
havacılık haberleri, havayolu şirketleri ve sivil havacılık ile ilgili meraklarınızı gidermeye, bilgilerinizi güncellemeye davet ediyoruz.
21 Ekim 2018 Pazar
BAE Kargo dünyanın üçüncüsü

BAE Kargo dünyanın üçüncüsü

SMS – KAZALAR ve BUNLARDAN NASIL KAÇINILIR? 34

SMS – KAZALAR ve BUNLARDAN NASIL KAÇINILIR? 34 SMS- KAZALAR ve BUNLARDAN NASIL KAÇINILIR? 34 Maliyet Fayda ya Karşı Bir havacılık işletmesini karlı ve emniyetli-güvenli yürütmek için üretim hedefleri ve emniyet hedeflerini yerine getirerek kalıcı bir denge sağlanır. Havacılıkta çalışma alanları tamamen ortadan kaldırılamayacak olan potansiyel güvensiz şartlarla doludur; yine de operasyonlar devam etmek zorundadır. Kimi şirketler “sıfır kaza” hedefini benimsemekte ve “emniyetin onların bir numaralı önceliği” olduğunu beyan etmekteler. Gerçek şu ki, tüm ticari havacılık organizasyonları hayatta kalabilmek için kar etmek zorundadır. Kar veya zarar şirketin üretim hedeflerine ulaşıp ulaşmaması konusu da doğrudan bir göstergedir. Bununla birlikte emniyet sürdürülebilirliği için tehlikeleri ortadan kaldırdığında muhtemelen gerçekleştirmiş olacağı bir önkoşuldur. Çoğu şirket için emniyet ölçütü kazalara dayalı kayıpların olmayışıdır. Fakat sırf geçmişte istenmeyen olayların gerçekleşmemiş olması ve bunların gelecekte de oluşmasını engellemez. Düzensiz emniyet kayıtları yürüten şirketlerde kazaların görülmeyişi bunların emniyetli faaliyet gösterdikleri anlamında değildir. Bir şirket önemli bir kazayı veya kaybı takip etme ile ilgili kar ve zarar beyannamesi üzerinde olumsuz etkisi olabileceğinden dolayı, emniyet-güvenlik sorunu yaşayabilir. Bununla birlikte pek çok şirket yıllardır çok sayıda potansiyel güvensiz koşul altında faaliyetlerini yürütmekte ve bundan dolayı olumsuz sonuçlarla karşılaşmamaktadır. Bu güvensiz koşullar tanımlanmadığı ve ileriye yönelik emniyet yönetimi ile düzeltilmediği sürece şirket “kayıpların bulunmayışı” ile kanıtlandığı şekilde emniyet hedeflerini yerine getirdiğini düşünebilir. İşin gerçeği ise, yalnızca şansı yaver gitmiştir. Emniyet ve kar karşılıklı olarak birbirlerini ortadan kaldıramazlar. Kaliteli havacılık organizasyonları emniyetsiz koşulların düzeltilmesi için yapılan harcamaların uzun vadeli karlılığa yatırım olduğunun farkındalar ve para risk tedbirlerine harcadığı için kazalar veya olaylara dayalı mali kayıplar azaltılmış olur. Düz bir kar-zarar bakış açısından kimi kayıp düzeyleri kabul edilebilir olurken, az sayıda şirket büyük kazaların ekonomik neticelerinin üstesinden gelmeyi başarabilir. Bu nedenle SMS in riskleri ele alışında güçlü bir ekonomik gereklilik yatmaktadır. Bir Havayolunda çalıştığınızı farz edin. Burada söz konusu olan yeni elemanları işe almak veya size niçin o uçuşu almamanıza ve yeni bir pazara girmemenize dair gerekçeler öne sürerek zaman harcayan bir “emniyet bölümü” oluşturmak değildir. Organizasyonunuz içinde, uçuşun nasıl emniyetli kılınacağı veya yeni pazara girmenin en iyi yolu hakkında düşünce yürüten tüm kişilerdir. Söz konusu olan günlük bazda riskleri idare eden, maliyet ile fayda arasında denge kuran ve doğru kararlar alan herkestir. Bir Kazanın Maliyeti Bir kaza veya olayla bağlantılı maliyetler doğrudan, dolaylı ve endüstriyel/sosyal maliyetleri kapsar. Doğrudan maliyetleri takdir etmek genellikle kolaydır. Bunlar uçaktaki hasarları, yaralanmalardan dolayı tazminatları ve mülkiyete verilen zararları kapsarlar ki genellikle sigorta tarafından karşılanırlar. Dolaylı maliyetleri takdir etmek daha zordur. Bunlar sıklıkla karşılanmaz veya sigorta tazminatları tarafından tamamen ödenmez ve etkisi çoğunlukla sonradan ortaya çıkar. Sigorta endüstrisinde genel olarak dolaylı maliyetlerin sigorta altına alınabilecek talebin 5 ila 6 katı olabileceği kabul edilmektedir. Bu maliyetler telafi edilemez ve şunları kapsar: İş ve imaj kaybı; Yasal harçlar ve zarar talepleri; İşçi tazminatları tarafından karşılanmayan tıbbi giderler; Ekipman kullanım kaybı (veya gelir oluşturucu yeterliliklerin kaybı); Yaralanan kişilerden dolayı zaman kaybı ve yedek işçi giderleri; Artan sigorta primleri; Uçak tamir ve temizliği ve Hukuki cezalar. Mehmet Ali Ataman 1.Ekim.2018
SMS- KAZALAR ve BUNLARDAN NASIL KAÇINILIR? 34
Maliyet Fayda ya Karşı
Bir havacılık işletmesini karlı ve emniyetli-güvenli yürütmek için üretim hedefleri ve emniyet hedeflerini yerine getirerek kalıcı bir denge sağlanır. Havacılıkta çalışma alanları tamamen ortadan kaldırılamayacak olan potansiyel güvensiz şartlarla doludur; yine de operasyonlar devam etmek zorundadır.
Kimi şirketler “sıfır kaza” hedefini benimsemekte ve “emniyetin onların bir numaralı önceliği” olduğunu beyan etmekteler. Gerçek şu ki, tüm ticari havacılık organizasyonları hayatta kalabilmek için kar etmek zorundadır. Kar veya zarar şirketin üretim hedeflerine ulaşıp ulaşmaması konusu da doğrudan bir göstergedir. Bununla birlikte emniyet sürdürülebilirliği için tehlikeleri ortadan kaldırdığında muhtemelen gerçekleştirmiş olacağı bir önkoşuldur. Çoğu şirket için emniyet ölçütü kazalara dayalı kayıpların olmayışıdır. Fakat sırf geçmişte istenmeyen olayların gerçekleşmemiş olması ve bunların gelecekte de oluşmasını engellemez. Düzensiz emniyet kayıtları yürüten şirketlerde kazaların görülmeyişi bunların emniyetli faaliyet gösterdikleri anlamında değildir.
Bir şirket önemli bir kazayı veya kaybı takip etme ile ilgili kar ve zarar beyannamesi üzerinde olumsuz etkisi olabileceğinden dolayı, emniyet-güvenlik sorunu yaşayabilir. Bununla birlikte pek çok şirket yıllardır çok sayıda potansiyel güvensiz koşul altında faaliyetlerini yürütmekte ve bundan dolayı olumsuz sonuçlarla karşılaşmamaktadır. Bu güvensiz koşullar tanımlanmadığı
ve ileriye yönelik emniyet yönetimi ile düzeltilmediği sürece şirket “kayıpların bulunmayışı” ile kanıtlandığı şekilde emniyet hedeflerini yerine getirdiğini düşünebilir. İşin gerçeği ise, yalnızca şansı yaver gitmiştir.
Emniyet ve kar karşılıklı olarak birbirlerini ortadan kaldıramazlar. Kaliteli havacılık organizasyonları emniyetsiz koşulların düzeltilmesi için yapılan harcamaların uzun vadeli karlılığa yatırım olduğunun farkındalar ve para risk tedbirlerine harcadığı için kazalar veya olaylara dayalı mali kayıplar azaltılmış olur. Düz bir kar-zarar bakış açısından kimi kayıp düzeyleri kabul edilebilir olurken, az sayıda şirket büyük kazaların ekonomik neticelerinin üstesinden gelmeyi başarabilir. Bu nedenle SMS in riskleri ele alışında güçlü bir ekonomik gereklilik yatmaktadır.
Bir Havayolunda çalıştığınızı farz edin. Burada söz konusu olan yeni elemanları işe almak veya size niçin o uçuşu almamanıza ve yeni bir pazara girmemenize dair gerekçeler öne sürerek zaman harcayan bir “emniyet bölümü” oluşturmak değildir. Organizasyonunuz içinde, uçuşun nasıl emniyetli kılınacağı veya yeni pazara girmenin en iyi yolu hakkında düşünce yürüten tüm kişilerdir. Söz konusu olan günlük bazda riskleri idare eden, maliyet ile fayda arasında denge kuran ve doğru kararlar alan herkestir.
Bir Kazanın Maliyeti
Bir kaza veya olayla bağlantılı maliyetler doğrudan, dolaylı ve endüstriyel/sosyal maliyetleri kapsar. Doğrudan maliyetleri takdir etmek genellikle kolaydır. Bunlar uçaktaki hasarları, yaralanmalardan dolayı tazminatları ve mülkiyete verilen zararları kapsarlar ki genellikle sigorta tarafından karşılanırlar. Dolaylı maliyetleri takdir etmek daha zordur. Bunlar sıklıkla karşılanmaz veya sigorta tazminatları tarafından tamamen ödenmez ve etkisi çoğunlukla sonradan ortaya çıkar.
Sigorta endüstrisinde genel olarak dolaylı maliyetlerin sigorta altına alınabilecek talebin 5 ila 6 katı olabileceği kabul edilmektedir. Bu maliyetler telafi edilemez ve şunları kapsar:
- İş ve imaj kaybı;
- Yasal harçlar ve zarar talepleri;
- İşçi tazminatları tarafından karşılanmayan tıbbi giderler;
- Ekipman kullanım kaybı (veya gelir oluşturucu yeterliliklerin kaybı);
- Yaralanan kişilerden dolayı zaman kaybı ve yedek işçi giderleri;
- Artan sigorta primleri;
- Uçak tamir ve temizliği ve
- Hukuki cezalar.
Mehmet Ali Ataman
1.Ekim.2018

from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2NVCelM
via IFTTT
BAE dünyanın üçüncü büyük hava kargo pazarına sahip olacak

BAE dünyanın üçüncü büyük hava kargo pazarına sahip olacak Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA) tarafından hazırlanan yeni bir rapora göre, BAE 2018 yılında dünyanın en büyük üçüncü hava kargo pazarına sahip olacak. IATA’nın Havayolu Sektörü Tahminlerine göre , BAE’nin 2018’de, sadece ABD’nin (10,054.000 ton) ve Çin’in (5,639,000 ton ) gerisinde kalacağı , yaklaşık 5 milyon ton kargo taşınacağı tahmin ediliyor. Almanya (4.763.000 ton), Hong Kong (4,648,000 ton), Kore (3,487,000 ton), Japonya (3,480,000 ton), Birleşik Krallık (2.808.000 ton), Çin Taipei (2,350,000 ton) ve Hindistan (2,223,000 ton) IATA , havayolu sanayi tahmine göre Katar’ın dünyanın en hızlı büyüyen pazarlarından biri olacağını söylüyor. Raporda, kayda değer bir büyüme yüzde 5,7’lik bileşik yıllık büyüme oranı (CAGR) ile Katar olacak ve 1,484,000 tona ulaşacak. En hızlı büyüyen uluslararası rotalar, yılda yüzde 6,2 ile Orta Doğu ve Asya arasında olacak. Orta Doğu’da (yüzde 4,6), Kuzey Amerika’dan Güney Amerika’ya (yüzde 3.9) ve Avrupa’dan Güney Afrika’ya (yüzde 3,8), güçlü bir şekilde büyüyecek. IATA Orta Doğu’nun tahminlere göre % 4.7’lik bir CAGR ile en hızlı büyüyen bölge olması bekleniyor. Hava kargo, küresel ekonomik sistemde her zamanki gibi hayati bir önem taşıyor. Bu yıl, toplam dünya ticaretinin yüzde 35’ine eşit olan, 6.8 trilyon dolardan fazla mal, dünya çapında hava yoluyla taşınacak. Hava taşımacılığı sektörünün son birkaç yılda gösterdiği büyüme olumlu bir görünüm sunsa da, ticaret savaşları hava kargo için yüksek risk oluşturmaktadır. Hava kargo bu tür ekonomi kısıtlamalar ve ticari korumacılık kısıtlamaları karşısında kırılgandır.
Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA) tarafından hazırlanan yeni bir rapora göre, BAE 2018 yılında dünyanın en büyük üçüncü hava kargo pazarına sahip olacak.
IATA’nın Havayolu Sektörü Tahminlerine göre , BAE’nin 2018’de, sadece ABD’nin (10,054.000 ton) ve Çin’in (5,639,000 ton ) gerisinde kalacağı , yaklaşık 5 milyon ton kargo taşınacağı tahmin ediliyor.
Almanya (4.763.000 ton), Hong Kong (4,648,000 ton), Kore (3,487,000 ton), Japonya (3,480,000 ton), Birleşik Krallık (2.808.000 ton), Çin Taipei (2,350,000 ton) ve Hindistan (2,223,000 ton)
IATA , havayolu sanayi tahmine göre Katar’ın dünyanın en hızlı büyüyen pazarlarından biri olacağını söylüyor.
Raporda, kayda değer bir büyüme yüzde 5,7’lik bileşik yıllık büyüme oranı (CAGR) ile Katar olacak ve 1,484,000 tona ulaşacak.
En hızlı büyüyen uluslararası rotalar, yılda yüzde 6,2 ile Orta Doğu ve Asya arasında olacak. Orta Doğu’da (yüzde 4,6), Kuzey Amerika’dan Güney Amerika’ya (yüzde 3.9) ve Avrupa’dan Güney Afrika’ya (yüzde 3,8), güçlü bir şekilde büyüyecek.
IATA Orta Doğu’nun tahminlere göre % 4.7’lik bir CAGR ile en hızlı büyüyen bölge olması bekleniyor.
Hava kargo, küresel ekonomik sistemde her zamanki gibi hayati bir önem taşıyor.
Bu yıl, toplam dünya ticaretinin yüzde 35’ine eşit olan, 6.8 trilyon dolardan fazla mal, dünya çapında hava yoluyla taşınacak.
Hava taşımacılığı sektörünün son birkaç yılda gösterdiği büyüme olumlu bir görünüm sunsa da, ticaret savaşları hava kargo için yüksek risk oluşturmaktadır. Hava kargo bu tür ekonomi kısıtlamalar ve ticari korumacılık kısıtlamaları karşısında kırılgandır.

from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2OBADGX
via IFTTT
TİM İhracatta Engelleri Aşmak İçin 440 Delegesini İlk Kez İstanbul’da Topladı Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM), 71 bin ihracatçısını temsil eden 440 delegesi ilk kez İstanbul’da bir araya getirdi. TİM Başkanı İsmail Gülle’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen TİM Delegeler Çalıştayı’na, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan katıldı. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Delegeler Çalıştayı, bu yıl ilk kez İstanbul’da düzenlendi. TİM Başkanı İsmail Gülle’nin ev sahipliğinde Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın katılımıyla gerçekleştirilen Çalıştay’a,TİM üyesi 71 bin ihracatçıyı temsilen 440 delege katıldı. Geniş bir katılımın olduğu Çalıştay’da ihracatçıların sorunları ve önerileri masaya yatırıldı. Çalıştay açışında konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, “Üzerimizde oynanmaya çalışılan oyunları gördük, Yaşanan manipülatif dalgalanmaları bertaraf etmeye yönelik olarak gereken tedbirleri aldık ve yeni ekonomik reformları uygulamaya koyduk” diyerek yeni ekonomik ve ticari düzende Türkiye’nin önünü açacak kilit alanların Ar-Ge, yenilik, yüksek teknoloji, katma değer, tasarım, üretim ve markalaşma olduğuna işaret etti. Fuat Oktay şöyle devam etti: “Bu bağlamda, yatırım-üretim-istihdam-ihracat değer zincirini ön plana çıkaran, Ar-Ge, yenilik, tasarım ve markalaşma odaklı bir yaklaşımı öne çıkarıyoruz. Ve bu yaklaşımla yeni devlet destekleri kurguluyor, mevcut desteklerde iyileştirmelere gidiyoruz. Bunun yanı sıra, ihracatçılarımıza sağlanan hizmetlerde basitleştirmelere gidiyor, hizmetlere daha hızlı ulaşılmasına dönük çalışmalar sürdürüyoruz. Her ne pahasına olursa olsun orta gelir tuzağından kurtularak, yeni bir ruh ve atılımla yeni bir hikaye yazacağız. Bu çerçevede, üretim ve ihracata dayalı büyüme hedefimiz yüksek teknolojiye dayalı ve yüksek katma değerli ürünlerimizle hayata geçmelidir.” Fuat Oktay ayrıca “Ayda 20 milyar dolarlık ihracat rakamlarını ilk etapta bıraksak ve yeni hedeflere doğru çok daha hızlı gidebileceğimiz yol haritaları üzerinde dursak. Bunun çok kısa sürede gerçekleştireceğimize, hele hele yıllık 200 milyar dolar ihracat hedefini çok kısa sürede aşabileceğimize yürekten inanıyorum” dedi. Küresel konjonktürdeki tüm olumsuzluklara rağmen önemli başarılar sergileyebilen Türk ihracatçısının, önümüzdeki süreçte yeni başarılara imza atacak güce sahip olduğunu söyleyen Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ise “Biz de Bakanlık olarak, ihracatımızı hem nicelik hem de nitelik açısından artırmak adına politikalarımızı kararlılıkla yürütecek, sizlerin yanında olmaya devam edeceğiz. Bu toplantıyı, ihracat ailemizin bir araya gelip fikir alışverişinde bulunabileceği, önümüzdeki zorlu ama ümit vadeden sürece yönelik istişareler yapılabilecek önemli bir buluşma olarak gördüğümü belirtmek istiyorum. Önümüzdeki süreçte güçlü bir Türkiye’nin varlığı için çok daha fazla çalışmamız, çok daha fazla akıl yormamız gerekmektedir. Bu yeni dönemde hepimize büyük iş düşüyor. İnanıyorum ki sizler de bu düşüncelerimi paylaşıyorsunuz ve bu dönemde de bizimle birlikte yürüyeceksiniz” dedi. “İhracat ailesi ülkemize kurulacak tuzakları bozacak en kritik yapılardan biridir” TİM Başkanı İsmail Gülle de konuşmasında ihracat ailesinin Türkiye’nin yerli gücü ve Türkiye’nin milli gücü olduğunu belirterek “Hiçbir tereddüttüm olmadan şunu ifade etmeliyim ki, ihracat ailesi ülkemize kurulacak tuzakları bozacak en kritik yapılardan biridir. Döviz kurları üzerinden ülkemize karşı oynanan oyunları, döviz kazandırıcı faaliyetleri genişleterek yine biz bozacağız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Hedefimiz bellidir: Hedef dış ticaret fazlası veren Türkiye’dir” dedi. Eylül’de aylık bazda tüm zamanların en yüksek ihracatına ulaşıldığını hatırlatan Gülle, Ekim ayında da şimdiye kadar ki en yüksek aylık ihracat rakamlarından birini duyuracaklarını belirterek bu yıl 170 milyar doları aşarak yeni bir rekor kıracaklarını söyledi. “Güçlü Altyapı, Güçlü İnsan Kaynağı, Güçlü İhracat, Güçlü Ekonomi, Güçlü Türkiye” Devlet Yönetimindeki yenilik taleplerinin hayata geçtiği Genel Seçimlerin arkasından, İhracat ailesinin de değişim için irade göstermesinin bir rastlantı olmadığını söyleyen Gülle; “İhracat, Türkiye’nin değişim ve gelişim unsurlarından biridir, mütemmim cüzüdür. İhracat olmadan gelişim, değişim olmaz. Değişim ve gelişim yoksa ihracat olmaz” şeklinde konuştu. Gülle, 30 Haziran’da iş başına gelen TİM’in yeni yönetimin hedeflerini “Güçlü Altyapı, Güçlü İnsan Kaynağı, Güçlü İhracat, Güçlü Ekonomi ve Güçlü Türkiye” olmak üzere 5G ile özetleyebileceğini belirterek 100 günlük eylem planı çerçevesinde hayata geçirilen projelere ve çalışmalara değindi. Gülle, göreve geldiğinden bu yana TİM’in tarihinde ilk kez Kadın Konseyi oluşturduğunu, TİM İhracat Endeksi’nin kurulduğunu, Türkiye Tanıtım Grubu’na daha fazla işlerlik kazandırıldığını, TİM fonlarının Eximbank’a kullandırıldığını, bankalarla diyaloğun artırıldığını ve TL ile ticaretin teşvik edildiğini anlattı. “Biz ihracatçılar, ülkemizin en önemli ticaret elçileriyiz” diyen Gülle, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sektörlerimizi, ürünlerimizi, tüm dünyaya tanıtma misyonunu, bizler üstleniyoruz. Bu misyonla, kısa sürede birçok faaliyet gerçekleştirdik. Ülke ülke gezerek ihracatımızı, sektörlerimizi anlattık. Ticaret heyetlerimizin vizyonunu değiştirdik. Rekor katılımla 76 ülkeden 106 diplomatik temsilciyi Kapadokya’da buluşarak ticaret diplomasisinde çıtayı yükselttik. Yeni bir Türkiye Ticaret Merkezi Modeli üzerinde çalışıyoruz. Aktif TTM sayımızı 35’e çıkarmayı hedefliyoruz.” “Gerçek ihracat rakamımıza ulaşmak istiyoruz” “Türk ihracatçıları olarak dünyadaki ve komşularımızdaki bu karmaşık ve olumsuz koşullara rağmen devletimize güvenle yola devam ediyoruz, edeceğiz” diyen Gülle, 2023 hedefleri doğrultusunda bundan sonra atacakları adımları şu sözleriyle sıraladı:“Katma değeri yüksek sektörlere öncelik verecek; ihracatımızı Ar-Ge, inovasyon, tasarım ve markalaşma temeline oturtarak girişimciliğe yoğunlaşacağız. Sektörlerimizin tek bir pazara bağlı kalmaması için pazar çeşitlendirmesi çalışmalarına ağırlık vereceğiz. İhracatın tüm ülkeye yayılması ve Anadolu illerimizi ihracata teşvik etmek için yeni ihracatçılar yaratacak bir mentörlük çalışması başlatacağız. Şu anda transit ticaret ve e-ihracat ile ilgili sağlıklı verilere ulaşamıyoruz. Biz bunların kayıt altına alınması için çalışmalar başlattık. Verileri Bakanlığımız öncülüğünde geliştirerek gerçek ihracat rakamımıza ulaşmak istiyoruz.” “Exim 10 milyar dolar daha destek versin, biz ihracatı 20 milyar dolar artıralım” “Cumhurbaşkanlığı politika kurullarından birisinin doğrudan ekonomiyle ilgili olması da son derece isabetli bir karar olmuştur. Bu kurulun görev alanı içinde ihracatçılarla görüş alışverişinde bulunulmasının yer alması, Türkiye’nin önümüzdeki dönemde çok daha büyük bir ihracat sıçraması için gerekli altyapıyı oluşturacaktır” diyen Gülle, ihracatçıların yaşadığı sorunlarla ilgili şunları söyledi: “KDV alacaklarının düzenli ödenmeye başlanacak olması, ihracatçılarımızı finansal olarak rahatlatacak ve rekabet güçlerini artıracaktır. KDV konusunda düzenlemeler yapılıncaya kadar firmaların KDV alacaklarının teminat olarak kullandırılması ve bu alacakların nemalandırılmasını talep ediyoruz. Ayrıca yeni yatırımlara ihtiyacımız var. Bunun önünün açılması için düşük faizli ve miktar sınırlaması olmadan kredi sağlanmasının, son derece faydalı olacağı kanaatindeyiz. Eximbank’a ihracatçılarımıza sağladığı olanaklar ve 2018’de 40 milyar dolara varacak olan destekleri için teşekkür ediyoruz. Bankanın verdiği desteklerin artmasını bekliyoruz ve burada sizlerin önünde şu sözü veriyoruz: Exim 10 milyar dolar daha destek versin, biz ihracatı 20 milyar dolar artıralım. Son olarak, Atatürk Havalimanı’nın taşınmasıyla boşalan arazinin mümkün olan en iyi şekilde değerlendirilmesi, önem arz etmektedir. Bu arazideki binaların olduğu bölümlere, İstanbul’umuza yakışır bir fuar alanı inşa edilmesinin, ülkemiz için önemli bir prestij unsuru olacağına inanıyoruz.”
Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM), 71 bin ihracatçısını temsil eden 440 delegesi ilk kez İstanbul’da bir araya getirdi. TİM Başkanı İsmail Gülle’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen TİM Delegeler Çalıştayı’na, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan katıldı.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Delegeler Çalıştayı, bu yıl ilk kez İstanbul’da düzenlendi. TİM Başkanı İsmail Gülle’nin ev sahipliğinde Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın katılımıyla gerçekleştirilen Çalıştay’a,TİM üyesi 71 bin ihracatçıyı temsilen 440 delege katıldı. Geniş bir katılımın olduğu Çalıştay’da ihracatçıların sorunları ve önerileri masaya yatırıldı.
Çalıştay açışında konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, “Üzerimizde oynanmaya çalışılan oyunları gördük, Yaşanan manipülatif dalgalanmaları bertaraf etmeye yönelik olarak gereken tedbirleri aldık ve yeni ekonomik reformları uygulamaya koyduk” diyerek yeni ekonomik ve ticari düzende Türkiye’nin önünü açacak kilit alanların Ar-Ge, yenilik, yüksek teknoloji, katma değer, tasarım, üretim ve markalaşma olduğuna işaret etti. Fuat Oktay şöyle devam etti: “Bu bağlamda, yatırım-üretim-istihdam-
Fuat Oktay ayrıca “Ayda 20 milyar dolarlık ihracat rakamlarını ilk etapta bıraksak ve yeni hedeflere doğru çok daha hızlı gidebileceğimiz yol haritaları üzerinde dursak. Bunun çok kısa sürede gerçekleştireceğimize, hele hele yıllık 200 milyar dolar ihracat hedefini çok kısa sürede aşabileceğimize yürekten inanıyorum” dedi.
Küresel konjonktürdeki tüm olumsuzluklara rağmen önemli başarılar sergileyebilen Türk ihracatçısının, önümüzdeki süreçte yeni başarılara imza atacak güce sahip olduğunu söyleyen Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ise “Biz de Bakanlık olarak, ihracatımızı hem nicelik hem de nitelik açısından artırmak adına politikalarımızı kararlılıkla yürütecek, sizlerin yanında olmaya devam edeceğiz. Bu toplantıyı, ihracat ailemizin bir araya gelip fikir alışverişinde bulunabileceği, önümüzdeki zorlu ama ümit vadeden sürece yönelik istişareler yapılabilecek önemli bir buluşma olarak gördüğümü belirtmek istiyorum. Önümüzdeki süreçte güçlü bir Türkiye’nin varlığı için çok daha fazla çalışmamız, çok daha fazla akıl yormamız gerekmektedir. Bu yeni dönemde hepimize büyük iş düşüyor. İnanıyorum ki sizler de bu düşüncelerimi paylaşıyorsunuz ve bu dönemde de bizimle birlikte yürüyeceksiniz” dedi.
“İhracat ailesi ülkemize kurulacak tuzakları bozacak en kritik yapılardan biridir”
TİM Başkanı İsmail Gülle de konuşmasında ihracat ailesinin Türkiye’nin yerli gücü ve Türkiye’nin milli gücü olduğunu belirterek “Hiçbir tereddüttüm olmadan şunu ifade etmeliyim ki, ihracat ailesi ülkemize kurulacak tuzakları bozacak en kritik yapılardan biridir. Döviz kurları üzerinden ülkemize karşı oynanan oyunları, döviz kazandırıcı faaliyetleri genişleterek yine biz bozacağız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Hedefimiz bellidir: Hedef dış ticaret fazlası veren Türkiye’dir” dedi.
Eylül’de aylık bazda tüm zamanların en yüksek ihracatına ulaşıldığını hatırlatan Gülle, Ekim ayında da şimdiye kadar ki en yüksek aylık ihracat rakamlarından birini duyuracaklarını belirterek bu yıl 170 milyar doları aşarak yeni bir rekor kıracaklarını söyledi.
“Güçlü Altyapı, Güçlü İnsan Kaynağı, Güçlü İhracat, Güçlü Ekonomi, Güçlü Türkiye”
Devlet Yönetimindeki yenilik taleplerinin hayata geçtiği Genel Seçimlerin arkasından, İhracat ailesinin de değişim için irade göstermesinin bir rastlantı olmadığını söyleyen Gülle; “İhracat, Türkiye’nin değişim ve gelişim unsurlarından biridir, mütemmim cüzüdür. İhracat olmadan gelişim, değişim olmaz. Değişim ve gelişim yoksa ihracat olmaz” şeklinde konuştu.
Gülle, 30 Haziran’da iş başına gelen TİM’in yeni yönetimin hedeflerini “Güçlü Altyapı, Güçlü İnsan Kaynağı, Güçlü İhracat, Güçlü Ekonomi ve Güçlü Türkiye” olmak üzere 5G ile özetleyebileceğini belirterek 100 günlük eylem planı çerçevesinde hayata geçirilen projelere ve çalışmalara değindi. Gülle, göreve geldiğinden bu yana TİM’in tarihinde ilk kez Kadın Konseyi oluşturduğunu, TİM İhracat Endeksi’nin kurulduğunu, Türkiye Tanıtım Grubu’na daha fazla işlerlik kazandırıldığını, TİM fonlarının Eximbank’a kullandırıldığını, bankalarla diyaloğun artırıldığını ve TL ile ticaretin teşvik edildiğini anlattı. “Biz ihracatçılar, ülkemizin en önemli ticaret elçileriyiz” diyen Gülle, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sektörlerimizi, ürünlerimizi, tüm dünyaya tanıtma misyonunu, bizler üstleniyoruz. Bu misyonla, kısa sürede birçok faaliyet gerçekleştirdik. Ülke ülke gezerek ihracatımızı, sektörlerimizi anlattık. Ticaret heyetlerimizin vizyonunu değiştirdik. Rekor katılımla 76 ülkeden 106 diplomatik temsilciyi Kapadokya’da buluşarak ticaret diplomasisinde çıtayı yükselttik. Yeni bir Türkiye Ticaret Merkezi Modeli üzerinde çalışıyoruz. Aktif TTM sayımızı 35’e çıkarmayı hedefliyoruz.”
“Gerçek ihracat rakamımıza ulaşmak istiyoruz”
“Türk ihracatçıları olarak dünyadaki ve komşularımızdaki bu karmaşık ve olumsuz koşullara rağmen devletimize güvenle yola devam ediyoruz, edeceğiz” diyen Gülle, 2023 hedefleri doğrultusunda bundan sonra atacakları adımları şu sözleriyle sıraladı:“Katma değeri yüksek sektörlere öncelik verecek; ihracatımızı Ar-Ge, inovasyon, tasarım ve markalaşma temeline oturtarak girişimciliğe yoğunlaşacağız. Sektörlerimizin tek bir pazara bağlı kalmaması için pazar çeşitlendirmesi çalışmalarına ağırlık vereceğiz. İhracatın tüm ülkeye yayılması ve Anadolu illerimizi ihracata teşvik etmek için yeni ihracatçılar yaratacak bir mentörlük çalışması başlatacağız. Şu anda transit ticaret ve e-ihracat ile ilgili sağlıklı verilere ulaşamıyoruz. Biz bunların kayıt altına alınması için çalışmalar başlattık. Verileri Bakanlığımız öncülüğünde geliştirerek gerçek ihracat rakamımıza ulaşmak istiyoruz.”
“Exim 10 milyar dolar daha destek versin, biz ihracatı 20 milyar dolar artıralım”
“Cumhurbaşkanlığı politika kurullarından birisinin doğrudan ekonomiyle ilgili olması da son derece isabetli bir karar olmuştur. Bu kurulun görev alanı içinde ihracatçılarla görüş alışverişinde bulunulmasının yer alması, Türkiye’nin önümüzdeki dönemde çok daha büyük bir ihracat sıçraması için gerekli altyapıyı oluşturacaktır” diyen Gülle, ihracatçıların yaşadığı sorunlarla ilgili şunları söyledi: “KDV alacaklarının düzenli ödenmeye başlanacak olması, ihracatçılarımızı finansal olarak rahatlatacak ve rekabet güçlerini artıracaktır. KDV konusunda düzenlemeler yapılıncaya kadar firmaların KDV alacaklarının teminat olarak kullandırılması ve bu alacakların nemalandırılmasını talep ediyoruz. Ayrıca yeni yatırımlara ihtiyacımız var. Bunun önünün açılması için düşük faizli ve miktar sınırlaması olmadan kredi sağlanmasının, son derece faydalı olacağı kanaatindeyiz. Eximbank’a ihracatçılarımıza sağladığı olanaklar ve 2018’de 40 milyar dolara varacak olan destekleri için teşekkür ediyoruz. Bankanın verdiği desteklerin artmasını bekliyoruz ve burada sizlerin önünde şu sözü veriyoruz: Exim 10 milyar dolar daha destek versin, biz ihracatı 20 milyar dolar artıralım. Son olarak, Atatürk Havalimanı’nın taşınmasıyla boşalan arazinin mümkün olan en iyi şekilde değerlendirilmesi, önem arz etmektedir. Bu arazideki binaların olduğu bölümlere, İstanbul’umuza yakışır bir fuar alanı inşa edilmesinin, ülkemiz için önemli bir prestij unsuru olacağına inanıyoruz.”

from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2yqEJrk
via IFTTT