14 Eylül 2018 Cuma

İşçilerle Görüşen İGA’dan Basın Açıklamas İGA Genel Müdürü Kadri Samsunlu İşçilerle Görüştü   İstanbul Yeni Havalimanı işletmecisi İGA’nın İcra Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kadri Samsunlu işçilerle bir araya gelerek gündelik hayatlarına ilişkin bazı talep ve sorunlarını dinlemiştir. Samsunlu, yapılan görüşme sonucunda yaşanan sorunların çözümü konusunda çalışmaların başlatılmış olduğunu ve gerekli tedbirlerin en kısa zamanda alınacağını belirtmiştir.   Kamuoyunun bilgisine sunarız.   Saygılarımızla,   İGA Havalimanı İşletmesi

İGA Genel Müdürü Kadri Samsunlu İşçilerle Görüştü

 

İstanbul Yeni Havalimanı işletmecisi İGA’nın İcra Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kadri Samsunlu işçilerle bir araya gelerek gündelik hayatlarına ilişkin bazı talep ve sorunlarını dinlemiştir. Samsunlu, yapılan görüşme sonucunda yaşanan sorunların çözümü konusunda çalışmaların başlatılmış olduğunu ve gerekli tedbirlerin en kısa zamanda alınacağını belirtmiştir.

 

Kamuoyunun bilgisine sunarız.

 

Saygılarımızla,

 

İGA Havalimanı İşletmesi



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2xiXZ8C
via IFTTT

İşçilerle Görüşen İGA’dan Basın Açıklamas


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2xiXZ8C

Büyümek isteyen şirketler robotik süreç otomasyonuna geçiyor


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2p5WdnF

Influencer mı, Basın mı? Sizi Kim İkna Ediyor?


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2Omsy4E

ULUSLARARASI ASKERİ RADAR VE SINIR GÜVENLİĞİ ZİRVESİ 2 EKİM’DE BAŞLIYOR


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2xaFiVw

Büyümek isteyen şirketler robotik süreç otomasyonuna geçiyor Büyümek isteyen şirketler, robotik süreç otomasyonu teknolojisinden faydalanarak maliyetleri düşürürken, iş süreçlerinde verimlilik sağlıyor.  Şirketlerin dijital dönüşüm yolculuklarında en önemli duraklardan birini de otomasyon oluşturuyor. Maliyetlerini düşürerek, süreçlerde verimlilik sağlamak isteyen kurumların ilk tercihi robotik süreç otomasyonu oluyor. Automation Anywhere Kurucu Ortağı ve CRO’su Ankur Kothari, “Robotik süreç otomasyonunda tam verimliliği sağlamak için ilk oturumda başarıya ulaşmak yetmiyor.” diyor ve ekliyor: “Bir strateji çerçevesinde belirlenen robotik süreç otomasyonu projeleriyle bir ivme oluşturarak, her geçen gün daha kompleks iş süreçlerini otomasyonla çözebilir olmak kritik önem taşıyor. Bu sayede yatırımın geri dönüşü sürdürülebilir hale geliyor.” Türkiye pazarındaki tek temsilcisi COMPAREX Turkey ile 19 Ekim Cuma günü Automation Insight ’18 isimli özel bir etkinlik düzenleyecek olan robotik süreç otomasyonu (RPA) lideri Automation Anywhere, iş süreçlerini robotlarla iyileştirirken en yüksek verimliliği elde etmek isteyen şirketlere yedi adımlık bir rota çiziyor: 1. Üst düzey bir destekçi belirleyin Robotik süreç otomasyonunu iş süreçlerine entegre etmek için, mevcut sistemleri tümüyle yenilemek gerekmiyor. Pek çok RPA aracı, gerekli eğitimleri alan son kullanıcıların kolaylıkla yönetebileceği kadar sezgisel bir yapıda tasarlanıyor. Ancak otomasyona alınan süreçlerin mevcut IT yapılanmasıyla uyumlu çalışıp çalışmadığını denetlemek gerekiyor. Ayrıca robotik süreç otomasyonuna yapılan yatırımın tek bir görevi değil, tüm organizasyonu nasıl dönüştüreceğine ilişkin kapsamlı ve stratejik bir vizyon gerekiyor. Bunun için şirketlerin RPA projelerine hem bütçeyle ilgili beklentileri çözüme kavuşturabilecek hem de kullanıcıya dönük konularda inisiyatif alabilecek üst düzey yönetimden bir destekçi atamaları tavsiye ediliyor. 2. Merkezi bir iş planı oluşturun Şirketler genelde robotik süreç otomasyonunu tek bir iş sürecinde test edip, başarılı olması durumunda bir başka sürece uygulama yolunu izliyor. Ancak bu tip dönüşüm yolculuklarında, küçük başarıları bütün şirketi dönüştürecek bir ölçeğe taşımakta zorluk yaşanabiliyor. Automation Anywhere, böylesi bir senaryodan kaçınmak için ilk adımda merkezi bir vizyon ve iş planı kurgulayıp, daha sonra da buna bağlı kalmayı öneriyor. 3. Eğitimi kurum geneline yayın Robotik süreç otomasyonu kurum içinde kabul görmeye başladığında, daha fazla verimlilik, üretkenlik ve maliyet tasarrufu için irili ufaklı pek çok fırsat kendini gösterir. Ancak tüm bu fırsatları, şirketin genel RPA stratejisiyle uyumlu biçimde değerlendirebilmek için çalışanların eğitilmesi gerekiyor. Bu döngünün öncelikle “eğitmenlerin eğitimi” ile başlayacağını belirten Ankur Kothari, “Eğitmenlerin RPA ile elde edilebilecek faydaları tümüyle anlaması son derece önemli. Hangi iş süreçlerinin robotik otomasyona uygun olduğunu bilmeleri, gittikçe daha karmaşık süreçleri otomatik hale getirebilmek için RPA kurulumlarını nasıl geliştireceklerini çözümlemeleri gerekiyor.” diyor. Eğitmenler bu bilgi birikimine sahip olduklarında, bunun çalışanlara, yöneticilere ve RPA stratejisinin diğer paydaşlarına aktarmak kolaylaşıyor. 4. Geliştirme, test ve üretim ortamlarını ayrı tutun Sistem geliştirme yaşam döngüsündeki en iyi pratiklerden biri, uygulamaları geliştirmek, test etmek ve sonrasında üretime almak için ayrı ortamlar oluşturmaktır. Botların geliştirme ortamında oluşturulması, test ortamında işlevselliğinin değerlendirilmesi gerekiyor. Sadece test ekibinin yeşil ışık yaktığı botların üretime geçmesi projenin başarısı için büyük önem taşıyor. 5. RPA görevlerine öncelik verirken şeffaflık sağlayın Dijital dönüşüm atılımında, şirketteki herkesin ana hedeflerin bilincinde olmasını sağlamak başarıyı getiriyor. Bu nedenle hangi iş süreçlerinin nasıl bir sıralamayla robotik otomasyon projesine dahil edileceğini objektif bir çerçevede belirlemek gerekiyor. 6. Otomasyon kararlarını düzenli olarak yeniden değerlendirin Robotik otomasyona geçen süreçleri yöneten kullanıcılarla sürekli iletişim kurmak, dönüşüm sonrası her şeyin doğru işlediğini garanti altına almayı sağlıyor. İyi işleyen süreçlerin sorunlu biçimde otomasyona alınmasını ya da kötü işleyen süreçlerin iyileştirilmeden önce robotik otomasyona geçmesini önlemek ancak böyle mümkün oluyor. 7. Başarıyı paylaşın Robotik süreç otomasyonu hassas bir konu başlığı olduğu için, özellikle kurum çalışanlarına bu dönüşümün nasıl işlediğini açık ve net biçimde anlatmak gerekiyor. RPA dönüşümü boyunca yöneticilerin en önemli görevlerinden biri de RPA ile çözülmesi mümkün olan ve olmayan süreçlerin anlatılması oluyor. Robotik süreç otomasyonu nedeniyle işini tehdit altında hisseden çalışanlara, bu teknolojinin kendilerine nasıl fayda sağladığını açıkça anlatarak endişeleri gidermek kolaylaşıyor.

Büyümek isteyen şirketler, robotik süreç otomasyonu teknolojisinden faydalanarak maliyetleri düşürürken, iş süreçlerinde verimlilik sağlıyor.

 Şirketlerin dijital dönüşüm yolculuklarında en önemli duraklardan birini de otomasyon oluşturuyor. Maliyetlerini düşürerek, süreçlerde verimlilik sağlamak isteyen kurumların ilk tercihi robotik süreç otomasyonu oluyor. Automation Anywhere Kurucu Ortağı ve CRO’su Ankur Kothari, “Robotik süreç otomasyonunda tam verimliliği sağlamak için ilk oturumda başarıya ulaşmak yetmiyor.” diyor ve ekliyor: “Bir strateji çerçevesinde belirlenen robotik süreç otomasyonu projeleriyle bir ivme oluşturarak, her geçen gün daha kompleks iş süreçlerini otomasyonla çözebilir olmak kritik önem taşıyor. Bu sayede yatırımın geri dönüşü sürdürülebilir hale geliyor.”

Türkiye pazarındaki tek temsilcisi COMPAREX Turkey ile 19 Ekim Cuma günü Automation Insight ’18 isimli özel bir etkinlik düzenleyecek olan robotik süreç otomasyonu (RPA) lideri Automation Anywhere, iş süreçlerini robotlarla iyileştirirken en yüksek verimliliği elde etmek isteyen şirketlere yedi adımlık bir rota çiziyor:

1. Üst düzey bir destekçi belirleyin

Robotik süreç otomasyonunu iş süreçlerine entegre etmek için, mevcut sistemleri tümüyle yenilemek gerekmiyor. Pek çok RPA aracı, gerekli eğitimleri alan son kullanıcıların kolaylıkla yönetebileceği kadar sezgisel bir yapıda tasarlanıyor. Ancak otomasyona alınan süreçlerin mevcut IT yapılanmasıyla uyumlu çalışıp çalışmadığını denetlemek gerekiyor. Ayrıca robotik süreç otomasyonuna yapılan yatırımın tek bir görevi değil, tüm organizasyonu nasıl dönüştüreceğine ilişkin kapsamlı ve stratejik bir vizyon gerekiyor. Bunun için şirketlerin RPA projelerine hem bütçeyle ilgili beklentileri çözüme kavuşturabilecek hem de kullanıcıya dönük konularda inisiyatif alabilecek üst düzey yönetimden bir destekçi atamaları tavsiye ediliyor.

2. Merkezi bir iş planı oluşturun

Şirketler genelde robotik süreç otomasyonunu tek bir iş sürecinde test edip, başarılı olması durumunda bir başka sürece uygulama yolunu izliyor. Ancak bu tip dönüşüm yolculuklarında, küçük başarıları bütün şirketi dönüştürecek bir ölçeğe taşımakta zorluk yaşanabiliyor. Automation Anywhere, böylesi bir senaryodan kaçınmak için ilk adımda merkezi bir vizyon ve iş planı kurgulayıp, daha sonra da buna bağlı kalmayı öneriyor.

3. Eğitimi kurum geneline yayın

Robotik süreç otomasyonu kurum içinde kabul görmeye başladığında, daha fazla verimlilik, üretkenlik ve maliyet tasarrufu için irili ufaklı pek çok fırsat kendini gösterir. Ancak tüm bu fırsatları, şirketin genel RPA stratejisiyle uyumlu biçimde değerlendirebilmek için çalışanların eğitilmesi gerekiyor. Bu döngünün öncelikle “eğitmenlerin eğitimi” ile başlayacağını belirten Ankur Kothari, “Eğitmenlerin RPA ile elde edilebilecek faydaları tümüyle anlaması son derece önemli. Hangi iş süreçlerinin robotik otomasyona uygun olduğunu bilmeleri, gittikçe daha karmaşık süreçleri otomatik hale getirebilmek için RPA kurulumlarını nasıl geliştireceklerini çözümlemeleri gerekiyor.” diyor. Eğitmenler bu bilgi birikimine sahip olduklarında, bunun çalışanlara, yöneticilere ve RPA stratejisinin diğer paydaşlarına aktarmak kolaylaşıyor.

4. Geliştirme, test ve üretim ortamlarını ayrı tutun

Sistem geliştirme yaşam döngüsündeki en iyi pratiklerden biri, uygulamaları geliştirmek, test etmek ve sonrasında üretime almak için ayrı ortamlar oluşturmaktır. Botların geliştirme ortamında oluşturulması, test ortamında işlevselliğinin değerlendirilmesi gerekiyor. Sadece test ekibinin yeşil ışık yaktığı botların üretime geçmesi projenin başarısı için büyük önem taşıyor.

5. RPA görevlerine öncelik verirken şeffaflık sağlayın

Dijital dönüşüm atılımında, şirketteki herkesin ana hedeflerin bilincinde olmasını sağlamak başarıyı getiriyor. Bu nedenle hangi iş süreçlerinin nasıl bir sıralamayla robotik otomasyon projesine dahil edileceğini objektif bir çerçevede belirlemek gerekiyor.

6. Otomasyon kararlarını düzenli olarak yeniden değerlendirin

Robotik otomasyona geçen süreçleri yöneten kullanıcılarla sürekli iletişim kurmak, dönüşüm sonrası her şeyin doğru işlediğini garanti altına almayı sağlıyor. İyi işleyen süreçlerin sorunlu biçimde otomasyona alınmasını ya da kötü işleyen süreçlerin iyileştirilmeden önce robotik otomasyona geçmesini önlemek ancak böyle mümkün oluyor.

7. Başarıyı paylaşın

Robotik süreç otomasyonu hassas bir konu başlığı olduğu için, özellikle kurum çalışanlarına bu dönüşümün nasıl işlediğini açık ve net biçimde anlatmak gerekiyor. RPA dönüşümü boyunca yöneticilerin en önemli görevlerinden biri de RPA ile çözülmesi mümkün olan ve olmayan süreçlerin anlatılması oluyor. Robotik süreç otomasyonu nedeniyle işini tehdit altında hisseden çalışanlara, bu teknolojinin kendilerine nasıl fayda sağladığını açıkça anlatarak endişeleri gidermek kolaylaşıyor.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2p5WdnF
via IFTTT

Influencer mı, Basın mı? Sizi Kim İkna Ediyor? Influencer mı, Basın mı? Tüketiciyi Kim İkna Ediyor? Nielsen’in, The Brand Age Dergisi için gerçekleştirdiği araştırma, tüketiciyi basında yer alan ürün tanıtımları ve haberlerin mi, yoksa influencer’ların mı daha çok etkilediğini ortaya koydu. Bireyselliğin kitlesellikten daha çok önem kazandığı çağımızda, pazarlama stratejileri ve kampanyalar da bu doğrultuda kişiye yönelik yapılıyor. Tüketiciler artık kitle odaklı, herkese seslenen reklamlardan ziyade; kendilerini ilgilendiren, kendilerine özel hazırlanan, eğlenceli mesaj taşıyan reklamlarla ilgileniyor. Bu durum pazarlama dünyasına küçük ve kitle odaklı pazar oyuncuları olan influencer’ları dahil ediyor. Ancak markalar dijital platformlara ve günümüzün yarı celebrity marka elçileri olan influencer’lara bütçe ayırırken bir yerde kesmek zorunda kalıyor. Bu alan da genellikle geleneksel medya olarak bilinen gazeteler ve medya kuruluşları oluyor. Ancak sırf takipçi sayısı ve etkileşimi yüksek diye, markanın kimliğiyle ve değerleriyle uyuşmayan bir influencer seçimi, markaya kardan çok zarar getiriyor. Kısa vadede tanıtılan ürün veya içeriğin etkileşimi artmış, çok sayıda kişiye ulaşmış gibi görünse de günün sonunda her marka ‘’ne kadar sattığı’’ ile ilgileniyor. Nielsen, The Brand Age dergisine özel gerçekleştirdiği ‘Influencer’ların Satın Alıma Etkisi’’ araştırması ile uzunca süredir sessiz bir çekişme halinde olan ‘’basın mı, influencer mı?’’ tartışmasında tüketicileri satın alma yolunda kimin daha çok etkilediğini araştırdı. Influencer’lar inandırıcılıklarını günden güne kaybediyor Markaların ciddi yatırımlar yaptığı influencer’lar, alıştığımız üzere reklam yüzleri olan celebrity’ler gibi değil. Celebrity’lerin itibarları ve kariyerleri gereği, sınırlı sayıda markayla anlaşabildikleri ve aynı dönemde aynı kategoride iki markanın yüzü olamayacakları bilinen bir gerçek. Fakat influencer’lar daha bağımsız çalıştıkları için bu reklam kuralları onları pek ilgilendiriyor gibi görünmüyor. Deyim yerindeyse ‘’önüne gelen her markayla anlaşmak’’ kısa vadede onlara büyük gelir sağlasa da, uzun vadede inandırıcılıklarını kaybetmelerine neden oluyor. Zaten takip ettiği influencer’ın çok sık tanıtım yapıp, reklam içerikli gönderiler paylaşması bir süre sonra takipçilerini de bezdiriyor. Takipçisi olduğu influencer’ın ürünler hakkındaki yorumlarının samimi ve kar gütmediğini düşünen sosyal medya kullanıcıları, adeta bir ‘’tanıtım bombardımanı’’na maruz kalınca, influencer’ların sadece ‘’gelir sağladığı için’’ o ürün hakkında olumlu yorumlar yaptığını düşünüyor ve daha fazla inanmıyor. Yüksek fiyatlı ürünlerde basının görüşü dikkate alınıyor Basın her ne kadar medyanın tekelleşmeye doğru gittiği günümüzde birkaç yıldır hızla irtifa kaybetse de, gündemle alakalı olmayan alanlarda hala güvenilirliğini koruyor. Markalar da gazetecinin ve medyanın kamuoyunda oluşturduğu güven algısını kendi lehine kullanmayı tercih ediyor. Bu doğrultuda yayınlarla iş birliğine gidip, reklam içerikli advertorial anlaşmalar da yapıyor. Ancak basın, influencer’lara nazaran tanıtılan ürünün içeriğine, mesleği gereği daha çok hakim. Örneğin yeni çıkan bir telefon modelinin tanıtımını, özelliklerini, piyasadaki diğer ürünlerle kıyaslamasını, olumlu-olumsuz yanlarını bir influencer’dan daha iyi bildiği aşikar. Dolayısıyla yüksek bedel ödediği bir ürün alacak olan tüketici, bir ürünü sırf influencer gönderisinde ondan bahsediyor diye değil, ürün hakkında -olumlu ve olumsuz yanlarıyla- gerçekten bilgi sahibi olacağı bu içeriği satın alma aşamasında daha çok önemsiyor. Tüketici influencer görüşünü sanıldığı kadar önemsemiyor Nielsen Araştırma Şirketi’nin, The Brand Age için gerçekleştirdiği ‘’Sosyal Medya Fenomenlerinin Satın Alıma Etkileri’’ Araştırması’na göre, influencer’lar tüketicileri satın almaya yeterince ikna edemiyor. Araştırmaya göre özellikle teknoloji ürünlerinde tüketiciler, %42’lik bir oran ile basın mensuplarının sözlerini inandırıcı buluyor. Aynı zamanda araştırmaya katılanların %46’sı, ürünle ilgili basında yer alan bilgilerin kendilerini satın almaya ikna edebildiğini düşünüyor. Yine teknoloji ürünleri konusunda tüketiciler, influencer’ların inandırıcılık oranını %32, satın almaya iknasını ise %40 olarak değerlendiriyor. Teknoloji ürünü satın alımlarında sosyal medyanın etkisi Teknoloji yayını yapan basılı mecralar İnandırıcılık %42 Bilgilendiricilik %53 Satın alıma ikna etme %46 Teknoloji yayını yapan dijital mecralar İnandırıcılık %41 Bilgilendiricilik %52 Satın alıma ikna etme %44 Influencer’lar İnandırıcılık %32 Bilgilendiricilik %43 Satın alıma ikna etme %40 Moda ürünlerinde basın öne çıkıyor Tüketiciler farklı bir kategori olan moda ürünlerini satın almadan öncesinde ürün hakkında araştırma yaparken, bu kategoride yayın yapan mecraları önemsiyor. Tüketiciler; moda dergileri, web siteleri ve gazetelerin moda bölümlerini %45 oranında inandırıcı buluyor. Aynı durumun influencer’lara gelindiğinde ise %42 olduğu görülüyor. Sosyal medya kullanıcılarını satın almaya ikna eden tarafın ise %46 ile moda basını olduğu dikkat çekiyor. Influencer’ların satın almaya etkisinin moda konusunda %43 ile teknoloji alanında yaptıkları tanıtımlardan daha fazla olduğu gözlemleniyor. Moda ürünü satın alımlarında sosyal medyanın etkisi Moda yayını yapan basılı mecralar İnandırıcılık %45 Bilgilendiricilik %53 Satın alıma ikna etme %43 Moda yayını yapan dijital mecralar İnandırıcılık %45 Bilgilendiricilik %50 Satın alıma ikna etme %46 Influencer’lar İnandırıcılık %42 Bilgilendiricilik %47 Satın alıma ikna etme %43 Influencer’ların en etkili olduğu alan: Kozmetik Teknoloji ve moda kadar satış oranları son yıllarda oldukça artış gösteren bir diğer alan olan kozmetik ürünlerine gelindiğinde, tüketicilerin influencer’ları bu kategoride daha çok dikkate aldığı görülüyor. Youtube, Instagram gibi platformlarda kozmetik alanlarında içerik üreten ve tanıtım yapan influencer’lar tüketiciler tarafından %42 oranında inandırıcı bulunuyor. Kozmetik ürünler hakkında yayın yapan web siteleri ve diğer sosyal medya platformlardaki basın ise %41’lik az bir farkla geride kalıyor. Influencer’lar kozmetik ürünlere %48’lik dikkat çekici bir oranla satın almaya yönlendirirken, basın mensupları ve yayınlar %46 oranında satın almaya ikna ediyor. Kozmetik ürünü satın alımlarında sosyal medyanın etkisi Kozmetik yayını yapan basılı mecralar İnandırıcılık %45 Bilgilendiricilik %51 Satın alıma ikna etme %45 Kozmetik yayını yapan dijital mecralar İnandırıcılık %41 Bilgilendiricilik %48 Satın alıma ikna etme %49 Influencer’lar İnandırıcılık %42 Bilgilendiricilik %51 Satın alıma ikna etme %48 Ürünler hakkında dijital platformlardan bilgi alınıyor Satın alınan teknoloji ürünlerinin %63’ü, moda ürünlerinin %60’ı, kozmetik ürünlerinin ise %57’si online şekilde alınıyor. Tüketiciler, alışveriş öncesinde alacakları ürünleri %61 ile ürünün kendi resmi web sitesi ve sosyal medya hesaplarından inceliyor. Ardından %32 ile ürün kategorisinde yayın yapan dijital mecralar, %35’lik bir oran ile de influencer’ların Instagram gönderileri ve Youtube videoları inceleniyor. Teknoloji ürünü satın almadan öncesinde bilgi alınan kaynaklar Ürünlerin kendi web siteleri %61 Teknoloji yayını yapan basılı mecralar %19 Teknoloji yayını yapan dijital mecralar %32 Influencer’lar %35 Moda ürünü satın almadan öncesinde bilgi alınan kaynaklar Ürünlerin kendi web siteleri %45 Moda yayını yapan basılı mecralar %25 Moda yayını yapan dijital mecralar %22 Influencer’lar %33 Kozmetik ürünü satın almadan öncesinde bilgi alınan kaynaklar Ürünlerin kendi web siteleri %51 Kozmetik yayını yapan basılı mecralar %20 Kozmetik yayını yapan dijital mecralar %31 Influencer’lar %38

Influencer mı, Basın mı? Tüketiciyi Kim İkna Ediyor?

Nielsen’in, The Brand Age Dergisi için gerçekleştirdiği araştırma, tüketiciyi basında yer alan ürün tanıtımları ve haberlerin mi, yoksa influencer’ların mı daha çok etkilediğini ortaya koydu.

Bireyselliğin kitlesellikten daha çok önem kazandığı çağımızda, pazarlama stratejileri ve kampanyalar da bu doğrultuda kişiye yönelik yapılıyor. Tüketiciler artık kitle odaklı, herkese seslenen reklamlardan ziyade; kendilerini ilgilendiren, kendilerine özel hazırlanan, eğlenceli mesaj taşıyan reklamlarla ilgileniyor. Bu durum pazarlama dünyasına küçük ve kitle odaklı pazar oyuncuları olan influencer’ları dahil ediyor. Ancak markalar dijital platformlara ve günümüzün yarı celebrity marka elçileri olan influencer’lara bütçe ayırırken bir yerde kesmek zorunda kalıyor. Bu alan da genellikle geleneksel medya olarak bilinen gazeteler ve medya kuruluşları oluyor.

Ancak sırf takipçi sayısı ve etkileşimi yüksek diye, markanın kimliğiyle ve değerleriyle uyuşmayan bir influencer seçimi, markaya kardan çok zarar getiriyor. Kısa vadede tanıtılan ürün veya içeriğin etkileşimi artmış, çok sayıda kişiye ulaşmış gibi görünse de günün sonunda her marka ‘’ne kadar sattığı’’ ile ilgileniyor. Nielsen, The Brand Age dergisine özel gerçekleştirdiği ‘Influencer’ların Satın Alıma Etkisi’’ araştırması ile uzunca süredir sessiz bir çekişme halinde olan ‘’basın mı, influencer mı?’’ tartışmasında tüketicileri satın alma yolunda kimin daha çok etkilediğini araştırdı.

Influencer’lar inandırıcılıklarını günden güne kaybediyor

Markaların ciddi yatırımlar yaptığı influencer’lar, alıştığımız üzere reklam yüzleri olan celebrity’ler gibi değil. Celebrity’lerin itibarları ve kariyerleri gereği, sınırlı sayıda markayla anlaşabildikleri ve aynı dönemde aynı kategoride iki markanın yüzü olamayacakları bilinen bir gerçek. Fakat influencer’lar daha bağımsız çalıştıkları için bu reklam kuralları onları pek ilgilendiriyor gibi görünmüyor. Deyim yerindeyse ‘’önüne gelen her markayla anlaşmak’’ kısa vadede onlara büyük gelir sağlasa da, uzun vadede inandırıcılıklarını kaybetmelerine neden oluyor. Zaten takip ettiği influencer’ın çok sık tanıtım yapıp, reklam içerikli gönderiler paylaşması bir süre sonra takipçilerini de bezdiriyor. Takipçisi olduğu influencer’ın ürünler hakkındaki yorumlarının samimi ve kar gütmediğini düşünen sosyal medya kullanıcıları, adeta bir ‘’tanıtım bombardımanı’’na maruz kalınca, influencer’ların sadece ‘’gelir sağladığı için’’ o ürün hakkında olumlu yorumlar yaptığını düşünüyor ve daha fazla inanmıyor.

Yüksek fiyatlı ürünlerde basının görüşü dikkate alınıyor

Basın her ne kadar medyanın tekelleşmeye doğru gittiği günümüzde birkaç yıldır hızla irtifa kaybetse de, gündemle alakalı olmayan alanlarda hala güvenilirliğini koruyor. Markalar da gazetecinin ve medyanın kamuoyunda oluşturduğu güven algısını kendi lehine kullanmayı tercih ediyor. Bu doğrultuda yayınlarla iş birliğine gidip, reklam içerikli advertorial anlaşmalar da yapıyor. Ancak basın, influencer’lara nazaran tanıtılan ürünün içeriğine, mesleği gereği daha çok hakim. Örneğin yeni çıkan bir telefon modelinin tanıtımını, özelliklerini, piyasadaki diğer ürünlerle kıyaslamasını, olumlu-olumsuz yanlarını bir influencer’dan daha iyi bildiği aşikar. Dolayısıyla yüksek bedel ödediği bir ürün alacak olan tüketici, bir ürünü sırf influencer gönderisinde ondan bahsediyor diye değil, ürün hakkında -olumlu ve olumsuz yanlarıyla- gerçekten bilgi sahibi olacağı bu içeriği satın alma aşamasında daha çok önemsiyor.

Tüketici influencer görüşünü sanıldığı kadar önemsemiyor

Nielsen Araştırma Şirketi’nin, The Brand Age için gerçekleştirdiği ‘’Sosyal Medya Fenomenlerinin Satın Alıma Etkileri’’ Araştırması’na göre, influencer’lar tüketicileri satın almaya yeterince ikna edemiyor.

Araştırmaya göre özellikle teknoloji ürünlerinde tüketiciler, %42’lik bir oran ile basın mensuplarının sözlerini inandırıcı buluyor. Aynı zamanda araştırmaya katılanların %46’sı, ürünle ilgili basında yer alan bilgilerin kendilerini satın almaya ikna edebildiğini düşünüyor. Yine teknoloji ürünleri konusunda tüketiciler, influencer’ların inandırıcılık oranını %32, satın almaya iknasını ise %40 olarak değerlendiriyor.

Teknoloji ürünü satın alımlarında sosyal medyanın etkisi


Teknoloji yayını yapan basılı mecralar

İnandırıcılık %42

Bilgilendiricilik %53

Satın alıma ikna etme %46

Teknoloji yayını yapan dijital mecralar

İnandırıcılık %41
Bilgilendiricilik %52
Satın alıma ikna etme %44

Influencer’lar

İnandırıcılık %32
Bilgilendiricilik %43
Satın alıma ikna etme %40

Moda ürünlerinde basın öne çıkıyor

Tüketiciler farklı bir kategori olan moda ürünlerini satın almadan öncesinde ürün hakkında araştırma yaparken, bu kategoride yayın yapan mecraları önemsiyor. Tüketiciler; moda dergileri, web siteleri ve gazetelerin moda bölümlerini %45 oranında inandırıcı buluyor. Aynı durumun influencer’lara gelindiğinde ise %42 olduğu görülüyor. Sosyal medya kullanıcılarını satın almaya ikna eden tarafın ise %46 ile moda basını olduğu dikkat çekiyor. Influencer’ların satın almaya etkisinin moda konusunda %43 ile teknoloji alanında yaptıkları tanıtımlardan daha fazla olduğu gözlemleniyor.

Moda ürünü satın alımlarında sosyal medyanın etkisi

Moda yayını yapan basılı mecralar

İnandırıcılık %45

Bilgilendiricilik %53

Satın alıma ikna etme %43

Moda yayını yapan dijital mecralar

İnandırıcılık %45
Bilgilendiricilik %50
Satın alıma ikna etme %46

Influencer’lar

İnandırıcılık %42
Bilgilendiricilik %47
Satın alıma ikna etme %43

Influencer’ların en etkili olduğu alan: Kozmetik

Teknoloji ve moda kadar satış oranları son yıllarda oldukça artış gösteren bir diğer alan olan kozmetik ürünlerine gelindiğinde, tüketicilerin influencer’ları bu kategoride daha çok dikkate aldığı görülüyor. Youtube, Instagram gibi platformlarda kozmetik alanlarında içerik üreten ve tanıtım yapan influencer’lar tüketiciler tarafından %42 oranında inandırıcı bulunuyor. Kozmetik ürünler hakkında yayın yapan web siteleri ve diğer sosyal medya platformlardaki basın ise %41’lik az bir farkla geride kalıyor. Influencer’lar kozmetik ürünlere %48’lik dikkat çekici bir oranla satın almaya yönlendirirken, basın mensupları ve yayınlar %46 oranında satın almaya ikna ediyor.

Kozmetik ürünü satın alımlarında sosyal medyanın etkisi

Kozmetik yayını yapan basılı mecralar

İnandırıcılık %45

Bilgilendiricilik %51

Satın alıma ikna etme %45

Kozmetik yayını yapan dijital mecralar

İnandırıcılık %41
Bilgilendiricilik %48
Satın alıma ikna etme %49

Influencer’lar

İnandırıcılık %42
Bilgilendiricilik %51
Satın alıma ikna etme %48

Ürünler hakkında dijital platformlardan bilgi alınıyor

Satın alınan teknoloji ürünlerinin %63’ü, moda ürünlerinin %60’ı, kozmetik ürünlerinin ise %57’si online şekilde alınıyor. Tüketiciler, alışveriş öncesinde alacakları ürünleri %61 ile ürünün kendi resmi web sitesi ve sosyal medya hesaplarından inceliyor. Ardından %32 ile ürün kategorisinde yayın yapan dijital mecralar, %35’lik bir oran ile de influencer’ların Instagram gönderileri ve Youtube videoları inceleniyor.

Teknoloji ürünü satın almadan öncesinde bilgi alınan kaynaklar

Ürünlerin kendi web siteleri %61
Teknoloji yayını yapan basılı mecralar %19

Teknoloji yayını yapan dijital mecralar %32

Influencer’lar %35

Moda ürünü satın almadan öncesinde bilgi alınan kaynaklar

Ürünlerin kendi web siteleri %45
Moda yayını yapan basılı mecralar %25

Moda yayını yapan dijital mecralar %22

Influencer’lar %33

Kozmetik ürünü satın almadan öncesinde bilgi alınan kaynaklar

Ürünlerin kendi web siteleri %51
Kozmetik yayını yapan basılı mecralar %20

Kozmetik yayını yapan dijital mecralar %31

Influencer’lar %38



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2Omsy4E
via IFTTT