13 Mart 2017 Pazartesi

Türk gıda ihracatçıları 36 firma ile Foodex’e çıkarma yaptı Türk gıda ihracatçıları Japonya’dan ticari bağlantılarla döndü Türk gıda ihracatçıları, Japonya’ya ihracatlarını arttırmak için 7-10 Mart 2017 tarihlerinde Japonya’nın Chiba kentinde düzenlenen Foodex Japan 2017– 42. Uluslararası Gıda ve İçecek Fuarı’na 36 katılımcı(31 firma, 3 Tanıtım Grubu, 2 UR-GE) ile çıkarma yaptı. Fuarın Türkiye Milli Katılım Organizasyonu’nu Ege İhracatçı Birlikleri üstlendi. Gıda tüketiminin büyük bölümünü ithalatla karşılayan ve yıllık gıda ithalatı 80 milyar dolara ulaşan Japonya’ya Türkiye’nin gıda ürünleri ihracatının artması amacıyla Uzakdoğu’nun en büyük gıda fuarı Foodex Japan Uluslararası Gıda Fuarı’na 20. Kez Türkiye Milli Katılım Organizasyonu gerçekleştirdiklerini belirten Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı Nurettin Tarakçıoğlu, Türk gıda ihracatçıları açısından başarılı ve verimli bir fuarı geride bıraktıklarını, iki ülke arasındaki dostluğa bağlı olarak Japonya’da Türklere ve Türk ürünlerine ilginin her geçen gün artmasından mutlu olduklarını kaydetti. Japonya’ya gıda ihracatımız 160 milyon dolara ulaştı Türkiye’nin 2016 yılı ihracatında genelde cüzi bir düşüş yaşandığına işaret eden Tarakçıoğlu, “2016 yılında Japonya’ya olan ihracatımız ise 325 milyon dolardan 350 milyon dolara yükseldi. Türkiye’nin Japonya’ya yaptığı gıda ihracatı ise yüzde 8’lik artışla 148,5 milyon dolardan 160 milyon dolara çıktı” diye konuştu. “Japonya, 130 milyon nüfuslu, besinsel değeri yüksek, kaliteli gıda ürünleri tüketim alışkanlığına sahip bir ülke. Türk gıda sektörü için hedef pazarlardan bir tanesi. Foodex Japan Fuarı, Türk gıda ihracatçılarının hedefine ulaşmasında çok önemli” şeklinde konuşan Tarakçıoğlu, şöyle devam etti: “Üstelik organik ürün potansiyelimiz ve Japon halkının alım gücü dikkate alındığında Japonya önemli bir Pazar. Japonya’ya gıda ürünleri ihracatımızın artışında Ege İhracatçı Birlikleri olarak yaptığımız organizasyonların payı büyük. EİB’nin Japonya gıda ihracatı 2016 yılında yüzde 10’luk bir artışla 53 Milyon dolara çıktı. Türkiye’nin Japonya’ya gerçekleştirdiği gıda ürünleri ihracatının yüzde 35’ini Egeli ihracatçılar gerçekleştirdi.” Ege İhracatçı Birlikleri’nin 2016 yılında dört yıl sürecek Türk Ürünlerinin Yurtdışında Markalaşması, Türk Malı İmajınınn Yerleştirilmesi hakkındaki Tebliğ kapsamında devlet tarafından da desteklenen Turquality projesini hayata geçirdikleri bilgisini veren EİB Koordinatör Başkan Yardımcısı Tarakçıoğlu, Foodex Japan 2017 Fuarı ile eş zamanlı olarak, Turquality Projesi’nin ikinci yılı kapsamında, Japon kamu temsilcileri, ithalatçı firmalar, basın mensupları, blogerlar ve fuar katılımcısı firma yetkililerinin, katılımıyla 8 Mart 2017 Çarşamba günü saat 19:00 – 21:00 saatleri arasında Türkiye Cumhuriyeti Tokyo Büyükelçiliği rezidansında bir resepsiyon düzenlediklerini anlattı. Japon Şef Okuda ve Türk Şef Önen ziyaretçileri lezzet yolculuğuna çıkardı Yaklaşık 220 kişinin katıldığı resepsiyon da, ünlü Japon şef Masayuki OKUDA ve Ünlü Türk Şef İbrahim Önen, Türk gıda ürünlerinden Japon damak tadına uygun hazırladıkları menülerle Japon konukları lezzet yolculuğuna çıkardı. Uzak Doğu’nun en büyük gıda fuarı olan FOODEX Japan Fuarı’na bu yıl, 79 ülke ve bölgeden yaklaşık 3.250 firma katıldı. Fuarda Türkiye 720 metrekarelik stant ile yer alırken, Türkiye’den EIB milli katılımi ile 36, bireysel olarak 6 firma ve Tanıtım Grubu olmak üzere toplam 42 firma iştirak etti. Dört gün boyunca süren fuarı 76 binin uzerinde kişi ziyaret etti. Foodex Japan Fuarı’nda 720 metrekarelik Türkiye standında aralarında Makarna Bulgur Bakliyat ve Bitkisel Yağlar Tanıtım Grubu, Şekerli Mamuller Tanıtım Grubu ve Zeytin Zeytinyağı Tanıtım Grubu’nunda yer aldığı 36 Türk firma/kuruluşu fuara iştirak etti, zeytinyağı, makarna, bulgur, bakliyat, kuru meyve, dondurulmuş meyve ve sebze, şekerli mamuller, meyve suyu, çerez, balık, helva, reçel, lokum gibi ürünleri sergiledi. Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Moiz Hemsi, Japonya’nın doğal ürünlere ilgisinden bahsederek Türklerle Japonların dostluğunun çok geçmiş yıllara dayandığını, Türklere karşı müthiş sevgileri olduğunu, kültürel bağlarla ikili ilişkilerin daha da artacağının beklendiğini dile getirdi. Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep ise, kuru meyve sektörü açısından en önemli pazarlardan birisi olan Japonya’da daha da iyi bir yer edinmek adına çalıştıklarına, bu ülkede sıkı denetim yapıldığını, ihracatçılarımızın hassasiyet göstermeleri gereken bir pazar olduğunu vurguladı. Trend alanında tadım yaptırıldı Bu sene Türkiye standı yanında 42 m2 lik bir trend alanı kurduklarını ifade eden Celep, “Bu alanda bir Japon aşçı tarafından Türk gıda ürünleri ile Japon damak tadına uygun yeni menülerle pişirim ve tadım aktivitesi yaptık. Japon aşçıya Türk aşçılarımız eşlik etti. Japon sunucu tarafından ürünler ve tarifler ile ilgili mikrofon ile sunum yapıldı. Kuru meyve, zeytinyağı, şekerli mamuller, makarna, bulgur, un, baharat vb. gıda ürünlerimizin yer aldığı tarifler ziyaretçilere ikram edildi. Ayrıca ünlü Japon şef Masayuki OKUDA’nın 9 Martta da Türk gıda ürünleri ile hazırlanan Japon damak tadına uygun tariflerin olduğu bir yemek kitabı imza töreni düzenlendi” diyerek sözlerini tamamladı. Türkiye standını, Tokyo Büyükelçimiz Ahmet Bülent Meriç, Ekonomi Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Tarık Sönmez, Ticaret Müşavirimiz Süleyman Mete Özbalaban ziyaret ederek katılımcı firmalarımıza pazar hakkında bilgi verdi. Ayrıca Ege İhracatçı Birlikleri Yönetim Kurulu Başkanlarımızdan oluşan heyet, Japon Perakendeciler Birliği ve Yeni Süpermarket Birliği ile çeşitli ziyaretler gerçekleştirerek işbirlikleri hakkında görüşmelerde bulundu.

Türk gıda ihracatçıları Japonya’dan ticari bağlantılarla döndü

Türk gıda ihracatçıları, Japonya’ya ihracatlarını arttırmak için 7-10 Mart 2017 tarihlerinde Japonya’nın Chiba kentinde düzenlenen Foodex Japan 2017– 42. Uluslararası Gıda ve İçecek Fuarı’na 36 katılımcı(31 firma, 3 Tanıtım Grubu, 2 UR-GE) ile çıkarma yaptı. Fuarın Türkiye Milli Katılım Organizasyonu’nu Ege İhracatçı Birlikleri üstlendi.

Gıda tüketiminin büyük bölümünü ithalatla karşılayan ve yıllık gıda ithalatı 80 milyar dolara ulaşan Japonya’ya Türkiye’nin gıda ürünleri ihracatının artması amacıyla Uzakdoğu’nun en büyük gıda fuarı Foodex Japan Uluslararası Gıda Fuarı’na 20. Kez Türkiye Milli Katılım Organizasyonu gerçekleştirdiklerini belirten Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı Nurettin Tarakçıoğlu, Türk gıda ihracatçıları açısından başarılı ve verimli bir fuarı geride bıraktıklarını, iki ülke arasındaki dostluğa bağlı olarak Japonya’da Türklere ve Türk ürünlerine ilginin her geçen gün artmasından mutlu olduklarını kaydetti.

Japonya’ya gıda ihracatımız 160 milyon dolara ulaştı

Türkiye’nin 2016 yılı ihracatında genelde cüzi bir düşüş yaşandığına işaret eden Tarakçıoğlu, “2016 yılında Japonya’ya olan ihracatımız ise 325 milyon dolardan 350 milyon dolara yükseldi. Türkiye’nin Japonya’ya yaptığı gıda ihracatı ise yüzde 8’lik artışla 148,5 milyon dolardan 160 milyon dolara çıktı” diye konuştu.

“Japonya, 130 milyon nüfuslu, besinsel değeri yüksek, kaliteli gıda ürünleri tüketim alışkanlığına sahip bir ülke. Türk gıda sektörü için hedef pazarlardan bir tanesi. Foodex Japan Fuarı, Türk gıda ihracatçılarının hedefine ulaşmasında çok önemli” şeklinde konuşan Tarakçıoğlu, şöyle devam etti: “Üstelik organik ürün potansiyelimiz ve Japon halkının alım gücü dikkate alındığında Japonya önemli bir Pazar. Japonya’ya gıda ürünleri ihracatımızın artışında Ege İhracatçı Birlikleri olarak yaptığımız organizasyonların payı büyük. EİB’nin Japonya gıda ihracatı 2016 yılında yüzde 10’luk bir artışla 53 Milyon dolara çıktı. Türkiye’nin Japonya’ya gerçekleştirdiği gıda ürünleri ihracatının yüzde 35’ini Egeli ihracatçılar gerçekleştirdi.”

Ege İhracatçı Birlikleri’nin 2016 yılında dört yıl sürecek Türk Ürünlerinin Yurtdışında Markalaşması, Türk Malı İmajınınn Yerleştirilmesi hakkındaki Tebliğ kapsamında devlet tarafından da desteklenen Turquality projesini hayata geçirdikleri bilgisini veren EİB Koordinatör Başkan Yardımcısı Tarakçıoğlu, Foodex Japan 2017 Fuarı ile eş zamanlı olarak, Turquality Projesi’nin ikinci yılı kapsamında, Japon kamu temsilcileri, ithalatçı firmalar, basın mensupları, blogerlar ve fuar katılımcısı firma yetkililerinin, katılımıyla 8 Mart 2017 Çarşamba günü saat 19:00 – 21:00 saatleri arasında Türkiye Cumhuriyeti Tokyo Büyükelçiliği rezidansında bir resepsiyon düzenlediklerini anlattı.

Japon Şef Okuda ve Türk Şef Önen ziyaretçileri lezzet yolculuğuna çıkardı

Yaklaşık 220 kişinin katıldığı resepsiyon da, ünlü Japon şef Masayuki OKUDA ve Ünlü Türk Şef İbrahim Önen, Türk gıda ürünlerinden Japon damak tadına uygun hazırladıkları menülerle Japon konukları lezzet yolculuğuna çıkardı.

Uzak Doğu’nun en büyük gıda fuarı olan FOODEX Japan Fuarı’na bu yıl, 79 ülke ve bölgeden yaklaşık 3.250 firma katıldı. Fuarda Türkiye 720 metrekarelik stant ile yer alırken, Türkiye’den EIB milli katılımi ile 36, bireysel olarak 6 firma ve Tanıtım Grubu olmak üzere toplam 42 firma iştirak etti. Dört gün boyunca süren fuarı 76 binin uzerinde kişi ziyaret etti.

Foodex Japan Fuarı’nda 720 metrekarelik Türkiye standında aralarında Makarna Bulgur Bakliyat ve Bitkisel Yağlar Tanıtım Grubu, Şekerli Mamuller Tanıtım Grubu ve Zeytin Zeytinyağı Tanıtım Grubu’nunda yer aldığı 36 Türk firma/kuruluşu fuara iştirak etti, zeytinyağı, makarna, bulgur, bakliyat, kuru meyve, dondurulmuş meyve ve sebze, şekerli mamuller, meyve suyu, çerez, balık, helva, reçel, lokum gibi ürünleri sergiledi.

Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Moiz Hemsi, Japonya’nın doğal ürünlere ilgisinden bahsederek Türklerle Japonların dostluğunun çok geçmiş yıllara dayandığını, Türklere karşı müthiş sevgileri olduğunu, kültürel bağlarla ikili ilişkilerin daha da artacağının beklendiğini dile getirdi.

Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep ise, kuru meyve sektörü açısından en önemli pazarlardan birisi olan Japonya’da daha da iyi bir yer edinmek adına çalıştıklarına, bu ülkede sıkı denetim yapıldığını, ihracatçılarımızın hassasiyet göstermeleri gereken bir pazar olduğunu vurguladı.

Trend alanında tadım yaptırıldı

Bu sene Türkiye standı yanında 42 m2 lik bir trend alanı kurduklarını ifade eden Celep, “Bu alanda bir Japon aşçı tarafından Türk gıda ürünleri ile Japon damak tadına uygun yeni menülerle pişirim ve tadım aktivitesi yaptık. Japon aşçıya Türk aşçılarımız eşlik etti. Japon sunucu tarafından ürünler ve tarifler ile ilgili mikrofon ile sunum yapıldı. Kuru meyve, zeytinyağı, şekerli mamuller, makarna, bulgur, un, baharat vb. gıda ürünlerimizin yer aldığı tarifler ziyaretçilere ikram edildi. Ayrıca ünlü Japon şef Masayuki OKUDA’nın 9 Martta da Türk gıda ürünleri ile hazırlanan Japon damak tadına uygun tariflerin olduğu bir yemek kitabı imza töreni düzenlendi” diyerek sözlerini tamamladı.

Türkiye standını, Tokyo Büyükelçimiz Ahmet Bülent Meriç, Ekonomi Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Tarık Sönmez, Ticaret Müşavirimiz Süleyman Mete Özbalaban ziyaret ederek katılımcı firmalarımıza pazar hakkında bilgi verdi.

Ayrıca Ege İhracatçı Birlikleri Yönetim Kurulu Başkanlarımızdan oluşan heyet, Japon Perakendeciler Birliği ve Yeni Süpermarket Birliği ile çeşitli ziyaretler gerçekleştirerek işbirlikleri hakkında görüşmelerde bulundu.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2nvJXtS
via IFTTT

Türk gıda ihracatçıları 36 firma ile Foodex’e çıkarma yaptı


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2nvJXtS

Hangi Destek Sistemlerini Kullanıyorsunuz? Bir iş yaparken başarılı olmak istiyorsanız iyi bir destek sisteminiz olması gerektiğini son yıllarda gayet iyi öğrendim. Okullarda rekabetçi sistem ile yetiştiriliyoruz. Hele de mühendislik okuyup bundan nasibini almamış olanımız azdır herhalde. Benim gibi mühendislik okuyanlar bilirler; imkanlar kısıtlıdır, öne geçmek zorundasın, yeri geldiğinde arkadaşlar notlarını saklar vermezlerdi. Sanki pasta küçük, sanki kapılması gereken birşeyler varmış; sanki bildiklerini satana kadar kendine saklaman gerekir hissi ile güdülendik çoğunlukla… Sonuçta, bizler iyi ve kötü zamanlarımızda kendi başımıza başarmayı maharet saydık, en azından ben öyle sandım. Bu aslında en basit tanımıyla “kıtlık bilinci” ile yetiştirilmemizden kaynaklanıyor. Oysa doğaya baktığımızda, teknolojik gelişmelerin çeşitliliğine baktığımızda kıtlıktan ziyade katlanarak artan bir “bolluk içinde” olduğumuzu görürüz. “Kardeşinin salını karşıya geçirmeye yardım et, göreceksin ki, sen de karşıdasın.” Hint Atasözü Şimdi artık iyi bir destek sistemine sahip olmanın ne kadar rahatlatıcı olabileceğini, de karşılaştığım stresli durumları daha tölere edebilmeye faydasını görüyorum. Atasözlerimiz vardır; “Bir elin nesi var iki elin sesi var” “Birlikten kuvvet doğar” “Dost kara gün içindir” “Yalnız olan rahat görmez, yardımlaşan, yorulma bilmez.” Tatar Atasözü “Kendi evini yapamıyorsan, bir yapana taş taşı.” Hint Atasözü Eğer iş kurmak istiyorsanız, tek başına bir girişimci olmak istiyorsanız, bu dünyada birşeyleri değiştirmeye geldiğinize inanıyorsanız, içiniz projelerinizle kıpır kıpır ama dışarıya nasıl çıkaracağınızı bilmiyorsanız; Kadın veya erkek farketmez evliyseniz- çocuklarınız varsa ve işinizde başarılı olmak istiyorsanız şu destek sistemleriniz ne durumda bakmanızda fayda var. İşte size birkaç destek sistemi: 1- Aile ve arkadaşlar, 2- Kişisel yardımcı, sekreter, asistan, 3- Ev temizlik ve yemek yardımcısı, 4- İyi bir çocuk bakıcısı, 5- Psikolojik Destek ( Psikolog ve Psikiyatristen terapi alma) 6- Sağlık ve şifa ekibi ( Kişisel Spor Antrenörü, Beslenme Danışmanı, Sağlık Danışmanı & Koçu) 7- İş ekibi ( İyi bir takıma sahip olmak, Akıl Hocası & Koç, İş fikri/ beyin takımı grubu, finansal Danışman) 8- İnternet kolaylaştırıcıları, hayatı kolaylaştıran cep aplikasyonları, 9- Çalışanlarınız, 9- İş ve ticaret birlikleri, kuruluşlarına üyelik ve etkin rol almak, 10- Oyun, hobi grubu Belki bazısını kullanıyorsunuz, belki burun kıvırıyorsunuz “ne gerek var”, “daha yolun başındayım”, ya da “ben kendim de yaparım”,”buna da para mı verilirmiş” evet bazen yaparsınız, ama her zaman değil, hele de yaşamınızı ileri seviyeye taşımak, yüksek potansiyel ile daha fazla etkisel olmak istiyorsanız. Hiç bir başarı tek başına olmuyor, hiç bir başarı tatmini de tek başına tadına varılmıyor. Yola hevesle çıksanız da “herşeyi kendim yaparım” düşüncesi ile yol ortasında tükenmişlik sendromu yaşamanı muhtemel. Belki destek sistemleriniz var ama efektif değil, destek yerine köstek oluyor ve belki de oralara “nasıl efektif hale getirebilirim?” sorularını sorarak  tekrar bir bakmak gerek, İşinde, ilişkilerinde ve hayatında gerçekten en iyi olanların hayatlarına bir bakın. Bunlar olmadan bir yerlere gelemediklerini göreceksiniz ve içinize en çok sinen birkaç tanesini hayatınıza yerleştirmeye ve siz de insanlara bu yönde destek olmaya başlayın… Arada arkadaşlarınızı, eşinizi, dostunuzu arayın “onlara nasıl yardımcı olabileceğinizi sorun”…. *** Siz hangisini daha çok kullanıyorsunuz, hangi destek sistemini eklemeye ihtiyacınız var? Yorumlarınızı aşağıya yazmanızı bekliyorum. Sevgi ve bol destekli günler dilerim. Nilgün YETİŞ İş, Başarı ve Dönüşüm Koçu ÖNEMLİ NOT: Eğer parasal bilincim kendime yatırım yapmama engel diyorsanız “6 Haftalık Online Parasal Bilinç” eğitimimi kaçırmamanıı öneririm. Evinizden kendi hızınızda derinlemesine çalışıp sadee para değil, hayatınızın çoğu alanında dönüşüm yaşayacağınız bir program almış olacaksınız.

Bir iş yaparken başarılı olmak istiyorsanız iyi bir destek sisteminiz olması gerektiğini son yıllarda gayet iyi öğrendim.

Okullarda rekabetçi sistem ile yetiştiriliyoruz. Hele de mühendislik okuyup bundan nasibini almamış olanımız azdır herhalde. Benim gibi mühendislik okuyanlar bilirler; imkanlar kısıtlıdır, öne geçmek zorundasın, yeri geldiğinde arkadaşlar notlarını saklar vermezlerdi.

Sanki pasta küçük, sanki kapılması gereken birşeyler varmış; sanki bildiklerini satana kadar kendine saklaman gerekir hissi ile güdülendik çoğunlukla…

Sonuçta, bizler iyi ve kötü zamanlarımızda kendi başımıza başarmayı maharet saydık, en azından ben öyle sandım. Bu aslında en basit tanımıyla “kıtlık bilinci” ile yetiştirilmemizden kaynaklanıyor. Oysa doğaya baktığımızda, teknolojik gelişmelerin çeşitliliğine baktığımızda kıtlıktan ziyade katlanarak artan bir “bolluk içinde” olduğumuzu görürüz.

Kardeşinin salını karşıya geçirmeye yardım et, göreceksin ki, sen de karşıdasın.” Hint Atasözü

Şimdi artık iyi bir destek sistemine sahip olmanın ne kadar rahatlatıcı olabileceğini, de karşılaştığım stresli durumları daha tölere edebilmeye faydasını görüyorum.

Atasözlerimiz vardır;

“Bir elin nesi var iki elin sesi var”

“Birlikten kuvvet doğar”

“Dost kara gün içindir”

“Yalnız olan rahat görmez, yardımlaşan, yorulma bilmez.” Tatar Atasözü

“Kendi evini yapamıyorsan, bir yapana taş taşı.” Hint Atasözü

Eğer iş kurmak istiyorsanız, tek başına bir girişimci olmak istiyorsanız, bu dünyada birşeyleri değiştirmeye geldiğinize inanıyorsanız, içiniz projelerinizle kıpır kıpır ama dışarıya nasıl çıkaracağınızı bilmiyorsanız;

Kadın veya erkek farketmez evliyseniz- çocuklarınız varsa ve işinizde başarılı olmak istiyorsanız şu destek sistemleriniz ne durumda bakmanızda fayda var.

İşte size birkaç destek sistemi:

1- Aile ve arkadaşlar,

2- Kişisel yardımcı, sekreter, asistan,

3- Ev temizlik ve yemek yardımcısı,

4- İyi bir çocuk bakıcısı,

5- Psikolojik Destek ( Psikolog ve Psikiyatristen terapi alma)

6- Sağlık ve şifa ekibi ( Kişisel Spor Antrenörü, Beslenme Danışmanı, Sağlık Danışmanı & Koçu)

7- İş ekibi ( İyi bir takıma sahip olmak, Akıl Hocası & Koç, İş fikri/ beyin takımı grubu, finansal Danışman)

8- İnternet kolaylaştırıcıları, hayatı kolaylaştıran cep aplikasyonları,

9- Çalışanlarınız,

9- İş ve ticaret birlikleri, kuruluşlarına üyelik ve etkin rol almak,

10- Oyun, hobi grubu

Belki bazısını kullanıyorsunuz, belki burun kıvırıyorsunuz “ne gerek var”, “daha yolun başındayım”, ya da “ben kendim de yaparım”,”buna da para mı verilirmiş” evet bazen yaparsınız, ama her zaman değil, hele de yaşamınızı ileri seviyeye taşımak, yüksek potansiyel ile daha fazla etkisel olmak istiyorsanız. Hiç bir başarı tek başına olmuyor, hiç bir başarı tatmini de tek başına tadına varılmıyor. Yola hevesle çıksanız da “herşeyi kendim yaparım” düşüncesi ile yol ortasında tükenmişlik sendromu yaşamanı muhtemel.

Belki destek sistemleriniz var ama efektif değil, destek yerine köstek oluyor ve belki de oralara “nasıl efektif hale getirebilirim?” sorularını sorarak  tekrar bir bakmak gerek,

İşinde, ilişkilerinde ve hayatında gerçekten en iyi olanların hayatlarına bir bakın. Bunlar olmadan bir yerlere gelemediklerini göreceksiniz ve içinize en çok sinen birkaç tanesini hayatınıza yerleştirmeye ve siz de insanlara bu yönde destek olmaya başlayın…

Arada arkadaşlarınızı, eşinizi, dostunuzu arayın “onlara nasıl yardımcı olabileceğinizi sorun”….

***

Siz hangisini daha çok kullanıyorsunuz, hangi destek sistemini eklemeye ihtiyacınız var? Yorumlarınızı aşağıya yazmanızı bekliyorum.

Sevgi ve bol destekli günler dilerim.

Nilgün YETİŞ

İş, Başarı ve Dönüşüm Koçu

ÖNEMLİ NOT: Eğer parasal bilincim kendime yatırım yapmama engel diyorsanız “6 Haftalık Online Parasal Bilinç” eğitimimi kaçırmamanıı öneririm. Evinizden kendi hızınızda derinlemesine çalışıp sadee para değil, hayatınızın çoğu alanında dönüşüm yaşayacağınız bir program almış olacaksınız.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2midFCu
via IFTTT

Hangi Destek Sistemlerini Kullanıyorsunuz?


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2midFCu

12 Mart 2017 Pazar

Turizm Sektörü İç Pazardaki Potansiyellere Yöneliyor Yılın ilk aylarında misafirlerinin yüzde 60’ının yerli turistler olduğunu kaydeden Wish More Hotel Istanbul Genel Müdürü Erkan Akkurt, “İç pazarımız önemli bir potansiyele sahip. Özellikle şirketler ve kurumların iş amaçlı düzenlediği toplantılar şehrin doluluk oranını artırıyor” dedi. Akkurt, Bayrampaşa’da yeni açılan yerli bir marka olarak, Ocak – Şubat döneminde İstanbul’daki pazar ortalamalarının yüzde 10 üzerinde bir doluluk oranıyla hizmet verdiklerini belirtti. Bu yıl Ocak ayında hava muhalefeti nedeniyle uçuşların iptal olması İstanbul’da otellerin doluluk oranını artırdıysa da, turizm sektörü Ocak – Şubat aylarını genellikle sakin geçiriyor. Wish More Hotel İstanbul Genel Müdürü Erkan Akkurt, “İstanbul otellerinde yılın ilk aylarında ortalama doluluk oranlarının yüzde 40 – 45 seviyesinde gerçekleştiğini görüyoruz. Bizler ise sektöre geçtiğimiz yıl giren yerli bir marka olarak, pazarın daralma eğilimi gösterdiği bu dönemi, ortalamaların yüzde 10 üzerinde bir doluluk oranıyla tamamladık” dedi. Baharda iş turizmi sektörü hareketlendiriyor Oteller Mart – Nisan dönemine ise hareketli giriyor. Dönemsel yükselmenin iş turizmiyle bağlantılı olduğunu belirten Akkurt, “Baharın gelmesiyle İstanbul’da fuar, kongre, kurumsal eğitim ve benzeri etkinlikler daha sık düzenlenmeye başlıyor. Bu sayede, iş amaçlı olarak gelen misafirlerimiz şehir otellerinin doluluk oranını artırıyor” diye konuştu. Yüzde 70 doluluk bekleniyor Erkan Akkurt, “Bizler Wish More Hotel Istanbul’da şimdiden aldığımız rezervasyonlar ışığında, Mart – Nisan döneminde yine sektörün ortalama beklentisinin üzerinde, yüzde 70 seviyesinde doluluk oranları bekliyoruz. Bayrampaşa bölgesinde faaliyet gösteren 5 yıldızlı bir otel olarak, havalimanı, otogar ve fuar merkezlerine kolay ulaşım sağlayan bir lokasyonda bulunuyoruz. Avrupa’nın en büyük AVM’lerinden Forum İstanbul’a ve metro ağına da birkaç dakika mesafedeyiz. Bu özellikler hizmet kalitemizle bir araya geldiğinde bize önemli avantaj sağlıyor” yorumunu yaptı. “İç pazarın potansiyellerini kullanıyoruz” Şu anda genellikle iç pazardan misafirleri ağırladıklarını belirten Erkan Akkurt, “Türkiye’de yabancı turist sayısında bir azalma görsek de, iç pazar sektörün canlı kalmasını sağlayan önemli bir potansiyele sahip. İstanbul’umuzun tarihi ve kültürel zenginliklerinin yanı sıra, iş turizmi de bu potansiyelleri kullanmak için önemli bir araç. Ocak – Nisan döneminde Wish More’da ağırladığımız misafirlerimizin yüzde 60’ı Türkiye içinden geliyor. Kurumlar ve şirketlerin yanı sıra, iş sebebiyle İstanbul’u ziyaret eden bireysel misafirlerimizin de sayısı bir hayli fazla” şeklinde sözlerini tamamladı. HKNYSR

Yabancı ziyaretçiler 2016’da, harcadıklarının yarısını geri istedi Türkiye’ye gelen yabancı ziyaretçilere KDV iade hizmeti veren Global Blue Türkiye’nin Genel Müdürü Selim Seyhun: “Yabancı ziyaretçiler Türkiye’den 2016 yılında 1 milyar liranın üzerinde alışveriş yaptı. Ancak yabancı ziyaretçiler bu tutarın 550 milyonluk kısmı için iade başvurusunda bulundu. Yabancılar 2016’da yaptıkları alışverişte ödedikleri 55 milyon liralık vergiyi geri aldı” açıklamasında bulundu. Seyhun, geçen yıl ortalama tax-free satışlarda (averaj harcamalar) yüzde 13,3 artış olduğunu belirterek, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Kuveyt gibi Körfez ülkelerinden Türkiye’ye gelen turistlerin ziyaret ve harcamalarının devam ettiğini söyledi. Seyhun, “Körfez ülkelerinden gelen turistlere 2016’da yapılan tax-free satışlar yüzde 10 artış gösterdi. Ekonomik konjonktüre ve terör olaylarına rağmen Arap turistler ülkemize gelmekten ve alışveriş yapmaktan vazgeçmedi.” dedi. Türkiye’yi sıklıkla ziyaret eden ve geçen yıllarda alışveriş miktarlarını önemli oranda artıran Rus turistlerin 2016’daki ziyaretlerinde ve harcama miktarlarında azalma görülse de bu yıl önemli artışlar beklediklerini kaydeden Seyhun, “Bu sayede 2017 yılında Rus turistlerin Arap turistlerden sonra en fazla ziyaret gerçekleştirmesi ve alışveriş yapmasını bekliyoruz.” ifadesini kullandı. Selim Seyhun, dünyada yapılan katma değer vergisiz alışverişlerin yüzde 40’lık payına sahip Çinlilerin, 2014 ve 2015’te Türkiye’den yaptığı katma değer vergisiz alışverişlerin yüzde 165 arttığını ancak geçen yıl bu miktarın yüzde 44 gerilediğini bildirdi. Bunun, Çinlilerin terör ve olumsuz olaylara karşı aşırı hassas olması ve anında reaksiyon göstermelerinden kaynaklandığını ifade eden Seyhun, şöyle devam etti: “Ancak 2017’de Çinli turistlerin de ülkemizi ziyaretlerini artırması bekleniyor. Avrupa genelinde artan Çinli turist ziyaretleri nedeniyle özellikle Paris, Berlin ve Milano gibi şehirlerde alışveriş merkezlerinde Çince bilen elemanlar çalıştırılmaya başlandı. Benzer bir durumun artan Çinli turist hacmiyle birlikte ülkemizde de görüleceğini söyleyebiliriz.” TAX-FREE KAPSAMI Verilen bilgiye göre, Türkiye’de ikamet etmeyen yolcuların satın alarak Türkiye dışına götürdüğü malların teslimi anında, ürüne göre yüzde 8 ila yüzde 18 arasında Katma Değer Vergisi (KDV) tahsil ediliyor. Gümrükten malın çıkışı anında fatura veya belgenin ibrazında tahsil edilen KDV iade olunuyor. KDV uygulanan ülkelerde tax-free adı altında tatbik edilen bu yöntem ile yurt dışında yaşayanların ülke içinde aldıkları hediyelik eşya ve sair malların vergiden arındırılması amaçlanıyor. Bu şekilde oluşan ve ihraç etkisi yapan bu mal hareketinde KDV’den arındırma işlemi uygulanıyor. Tax-free üye mağazalarında alışveriş sonrasında fatura ya da çek alınırken, aynı mağazadan yapılan alışverişin toplam miktarının en az 100 TL+KDV olması gerekiyor. Türkiye’den ayrılırken, çıkış kapısındaki gümrük noktasında alınan ürünler ve pasaport gösterilip çek onaylatılıyor. Alışveriş yapılan mağazadaki iade seçimine göre, tax-free ödemesi nakit veya kredi kartı hesabına yatırılıyor.

Türkiye’ye gelen yabancı ziyaretçilere KDV iade hizmeti veren Global Blue Türkiye’nin Genel Müdürü Selim Seyhun: “Yabancı ziyaretçiler Türkiye’den 2016 yılında 1 milyar liranın üzerinde alışveriş yaptı. Ancak yabancı ziyaretçiler bu tutarın 550 milyonluk kısmı için iade başvurusunda bulundu. Yabancılar 2016’da yaptıkları alışverişte ödedikleri 55 milyon liralık vergiyi geri aldı” açıklamasında bulundu.

Seyhun, geçen yıl ortalama tax-free satışlarda (averaj harcamalar) yüzde 13,3 artış olduğunu belirterek, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Kuveyt gibi Körfez ülkelerinden Türkiye’ye gelen turistlerin ziyaret ve harcamalarının devam ettiğini söyledi.
Seyhun, “Körfez ülkelerinden gelen turistlere 2016’da yapılan tax-free satışlar yüzde 10 artış gösterdi. Ekonomik konjonktüre ve terör olaylarına rağmen Arap turistler ülkemize gelmekten ve alışveriş yapmaktan vazgeçmedi.” dedi.

Türkiye’yi sıklıkla ziyaret eden ve geçen yıllarda alışveriş miktarlarını önemli oranda artıran Rus turistlerin 2016’daki ziyaretlerinde ve harcama miktarlarında azalma görülse de bu yıl önemli artışlar beklediklerini kaydeden Seyhun, “Bu sayede 2017 yılında Rus turistlerin Arap turistlerden sonra en fazla ziyaret gerçekleştirmesi ve alışveriş yapmasını bekliyoruz.” ifadesini kullandı.

Selim Seyhun, dünyada yapılan katma değer vergisiz alışverişlerin yüzde 40’lık payına sahip Çinlilerin, 2014 ve 2015’te Türkiye’den yaptığı katma değer vergisiz alışverişlerin yüzde 165 arttığını ancak geçen yıl bu miktarın yüzde 44 gerilediğini bildirdi.
Bunun, Çinlilerin terör ve olumsuz olaylara karşı aşırı hassas olması ve anında reaksiyon göstermelerinden kaynaklandığını ifade eden Seyhun, şöyle devam etti:

“Ancak 2017’de Çinli turistlerin de ülkemizi ziyaretlerini artırması bekleniyor. Avrupa genelinde artan Çinli turist ziyaretleri nedeniyle özellikle Paris, Berlin ve Milano gibi şehirlerde alışveriş merkezlerinde Çince bilen elemanlar çalıştırılmaya başlandı. Benzer bir durumun artan Çinli turist hacmiyle birlikte ülkemizde de görüleceğini söyleyebiliriz.”

TAX-FREE KAPSAMI
Verilen bilgiye göre, Türkiye’de ikamet etmeyen yolcuların satın alarak Türkiye dışına götürdüğü malların teslimi anında, ürüne göre yüzde 8 ila yüzde 18 arasında Katma Değer Vergisi (KDV) tahsil ediliyor. Gümrükten malın çıkışı anında fatura veya belgenin ibrazında tahsil edilen KDV iade olunuyor.

KDV uygulanan ülkelerde tax-free adı altında tatbik edilen bu yöntem ile yurt dışında yaşayanların ülke içinde aldıkları hediyelik eşya ve sair malların vergiden arındırılması amaçlanıyor. Bu şekilde oluşan ve ihraç etkisi yapan bu mal hareketinde KDV’den arındırma işlemi uygulanıyor.

Tax-free üye mağazalarında alışveriş sonrasında fatura ya da çek alınırken, aynı mağazadan yapılan alışverişin toplam miktarının en az 100 TL+KDV olması gerekiyor. Türkiye’den ayrılırken, çıkış kapısındaki gümrük noktasında alınan ürünler ve pasaport gösterilip çek onaylatılıyor. Alışveriş yapılan mağazadaki iade seçimine göre, tax-free ödemesi nakit veya kredi kartı hesabına yatırılıyor.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2njrbqC
via IFTTT

ATİNA NEWARK UÇUŞU ÇOK SES GETİRECEK İLK EMİRATES ATİNA NEWARK UÇUŞU PROTESTO EDİLECEK Emirates EK209 sefer sayılı Atina – Newark uçuşu bugün gerçekleşiyor. Bu uçuş Amerika’da epey ses getirdi ve tepki gördü. İlk uçuşun havalimanında protesto edilmesi bekleniyor. Başkan Obama zamanında yeterince testek bulamayan Amerikalı havayollarının Başkan Trump’tan beklentileri yüksek. United havayolu başkanı Scott Kirby, Emirates’in Pazar günü başlayacağı Atina-Newark rotasında yılda yaklaşık 25  ila 30 milyon dolar kaybedeceğini söylemişti. Kirby, bir röportajda Emirates’in “ABD hükümetinin ne yapacağını görmek için rota açtığını , ABD’nin siyasi iradesinin bir testi gibi görünüyor.” dedi. Kirby, “Dünyanın herhangi bir havayoluyla eşit düzeyde rekabet edebiliyoruz, ancak sübvansiyonlu havayollarıyla rekabet edemiyoruz, maliyetlerin altında satıyorsunuz.” dedi. İtirazlar ve düşünceler şu yönde ; “bu kayıplara rağmen Emirates’in kayıpları hükümeti tarafından telafi edilirse, adil bir rekabet olmaz ve eğer bu rotayı uçurmalarına izin verilirse, gelecek daha çok şey olacak.” Protesto Öncesi Newark United havayolunun merkezi. United Airlines çalışanlarının, işçi liderlerinin ve seçilmiş yetkililerin, bu hafta sonu Newark Liberty Uluslararası Havalimanı Terminal C’sinde bir araya gelerek, ABD havacılık işlerine yönelik gerçek ve büyüyen bir tehdit olarak gördükleri körfez havayolları konusundaki endişelerini dile getirecekler. Emirates Havayolu, Qatar Airways ve Etihad Havayolları’nın hızlı genişlemesine olanak tanıyan adilane bulunmayan muazzam dış ticaret sübvansiyonları anlatacaklar.  

İLK EMİRATES ATİNA NEWARK UÇUŞU PROTESTO EDİLECEK

Emirates EK209 sefer sayılı Atina – Newark uçuşu bugün gerçekleşiyor. Bu uçuş Amerika’da epey ses getirdi ve tepki gördü. İlk uçuşun havalimanında protesto edilmesi bekleniyor.

Başkan Obama zamanında yeterince testek bulamayan Amerikalı havayollarının Başkan Trump’tan beklentileri yüksek.

United havayolu başkanı Scott Kirby, Emirates’in Pazar günü başlayacağı Atina-Newark rotasında yılda yaklaşık 25  ila 30 milyon dolar kaybedeceğini söylemişti. Kirby, bir röportajda Emirates’in “ABD hükümetinin ne yapacağını görmek için rota açtığını , ABD’nin siyasi iradesinin bir testi gibi görünüyor.” dedi.

Kirby, “Dünyanın herhangi bir havayoluyla eşit düzeyde rekabet edebiliyoruz, ancak sübvansiyonlu havayollarıyla rekabet edemiyoruz, maliyetlerin altında satıyorsunuz.” dedi.

İtirazlar ve düşünceler şu yönde ;

“bu kayıplara rağmen Emirates’in kayıpları hükümeti tarafından telafi edilirse, adil bir rekabet olmaz ve eğer bu rotayı uçurmalarına izin verilirse, gelecek daha çok şey olacak.”

Protesto Öncesi

Newark United havayolunun merkezi. United Airlines çalışanlarının, işçi liderlerinin ve seçilmiş yetkililerin, bu hafta sonu Newark Liberty Uluslararası Havalimanı Terminal C’sinde bir araya gelerek, ABD havacılık işlerine yönelik gerçek ve büyüyen bir tehdit olarak gördükleri körfez havayolları konusundaki endişelerini dile getirecekler.

Emirates Havayolu, Qatar Airways ve Etihad Havayolları’nın hızlı genişlemesine olanak tanıyan adilane bulunmayan muazzam dış ticaret sübvansiyonları anlatacaklar.

 



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2ntkX6v
via IFTTT