
havacılık haberleri, havayolu şirketleri ve sivil havacılık ile ilgili meraklarınızı gidermeye, bilgilerinizi güncellemeye davet ediyoruz.
11 Temmuz 2018 Çarşamba
SMS – SMS de TEHLİKE RAPORLAMA KÜLTÜRÜ 31

10 Temmuz 2018 Salı
UÇAK SEYAHATLERİNDE KULAKLARIMIZ NEDEN TIKANIR? Uçakta kulak tıkanmasının nedeni nedir ? Check-in’inizi yaptırıp uçağınıza geçtiniz ve belirlenen koltuğa oturdunuz. Uçağın block saati geldi ve kapılar kapandı, uçak kalkış için pist başına doğru yavaş yavaş ilerliyor ve artık gökyüzüyle buluşma vakti. Kalkıştan bir süre sonra kulaklarınızın tıkandığını hissetiniz, Peki kulaklarınız neden tıkandı merak ediyor musunuz? Genel olarak kulağınızın içindeki basınç miktarı ile atmosferde bulunan basınç miktarı birbirine eşittir fakat uçuş sırasında irtifa değişikliği nedeniyle dış atmosfer basıncı değişir ve kulakta uğultu ve ağrı problemine yol açar. Kulaktaki östaki kanalı, östaki borusu ya da östaki tüpü diye isimlendirilen yapı yardımıyla orta kulak, çevredeki atmosfer basıncında meydana gelen değişikliklere uyum sağlar. Uçağın tırmanışı sırasında, orta kulak içinde gaz genişlemesi sonucu kulak zarı dışa doğru itilir. Östaki borusu, bu durumda pasif olarak kendiliğinden açılarak burun iç bölgesine hava iletir. Böylece basınç farkı vücudun kendi mekanizması ile eşitlenmiş olur. Uçak inişe geçtiği sırada fiziksel kanunlara göre orta kulak boşluğundaki basınç hızla düşmeye başlar. Bu da kulak zarımızın içe doğru çekilmesine yol açar. Orta kulağa açılan iç kulak zarları da orta kulağa doğru çekilir. Eğer orta kulaktaki basınç östaki borusu kullanılarak dengelenmezse, bu basıncın giderek düşmesi ile orta kulakta sıvı-kan birikmesi veya tüm zarlarda delinmeye kadar giden olaylar serisi gerçekleşir. Tüm bu olumsuzluklar işitme kaybı, baş dönmesi ve kulak ağrısı gibi sonuçları doğurur. Uçak yolculuğu esnasında kulak tıkanması – ağrısını engellemenin yolları nelerdir? Bu durumu önlemenin en basit yolu östaki borusunun daha çok açılıp kapanmasını sağlamak, yani daha çok yutkunmaktır. Bunun için özellikle iniş öncesi sakız çiğnenebilir. Sakız çiğnemek östaki borusunu açan kasları uyarıp daha sık yutkunma sağlayacaktır. Bebeğiniz veya çocuğunuzun bu durumlarla karşı karşıya kalmaması için, siz kulağınızda rahatsızlık hissetmeye başladığınız andan itibaren, çocuğunuza bir şeyler içirtebilir veya sakız çiğnetebilirsiniz. Böylece yutkunma ve östaki tüpünü açma hareketlerini sağlamış, dolayısıyla çocuğunuzu rahatlatmış olursunuz. Sakız çiğneme, şeker emme, esneme hareketi yaparak östaki borunuzu açmaya çalışmalısınız. Östaki borusunu açmaya ne kadar erken başlarsanız olayın kötüleşmesini o kadar erken önlemiş olursunuz. İniş boyunca neredeyse iki dakikada bir östaki borusunu açmaya çalışarak basınç dengelemesi yapılmalıdır. Eğer Üst solunum yolu enfeksiyonunuz var ise mümkünse uçuş yapmayınız. Uçuş öncesinde Dekonjestan adı verilen “Burun tıkanıklığını giderici” ilaçlar (hap veya sprey) işinizi görecektir. Alerjiniz varsa alerji hapınızı uçuştan önce almanız iyi olur. (Doktor tavsiyeli hareket edilmeli) Uçak inerken kulaklıklarınızı gevşetmeli veya çıkartmalısınız, ayrıca kulak tıpası kullanmamanızı tavsiye ederim. Alkol ve aşırı kafein kullanımı uçak seyahatlerinde önerilmemektedir. Uçuş sırasında bol su tüketmelisiniz. Özellikle uçağın inişi sırasında uyumayı hiç tavsiye etmiyorum. Dikkat etmekte fayda var Kulak ameliyatı olduysanız uçmadan önce mutlaka doktorunuza danışmalısınız. Bunların fayda vermediği durumlar için yapılabilecek bir egzersizi anlatalım. Yapacağımız egzersizde orta kulağa östaki borusuyla basınçlı hava göndereceğiz. Derin bir nefes aldıktan sonra burnumuzu elimizle kapatıyoruz. Ağzımız ve burnumuz kapalı olduğu halde bu havayı dışarı üflemeye çalışıyoruz. Sizlere açıklamaya çalıştığım yöntemlere rağmen bu rahatsız edici durum ortadan kalkmıyorsa östaki borusunuz tıkalı demektir. Bu durumda bir Kulak-Burun-Boğaz doktoruna başvurmanız gerekir. Tıkanıklığın nedeni soğuk algınlığı, sinüzit gibi bir nedense uçuşu ertelemek ve basit tedavilerle bu problemleri ortadan kaldırmak her şeyi normale döndürecektir. Hepinize sağlıklı ve güvenli uçuşlar dilerim Sevgilerimle
Uçakta kulak tıkanmasının nedeni nedir ?
Check-in’inizi yaptırıp uçağınıza geçtiniz ve belirlenen koltuğa oturdunuz. Uçağın block saati geldi ve kapılar kapandı, uçak kalkış için pist başına doğru yavaş yavaş ilerliyor ve artık gökyüzüyle buluşma vakti. Kalkıştan bir süre sonra kulaklarınızın tıkandığını hissetiniz, Peki kulaklarınız neden tıkandı merak ediyor musunuz?
Genel olarak kulağınızın içindeki basınç miktarı ile atmosferde bulunan basınç miktarı birbirine eşittir fakat uçuş sırasında irtifa değişikliği nedeniyle dış atmosfer basıncı değişir ve kulakta uğultu ve ağrı problemine yol açar.

- Kulaktaki östaki kanalı, östaki borusu ya da östaki tüpü diye isimlendirilen yapı yardımıyla orta kulak, çevredeki atmosfer basıncında meydana gelen değişikliklere uyum sağlar. Uçağın tırmanışı sırasında, orta kulak içinde gaz genişlemesi sonucu kulak zarı dışa doğru itilir. Östaki borusu, bu durumda pasif olarak kendiliğinden açılarak burun iç bölgesine hava iletir. Böylece basınç farkı vücudun kendi mekanizması ile eşitlenmiş olur.
- Uçak inişe geçtiği sırada fiziksel kanunlara göre orta kulak boşluğundaki basınç hızla düşmeye başlar. Bu da kulak zarımızın içe doğru çekilmesine yol açar. Orta kulağa açılan iç kulak zarları da orta kulağa doğru çekilir. Eğer orta kulaktaki basınç östaki borusu kullanılarak dengelenmezse, bu basıncın giderek düşmesi ile orta kulakta sıvı-kan birikmesi veya tüm zarlarda delinmeye kadar giden olaylar serisi gerçekleşir. Tüm bu olumsuzluklar işitme kaybı, baş dönmesi ve kulak ağrısı gibi sonuçları doğurur.

Uçak yolculuğu esnasında kulak tıkanması – ağrısını engellemenin yolları nelerdir?
- Bu durumu önlemenin en basit yolu östaki borusunun daha çok açılıp kapanmasını sağlamak, yani daha çok yutkunmaktır. Bunun için özellikle iniş öncesi sakız çiğnenebilir. Sakız çiğnemek östaki borusunu açan kasları uyarıp daha sık yutkunma sağlayacaktır.
- Bebeğiniz veya çocuğunuzun bu durumlarla karşı karşıya kalmaması için, siz kulağınızda rahatsızlık hissetmeye başladığınız andan itibaren, çocuğunuza bir şeyler içirtebilir veya sakız çiğnetebilirsiniz. Böylece yutkunma ve östaki tüpünü açma hareketlerini sağlamış, dolayısıyla çocuğunuzu rahatlatmış olursunuz.

- Sakız çiğneme, şeker emme, esneme hareketi yaparak östaki borunuzu açmaya çalışmalısınız. Östaki borusunu açmaya ne kadar erken başlarsanız olayın kötüleşmesini o kadar erken önlemiş olursunuz. İniş boyunca neredeyse iki dakikada bir östaki borusunu açmaya çalışarak basınç dengelemesi yapılmalıdır.
- Eğer Üst solunum yolu enfeksiyonunuz var ise mümkünse uçuş yapmayınız.
- Uçuş öncesinde Dekonjestan adı verilen “Burun tıkanıklığını giderici” ilaçlar (hap veya sprey) işinizi görecektir. Alerjiniz varsa alerji hapınızı uçuştan önce almanız iyi olur. (Doktor tavsiyeli hareket edilmeli)
- Uçak inerken kulaklıklarınızı gevşetmeli veya çıkartmalısınız, ayrıca kulak tıpası kullanmamanızı tavsiye ederim.
- Alkol ve aşırı kafein kullanımı uçak seyahatlerinde önerilmemektedir. Uçuş sırasında bol su tüketmelisiniz.
- Özellikle uçağın inişi sırasında uyumayı hiç tavsiye etmiyorum. Dikkat etmekte fayda var
- Kulak ameliyatı olduysanız uçmadan önce mutlaka doktorunuza danışmalısınız.
Bunların fayda vermediği durumlar için yapılabilecek bir egzersizi anlatalım. Yapacağımız egzersizde orta kulağa östaki borusuyla basınçlı hava göndereceğiz. Derin bir nefes aldıktan sonra burnumuzu elimizle kapatıyoruz. Ağzımız ve burnumuz kapalı olduğu halde bu havayı dışarı üflemeye çalışıyoruz.
Sizlere açıklamaya çalıştığım yöntemlere rağmen bu rahatsız edici durum ortadan kalkmıyorsa östaki borusunuz tıkalı demektir. Bu durumda bir Kulak-Burun-Boğaz doktoruna başvurmanız gerekir. Tıkanıklığın nedeni soğuk algınlığı, sinüzit gibi bir nedense uçuşu ertelemek ve basit tedavilerle bu problemleri ortadan kaldırmak her şeyi normale döndürecektir.
Hepinize sağlıklı ve güvenli uçuşlar dilerim
Sevgilerimle
from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2NDeKD0
via IFTTT
UÇAK SEYAHATLERİNDE KULAKLARIMIZ NEDEN TIKANIR?

Airbus’tan yeni A220-100 ve A220-300 Airbus Toulouse yakınlarında yer alan Henri-Ziegler teslim merkezinde törenle A220’yi tanıttı. Airbus çalışanları ve dünyanın her yerinden medya mensuplarının katılımı ile gerçekleşen törende A220, 12.25’te Airbus ismi ve renkleri ile iniş gerçekleştirdi. A220 ailesi, eski Bombardier Inc. C serisi (CS100 ve CS300) uçakları A220-100 ve A220-300 olmak üzere iki modelden oluşuyor. 100 ila 150 koltuk pazarı için üretilen uçaklar, Airbus’ın çok satan A320neo ailesini de kusursuz bir şekilde tamamlıyor.
Airbus Toulouse yakınlarında yer alan Henri-Ziegler teslim merkezinde törenle A220’yi tanıttı. Airbus çalışanları ve dünyanın her yerinden medya mensuplarının katılımı ile gerçekleşen törende A220, 12.25’te Airbus ismi ve renkleri ile iniş gerçekleştirdi.
A220 ailesi, eski Bombardier Inc. C serisi (CS100 ve CS300) uçakları A220-100 ve A220-300 olmak üzere iki modelden oluşuyor. 100 ila 150 koltuk pazarı için üretilen uçaklar, Airbus’ın çok satan A320neo ailesini de kusursuz bir şekilde tamamlıyor.

from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2L64Xnp
via IFTTT
Airbus’tan yeni A220-100 ve A220-300

UTİKAD’IN TİO Yönetmeliği’ne Yönelik Çabaları Sonuç Verdi Taşıma İşleri Organizatörleri’nin çalışma koşullarını, sorumluluk, yükümlülük ve haklarını belirleyen Taşıma İşleri Organizatörleri Yönetmeliği, 6 Temmuz 2018 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlandı. Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği UTİKAD’ın taslak yönetmelikte üzerinde durduğu maddelerde değişiklik yapılarak yayınlanan TİO Yönetmeliği 1 Ocak 2019 tarihi itibariyle yürürlüğe girecek. Konuyla ilgili açıklama yapan UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener, UTİKAD’ın yoğun çalışmalarının birçok açıdan olumlu sonuçlar verdiğini belirtti. UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Eldener; “UTİKAD olarak uzun süredir üzerinde çalıştığımız, her adımını yakından takip ettiğimiz ve sektörümüzün iş yapış şekillerini, belki de bir noktada geleceğini belirleyecek olan Taşıma İşleri Organizatörleri Yönetmeliği geçtiğimiz hafta yayınlandı. Taslak yönetmelik ilk yayınlandığı andan itibaren hem Yönetim Kurulumuz ve Çalışma Gruplarımız hem de İcra Kurulumuz tarafından yürütülen çalışmaların sonuç verdiğini ve görüşlerimizin çoğunun yönetmeliğe yansıdığını görmek bizleri memnun etti” diye konuştu. “Ancak tabii ki sektör açısından uygun bulmadığımız iki önemli konunun yönetmelikte yer aldığını da belirtmemiz lazım” diyen Eldener, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yönetmeliğe göre taşıma işleri organizatörü yetki belgesi almanın şartlarından biri en az 300.000 TL sermaye veya işletme sermayesine sahip olması olarak belirtilirken, söz konusu yetki belgesinin ücreti 150.000 TL olarak belirlenmiştir. 150 bin TL’lik yetki belgesi ücreti maalesef sektörümüzde faaliyet gösteren birçok küçük ve ortak büyüklükteki üyemiz açısından zorlayıcı ve çok yüksek bir maliyettir. Gelişmiş ülkelerde sadece sisteme dahil etmek anlamında sembolik bir belge ücreti geçerliyken veya hiç belge ücreti yokken, ülkemizde bir taşıma işleri organizatörü (freight forwarding) işletmesini kurabilmek için daha işe başlamadan ilk 5 yıl için 150.000 TL belge ücreti ödemek işletmelerin finansal yapısını daha baştan bozacaktır. Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nden kalan bu yüksek belge ücreti yaklaşımı maalesef halen devam etmekte ve işe başlamada firmaların önünde ciddi bir engel olarak yer almaktadır. Taşıma İşleri Organizatörlerinin hizmet kalemlerine taban ve tavan ücreti getirilmesine yönelik 7. madde ise serbest piyasa koşullarında rekabetçiliği engelleyen bir müdahale endişesini akıllara getiriyor. Türk Ticaret Kanunu çerçevesinde faaliyet gösteren ve bir ticari işletme olan taşıma işleri organizatörlerine taban/tavan ücreti belirlenmek istenmesi serbest ticaret ortamına uymayan bir yaklaşımdır.” 1 Ocak 2019 tarihi itibarıyla yürürlüğe girecek olan yönetmelik ile taşıma işleri organizatörlerine organize ve taahhüt ettiği taşımadan doğan sorumluluklar için “taşıyıcı sorumluluk sigortası” yaptırma zorunluluğu getirildiğinin de altını çizen Eldener, “Bu ve diğer maddelerle ilgili olarak yönetmelik hükümlerinin ihlali durumunda uygulanacak idari para cezaları da yönetmeliğin 21. maddesinde düzenlenmiş. Oldukça sert ve yüksek para cezaları olduğunu görüyoruz” dedi. Yönetmeliğin 18. maddesinin 3. fıkrası’nda yer alan “Gönderen ve alıcı taşıttırdığı yükün, varış gümrüğüne varmasından sonra cirolamış olduğu taşıma senedini ve kararlaştırılmış olan taşıma bedeli ile taşımadan doğan diğer bedelleri, düzenlenen taşıma senedi gereğince, taşıma işleri organizatörüne vermek ve ödemekle yükümlüdür” hükmünü de vurgulayan UTİKAD Başkanı; “Bu hükmün Taşıma İşleri Organizatörleri açısından verdikleri hizmetlerin ödemelerini alma yönünde bir dayanak sağladığını düşünüyoruz” diye konuştu. Gemi acenteleri ve hava kargo acentelerinin ‘taşıma işleri organizatörü’ olarak faaliyet gösterebilmeleri için yetki belgesi almaları gerektiğini de belirten UTİKAD Başkanı, “Halihazırda R ve DD yetki belgesi bulunduran taşıma işleri organizatörleri ise belge süreleri doluncaya kadar mevcut belgeleri ile faaliyetlerine devam edebilecekler. Ancak yetki belgesi sürelerinin dolmasının ardından yenileme ücreti ödeyerek mevcut belgeleri yerine TİO belgesini alabilecekler” dedi. Yönetmeliğin mesleki yeterlilikle ilgili 13. maddesi her taşıma işleri organizatöründe en az 1 ÜDY ve en az 2 ODY belgeli yönetici ve çalışan olması hükmünü getiriyor. Türkiye’de sadece UTİKAD tarafından verilen ve bu sene 3. dönemi sona eren FIATA Diploma Eğitimi diplomasına sahip olanlar için de çok önemli bir gelişmenin altını çizen Eldener, “FIATA Diplomasına sahip olan kişilerde ayrıca ÜDY ve/veya ODY belgesi aranmayacağı da yönetmeliğin “Eğitim” başlıklı 14. maddesinin 2. fıkrasında yer aldı. Bu uluslararası mesleki eğitimin değerinin Bakanlığımız tarafından da belgelenmesi bizi ayrıca mutlu etti” dedi. Eldener sözleri şöyle tamamladı: “Tüm endişelerimize rağmen yeni yönetmeliğin hızla büyüyen ve gelişen, dünya standartlarında bir sektör haline gelerek Türkiye’nin ikinci güçlü hizmet ihracatçısı olan lojistik sektörümüze hayırlı olmasını temenni ediyoruz. Bu süreçte görüşleriyle bizi yalnız bırakmayan tüm üyelerimize ve paydaşlarımıza emekleri için çok teşekkür ederiz. Yönetmeliğin hazırlanma sürecinde Türk lojistik sektörünün önde gelen sivil toplum kuruluşu olan UTİKAD’ın önerilerini göz önünde bulunduran, sektör sorunlarımızı dinleyerek makul çözümler bulmak için bizlerle bir araya gelen başta Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Sayın Ahmet Arslan’a, Müsteşarımız Sayın Suat Hayri Aka’ya ve Tehlikeli Madde ve Kombine Taşımacılık Genel Müdürü Cem Murat Yıldırım ile ekibine desteklerinden dolayı ayrıca şükranlarımızı sunarız.” Kaynak:UTİKAD
Taşıma İşleri Organizatörleri’nin çalışma koşullarını, sorumluluk, yükümlülük ve haklarını belirleyen Taşıma İşleri Organizatörleri Yönetmeliği, 6 Temmuz 2018 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlandı.
Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği UTİKAD’ın taslak yönetmelikte üzerinde durduğu maddelerde değişiklik yapılarak yayınlanan TİO Yönetmeliği 1 Ocak 2019 tarihi itibariyle yürürlüğe girecek.
Konuyla ilgili açıklama yapan UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener, UTİKAD’ın yoğun çalışmalarının birçok açıdan olumlu sonuçlar verdiğini belirtti.
UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Eldener; “UTİKAD olarak uzun süredir üzerinde çalıştığımız, her adımını yakından takip ettiğimiz ve sektörümüzün iş yapış şekillerini, belki de bir noktada geleceğini belirleyecek olan Taşıma İşleri Organizatörleri Yönetmeliği geçtiğimiz hafta yayınlandı. Taslak yönetmelik ilk yayınlandığı andan itibaren hem Yönetim Kurulumuz ve Çalışma Gruplarımız hem de İcra Kurulumuz tarafından yürütülen çalışmaların sonuç verdiğini ve görüşlerimizin çoğunun yönetmeliğe yansıdığını görmek bizleri memnun etti” diye konuştu.
“Ancak tabii ki sektör açısından uygun bulmadığımız iki önemli konunun yönetmelikte yer aldığını da belirtmemiz lazım” diyen Eldener, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yönetmeliğe göre taşıma işleri organizatörü yetki belgesi almanın şartlarından biri en az 300.000 TL sermaye veya işletme sermayesine sahip olması olarak belirtilirken, söz konusu yetki belgesinin ücreti 150.000 TL olarak belirlenmiştir. 150 bin TL’lik yetki belgesi ücreti maalesef sektörümüzde faaliyet gösteren birçok küçük ve ortak büyüklükteki üyemiz açısından zorlayıcı ve çok yüksek bir maliyettir. Gelişmiş ülkelerde sadece sisteme dahil etmek anlamında sembolik bir belge ücreti geçerliyken veya hiç belge ücreti yokken, ülkemizde bir taşıma işleri organizatörü (freight forwarding) işletmesini kurabilmek için daha işe başlamadan ilk 5 yıl için 150.000 TL belge ücreti ödemek işletmelerin finansal yapısını daha baştan bozacaktır. Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nden kalan bu yüksek belge ücreti yaklaşımı maalesef halen devam etmekte ve işe başlamada firmaların önünde ciddi bir engel olarak yer almaktadır.
Taşıma İşleri Organizatörlerinin hizmet kalemlerine taban ve tavan ücreti getirilmesine yönelik 7. madde ise serbest piyasa koşullarında rekabetçiliği engelleyen bir müdahale endişesini akıllara getiriyor. Türk Ticaret Kanunu çerçevesinde faaliyet gösteren ve bir ticari işletme olan taşıma işleri organizatörlerine taban/tavan ücreti belirlenmek istenmesi serbest ticaret ortamına uymayan bir yaklaşımdır.”
1 Ocak 2019 tarihi itibarıyla yürürlüğe girecek olan yönetmelik ile taşıma işleri organizatörlerine organize ve taahhüt ettiği taşımadan doğan sorumluluklar için “taşıyıcı sorumluluk sigortası” yaptırma zorunluluğu getirildiğinin de altını çizen Eldener, “Bu ve diğer maddelerle ilgili olarak yönetmelik hükümlerinin ihlali durumunda uygulanacak idari para cezaları da yönetmeliğin 21. maddesinde düzenlenmiş. Oldukça sert ve yüksek para cezaları olduğunu görüyoruz” dedi.
Yönetmeliğin 18. maddesinin 3. fıkrası’nda yer alan “Gönderen ve alıcı taşıttırdığı yükün, varış gümrüğüne varmasından sonra cirolamış olduğu taşıma senedini ve kararlaştırılmış olan taşıma bedeli ile taşımadan doğan diğer bedelleri, düzenlenen taşıma senedi gereğince, taşıma işleri organizatörüne vermek ve ödemekle yükümlüdür” hükmünü de vurgulayan UTİKAD Başkanı; “Bu hükmün Taşıma İşleri Organizatörleri açısından verdikleri hizmetlerin ödemelerini alma yönünde bir dayanak sağladığını düşünüyoruz” diye konuştu.
Gemi acenteleri ve hava kargo acentelerinin ‘taşıma işleri organizatörü’ olarak faaliyet gösterebilmeleri için yetki belgesi almaları gerektiğini de belirten UTİKAD Başkanı, “Halihazırda R ve DD yetki belgesi bulunduran taşıma işleri organizatörleri ise belge süreleri doluncaya kadar mevcut belgeleri ile faaliyetlerine devam edebilecekler. Ancak yetki belgesi sürelerinin dolmasının ardından yenileme ücreti ödeyerek mevcut belgeleri yerine TİO belgesini alabilecekler” dedi.
Yönetmeliğin mesleki yeterlilikle ilgili 13. maddesi her taşıma işleri organizatöründe en az 1 ÜDY ve en az 2 ODY belgeli yönetici ve çalışan olması hükmünü getiriyor.
Türkiye’de sadece UTİKAD tarafından verilen ve bu sene 3. dönemi sona eren FIATA Diploma Eğitimi diplomasına sahip olanlar için de çok önemli bir gelişmenin altını çizen Eldener, “FIATA Diplomasına sahip olan kişilerde ayrıca ÜDY ve/veya ODY belgesi aranmayacağı da yönetmeliğin “Eğitim” başlıklı 14. maddesinin 2. fıkrasında yer aldı. Bu uluslararası mesleki eğitimin değerinin Bakanlığımız tarafından da belgelenmesi bizi ayrıca mutlu etti” dedi.
Eldener sözleri şöyle tamamladı: “Tüm endişelerimize rağmen yeni yönetmeliğin hızla büyüyen ve gelişen, dünya standartlarında bir sektör haline gelerek Türkiye’nin ikinci güçlü hizmet ihracatçısı olan lojistik sektörümüze hayırlı olmasını temenni ediyoruz. Bu süreçte görüşleriyle bizi yalnız bırakmayan tüm üyelerimize ve paydaşlarımıza emekleri için çok teşekkür ederiz. Yönetmeliğin hazırlanma sürecinde Türk lojistik sektörünün önde gelen sivil toplum kuruluşu olan UTİKAD’ın önerilerini göz önünde bulunduran, sektör sorunlarımızı dinleyerek makul çözümler bulmak için bizlerle bir araya gelen başta Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Sayın Ahmet Arslan’a, Müsteşarımız Sayın Suat Hayri Aka’ya ve Tehlikeli Madde ve Kombine Taşımacılık Genel Müdürü Cem Murat Yıldırım ile ekibine desteklerinden dolayı ayrıca şükranlarımızı sunarız.”
Kaynak:UTİKAD

from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2m8hawO
via IFTTT
Türkiye yetenek açığında dünya genelinde altıncı sırada ManpowerGroup 2018 Yetenek Açığı Raporu’na göre dünyadaki işverenler 2007’den beri görülen en yüksek yetenek açığıyla karşı karşıya ve dünya genelinde her 100 işverenden 45’i yetenekli işgücü bulmakta zorlandığını belirtiyor. Bu oran, 2016/2017 yetenek açığı araştırmasına göre yüzde 5 daha yüksek. Türkiye’deki yetenek açığı ise 2016/2017 araştırmasına göre bir azalma göstermiyor ve yine yüzde 66 olarak ölçülüyor. Türkiye bu yetenek açığı oranıyla dünya genelinde 6’ıncı sırada yer alıyor. ManpowerGroup tarafından 12 yıldır küresel çapta hazırlanan Yetenek Açığı Raporu’nun 2018 sonuçları 43 ülkeden 39.195 işverenle görüşülerek hazırlandı. Bu araştırmaya göre işverenlerin yüzde 45’i, yetenek açığıyla karşı karşıya olduklarını ve doğru becerilere sahip personel bulmakta zorluk yaşadıklarını belirtiyorlar. Bir önceki raporda yüzde 66 olan Türkiye’deki yetenek açığı ise bu yıl da düşüş göstermiyor ve yüzde 66 olarak ölçülüyor. Küresel yetenek krizinde ilk sıraya yüzde 89 ile Japonya yerleşirken, ardından Romanya (yüzde 81), Tayvan (yüzde 78), Hong Kong (yüzde 76), Bulgaristan (yüzde 68) ve Türkiye (yüzde 66) geliyor. En az yetenek açığı bulunan ülkeler Çin (yüzde 13), İrlanda (yüzde 18), Birleşik Krallık (yüzde 19), Hollanda (yüzde 24) ve İspanya (yüzde 24) olarak sıralanıyor. Araştırmaya göre işveren talebinin arttığı yeteneklerin çoğunda ortaöğretim sonrası eğitim gerekli olsa da, üniversite derecesi şart olarak görülmüyor. Ankete katılan şirketlerin yarısından fazlası, yetenek açığını kapatmak için eğitim platformlarına ve geliştirme araçlarına yatırım yapıyor. Yaklaşık %30’u esnek çalışma düzenlemeleri de dahil olmak üzere mevcut çalışma modellerini değiştirmeye çalışıyor. 2018 yılında en fazla “Yetenek Açığı” bulunan 10 pozisyon: Türkiye Dünya 1- Nitelikli İşçi 1- Nitelikli İşçi 2- Mühendis 2- Satış Temsilcisi 3- Teknisyen 3- Mühendis 4- Satış Temsilcisi 4- Şoför 5- Muhasebe ve Finans Personeli 5- Teknisyen 6- Operatör 6- BT Personeli 7- Şoför 7- Muhasebe ve Finans Personeli 8- Yönetici 8- Profesyonel Uzmanlar 9- Restoran/Otel Çalışanı 9- Ofis Destek Personeli 10- Temizlik/Ev İşleri 10- Operatör Bir önceki raporda en fazla “Yetenek Açığı” bulunan 10 pozisyon şöyleydi: Türkiye Dünya 1- Nitelikli İşçi 1- Zanaatkâr 2- Zanaatkâr 2- BT Personeli 3- Teknisyen 3- Satış Temsilcisi 4- Üretim/Makine Operatörü 4- Mühendis 5- Mühendis 5- Teknisyen 6- Satış Temsilcisi 6- Şoför 7- Muhasebe ve Finans Personeli 7- Muhasebe ve Finans Personeli 8- Şoför 8- Yönetici/İdareci 9- Yönetici/İdareci 9- Üretim/Makine Operatörü 10- BT Personeli 10- Sekreter, Kişisel Asistan, Yönetici Asistanı, Ofis Destek Personeli Türkiye, en çok aranan yetenek konusunda dünyayla hemfikir: Nitelikli İşçi Bu sene zirvede “Nitelikli İşçi” açığı göze çarpıyor. Bir önceki raporda dünya sıralamasında ikinci sırada yer alan BT Personeli açığı altıncı sıraya geriliyor. Bir önceki Yetenek Açığı raporunun üçüncüsü Satış Temsilcisi açığı ise ikinci sıraya yükseliyor. Dünyadaki işverenler aynı zamanda Mühendis, Teknisyen ve Şoför pozisyonları için de yetenek açığının giderek arttığını ifade ediyorlar. Türkiye’de 2018 için doldurulması en zor pozisyonlar Nitelikli İşçi, Mühendis ve Teknisyen olarak belirtilirken, önceki raporun ikincisi Zanaatkâr açığı bu sene liste dışında kalıyor. Ayrıca Türk işverenler Satış Temsilcisi, Muhasebe ve Finans Personeli ve Operatör pozisyonlarında da açık olduğunu belirtiyor. ManpowerGroup Türkiye Genel Müdürü Feyza Narlı, Türkiye sonuçlarını şöyle yorumluyor: “Araştırma sonuçlarının da gösterdiği gibi, Yetenek Devrimi’nin yarattığı etkiyle işverenler ihtiyaç duydukları yetenek bileşimine sahip insanları bulmakta zorlanıyorlar. Bu nedenle yetenekleri bulmak, işe almak ve elde tutmak için yeni bir yaklaşıma her zaman olduğundan daha çok ihtiyaç duyuyorlar. Artık şirketler, mevcut yetenekleri bulup tüketmekten çok, yetenek geliştirmeye odaklanmalıdır.” Yetenek açığının ilk 3 nedeni Türkiye Dünya 1- Adayların deneyim eksikliği (yüzde 31) 1- Aday olmaması (yüzde 29) 2- Adayların teknik yetenek eksiklikleri (yüzde 20) 2- Adayların deneyim eksikliği (yüzde 20) 3- İlgili rol için doğru bütçelendirmenin yapılamaması (yüzde 20) 3- Adayların teknik yetenek eksiklikleri (yüzde 19) Dünya genelinde yetenek açığı ile karşı karşıya olduklarını belirten küresel işverenler, bu zorlukla karşılamaların en büyük 3 nedenini; aday olmaması (yüzde 29), adayların deneyim eksikliği (yüzde 20) ve adayların teknik yetenek eksiklikleri (yüzde 19) olarak açıklıyor. Türkiye’de ise en büyük 3 neden adayların deneyim eksikliği (yüzde 31), adayların teknik yetenek eksiklikleri (yüzde 20) ve ilgili rol için doğru bütçelendirmenin yapılamaması (yüzde 20) şeklinde. ManpowerGroup Türkiye Genel Müdürü Feyza Narlı, Türkiye’de öne çıkan yetenek açığı nedenlerini şöyle yorumluyor: “Adayların teknik yetersizliği ve şirketlerin bu konuda yatırım yapmaktan kaçınmaları, yetenek açığının artmasına sebep oluyor. Bu konuda doğru adaya ulaşabilmenin ve bu adaylar için doğru bütçelendirmenin yapılabilmesinin önemi çok büyük.” Araştırmaya katılan işverenlerin yarısından fazlası (yüzde 54) yetenek açığı sıkıntısını aşmak için mevcut çalışan kadrosuna ek eğitim ve gelişim imkanı sunduğunu, yüzde 36’sı eğitim ve deneyim gereksinimlerini yeniden düzenlediğini, yüzde 32’si çalışanlarına ekstra yan haklar sunduğunu, yüzde 30’u alternatif çalışma yöntemlerini değerlendirdiğini, yüzde 29’u çalışanlarına daha yüksek ücret sunduğunu belirtiyor. Herhangi bir strateji izlemediğini söyleyenlerin oranı ise sadece yüzde 11. ManpowerGroup Hakkında Küresel iş gücü çözümlerinde lider bir kuruluş olan ManpowerGroup (NYSE: MAN), hızla değişen bir dünyada kurumların, kendilerine başarıyı getiren yetenekleri bulmasına, değerlendirmesine, geliştirmesine ve yönetmesine yardımcı olur. 400.000’den fazla müşteriye yenilikçi çözümler geliştirerek, 3 milyondan fazla insanı çok çeşitli sektör ve alanlarda anlamlı ve sürdürülebilir işlerle buluşturur. Manpower®, Experis®, Right Management® ve ManpowerGroup® Çözümleri gibi uzman şirketlerden oluşan ManpowerGroup 70 yıldır, 80 ülke ve bölgedeki adaylar ve müşteriler için çok daha fazla değer yaratmaktadır. ManpowerGroup 2018 yılında, üst üste sekizinci defa Dünyanın En Etik Şirketlerinden biri seçilerek ve Fortune Dergisi tarafından En Çok Beğenilen Şirketler arasında gösterilerek, sektörünün en çok güvenilen ve beğenilen markası olduğunu teyit etmiştir. ManpowerGroup’un geleceğe nasıl güç verdiğini görmek için: www.manpowergroup.com
ManpowerGroup 2018 Yetenek Açığı Raporu’na göre dünyadaki işverenler 2007’den beri görülen en yüksek yetenek açığıyla karşı karşıya ve dünya genelinde her 100 işverenden 45’i yetenekli işgücü bulmakta zorlandığını belirtiyor. Bu oran, 2016/2017 yetenek açığı araştırmasına göre yüzde 5 daha yüksek. Türkiye’deki yetenek açığı ise 2016/2017 araştırmasına göre bir azalma göstermiyor ve yine yüzde 66 olarak ölçülüyor. Türkiye bu yetenek açığı oranıyla dünya genelinde 6’ıncı sırada yer alıyor.
ManpowerGroup tarafından 12 yıldır küresel çapta hazırlanan Yetenek Açığı Raporu’nun 2018 sonuçları 43 ülkeden 39.195 işverenle görüşülerek hazırlandı. Bu araştırmaya göre işverenlerin yüzde 45’i, yetenek açığıyla karşı karşıya olduklarını ve doğru becerilere sahip personel bulmakta zorluk yaşadıklarını belirtiyorlar. Bir önceki raporda yüzde 66 olan Türkiye’deki yetenek açığı ise bu yıl da düşüş göstermiyor ve yüzde 66 olarak ölçülüyor.
Küresel yetenek krizinde ilk sıraya yüzde 89 ile Japonya yerleşirken, ardından Romanya (yüzde 81), Tayvan (yüzde 78), Hong Kong (yüzde 76), Bulgaristan (yüzde 68) ve Türkiye (yüzde 66) geliyor. En az yetenek açığı bulunan ülkeler Çin (yüzde 13), İrlanda (yüzde 18), Birleşik Krallık (yüzde 19), Hollanda (yüzde 24) ve İspanya (yüzde 24) olarak sıralanıyor.
Araştırmaya göre işveren talebinin arttığı yeteneklerin çoğunda ortaöğretim sonrası eğitim gerekli olsa da, üniversite derecesi şart olarak görülmüyor. Ankete katılan şirketlerin yarısından fazlası, yetenek açığını kapatmak için eğitim platformlarına ve geliştirme araçlarına yatırım yapıyor. Yaklaşık %30’u esnek çalışma düzenlemeleri de dahil olmak üzere mevcut çalışma modellerini değiştirmeye çalışıyor.
2018 yılında en fazla “Yetenek Açığı” bulunan 10 pozisyon:
| Türkiye | Dünya |
| 1- Nitelikli İşçi | 1- Nitelikli İşçi |
| 2- Mühendis | 2- Satış Temsilcisi |
| 3- Teknisyen | 3- Mühendis |
| 4- Satış Temsilcisi | 4- Şoför |
| 5- Muhasebe ve Finans Personeli | 5- Teknisyen |
| 6- Operatör | 6- BT Personeli |
| 7- Şoför | 7- Muhasebe ve Finans Personeli |
| 8- Yönetici | 8- Profesyonel Uzmanlar |
| 9- Restoran/Otel Çalışanı | 9- Ofis Destek Personeli |
| 10- Temizlik/Ev İşleri | 10- Operatör |
Bir önceki raporda en fazla “Yetenek Açığı” bulunan 10 pozisyon şöyleydi:
| Türkiye | Dünya |
| 1- Nitelikli İşçi | 1- Zanaatkâr |
| 2- Zanaatkâr | 2- BT Personeli |
| 3- Teknisyen | 3- Satış Temsilcisi |
| 4- Üretim/Makine Operatörü | 4- Mühendis |
| 5- Mühendis | 5- Teknisyen |
| 6- Satış Temsilcisi | 6- Şoför |
| 7- Muhasebe ve Finans Personeli | 7- Muhasebe ve Finans Personeli |
| 8- Şoför | 8- Yönetici/İdareci |
| 9- Yönetici/İdareci | 9- Üretim/Makine Operatörü |
| 10- BT Personeli | 10- Sekreter, Kişisel Asistan, Yönetici Asistanı, Ofis Destek Personeli |
Türkiye, en çok aranan yetenek konusunda dünyayla hemfikir: Nitelikli İşçi
Bu sene zirvede “Nitelikli İşçi” açığı göze çarpıyor. Bir önceki raporda dünya sıralamasında ikinci sırada yer alan BT Personeli açığı altıncı sıraya geriliyor. Bir önceki Yetenek Açığı raporunun üçüncüsü Satış Temsilcisi açığı ise ikinci sıraya yükseliyor. Dünyadaki işverenler aynı zamanda Mühendis, Teknisyen ve Şoför pozisyonları için de yetenek açığının giderek arttığını ifade ediyorlar.
Türkiye’de 2018 için doldurulması en zor pozisyonlar Nitelikli İşçi, Mühendis ve Teknisyen olarak belirtilirken, önceki raporun ikincisi Zanaatkâr açığı bu sene liste dışında kalıyor. Ayrıca Türk işverenler Satış Temsilcisi, Muhasebe ve Finans Personeli ve Operatör pozisyonlarında da açık olduğunu belirtiyor. ManpowerGroup Türkiye Genel Müdürü Feyza Narlı, Türkiye sonuçlarını şöyle yorumluyor: “Araştırma sonuçlarının da gösterdiği gibi, Yetenek Devrimi’nin yarattığı etkiyle işverenler ihtiyaç duydukları yetenek bileşimine sahip insanları bulmakta zorlanıyorlar. Bu nedenle yetenekleri bulmak, işe almak ve elde tutmak için yeni bir yaklaşıma her zaman olduğundan daha çok ihtiyaç duyuyorlar. Artık şirketler, mevcut yetenekleri bulup tüketmekten çok, yetenek geliştirmeye odaklanmalıdır.”
Yetenek açığının ilk 3 nedeni
| Türkiye | Dünya |
| 1- Adayların deneyim eksikliği (yüzde 31) | 1- Aday olmaması (yüzde 29) |
| 2- Adayların teknik yetenek eksiklikleri (yüzde 20) | 2- Adayların deneyim eksikliği (yüzde 20) |
| 3- İlgili rol için doğru bütçelendirmenin yapılamaması (yüzde 20) | 3- Adayların teknik yetenek eksiklikleri (yüzde 19) |
Dünya genelinde yetenek açığı ile karşı karşıya olduklarını belirten küresel işverenler, bu zorlukla karşılamaların en büyük 3 nedenini; aday olmaması (yüzde 29), adayların deneyim eksikliği (yüzde 20) ve adayların teknik yetenek eksiklikleri (yüzde 19) olarak açıklıyor. Türkiye’de ise en büyük 3 neden adayların deneyim eksikliği (yüzde 31), adayların teknik yetenek eksiklikleri (yüzde 20) ve ilgili rol için doğru bütçelendirmenin yapılamaması (yüzde 20) şeklinde. ManpowerGroup Türkiye Genel Müdürü Feyza Narlı, Türkiye’de öne çıkan yetenek açığı nedenlerini şöyle yorumluyor: “Adayların teknik yetersizliği ve şirketlerin bu konuda yatırım yapmaktan kaçınmaları, yetenek açığının artmasına sebep oluyor. Bu konuda doğru adaya ulaşabilmenin ve bu adaylar için doğru bütçelendirmenin yapılabilmesinin önemi çok büyük.”
Araştırmaya katılan işverenlerin yarısından fazlası (yüzde 54) yetenek açığı sıkıntısını aşmak için mevcut çalışan kadrosuna ek eğitim ve gelişim imkanı sunduğunu, yüzde 36’sı eğitim ve deneyim gereksinimlerini yeniden düzenlediğini, yüzde 32’si çalışanlarına ekstra yan haklar sunduğunu, yüzde 30’u alternatif çalışma yöntemlerini değerlendirdiğini, yüzde 29’u çalışanlarına daha yüksek ücret sunduğunu belirtiyor. Herhangi bir strateji izlemediğini söyleyenlerin oranı ise sadece yüzde 11.
ManpowerGroup Hakkında
Küresel iş gücü çözümlerinde lider bir kuruluş olan ManpowerGroup (NYSE: MAN), hızla değişen bir dünyada kurumların, kendilerine başarıyı getiren yetenekleri bulmasına, değerlendirmesine, geliştirmesine ve yönetmesine yardımcı olur. 400.000’den fazla müşteriye yenilikçi çözümler geliştirerek, 3 milyondan fazla insanı çok çeşitli sektör ve alanlarda anlamlı ve sürdürülebilir işlerle buluşturur. Manpower®, Experis®, Right Management® ve ManpowerGroup® Çözümleri gibi uzman şirketlerden oluşan ManpowerGroup 70 yıldır, 80 ülke ve bölgedeki adaylar ve müşteriler için çok daha fazla değer yaratmaktadır. ManpowerGroup 2018 yılında, üst üste sekizinci defa Dünyanın En Etik Şirketlerinden biri seçilerek ve Fortune Dergisi tarafından En Çok Beğenilen Şirketler arasında gösterilerek, sektörünün en çok güvenilen ve beğenilen markası olduğunu teyit etmiştir. ManpowerGroup’un geleceğe nasıl güç verdiğini görmek için: www.manpowergroup.com

from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2zrNYdJ
via IFTTT