen yolcular, http://www.emirates.com.tr/ sitesini ziyaret edebilirler.
Rüya şehir Dubai
Dubai’nin büyüleyici atmosferini keşfetmek isteyen yolcular, 503 Dolar’dan başlayan fiyatlarla seyahat edebilecek. Ayrıca yolcular, dünyanın en yüksek binası Burj Khalifa’da muhteşem Dubai manzarasının tadını çıkarıp, hemen yanı başında bulunan 1.500 mağaza ve 150 restoranla kendi kategorisinin en büyüğü konumunda olan Dubai Mall’da alışveriş yapabilir ya da deniz uçağı gezisiyle Dubai’nin muhteşem şehir ve sahil şeridi manzarasını yükseklerden seyredebilirler. 40 dakika süren bu deneyim Dubai Koyu, Burj Khalifa, Burj Al Arab, Palm Jumeriah’a ve Sheikh Zayed yolu üzerindeki Dubai’nin ünlü gökdelenlerini görme fırsatı sunuyor.
Dubai, dünyaca ünlü eğlence ve tema parkları ile ailecek tatil yapmak isteyenler için unutulmaz bir eğlence ve deneyim sunuyor. Dünyanın en büyük kapalı eğlence parkı olan Img Worlds of Adventure, Marvel, Cartoon Network, Lost Valley ve IMG bulvarı olmak üzere dört bölümden oluşuyor. 13 Hollywood filmini içeren Motiongate Park ise Ghostbusters, The Hunger Games, Kung Fu Panda, Shrek and How to Train Your Dragon gibi filmlerin tema ve karakterlerini görme şansı sağlıyor, Bollywood Parks Dubai’de renkli filmleri, müzikleri, canlı performansları ve temalı restaurantları, sinema klasikleri eşliğinde keşfetmek mümkün. 2 ve 12 yaş arası çocuklar için 40’tan fazla tur, şov ve altı tema adasından oluşan Legoland Dubai ise 60 milyon LEGO parçasından yaratılan 15,000 modele ev sahipliği yapıyor. Ayrıca, küçük çocuklar için oyun bölümü ve 15 su kaydırağı bulunduruyor.
Tropik cennet adası Maldivler
Beyaz kum plajları ve kristal mavisi sularıyla doğal güzelliğe sahip Maldivler için bilet fiyatları kişi başı 888 Dolar’dan başlıyor. Beyaz kumsallarıyla birlikte nefes kesen sualtı manzarasıyla yeryüzündeki cennet mekân Maldivler, güneş ve su ülkesi olarak da biliniyor.
Dünyanın En Yaşanılabilir Şehri: Melbourne
Avustralya‘nın Victoria Eyaleti’nin başkenti ve ülkenin ikinci en kalabalık şehri olan Melbourne’e bilet fiyatları 1067 Dolar’dan başlıyor. Şehir, müzeleri, parkları, tarihi yapıları ile gezginlere son derece zengin seçenekler sunuyor.
Melbourne, her yıl yapılan dünyanın en yaşanabilir şehirleri anketlerinde hep zirvede yer alıyor. İdeal yaşam standardı, yaşam kalitesi, düşük suç oranı, şehir planlaması, eğitim, sağlık hizmetleri, toplu ulaşım sistemi bu anketin belirleyicileri arasında yer alıyor.
Egzotik ve Gizemli bir tatil için Hong Kong ve Singapur
Sahip olduğu yüz ölçümü ile dünyanın en küçük devletlerinden biri olan Singapur gerek ekonomi gerekse de turizm konusunda dünyaya örnek gösterilecek başarıları ile Asya ‘nın en dikkat çeken şehir devletlerinden bir tanesi. Gökdelenlerin gölgesindeki renkli sokakları, sıcak insanları, hoşgörü ve huzurun hâkim olduğu ortamıyla aynı zamanda ziyaretçilerini yatıştıran bir özelliğe sahip. Sigapore’a bilet fiyatları 893 Dolar’dan başlıyor.
Köklü geleneklerin ve yüzlerce yıllık öğretilerin merkezi olan Uzak Doğu, büyüleyici doğası, renkli kültürü ve zengin tatlarıyla gizemli ve egzotik bir tatil cenneti. 20. yüzyılın başlarına kadar kendi halinde bir balıkçı kasabası olan Hong Kong, günümüzde gökdelenlerle dolu, rengârenk atmosfere bir şehir hüviyetine bürünmüş halde gezginleri ağırlıyor. Bu renkli şehre bilet fiyatlar 653 Dolar’dan başlıyor.
Fiyatlara tüm vergiler ve yakıt harçlarının dâhil olduğu kampanyadan yararlanmak isteyenler biletlerini www.emirates.com.tr sitesi veya tüm Emirates ofis ve seyahat acenteleri üzerinden satın alabiliyor.
Rezervasyon ve ayrıntılı bilgi için:
Emirates Türkiye Ofisi: 0212 315 45 45 / www.emirates.com.tr
Emirates hakkında:
Dünyanın en hızlı büyüyen havayolu şirketlerinden Emirates, bugüne kadar 500’ün üzerinde uluslararası ödül kazandı. Emirates, yolcularını altı kıtada, 85 ülkede 158 noktaya taşıyor. Emirates, İstanbul Havalimanı ve İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanlarından haftada toplam 18 uçuş gerçekleştiriyor.

from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2ZLU59I
via IFTTT