3 Ekim 2017 Salı

AYLA: TÜRKİYE’NİN KAHRAMANI, SÜLEYMAN ASTSUBAY Hem cephede hem de cephe gerisinde tarihe adını altın harflerle yazdıran, dünyanın öbür ucundaki minik bir kızın kaderini değiştirip yaşamasını sağlayan Türkiye’nin kahramanı Astsubay Süleyman Dilbirliği’nin sevgi ve bağlılığını anlatan Türkiye’nin Oscar adayı AYLA 27 Ekim’den itibaren umutları tazeleyecek, izleyenlerin yüzüne hüzünlü ama mutlu bir gülümseme yerleştirecek. 1950 yılının ekim ayında, Kore’nin özgürlük mücadelesine destek için Türkiye’den giden yaklaşık 5 bin kişilik tugayda, 25 yaşında genç bir delikanlı olan Astsubay Süleyman Dilbirliği de vardı. Süleyman Astsubay, dünyanın öbür ucunda, savaşın en acımasız ortamında donmak üzere bulduğu, 15 ay boyunca kızı gibi baktığı, Türkçe öğrettiği ve Ayla adını verdiği Kore’li minik bir çocukla birlikte kendi kaderinin de değişeceğini bilmiyordu. O kaderin izini süren AYLA filmi, 27 Ekim tarihinden itibaren yediden yetmişe herkese, iyilerin her zaman kazanacağını bir kez daha bu kez beyazperdeden anlatırken, hala hayatta olan Süleyman Dilbirliği ve gerçek Ayla ile birlikte umutları tazeleyecek, izleyenlerin yüzüne hüzünlü ama mutlu bir gülümseme yerleştirecek. Dünyanın iki ucunda birbirleri için atan iki kalp Türkiye’nin Oscar adayı Ayla filmine konu olan Astsubay Süleyman Dilbirliği’nin Kore Savaşı sırasında sadece cephede değil, cephe gerisinde de yaptığı, hem Kore’de hem ülkemizde tarihe geçen bu muhteşem kahramanlık, unutulmadı ve günümüzde yeniden gündemde. Savaşın kapkaranlık ortamında ölümden kurtardığı minik bir kızı evladı gibi sahiplenen, Türkiye’ye dönmek zorunda kalınca da yarım yüzyıl hiç durmadan, Ayla’nın izini bulmaya çalışan Astsubay Süleyman Dilbirliği yani Süleyman Amca, artık tüm Türkiye’nin kahramanı. Bugün hala hayatta olan Astsubay Süleyman, gittiği her yerde alkışlarla karşılanıyor, etrafında sevgi çemberi oluyor. Mustafa Uslu’nun yapımcısı olduğu, Can Ulkay’ın yönettiği, birbirinden değerli yerli ve yabancı 32 oyuncunun rol aldığı Ayla’nın müziklerini Fahir Atakoğlu besteledi. Filmin belgesellere ve kitaplara konu olan gerçek hikayesini Yiğit Güralp kaleme aldı, senaryolaştırdı. Astsubay Süleyman Dilbirliği’nin Türkiye ve Kore’deki hayatını anlatan bu özel filmin görüntü yönetmeni ise Jean Paul Seresin.

Hem cephede hem de cephe gerisinde tarihe adını altın harflerle yazdıran, dünyanın öbür ucundaki minik bir kızın kaderini değiştirip yaşamasını sağlayan Türkiye’nin kahramanı Astsubay Süleyman Dilbirliği’nin sevgi ve bağlılığını anlatan Türkiye’nin Oscar adayı AYLA 27 Ekim’den itibaren umutları tazeleyecek, izleyenlerin yüzüne hüzünlü ama mutlu bir gülümseme yerleştirecek.

1950 yılının ekim ayında, Kore’nin özgürlük mücadelesine destek için Türkiye’den giden yaklaşık 5 bin kişilik tugayda, 25 yaşında genç bir delikanlı olan Astsubay Süleyman Dilbirliği de vardı. Süleyman Astsubay, dünyanın öbür ucunda, savaşın en acımasız ortamında donmak üzere bulduğu, 15 ay boyunca kızı gibi baktığı, Türkçe öğrettiği ve Ayla adını verdiği Kore’li minik bir çocukla birlikte kendi kaderinin de değişeceğini bilmiyordu. O kaderin izini süren AYLA filmi, 27 Ekim tarihinden itibaren yediden yetmişe herkese, iyilerin her zaman kazanacağını bir kez daha bu kez beyazperdeden anlatırken, hala hayatta olan Süleyman Dilbirliği ve gerçek Ayla ile birlikte umutları tazeleyecek, izleyenlerin yüzüne hüzünlü ama mutlu bir gülümseme yerleştirecek.

Dünyanın iki ucunda birbirleri için atan iki kalp


Türkiye’nin Oscar adayı
Ayla filmine konu olan Astsubay Süleyman Dilbirliği’nin Kore Savaşı sırasında sadece cephede değil, cephe gerisinde de yaptığı, hem Kore’de hem ülkemizde tarihe geçen bu muhteşem kahramanlık, unutulmadı ve günümüzde yeniden gündemde. Savaşın kapkaranlık ortamında ölümden kurtardığı minik bir kızı evladı gibi sahiplenen, Türkiye’ye dönmek zorunda kalınca da yarım yüzyıl hiç durmadan, Ayla’nın izini bulmaya çalışan Astsubay Süleyman Dilbirliği yani Süleyman Amca, artık tüm Türkiye’nin kahramanı. Bugün hala hayatta olan Astsubay Süleyman, gittiği her yerde alkışlarla karşılanıyor, etrafında sevgi çemberi oluyor.

Mustafa Uslu’nun yapımcısı olduğu, Can Ulkay’ın yönettiği, birbirinden değerli yerli ve yabancı 32 oyuncunun rol aldığı Ayla’nın müziklerini Fahir Atakoğlu besteledi. Filmin belgesellere ve kitaplara konu olan gerçek hikayesini Yiğit Güralp kaleme aldı, senaryolaştırdı. Astsubay Süleyman Dilbirliği’nin Türkiye ve Kore’deki hayatını anlatan bu özel filmin görüntü yönetmeni ise Jean Paul Seresin.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2fFtMbq
via IFTTT

AYLA: TÜRKİYE’NİN KAHRAMANI, SÜLEYMAN ASTSUBAY


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2fFtMbq

İSTANBUL-TİFLİS HATTINDA SEFER SAYISI 47`YE ÇIKTI


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2xVvkIv

İSTANBUL-TİFLİS HATTINDA SEFER SAYISI 47`YE ÇIKTI UDH BAKANI ARSLAN: “2005`TE HAFTADA SADECE 3 UÇUŞUN OLDUĞU İSTANBUL-TİFLİS HATTINDA SEFER SAYISI 47`YE ÇIKTI” Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu hattının test sürüşüne katılmak ve bazı temaslarda bulunmak üzere Tiflis’e gitti. Arslan,TAV tarafından tamamlanan Tiflis Havalimanı yeni etabının açılış törenine de katıldı. Sayın Bakanımızın tetkik ve incelemelerinde Genel Müdürümüz Funda Ocak da hazır bulundu.   Gürcistan Başbakanı Giorgi Kvirikaşvili ile birlikte Tiflis Uluslararası Havalimanı Yeni Etabının açılış törenine katılan Bakan Arslan burada yaptığı konuşmada;  2005`te haftada 3 uçuşun olduğu İstanbul-Tiflis arasındaki sefer sayısının 47`ye ulaştığını belirterek, “Tiflis Havalimanı yeni etabı, büyüyen ve gelişen Tiflis`in yeni yüzünü dünyaya göstermesi açısından çok önemli.” dedi.   Arslan, TAV tarafından tamamlanan Tiflis Havalimanı yeni etabının açılış töreninde yaptığı konuşmada, bu tür projelerin iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesinde etkili olduğunu söyledi.   TAV’ın Türkiye’nin marka yüzlerinden olduğuna işaret eden Arslan, “Tiflis Havalimanı yeni etabı, büyüyen ve gelişen Tiflis’in yeni yüzünü dünyaya göstermesi açısından çok önemli. Yeni etapla havalimanı yüzde 50 büyümekle kalmadı, yıllık yolcu kapasitesi de 4 milyona yükseldi.” diye konuştu.   “TAV, Gürcistan’da önemli projelere imza attı”   Arslan, 2005 yılından bu yana TAV‘ın Gürcistan’da önemli projelere imza attığına değinerek, son dönemde Türk firmalarının bu ülkede yaptığı yatırımların önemli oranda artış gösterdiğini dile getirdi.   Bu kapsamda, 2005’te haftada sadece 3 uçuşun olduğu İstanbul-Tiflis seferlerinin sayısının 47’ye çıktığını vurgulayan Arslan, siyasi, ekonomik, taşımacılık ve kültürel alandaki ilişkilerin daha ileriye taşındığını kaydetti.   Arslan, Gürcistan’ın bağımsızlığını kazanmasından bu yana iki ülke arasında ilişkilerin geliştiğini, çeşitli alanlarda çok sayıda anlaşma imzalandığını hatırlattı.   Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin son iki yılda iki kez toplandığını belirten Arslan, son toplantıda yenileme çalışmaları nedeniyle 2018’e kadar yüzde 40 kapasiteyle çalışmak durumunda olan Sarp Sınır Kapısı’na alternatif olarak Muratlı-Maradid mevkisinde yeni bir gümrük kapısı açılmasının da gündeme geldiğini bildirdi.   “Türkiye, Gürcistan’ın en büyük ticaret ortağı” Arslan, Türkiye’nin 2007’den bu yana Gürcistan’ın en büyük ticaret ortağı olduğunu ve buraya en çok doğrudan yatırım yapan ülkeler arasında ilk sırada yer aldığını vurgulayarak, şöyle devam etti:   “Gürcistan’ın, hem Hazar enerji kaynaklarının ülkemize ve Batı pazarlarına taşınması hem de ülkemizle Azerbaycan, Rusya ve Orta Asya cumhuriyetleri arasındaki ulaşım bağlantıları bakımından transit ülke konumunda olması ülkelerimizin birçok noktada birlikte hareket etmesi için önemli nedenlerdir. Ülkemiz Gürcistan’ın batıya açılan kapısı durumundadır. Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı ve Bakü-Tiflis-Erzurum Doğal Gaz Boru Hattı ile halen yapımı devam eden Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Projesi iki ülke iş birlikleri açısından en somut örneklerdir.”   Vatandaşların 2011 itibarıyla sadece kimlik belgeleriyle iki ülke arasında seyahat yapılabildiğini anımsatan Arslan, Türkiye’nin, Gürcistan’ın Avrupa-Atlantik kurumlarıyla bütünleşme çabalarını ve bu ülkenin toprak bütünlüğünü güçlü şekilde desteklediğini söyledi.   Arslan, iki ülke arasındaki ticaret hacminin memnuniyet verici olduğunun altını çizerek, “Gürcistan’a doğrudan yabancı yatırımın yüzde 20’sini Türk firmaları yapmaktadır. Tarımdan ileri teknolojiye, ulaştırmadan enerji sektörüne kadar birçok alanda iş birliği imkanlarına sahibiz.” değerlendirmesinde bulundu.   “Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Projesi’nde sona yaklaşıldı” Tarihi İpek Yolu’nun yeniden canlandırılmasında önemli bir adım teşkil edecek Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Projesi’nde sona yaklaşıldığına işaret eden Arslan, şunları kaydetti:   “Avrupa-Kafkasya-Orta Asya-Uzakdoğu-Güney Asya arasında hızlı ve güvenilir bir uluslararası demiryolu ulaşımına sahip olacağız. Hazar geçişli ulaştırma hattı Gürcistan ürünlerinin yeni pazarlara ulaştırılmasına imkan sağlayacak ve Gürcistan’ın transit ülke konumunu güçlendirecektir. Ticaretimizi ve iş birliklerimizi çeşitlendirmeli, katma değeri yüksek alanlara taşımalı ve artırmalıyız. Biz, ortak çıkarlarımız, ortak geçmişimiz ışığında kendimize yeni bir gelecek inşa edelim.”    Türkiye’nin, yakın tarihin en önemli altyapı projelerini 15 yılda gerçekleştirdiğini hatırlatan Arslan, dünyada toplam 17 ayrı havalimanın inşasını ve işletmesini üstlenen TAV’ın gösterdiği başarının örnek nitelikte olduğunu belirtti. Kaynak:http://www.dhmi.gov.tr/

UDH BAKANI ARSLAN: “2005`TE HAFTADA SADECE 3 UÇUŞUN OLDUĞU İSTANBUL-TİFLİS HATTINDA SEFER SAYISI 47`YE ÇIKTI”

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu hattının test sürüşüne katılmak ve bazı temaslarda bulunmak üzere Tiflis’e gitti. Arslan,TAV tarafından tamamlanan Tiflis Havalimanı yeni etabının açılış törenine de katıldı. Sayın Bakanımızın tetkik ve incelemelerinde Genel Müdürümüz Funda Ocak da hazır bulundu.

 

Gürcistan Başbakanı Giorgi Kvirikaşvili ile birlikte Tiflis Uluslararası Havalimanı Yeni Etabının açılış törenine katılan Bakan Arslan burada yaptığı konuşmada;  2005`te haftada 3 uçuşun olduğu İstanbul-Tiflis arasındaki sefer sayısının 47`ye ulaştığını belirterek, Tiflis Havalimanı yeni etabı, büyüyen ve gelişen Tiflis`in yeni yüzünü dünyaya göstermesi açısından çok önemli.” dedi.

 

Arslan, TAV tarafından tamamlanan Tiflis Havalimanı yeni etabının açılış töreninde yaptığı konuşmada, bu tür projelerin iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesinde etkili olduğunu söyledi.

 

TAV’ın Türkiye’nin marka yüzlerinden olduğuna işaret eden Arslan, Tiflis Havalimanı yeni etabı, büyüyen ve gelişen Tiflis’in yeni yüzünü dünyaya göstermesi açısından çok önemli. Yeni etapla havalimanı yüzde 50 büyümekle kalmadı, yıllık yolcu kapasitesi de 4 milyona yükseldi.” diye konuştu.

 

“TAV, Gürcistan’da önemli projelere imza attı”

 

Arslan, 2005 yılından bu yana TAV‘ın Gürcistan’da önemli projelere imza attığına değinerek, son dönemde Türk firmalarının bu ülkede yaptığı yatırımların önemli oranda artış gösterdiğini dile getirdi.

 

Bu kapsamda, 2005’te haftada sadece 3 uçuşun olduğu İstanbul-Tiflis seferlerinin sayısının 47’ye çıktığını vurgulayan Arslan, siyasi, ekonomik, taşımacılık ve kültürel alandaki ilişkilerin daha ileriye taşındığını kaydetti.

 

Arslan, Gürcistan’ın bağımsızlığını kazanmasından bu yana iki ülke arasında ilişkilerin geliştiğini, çeşitli alanlarda çok sayıda anlaşma imzalandığını hatırlattı.

 

Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin son iki yılda iki kez toplandığını belirten Arslan, son toplantıda yenileme çalışmaları nedeniyle 2018’e kadar yüzde 40 kapasiteyle çalışmak durumunda olan Sarp Sınır Kapısı’na alternatif olarak Muratlı-Maradid mevkisinde yeni bir gümrük kapısı açılmasının da gündeme geldiğini bildirdi.

 

“Türkiye, Gürcistan’ın en büyük ticaret ortağı”

Arslan, Türkiye’nin 2007’den bu yana Gürcistan’ın en büyük ticaret ortağı olduğunu ve buraya en çok doğrudan yatırım yapan ülkeler arasında ilk sırada yer aldığını vurgulayarak, şöyle devam etti:

 

“Gürcistan’ın, hem Hazar enerji kaynaklarının ülkemize ve Batı pazarlarına taşınması hem de ülkemizle Azerbaycan, Rusya ve Orta Asya cumhuriyetleri arasındaki ulaşım bağlantıları bakımından transit ülke konumunda olması ülkelerimizin birçok noktada birlikte hareket etmesi için önemli nedenlerdir. Ülkemiz Gürcistan’ın batıya açılan kapısı durumundadır. Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı ve Bakü-Tiflis-Erzurum Doğal Gaz Boru Hattı ile halen yapımı devam eden Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Projesi iki ülke iş birlikleri açısından en somut örneklerdir.”

 

Vatandaşların 2011 itibarıyla sadece kimlik belgeleriyle iki ülke arasında seyahat yapılabildiğini anımsatan Arslan, Türkiye’nin, Gürcistan’ın Avrupa-Atlantik kurumlarıyla bütünleşme çabalarını ve bu ülkenin toprak bütünlüğünü güçlü şekilde desteklediğini söyledi.

 

Arslan, iki ülke arasındaki ticaret hacminin memnuniyet verici olduğunun altını çizerek, “Gürcistan’a doğrudan yabancı yatırımın yüzde 20’sini Türk firmaları yapmaktadır. Tarımdan ileri teknolojiye, ulaştırmadan enerji sektörüne kadar birçok alanda iş birliği imkanlarına sahibiz.” değerlendirmesinde bulundu.

 

“Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Projesi’nde sona yaklaşıldı”

Tarihi İpek Yolu’nun yeniden canlandırılmasında önemli bir adım teşkil edecek Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Projesi’nde sona yaklaşıldığına işaret eden Arslan, şunları kaydetti:

 

“Avrupa-Kafkasya-Orta Asya-Uzakdoğu-Güney Asya arasında hızlı ve güvenilir bir uluslararası demiryolu ulaşımına sahip olacağız. Hazar geçişli ulaştırma hattı Gürcistan ürünlerinin yeni pazarlara ulaştırılmasına imkan sağlayacak ve Gürcistan’ın transit ülke konumunu güçlendirecektir. Ticaretimizi ve iş birliklerimizi çeşitlendirmeli, katma değeri yüksek alanlara taşımalı ve artırmalıyız. Biz, ortak çıkarlarımız, ortak geçmişimiz ışığında kendimize yeni bir gelecek inşa edelim.” 

 

Türkiye’nin, yakın tarihin en önemli altyapı projelerini 15 yılda gerçekleştirdiğini hatırlatan Arslan, dünyada toplam 17 ayrı havalimanın inşasını ve işletmesini üstlenen TAV’ın gösterdiği başarının örnek nitelikte olduğunu belirtti.

Kaynak:http://www.dhmi.gov.tr/



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2xVvkIv
via IFTTT

TÜRKLER NORMANDİYA’YA ÇIKARMA YAPIYOR Fransa’nın kuzey kıyılarını yani Normandiya’yı görmeden Fransa keşfedilmez. Normandiya, ortaçağın büyülü dünyasını hala yaşayan tarihi kasabaları, binaları, kafeleri, dar sokakları ve sahiliyle kendine hayran bırakan bir bölge. Fransa’nın bu bölgesi, kendine özgün hikayeleri ve yaşanmışlıkları ile ziyaretçilerini unutamayacakları bir yolculuğa çıkaracak. Türkiye’nin en çok gezen rehberi Saffet Emre Tonguç, dünyanın sıra dışı rotalarını keşfetmek için bu sefer rotasını Normandiya’ya çevirdi. Şehrin gürültü ve yorgun hayatından kaçış için oldukça ideal bir bölge olan Normandiya, doğayla iç içe geçireceğiniz ayrıcalıklı bir rota. Ünlü Fransız ressam Claude Monet’in tablolarından fırlamışçasına yemyeşil doğaya sahip olmasının yanında, birbirinden renkli ve süslü kasabaları ile sizi kendisine hayran bırakacak. Fransa’nın bu bölgesi kendi alamet-i farikası olan karakterli ve ilginç tarihi evleri ile meşhur. Bu yapılar arasında gezerken İngiltere ve Fransa arasında gerçekleştirilen savaşın acı günlerine ait izleri de görmek mümkün. Profesyonel rehber, tarihçi ve yazar Saffet Emre Tonguç’un muhteşem anlatımıyla sizi kendisine aşık edecek Normandiya’yı 12 – 15 Ekim tarihleri arasında Cruise Brands farkıyla keşfedeceksiniz. Son yıllarda Türk seyahat severlerin sıklıkla gittiği Normandiya, tarih, kültür, doğa ve yeme içmeye meraklı olanlar için sıra dışı bir destinasyon. Bölgenin başkenti ve Seine Nehri’nin kıyılarında kurulan Rounen şehrinden Gustave Courbet, Eugène Boudin, Claude Monet’in resmini çizdiği balıkçı kasabası Honfleur’e, Hıristiyanlar için kutsal yerlerden biri olarak kabul edilen Le Mont Saint Michel’den olağanüstü malikanelere sahip Trouville Sur Mer’e kadar birçok tarihi ve doğal güzelliğe sahip şehri görebilirsiniz. Ayrıntılı bilgi için http://ift.tt/2g7x08o/ adresini ziyaret edebilirsiniz.  

Fransa’nın kuzey kıyılarını yani Normandiya’yı görmeden Fransa keşfedilmez.

Normandiya, ortaçağın büyülü dünyasını hala yaşayan tarihi kasabaları, binaları, kafeleri, dar sokakları ve sahiliyle kendine hayran bırakan bir bölge. Fransa’nın bu bölgesi, kendine özgün hikayeleri ve yaşanmışlıkları ile ziyaretçilerini unutamayacakları bir yolculuğa çıkaracak. Türkiye’nin en çok gezen rehberi Saffet Emre Tonguç, dünyanın sıra dışı rotalarını keşfetmek için bu sefer rotasını Normandiya’ya çevirdi.

Şehrin gürültü ve yorgun hayatından kaçış için oldukça ideal bir bölge olan Normandiya, doğayla iç içe geçireceğiniz ayrıcalıklı bir rota. Ünlü Fransız ressam Claude Monet’in tablolarından fırlamışçasına yemyeşil doğaya sahip olmasının yanında, birbirinden renkli ve süslü kasabaları ile sizi kendisine hayran bırakacak. Fransa’nın bu bölgesi kendi alamet-i farikası olan karakterli ve ilginç tarihi evleri ile meşhur. Bu yapılar arasında gezerken İngiltere ve Fransa arasında gerçekleştirilen savaşın acı günlerine ait izleri de görmek mümkün.

Profesyonel rehber, tarihçi ve yazar Saffet Emre Tonguç’un muhteşem anlatımıyla sizi kendisine aşık edecek Normandiya’yı 12 – 15 Ekim tarihleri arasında Cruise Brands farkıyla keşfedeceksiniz. Son yıllarda Türk seyahat severlerin sıklıkla gittiği Normandiya, tarih, kültür, doğa ve yeme içmeye meraklı olanlar için sıra dışı bir destinasyon. Bölgenin başkenti ve Seine Nehri’nin kıyılarında kurulan Rounen şehrinden Gustave Courbet, Eugène Boudin, Claude Monet’in resmini çizdiği balıkçı kasabası Honfleur’e, Hıristiyanlar için kutsal yerlerden biri olarak kabul edilen Le Mont Saint Michel’den olağanüstü malikanelere sahip Trouville Sur Mer’e kadar birçok tarihi ve doğal güzelliğe sahip şehri görebilirsiniz.

Ayrıntılı bilgi için http://ift.tt/2g7x08o/ adresini ziyaret edebilirsiniz.

 



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2xdtq2a
via IFTTT

TÜRKLER NORMANDİYA’YA ÇIKARMA YAPIYOR


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2xdtq2a

Yaşar Kemal’i, Doğum Gününde Madame Tussauds’da Ziyaret Edin


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2xWJPfo