4 Ocak 2018 Perşembe

E-ticaretin geleceğinde neler olacak? Dijital Dönüşüm Danışmanı ve Me Consultancy kurucusu Murat Erdör, dijitalleşen dünyada ekonominin itici güçlerinden biri olmaya doğru adım adım ilerleyen ve satın alma davranışlarımızı değiştiren e-ticaretin geleceğiyle ilgili öngörüleri paylaştı. Gelecekte her şeyin daha da hızlanacağını, tüm cihazların daha küçük, hafif ve taşınabilir hale geleceğini ve tüm bu gelişmelerin e-ticareti ve satın alma davranışlarımızı dönüştüreceğini belirten Erdör, e-ticaret alanında yaşanacak değişiklikleri şu şekilde sıraladı: Dropshipping’e ilgi artacak Stoksuz satış olarak da ifade edilen ve son zamanların e-ticarette yükselen trendlerinden olan Dropshipping’e ilgi daha da artacak. Stok tutmak yerine, ürünlerin tedarikçinin deposundan müşteriye ulaşmasını sağlayan Dropshipping modelini kullanarak e–ticaret yapacak kişi ve marka sayısı artış gösterecek. Mobilde artış sürecek Gelecekte her şey cep telefonları ve tabletlerden yapılacak. Akıllı cihazların kullanımı ve satışlarının artması ve hayatın vazgeçilmezleri arasındaki yerini almasına paralel olarak, mobil alışveriş de aynı şekilde artış gösterecek. Mağazadan alışveriş hobiye dönüşecek Geçmiş yıllarda insanlar ihtiyaç duydukları bir ürünü satın almak için mağazalara giderdi. Hala pek çok insan bu şekilde alışveriş yapmayı sürdürüyor. Ancak internet ve e-ticaretin yaygınlaşması bu alışveriş yöntemine alternatif durumda. Dünya her geçen gün hızlanıyor, tüketiciler her şeyi daha az zamanda ve enerjiyle almak için seçenekler arıyor. İnternetin bir tıklamayla milyonlarca seçenek sunabilmesi, önümüzdeki birkaç on yıl içinde mağazaya giderek alışveriş yapmayı, gündelik hayatın bir parçası olmaktan çok, merak uyandırıcı bir eski moda hobiye dönüştürecek. Görsel ve ses ile arama özelliği yaygınlaşacak Kelime ile aramanın daha da gelişmiş hali olan “görselle arama”, e-ticaretin yükselen trendlerinden biri olacak. Örneğin elinizde beğendiğiniz montun bir resmi varsa, dilediğiniz bir e-ticaret sitesine girerek, resmi bu e-ticaret sitesine yükleyebileceksiniz. E-ticaret sitesi yüklediğiniz resme yakın tüm ürünleri ekranınızda size sunuyor olacak. 2020’ye doğru ise “ses” ile arama özelliği e-ticaret sitelerinde arama opsiyonu olarak karşımıza çıkacak. Sesli arama özelliğiyle istediğimiz ürünleri kolayca aratabileceğiz. Mikro anlar önem kazanacak E-ticarette pazarlama daha ayrıntılı hale geliyor. Anlık satın alma kararları, sorunları hemen çözmek için verilen kararlar, yeni şeyler denemek için verilen kararlar… Bunların yanı sıra her ay yeni bir gelişme, analiz, uygulama pazarlamayı ve dolayısıyla da e-ticareti dönüştürüyor. Artık alışveriş yapanlar her zamankinden daha farklı bir paradigmaya sahip. E-ticaret pazarlamacıları, içerik, promosyon teklifleri ve sosyal medyada hedefli reklamlar oluşturmanın yanı sıra gönderim bildirimleri, satın alma onayları ve durum güncellemeleri gibi anlık her ayrıntıyı da optimize edecek. İçerik yine kral, tahttan inmeyecek Pazarlama çalışanlarının %78’i özel içeriği pazarlamanın geleceği ve her daim parçası olarak görüyor. Her alanda olduğu üzere doğru ve kişiselleştirilmiş içerik, e-ticaretin geleceğinde de önemli bir yere sahip olmayı sürdürecek. E-ihracat artacak Yurtdışında “cross border e-commerce” olarak adlandırılan E-ihracat, e-ticaret yapan firmaların farklı ülkelerde de faaliyet göstermesi, faaliyet gösterdiği farklı ülkelerdeki potansiyel tüketicilere de dokunması anlamına geliyor. E–ihracata olan ilgi gelecek yıllarda artış gösterecek, birçok marka yurtdışına online ürün satmak için kargo, e-ticaret altyapısı, yazılım vb. noktalarında düzenlemelere, yenilemelere gidecek. Murat Erdör hakkında TED Ankara Koleji’nde lise eğitimini tamamladıktan sonra Bilkent Üniversitesi İşletme Bölümü’nden 1999 yılında mezun olan Dijital Dönüşüm Danışmanı ve Me Consultancy kurucusu Murat Erdör, Bahçeşehir Üniversitesi’nde “Stratejik Pazarlama ve Marka Yönetimi” üzerine master yaptı. Finans, hizmet ve enerji sektörlerinde yerli ve yabancı birçok şirkette çalıştıktan sonra, uzun süre dijital pazarlama ve otomasyon konusunda dünyanın sayılı markalarından biri olan Emarsys’de Türkiye Ülke Müdürlüğü görevini yürüttü. Emarsys’deki başarılarının ardından Türkiye’nin lider pazarlama platformu Euromessage’da Türkiye Genel Müdürü olarak çalışan Erdör, 20 senelik kurumsal hayata ara verip kendi firmasını kurdu. Kariyerine “dijital dönüşüm danışmanı” olarak devam eden Erdör, aynı zamanda “Bilgi Paylaştıkça Güzel” temalı www.muraterdor.com adlı web sayfasıyla farklı konularda sektöre katkıda bulunuyor.

Dijital Dönüşüm Danışmanı ve Me Consultancy kurucusu Murat Erdör, dijitalleşen dünyada ekonominin itici güçlerinden biri olmaya doğru adım adım ilerleyen ve satın alma davranışlarımızı değiştiren e-ticaretin geleceğiyle ilgili öngörüleri paylaştı. Gelecekte her şeyin daha da hızlanacağını, tüm cihazların daha küçük, hafif ve taşınabilir hale geleceğini ve tüm bu gelişmelerin e-ticareti ve satın alma davranışlarımızı dönüştüreceğini belirten Erdör, e-ticaret alanında yaşanacak değişiklikleri şu şekilde sıraladı:

Dropshipping’e ilgi artacak

Stoksuz satış olarak da ifade edilen ve son zamanların e-ticarette yükselen trendlerinden olan Dropshipping’e ilgi daha da artacak. Stok tutmak yerine, ürünlerin tedarikçinin deposundan müşteriye ulaşmasını sağlayan Dropshipping modelini kullanarak eticaret yapacak kişi ve marka sayısı artış gösterecek.

Mobilde artış sürecek

Gelecekte her şey cep telefonları ve tabletlerden yapılacak. Akıllı cihazların kullanımı ve satışlarının artması ve hayatın vazgeçilmezleri arasındaki yerini almasına paralel olarak, mobil alışveriş de aynı şekilde artış gösterecek.

Mağazadan alışveriş hobiye dönüşecek

Geçmiş yıllarda insanlar ihtiyaç duydukları bir ürünü satın almak için mağazalara giderdi. Hala pek çok insan bu şekilde alışveriş yapmayı sürdürüyor. Ancak internet ve e-ticaretin yaygınlaşması bu alışveriş yöntemine alternatif durumda. Dünya her geçen gün hızlanıyor, tüketiciler her şeyi daha az zamanda ve enerjiyle almak için seçenekler arıyor. İnternetin bir tıklamayla milyonlarca seçenek sunabilmesi, önümüzdeki birkaç on yıl içinde mağazaya giderek alışveriş yapmayı, gündelik hayatın bir parçası olmaktan çok, merak uyandırıcı bir eski moda hobiye dönüştürecek.

Görsel ve ses ile arama özelliği yaygınlaşacak

Kelime ile aramanın daha da gelişmiş hali olan “görselle arama”, e-ticaretin yükselen trendlerinden biri olacak. Örneğin elinizde beğendiğiniz montun bir resmi varsa, dilediğiniz bir e-ticaret sitesine girerek, resmi bu e-ticaret sitesine yükleyebileceksiniz. E-ticaret sitesi yüklediğiniz resme yakın tüm ürünleri ekranınızda size sunuyor olacak. 2020’ye doğru ise “ses” ile arama özelliği e-ticaret sitelerinde arama opsiyonu olarak karşımıza çıkacak. Sesli arama özelliğiyle istediğimiz ürünleri kolayca aratabileceğiz.

Mikro anlar önem kazanacak

E-ticarette pazarlama daha ayrıntılı hale geliyor. Anlık satın alma kararları, sorunları hemen çözmek için verilen kararlar, yeni şeyler denemek için verilen kararlar… Bunların yanı sıra her ay yeni bir gelişme, analiz, uygulama pazarlamayı ve dolayısıyla da e-ticareti dönüştürüyor. Artık alışveriş yapanlar her zamankinden daha farklı bir paradigmaya sahip. E-ticaret pazarlamacıları, içerik, promosyon teklifleri ve sosyal medyada hedefli reklamlar oluşturmanın yanı sıra gönderim bildirimleri, satın alma onayları ve durum güncellemeleri gibi anlık her ayrıntıyı da optimize edecek.

İçerik yine kral, tahttan inmeyecek

Pazarlama çalışanlarının %78’i özel içeriği pazarlamanın geleceği ve her daim parçası olarak görüyor. Her alanda olduğu üzere doğru ve kişiselleştirilmiş içerik, e-ticaretin geleceğinde de önemli bir yere sahip olmayı sürdürecek.

E-ihracat artacak

Yurtdışında “cross border e-commerce” olarak adlandırılan E-ihracat, e-ticaret yapan firmaların farklı ülkelerde de faaliyet göstermesi, faaliyet gösterdiği farklı ülkelerdeki potansiyel tüketicilere de dokunması anlamına geliyor. Eihracata olan ilgi gelecek yıllarda artış gösterecek, birçok marka yurtdışına online ürün satmak için kargo, e-ticaret altyapısı, yazılım vb. noktalarında düzenlemelere, yenilemelere gidecek.

Murat Erdör hakkında

TED Ankara Koleji’nde lise eğitimini tamamladıktan sonra Bilkent Üniversitesi İşletme Bölümü’nden 1999 yılında mezun olan Dijital Dönüşüm Danışmanı ve Me Consultancy kurucusu Murat Erdör, Bahçeşehir Üniversitesi’nde “Stratejik Pazarlama ve Marka Yönetimi” üzerine master yaptı. Finans, hizmet ve enerji sektörlerinde yerli ve yabancı birçok şirkette çalıştıktan sonra, uzun süre dijital pazarlama ve otomasyon konusunda dünyanın sayılı markalarından biri olan Emarsys’de Türkiye Ülke Müdürlüğü görevini yürüttü. Emarsys’deki başarılarının ardından Türkiye’nin lider pazarlama platformu Euromessage’da Türkiye Genel Müdürü olarak çalışan Erdör, 20 senelik kurumsal hayata ara verip kendi firmasını kurdu. Kariyerine “dijital dönüşüm danışmanı” olarak devam eden Erdör, aynı zamanda “Bilgi Paylaştıkça Güzel” temalı www.muraterdor.com adlı web sayfasıyla farklı konularda sektöre katkıda bulunuyor.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2EXsYKz
via IFTTT

Hamilelerin bulantı ve kusma problemi ile ilgili önemli öneriler UZMANA KULAK VERİN, BULANTI VE KUSMAYA GEBE KALMAYIN HAMİLELİKTE DİRENÇLİ KUSMA TEHLİKELİ OLABİLİR! Her kadın için mutluluk kaynağı olan gebelik, bazı anne adaylarını fizyolojik olarak zorluyor. Hamilelerin en büyük sorunları arasında bulantı ve kusma olduğunu belirten Medical Park Gaziosmanpaşa Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. İbrahim Ertuğrul, konuyla ilgili önemli bilgiler verdi. Gebelik boyunca ruhsal olduğu kadar belirgin fizyolojik değişiklikler de meydana gelir. Bunların çoğu anne ve bebeği için avantaj sağlayabilir. Fakat fizyolojik değişiklikler, bazı anne adaylarının hayatını kabusa da çevirebilir. Önemli olan gebelikte gelişebilecek mide sorunları ile nasıl baş edileceğidir. Medical Park Gaziosmanpaşa Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. İbrahim Ertuğrul, hamilelere şu tavsiyelerde bulundu; GENETİK FAKTÖRLER ÖNEMLİ Bulantı ve kusma spesifik bir hastalık olmadığı halde gebelikte çok sık karşılaşılan bir problemdir. Gebeliğin ilk üç ayında bulantı ve kusma görülme oranı yüzde 50 ila 90 arasındadır. Bu şikayetler genellikle son regl döneminden 5-6 hafta sonra başlar. 8.-12. haftada zirveye ulaşır ve daha sonra giderek şiddetini kaybeder. Hastaların yüzde 90’ı gebeliğinin ilk üç ayındadır. Gebeliğin ilerlemesiyle genellikle 14. haftadan sonra bulantı ve kusma çoğu zaman hafifleyerek kaybolmakta ve tedaviye gerek kalmamaktadır. Ancak bu şikayetlerin sindirim sistemine ait bir organik hastalığa bağlı olabileceği akıldan çıkarılmamalıdır. Gebelik sırasında büyüyen rahmin oluşturduğu mekanik etkiye ve hormon düzeylerinde oluşan değişikliklere bağlı olarak sindirim sistemi fonksiyonlarında çeşitli etkileşimler görülebilir. Dolayısıyla mide ve bağırsak hareketlerinde mekanik olarak kısıtlama olmaktadır. Östrojen seviyelerindeki değişiklikler, genetik ve çevresel faktörler de bu sorunda önemli bir rol oynar. Örneğin ikizinde, kız kardeşinde veya annesinde gebelik bulantı ve kusması olan hamilelerde daha sık görülür. KÜÇÜK DEĞİŞİKLİKLER SORUNU ÇÖZER Gebelikte hastaneye yatışı gerektirecek kadar dirençli bulantı kusma olması durumuna tıbbi olarak ‘Hiperemezis gravidarum’ denmektedir. Bu durum her 1000 gebelikten yaklaşık 3-10 gebede görüldüğü tahmin edilmektedir. Bu dirençli bulantı kusma durumlarında tedaviye başlarken öncelikle vücudun sıvı elektrolit dengesinin yerine konulması ve sıvı kaybının düzeltilmesi gerekir. Bunun için hastaya damar yolu açılarak serum verilir. Ağızdan yemek alımı bir müddet kesilerek sindirim sistemi istirahate alınmalıdır. Hastaların çoğu bu tedavi ile toparlar. Daha sonra yağdan kısıtlı hafif bir diyetle yavaş yavaş ağızdan beslenmeye başlanır. ‘Gastroözofageal reflü’ de genellikle gebelerin yüzde 60-70’inde görülen bir problemdir. Bu durumun geliştiği gebelerin çoğunda semptomatik reflü gebeliğin erken dönemlerinde başlamakta, son aylara doğru belirginleşmekte ve doğumdan hemen sonra da kaybolmaktadır. Gebelikte reflü tedavisinde alınacak önlemler şunlar; Yatak başı yükseltilmeli, Karın basıncını arttıracak öne eğilme gibi hareketlerden kaçınılmalı, Az ve sık aralıklarla yemek yenmeli, Yatmadan iki saat önce su dışında herhangi bir şey tüketilmemeli, Sigaradan kesinlikle uzak durulmalı. Gebelikte proton pompa inhibitörü kullanımı konusunda az tecrübe mevcuttur, ancak olasılıkla güvenilirdir. Bu ilaçlar dirençli semptomları olan veya komplike reflüsü olan gebelerde kullanılmalıdır. BESLENMENİZE DİKKAT EDİN Mide ülseri toplumda sık görülen bir hastalık olarak bilinmesine karşın gebelerde şikayetler belirgin olabilmektedir. Midede ağrı, açlıkta ağrı şiddetinin artması, gece ağrı ile uyanma ve bir şeyler atıştırınca ağrının azalması gibi bulgular mide ülserini düşündürmelidir. Bilinen mide ülseri öyküsü olmayan ve ilk defa gebelikte bu şikayetleri ortaya çıkmış hastalara öncelikle bazı önlemler anlatılmalıdır. Aşırı yağlı gıdalardan uzak durmak, düzenli ve az yemek yemek, şikayetleri arttıran yiyeceklerden uzak durmak, sigara, alkol, kafein içeren içecekleri tüketmemek gibi. İlk basamak olarak sukralfat, antiasitler tercih edilmelidir. Bu tedaviye cevap vermeyen dirençli hastalara H2 reseptör antagonistleri veya proton pompa inhibitörleri (mide asit salgısını azaltan ilaçlar) verilebilir. Yine de şikayetleri geçmeyen bu tedavilere cevap vermeyen gebe hastalara üst endoskopi yapılabilir. Tedavilere dirençli hastalarda gerektiği takdirde endoskopik işlem gebelikte güvenle uygulanabilecek bir tanı metodudur.

UZMANA KULAK VERİN, BULANTI VE KUSMAYA GEBE KALMAYIN

HAMİLELİKTE DİRENÇLİ KUSMA TEHLİKELİ OLABİLİR!

Her kadın için mutluluk kaynağı olan gebelik, bazı anne adaylarını fizyolojik olarak zorluyor. Hamilelerin en büyük sorunları arasında bulantı ve kusma olduğunu belirten Medical Park Gaziosmanpaşa Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. İbrahim Ertuğrul, konuyla ilgili önemli bilgiler verdi.

Gebelik boyunca ruhsal olduğu kadar belirgin fizyolojik değişiklikler de meydana gelir. Bunların çoğu anne ve bebeği için avantaj sağlayabilir. Fakat fizyolojik değişiklikler, bazı anne adaylarının hayatını kabusa da çevirebilir. Önemli olan gebelikte gelişebilecek mide sorunları ile nasıl baş edileceğidir. Medical Park Gaziosmanpaşa Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. İbrahim Ertuğrul, hamilelere şu tavsiyelerde bulundu;

GENETİK FAKTÖRLER ÖNEMLİ

Bulantı ve kusma spesifik bir hastalık olmadığı halde gebelikte çok sık karşılaşılan bir problemdir. Gebeliğin ilk üç ayında bulantı ve kusma görülme oranı yüzde 50 ila 90 arasındadır. Bu şikayetler genellikle son regl döneminden 5-6 hafta sonra başlar. 8.-12. haftada zirveye ulaşır ve daha sonra giderek şiddetini kaybeder. Hastaların yüzde 90’ı gebeliğinin ilk üç ayındadır. Gebeliğin ilerlemesiyle genellikle 14. haftadan sonra bulantı ve kusma çoğu zaman hafifleyerek kaybolmakta ve tedaviye gerek kalmamaktadır. Ancak bu şikayetlerin sindirim sistemine ait bir organik hastalığa bağlı olabileceği akıldan çıkarılmamalıdır. Gebelik sırasında büyüyen rahmin oluşturduğu mekanik etkiye ve hormon düzeylerinde oluşan değişikliklere bağlı olarak sindirim sistemi fonksiyonlarında çeşitli etkileşimler görülebilir. Dolayısıyla mide ve bağırsak hareketlerinde mekanik olarak kısıtlama olmaktadır. Östrojen seviyelerindeki değişiklikler, genetik ve çevresel faktörler de bu sorunda önemli bir rol oynar. Örneğin ikizinde, kız kardeşinde veya annesinde gebelik bulantı ve kusması olan hamilelerde daha sık görülür.

KÜÇÜK DEĞİŞİKLİKLER SORUNU ÇÖZER

Gebelikte hastaneye yatışı gerektirecek kadar dirençli bulantı kusma olması durumuna tıbbi olarak ‘Hiperemezis gravidarum’ denmektedir. Bu durum her 1000 gebelikten yaklaşık 3-10 gebede görüldüğü tahmin edilmektedir. Bu dirençli bulantı kusma durumlarında tedaviye başlarken öncelikle vücudun sıvı elektrolit dengesinin yerine konulması ve sıvı kaybının düzeltilmesi gerekir. Bunun için hastaya damar yolu açılarak serum verilir. Ağızdan yemek alımı bir müddet kesilerek sindirim sistemi istirahate alınmalıdır. Hastaların çoğu bu tedavi ile toparlar. Daha sonra yağdan kısıtlı hafif bir diyetle yavaş yavaş ağızdan beslenmeye başlanır. ‘Gastroözofageal reflü’ de genellikle gebelerin yüzde 60-70’inde görülen bir problemdir. Bu durumun geliştiği gebelerin çoğunda semptomatik reflü gebeliğin erken dönemlerinde başlamakta, son aylara doğru belirginleşmekte ve doğumdan hemen sonra da kaybolmaktadır. Gebelikte reflü tedavisinde alınacak önlemler şunlar;

  • Yatak başı yükseltilmeli,
  • Karın basıncını arttıracak öne eğilme gibi hareketlerden kaçınılmalı,
  • Az ve sık aralıklarla yemek yenmeli,
  • Yatmadan iki saat önce su dışında herhangi bir şey tüketilmemeli,
  • Sigaradan kesinlikle uzak durulmalı.

Gebelikte proton pompa inhibitörü kullanımı konusunda az tecrübe mevcuttur, ancak olasılıkla güvenilirdir. Bu ilaçlar dirençli semptomları olan veya komplike reflüsü olan gebelerde kullanılmalıdır.

BESLENMENİZE DİKKAT EDİN

Mide ülseri toplumda sık görülen bir hastalık olarak bilinmesine karşın gebelerde şikayetler belirgin olabilmektedir. Midede ağrı, açlıkta ağrı şiddetinin artması, gece ağrı ile uyanma ve bir şeyler atıştırınca ağrının azalması gibi bulgular mide ülserini düşündürmelidir. Bilinen mide ülseri öyküsü olmayan ve ilk defa gebelikte bu şikayetleri ortaya çıkmış hastalara öncelikle bazı önlemler anlatılmalıdır. Aşırı yağlı gıdalardan uzak durmak, düzenli ve az yemek yemek, şikayetleri arttıran yiyeceklerden uzak durmak, sigara, alkol, kafein içeren içecekleri tüketmemek gibi. İlk basamak olarak sukralfat, antiasitler tercih edilmelidir. Bu tedaviye cevap vermeyen dirençli hastalara H2 reseptör antagonistleri veya proton pompa inhibitörleri (mide asit salgısını azaltan ilaçlar) verilebilir. Yine de şikayetleri geçmeyen bu tedavilere cevap vermeyen gebe hastalara üst endoskopi yapılabilir. Tedavilere dirençli hastalarda gerektiği takdirde endoskopik işlem gebelikte güvenle uygulanabilecek bir tanı metodudur.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2EWxWYa
via IFTTT

Hamilelerin bulantı ve kusma problemi ile ilgili önemli öneriler


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2EWxWYa

İran’daki Kaos Lojistik Sektörünü De Vurur


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2AqUSve

İran’daki Kaos Lojistik Sektörünü De Vurur İRAN’DAKİ KAOS LOJİSTİK SEKTÖRÜNÜ DE VURUR! İran’da günlerdir süren olaylar, şiddetini arttırmaya devam ediyor. Gösterilerin sürdüğü bilgisi Türk medyasında yer alırken hayatlarını kaybedenlerin sayısı artıyor. İranlı yetkililerin, olaylara karşı sert önlemler alabileceği, ayaklanmaları bastırmak için geniş çaplı müdahalelerin söz konusu olabileceği hatta İran’ın kapılarını tamamen kapatabileceği de olası sonuçlar arasında yer alıyor. Türkiye ile İran arasındaki güçlü ekonomik ilişkilere dikkat çeken Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener hem dış ticaretin hem de lojistik sektörünün bu olumsuz durumdan etkilenebileceğini belirtti. İran’da yaklaşık bir haftadır süren olaylar, tüm dünyanın olduğu gibi Türkiye’nin gözünün de bölgeye çevrilmesine neden oldu. İran’daki iç karışıklığın ülke geneline yayılması komşu ülkelerde endişe yaratırken, İran’ın dünyaya tüm kapılarını kapaması da olasılıklar arasında yer alıyor. Doğu-Batı eksenli uluslararası ticaret akışının önemli aktörlerinden biri olan İran’da yaşanan gerginliğin Türkiye ekonomisine de etki edebileceğini belirten Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener, “Haberleri endişe ile takip ediyoruz. Öncelikle komşu ülkelerimizden birinde yaşanan toplumsal gerginlik hepimiz için üzücü ve kaygı verici. Olayların bir an evvel durulmasını temenni ediyoruz” diye konuştu. Geçtiğimiz yıllarda Irak ve Suriye’de yaşanan gerginliklerin ülke ekonomimize verdiği zarara da dikkat çeken Emre Eldener, “İran, komşumuz olmasının yanı sıra Ortadoğu’nun en güçlü ekonomik aktörlerinden biri. 2016’da İran’a uygulanan yaptırımların kaldırılması lojistik sektörü açısından umut veren bir gelişme olarak karşılanmıştı. Çünkü İran ülkemiz üzerinden geçen ulaştırma hatları sayesinde Avrupa’ya bağlanıyor. Aynı şekilde Avrupa’dan İran’a yük akışı da Türkiye üzerinden geçerek transit yük trafiğini arttırıyor” dedi. İran’ın dış ticaretimizde de önemli bir yere sahip olduğunu vurgulayan Emre Eldener, “Ambargo uygulandığı dönemde 15 milyar dolara gerileyen ticaret hacmimizin ambargonun kaldırılmasının ardından 30 milyar doları bulması umuluyor. Aynı zamanda ikili ekonomik ilişkilerimiz çerçevesinde son yıllarda birçok Türk firması bölgede kayda değer yatırımlar gerçekleştirdi. Antrepo ve filo yatırımları yapıldı. Ayrıca Suriye’deki olaylar nedeniyle güneyde atıl kalan filolar, İran’la artan ticaret hacmimiz sayesinde yeniden hareketliliğe kavuştu. Ancak bölgenin yeniden güvelik tehdidi altına girmesi özellikle karayolu taşımacılığı faaliyetlerini zedeleyecektir. Bu nedenle olayların ülke geneline yayılması öncelikle insani olarak ardından da ekonomik olarak bizi endişelendiriyor” dedi. UTİKAD Hakkında; 1986 yılında kurulan Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD); lojistik sektörünün en önemli sivil toplum kuruluşlarından birisi olarak Türkiye’de ve uluslararası alanda kara, hava, deniz, demiryolu, kombine taşımacılığı ile lojistik hizmetler üreten firmaları aynı çatı altında toplamaktadır. UTİKAD, üyelerine verdiği hizmetlerin yanı sıra, lojistik sektörünün dünya çapındaki en büyük sivil toplum kuruluşu olan Uluslararası Taşıma İşleri Organizatörleri Dernekleri Federasyonu’nun (FIATA) Türkiye temsilciliğini üstlenmiş ve ülkemizi FIATA Yönetim Kurulu’nda temsil etmektedir. Ayrıca Avrupa Taşıma İşleri Organizatörleri, Taşımacılık, Lojistik ve Gümrükleme Hizmetleri Derneği (CLECAT) üyesi ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Lojistik Sağlayıcıları Dernekleri Federasyonu (ECOLPAF) kurucu üyesidir.

İRAN’DAKİ KAOS LOJİSTİK SEKTÖRÜNÜ DE VURUR!

İran’da günlerdir süren olaylar, şiddetini arttırmaya devam ediyor. Gösterilerin sürdüğü bilgisi Türk medyasında yer alırken hayatlarını kaybedenlerin sayısı artıyor. İranlı yetkililerin, olaylara karşı sert önlemler alabileceği, ayaklanmaları bastırmak için geniş çaplı müdahalelerin söz konusu olabileceği hatta İran’ın kapılarını tamamen kapatabileceği de olası sonuçlar arasında yer alıyor.

Türkiye ile İran arasındaki güçlü ekonomik ilişkilere dikkat çeken Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener hem dış ticaretin hem de lojistik sektörünün bu olumsuz durumdan etkilenebileceğini belirtti.

İran’da yaklaşık bir haftadır süren olaylar, tüm dünyanın olduğu gibi Türkiye’nin gözünün de bölgeye çevrilmesine neden oldu. İran’daki iç karışıklığın ülke geneline yayılması komşu ülkelerde endişe yaratırken, İran’ın dünyaya tüm kapılarını kapaması da olasılıklar arasında yer alıyor. Doğu-Batı eksenli uluslararası ticaret akışının önemli aktörlerinden biri olan İran’da yaşanan gerginliğin Türkiye ekonomisine de etki edebileceğini belirten Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener, “Haberleri endişe ile takip ediyoruz. Öncelikle komşu ülkelerimizden birinde yaşanan toplumsal gerginlik hepimiz için üzücü ve kaygı verici. Olayların bir an evvel durulmasını temenni ediyoruz” diye konuştu.

Geçtiğimiz yıllarda Irak ve Suriye’de yaşanan gerginliklerin ülke ekonomimize verdiği zarara da dikkat çeken Emre Eldener, “İran, komşumuz olmasının yanı sıra Ortadoğu’nun en güçlü ekonomik aktörlerinden biri. 2016’da İran’a uygulanan yaptırımların kaldırılması lojistik sektörü açısından umut veren bir gelişme olarak karşılanmıştı. Çünkü İran ülkemiz üzerinden geçen ulaştırma hatları sayesinde Avrupa’ya bağlanıyor. Aynı şekilde Avrupa’dan İran’a yük akışı da Türkiye üzerinden geçerek transit yük trafiğini arttırıyor” dedi.

İran’ın dış ticaretimizde de önemli bir yere sahip olduğunu vurgulayan Emre Eldener, “Ambargo uygulandığı dönemde 15 milyar dolara gerileyen ticaret hacmimizin ambargonun kaldırılmasının ardından 30 milyar doları bulması umuluyor. Aynı zamanda ikili ekonomik ilişkilerimiz çerçevesinde son yıllarda birçok Türk firması bölgede kayda değer yatırımlar gerçekleştirdi.

Antrepo ve filo yatırımları yapıldı.

Ayrıca Suriye’deki olaylar nedeniyle güneyde atıl kalan filolar, İran’la artan ticaret hacmimiz sayesinde yeniden hareketliliğe kavuştu. Ancak bölgenin yeniden güvelik tehdidi altına girmesi özellikle karayolu taşımacılığı faaliyetlerini zedeleyecektir. Bu nedenle olayların ülke geneline yayılması öncelikle insani olarak ardından da ekonomik olarak bizi endişelendiriyor” dedi.

UTİKAD Hakkında;

1986 yılında kurulan Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD); lojistik sektörünün en önemli sivil toplum kuruluşlarından birisi olarak Türkiye’de ve uluslararası alanda kara, hava, deniz, demiryolu, kombine taşımacılığı ile lojistik hizmetler üreten firmaları aynı çatı altında toplamaktadır. UTİKAD, üyelerine verdiği hizmetlerin yanı sıra, lojistik sektörünün dünya çapındaki en büyük sivil toplum kuruluşu olan Uluslararası Taşıma İşleri Organizatörleri Dernekleri Federasyonu’nun (FIATA) Türkiye temsilciliğini üstlenmiş ve ülkemizi FIATA Yönetim Kurulu’nda temsil etmektedir. Ayrıca Avrupa Taşıma İşleri Organizatörleri, Taşımacılık, Lojistik ve Gümrükleme Hizmetleri Derneği (CLECAT) üyesi ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Lojistik Sağlayıcıları Dernekleri Federasyonu (ECOLPAF) kurucu üyesidir.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2AqUSve
via IFTTT

Kişiye özel seyahat deneyim uzmanı Setur Select ile 10 günde Hindistan’ı keşfedin


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2EUeYBb

Kişiye özel seyahat deneyim uzmanı Setur Select ile 10 günde Hindistan’ı keşfedin SeturSelect’in 19-29 Ocak 2018’de gerçekleştireceği 10 günlük Hindistan turu, Katmandu ve çevresindeki tapınaklara ziyaret, pembe şehir Jaipur’da fillerle gezinti, Agra’daki ünlü Taj Mahal’i keşfetme, Varanisi’de akşam ayini “Aarti”ye katılma, Ganj Nehri’nde büyük kayıklarla gezinti ve Delhi şehir turunu kapsıyor. Setur’un 50 yılı aşkın sektör deneyimi ve üstün hizmet kalitesiyle kişiye özel seyahat deneyimi sunmak üzere oluşturduğu SeturSelect, misafirlerinin hayallerindeki tatili yaşamalarına olanak veren özel rotalarına bir yenisini daha ekledi. SeturSelect, 19-29 Ocak 2018 tarihleri arasında 10 günlük Hindistan turu düzenliyor. Türkçe rehberlik hizmeti de içeren Hindistan seyahati, 19 Ocak 2018’de Atatürk Havalimanı’ndan 7 saatlik Türk Hava Yolları uçuşuyla Himalayaların eteğindeki Katmandu’dan başlıyor. Turun ikinci ve üçüncü günü, Katmandu ve çevresinin tarihi ve turistik merkezlerine ayrılıyor. Hindu ve Budist tapınakların süslediği gizemli Katmandu Vadisi, merkezde yer alan Hanuman Dhoka Durbar ve çevresindeki önemli tapınaklar, meydanlar, saraylar, Kathmandu vadisinde hala canlılığını koruyan bir inanç olan yaşayan tanrıça Kumari’nin evi, en önemli Budist hac duraklarından Swayambhunath stupası, bölgenin en önemli Hindu tapınağı olan Pashupatinath ve Kathmandu vadisinin diğer önemli şehri olan Bhadgon iki gün içinde ziyaret edilecek yerler arasında yer alıyor. Pempe şehir Jaipur Turun dördüncü günü, yerel havayolları ile Delhi’ye yapılacak 1,5 saatlik bir yolculukla başlıyor. Delhi’den özel otobüs ile bir sonraki durak olan Jaipur’a geçiliyor. Pembe şehir olarak bilinen Jaipur’da geçirilecek turun altıncı gününde misafirler, yakındaki Amber Fort kalesine fillerle çıkacak, Sheesh Mahal, Jai Mahal gibi diğer önemli noktaları ziyaret etme ve şehir turu yapma fırsatı bulacaklar. Ayrıca, City Palace, Jantar Mantar Gözlemevi, Hawa Mahal veya Rüzgarlar Sarayı da görülecek yerler arasında. Taj Mahal ve Agra Kalesi’ni ziyaret Turun altıncu günü, Jaipur’dan Agra’ya hareketle başlıyor. Yaklaşık 6 saatlik bu yolculuk sırasında yol üzerinde Fatehpur Sikri şehri ziyaret edilecek. Ertesi gün Agra ve çevresini dolaşma olanağı bulacak olan misafirler bu gezi sırasında 1630 yılında Moğol İmparatoru Şah Jahan tarafından 40 yaşında 14. çocuğunu doğururken ölen eşi Mümtaz Begüm için yaptırdığı dünyadaki en güzel eserlerinden biri olan ünlü Taj Mahal’i ve ardından da Agra Kalesini keşfetme fırsatı bulacaklar. Ganj Nehri’nde tur SeturSelect’in 10 günlük Hindistan turunun sekizinci günü Delhi üzerinden Varanasi’ye yapılacak yolculukla başlıyor. Varanasi şehir turunun ardından ve Bharat Tapınağı ziyaret ediliyor. Otele yerleştikten sonra akşam ayini “Aarti” için nehir kıyısına hareket edilecek. Ertesi günün programında ise erken saatlerde Ganj Nehrinde büyük kayıklarla yapılacak gezi yer alıyor. Bu gezi sırasında nehirde yıkanan, çamaşırlarını yıkayan, yoga yapan ve güneşin doğuşunu kutsal nehir Ganj’a girerek ve dualar ederek karşılayan Hinduların yaşamını izlemek mümkün. Aynı gün öğleden sonra Tanrı Shiva’nın şehri olan Varanasi’den Delhi’ye yapılacak uçuş ve serbest zamanın ardından, bütün tur boyunca olduğu gibi akşam yemeği yine otelde. Hindistan turunun son günü Delhi’ye ayrıldı. Gün boyunca sürecek Delhi şehir turu sırasında Eski ve Yeni Delhi’nin en önemli mekanları, Hindistan’ın en büyük camisi Jama Masjid, Mahatma Ghandi’nin naaşının yakıldığı Raj Ghat, Parlemento Binası, Cumhurbaşkanlığı Binası, Hindistan Kapısı (India Gate), Qutub Minar ve külliyesi bulunuyor. Hindistan turu on birinci gün çok erken saatlerde yapılacak Delhi-İstanbul uçuşu ile sona eriyor. SETUR HAKKINDA 1965 yılında Koç Holding şirketlerinden biri olarak kurulan Setur’un turizm alanında verdiği hizmetler; yurt içi ve yurt dışına dönük tur operatörlüğü ile otel satışı, IATA uçak bileti satışı, kongre ve seminer organizasyonları, outgoing ve yurt dışı eğitim alanları çatısı altında toplanmıştır. 2001 yılında Türkiye’nin en büyük online kurumsal seyahat portalı BookinTurkey.com’u da bünyesine alan Setur, 2017 yılında portalı Seturbiz.com ismiyle yenileyerek bir adım öteye taşımıştır. Setur Duty Free tüm yurda yayılan havalimanları, kara sınır kapıları ve deniz limanlarında yaklaşık 15 bin metrekarelik alanda, 19 bölgede, 44 mağazasıyla gümrüksüz satış mağazaları işletmeciliği yapmakta ve bu faaliyetler Setur yıllık cirosunun önemli bir payını oluşturmaktadır. 1990 yılında kurulan Setair ise özel havacılık faaliyetlerini sürdürmektedir. Setair filosunda 14 yolcu kapasiteli 1 adet Falcon 7X tipi jet, 9 yolcu kapasiteli 2 adet Agusta Westland 139 tipi helikopter ve 8 yolcu kapasiteli Cessna Grand Caravan tipi deniz uçağı bulunmaktadır.

SeturSelect’in 19-29 Ocak 2018’de gerçekleştireceği 10 günlük Hindistan turu, Katmandu ve çevresindeki tapınaklara ziyaret, pembe şehir Jaipur’da fillerle gezinti, Agra’daki ünlü Taj Mahal’i keşfetme, Varanisi’de akşam ayini “Aarti”ye katılma, Ganj Nehri’nde büyük kayıklarla gezinti ve Delhi şehir turunu kapsıyor.

Setur’un 50 yılı aşkın sektör deneyimi ve üstün hizmet kalitesiyle kişiye özel seyahat deneyimi sunmak üzere oluşturduğu SeturSelect, misafirlerinin hayallerindeki tatili yaşamalarına olanak veren özel rotalarına bir yenisini daha ekledi. SeturSelect, 19-29 Ocak 2018 tarihleri arasında 10 günlük Hindistan turu düzenliyor.

Türkçe rehberlik hizmeti de içeren Hindistan seyahati, 19 Ocak 2018’de Atatürk Havalimanı’ndan 7 saatlik Türk Hava Yolları uçuşuyla Himalayaların eteğindeki Katmandu’dan başlıyor. Turun ikinci ve üçüncü günü, Katmandu ve çevresinin tarihi ve turistik merkezlerine ayrılıyor. Hindu ve Budist tapınakların süslediği gizemli Katmandu Vadisi, merkezde yer alan Hanuman Dhoka Durbar ve çevresindeki önemli tapınaklar, meydanlar, saraylar, Kathmandu vadisinde hala canlılığını koruyan bir inanç olan yaşayan tanrıça Kumari’nin evi, en önemli Budist hac duraklarından Swayambhunath stupası, bölgenin en önemli Hindu tapınağı olan Pashupatinath ve Kathmandu vadisinin diğer önemli şehri olan Bhadgon iki gün içinde ziyaret edilecek yerler arasında yer alıyor.

Pempe şehir Jaipur

Turun dördüncü günü, yerel havayolları ile Delhi’ye yapılacak 1,5 saatlik bir yolculukla başlıyor. Delhi’den özel otobüs ile bir sonraki durak olan Jaipur’a geçiliyor. Pembe şehir olarak bilinen Jaipur’da geçirilecek turun altıncı gününde misafirler, yakındaki Amber Fort kalesine fillerle çıkacak, Sheesh Mahal, Jai Mahal gibi diğer önemli noktaları ziyaret etme ve şehir turu yapma fırsatı bulacaklar. Ayrıca, City Palace, Jantar Mantar Gözlemevi, Hawa Mahal veya Rüzgarlar Sarayı da görülecek yerler arasında.

Taj Mahal ve Agra Kalesi’ni ziyaret

Turun altıncu günü, Jaipur’dan Agra’ya hareketle başlıyor. Yaklaşık 6 saatlik bu yolculuk sırasında yol üzerinde Fatehpur Sikri şehri ziyaret edilecek. Ertesi gün Agra ve çevresini dolaşma olanağı bulacak olan misafirler bu gezi sırasında 1630 yılında Moğol İmparatoru Şah Jahan tarafından 40 yaşında 14. çocuğunu doğururken ölen eşi Mümtaz Begüm için yaptırdığı dünyadaki en güzel eserlerinden biri olan ünlü Taj Mahal’i ve ardından da Agra Kalesini keşfetme fırsatı bulacaklar.

Ganj Nehri’nde tur

SeturSelect’in 10 günlük Hindistan turunun sekizinci günü Delhi üzerinden Varanasi’ye yapılacak yolculukla başlıyor. Varanasi şehir turunun ardından ve Bharat Tapınağı ziyaret ediliyor. Otele yerleştikten sonra akşam ayini “Aarti” için nehir kıyısına hareket edilecek. Ertesi günün programında ise erken saatlerde Ganj Nehrinde büyük kayıklarla yapılacak gezi yer alıyor. Bu gezi sırasında nehirde yıkanan, çamaşırlarını yıkayan, yoga yapan ve güneşin doğuşunu kutsal nehir Ganj’a girerek ve dualar ederek karşılayan Hinduların yaşamını izlemek mümkün. Aynı gün öğleden sonra Tanrı Shiva’nın şehri olan Varanasi’den Delhi’ye yapılacak uçuş ve serbest zamanın ardından, bütün tur boyunca olduğu gibi akşam yemeği yine otelde.

Hindistan turunun son günü Delhi’ye ayrıldı. Gün boyunca sürecek Delhi şehir turu sırasında Eski ve Yeni Delhi’nin en önemli mekanları, Hindistan’ın en büyük camisi Jama Masjid, Mahatma Ghandi’nin naaşının yakıldığı Raj Ghat, Parlemento Binası, Cumhurbaşkanlığı Binası, Hindistan Kapısı (India Gate), Qutub Minar ve külliyesi bulunuyor. Hindistan turu on birinci gün çok erken saatlerde yapılacak Delhi-İstanbul uçuşu ile sona eriyor.

SETUR HAKKINDA

1965 yılında Koç Holding şirketlerinden biri olarak kurulan Setur’un turizm alanında verdiği hizmetler; yurt içi ve yurt dışına dönük tur operatörlüğü ile otel satışı, IATA uçak bileti satışı, kongre ve seminer organizasyonları, outgoing ve yurt dışı eğitim alanları çatısı altında toplanmıştır.

2001 yılında Türkiye’nin en büyük online kurumsal seyahat portalı BookinTurkey.com’u da bünyesine alan Setur, 2017 yılında portalı Seturbiz.com ismiyle yenileyerek bir adım öteye taşımıştır.

Setur Duty Free tüm yurda yayılan havalimanları, kara sınır kapıları ve deniz limanlarında yaklaşık 15 bin metrekarelik alanda, 19 bölgede, 44 mağazasıyla gümrüksüz satış mağazaları işletmeciliği yapmakta ve bu faaliyetler Setur yıllık cirosunun önemli bir payını oluşturmaktadır.

1990 yılında kurulan Setair ise özel havacılık faaliyetlerini sürdürmektedir. Setair filosunda 14 yolcu kapasiteli 1 adet Falcon 7X tipi jet, 9 yolcu kapasiteli 2 adet Agusta Westland 139 tipi helikopter ve 8 yolcu kapasiteli Cessna Grand Caravan tipi deniz uçağı bulunmaktadır.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2EUeYBb
via IFTTT