5 Ağustos 2018 Pazar

SMS – KÜLTÜR 32 SMS –      KÜLTÜR  32   Havacılık şirketlerinde üretim veya hizmet birçok süreçlerin birarada yürütülmesi sonucunda gerçekleşir. Organizasyonlar bunları yürütürken birçok unsurlarla karşılaşır. Tehlikeye düşüren durumlar karşısında organizasyon çalışanlarının tepkileri, emniyetin şekillenmesinde  rol oynamaktadır. Çalışanların sahip oldukları ve birlikte geliştirdikleri değerler, organizasyon içerisindeki tutumlarını veya davranışlarını etkiler. İşte emniyetsiz durumlarda tepkiler bu davranışlarda  görülür. Öncelikle de bu davranışlar diğer çalışanlar tarafından görülür. Sonra organizasyon içerisinde ya güçlenir ya da zayıflanır sonrasında unutulur. Biliyoruz ki kültür, bireyler tarafından öğrenilir ve paylaşılır.   ‘Dürüstlük’ toplumumuzda öne çıkan bir değerdir. Bu kavramı önce ailemizden sonra okul eğitimcilerinden duyarız.  Çocukluğumuzdan başlayıp gençlik yıllarımıza kadar hep bu kavram öne çıkan bir değerdir.  Bu değere bağlı kalmamız istenir. Dolasıyla  öğrenimini tamamlayıp iş hayatına başlamış olan çalışanlar, dürüstlük değerini organizasyon içerisinde bir beklenti içerisinde olurlar. Örneğin öğrencilerim staj dönemlerinde bile işyerlerinde  karşılaştıkları davranış ve tutumlar  neticesinde hayal kırıklığına uğruyorlar.   Havacılık organizasyonlarında faaliyetler yürütülürken emniyeti tehlikeye düşüren davranışların dürüstçe rapor edilmesi istenir. Dürüst raporlama değerini nasıl geliştirebiliriz?  Tabii ki bilgilendirme toplantıları, eğitimler, seminerler ve  hatta çalışma esnasında yaşanlarla gelişir. Yöneticiler, emniyette raporlamanın önemini ve değerini çalışanlarına çok iyi anlatmalıdır. Ama yöneticinin önce kendisi bu değerin önemini bilmeli. Daha sonra  bu raporlamanın önemini ve değerini gerek kendi gerekse eğitimlerde teşvik edecektir. Emniyet raporlarına uygun şekilde geliştirilen önlemler ve düzeltmelerin sonucunda yeni uygulamaların tanıtılmasını  sağlayan çalışanlar, raporların faydalı olabileceğine dair inançların gelişmesinide sağlar. Bunun yanısıra  dürüst raporlamalar, diğer çalışanlara göre ispiyonculuk olarak  görülüyorsa ve yöneticiler de raporlama sonucunda  sık sık  disiplin cezaları ile yıldırıyorsa, bu şirket dürüst raporlamadan uzaklaşmaya başlar. Bu da şirketi topyekün olumsuzlaştırır. İşte burada şirketin kültürü kötü yönde değiştiğini görüyoruz.   Peki organizasyonlarda olumlu bir emniyet kültürün güçlenmesinde maestro kimdir?      Organizasyonlarda olumlu bir emniyet kültürünin güçlendirilmesi için yönetiminde sorumluluğu vardır.  Yönetim önce emniyet kültürünün olumlu temel değerleri tanımlamalıdır. Organizasyon kültürünün kültürel unsurlar aracılığıyla çalışanlarına iletmeli ve anlatılanlar takip edilerek çalışanlarının davranışlarının olumlu emniyet kültürünü desteklemesi sağlanır. Güçlü emniyet kültürüne sahip olan organizasyonlarda emniyet hakkında paylaşılan inanç ve değerler emniyeti arttıracak türde karar ve eylemlere yön verir.   Peki güçlü ve iyi bir emniyet kültürünün önündeki engeller nelerdir?   Sayabileceğimiz bir sürü örnekler verilebilir. Herhangi bir olay veya kaza sonrası suçlama veya suçlu bulunma korkusunun organizasyonda gerçekleşen hataların üstünün örtülmesine neden olduğu ve hatta raporlamanın da gerçekleşmediği görülür. Bununla beraber ceza korkusu, raporlamayı da engeller. Bunun yanısıra üst yönetimin veya departman yöneticilerinin operasyonel hedeflere odaklanması emniyetle ilgili önlemlerin ihmalinede neden olabilmektedir. Burada cezalandırılmamak modelini önerirken, emniyetle ilgili çaba sarfederken de cezalandırmanın rolünü iyi tanımlamak gerekir. Çünkü ‘cezalandırılmamak’ karşımıza şu unsurlarla çıkacak; *Kasıtlı  ve  sürekli tehlikeye neden olan davranışlar engellenemez. *Suçlu ve suçsuz aynı kefeye konmuş da olabilir. Halende bir çok şirketlerde çok tartışılan konulardan biridir.   FAA’den onaylı  ‘Yöneticiler için SMS’ eğitiminde anlatılır. Derler ki; kaza veya hata sonrası  çalışana hemen ceza vermeyin. Olayın veya kazanın kök nedenlerine inin. Burada insan faktörleri çok önemli. (Kalifiyeli bir  yönetici insan faktörü unsurlarından anlamalı. Çünkü o yönetici)… Konumuza devam edelim. Kaza yapan çalışanın kök nedenleri  araştırılır. Sebepler tespit edilir.  Çalışana tekrar eğitim aldırılır. Kişi periyodik zamanlarda gözlemlenir.  Aynı  kişi aynı kaza veya hatayı yaptığında; Tekrar kök nedenlerine ve iyileştirme yollarına girilir. Ancak burada yönetici de incelenir. Daha sonra bu çalışanınız ile bir daha başka hata ile karşılaştığınızda; Eğer bir yöneticiyseniz? Bu çalışanınıza bir şans daha mı verirsiniz  yoksa çalışanınız ile yolları ayırmak mı istersiniz?  diye sorulur.     Mehmet Ali Ataman 1.Ağustos.2018

SMS –      KÜLTÜR  32

 

Havacılık şirketlerinde üretim veya hizmet birçok süreçlerin birarada yürütülmesi sonucunda gerçekleşir. Organizasyonlar bunları yürütürken birçok unsurlarla karşılaşır. Tehlikeye düşüren durumlar karşısında organizasyon çalışanlarının tepkileri, emniyetin şekillenmesinde  rol oynamaktadır. Çalışanların sahip oldukları ve birlikte geliştirdikleri değerler, organizasyon içerisindeki tutumlarını veya davranışlarını etkiler. İşte emniyetsiz durumlarda tepkiler bu davranışlarda  görülür. Öncelikle de bu davranışlar diğer çalışanlar tarafından görülür. Sonra organizasyon içerisinde ya güçlenir ya da zayıflanır sonrasında unutulur. Biliyoruz ki kültür, bireyler tarafından öğrenilir ve paylaşılır.

 

‘Dürüstlük’ toplumumuzda öne çıkan bir değerdir. Bu kavramı önce ailemizden sonra okul eğitimcilerinden duyarız.  Çocukluğumuzdan başlayıp gençlik yıllarımıza kadar hep bu kavram öne çıkan bir değerdir.  Bu değere bağlı kalmamız istenir. Dolasıyla  öğrenimini tamamlayıp iş hayatına başlamış olan çalışanlar, dürüstlük değerini organizasyon içerisinde bir beklenti içerisinde olurlar. Örneğin öğrencilerim staj dönemlerinde bile işyerlerinde  karşılaştıkları davranış ve tutumlar  neticesinde hayal kırıklığına uğruyorlar.

 

Havacılık organizasyonlarında faaliyetler yürütülürken emniyeti tehlikeye düşüren davranışların dürüstçe rapor edilmesi istenir. Dürüst raporlama değerini nasıl geliştirebiliriz?  Tabii ki bilgilendirme toplantıları, eğitimler, seminerler ve  hatta çalışma esnasında yaşanlarla gelişir. Yöneticiler, emniyette raporlamanın önemini ve değerini çalışanlarına çok iyi anlatmalıdır.

Ama yöneticinin önce kendisi bu değerin önemini bilmeli. Daha sonra  bu raporlamanın önemini ve değerini gerek kendi gerekse eğitimlerde teşvik edecektir. Emniyet raporlarına uygun şekilde geliştirilen önlemler ve düzeltmelerin sonucunda yeni uygulamaların tanıtılmasını  sağlayan çalışanlar, raporların faydalı olabileceğine dair inançların gelişmesinide sağlar. Bunun yanısıra  dürüst raporlamalar, diğer çalışanlara göre ispiyonculuk olarak  görülüyorsa ve yöneticiler de raporlama sonucunda  sık sık  disiplin cezaları ile yıldırıyorsa, bu şirket dürüst raporlamadan uzaklaşmaya başlar. Bu da şirketi topyekün olumsuzlaştırır. İşte burada şirketin kültürü kötü yönde değiştiğini görüyoruz.

 

Peki organizasyonlarda olumlu bir emniyet kültürün güçlenmesinde maestro kimdir?   

 

Organizasyonlarda olumlu bir emniyet kültürünin güçlendirilmesi için yönetiminde sorumluluğu vardır.  Yönetim önce emniyet kültürünün olumlu temel değerleri tanımlamalıdır. Organizasyon kültürünün kültürel unsurlar aracılığıyla çalışanlarına iletmeli ve anlatılanlar takip edilerek çalışanlarının davranışlarının olumlu emniyet kültürünü desteklemesi sağlanır. Güçlü emniyet kültürüne sahip olan organizasyonlarda emniyet hakkında paylaşılan inanç ve değerler emniyeti arttıracak türde karar ve eylemlere yön verir.

 

Peki güçlü ve iyi bir emniyet kültürünün önündeki engeller nelerdir?

 

Sayabileceğimiz bir sürü örnekler verilebilir. Herhangi bir olay veya kaza sonrası suçlama veya suçlu bulunma korkusunun organizasyonda gerçekleşen hataların üstünün örtülmesine neden olduğu ve hatta raporlamanın da gerçekleşmediği görülür. Bununla beraber ceza korkusu, raporlamayı da engeller. Bunun yanısıra üst yönetimin veya departman yöneticilerinin operasyonel hedeflere odaklanması emniyetle ilgili önlemlerin ihmalinede neden olabilmektedir. Burada cezalandırılmamak modelini önerirken, emniyetle ilgili çaba sarfederken de cezalandırmanın rolünü iyi tanımlamak gerekir. Çünkü ‘cezalandırılmamak’ karşımıza şu unsurlarla çıkacak;

*Kasıtlı  ve  sürekli tehlikeye neden olan davranışlar engellenemez.

*Suçlu ve suçsuz aynı kefeye konmuş da olabilir.

Halende bir çok şirketlerde çok tartışılan konulardan biridir.

 

FAA’den onaylı  ‘Yöneticiler için SMS’ eğitiminde anlatılır. Derler ki; kaza veya hata sonrası  çalışana hemen ceza vermeyin. Olayın veya kazanın kök nedenlerine inin. Burada insan faktörleri çok önemli. (Kalifiyeli bir  yönetici insan faktörü unsurlarından anlamalı. Çünkü o yönetici)… Konumuza devam edelim. Kaza yapan çalışanın kök nedenleri  araştırılır. Sebepler tespit edilir.  Çalışana tekrar eğitim aldırılır. Kişi periyodik zamanlarda gözlemlenir.  Aynı  kişi aynı kaza veya hatayı yaptığında; Tekrar kök nedenlerine ve iyileştirme yollarına girilir. Ancak burada yönetici de incelenir. Daha sonra bu çalışanınız ile bir daha başka hata ile karşılaştığınızda;

Eğer bir yöneticiyseniz? Bu çalışanınıza bir şans daha mı verirsiniz  yoksa çalışanınız ile yolları ayırmak mı istersiniz?  diye sorulur.

 

 

Mehmet Ali Ataman

1.Ağustos.2018



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2OdrgbH
via IFTTT

Emirates İtalya’da ağını Trenitalia ile genişletiyor Emirates ağını İtalya’da genişletiyor, Trenitalia ile kod paylaşımı anlaşması imzalandı İtalya’daki 27 tren istasyonu şimdi Emirates’in küresel ağının bir parçası olacak. İtalya’ya gidiş-dönüş seyahat eden yolcular için daha fazla kolaylık ve bağlantı için demiryolu ve uçuşu birleştiren tek bir bilet olanağı sunuluyor. DUBAI, 1 AĞUSTOS 2018 – İtalya’nın ulusal demiryolu şirketi Trenitalia ve Emirates, Emirates müşterilerine dünya çapındaki ağından biri olan İtalya genelinde yeni destinasyonlar keşfetmelerini sağlayacak yeni bir kod anlaşması duyurdu. Sadece bir kolay rezervasyonla seyahatseverler Emirates ile uçarak, Emirates’in İtalyan’nın geçit kapısı olan 4 şehri Bologna, Milano, Roma ve Venedik’ten gelen yüksek hızlı, modern ve konforlu trenleri kullanıp İtalya’nın en güzel şehir ve kasabalarına ulaşabilecekler. Yolcular artık Emirates web sitesi üzerinden kod paylaşımlı seyahatler için rezervasyon yapmaya başlayabilir ve  seyahatlerini tek bir bilette düzenleme kolaylığından yararlanabilir. First Class ve Business Class yolcuları, Trenitalia’nın trenlerinde  otomatik olarak First Class’ta rezerve edilecektir. Emirates -Trenitalia ortaklığının bir parçası olan tren istasyonları şunlar: İçerik:www.emirates.com  

Emirates ağını İtalya’da genişletiyor, Trenitalia ile kod paylaşımı anlaşması imzalandı

İtalya’daki 27 tren istasyonu şimdi Emirates’in küresel ağının bir parçası olacak.
İtalya’ya gidiş-dönüş seyahat eden yolcular için daha fazla kolaylık ve bağlantı için demiryolu ve uçuşu birleştiren tek bir bilet olanağı sunuluyor.

DUBAI, 1 AĞUSTOS 2018 – İtalya’nın ulusal demiryolu şirketi Trenitalia ve Emirates, Emirates müşterilerine dünya çapındaki ağından biri olan İtalya genelinde yeni destinasyonlar keşfetmelerini sağlayacak yeni bir kod anlaşması duyurdu.

Sadece bir kolay rezervasyonla seyahatseverler Emirates ile uçarak, Emirates’in İtalyan’nın geçit kapısı olan 4 şehri Bologna, Milano, Roma ve Venedik’ten gelen yüksek hızlı, modern ve konforlu trenleri kullanıp İtalya’nın en güzel şehir ve kasabalarına ulaşabilecekler.

Yolcular artık Emirates web sitesi üzerinden kod paylaşımlı seyahatler için rezervasyon yapmaya başlayabilir ve  seyahatlerini tek bir bilette düzenleme kolaylığından yararlanabilir. First Class ve Business Class yolcuları, Trenitalia’nın trenlerinde  otomatik olarak First Class’ta rezerve edilecektir.

Emirates -Trenitalia ortaklığının bir parçası olan tren istasyonları şunlar:

İçerik:www.emirates.com

 



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2OcN2fT
via IFTTT

Emirates İtalya’da ağını Trenitalia ile genişletiyor


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2OcN2fT

14. BODRUM MÜZİK FESTİVALİ MUHTEŞEM BİR OPERA GALA GECESİYLE 4 AĞUSTOS’TA BAŞLADI 14. Bodrum Müzik Festivali, 4 Ağustos’ta Şef Rengim Gökmen yönetimindeki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası eşliğinde Lauren Fagan ve Murat Karahan’ın sahne aldığı, yaklaşık 4 bin kişinin izlediği muhteşem bir opera gala konseriyle başladı. Festivalin Onur Ödülü ise dünyaca ünlü piyanistimiz Gülsin Onay’a verildi. Festivalin açılışını yapan Doğuş Grubu CEO’su Hüsnü Akhan, hedeflerinin Bodrum’u dünya çapında bir klasik müzik destinasyonu yapmak olduğunu söyledi. Doğuş Grubu kurucu destekçiliğinin yanı sıra, DenizBank’ın desteği, Turkcell’in ana sahne sponsorluğu, Audi ve D-Marin’in katkılarıyla düzenlenen 14. Bodrum Müzik Festivali, 4 Ağustos Cumartesi akşamı doyumsuz bir müzik ziyafetiyle kapılarını açtı. Müzik tutkunlarının heyecanla beklediği festivalin ilk konseri, D-Marin Turgutreis Turkcell Sahnesi’nde Şef Rengim Gökmen yönetimindeki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın, soprano Lauren Fagan ve tenor Murat Karahan ile birlikte sahne aldığı, yaklaşık 4 bin kişinin izlediği opera gala konseriyle gerçekleşti. Sanat Yönetmenliğini Tuğçe Tez’in üstlendiği Bodrum Müzik Festivali, beş gün boyunca müzikseverleri kucaklayan bir programla karşımıza çıkıyor. Festival bu yıl ilk kez bir araya gelen sanatçıların performanslarına sahne olurken; dinleyicilerin de “Türkiye’nin Genç Yetenekleri’ni keşfetmesine olanak sağlayacak. 14 yılda 4 bini aşkın müzisyen, 121 konser, 200 bin izleyici Festivalin açılışını yapan Doğuş Grubu CEO’su Hüsnü Akhan, Bodrum Müzik Festivali’nin Türkiye’nin kült festivallerinden biri olma yolunda emin adımlarla ilerlediğini vurguladı. Hedeflerinin Bodrum’u klasik müzik konusunda dünya çapında bir destinasyon haline getirmek olduğuna işaret eden Akhan, “Doğuş Grubu olarak çok önemsediğimiz bu festival ile dünyada ilk defa bir marinada başlayan ve varlığını genişleterek sürdüren bir proje yarattık. Bu süre zarfında bugüne kadar 4 bini aşkın müzisyeni 121 konserde 200.000’den fazla müzikseverle buluşturduk. Zaman içinde içeriği ve alanı da genişleyerek sadece müzik tutkunlarına değil bölge halkına da katma değer sağlayan bir yapıya kavuştu. Dünyada müzikle anılan şehirler var. Montreal gibi, San Remo, New Orleans, Salzburg gibi… Bu şehirler 40 yılı, 50 yılı aşkın süredir geleneklerini sürdürebiliyor. Müzik sayesinde yüzbinlerce turisti ağırlayıp ülkelerinin turizmine değer katıyor. Benim hayalim; Bodrum’un da müzikle anılan müziğin süper ligi olarak adlandıracağımız bu şehirler arasında yer alması” şeklinde konuştu. Kültür-sanat faaliyetleri bizim için sanayi ve hizmet kadar önemli Doğuş Grubu olarak gerçek kalkınmanın toplumun tüm kesimleriyle birlikte olduğunda bir anlam ifade ettiğini kaydeden Akhan, “Bu inançla ‘Doğuş’tan iyi bir gelecek’ çatısı altında topladığımız kültür-sanat işlerimizi sanayi yatırımlarımız kadar önemsiyor ve sürdürülebilir projeler üretmeye özen gösteriyoruz” dedi. Festivalin dünyaya açılması için grup dışından da desteklenmesi gerektiğine işaret eden Akhan, bu yılın ana destekçileri DenizBank ve Turkcell’e katkılarından dolayı teşekkür etti. Akhan, “Onların sayesinde sesimizi daha iyi duyurabiliyoruz, farklı ülkelerden misafirlerimizin sayısını artırabiliyoruz. Bu vesileyle DenizBank Finansal Hizmetler Grubu CEO’su Sayın Hakan Ateş ve Turkcell CEO’su Sayın Kaan Terzioğlu’na teşekkür ediyorum. Sizlerin desteği ile Bodrum’u gelecekte kalıcı bir müzik destinasyonu haline getirebileceğimize inanıyorum. İyi ki varsınız, bize güç ve şevk verdiniz” diye konuştu. Açılış Konseri ve Sanatçılar Hakkında: 14. Bodrum Müzik Festivalinin açılış konserini bu yıl Şef Rengim Gökmen yönetimindeki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, soprano Lauren Fagan ve tenor Murat Karahan ile birlikte D-Marin Turgutreis Turkcell Sahnesi’nde yaptı. 2015’te Bolşoy Tiyatrosu’nda La bohème’de Rodolfo ve La Traviata’da Alfredo rollerinin ardından Carmen’deki Don Jose rolünün olağanüstü yorumuyla izleyicilerinin kalbinde taht kuran Murat Karahan. Manon Lescaut’daki rolüyle ününü zirveye taşıdı. Karahan, Devlet Opera ve Balesi genel müdürü olarak Türkiye’de operanın gelişmesine büyük katkılar sağladı. Müzik eleştirmenleri tarafından “yorumuna samimiyet ve heyecan getiren zengin ve dramatik bir ses” olarak nitelendirilen Avustralyalı genç soprano Lauren Fagan, Covent Garden Jette Parker Genç Sanatçılar Programını tamamladıktan hemen sonra, Covent Garden’da sahnelenen Maskeli Balo’da Oscar, Aşk İksiri’nde Giannetta’yı, ayrıca Verbier Festivali’nde Donna Anna’yı oldukça başarılı bir biçimde seslendirdi. Festival beş gün boyunca, Fazıl Say, Gülsin Onay, Murat Karahan, Christina Pluhar, Lauren Fagan, Alina Pogostkina, Víkingur Ólafsson ve Avi Avital gibi yıldızların yanı sıra; Sevil Ulucan, Hillel Zori, İbrahim Yazıcı, Erman Türkili, Çağ Erçağ, Gülru Ensari, Dorukhan Doruk, Camille Thomas ve Veriko Tchumburidze gibi virtüözleri de müzikseverlerle buluşturacak. Festival ayrıca Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, L’Arpeggiata, Olten Quartet ve LUDWIG Orkestrası gibi topluluklara da ev sahipliği yapacak. Piyanist Gülsin Onay’a Onur Ödülü Bu yıl festivalin ilkleri arasında, Fazıl Say’ın Güz Şarkıları albümünün Ece Dağıstan ve Güvenç Dağüstün performanslarıyla seslendirileceği ve tamamıyla Philip Glass’a adanmış bir program ile yeni neslin yıldız piyanisti Víkıngur Ólafsson’ın konuk edileceği Gece Konserleri dikkat çekiyor. Festivalin Onur Ödülü ise dünyaca ünlü piyanistimiz Gülsin Onay’a verildi. Festival komitesi bu yıl ayrıca, İstanbul Müzik Festivali ile işbirliğine giderek, Gülsin Onay ve film yönetmeni Murathan Özbek’in yer aldığı “Yolda” adlı çok disiplinli projeyi de izleyicilerle buluşturuyor. Festivalin içeriği ve kapsamı genişledi Festival bu yıl diğer yıllardan farklı olarak D-Marin Turgutreis dışında Bodrum’un simgesi haline dönüşmüş mekânlarında, ülkemizin adını yurtdışında başarıyla duyurmuş yıldız sanatçı ve topluluklarının konserlerinin yanı sıra, sinema gösterimleri ve klasik müzikle iç içe geçen rehberli turları da kapsayan farklı ve ayrıcalıklı bir programla müzikseverleri ağırlayacak. Sanata Bi Yer D-Marin Turgutreis’te Festival kapsamında, Doğuş Grubu’nun; 900’ü aşkın üniversite öğrencisinin çalışmalarına alan yaratan sosyal sorumluluk projesi “Sanata Bi Yer” platformuna ait işlerden bir seçki de D-Marin Turgutreis Marina Turkcell Sahnesi’nde sergilenecek. Ara Güler’in Bodrum temalı seçkisi The Marmara’da Ayrıca, Ara Güler Arşiv ve Araştırma Merkezi koleksiyonundan farklı dönemlere ait Bodrum temalı fotoğraf seçkisi de yine festival boyunca The Marmara Bodrum’da sanatseverlerle buluşacak. Sergi, 30 Eylül tarihine kadar The Marmara Bodrum’da görülebilecek. Bilet gelirleri Tohum Otizm Vakfı’na 14. Bodrum Müzik Festivali’nin festivalin biletleri mobilet.com ve mobilet iOS uygulaması üzerinden alınabiliyor. Tüm bilet gelirleri Tohum Otizm Vakfı ve Bodrum Sağlık Vakfı’na bağışlanan festivalde bu sene Gülsin Onay’ın vereceği konserin bilet gelirleri de Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali’ne aktarılacak. Festival Hakkında: 2005 yılından bu yana yapılan ve dünyada bir marinada gerçekleştirilen ilk festival olma özelliği taşıyan Bodrum Müzik Festivali kapsamında bugüne kadar 4 bini aşkın müzisyen 121 konserde 200 binden fazla müzikseverle buluştu. Türkiye’de bugüne kadar açık havada kurulmuş ikinci en büyük sahneye sahip festivalde yaklaşık 600 kişi görev alıyor.

14. Bodrum Müzik Festivali, 4 Ağustos’ta Şef Rengim Gökmen yönetimindeki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası eşliğinde Lauren Fagan ve Murat Karahan’ın sahne aldığı, yaklaşık 4 bin kişinin izlediği muhteşem bir opera gala konseriyle başladı. Festivalin Onur Ödülü ise dünyaca ünlü piyanistimiz Gülsin Onay’a verildi.

Festivalin açılışını yapan Doğuş Grubu CEO’su Hüsnü Akhan, hedeflerinin Bodrum’u dünya çapında bir klasik müzik destinasyonu yapmak olduğunu söyledi.

Doğuş Grubu kurucu destekçiliğinin yanı sıra, DenizBank’ın desteği, Turkcell’in ana sahne sponsorluğu, Audi ve D-Marin’in katkılarıyla düzenlenen 14. Bodrum Müzik Festivali, 4 Ağustos Cumartesi akşamı doyumsuz bir müzik ziyafetiyle kapılarını açtı. Müzik tutkunlarının heyecanla beklediği festivalin ilk konseri, D-Marin Turgutreis Turkcell Sahnesi’nde Şef Rengim Gökmen yönetimindeki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın, soprano Lauren Fagan ve tenor Murat Karahan ile birlikte sahne aldığı, yaklaşık 4 bin kişinin izlediği opera gala konseriyle gerçekleşti.

Sanat Yönetmenliğini Tuğçe Tez’in üstlendiği Bodrum Müzik Festivali, beş gün boyunca müzikseverleri kucaklayan bir programla karşımıza çıkıyor. Festival bu yıl ilk kez bir araya gelen sanatçıların performanslarına sahne olurken; dinleyicilerin de “Türkiye’nin Genç Yetenekleri’ni keşfetmesine olanak sağlayacak.

14 yılda 4 bini aşkın müzisyen, 121 konser, 200 bin izleyici

Festivalin açılışını yapan Doğuş Grubu CEO’su Hüsnü Akhan, Bodrum Müzik Festivali’nin Türkiye’nin kült festivallerinden biri olma yolunda emin adımlarla ilerlediğini vurguladı. Hedeflerinin Bodrum’u klasik müzik konusunda dünya çapında bir destinasyon haline getirmek olduğuna işaret eden Akhan, “Doğuş Grubu olarak çok önemsediğimiz bu festival ile dünyada ilk defa bir marinada başlayan ve varlığını genişleterek sürdüren bir proje yarattık. Bu süre zarfında bugüne kadar 4 bini aşkın müzisyeni 121 konserde 200.000’den fazla müzikseverle buluşturduk. Zaman içinde içeriği ve alanı da genişleyerek sadece müzik tutkunlarına değil bölge halkına da katma değer sağlayan bir yapıya kavuştu. Dünyada müzikle anılan şehirler var. Montreal gibi, San Remo, New Orleans, Salzburg gibi… Bu şehirler 40 yılı, 50 yılı aşkın süredir geleneklerini sürdürebiliyor. Müzik sayesinde yüzbinlerce turisti ağırlayıp ülkelerinin turizmine değer katıyor. Benim hayalim; Bodrum’un da müzikle anılan müziğin süper ligi olarak adlandıracağımız bu şehirler arasında yer alması” şeklinde konuştu.

Kültür-sanat faaliyetleri bizim için sanayi ve hizmet kadar önemli

Doğuş Grubu olarak gerçek kalkınmanın toplumun tüm kesimleriyle birlikte olduğunda bir anlam ifade ettiğini kaydeden Akhan, “Bu inançla ‘Doğuş’tan iyi bir gelecek’ çatısı altında topladığımız kültür-sanat işlerimizi sanayi yatırımlarımız kadar önemsiyor ve sürdürülebilir projeler üretmeye özen gösteriyoruz” dedi.

Festivalin dünyaya açılması için grup dışından da desteklenmesi gerektiğine işaret eden Akhan, bu yılın ana destekçileri DenizBank ve Turkcell’e katkılarından dolayı teşekkür etti. Akhan, “Onların sayesinde sesimizi daha iyi duyurabiliyoruz, farklı ülkelerden misafirlerimizin sayısını artırabiliyoruz. Bu vesileyle DenizBank Finansal Hizmetler Grubu CEO’su Sayın Hakan Ateş ve Turkcell CEO’su Sayın Kaan Terzioğlu’na teşekkür ediyorum. Sizlerin desteği ile Bodrum’u gelecekte kalıcı bir müzik destinasyonu haline getirebileceğimize inanıyorum. İyi ki varsınız, bize güç ve şevk verdiniz” diye konuştu.

Açılış Konseri ve Sanatçılar Hakkında:

14. Bodrum Müzik Festivalinin açılış konserini bu yıl Şef Rengim Gökmen yönetimindeki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, soprano Lauren Fagan ve tenor Murat Karahan ile birlikte D-Marin Turgutreis Turkcell Sahnesi’nde yaptı.

2015’te Bolşoy Tiyatrosu’nda La bohème’de Rodolfo ve La Traviata’da Alfredo rollerinin ardından Carmen’deki Don Jose rolünün olağanüstü yorumuyla izleyicilerinin kalbinde taht kuran Murat Karahan. Manon Lescaut’daki rolüyle ününü zirveye taşıdı. Karahan, Devlet Opera ve Balesi genel müdürü olarak Türkiye’de operanın gelişmesine büyük katkılar sağladı.

Müzik eleştirmenleri tarafından “yorumuna samimiyet ve heyecan getiren zengin ve dramatik bir ses” olarak nitelendirilen Avustralyalı genç soprano Lauren Fagan, Covent Garden Jette Parker Genç Sanatçılar Programını tamamladıktan hemen sonra, Covent Garden’da sahnelenen Maskeli Balo’da Oscar, Aşk İksiri’nde Giannetta’yı, ayrıca Verbier Festivali’nde Donna Anna’yı oldukça başarılı bir biçimde seslendirdi.

Festival beş gün boyunca, Fazıl Say, Gülsin Onay, Murat Karahan, Christina Pluhar, Lauren Fagan, Alina Pogostkina, Víkingur Ólafsson ve Avi Avital gibi yıldızların yanı sıra; Sevil Ulucan, Hillel Zori, İbrahim Yazıcı, Erman Türkili, Çağ Erçağ, Gülru Ensari, Dorukhan Doruk, Camille Thomas ve Veriko Tchumburidze gibi virtüözleri de müzikseverlerle buluşturacak. Festival ayrıca Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, L’Arpeggiata, Olten Quartet ve LUDWIG Orkestrası gibi topluluklara da ev sahipliği yapacak.

Piyanist Gülsin Onay’a Onur Ödülü

Bu yıl festivalin ilkleri arasında, Fazıl Say’ın Güz Şarkıları albümünün Ece Dağıstan ve Güvenç Dağüstün performanslarıyla seslendirileceği ve tamamıyla Philip Glass’a adanmış bir program ile yeni neslin yıldız piyanisti Víkıngur Ólafsson’ın konuk edileceği Gece Konserleri dikkat çekiyor. Festivalin Onur Ödülü ise dünyaca ünlü piyanistimiz Gülsin Onay’a verildi. Festival komitesi bu yıl ayrıca, İstanbul Müzik Festivali ile işbirliğine giderek, Gülsin Onay ve film yönetmeni Murathan Özbek’in yer aldığı “Yolda” adlı çok disiplinli projeyi de izleyicilerle buluşturuyor.

Festivalin içeriği ve kapsamı genişledi

Festival bu yıl diğer yıllardan farklı olarak D-Marin Turgutreis dışında Bodrum’un simgesi haline dönüşmüş mekânlarında, ülkemizin adını yurtdışında başarıyla duyurmuş yıldız sanatçı ve topluluklarının konserlerinin yanı sıra, sinema gösterimleri ve klasik müzikle iç içe geçen rehberli turları da kapsayan farklı ve ayrıcalıklı bir programla müzikseverleri ağırlayacak.

Sanata Bi Yer D-Marin Turgutreis’te

Festival kapsamında, Doğuş Grubu’nun; 900’ü aşkın üniversite öğrencisinin çalışmalarına alan yaratan sosyal sorumluluk projesi “Sanata Bi Yer” platformuna ait işlerden bir seçki de D-Marin Turgutreis Marina Turkcell Sahnesi’nde sergilenecek.

Ara Güler’in Bodrum temalı seçkisi The Marmara’da

Ayrıca, Ara Güler Arşiv ve Araştırma Merkezi koleksiyonundan farklı dönemlere ait Bodrum temalı fotoğraf seçkisi de yine festival boyunca The Marmara Bodrum’da sanatseverlerle buluşacak. Sergi, 30 Eylül tarihine kadar The Marmara Bodrum’da görülebilecek.

Bilet gelirleri Tohum Otizm Vakfı’na

14. Bodrum Müzik Festivali’nin festivalin biletleri mobilet.com ve mobilet iOS uygulaması üzerinden alınabiliyor. Tüm bilet gelirleri Tohum Otizm Vakfı ve Bodrum Sağlık Vakfı’na bağışlanan festivalde bu sene Gülsin Onay’ın vereceği konserin bilet gelirleri de Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali’ne aktarılacak.

Festival Hakkında:

2005 yılından bu yana yapılan ve dünyada bir marinada gerçekleştirilen ilk festival olma özelliği taşıyan Bodrum Müzik Festivali kapsamında bugüne kadar 4 bini aşkın müzisyen 121 konserde 200 binden fazla müzikseverle buluştu. Türkiye’de bugüne kadar açık havada kurulmuş ikinci en büyük sahneye sahip festivalde yaklaşık 600 kişi görev alıyor.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2LWVpjb
via IFTTT

14. BODRUM MÜZİK FESTİVALİ MUHTEŞEM BİR OPERA GALA GECESİYLE 4 AĞUSTOS’TA BAŞLADI


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2LWVpjb

4 Ağustos 2018 Cumartesi

Canlı hayvan uzmanlığını 66 zürafa taşıyarak gösterdi AirBridgeCargo Havayolları (ABC), Boeing 747 uçaklarından birinde 66 zürafayı başarıyla taşıdı. Charter uçuşu, Temmuz ayı sonunda Johannesburg yakınlarındaki Güney Afrika’nın Tambo Uluslararası Havaalanı’ndan ABC’nin Moskova Şeremetyevo kargo merkezi aracılığıyla Zhengzhou’ya gerçekleştirildi. Toplamda 38 ton ağırlığında olan 66 bebek zürafalar, Zhengzhou bölgesindeki çeşitli hayvan parklarına gidiyorlardı. Boyları üç metreye varan zürafalar ,  güvenli ve konforlu bir taşıma sağlamak adına gönderici tarafından özel nakliye konteynerleri temin edildi. Uzun boyunlu hayvanlar, her bir konteynerde üçlü gruplar halinde seyahat ettiler. Bakıcılarının yanı sıra , yolculukları sırasında bol miktarda su ve besleyici yiyecekler eşlik etti. Havayolunun uzman ABC CARE ekibi, tüm uçuş ve elleçleme prosedürlerinin IATA’nın Canlı Hayvan Yönetmeliği’ne uygun olarak organize edilmesini sağladı. ABC CARE uzman ekibi kabulden teslimata kadar zürafalar için mükemmel bir seyahat ortamı yarattılar ve Çin’e güvenli bir şekilde ulaşmalarını sağladılar. ABC Havayolları , 2018’in ilk yarısında, canlı hayvan taşımacılığında% 18’lik bir artış yakaladı. Bu sayede canlı hayvan taşımacılığındaki uzmanlığını kanıtlamış ve ününe ün katmış oldu. www.airbridgecargo.com AirBridgeCargo Airlines (ABC) has successfully transported 66 giraffes onboard one of its Boeing 747 freighters. The charter flight was operated at the end of July from South Africa’s O. R. Tambo International Airport near Johannesburg to Zhengzhou, China. pic.twitter.com/EKy44LMJI9 — Volga-Dnepr Group (@volgadneprgroup) August 3, 2018

AirBridgeCargo Havayolları (ABC), Boeing 747 uçaklarından birinde 66 zürafayı başarıyla taşıdı.

Charter uçuşu, Temmuz ayı sonunda Johannesburg yakınlarındaki Güney Afrika’nın Tambo Uluslararası Havaalanı’ndan ABC’nin Moskova Şeremetyevo kargo merkezi aracılığıyla Zhengzhou’ya gerçekleştirildi.

Toplamda 38 ton ağırlığında olan 66 bebek zürafalar, Zhengzhou bölgesindeki çeşitli hayvan parklarına gidiyorlardı. Boyları üç metreye varan zürafalar ,  güvenli ve konforlu bir taşıma sağlamak adına gönderici tarafından özel nakliye konteynerleri temin edildi. Uzun boyunlu hayvanlar, her bir konteynerde üçlü gruplar halinde seyahat ettiler. Bakıcılarının yanı sıra , yolculukları sırasında bol miktarda su ve besleyici yiyecekler eşlik etti.

Havayolunun uzman ABC CARE ekibi, tüm uçuş ve elleçleme prosedürlerinin IATA’nın Canlı Hayvan Yönetmeliği’ne uygun olarak organize edilmesini sağladı. ABC CARE uzman ekibi kabulden teslimata kadar zürafalar için mükemmel bir seyahat ortamı yarattılar ve Çin’e güvenli bir şekilde ulaşmalarını sağladılar.

ABC Havayolları , 2018’in ilk yarısında, canlı hayvan taşımacılığında% 18’lik bir artış yakaladı. Bu sayede canlı hayvan taşımacılığındaki uzmanlığını kanıtlamış ve ününe ün katmış oldu.

www.airbridgecargo.com



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2OdWxLY
via IFTTT

Canlı hayvan uzmanlığını 66 zürafa taşıyarak gösterdi


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2OdWxLY