5 Aralık 2017 Salı

UTİKAD’ın Ordino Belgesi İle İlgili Son Açıklaması Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği UTİKAD, uluslararası taşımacılık işinin ayrılmaz parçası olan yük teslim süreci ve ordino/yük teslim belgesi ile ilgili eksik bilgi ve yanlış yorumlara dayanan ifadelerin yanlış anlaşılmalara ve uygulamalara yol açabileceği endişesiyle yeniden harekete geçti. 15 Kasım 2017 tarihinde konuyla ilgili detaylı bilgilendirme yazısını Sayın Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ’a iletmiş olan UTİKAD, 20 Kasım 2017 tarihinde aynı görüşlerini basın organları ile de paylaşmıştı. Ancak basında ve diğer mesleki platformlarda yanlış yorum ve yönlendirmelere dayalı beyanların devam etmesi nedeniyle UTİKAD konuyla ilgili ikinci bir açıklama yapmayı gerekli gördü. ULUSLARARASI YÜK TESLİM SÜRECİ VE ORDİNO BELGESİ – 2 ÖZET: 1-    Ordino veya yük teslim belgesi kanunsuz ve dayanaksız değil, tam tersine ülkemizde, Avrupa Birliği’nde ve tüm dünyada hukuka dayalı düzenlenen ve aranan bir belge ve işlemdir. 2-    Ordino veya yük teslim belgesi 4458 sayılı Gümrük Kanunu’ndan bu yana zaten gümrük idaresinin ve mevzuatının yetki ve sorumluluk alanında olan bir belge değildir. Gümrük mevzuatında yer almıyor olması bu sürecin ve belgenin hukuksuz olduğunu göstermez. 3-    Uluslararası konvansiyonlar doğrultusunda düzenlenen ve taşıma sözleşmesi hüviyetindeki konşimentonun veya taşıma senedinin alıcı tarafından cirolanarak, sadece taşıyana veya acentesine geri teslim edileceği ve bunun karşılığı taşıyan veya taşıyan sıfatına sahip taşıma organizatörü tarafından ordino belgesinin düzenleneceği konşimentolarda açıkça belirtilmektedir. 4-    Bu belgenin mevzuattaki yeri ve hukukiliğiyle ilgili bilgiler T.C. Başbakan Yardımcılığı makamına, UDH ve Ekonomi Bakanlıklarına, TİM Başkanı’na ve İTO yönetimine iletilmiştir. 5-    Yük teslim süreci ve belgesinin ortadan kaldırılmaya çalışılması uluslararası konvansiyonlara taraf olan Türkiye’nin, taraf olduğu anlaşmaların hilafına hareket etmesi demek olacaktır. 6-    Taşıma işinden kaynaklanan ve tamamen hukuka dayalı navlun veya diğer masrafların serbest rekabet çerçevesinde fiyatlandırılması temel olmalıdır. Devlet tarafından tarifelendirilmesi veya bedelsiz hale getirilmesi hem hizmetlerin aksamasına yol açabilecek hem de serbest ticaret ve sözleşme serbestisi ilkelerine ters düşecektir. 7-    UTİKAD fahiş fiyatlandırmaların karşısındadır. 1-3 Kasım 2017 tarihleri arasında gerçekleştirilen TİM İhracat Haftası’nda gündeme getirilen ordino belgesinin hukuksuz olduğu ve dolayısıyla ordino ücreti olarak alınan hizmet bedelinin de kanunsuz olduğu konusunda pek çok demeç ve yazı gerek ulusal basında gerekse mesleki platformlarda yayınlandı. Konuyla ilgili olarak 20 Kasım 2017 tarihinde yayınladığımız basın bültenimizdeki bilgilere ek olarak aşağıdaki açıklamanın yapılması gerekli görülmüştür. Öncelikle ve kesin olarak ifade etmek gerekir ki, uluslararası taşımacılık işinin bir parçası olan yükün “doğru alıcısına” fiziken teslim edilmesi süreci ve bu işlemi gösteren belge kanunidir, hukuksuz değildir. Bu belge hukuksal geçerliliğini hem taraf olduğumuz uluslararası konvansiyonlardan hem de yerel hukukumuzdan alır. Bu işlemin hukuksuz olduğunu iddia etmek, uluslararası ticaret ve bu ticaretin taşınmasındaki kurallar ile çelişir. İşlemin hukuki olmadığını iddia etmek ancak bilgisizlikten ya da bilinçli olarak piyasada yanlış yönlendirme ile kaos yaratma niyetinden kaynaklanabilir. İşin temeline ve hukuki dayanaklarına bakıldığında yükün göndericisiyle taşıyıcısı arasındaki taşıma sözleşmesi olan konşimentoların üzerindeki sözleşme maddeleri arasında yer alan aşağıdaki madde veya benzeri maddeler durumu net olarak ortaya koymaktadır: “If this is a negotiable (To Order / Of) Bill of Lading, one original Bill of Lading, duly endorsed must be surrendered by the Merchant to the Carrier (together with outstanding Freight and charges) in exchange for the Goods or a Delivery Order. If this is a non-negotiable (straight) Bill of Lading, the Carrier shall deliver the Goods or issue a Delivery Order (after payment of outstanding Freight and charges) against the surrender of one original Bill of Lading or in accordance with the national law at the Port of Discharge or Place of Delivery whichever is applicable”. Uluslararası ticareti bilenler, basiretli dış ticaretçilerimiz, ihracatçılarımız, ithalatçılarımız ve hatta bankalarımız: – konşimentonun veya taşıma senedinin, gönderici, taşıyan ve mal bedelini göndericiye ödedikten sonra bu belgeye sahip olan alıcı arasındaki bir sözleşme olduğunu; – bu sözleşmeye göre yükün varış yerinde alıcıya teslimi için, en az bir adet orijinal konşimentonun alıcı tarafından ciro edilerek, ilgili navlun ve diğer ücretlerin de ödenmesiyle birlikte taşıyana teslim edilmesi gerektiğini; – bunun yapılmasıyla birlikte, taşıyanın ya yükü fiziken alıcıya teslim etmesi veya bu işlemin malın bulunduğu geçici depolama yerinde gerçekleşebilmesi için, taşıyanın malın teslim edilmesini onayladığı bir “delivery order” yani teslim emri veya ordino düzenlemesi gerektiğini bilir. Nitekim Türk Ticaret Kanunu’nun aşağıda tekrar belirttiğimiz 1228. ve 1236. maddeleri bunu açıkça ortaya koyar. a. Türk Ticaret Kanunu Madde 1228: Konişmento Konişmento, bir taşıma sözleşmesinin yapıldığını ispatlayan, eşyanın taşıyan tarafından teslim alındığını veya gemiye yüklendiğini gösteren ve taşıyanın eşyayı, ancak onun ibrazı karşılığında teslimle yükümlü olduğu senettir. b.    Türk Ticaret Kanunu Madde 1236: Konişmentonun geri verilmesi karşılığında eşyanın teslimi Eşya, ancak konişmento nüshasının, eşyanın teslim alındığına ilişkin şerh düşülerek geri verilmesi karşılığında teslim edilir. Konşimentolar Türkiye’nin de taraf olduğu Hague, Hague Visby veya henüz taraf olunmamakla beraber Hamburg gibi konvansiyonlar doğrultusunda düzenlenen ve uluslararası ticaret ve taşımacılıkta bütün ülkeler tarafından kabul edilen uluslararası bir sözleşme ve kıymetli belgedir. Konşimentoların el değiştirmesiyle yükün mülkiyetinin el değiştirdiğini ve uluslararası taşımacılık işinin son adımında cirolu konşimento veya taşıma senedinin taşıyana veya acentasına ibraz edilmesiyle yük teslim onayının verildiği de dış ticaretçiler ve bankalar tarafından gayet iyi bilinir. Nitekim basiretli tüccarlar olan dış ticaretçiler ve ithalatçılar, taşıma işinden önce gerekli bağlantıları yapıp, taşıma tekliflerini alarak malını hangi koşullarda, hangi ücretler karşılığında ve kime taşıttıracağını belirler ve sonrasında yükünü taşıtır. Ayrıca aynı süreci yurt dışına mal ihraç eden basiretli ihracatçılarımız da bilirler. Zira bu süreç ihracatçılarımıza da mal bedelini tahsil etmeden yükün karşı ülkedeki alıcılara teslim edilmemesini sağlayan bir garanti mekanizmasını temsil eder. Taşıma işinden kaynaklanan ücretler sadece navlun değildir. Çeşitli nedenlerle, yükün fiziki olarak taşınmasının ücreti olan navlun dışında farklı hizmetler üretilir ve bunlardan kaynaklı farklı masraflar oluşur. Milletlerarası Ticaret Odası tarafından 10 yılda bir güncellenerek yayınlanan INCOTERMS 2010’da ifade edildiği üzere, uluslararası satış terimine göre (CFR, CIF veya FOB gibi) belirtilen satıcı ve alıcının sorumlulukları kapsamında masraflar da ilgili taraflarca ödenir. Hiçbir uluslararası konvansiyonda veya ulusal mevzuat içinde bu masraflar tek tek ifade edilmez, çünkü bu masraflar ticaret ve özel hukuk çerçevesinde ve verilen hizmete göre belirlenir. Nitekim yine tekrar etmek gerekirse, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Taşıma İşleri başlıklı 4’üncü kitabının 870. maddesi taşıyanın taşıma ücretinden başka gerekli olan giderleri isteyebileceğini hükme bağlamıştır: XV – Taşıma ücretinin hesaplanması ve ödenmesi MADDE 870- (1) Taşıma ücreti, eşyanın tesliminde ödenir. Taşıyıcı, taşıma ücretinden başka, eşya için yapılan, duruma ve şartlara göre gerekli olan giderleri de isteyebilir. Dolayısıyla, gümrük idaresinin yetki ve sorumluluk alanı dışında cereyan eden yükün alıcısına fiziki teslimini sağlayan bir belge olan ordino veya yük teslim belgesinin ve bununla ilgili ücretin kanunsuz olduğunu iddia etmek ya ulusal ve uluslararası kanunları bilmemek ya da bunları hiçe saymak demektir. Uluslararası taşımacılığın en temel işlemlerinden birisi olan yükün teslimi konusu zaten uluslararası konvansiyonlar ve ulusal mevzuatta da yer almakta ve önceki basın bültenimizde ifade ettiğimiz gibi, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından (o tarihlerde Denizcilik Müsteşarlığı adıyla yayınlanmıştı) yayınlanan 17 Mayıs 2011 tarihli yazıya ve yük teslim sürecinin nasıl olması gerektiğiyle ilgili çeşitli Yargıtay kararlarıyla onaylanan dava sonuçlarına bakıldığında bir hukuksuzluğun olmadığı, tam tersine ordino veya yük teslim belgesi olmaksızın mal teslim almaya çalışanlar veya yük teslim belgesi olmaksızın yükü teslim edenler hakkında verilen aleyhte kararlar olduğu rahatlıkla tespit edilebilir. Ayrıca ordino veya yük teslim belgesi bedellerinin tahsiline ilişkin açılan davaların bugüne kadar Mahkemelerce kabulüne karar verilmesi, bu kararların Yargıtay incelemesinden de geçerek kesinleşmiş olması ordinonun hukuki olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Ordino veya yük teslim belgesi karşılığı ücret alınmasının Türkiye’de alışılmış ve kabul edilmiş bir gelenek olduğu Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 15.02.2016 tarih E.2015/168 E. K.2016/1460 sayılı ilamı ile tespit edilmiştir. Konuyla ilgili tüm detaylar, bilgilendirme amacıyla TİM İhracat Haftası etkinliğinde konuyla ilgili açıklama yapan Sayın Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ’a 15 Kasım 2017 tarihli yazımızla iletilmiştir. Geçen hafta içinde TİM Başkanı Sayın Mehmet Büyükekşi’nin katıldığı ve UTİKAD’ın da üyesi olduğu TİM Lojistik Konseyi toplantısında, TİM duyurularının herhangi bir hukuki inceleme yapılmadan yayınlandığı anlaşılmış, detaylı bilgiler TİM ile paylaşılmış ve TİM Başkanı’ndan konunun kendi hukuk danışmanları tarafından da inceleneceği sözü alınmıştır. Yine eksik bilgiler, yanlış yönlendirmeler ve TİM’in konuyla ilgili yazısını takiben, İstanbul Ticaret Odası tarafından da yayınlanan, ordino ve benzeri ücretlerin gerek Gümrük Kanunu’nda gerekse Türk Ticaret Kanunu’nda yasal dayanağı olmadığı için hukuksuz olduğu yönündeki yazıyla ilgili olarak bilgi ve belgeye dayalı açıklamalar, İTO Meslek Komiteleri yıllık toplantısında UTİKAD tarafından gerek Oda yönetimine gerekse tüm katılımcılara aktarılmıştır. Bunların dışında konuyla ilgili, ilgisiz çeşitli kurumlar tarafından mevzuatın yük teslim süreciyle çok da ilgisi olmayan başka hükümleri, farklı yorumlamalarla birlikte yanlış yönlendirme amacıyla basında yer almaya devam etmektedir. Hele hele bir kurumun yükün fiziki teslimiyle hiçbir ilgisi olmayan Gümrük ve Ticaret Bakanı’yla görüşüldüğü ve ordinoyu kaldırttığı söylemi de kamuoyunda yanlış algılamalara ve sonuçlara yol açmıştır. Nitekim bazı ithalatçıların yük teslim belgesi olmadan yükü geçici depolama yerinden teslim almaya çalıştıkları öğrenilmiştir. UTİKAD olarak en çok üzerinde durduğumuz konu, uluslararası konvansiyonlar ve uygulamalarla belirlenmiş süreçlerin göz ardı edilmesiyle birlikte ülkemizin uluslararası platformlarda zor durumda kalmamasıdır. Bu açıklamalarımız da yanlış yorumlar ve yönlendirmelerle sürecin yanlış yerlere gitmemesini sağlamak içindir. Bunun dışında uluslararası taşımacılık gibi pek çok bileşeni olan ve gerek yurt dışında gerekse yurt içinde farklı hizmetlerin üretildiği bu sürecin navlun dışında hizmet bedellerinin olması kaçınılmazdır. Dolayısıyla özel hukuk ve sözleşme serbestisi çerçevesinde gönderici-taşıyan-alıcı arasında yürütülen ticaretin gereği oluşan ordino ücreti dahil çeşitli bedellerin, serbest ekonomi rejimini, ilkelerini kabul etmiş ve destekleyen bir ülkede devlet tarafından tarifelendirilmesi veya bedelinin sıfırlanması beklenmemelidir. Ancak UTİKAD’ın da hep karşısında olduğu piyasa koşularının dışında kalan fahiş fiyatlandırmalarla hizmet vermeye çalışanların da, yine basiretli tüccarların ve ithalatçıların bilinçlenmesiyle piyasa koşulları dahilinde yok olacağı kesindir.

Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği UTİKAD, uluslararası taşımacılık işinin ayrılmaz parçası olan yük teslim süreci ve ordino/yük teslim belgesi ile ilgili eksik bilgi ve yanlış yorumlara dayanan ifadelerin yanlış anlaşılmalara ve uygulamalara yol açabileceği endişesiyle yeniden harekete geçti.

15 Kasım 2017 tarihinde konuyla ilgili detaylı bilgilendirme yazısını Sayın Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ’a iletmiş olan UTİKAD, 20 Kasım 2017 tarihinde aynı görüşlerini basın organları ile de paylaşmıştı.

Ancak basında ve diğer mesleki platformlarda yanlış yorum ve yönlendirmelere dayalı beyanların devam etmesi nedeniyle UTİKAD konuyla ilgili ikinci bir açıklama yapmayı gerekli gördü.

ULUSLARARASI YÜK TESLİM SÜRECİ VE ORDİNO BELGESİ – 2

ÖZET:

1-    Ordino veya yük teslim belgesi kanunsuz ve dayanaksız değil, tam tersine ülkemizde, Avrupa Birliği’nde ve tüm dünyada hukuka dayalı düzenlenen ve aranan bir belge ve işlemdir.

2-    Ordino veya yük teslim belgesi 4458 sayılı Gümrük Kanunu’ndan bu yana zaten gümrük idaresinin ve mevzuatının yetki ve sorumluluk alanında olan bir belge değildir. Gümrük mevzuatında yer almıyor olması bu sürecin ve belgenin hukuksuz olduğunu göstermez.

3-    Uluslararası konvansiyonlar doğrultusunda düzenlenen ve taşıma sözleşmesi hüviyetindeki konşimentonun veya taşıma senedinin alıcı tarafından cirolanarak, sadece taşıyana veya acentesine geri teslim edileceği ve bunun karşılığı taşıyan veya taşıyan sıfatına sahip taşıma organizatörü tarafından ordino belgesinin düzenleneceği konşimentolarda açıkça belirtilmektedir.

4-    Bu belgenin mevzuattaki yeri ve hukukiliğiyle ilgili bilgiler T.C. Başbakan Yardımcılığı makamına, UDH ve Ekonomi Bakanlıklarına, TİM Başkanı’na ve İTO yönetimine iletilmiştir.

5-    Yük teslim süreci ve belgesinin ortadan kaldırılmaya çalışılması uluslararası konvansiyonlara taraf olan Türkiye’nin, taraf olduğu anlaşmaların hilafına hareket etmesi demek olacaktır.

6-    Taşıma işinden kaynaklanan ve tamamen hukuka dayalı navlun veya diğer masrafların serbest rekabet çerçevesinde fiyatlandırılması temel olmalıdır. Devlet tarafından tarifelendirilmesi veya bedelsiz hale getirilmesi hem hizmetlerin aksamasına yol açabilecek hem de serbest ticaret ve sözleşme serbestisi ilkelerine ters düşecektir.

7-    UTİKAD fahiş fiyatlandırmaların karşısındadır.

1-3 Kasım 2017 tarihleri arasında gerçekleştirilen TİM İhracat Haftası’nda gündeme getirilen ordino belgesinin hukuksuz olduğu ve dolayısıyla ordino ücreti olarak alınan hizmet bedelinin de kanunsuz olduğu konusunda pek çok demeç ve yazı gerek ulusal basında gerekse mesleki platformlarda yayınlandı. Konuyla ilgili olarak 20 Kasım 2017 tarihinde yayınladığımız basın bültenimizdeki bilgilere ek olarak aşağıdaki açıklamanın yapılması gerekli görülmüştür.

Öncelikle ve kesin olarak ifade etmek gerekir ki, uluslararası taşımacılık işinin bir parçası olan yükün “doğru alıcısına” fiziken teslim edilmesi süreci ve bu işlemi gösteren belge kanunidir, hukuksuz değildir. Bu belge hukuksal geçerliliğini hem taraf olduğumuz uluslararası konvansiyonlardan hem de yerel hukukumuzdan alır. Bu işlemin hukuksuz olduğunu iddia etmek, uluslararası ticaret ve bu ticaretin taşınmasındaki kurallar ile çelişir. İşlemin hukuki olmadığını iddia etmek ancak bilgisizlikten ya da bilinçli olarak piyasada yanlış yönlendirme ile kaos yaratma niyetinden kaynaklanabilir.

İşin temeline ve hukuki dayanaklarına bakıldığında yükün göndericisiyle taşıyıcısı arasındaki taşıma sözleşmesi olan konşimentoların üzerindeki sözleşme maddeleri arasında yer alan aşağıdaki madde veya benzeri maddeler durumu net olarak ortaya koymaktadır:

“If this is a negotiable (To Order / Of) Bill of Lading, one original Bill of Lading, duly endorsed must be surrendered by the Merchant to the Carrier (together with outstanding Freight and charges) in exchange for the Goods or a Delivery Order. If this is a non-negotiable (straight) Bill of Lading, the Carrier shall deliver the Goods or issue a Delivery Order (after payment of outstanding Freight and charges) against the surrender of one original Bill of Lading or in accordance with the national law at the Port of Discharge or Place of Delivery whichever is applicable”.

Uluslararası ticareti bilenler, basiretli dış ticaretçilerimiz, ihracatçılarımız, ithalatçılarımız ve hatta bankalarımız:

– konşimentonun veya taşıma senedinin, gönderici, taşıyan ve mal bedelini göndericiye ödedikten sonra bu belgeye sahip olan alıcı arasındaki bir sözleşme olduğunu;

– bu sözleşmeye göre yükün varış yerinde alıcıya teslimi için, en az bir adet orijinal konşimentonun alıcı tarafından ciro edilerek, ilgili navlun ve diğer ücretlerin de ödenmesiyle birlikte taşıyana teslim edilmesi gerektiğini;

– bunun yapılmasıyla birlikte, taşıyanın ya yükü fiziken alıcıya teslim etmesi veya bu işlemin malın bulunduğu geçici depolama yerinde gerçekleşebilmesi için, taşıyanın malın teslim edilmesini onayladığı bir “delivery order” yani teslim emri veya ordino düzenlemesi gerektiğini bilir.

Nitekim Türk Ticaret Kanunu’nun aşağıda tekrar belirttiğimiz 1228. ve 1236. maddeleri bunu açıkça ortaya koyar.

a. Türk Ticaret Kanunu Madde 1228: Konişmento

Konişmento, bir taşıma sözleşmesinin yapıldığını ispatlayan, eşyanın taşıyan tarafından teslim alındığını veya gemiye yüklendiğini gösteren ve taşıyanın eşyayı, ancak onun ibrazı karşılığında teslimle yükümlü olduğu senettir.

b.    Türk Ticaret Kanunu Madde 1236: Konişmentonun geri verilmesi karşılığında eşyanın teslimi

Eşya, ancak konişmento nüshasının, eşyanın teslim alındığına ilişkin şerh düşülerek geri verilmesi karşılığında teslim edilir.

Konşimentolar Türkiye’nin de taraf olduğu Hague, Hague Visby veya henüz taraf olunmamakla beraber Hamburg gibi konvansiyonlar doğrultusunda düzenlenen ve uluslararası ticaret ve taşımacılıkta bütün ülkeler tarafından kabul edilen uluslararası bir sözleşme ve kıymetli belgedir. Konşimentoların el değiştirmesiyle yükün mülkiyetinin el değiştirdiğini ve uluslararası taşımacılık işinin son adımında cirolu konşimento veya taşıma senedinin taşıyana veya acentasına ibraz edilmesiyle yük teslim onayının verildiği de dış ticaretçiler ve bankalar tarafından gayet iyi bilinir. Nitekim basiretli tüccarlar olan dış ticaretçiler ve ithalatçılar, taşıma işinden önce gerekli bağlantıları yapıp, taşıma tekliflerini alarak malını hangi koşullarda, hangi ücretler karşılığında ve kime taşıttıracağını belirler ve sonrasında yükünü taşıtır. Ayrıca aynı süreci yurt dışına mal ihraç eden basiretli ihracatçılarımız da bilirler. Zira bu süreç ihracatçılarımıza da mal bedelini tahsil etmeden yükün karşı ülkedeki alıcılara teslim edilmemesini sağlayan bir garanti mekanizmasını temsil eder.

Taşıma işinden kaynaklanan ücretler sadece navlun değildir. Çeşitli nedenlerle, yükün fiziki olarak taşınmasının ücreti olan navlun dışında farklı hizmetler üretilir ve bunlardan kaynaklı farklı masraflar oluşur. Milletlerarası Ticaret Odası tarafından 10 yılda bir güncellenerek yayınlanan INCOTERMS 2010’da ifade edildiği üzere, uluslararası satış terimine göre (CFR, CIF veya FOB gibi) belirtilen satıcı ve alıcının sorumlulukları kapsamında masraflar da ilgili taraflarca ödenir. Hiçbir uluslararası konvansiyonda veya ulusal mevzuat içinde bu masraflar tek tek ifade edilmez, çünkü bu masraflar ticaret ve özel hukuk çerçevesinde ve verilen hizmete göre belirlenir.

Nitekim yine tekrar etmek gerekirse, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Taşıma İşleri başlıklı 4’üncü kitabının 870. maddesi taşıyanın taşıma ücretinden başka gerekli olan giderleri isteyebileceğini hükme bağlamıştır:

XV – Taşıma ücretinin hesaplanması ve ödenmesi

MADDE 870- (1) Taşıma ücreti, eşyanın tesliminde ödenir. Taşıyıcı, taşıma ücretinden başka, eşya için yapılan, duruma ve şartlara göre gerekli olan giderleri de isteyebilir.

Dolayısıyla, gümrük idaresinin yetki ve sorumluluk alanı dışında cereyan eden yükün alıcısına fiziki teslimini sağlayan bir belge olan ordino veya yük teslim belgesinin ve bununla ilgili ücretin kanunsuz olduğunu iddia etmek ya ulusal ve uluslararası kanunları bilmemek ya da bunları hiçe saymak demektir.

Uluslararası taşımacılığın en temel işlemlerinden birisi olan yükün teslimi konusu zaten uluslararası konvansiyonlar ve ulusal mevzuatta da yer almakta ve önceki basın bültenimizde ifade ettiğimiz gibi, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından (o tarihlerde Denizcilik Müsteşarlığı adıyla yayınlanmıştı) yayınlanan 17 Mayıs 2011 tarihli yazıya ve yük teslim sürecinin nasıl olması gerektiğiyle ilgili çeşitli Yargıtay kararlarıyla onaylanan dava sonuçlarına bakıldığında bir hukuksuzluğun olmadığı, tam tersine ordino veya yük teslim belgesi olmaksızın mal teslim almaya çalışanlar veya yük teslim belgesi olmaksızın yükü teslim edenler hakkında verilen aleyhte kararlar olduğu rahatlıkla tespit edilebilir.

Ayrıca ordino veya yük teslim belgesi bedellerinin tahsiline ilişkin açılan davaların bugüne kadar Mahkemelerce kabulüne karar verilmesi, bu kararların Yargıtay incelemesinden de geçerek kesinleşmiş olması ordinonun hukuki olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

Ordino veya yük teslim belgesi karşılığı ücret alınmasının Türkiye’de alışılmış ve kabul edilmiş bir gelenek olduğu Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 15.02.2016 tarih E.2015/168 E. K.2016/1460 sayılı ilamı ile tespit edilmiştir.

Konuyla ilgili tüm detaylar, bilgilendirme amacıyla TİM İhracat Haftası etkinliğinde konuyla ilgili açıklama yapan Sayın Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ’a 15 Kasım 2017 tarihli yazımızla iletilmiştir.

Geçen hafta içinde TİM Başkanı Sayın Mehmet Büyükekşi’nin katıldığı ve UTİKAD’ın da üyesi olduğu TİM Lojistik Konseyi toplantısında, TİM duyurularının herhangi bir hukuki inceleme yapılmadan yayınlandığı anlaşılmış, detaylı bilgiler TİM ile paylaşılmış ve TİM Başkanı’ndan konunun kendi hukuk danışmanları tarafından da inceleneceği sözü alınmıştır.

Yine eksik bilgiler, yanlış yönlendirmeler ve TİM’in konuyla ilgili yazısını takiben, İstanbul Ticaret Odası tarafından da yayınlanan, ordino ve benzeri ücretlerin gerek Gümrük Kanunu’nda gerekse Türk Ticaret Kanunu’nda yasal dayanağı olmadığı için hukuksuz olduğu yönündeki yazıyla ilgili olarak bilgi ve belgeye dayalı açıklamalar, İTO Meslek Komiteleri yıllık toplantısında UTİKAD tarafından gerek Oda yönetimine gerekse tüm katılımcılara aktarılmıştır.

Bunların dışında konuyla ilgili, ilgisiz çeşitli kurumlar tarafından mevzuatın yük teslim süreciyle çok da ilgisi olmayan başka hükümleri, farklı yorumlamalarla birlikte yanlış yönlendirme amacıyla basında yer almaya devam etmektedir.

Hele hele bir kurumun yükün fiziki teslimiyle hiçbir ilgisi olmayan Gümrük ve Ticaret Bakanı’yla görüşüldüğü ve ordinoyu kaldırttığı söylemi de kamuoyunda yanlış algılamalara ve sonuçlara yol açmıştır. Nitekim bazı ithalatçıların yük teslim belgesi olmadan yükü geçici depolama yerinden teslim almaya çalıştıkları öğrenilmiştir. UTİKAD olarak en çok üzerinde durduğumuz konu, uluslararası konvansiyonlar ve uygulamalarla belirlenmiş süreçlerin göz ardı edilmesiyle birlikte ülkemizin uluslararası platformlarda zor durumda kalmamasıdır. Bu açıklamalarımız da yanlış yorumlar ve yönlendirmelerle sürecin yanlış yerlere gitmemesini sağlamak içindir.

Bunun dışında uluslararası taşımacılık gibi pek çok bileşeni olan ve gerek yurt dışında gerekse yurt içinde farklı hizmetlerin üretildiği bu sürecin navlun dışında hizmet bedellerinin olması kaçınılmazdır. Dolayısıyla özel hukuk ve sözleşme serbestisi çerçevesinde gönderici-taşıyan-alıcı arasında yürütülen ticaretin gereği oluşan ordino ücreti dahil çeşitli bedellerin, serbest ekonomi rejimini, ilkelerini kabul etmiş ve destekleyen bir ülkede devlet tarafından tarifelendirilmesi veya bedelinin sıfırlanması beklenmemelidir.

Ancak UTİKAD’ın da hep karşısında olduğu piyasa koşularının dışında kalan fahiş fiyatlandırmalarla hizmet vermeye çalışanların da, yine basiretli tüccarların ve ithalatçıların bilinçlenmesiyle piyasa koşulları dahilinde yok olacağı kesindir.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2Atk0Vx
via IFTTT

Kabin Memurları Ne Kadar Maaş Alır?   Saygıdeğer Okurlar Geçen haftaki yazımızda kabin memurluğuna giden süreç üzerinde değerlendirmelerde bulunmuştuk. Peki, hayallerinin tutkularının peşinden giden kabin memurluğu adaylarını nasıl maddi imkânlar ve sosyal olanaklar bekliyor. Öncelikle belirtmeliyim ki kabin memurluğunun maddi olanakları ne kadar yüksek görünse de, yapmış oldukları işler hiç de hafife alınacak gibi değil, Hatta kendileri ağır işçi statüsü altında sınıflandırılmakta. ( bknz, ağır sanayii işçileri, maden işçileri vb ) Hava yolu mülakatlarında bazı fiziksel şartları sağlamanızın akabinde yüksek basınca karşı da dayanıklı olmanız gerekiyor. Yorucu bir iş olması, sosyal hayatınız da kendinize daha az vakit ayırmanız ve basınca maruz kalmak söz konusu mesleğin dezavantajları. Oldukça cazip olan bu meslek mensupları ile ilgili olarak en fazla soruların soruların başında “” sorusu gelmektedir. Bu konuda sizlere kısa bazı bilgiler sunuyoruz. Yararlı olacaktır diye düşünüyoruz. Bayrak taşıyıcı hava yolumuz Türk Hava Yolları ile başlayalım dilerseniz, THY kıdem ve uçuş saatlerine göre 4000-8500 arası değerler ile maaş vermekte. Yeni başlayan uçucu personel ilk iki yılında maaşının %55 ini alabilmekte. Kıdem arttıkça bu oran da artıyor tabi. ( İlk 2,5 yıl %55) Uçucu personeller 3 ayda bir çift maaş ile ödüllendirilmektedir. Yatı harçları ise Yurt içi – Avrupa ve Okyanus aşırı uçuşlara göre değişmektedir. Aylık uçuş saatiniz minimum 80 maksimum 120 saat arasında değişmektedir. 80 saatin üzerine çıkıldığı takdirde fazla mesai ücreti uygulanır. Uçuş programları ise aylık olarak uçucu personel ile paylaşılır. THY uçucu personellerinin ise ayda 8 gün izin hakkı bulunabilmektedir. 3. ayını dolduran personeller CED bilet hakkı kazanmakta ve 1.derece yakınları da bu haktan faydalanabilmektedir. Ayrıca Türk Hava Yolları her yıl sonunda açıkladığı kar oranına göre personellerine birtakım ödenekte sunuyor. Ülkemiz deki bir başka yerel hava yolu olan ve son dönemlerde kurduğu codeshare anlaşmalar ile gücüne güç katan Atlas Global’e değinelim. Atlas Hava Yolları da personelinin uçuş sürelerine göre 2500-4500 arasında değerler sunmakta, yaz döneminde ise bu rakamlar yeni başlayan bir personel için 3500 ile 4500 rakamlarına çıkmaktadır. Atlas jet alımlarını daha çok kendi bünyesinde bulunan AFA uçuş okulu ile tamamlıyor. Bünyesinde bulunan kabin memurlarının çoğunluğunu ise Bayanlardan yana tercih etmektedir. AFA uçuş okulu bünyesine katılan adaylar uçuş okuluna eğitim için yaklaşık 10.000-12.000 TL arası ücret ödemek zorunda tabi. 2.5 aylık eğitimin sonunda Atlas Jet’te iş başı yapmaya hak kazanıyorsunuz. Uçuşlarının çoğunluğunu Yurt içi – Avrupa ve Asya da bulunan ülkelere yapan Atlas jet, destinasyonlara göre yatı ve konaklama harçlarını farklı tutmaktadır. Pas bilet hakkı işe girdiğiniz tarihten itibaren, siz ve 1.derece yakınlarınızın faydalanabileceği şekilde size sunuluyor. Uçuşlarının çoğunluğunu Yurt içi – Avrupa ve Arabistan bölgesine göre planlayan Onur Air ise çalışanlarına Euro kuru cinsinden ödeme yapmaktadır. Ücretleri kıdem durumunuza göre 400-750 Euro arasında değişmektedir. Kurlar anlaşmada belirtilen orana göre sabit tutulur. Uçuş programları havayolu tarafından 15 günlük olarak yayınlanır, yoğunluk durumuna göre güncellenebilir. Bir başka yerel havayolu şirketimiz Pegasus ise; bayrak taşıyıcımızdan sonra en çok destinasyona uçan havayolu özelliğini taşıyor. Yeni başlayan kabin memurlarına 2500-3500 arasında rakam sunan Pegasus, ayrıca ekiplerinin yemek harcamaları için Ticket card imkânı da sunuyor. Yurt içi ve Yurt dışı harçları bölgeden bölgeye değişebiliyor. Pegasus Havayolları’nın yolcular için sattığı ürünleri ekiplere de satmasının dünyada bir örneği olup olmadığı bilinmiyor ancak Türkiye’de bütün havayollarında ekipler için uçaklara, ikram servisleri tarafından yemek yüklenebiliyor. Belirtmiş olduğum ücretler piyasa araştırmama dayanmaktadır. Havacılık platformlarında ve internet ortamında, çalışanların ve konu hakkında yorum yapabilen bilgi sahibi bireylere ait yorumlar olmakla beraber havayollarının belirtmiş olduğu resmi rakamlar değildir. Önümüz deki hafta paylaşacağım yazımda sizlere, Yatı, Ev-Otel ve Alan nöbetleri hakkında bilgiler sunacağım. Takipte kalın..

 

Saygıdeğer Okurlar

Geçen haftaki yazımızda kabin memurluğuna giden süreç üzerinde değerlendirmelerde bulunmuştuk. Peki, hayallerinin tutkularının peşinden giden kabin memurluğu adaylarını nasıl maddi imkânlar ve sosyal olanaklar bekliyor.

Öncelikle belirtmeliyim ki kabin memurluğunun maddi olanakları ne kadar yüksek görünse de, yapmış oldukları işler hiç de hafife alınacak gibi değil,

Hatta kendileri ağır işçi statüsü altında sınıflandırılmakta. ( bknz, ağır sanayii işçileri, maden işçileri vb )

Hava yolu mülakatlarında bazı fiziksel şartları sağlamanızın akabinde yüksek basınca karşı da dayanıklı olmanız gerekiyor. Yorucu bir iş olması, sosyal hayatınız da kendinize daha az vakit ayırmanız ve basınca maruz kalmak söz konusu mesleğin dezavantajları.

Oldukça cazip olan bu meslek mensupları ile ilgili olarak en fazla soruların soruların başında “” sorusu gelmektedir. Bu konuda sizlere kısa bazı bilgiler sunuyoruz. Yararlı olacaktır diye düşünüyoruz.

Bayrak taşıyıcı hava yolumuz Türk Hava Yolları ile başlayalım dilerseniz,

THY kıdem ve uçuş saatlerine göre 4000-8500 arası değerler ile maaş vermekte. Yeni başlayan uçucu personel ilk iki yılında maaşının %55 ini alabilmekte. Kıdem arttıkça bu oran da artıyor tabi. ( İlk 2,5 yıl %55)

Uçucu personeller 3 ayda bir çift maaş ile ödüllendirilmektedir. Yatı harçları ise Yurt içi – Avrupa ve Okyanus aşırı uçuşlara göre değişmektedir.

Aylık uçuş saatiniz minimum 80 maksimum 120 saat arasında değişmektedir. 80 saatin üzerine çıkıldığı takdirde fazla mesai ücreti uygulanır. Uçuş programları ise aylık olarak uçucu personel ile paylaşılır. THY uçucu personellerinin ise ayda 8 gün izin hakkı bulunabilmektedir. 3. ayını dolduran personeller CED bilet hakkı kazanmakta ve 1.derece yakınları da bu haktan faydalanabilmektedir. Ayrıca Türk Hava Yolları her yıl sonunda açıkladığı kar oranına göre personellerine birtakım ödenekte sunuyor.

Ülkemiz deki bir başka yerel hava yolu olan ve son dönemlerde kurduğu codeshare anlaşmalar ile gücüne güç katan Atlas Global’e değinelim.

Atlas Hava Yolları da personelinin uçuş sürelerine göre 2500-4500 arasında değerler sunmakta, yaz döneminde ise bu rakamlar yeni başlayan bir personel için 3500 ile 4500 rakamlarına çıkmaktadır.

Atlas jet alımlarını daha çok kendi bünyesinde bulunan AFA uçuş okulu ile tamamlıyor. Bünyesinde bulunan kabin memurlarının çoğunluğunu ise Bayanlardan yana tercih etmektedir. AFA uçuş okulu bünyesine katılan adaylar uçuş okuluna eğitim için yaklaşık 10.000-12.000 TL arası ücret ödemek zorunda tabi. 2.5 aylık eğitimin sonunda Atlas Jet’te iş başı yapmaya hak kazanıyorsunuz.

Uçuşlarının çoğunluğunu Yurt içi – Avrupa ve Asya da bulunan ülkelere yapan Atlas jet, destinasyonlara göre yatı ve konaklama harçlarını farklı tutmaktadır.

Pas bilet hakkı işe girdiğiniz tarihten itibaren, siz ve 1.derece yakınlarınızın faydalanabileceği şekilde size sunuluyor.

Uçuşlarının çoğunluğunu Yurt içi – Avrupa ve Arabistan bölgesine göre planlayan Onur Air ise çalışanlarına Euro kuru cinsinden ödeme yapmaktadır.

Ücretleri kıdem durumunuza göre 400-750 Euro arasında değişmektedir. Kurlar anlaşmada belirtilen orana göre sabit tutulur. Uçuş programları havayolu tarafından 15 günlük olarak yayınlanır, yoğunluk durumuna göre güncellenebilir.

Bir başka yerel havayolu şirketimiz Pegasus ise; bayrak taşıyıcımızdan sonra en çok destinasyona uçan havayolu özelliğini taşıyor. Yeni başlayan kabin memurlarına 2500-3500 arasında rakam sunan Pegasus, ayrıca ekiplerinin yemek harcamaları için Ticket card imkânı da sunuyor. Yurt içi ve Yurt dışı harçları bölgeden bölgeye değişebiliyor. Pegasus Havayolları’nın yolcular için sattığı ürünleri ekiplere de satmasının dünyada bir örneği olup olmadığı bilinmiyor ancak Türkiye’de bütün havayollarında ekipler için uçaklara, ikram servisleri tarafından yemek yüklenebiliyor.

Belirtmiş olduğum ücretler piyasa araştırmama dayanmaktadır. Havacılık platformlarında ve internet ortamında, çalışanların ve konu hakkında yorum yapabilen bilgi sahibi bireylere ait yorumlar olmakla beraber havayollarının belirtmiş olduğu resmi rakamlar değildir.

Önümüz deki hafta paylaşacağım yazımda sizlere, Yatı, Ev-Otel ve Alan nöbetleri hakkında bilgiler sunacağım.

Takipte kalın..



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2nvldqr
via IFTTT

Kabin Memurları Ne Kadar Maaş Alır?


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2nvldqr

Skyscanner’a “Batman” tepkisi Uçuş karşılaştırmaları yapan İngiltere kökenli Skyscanner adlı internet sitesi, ‘Dünyanın en komik havalimanı isimleri’ adlı bir liste oluşturdu. Listenin zirvesinde Batman Havalimanı yer aldı. Listeye Ulaştırma Bakanlığı’ndan tepki geldi. Uçuş karşılaştırmaları yapan İngiltere kökenli Skyscanner adlı internet sitesi, veri tabanında yer alan dünya çapındaki on bin havalimanı içinde en komik, en kaba ve en tuhaf isimlere sahip olanları derledi. “Batman Havalimanı” yazılış olarak, bir çizgi roman kahramanı olan Batman’i (Yarasa Adam) andırdığı için en komikler listesinde birinci sıraya yerleşti. “BİZCE DOĞRU DEĞİL” Listeye tepki gösteren Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı yetkilileri, “Bizce doğru bir değerlendirme değil, dünyaya kendi gözleriyle baktıkları için Batman’ı ‘Betmen’ olarak telaffuz ediyorlar. Biz de onların havalimanı isimlerine baksak kim bilir ne komik isimler buluruz” değerlendirmesi yaptı. ‘EN KOMİK’ İSİMLİ HAVALİMANLARI 1. Batman Airport, Türkiye (Çizgi roman kahramanı Batman’i çağrıştırıyor) 2. Useless Loop Airport, Avustralya (Faydasız döngü) 3. Mafia Airport, Tanzanya (Mafya) 4. Moron Airport, Moğolistan (Moron) 5. Ogle Airport, Guyana (Arzuyla bakmak) 6. Brest Airport, Fransa (Brest kelimesinin okunuşu, göğüs anlamına gelen “Breast” kelimesiyle aynı) 7. Eek Airport, A.B.D (“Eek” kelimesi İngilizce’de şaşırma, korku ve endişe bildiren bir nida olarak kullanılıyor) 8. Black Tickle Airport, Kanada (Kara gıdıklama) 9. Pickle Lake Airport, Kanada (Turşu gölü) 10. Raspberry Strait Airport, A.B.D (Frambuaz geçidi)   Kaynak:http://ift.tt/1PxXPvj

Uçuş karşılaştırmaları yapan İngiltere kökenli Skyscanner adlı internet sitesi, ‘Dünyanın en komik havalimanı isimleri’ adlı bir liste oluşturdu. Listenin zirvesinde Batman Havalimanı yer aldı. Listeye Ulaştırma Bakanlığı’ndan tepki geldi.

Uçuş karşılaştırmaları yapan İngiltere kökenli Skyscanner adlı internet sitesi, veri tabanında yer alan dünya çapındaki on bin havalimanı içinde en komik, en kaba ve en tuhaf isimlere sahip olanları derledi. “Batman Havalimanı” yazılış olarak, bir çizgi roman kahramanı olan Batman’i (Yarasa Adam) andırdığı için en komikler listesinde birinci sıraya yerleşti.

“BİZCE DOĞRU DEĞİL”

Listeye tepki gösteren Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı yetkilileri, “Bizce doğru bir değerlendirme değil, dünyaya kendi gözleriyle baktıkları için Batman’ı ‘Betmen’ olarak telaffuz ediyorlar. Biz de onların havalimanı isimlerine baksak kim bilir ne komik isimler buluruz” değerlendirmesi yaptı.

‘EN KOMİK’ İSİMLİ HAVALİMANLARI

1. Batman Airport, Türkiye (Çizgi roman kahramanı Batman’i çağrıştırıyor)

2. Useless Loop Airport, Avustralya (Faydasız döngü)

3. Mafia Airport, Tanzanya (Mafya)

4. Moron Airport, Moğolistan (Moron)

5. Ogle Airport, Guyana (Arzuyla bakmak)

6. Brest Airport, Fransa (Brest kelimesinin okunuşu, göğüs anlamına gelen “Breast” kelimesiyle aynı)

7. Eek Airport, A.B.D (“Eek” kelimesi İngilizce’de şaşırma, korku ve endişe bildiren bir nida olarak kullanılıyor)

8. Black Tickle Airport, Kanada (Kara gıdıklama)

9. Pickle Lake Airport, Kanada (Turşu gölü)

10. Raspberry Strait Airport, A.B.D (Frambuaz geçidi)

 

Kaynak:http://ift.tt/1PxXPvj



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2zSR2ew
via IFTTT

Skyscanner’a “Batman” tepkisi


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2zSR2ew

THY’den büyük SAFA başarısı THY CEO’su Bilal Ekşi Safa denetleme sonuçlarını paylaştı; Türk Hava Yollarına yurt dışında 2017 yılı içinde yapılan 133 adet denetim sonucunda büyük başarı ile SAFA puanımız 0,16 olmuştur. ( en ideali bu değerin SIFIR olması) Avrupa Birliği havayollarının ortalaması 0,51’dir. Türk Hava Yollarına yurt dışında 2017 yılı içinde yapılan133 adet denetim sonucunda büyük başarı ile SAFA puanımız 0,16 olmuştur. ( en ideali bu değerin SIFIR olması) Avrupa Birliği havayollarının ortalaması 0,51'dir. — Bilal EKŞİ (@BilalEksiTHY) December 5, 2017

THY CEO’su Bilal Ekşi Safa denetleme sonuçlarını paylaştı;

Türk Hava Yollarına yurt dışında 2017 yılı içinde yapılan 133 adet denetim sonucunda büyük başarı ile SAFA puanımız 0,16 olmuştur. ( en ideali bu değerin SIFIR olması) Avrupa Birliği havayollarının ortalaması 0,51’dir.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2AQSe69
via IFTTT

THY’den büyük SAFA başarısı


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2AQSe69