
havacılık haberleri, havayolu şirketleri ve sivil havacılık ile ilgili meraklarınızı gidermeye, bilgilerinizi güncellemeye davet ediyoruz.
5 Ocak 2018 Cuma
İlk Jet Motoru Bir Enerji Santralinde Doğdu

İlk Jet Motoru Bir Enerji Santralinde Doğdu Çoğu insan Edison’u ilk pratik ampulü üreten bilim adamı olarak tanır. Ancak Edison aynı zamanda yeni iş alanlarında yüzlerce patent toplayan bir girişimciydi. Bu sayede sahip olduğu patentler, yeni gelişmelere zemin hazırladı. Örneğin ampul, X ışınlarının bulunmasına ve bu sayede tıbbi görüntüleme endüstrisinin doğmasına sebep oldu. Aynı şekilde GE’nin enerji üretimi ve gaz türbini mühendisliği konusundaki uzmanlığı, şirketin havacılık işini doğurdu. Bugünse havacılık mühendisleri, jet motoru teknik bilgilerini meslektaşlarının daha verimli gaz türbinleri kurmaları için kullanarak bir nevi minnet borçlarını ödüyorlar. Edison’un ürettiği ilk ampul ve arkasından gelen elektrikli cihaz dalgası, büyük bir elektrik talebi yarattı. Başlangıçta şirketler jeneratörlere güç vermek için pistonlu motorlar kullanıyorlardı. Ancak hızla daha verimli olan buhar türbinlerine geçiş yaptılar. 1903’te GE mühendisleri Charles Curtis ve William Emmet, Newport’ta dünyanın bir enerji santrali için inşa edilmiş en güçlü buhar türbinini ürettiler. Bu türbin, eşdeğer pistonlu motorların kapladığı alanın onda birine ihtiyaç duyuyordu ve üçte iki maliyetle üretildi. 1903’te GE, genç türbin mühendisi Sanford Moss’u işe aldı. Moss, Cornell Üniversitesi’nde gaz türbini konu-sundaki doktorasını yeni bitirmişti. Moss GE’de santrifüj kuvvetini kullanarak havayı gaz türbinlerine girmeden önce sıkıştıran bir radyal gaz kompresörü inşa etmeye başladı. Moss’un ilk deneyleri başarısız oldu. Makine çok fazla yakıt tüketti ve çok az güç üretti. Ancak patenti ve devrim niteliğindeki kompresör tasarımı yüksek fırınlara hava sağlamaktan pnömatik tüp sistemlerine güç vermeye kadar birçok uygulamada kullanıldı. O henüz bilmese de, Wright Kardeşler kalkışa geçmeden önce o, jet motorunu bulmuştu. Kasım 1917’de, yani 1. Dünya Savaşı’nın en şiddetli döneminde, GE Başkanı E.W. Rice’a NASA’nın öncüsü olan Havacılık Ulusal Danışma Komitesi’nden bir mektup ulaştı. 1. Dünya Savaşı, uçakların karıştığı ilk savaştı ve gelen mektupta Komite, Moss’tan radyal kompresörünü kullanarak Liberty uçak motorunun performansını artırmasını istiyordu. Motor deniz seviyesinde 354 beygir güç üretse de, yüksek irtifalarda bu rakam yarı yarıya düşüyordu. Moss, havayı motora girmeden önce sıkıştırmak için kompresörünü kullanabileceğine inandı ve yoğunluğu artırarak motorun kayıp gücünü geri kazanmasına yardımcı oldu. Pistonlu bir motorun silindirlerini normalde yutacağı miktardan daha fazla havayla doldurmak süperşarj olarak adlandırılır. Moss, radyal türbinini döndürmek ve motora giren havayı sıkıştırmak için Liberty motorundan gelen sıcak egzozu kullanan bir turbo süperşarj sistemi tasarladı. Moss’un tasarımı 1918’de Colorado’daki Pike’s Peak’in üstünde test edildi. Motor 352 beygir, yani deniz seviyesindeki kadar güç üretti. Bu gelişmeden sonra GE, havacılık endüstrisine giriş yaptı. Kaynak:geturkiyeblog.com
Çoğu insan Edison’u ilk pratik ampulü üreten bilim adamı olarak tanır. Ancak Edison aynı zamanda yeni iş alanlarında yüzlerce patent toplayan bir girişimciydi. Bu sayede sahip olduğu patentler, yeni gelişmelere zemin hazırladı. Örneğin ampul, X ışınlarının bulunmasına ve bu sayede tıbbi görüntüleme endüstrisinin doğmasına sebep oldu. Aynı şekilde GE’nin enerji üretimi ve gaz türbini mühendisliği konusundaki uzmanlığı, şirketin havacılık işini doğurdu.
Bugünse havacılık mühendisleri, jet motoru teknik bilgilerini meslektaşlarının daha verimli gaz türbinleri kurmaları için kullanarak bir nevi minnet borçlarını ödüyorlar.
Edison’un ürettiği ilk ampul ve arkasından gelen elektrikli cihaz dalgası, büyük bir elektrik talebi yarattı. Başlangıçta şirketler jeneratörlere güç vermek için pistonlu motorlar kullanıyorlardı. Ancak hızla daha verimli olan buhar türbinlerine geçiş yaptılar. 1903’te GE mühendisleri Charles Curtis ve William Emmet, Newport’ta dünyanın bir enerji santrali için inşa edilmiş en güçlü buhar türbinini ürettiler. Bu türbin, eşdeğer pistonlu motorların kapladığı alanın onda birine ihtiyaç duyuyordu ve üçte iki maliyetle üretildi.
1903’te GE, genç türbin mühendisi Sanford Moss’u işe aldı. Moss, Cornell Üniversitesi’nde gaz türbini konu-sundaki doktorasını yeni bitirmişti. Moss GE’de santrifüj kuvvetini kullanarak havayı gaz türbinlerine girmeden önce sıkıştıran bir radyal gaz kompresörü inşa etmeye başladı. Moss’un ilk deneyleri başarısız oldu. Makine çok fazla yakıt tüketti ve çok az güç üretti. Ancak patenti ve devrim niteliğindeki kompresör tasarımı yüksek fırınlara hava sağlamaktan pnömatik tüp sistemlerine güç vermeye kadar birçok uygulamada kullanıldı. O henüz bilmese de, Wright Kardeşler kalkışa geçmeden önce o, jet motorunu bulmuştu.
Kasım 1917’de, yani 1. Dünya Savaşı’nın en şiddetli döneminde, GE Başkanı E.W. Rice’a NASA’nın öncüsü olan Havacılık Ulusal Danışma Komitesi’nden bir mektup ulaştı. 1. Dünya Savaşı, uçakların karıştığı ilk savaştı ve gelen mektupta Komite, Moss’tan radyal kompresörünü kullanarak Liberty uçak motorunun performansını artırmasını istiyordu.
Motor deniz seviyesinde 354 beygir güç üretse de, yüksek irtifalarda bu rakam yarı yarıya düşüyordu. Moss, havayı motora girmeden önce sıkıştırmak için kompresörünü kullanabileceğine inandı ve yoğunluğu artırarak motorun kayıp gücünü geri kazanmasına yardımcı oldu.
Pistonlu bir motorun silindirlerini normalde yutacağı miktardan daha fazla havayla doldurmak süperşarj olarak adlandırılır. Moss, radyal türbinini döndürmek ve motora giren havayı sıkıştırmak için Liberty motorundan gelen sıcak egzozu kullanan bir turbo süperşarj sistemi tasarladı. Moss’un tasarımı 1918’de Colorado’daki Pike’s Peak’in üstünde test edildi. Motor 352 beygir, yani deniz seviyesindeki kadar güç üretti. Bu gelişmeden sonra GE, havacılık endüstrisine giriş yaptı.
Kaynak:geturkiyeblog.com
from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2lYyftw
via IFTTT
Yumurta ihracatında büyüme Yumurta ihracatı son 11 yılda 21 kat büyüdü Yumurta Üreticileri Merkez Birliği (YUM-BİR) Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Konya, 2006’da 18 milyon dolar olan yumurta ihracatının 2017 yılında 376 milyon dolara çıktığını belirterek, “Bu büyük bir başarıdır. İhracatımızı yaklaşık 21 katına çıkardık.” dedi. Konya, sektörün ihracat performansına ilişkin açıklamalarda bulundu. Türkiye’de yumurta üreticilerinin 2006’da ihracata başladığını dile getiren Hasan Konya, Türkiye’deki tavukçuların yüzde 80’inin ihracatla tanıştığını aktardı. Konya, ihracatın artmasıyla üretimin de çoğaldığını belirterek, şöyle konuştu: “Ülkemizdeki kafes sisteminde üretim yapan işletmelerin 2006’da yaptığı ihracat hamlesi ciddi rakamlara ulaştı. 2006’da 18 milyon dolar olan ihracatımız, 2017’te 376 milyon dolara çıktı. Bu büyük bir başarıdır. İhracatımızı yaklaşık 21 katına çıkardık. Ülkemizin komuşuları ve körfez ülkelerdeki sıkıntılar azaldığı zaman ihracatın daha da artacağını hep birlikte göreceğiz. Çünkü artık ihracatı öğrendik. O kapasitemiz var. Üretimimiz hem iç piyasa hem de ihracat için yeterli sayıya ulaştı. Yaklaşık bir aydır Avrupa’ya da ihracat yapıyoruz. Yunanistan, Bulgaristan, Macaristan, İtalya ve Polonya gibi ülkelere yumurta göndermeye başladık. Talebin daha da artacağını düşünüyoruz.” 2017’de yumurta ihracatı 376 milyon dolara çıktı Hasan Konya, üretim kapasitesinin artmasıyla ihracat yapılan ülke çeşitliliğinin de çoğaldığına işaret ederek, şunları kaydetti: “Ülkemizde 2015-2016’da Güneydoğu’daki illerde ciddi operasyonlar olmuştu. Cizre, Şırnak, Silopi ve Habur’da bu operasyonlardan dolayı geçişlerde sıkıntı olduğu için yumurtayla birlikte diğer ürünlerin ihracatında sorun oldu. 2014’te 407 milyon dolar olan ihracatımız 275 milyon dolara gerilemişti. Bu oran 2016’da 290 milyon dolar civarında seyretti. Çok şükür 2017’de yumurta ihracatımız 376 milyon dolara çıktı. Bu rakamlarla Türkiye yaklaşık 12 yıldır dünyada 2’nci veya 3’üncü sırada yer alıyor. Üretimde de 9’uncu sırada bulunuyoruz.” Kuş gribinden dolayı yumurta üretiminde ciddi sorunlar yaşayan İran’a da ihracat yaptıklarını aktaran Konya, gelen talebi karşılamak üzere 2 bin tır ürünün ülkeye gönderileceğini bildirdi. Kaynak:http://ift.tt/1dOW3SE
Yumurta ihracatı son 11 yılda 21 kat büyüdü
Yumurta Üreticileri Merkez Birliği (YUM-BİR) Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Konya, 2006’da 18 milyon dolar olan yumurta ihracatının 2017 yılında 376 milyon dolara çıktığını belirterek, “Bu büyük bir başarıdır. İhracatımızı yaklaşık 21 katına çıkardık.” dedi.
Konya, sektörün ihracat performansına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Türkiye’de yumurta üreticilerinin 2006’da ihracata başladığını dile getiren Hasan Konya, Türkiye’deki tavukçuların yüzde 80’inin ihracatla tanıştığını aktardı.
Konya, ihracatın artmasıyla üretimin de çoğaldığını belirterek, şöyle konuştu:
“Ülkemizdeki kafes sisteminde üretim yapan işletmelerin 2006’da yaptığı ihracat hamlesi ciddi rakamlara ulaştı. 2006’da 18 milyon dolar olan ihracatımız, 2017’te 376 milyon dolara çıktı. Bu büyük bir başarıdır. İhracatımızı yaklaşık 21 katına çıkardık. Ülkemizin komuşuları ve körfez ülkelerdeki sıkıntılar azaldığı zaman ihracatın daha da artacağını hep birlikte göreceğiz. Çünkü artık ihracatı öğrendik. O kapasitemiz var. Üretimimiz hem iç piyasa hem de ihracat için yeterli sayıya ulaştı. Yaklaşık bir aydır Avrupa’ya da ihracat yapıyoruz. Yunanistan, Bulgaristan, Macaristan, İtalya ve Polonya gibi ülkelere yumurta göndermeye başladık. Talebin daha da artacağını düşünüyoruz.”
2017’de yumurta ihracatı 376 milyon dolara çıktı
Hasan Konya, üretim kapasitesinin artmasıyla ihracat yapılan ülke çeşitliliğinin de çoğaldığına işaret ederek, şunları kaydetti:
“Ülkemizde 2015-2016’da Güneydoğu’daki illerde ciddi operasyonlar olmuştu. Cizre, Şırnak, Silopi ve Habur’da bu operasyonlardan dolayı geçişlerde sıkıntı olduğu için yumurtayla birlikte diğer ürünlerin ihracatında sorun oldu. 2014’te 407 milyon dolar olan ihracatımız 275 milyon dolara gerilemişti. Bu oran 2016’da 290 milyon dolar civarında seyretti. Çok şükür 2017’de yumurta ihracatımız 376 milyon dolara çıktı. Bu rakamlarla Türkiye yaklaşık 12 yıldır dünyada 2’nci veya 3’üncü sırada yer alıyor. Üretimde de 9’uncu sırada bulunuyoruz.”
Kuş gribinden dolayı yumurta üretiminde ciddi sorunlar yaşayan İran’a da ihracat yaptıklarını aktaran Konya, gelen talebi karşılamak üzere 2 bin tır ürünün ülkeye gönderileceğini bildirdi.
Kaynak:http://ift.tt/1dOW3SE
from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2EZnqiN
via IFTTT
1.912.216 UÇUŞ 193.318.708 YOLCU 1.912.216 UÇUŞ 193.318.708 YOLCU
1.912.216 UÇUŞ 193.318.708 YOLCU
from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2EZXaVF
via IFTTT
Türkiye 2036’da yolcu sayısı ile dünyada 9. sıraya yükseliyor IATA araştırmasına göre 2036’da Türkiye Fransa’dan daha fazla yolcu sayısı ile dünyada 9.sıraya yükseliyor. Bilal Ekşi sosyal medya paylaşımı aşağıdaki gibidir. Avrupada 4.sıraya yükseliyor. Dünyada yolcu sayısı en hızlı gelişen 5.ülke Türkiye . Türkiye büyüyor. Türk Hava Yolları yüksekten uçuyor. IATA araştırmasına göre 2036’da Türkiye Fransa’dan daha fazla yolcu sayısı ile dünyada 9.sıraya yükseliyor. Avrupada 4.sıraya yükseliyor. Dünyada yolcu sayısı en hızlı gelişen 5.ülke Türkiye . Türkiye büyüyor. Türk Hava Yolları yüksekten uçuyor. https://t.co/7KVeEGstod — Bilal EKŞİ (@BilalEksiTHY) January 5, 2018
IATA araştırmasına göre 2036’da Türkiye Fransa’dan daha fazla yolcu sayısı ile dünyada 9.sıraya yükseliyor. Bilal Ekşi sosyal medya paylaşımı aşağıdaki gibidir.
Avrupada 4.sıraya yükseliyor. Dünyada yolcu sayısı en hızlı gelişen 5.ülke Türkiye . Türkiye büyüyor. Türk Hava Yolları yüksekten uçuyor.
IATA araştırmasına göre 2036’da Türkiye Fransa’dan daha fazla yolcu sayısı ile dünyada 9.sıraya yükseliyor. Avrupada 4.sıraya yükseliyor.
Dünyada yolcu sayısı en hızlı gelişen 5.ülke Türkiye
.
Türkiye büyüyor. Türk Hava Yolları yüksekten uçuyor. https://t.co/7KVeEGstod
— Bilal EKŞİ (@BilalEksiTHY) January 5, 2018
from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2F38oZu
via IFTTT

