6 Ekim 2017 Cuma

10. Bilgi Güvenliği ve Kriptoloji Konferansı’na kayıt olmak için son 10 gün! 10. Bilgi Güvenliği ve Kriptoloji Konferansı’na kayıt olmak için son 10 gün! Bilgi Güvenliği Derneği tarafından Gazi Üniversitesi (GÜ), İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) işbirliği ile düzenlenen ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı (UDHB) ile Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından desteklenen, Avrupa Ağ ve Bilgi Güvenliği Ajansı (ENISA) tarafından “Avrupa Siber Güvenlik Ayı” platformu etkinliklerine dâhil edilen ‘’IX. Uluslararası Bilgi Güvenliği ve Kriptoloji Konferansı’’ 20-21 Ekim 2017 tarihleri arasında Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu merkez bina konferans salonunda gerçekleştirilecektir. Bilgi Güvenliği ve Kriptoloji Konferansı, düzenlendiği ilk yıldan beri ülkemizin bu alanlardaki bilimsel ve sektörel çalışmaların paylaşıldığı, üniversite-kamu-endüstri işbirliğinin geliştirildiği, kamunun bilgilendirildiği, eğitildiği, tüm bilim insanları, araştırmacılar ve sektörel uygulayıcılar arasında bilgi alışverişini sağlayan ülkemizde bu alandaki en önemli etkinliktir. Ülkeler ve Kurumlar için çok önemli hale gelen Siber Güvenlik konusunda bireyler ve kurumların farkındalığının artmasına yardımcı olmak, ülkemizde bu alanda bilgi ve tecrübe birikiminin arttırılmasına katkılar sağlamak, kurumlar ve sektör arasındaki işbirliğini arttırmak bu konferansın temel hedefleri arasındadır. Bu yıl 10. düzenlenmekte olan Uluslararası “Bilgi Güvenliği ve Kriptoloji Konferansı”nın bu yılki ana teması ‘’Siber Güvenlik ve Yapay Zekâ’’ olarak belirlenmiştir. Hayatımızın her alanına nüfuz eden internete bağlı cihazların oluşturduğu nesnelerin interneti olarak adlandırılan yeni yaşam biçimi; toplanan büyük verinin analiziyle yeni yeni hizmetler sunulmasını sağlayarak hayatımızı kolaylaştırmakta, etkinliğimizi ve verimliğimizi arttırıp iş yapış şeklimizi ve günlük hayatımızı değiştirmektedir. Bunca olumlu yanıyla birlikte her türlü bilgi ve işlemin elektronik ortama taşınması ve kritik altyapılarda da yoğun olarak internet uygulamalarının kullanılmasıyla birlikte güvenlik ihlallerini de hızla artmaktadır. Makinalar arası iletişim (M2M) ve Nesnelerin İnterneti (IoT) gibi uygulamaların artması ile Siber tehdit ve tehlikeler olağan üstü artış göstermekte olup bu durum ülkeler, kurumlar ve bireyler için hayati hale gelmektedir. ISC TURKEY 2017 konferansının da yapay zekâ konsepti çerçevesinde bu alanda oluşan yeni gelişmeler, değişimler ve bu alanda gerçekleşebilecek siber saldırılar ve bu saldırılara karşı alınabilecek önlemler uzmanlar tarafından değerlendirilecektir. Konferans süresince; paneller, sunumlar, eğitimler ve davetli konuşmacıların konuşmalarının yanında, seçkin araştırmacıların sunacağı bildirilerin konferansın daha verimli ve faydalı olmasına büyük katkılar sağlayacağı beklenmektedir. Akademisyenler ve uygulayıcılar tarafından konferans düzenleme kuruluna iletilecek olan bildiriler, alanında uzman en az üç hakemin görüşlerine başvurularak değerlendirilecektir. Hakem heyetleri tarafından uygun bulunan bildiriler “Konferans Bildiriler” kitabında basılacak, sözlü veya poster sunumu şeklinde katılımcılara sunulacaklardır. Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlar, siber/bilgi güvenliği sorumluları, bu konulara ilgi duyan ve kendisini geliştirmek isteyen herkese açık ve tamamen ücretsiz olan bu etkinliğe katılım ve katkılarınız bizi memnun edecektir…  

10. Bilgi Güvenliği ve Kriptoloji Konferansı’na kayıt olmak için son 10 gün!

Bilgi Güvenliği Derneği tarafından Gazi Üniversitesi (GÜ), İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) işbirliği ile düzenlenen ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı (UDHB) ile Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından desteklenen, Avrupa Ağ ve Bilgi Güvenliği Ajansı (ENISA) tarafından “Avrupa Siber Güvenlik Ayı” platformu etkinliklerine dâhil edilen ‘’IX. Uluslararası Bilgi Güvenliği ve Kriptoloji Konferansı’’ 20-21 Ekim 2017 tarihleri arasında Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu merkez bina konferans salonunda gerçekleştirilecektir.

Bilgi Güvenliği ve Kriptoloji Konferansı, düzenlendiği ilk yıldan beri ülkemizin bu alanlardaki bilimsel ve sektörel çalışmaların paylaşıldığı, üniversite-kamu-endüstri işbirliğinin geliştirildiği, kamunun bilgilendirildiği, eğitildiği, tüm bilim insanları, araştırmacılar ve sektörel uygulayıcılar arasında bilgi alışverişini sağlayan ülkemizde bu alandaki en önemli etkinliktir. Ülkeler ve Kurumlar için çok önemli hale gelen Siber Güvenlik konusunda bireyler ve kurumların farkındalığının artmasına yardımcı olmak, ülkemizde bu alanda bilgi ve tecrübe birikiminin arttırılmasına katkılar sağlamak, kurumlar ve sektör arasındaki işbirliğini arttırmak bu konferansın temel hedefleri arasındadır.

Bu yıl 10. düzenlenmekte olan Uluslararası “Bilgi Güvenliği ve Kriptoloji Konferansı”nın bu yılki ana teması ‘’Siber Güvenlik ve Yapay Zekâ’’ olarak belirlenmiştir. Hayatımızın her alanına nüfuz eden internete bağlı cihazların oluşturduğu nesnelerin interneti olarak adlandırılan yeni yaşam biçimi; toplanan büyük verinin analiziyle yeni yeni hizmetler sunulmasını sağlayarak hayatımızı kolaylaştırmakta, etkinliğimizi ve verimliğimizi arttırıp iş yapış şeklimizi ve günlük hayatımızı değiştirmektedir. Bunca olumlu yanıyla birlikte her türlü bilgi ve işlemin elektronik ortama taşınması ve kritik altyapılarda da yoğun olarak internet uygulamalarının kullanılmasıyla birlikte güvenlik ihlallerini de hızla artmaktadır. Makinalar arası iletişim (M2M) ve Nesnelerin İnterneti (IoT) gibi uygulamaların artması ile Siber tehdit ve tehlikeler olağan üstü artış göstermekte olup bu durum ülkeler, kurumlar ve bireyler için hayati hale gelmektedir.

ISC TURKEY 2017 konferansının da yapay zekâ konsepti çerçevesinde bu alanda oluşan yeni gelişmeler, değişimler ve bu alanda gerçekleşebilecek siber saldırılar ve bu saldırılara karşı alınabilecek önlemler uzmanlar tarafından değerlendirilecektir.

Konferans süresince; paneller, sunumlar, eğitimler ve davetli konuşmacıların konuşmalarının yanında, seçkin araştırmacıların sunacağı bildirilerin konferansın daha verimli ve faydalı olmasına büyük katkılar sağlayacağı beklenmektedir.

Akademisyenler ve uygulayıcılar tarafından konferans düzenleme kuruluna iletilecek olan bildiriler, alanında uzman en az üç hakemin görüşlerine başvurularak değerlendirilecektir. Hakem heyetleri tarafından uygun bulunan bildiriler “Konferans Bildiriler” kitabında basılacak, sözlü veya poster sunumu şeklinde katılımcılara sunulacaklardır.

Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlar, siber/bilgi güvenliği sorumluları, bu konulara ilgi duyan ve kendisini geliştirmek isteyen herkese açık ve tamamen ücretsiz olan bu etkinliğe katılım ve katkılarınız bizi memnun edecektir…

 



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2kt8Rxw
via IFTTT

10. Bilgi Güvenliği ve Kriptoloji Konferansı’na kayıt olmak için son 10 gün!


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2kt8Rxw

Sürücüsüz araçlar sigortacılık sektörünü nasıl etkileyecek?


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2ksG64p

Sürücüsüz araçlar sigortacılık sektörünü nasıl etkileyecek? Uluslararası denetim ve danışmanlık şirketi EY sürücüsüz araç teknolojilerinin sigortacılık sektörü üzerindeki etkilerini araştırdı. Rapora göre; 2020’de trafik kazalarının önlenmesini sağlayacak bir teknoloji piyasaya sürülecek. Bununla birlikte otomotiv sektöründeki teknolojik ilerlemelerin gelecekte sigorta primlerinin düşmesi ve araç garanti sürelerinin uzaması gibi etkiler yaratması bekleniyor Küresel otomotiv sektörü sosyal, ekonomik ve teknolojik trendlerin etkisiyle köklü bir değişim sürecinden geçiyor. Sürücüsüz araçların çok da uzak olmayan bir gelecekte bireylerin günlük hayatındaki yerini alacağı öngörülüyor. Bu değişim, otomotiv endüstrisi ile birlikte şu an tahmini olarak 700 milyar dolarlık bir değere sahip olan otomotiv sigortacılığı sektöründe de kuralların baştan yazılmasına neden olacak. Dünyanın lider denetim ve danışmanlık şirketlerinden EY’nin sürücüsüz araç teknolojilerinin sigortacılık sektörü üzerindeki etkilerini mercek altına aldığı rapora göre; büyük ölçekli araç üreticileri bu alanda aktif olarak çalışmalar yürütüyor. Şimdilik yalnızca üst segmentteki modellerini hız kontrolü, kaza önleme ve raporlama gibi akıllı sürüş fonksiyonları ile donatan pek çok otomotiv şirketi, sürücüsüz araç teknolojisine yönelik tüketicilerde güven inşa edilmesini sağlıyor. Bununla birlikte 2020 gibi yakın bir gelecekte tüm kazaların önlenmesini sağlayacak bir teknolojinin piyasaya sürülmesi bekleniyor. Bu gelişmelerin gelecekte sigorta primlerinin düşmesi ve araç garanti sürelerinin uzaması gibi etkiler yaratacağı öngörülüyor. Sürücüsüz araçların 2030’da hayatımıza girmesi bekleniyor EY raporuna göre; sürücüsüz araç teknolojisine yapılan büyük yatırımlara rağmen, bu teknolojinin 2030 yılından önce geniş kitlelerce kullanılmaya başlanması beklenmiyor. Bununla birlikte sürücüsüz araç teknolojisinin piyasaya sürülmesinin önünde bulunan bazı güçlükler arasında düzenleyici kurumların talep ettiği güvenliğe ilişkin kapsamlı istatistikler, karayollarında gerekli altyapının inşa edilmesi ve siber güvenlik endişelerinin giderilmesi yer alıyor. Yollardaki araç sayısı azalacak Sürücüsüz araçların, gelişmiş ülkelerin yanı sıra Çin gibi trafiğin büyük bir sorun teşkil ettiği gelişmekte olan ülkelerde de yollardaki araç sayısını azaltacağı öngörülüyor. Ayrıca, paylaşımlı araç kullanımının artmasıyla birlikte bireysel sigortalara yönelik ihtiyacın da düşmesi bekleniyor. Uzun vadede bakıldığında; söz konusu değişimlerin kaza sayısını kayda değer ölçüde azaltarak sigortacılık şirketlerini stratejik seçimler yapmaya zorlaması bekleniyor. Sigortacılık şirketleri büyük bir değişimin eşiğinde Rapora ilişkin değerlendirmede bulunan EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Şirket Ortağı Alper Karaçar şunları söyledi: “Sigortacılık şirketlerinin, geleceğin ulaşım biçimlerinde finansal sorumluluğun nasıl dönüşeceği, risklerin hangi alanlarda yoğunlaşacağı gibi temel konular üzerine şimdiden çalışmaya başlamaları gerekiyor. Gelecekte yaşanabilecek kazaların büyük bir çoğunluğu sistem veya yazılım hataları kaynaklı olacağından, risklerden kimin sorumlu olacağı konusu sigortacılık şirketleri için büyük önem taşıyor. Sürücüsüz araç teknolojileri, orijinal ekipman imalatçılarını veya üreticileri bu risklerden sorumlu hale getirebilir. Sürücüsüz araçların kullanılmaya başlanması ile birlikte siber saldırı, yazılım hataları ve kontrol arızaları gibi alanlarda yeni risklerin ortaya çıkacağını öngörüyoruz.” EY hakkında EY bağımsız denetim, vergi, kurumsal finansman ve danışmanlık hizmetlerinde bir dünya lideridir. Anlayışımız ve kaliteli hizmetlerimiz dünya ekonomisi ve sermaye piyasalarında güvenin oluşmasına katkıda bulunmaktadır. EY, güçlü yönetim ekibiyle tüm paydaş gruplarına verdiği sözleri yerine getirmekte ve bu şekilde çalışanları, müşterileri ve içinde yer aldığı diğer çevreler için daha iyi bir çalışma hayatı oluşturulmasında önemli bir rol üstlenmektedir. EY adı küresel organizasyonu temsil eder ve Ernst & Young Global Limited’in her biri ayrı birer tüzel kişiliğe sahip olan, bir veya daha çok, üye firmasını temsil edebilir. Sınırlı sorumlu bir Birleşik Krallık şirketi olan Ernst & Young Global Limited müşteri hizmeti sunmamaktadır. Daha fazla bilgi için lütfen ey.com adresini ziyaret ediniz.

Uluslararası denetim ve danışmanlık şirketi EY sürücüsüz araç teknolojilerinin sigortacılık sektörü üzerindeki etkilerini araştırdı. Rapora göre; 2020’de trafik kazalarının önlenmesini sağlayacak bir teknoloji piyasaya sürülecek. Bununla birlikte otomotiv sektöründeki teknolojik ilerlemelerin gelecekte sigorta primlerinin düşmesi ve araç garanti sürelerinin uzaması gibi etkiler yaratması bekleniyor

Küresel otomotiv sektörü sosyal, ekonomik ve teknolojik trendlerin etkisiyle köklü bir değişim sürecinden geçiyor. Sürücüsüz araçların çok da uzak olmayan bir gelecekte bireylerin günlük hayatındaki yerini alacağı öngörülüyor. Bu değişim, otomotiv endüstrisi ile birlikte şu an tahmini olarak 700 milyar dolarlık bir değere sahip olan otomotiv sigortacılığı sektöründe de kuralların baştan yazılmasına neden olacak. Dünyanın lider denetim ve danışmanlık şirketlerinden EY’nin sürücüsüz araç teknolojilerinin sigortacılık sektörü üzerindeki etkilerini mercek altına aldığı rapora göre; büyük ölçekli araç üreticileri bu alanda aktif olarak çalışmalar yürütüyor. Şimdilik yalnızca üst segmentteki modellerini hız kontrolü, kaza önleme ve raporlama gibi akıllı sürüş fonksiyonları ile donatan pek çok otomotiv şirketi, sürücüsüz araç teknolojisine yönelik tüketicilerde güven inşa edilmesini sağlıyor. Bununla birlikte 2020 gibi yakın bir gelecekte tüm kazaların önlenmesini sağlayacak bir teknolojinin piyasaya sürülmesi bekleniyor. Bu gelişmelerin gelecekte sigorta primlerinin düşmesi ve araç garanti sürelerinin uzaması gibi etkiler yaratacağı öngörülüyor.

Sürücüsüz araçların 2030’da hayatımıza girmesi bekleniyor

EY raporuna göre; sürücüsüz araç teknolojisine yapılan büyük yatırımlara rağmen, bu teknolojinin 2030 yılından önce geniş kitlelerce kullanılmaya başlanması beklenmiyor. Bununla birlikte sürücüsüz araç teknolojisinin piyasaya sürülmesinin önünde bulunan bazı güçlükler arasında düzenleyici kurumların talep ettiği güvenliğe ilişkin kapsamlı istatistikler, karayollarında gerekli altyapının inşa edilmesi ve siber güvenlik endişelerinin giderilmesi yer alıyor.

Yollardaki araç sayısı azalacak

Sürücüsüz araçların, gelişmiş ülkelerin yanı sıra Çin gibi trafiğin büyük bir sorun teşkil ettiği gelişmekte olan ülkelerde de yollardaki araç sayısını azaltacağı öngörülüyor. Ayrıca, paylaşımlı araç kullanımının artmasıyla birlikte bireysel sigortalara yönelik ihtiyacın da düşmesi bekleniyor. Uzun vadede bakıldığında; söz konusu değişimlerin kaza sayısını kayda değer ölçüde azaltarak sigortacılık şirketlerini stratejik seçimler yapmaya zorlaması bekleniyor.

Sigortacılık şirketleri büyük bir değişimin eşiğinde

Rapora ilişkin değerlendirmede bulunan EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Şirket Ortağı Alper Karaçar şunları söyledi: “Sigortacılık şirketlerinin, geleceğin ulaşım biçimlerinde finansal sorumluluğun nasıl dönüşeceği, risklerin hangi alanlarda yoğunlaşacağı gibi temel konular üzerine şimdiden çalışmaya başlamaları gerekiyor. Gelecekte yaşanabilecek kazaların büyük bir çoğunluğu sistem veya yazılım hataları kaynaklı olacağından, risklerden kimin sorumlu olacağı konusu sigortacılık şirketleri için büyük önem taşıyor. Sürücüsüz araç teknolojileri, orijinal ekipman imalatçılarını veya üreticileri bu risklerden sorumlu hale getirebilir. Sürücüsüz araçların kullanılmaya başlanması ile birlikte siber saldırı, yazılım hataları ve kontrol arızaları gibi alanlarda yeni risklerin ortaya çıkacağını öngörüyoruz.”

EY hakkında

EY bağımsız denetim, vergi, kurumsal finansman ve danışmanlık hizmetlerinde bir dünya lideridir. Anlayışımız ve kaliteli hizmetlerimiz dünya ekonomisi ve sermaye piyasalarında güvenin oluşmasına katkıda bulunmaktadır. EY, güçlü yönetim ekibiyle tüm paydaş gruplarına verdiği sözleri yerine getirmekte ve bu şekilde çalışanları, müşterileri ve içinde yer aldığı diğer çevreler için daha iyi bir çalışma hayatı oluşturulmasında önemli bir rol üstlenmektedir. EY adı küresel organizasyonu temsil eder ve Ernst & Young Global Limited’in her biri ayrı birer tüzel kişiliğe sahip olan, bir veya daha çok, üye firmasını temsil edebilir. Sınırlı sorumlu bir Birleşik Krallık şirketi olan Ernst & Young Global Limited müşteri hizmeti sunmamaktadır. Daha fazla bilgi için lütfen ey.com adresini ziyaret ediniz.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2ksG64p
via IFTTT

3’ÜNCÜ ASİAD ZİRVESİ, ‘DİJİTAL DÖNÜŞÜM’ TEMASIYLA TOPLANIYOR


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2fWPgEz

3’ÜNCÜ ASİAD ZİRVESİ, ‘DİJİTAL DÖNÜŞÜM’ TEMASIYLA TOPLANIYOR TÜRKİYE’NİN GÜNDEMİ DİJİTAL DÖNÜŞÜM DÖRT BAKANLIĞIN DESTEKLEDİĞİ ZİRVEDE, TÜRKİYE’NİN DİJİTALLEŞMEDEKİ GELECEĞİ ELE ALINACAK ASİAD BAŞKANI TOMBAKOĞLU: “ANKARA, DİJİTAL DÖNÜŞÜMÜN DE BAŞKENTİ OLMAYA HAZIR” “YENİLİKÇİLİĞİ, GÜNLÜK HAYATIN PARÇASI HALİNE GETİRMEK GEREKİYOR” Dijital Dönüşüm, Ankara’da zirve yapacak! Türkiye, küresel ölçekli dijital dönüşüm konusunda başlattığı reform çalışmalarını hızla sürdürürken, Ankara Sanayici ve İş Adamları Derneği (ASİAD), ‘Dijital Dönüşüm Zirvesi’ ile kamu ve özel sektöre yön gösterecek yaklaşımları masaya yatıracak. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme, Gıda, Tarım ve Hayvancılık, Bilim, Sanayi ve Teknoloji ve Milli Eğitim Bakanlıklarının desteklediği zirvede Yeni Nesil Dijital Girişim Ekonomisi ve Türkiye’nin dijitalleşmedeki geleceği ele alınacak. ASİAD Başkanı Eda Ersoy Tombakoğlu, zirve ile ilgili olarak, “2020’ye kadar dünya ekonomisinin yüzde 25’inin dijital olması bekleniyor. Ankara, ülkemizin teknolojik üssü; dijital dönüşümün de başkenti olmaya hazır” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Dijital dönüşüm, her şeyden önce bir zihniyet değişimidir” sözüyle ivme kazanan Türkiye’nin e-devlet reformları, dijital dönüşümü ulusal hedef ve önceliklerin ilk sıralarına taşıdı. Bu kapsamda, son iki senede, ‘İdeal Kentler’ ve ‘Kadın’ temalarıyla düzenlediği zirvelerle ses getiren ASİAD, 3’üncü zirve temasını ‘Dijital Dönüşüm’ olarak belirledi. 11 Ekim tarihinde, JW Marriott-Ankara’da düzenlenecek ASİAD 3’üncü Dijital Dönüşüm Zirvesi Kamu Bilişimcileri Derneği (KBD) tarafından da destekleniyor. Zirvede KBD’yi Başkanı Doç. Dr. İzzet Gökhan Özbilgin temsil edecek. TOMBAKOĞLU: “TEŞVİKLER DE ELE ALINACAK” ASİAD Başkanı Eda Ersoy Tombakoğlu, ASİAD’ın 1989’dan bu yana, Türkiye’nin sürdürülebilir bir kalkınma modeli içerisinde büyümesi için öneriler geliştirdiğini ve bunları ilgili kurumlarla paylaştığını belirterek, “Gerçekleştireceğimiz zirvede de dijital dönüşümün önemi, başarı hikayeleri ve yol gösterici yaklaşımlar ele alınacak; sanayicilerimizin rekabet gücünün arttırılması sağlanacak. Ayrıca, ülke uygulamaları incelenecek; düzenlemeler, teşvikler gibi konular ele alınarak, kamu otoritelerden beklentiler ortaya konulacak” dedi. “DİJİTAL DEVRİM HIZLANACAK” Tombakoğlu’nun değerlendirmeleri şöyle: “G20 ülkeleri arasında yer alan Türkiye’nin, bu ligde kalabilmesi ve üst sıralara çıkabilmesi için rekabet gücü yüksek olan bir ekonomiye sahip olması gerekiyor. 2020 yılına kadar dünya ekonomisinin yüzde 25’inin dijital olması bekleniyor. Bu noktada kamu kurumlarının sunacağı teknolojik çözümlerin çok kıymetli olacağına inanıyoruz. Kamunun örnek rol model ve itici güç olması ile Türkiye’deki dijital devrimin hızlanacağına eminiz. “ANKARA DİJİTAL BAŞKENT OLACAK” Ankara’nın, Türkiye’nin başkenti olduğu gibi dijital dönüşümün de başkenti olması gerekiyor. Çünkü bu konuda her türlü altyapı ve yeteneğe sahip… Ankara, başkent oluşu, coğrafi konumu, ana ulaşım hatları üzerinde yer alması, bürokrasiye yakınlığı, güvenli olması, genç nüfusu, üniversite birikimi ve genel ekonomik potansiyeli ile ileri teknoloji yatırımları için son derece uygun bir kent. Ankara’da 18 üniversite, 296 bin üniversite öğrencisi bulunuyor ve bu sayı her geçen gün artıyor. Ankara, 6 teknoparkı ile bu alanda da Türkiye’de öncü illerin başında geliyor. Ankara, hükümet politikaları ve yerel birimlerin çabalarıyla Türkiye’nin yüksek katma değerli ürün ve hizmetler üretim merkezi haline getirilebilir. Hızlı sanayileşme ve kalkınma ivmesiyle Ankara, Türkiye’nin teknoloji üretimi üssü haline gelebilir. “EZBERBOZAN BİR DEĞİŞİM YAŞANIYOR” 2023, 2053 ve 2071 mihenk taşlarına ulaşana kadar geçeceğimiz yollar çok özel; çünkü belirli kuşakların ve kuşak değişimlerinin daha dinamik olarak hissedileceği dijital çağ başladı. Bugün hiçbir sektör, şirket, yönetici veya bireyin, teknoloji ve dijitalleşme ile gelen değişimi gözardı etmesi mümkün değil. Bu ‘ezberbozan değişim’ sürecinde iş dünyası; bu değişimi yönlendirecek, anlatacak, stratejik plan içinde netlik kazandıracak, yönetecek ve uygun iş modellerini belirleyip hayata geçmesini sağlayacak genç yetenekleri arama yarışını çoktan başlattı. LİDERLERDE HANGİ ÖZELLİK ARANIYOR? Önümüzdeki 10 yıllık dönemde başarılı olacak liderlerde aranacak özellikler; farklılık yaratabilme, girişimcilik yeteneği, dijital kabiliyetler, güçlü bağlantılar, işbirliği yapabilme, vizyon ve katılımcı bağlılık sağlayabilme becerileri olarak sıralanabilir. İçinde bulunduğumuz dijital dönemde kalıcı olmak ve fark yaratmak isteyen girişimcilerin, yenilikçiliği mutlaka ajandalarında bulundurmaları gerekiyor. Çünkü dijital dünyayla iç içe büyüyen yeni kuşakta, çalışanların güvenini ve saygısını kazanmak; yenilikçiliği vizyon olduğu kadar, günlük hayatın bir parçası haline getirmekten geçiyor. Aynı şekilde dijital kabiliyetler de son derece önemli. Günümüzde, tüm şirketlerin ve çalışanların dijital yeterlilikte olması gerekiyor. Dijital yeni bir kavram değil, yeni bir düşünme biçimi çağı. “GEÇMİŞİ, BUGÜNÜ VE GELECEĞİ AYNI ANDA PLANLAMAYI GEREKTİREN BİR SÜREÇ” Elbette ki kolay bir süreç değil; tek ve hazır paket çözümü yok. Teknoloji hızlı bir şekilde değişirken alışkanlıklarımızı değiştirmek kolay değil. İnsan, süreç ve teknolojiyi birlikte dönüştürmek ve yönetmeyi gerektiriyor. Hepsinden önemlisi de dijital dönüşüm geçmiş, bugün ve geleceği aynı anda planlamayı gerektiren sürekli bir süreç. İnsan sermayesini bilgiye, fiziki sermayeyi ise teknolojiye dayalı olarak hızla dönüştürmek gereken bir dünyadayız artık. Sayın Başbakanımızın da dediği gibi ‘Alın teri ile akıl terini buluşturmak lazım’. Biz de ülke olarak küresel düzeyde aktör rol üstlenmek, kurumsal kaliteyi artırmak için hızla ilerliyoruz. İş dünyasının temsilcileri olarak teknolojik değişim ve gelişimlerin ekonomik, sosyal ve bireysel yaşamla beraber ekonominin süreçlerini de dönüştürdüğünün farkındayız. “DOĞRU YOLDAYIZ!” Önümüzdeki yıllarda kazananı belirleyecek olan, teknolojik üstünlükle birlikte yine insandır. Ülkemizde, bilgi ve iletişim projelerinde ilk sırayı yüzde 45 ile eğitimin, ardından yüzde 32 ile kamu hizmetlerinin ve yüzde 11 ile ulaştırma sektörünün izlemesi, doğru yolda olduğumuzu gösteriyor.”

TÜRKİYE’NİN GÜNDEMİ DİJİTAL DÖNÜŞÜM

DÖRT BAKANLIĞIN DESTEKLEDİĞİ ZİRVEDE, TÜRKİYE’NİN DİJİTALLEŞMEDEKİ GELECEĞİ ELE ALINACAK

ASİAD BAŞKANI TOMBAKOĞLU: “ANKARA, DİJİTAL DÖNÜŞÜMÜN DE BAŞKENTİ OLMAYA HAZIR”

“YENİLİKÇİLİĞİ, GÜNLÜK HAYATIN PARÇASI HALİNE GETİRMEK GEREKİYOR”

Dijital Dönüşüm, Ankara’da zirve yapacak! Türkiye, küresel ölçekli dijital dönüşüm konusunda başlattığı reform çalışmalarını hızla sürdürürken, Ankara Sanayici ve İş Adamları Derneği (ASİAD), ‘Dijital Dönüşüm Zirvesi’ ile kamu ve özel sektöre yön gösterecek yaklaşımları masaya yatıracak. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme, Gıda, Tarım ve Hayvancılık, Bilim, Sanayi ve Teknoloji ve Milli Eğitim Bakanlıklarının desteklediği zirvede Yeni Nesil Dijital Girişim Ekonomisi ve Türkiye’nin dijitalleşmedeki geleceği ele alınacak.

ASİAD Başkanı Eda Ersoy Tombakoğlu, zirve ile ilgili olarak, “2020’ye kadar dünya ekonomisinin yüzde 25’inin dijital olması bekleniyor. Ankara, ülkemizin teknolojik üssü; dijital dönüşümün de başkenti olmaya hazır” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Dijital dönüşüm, her şeyden önce bir zihniyet değişimidir” sözüyle ivme kazanan Türkiye’nin e-devlet reformları, dijital dönüşümü ulusal hedef ve önceliklerin ilk sıralarına taşıdı. Bu kapsamda, son iki senede, ‘İdeal Kentler’ ve ‘Kadın’ temalarıyla düzenlediği zirvelerle ses getiren ASİAD, 3’üncü zirve temasını ‘Dijital Dönüşüm’ olarak belirledi.

11 Ekim tarihinde, JW Marriott-Ankara’da düzenlenecek ASİAD 3’üncü Dijital Dönüşüm Zirvesi Kamu Bilişimcileri Derneği (KBD) tarafından da destekleniyor. Zirvede KBD’yi Başkanı Doç. Dr. İzzet Gökhan Özbilgin temsil edecek.

TOMBAKOĞLU: “TEŞVİKLER DE ELE ALINACAK”

ASİAD Başkanı Eda Ersoy Tombakoğlu, ASİAD’ın 1989’dan bu yana, Türkiye’nin sürdürülebilir bir kalkınma modeli içerisinde büyümesi için öneriler geliştirdiğini ve bunları ilgili kurumlarla paylaştığını belirterek, “Gerçekleştireceğimiz zirvede de dijital dönüşümün önemi, başarı hikayeleri ve yol gösterici yaklaşımlar ele alınacak; sanayicilerimizin rekabet gücünün arttırılması sağlanacak. Ayrıca, ülke uygulamaları incelenecek; düzenlemeler, teşvikler gibi konular ele alınarak, kamu otoritelerden beklentiler ortaya konulacak” dedi.

“DİJİTAL DEVRİM HIZLANACAK”

Tombakoğlu’nun değerlendirmeleri şöyle:

“G20 ülkeleri arasında yer alan Türkiye’nin, bu ligde kalabilmesi ve üst sıralara çıkabilmesi için rekabet gücü yüksek olan bir ekonomiye sahip olması gerekiyor. 2020 yılına kadar dünya ekonomisinin yüzde 25’inin dijital olması bekleniyor. Bu noktada kamu kurumlarının sunacağı teknolojik çözümlerin çok kıymetli olacağına inanıyoruz. Kamunun örnek rol model ve itici güç olması ile Türkiye’deki dijital devrimin hızlanacağına eminiz.

“ANKARA DİJİTAL BAŞKENT OLACAK”

Ankara’nın, Türkiye’nin başkenti olduğu gibi dijital dönüşümün de başkenti olması gerekiyor. Çünkü bu konuda her türlü altyapı ve yeteneğe sahip… Ankara, başkent oluşu, coğrafi konumu, ana ulaşım hatları üzerinde yer alması, bürokrasiye yakınlığı, güvenli olması, genç nüfusu, üniversite birikimi ve genel ekonomik potansiyeli ile ileri teknoloji yatırımları için son derece uygun bir kent. Ankara’da 18 üniversite, 296 bin üniversite öğrencisi bulunuyor ve bu sayı her geçen gün artıyor. Ankara, 6 teknoparkı ile bu alanda da Türkiye’de öncü illerin başında geliyor. Ankara, hükümet politikaları ve yerel birimlerin çabalarıyla Türkiye’nin yüksek katma değerli ürün ve hizmetler üretim merkezi haline getirilebilir. Hızlı sanayileşme ve kalkınma ivmesiyle Ankara, Türkiye’nin teknoloji üretimi üssü haline gelebilir.

“EZBERBOZAN BİR DEĞİŞİM YAŞANIYOR”

2023, 2053 ve 2071 mihenk taşlarına ulaşana kadar geçeceğimiz yollar çok özel; çünkü belirli kuşakların ve kuşak değişimlerinin daha dinamik olarak hissedileceği dijital çağ başladı. Bugün hiçbir sektör, şirket, yönetici veya bireyin, teknoloji ve dijitalleşme ile gelen değişimi gözardı etmesi mümkün değil. Bu ‘ezberbozan değişim’ sürecinde iş dünyası; bu değişimi yönlendirecek, anlatacak, stratejik plan içinde netlik kazandıracak, yönetecek ve uygun iş modellerini belirleyip hayata geçmesini sağlayacak genç yetenekleri arama yarışını çoktan başlattı.

LİDERLERDE HANGİ ÖZELLİK ARANIYOR?

Önümüzdeki 10 yıllık dönemde başarılı olacak liderlerde aranacak özellikler; farklılık yaratabilme, girişimcilik yeteneği, dijital kabiliyetler, güçlü bağlantılar, işbirliği yapabilme, vizyon ve katılımcı bağlılık sağlayabilme becerileri olarak sıralanabilir. İçinde bulunduğumuz dijital dönemde kalıcı olmak ve fark yaratmak isteyen girişimcilerin, yenilikçiliği mutlaka ajandalarında bulundurmaları gerekiyor. Çünkü dijital dünyayla iç içe büyüyen yeni kuşakta, çalışanların güvenini ve saygısını kazanmak; yenilikçiliği vizyon olduğu kadar, günlük hayatın bir parçası haline getirmekten geçiyor. Aynı şekilde dijital kabiliyetler de son derece önemli. Günümüzde, tüm şirketlerin ve çalışanların dijital yeterlilikte olması gerekiyor. Dijital yeni bir kavram değil, yeni bir düşünme biçimi çağı.

“GEÇMİŞİ, BUGÜNÜ VE GELECEĞİ AYNI ANDA PLANLAMAYI GEREKTİREN BİR SÜREÇ”

Elbette ki kolay bir süreç değil; tek ve hazır paket çözümü yok. Teknoloji hızlı bir şekilde değişirken alışkanlıklarımızı değiştirmek kolay değil. İnsan, süreç ve teknolojiyi birlikte dönüştürmek ve yönetmeyi gerektiriyor. Hepsinden önemlisi de dijital dönüşüm geçmiş, bugün ve geleceği aynı anda planlamayı gerektiren sürekli bir süreç. İnsan sermayesini bilgiye, fiziki sermayeyi ise teknolojiye dayalı olarak hızla dönüştürmek gereken bir dünyadayız artık. Sayın Başbakanımızın da dediği gibi ‘Alın teri ile akıl terini buluşturmak lazım’. Biz de ülke olarak küresel düzeyde aktör rol üstlenmek, kurumsal kaliteyi artırmak için hızla ilerliyoruz. İş dünyasının temsilcileri olarak teknolojik değişim ve gelişimlerin ekonomik, sosyal ve bireysel yaşamla beraber ekonominin süreçlerini de dönüştürdüğünün farkındayız.

“DOĞRU YOLDAYIZ!”

Önümüzdeki yıllarda kazananı belirleyecek olan, teknolojik üstünlükle birlikte yine insandır. Ülkemizde, bilgi ve iletişim projelerinde ilk sırayı yüzde 45 ile eğitimin, ardından yüzde 32 ile kamu hizmetlerinin ve yüzde 11 ile ulaştırma sektörünün izlemesi, doğru yolda olduğumuzu gösteriyor.”



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2fWPgEz
via IFTTT

Sertrans Logistics’e yeni Lojistik Direktörü Ulusal ve uluslararası müşterilerine tedarik zinciri yönetiminde katma değerli lojistik hizmetler veren Sertrans Logistics’in yeni Lojistik Direktörü Vahap İlhan oldu. İlhan, tüm depolama, yurt içi dağıtım, e-ticaret ve VAS (katma değerli hizmetler) hizmetlerinden sorumlu olacak.   Sertrans Logistics Lojistik Direktörlüğü görevine Vahap İlhan getirildi. Yıldız Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği’nde lisans öğrenimini tamamlayan İlhan, ardından İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği Yüksek Lisans programına devam etti. Meslek hayatına 2003 yılında lojistik sektöründe sistem ve operasyon sorumluluğu yaparak başlayan İlhan, 14 yıllık profesyonel hayatı boyunca lojistik ve perakende sektörlerinde çeşitli firmalarda operasyon müdürlüğü, perakende sektör müdürlüğü ve tedarik zinciri müdürlüğü yaptı.   FMCG, perakende, kimya, uluslararası nakliye ve e-ticaret operasyonları yönetimi konusunda tecrübe sahibi olan  İlhan, Sertrans Logistics’te tüm depolama, yurt içi dağıtım, e-ticaret ve VAS (katma değerli hizmetler) hizmetlerinden sorumlu Lojistik Direktörü olarak görev yapacak.   Sertrans Logistics Hakkında   Sertrans Logistics, uluslararası parsiyel ve multimodal taşımacılık hizmetlerinin yanında, Tedarik Zinciri Yönetimi’nde verdiği katma değerli lojistik hizmetleriyle 28 yıldır ulusal ve uluslararası müşterilerinin güvenilir çözüm ortağıdır. Sertrans Logistics, sektöründe sağladığı yüksek müşteri memnuniyetini; tedarik zincirinin her aşamasında uyguladığı doğru, hızlı, hatasız, sürekli ve şeffaf iş yapma prensibiyle oluşturmuştur. Sahip olduğu deneyimli ve uzman kadrosu, güçlü araç filosu ve ekipman donanımı, ileri IS teknolojileri, yaratıcı Ar-Ge grubu, yurtiçi ve yurtdışına yayılmış ofisleri ve sahip olduğu yüksek kapasiteli depo ve antrepoları ile Sertrans Logistics, müşterilerinin dünya çapındaki lojistik ihtiyaçlarına küresel ölçekte çözüm getiren güçlü ve deneyimli bir yönetim uzmanıdır. 2013 yılı sonunda Avrupa’ya yönelik hayata geçirdiği inovatif ürünü “IQ+ SHUTTLE: Uçak Hızında Karayolu Taşımacılığı” hizmeti ile ithalatçı ve ihracatçı firmalara hız ve maliyet avantajı sunarak, Avrupa pazarında daha da rekabetçi olmalarına destek vermektedir. Avrupa’daki direkt hatlarıyla 19 ülkeye ve 80’den fazla noktaya direkt parsiyel taşımacılık hizmeti veren Sertrans Logistics, uluslararası kara-hava-deniz yolu ve multimodal taşımacılık hizmetleriyle dünyanın 200’e yakın ülkesine, 1.800’den fazla noktaya hizmet vermektedir. Ulusal ve uluslararası pek çok üyelikleri bulunan Sertrans Logistics, Avrupa’nın en büyük grupaj network sistemi “SystemAlliance Europe” üyesi olan ilk ve tek Türk şirketi olma özelliğini ise halen korumaktadır. Sektörde ilklere imza atmaya devam eden Sertrans Logistics’in 50 bin metrekare arazi üzerine kurulu Hadımköy tesisleri ve genel merkezi ise Amerikan Yeşil Binalar Konseyi tarafından verilen “GOLD LEED” sertifikasına sahip Türk lojistik sektöründeki ilk ve tek tesistir. Bu başarısına 2016 yılında Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından verilen Yetkilendirilmiş Yükümlü(AEO) belgesini ekledi.

Ulusal ve uluslararası müşterilerine tedarik zinciri yönetiminde katma değerli lojistik hizmetler veren Sertrans Logistics’in yeni Lojistik Direktörü Vahap İlhan oldu. İlhan, tüm depolama, yurt içi dağıtım, e-ticaret ve VAS (katma değerli hizmetler) hizmetlerinden sorumlu olacak.

 

Sertrans Logistics Lojistik Direktörlüğü görevine Vahap İlhan getirildi. Yıldız Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği’nde lisans öğrenimini tamamlayan İlhan, ardından İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği Yüksek Lisans programına devam etti. Meslek hayatına 2003 yılında lojistik sektöründe sistem ve operasyon sorumluluğu yaparak başlayan İlhan, 14 yıllık profesyonel hayatı boyunca lojistik ve perakende sektörlerinde çeşitli firmalarda operasyon müdürlüğü, perakende sektör müdürlüğü ve tedarik zinciri müdürlüğü yaptı.

 

FMCG, perakende, kimya, uluslararası nakliye ve e-ticaret operasyonları yönetimi konusunda tecrübe sahibi olan  İlhan, Sertrans Logistics’te tüm depolama, yurt içi dağıtım, e-ticaret ve VAS (katma değerli hizmetler) hizmetlerinden sorumlu Lojistik Direktörü olarak görev yapacak.

 

Sertrans Logistics Hakkında

 

Sertrans Logistics, uluslararası parsiyel ve multimodal taşımacılık hizmetlerinin yanında, Tedarik Zinciri Yönetimi’nde verdiği katma değerli lojistik hizmetleriyle 28 yıldır ulusal ve uluslararası müşterilerinin güvenilir çözüm ortağıdır. Sertrans Logistics, sektöründe sağladığı yüksek müşteri memnuniyetini; tedarik zincirinin her aşamasında uyguladığı doğru, hızlı, hatasız, sürekli ve şeffaf iş yapma prensibiyle oluşturmuştur. Sahip olduğu deneyimli ve uzman kadrosu, güçlü araç filosu ve ekipman donanımı, ileri IS teknolojileri, yaratıcı Ar-Ge grubu, yurtiçi ve yurtdışına yayılmış ofisleri ve sahip olduğu yüksek kapasiteli depo ve antrepoları ile Sertrans Logistics, müşterilerinin dünya çapındaki lojistik ihtiyaçlarına küresel ölçekte çözüm getiren güçlü ve deneyimli bir yönetim uzmanıdır. 2013 yılı sonunda Avrupa’ya yönelik hayata geçirdiği inovatif ürünü “IQ+ SHUTTLE: Uçak Hızında Karayolu Taşımacılığı” hizmeti ile ithalatçı ve ihracatçı firmalara hız ve maliyet avantajı sunarak, Avrupa pazarında daha da rekabetçi olmalarına destek vermektedir. Avrupa’daki direkt hatlarıyla 19 ülkeye ve 80’den fazla noktaya direkt parsiyel taşımacılık hizmeti veren Sertrans Logistics, uluslararası kara-hava-deniz yolu ve multimodal taşımacılık hizmetleriyle dünyanın 200’e yakın ülkesine, 1.800’den fazla noktaya hizmet vermektedir.

Ulusal ve uluslararası pek çok üyelikleri bulunan Sertrans Logistics, Avrupa’nın en büyük grupaj network sistemi “SystemAlliance Europe” üyesi olan ilk ve tek Türk şirketi olma özelliğini ise halen korumaktadır. Sektörde ilklere imza atmaya devam eden Sertrans Logistics’in 50 bin metrekare arazi üzerine kurulu Hadımköy tesisleri ve genel merkezi ise Amerikan Yeşil Binalar Konseyi tarafından verilen “GOLD LEED” sertifikasına sahip Türk lojistik sektöründeki ilk ve tek tesistir. Bu başarısına 2016 yılında Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından verilen Yetkilendirilmiş Yükümlü(AEO) belgesini ekledi.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2yuacdZ
via IFTTT