17 Temmuz 2019 Çarşamba

Kızıl akbabanın eve dönüş hikayesi! Nesli tükenme tehlikesi altında olan kızıl akbabanın, Turkish Cargo ile eve dönüş hikâyesi! Canlı hayvan taşımalarını, hayvanlara doğal yaşam alanlarına en yakın koşulları gökyüzünde sağlayarak gerçekleştiren Turkish Cargo, hayat kurtaran eve dönüş hikâyelerine bir yenisini daha ekledi. Sırbistan’dan kanatlanan ve sezonsal göç yolunda 1600 kilometrelik uçuşu sonrası Şanlıurfa’da bitkin düşen nesli tükenme tehlikesi altındaki kızıl akbaba, Turkish Cargo tarafından Belgrad’a ulaştırıldı. Ekolojik sistemin son halkasını oluşturan ve Avrupa’da sadece Sırbistan’ın Uvac kanyonunda yaşayan nadir kızıl akbabalardan bir tanesi olan 1,5 yaşındaki Dobrila, güneye doğru gerçekleştirdiği sezonsal göç uçuşunda bitkin düşerek Şanlıurfa’ya indi. Şanlıurfa’da çiftçiler tarafından fark edilen akbaba, Urfa’da bulunan Yaban Hayatı Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi’ne götürüldü. Urfa’daki merkezde kontrolleri yapılan ve sağlıklı kilosuna ulaştırılan kızıl akbaba, göç yoluna devam etmesi için yeniden doğaya bırakıldı. Avcı kuş familyasının üyesi Dobrila’nın uçuşuna devam etmemesi üzerine, Tarım ve Orman Bakanlığı yetkilileri akbabanın ayağındaki etiket ve takip numarasından yola çıkarak Sırbistanlı makamlar ile temasa geçti.  İki ülke yetkilileri arasında gerçekleşen görüşmeler sonucunda Dobrila’nın Belgrad’da bulunan Biyolojik Araştırma Enstitüsü’ne (Siniša Stanković) gönderilmesi kararlaştırıldı. Tüm taşıma faaliyetlerinde canlı hayvan yaşamına ve doğaya saygı misyonuyla hareket eden Turkish Cargo sponsorluğunda Şanlıurfa’dan İstanbul aktarmalı olarak Sırbistan’a ulaştırılan akbaba, Türkiye’nin Belgrad Büyükelçi’si Tanju Bilgiç ve Sırbistan Çevre Koruma Bakanı Goran Trivan’ın katılımıyla düzenlenen törende Sırbistanlı yetkililere teslim edildi. Dobrila’dan sorumlu Biyolog Irena Hrıbsek: (Yırtıcı Kuşlar Koruma Vakfı): ‘’Bugün Dobrila için çok özel bir gün, çünkü aylardır devam eden rehabilitasyon sürecinin ardından bugün ilk defa özgürlüğe uçacak. Dobrila’ya destekleri için Turkish Cargo’ya teşekkür ederiz.’’ dedi. Canlı hayvan taşımalarında en üst düzeyde özen göstererek ‘’#MissionRescue’’ misyonuyla hareket eden Turkish Cargo, daha önce; Ukrayna’da zor şartlara maruz bırakılan, açlıkla mücadele eden ve eziyet gören dört aslanı, doğal yaşam alanları olan Johannesburg’a ulaştırmıştı. Dünyanın 124 ülkesinde 300’den fazla destinasyona ulaşan hava kargo markası Turkish Cargo, en üst düzeyde özen göstererek sunduğu canlı hayvan taşımacılığı hizmeti için; kabul, depolama ve sevk süreçlerinde CITES ve IATA LAR (Canlı Hayvan Taşıma Yönetmeliği)’ni referans alıyor ve yönetmelikte belirtilen dokümantasyon, kafesleme, etiketleme ve işaretleme kurallarını özenle uyguluyor.

Nesli tükenme tehlikesi altında olan kızıl akbabanın, Turkish Cargo ile eve dönüş hikâyesi!

Canlı hayvan taşımalarını, hayvanlara doğal yaşam alanlarına en yakın koşulları gökyüzünde sağlayarak gerçekleştiren Turkish Cargo, hayat kurtaran eve dönüş hikâyelerine bir yenisini daha ekledi. Sırbistan’dan kanatlanan ve sezonsal göç yolunda 1600 kilometrelik uçuşu sonrası Şanlıurfa’da bitkin düşen nesli tükenme tehlikesi altındaki kızıl akbaba, Turkish Cargo tarafından Belgrad’a ulaştırıldı.

Ekolojik sistemin son halkasını oluşturan ve Avrupa’da sadece Sırbistan’ın Uvac kanyonunda yaşayan nadir kızıl akbabalardan bir tanesi olan 1,5 yaşındaki Dobrila, güneye doğru gerçekleştirdiği sezonsal göç uçuşunda bitkin düşerek Şanlıurfa’ya indi. Şanlıurfa’da çiftçiler tarafından fark edilen akbaba, Urfa’da bulunan Yaban Hayatı Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi’ne götürüldü.

Urfa’daki merkezde kontrolleri yapılan ve sağlıklı kilosuna ulaştırılan kızıl akbaba, göç yoluna devam etmesi için yeniden doğaya bırakıldı. Avcı kuş familyasının üyesi Dobrila’nın uçuşuna devam etmemesi üzerine, Tarım ve Orman Bakanlığı yetkilileri akbabanın ayağındaki etiket ve takip numarasından yola çıkarak Sırbistanlı makamlar ile temasa geçti.  İki ülke yetkilileri arasında gerçekleşen görüşmeler sonucunda Dobrila’nın Belgrad’da bulunan Biyolojik Araştırma Enstitüsü’ne (Siniša Stanković) gönderilmesi kararlaştırıldı.

Tüm taşıma faaliyetlerinde canlı hayvan yaşamına ve doğaya saygı misyonuyla hareket eden Turkish Cargo sponsorluğunda Şanlıurfa’dan İstanbul aktarmalı olarak Sırbistan’a ulaştırılan akbaba, Türkiye’nin Belgrad Büyükelçi’si Tanju Bilgiç ve Sırbistan Çevre Koruma Bakanı Goran Trivan’ın katılımıyla düzenlenen törende Sırbistanlı yetkililere teslim edildi.

Dobrila’dan sorumlu Biyolog Irena Hrıbsek: (Yırtıcı Kuşlar Koruma Vakfı): ‘’Bugün Dobrila için çok özel bir gün, çünkü aylardır devam eden rehabilitasyon sürecinin ardından bugün ilk defa özgürlüğe uçacak. Dobrila’ya destekleri için Turkish Cargo’ya teşekkür ederiz.’’ dedi.

Canlı hayvan taşımalarında en üst düzeyde özen göstererek ‘’#MissionRescue’’ misyonuyla hareket eden Turkish Cargo, daha önce; Ukrayna’da zor şartlara maruz bırakılan, açlıkla mücadele eden ve eziyet gören dört aslanı, doğal yaşam alanları olan Johannesburg’a ulaştırmıştı.

Dünyanın 124 ülkesinde 300’den fazla destinasyona ulaşan hava kargo markası Turkish Cargo, en üst düzeyde özen göstererek sunduğu canlı hayvan taşımacılığı hizmeti için; kabul, depolama ve sevk süreçlerinde CITES ve IATA LAR (Canlı Hayvan Taşıma Yönetmeliği)’ni referans alıyor ve yönetmelikte belirtilen dokümantasyon, kafesleme, etiketleme ve işaretleme kurallarını özenle uyguluyor.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2Ggmngt
via IFTTT

ULS Kargo’nun Acı Kaybı


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/32z03Zk

ULS Kargo’nun Acı Kaybı ULS Kargo Havayolları, IDL Logistics, ORTHAUS ve VELLER Cargo şirketlerinin İcra Kurulu Başkanı Sayın Mehmet YENER vefat etmiştir. Cenazesi 18 Temmuz Perşembe günü Büyükçekmece Kuba Camiinde kılınacak öğle namazından sonra Büyükçekmece Çakmaklı mezarlığına defnedilecektir. Allah rahmet eylesin, makamı cennet olsun.

ULS Kargo Havayolları, IDL Logistics, ORTHAUS ve VELLER Cargo şirketlerinin İcra Kurulu Başkanı Sayın Mehmet YENER vefat etmiştir.

Cenazesi 18 Temmuz Perşembe günü Büyükçekmece Kuba Camiinde kılınacak öğle namazından sonra Büyükçekmece Çakmaklı mezarlığına defnedilecektir.

Allah rahmet eylesin, makamı cennet olsun.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/32z03Zk
via IFTTT

16 Temmuz 2019 Salı

GIDA VE SOĞUK ZİNCİR LOJİSTİĞİ İÇİN EĞİTİME YATIRIM ŞART


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2lDdC8Q

GIDA VE SOĞUK ZİNCİR LOJİSTİĞİ İÇİN EĞİTİME YATIRIM ŞART GIDA VE SOĞUK ZİNCİR LOJİSTİĞİ İÇİN EĞİTİME YATIRIM ŞART Küreselleşen piyasa yapılarıyla birlikte ulaşım kolaylaşmakta ve bunun sonucu olarak rekabet giderek artmakta, tüketicilerin talepleri artarken istekleri de çeşitlenmekte ve ürünlerin tüketim süreleri ile birlikte ömürleri de kısalmaktadır. Gıda lojistiği, gıda maddelerinin paketleme, depolanma ve taşınma sırasında yapısına uygun nem ve sıcaklıkta tüm süreçleri tamamlamasıdır. Yiyecek ve içecek maddelerinin taşınması, elleçlenmesi, depolanması ile ilgili çözümler üreten gıda lojistiği; gıdaların belli raf ömürleri olmasını dikkate alan ve çevre koşullarına bağlı kalarak kimi zaman iklimlendirme gerektiren ve sağlık konusunun getirdiği hijyen gibi kısıtlara uyarak uygulanan özel bir lojistik alanıdır. Gıda ürünlerinin muhafazası yapılırken belirli standartların olması, gıdaların raf ömürlerinin ve kullanım sürelerinin kısıtlı olması, gıdaların birbirleri ve ortamla etkileşim hâlinde olmasından kaynaklanan risklerinin bulunması dikkat edilmesi gereken hususlardır. Gıda maddesinin başka ürünlerle aynı bölümlerde depolanması durumunda ise ürünle o ürünün etrafını çevreleyen diğer ürünlerin birbirini etkileyebilecek olması da önem arz eder. Üretim teknolojileri ve saklama tekniklerinin gelişmesiyle beraber dondurulmuş gıda üretimi ve tüketimi sürekli artmaktadır. Dondurulmuş gıdaların bozulmaya uğramadan tazeliğini ve besin değerini kaybetmemesi için, üretimden tüketime kadar geçen süreçte ısı değerlerinin korunması zorunludur. Tüm süreç boyunca ısı değerlerini koruma altına alan ve koruyan sisteme “Soğuk Zincir” denilmektedir. Soğuk zincir, gıda üretim ve lojistik hizmeti sağlayan firmaların en dikkat etmesi gereken hususlardan birisidir. Soğuk zincirin temelini oluşturan soğutarak ya da dondurarak muhafaza ve taşıma süreçlerinde ısının korunması, mikroorganizmaların faaliyetlerini önemli ölçüde yavaşlatacaktır. Bunun sonucu olarak; et, balık, tavuk gibi hayvansal gıdalar ile meyve ve sebzeler uzun süre fizyolojik ve kimyasal değişimlere maruz kalmadan saklanılabilecektir. Gıda firmaları, soğuk zincirin bozulmaması için soğuk ve donuk hava depolarında muhafaza, frigorifik araçlarla da sevkiyatı sağlamaktadırlar. Ne yazık ki ülkemizde hala yaş sebze ve meyvenin taşınması ve depolanması sürecinde ciddi miktarlarda kayıplar yaşanmaktadır. Son araştırmalar ve raporlar bu kayıpların 20 milyar TL’yi bulduğunu ortaya koymaktadır. Bu kayıpların bir kısmı üretim ve tüketim aşamasında gerçekleşse de kaybın yaklaşık yüzde 10’luk kısmı lojistik süreçlerde meydana geldiği değerlendirilmektedir. Bu kaybın önüne geçmek için soğuk zincir lojistiğinin sağlanması, taşıma yapılacak araçlarda ısı ve nem kontrolünün olabildiğince otomatik olarak ve uzaktan izlenebilir yapılması, araç yükleme ve boşaltma yöntemlerinin belirlenmesi gibi uygulamalarla en aza indirgenebilecektir. Gıda ve soğuk zincir lojistiğinin ülkemizde gereken standartlara getirilebilmesi için kurallar belirlenmekte, bakanlıklar tarafından düzenlemeler getirilmektedir. Ülkemiz Bozulabilir Gıda Maddelerinin Uluslararası Taşımacılığı ve Taşımalarında Özel Araçların Kullanımı Antlaşması’na, yani bilinen adıyla ATP Konvansiyonu’na 2012 yılında taraf oldu ve 2014 yılında ATP Konvansiyonu’na ilişkin görev ve faaliyetler Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Genel Müdürlüğü’ne devredildi fakat ATP mevzuatının ülkemiz mevzuatına aktarılması sürecinin yeterli hızda gerçekleşmediğini gözlemliyoruz.  Bu hukuksal düzenlemeler tabii ki sektörün gelişmesi açısından olumlu sonuçlar doğurmaktadır. Ancak kural ve düzenlemeler tek başına yeterli gelmemektedir. UTİKAD olarak her zaman altını çizdiğimiz üzere gıda ve soğuk zincir lojistiği yapan firmaların çalışanlarının eğitimlerine yatırım yapması ve özel bilgi ve deneyim gerektiren taşımalar konusunda onları bilgilendirmesi gerekmektedir. Ancak bu gereklilikler yerine getirildiğinde gıda ve soğuk zincir lojistiği en az kayıpla tamamlanabilir bir süreç haline gelecektir. Emre ELDENER UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı UTA Temmuz 2019

GIDA VE SOĞUK ZİNCİR LOJİSTİĞİ İÇİN EĞİTİME YATIRIM ŞART

Küreselleşen piyasa yapılarıyla birlikte ulaşım kolaylaşmakta ve bunun sonucu olarak rekabet giderek artmakta, tüketicilerin talepleri artarken istekleri de çeşitlenmekte ve ürünlerin tüketim süreleri ile birlikte ömürleri de kısalmaktadır.

Gıda lojistiği, gıda maddelerinin paketleme, depolanma ve taşınma sırasında yapısına uygun nem ve sıcaklıkta tüm süreçleri tamamlamasıdır. Yiyecek ve içecek maddelerinin taşınması, elleçlenmesi, depolanması ile ilgili çözümler üreten gıda lojistiği; gıdaların belli raf ömürleri olmasını dikkate alan ve çevre koşullarına bağlı kalarak kimi zaman iklimlendirme gerektiren ve sağlık konusunun getirdiği hijyen gibi kısıtlara uyarak uygulanan özel bir lojistik alanıdır.

Gıda ürünlerinin muhafazası yapılırken belirli standartların olması, gıdaların raf ömürlerinin ve kullanım sürelerinin kısıtlı olması, gıdaların birbirleri ve ortamla etkileşim hâlinde olmasından kaynaklanan risklerinin bulunması dikkat edilmesi gereken hususlardır. Gıda maddesinin başka ürünlerle aynı bölümlerde depolanması durumunda ise ürünle o ürünün etrafını çevreleyen diğer ürünlerin birbirini etkileyebilecek olması da önem arz eder.

Üretim teknolojileri ve saklama tekniklerinin gelişmesiyle beraber dondurulmuş gıda üretimi ve tüketimi sürekli artmaktadır. Dondurulmuş gıdaların bozulmaya uğramadan tazeliğini ve besin değerini kaybetmemesi için, üretimden tüketime kadar geçen süreçte ısı değerlerinin korunması zorunludur. Tüm süreç boyunca ısı değerlerini koruma altına alan ve koruyan sisteme “Soğuk Zincir” denilmektedir.

Soğuk zincir, gıda üretim ve lojistik hizmeti sağlayan firmaların en dikkat etmesi gereken hususlardan birisidir. Soğuk zincirin temelini oluşturan soğutarak ya da dondurarak muhafaza ve taşıma süreçlerinde ısının korunması, mikroorganizmaların faaliyetlerini önemli ölçüde yavaşlatacaktır. Bunun sonucu olarak; et, balık, tavuk gibi hayvansal gıdalar ile meyve ve sebzeler uzun süre fizyolojik ve kimyasal değişimlere maruz kalmadan saklanılabilecektir. Gıda firmaları, soğuk zincirin bozulmaması için soğuk ve donuk hava depolarında muhafaza, frigorifik araçlarla da sevkiyatı sağlamaktadırlar.

Ne yazık ki ülkemizde hala yaş sebze ve meyvenin taşınması ve depolanması sürecinde ciddi miktarlarda kayıplar yaşanmaktadır. Son araştırmalar ve raporlar bu kayıpların 20 milyar TL’yi bulduğunu ortaya koymaktadır. Bu kayıpların bir kısmı üretim ve tüketim aşamasında gerçekleşse de kaybın yaklaşık yüzde 10’luk kısmı lojistik süreçlerde meydana geldiği değerlendirilmektedir. Bu kaybın önüne geçmek için soğuk zincir lojistiğinin sağlanması, taşıma yapılacak araçlarda ısı ve nem kontrolünün olabildiğince otomatik olarak ve uzaktan izlenebilir yapılması, araç yükleme ve boşaltma yöntemlerinin belirlenmesi gibi uygulamalarla en aza indirgenebilecektir.

Gıda ve soğuk zincir lojistiğinin ülkemizde gereken standartlara getirilebilmesi için kurallar belirlenmekte, bakanlıklar tarafından düzenlemeler getirilmektedir. Ülkemiz Bozulabilir Gıda Maddelerinin Uluslararası Taşımacılığı ve Taşımalarında Özel Araçların Kullanımı Antlaşması’na, yani bilinen adıyla ATP Konvansiyonu’na 2012 yılında taraf oldu ve 2014 yılında ATP Konvansiyonu’na ilişkin görev ve faaliyetler Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Genel Müdürlüğü’ne devredildi fakat ATP mevzuatının ülkemiz mevzuatına aktarılması sürecinin yeterli hızda gerçekleşmediğini gözlemliyoruz. 

Bu hukuksal düzenlemeler tabii ki sektörün gelişmesi açısından olumlu sonuçlar doğurmaktadır. Ancak kural ve düzenlemeler tek başına yeterli gelmemektedir. UTİKAD olarak her zaman altını çizdiğimiz üzere gıda ve soğuk zincir lojistiği yapan firmaların çalışanlarının eğitimlerine yatırım yapması ve özel bilgi ve deneyim gerektiren taşımalar konusunda onları bilgilendirmesi gerekmektedir. Ancak bu gereklilikler yerine getirildiğinde gıda ve soğuk zincir lojistiği en az kayıpla tamamlanabilir bir süreç haline gelecektir.

Emre ELDENER
UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı
UTA Temmuz 2019



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2lDdC8Q
via IFTTT

Seyahat Sektörü Reklam Harcamalarının Yüzde 65’i Dijital Olacak


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/32tJXQx

Seyahat Sektörü Reklam Harcamalarının Yüzde 65’i Dijital Olacak Seyahat Sektörü Reklam Harcamalarının Yüzde 65’i Dijital Olacak Geçtiğimiz yıl seyahat sektöründeki reklam yatırımlarının yarısını oluşturan dijital reklamların 2019 yılında artması, derin öğrenme ile çok daha kişiselleştirilmiş anlık tekliflerin kullanıcılara sunulması bekleniyor RTB House, seyahat pazarlama uzmanlarının 2019 yazındaki tercihlerinde dijitalin rolünün artacağını açıkladı. Geçtiğimiz yıl reklam harcamalarının yarısı dijital reklamlardan oluşurken, bu yıl bu rakamın yüzde 65’i aşması bekleniyor. Bu bütçe içerisinde harcamaların yüzde 10’undan fazlasının programatik display reklamlara ayrılacağı tahmin ediliyor. Dijital reklam bütçelerinin artmasıyla birlikte birçok farklı kanalda kişiselleştirilmiş reklamlarla tüketicilere ulaşmak mümkün oluyor. Sojern tarafından 600 pazarlama uzmanı ile yapılan Seyahat Sektörü Reklam Araştırması 2019’a göre, seyahat sektöründeki pazarlama uzmanlarının yüzde 46’sı kişiselleştirilmiş ve gerçek zamanlı olarak reklam sunmanın önlerindeki en önemli zorluk olduğunu dile getirdi. Derin öğrenme ile geliştirilen algoritmaların anlık olarak tüketicilere özel teklifleri sunmaya yardımcı olduğunu belirten RTB House Türkiye Ülke Müdürü Can Tunçer, “Derin öğrenme, daha hassas hedeflemeyle kampanya performansını iyileştirmede yardımcı oluyor. Kullanıcıların ihtiyaçlarını daha doğru bir şekilde analiz ve tespit etmek için gelişmiş algoritmalar, veri modelleri kullanan derin öğrenme teknolojileri pazarlamacıların daha ileri gitmesini mümkün kılıyor. Özellikle ürün yelpazelerinin geniş ve çeşitli olduğu seyahat sektöründe, her kullanıcının kişisel zevklerine uygun kararların milisaniyeler içinde verilmesi gerekiyor. Derin öğrenme algoritmaları tarafından yapılan derinlemesine analizler, kişiselleştirilmiş tekliflerin hızlı ve büyük ölçüde her kullanıcıya özel olarak uyarlanmış şekilde görüntüleneceği anlamına geliyor. Sonuç olarak kullanıcılara yalnızca alakalı oldukları öneriler sunan reklamverenler daha etkili bir kampanya ortaya çıkarıyor” dedi. Derin öğrenme ile yüzde 41 daha fazla tıklanma Derin öğrenme, yeniden hedefleyenlerin sadece temel kullanıcı davranışlarını (hangi ürünler veya ürün kategorilerinin ziyaret edildiği vb.) değil, aynı zamanda “gizli katman verileri”ni de analiz etmelerini sağlıyor. Vücut dilinde olduğu gibi, mikro ifadeler, gerçek ve keşfedilmemiş niyetleri açığa çıkarabiliyor. Derin öğrenmeyi kullanan gelişmiş algoritmalar; görüntülenen fırsatlar arasında geçen süre, görüntülenen ürünlerin fiyatları ve hatta mağazanın ziyaret edilen alt sayfalarının sıralamasının analiz edilebilmesine olanak tanıyor. Bu bilgilerle donatılan makineler, kullanıcının mağazada tam olarak ne yaptığını yorumluyor ve kullanıcının gerçek alışveriş amacını öngörmeye çalışıyor. Çok sayıda geçmiş veri algoritması ile kullanıcının en çok ilgisini çekebilecek ürünler tahmin ediliyor. RTB House verilerine göre derin öğrenme, öneri mekanizmalarına uygulandıktan sonra kullanıcılar, reklamlara yüzde 41 oranında daha fazla tıklıyor. Böyle bir artış, özellikle çapraz kategori önerileri kullanma olasılıklarının neredeyse sınırsız olduğu moda ve çok kategorili e-mağazalar gibi sektörlerde göze çarpıyor. Derin öğrenme her geçen gün daha popüler hale geliyor ve otomotivden eğlence, pazarlamaya kadar birçok sektörde büyük değişimler yaratıyor. Reklamcılık sektörü, derin öğrenme ile kullanıcılar için özel olarak tasarlanmış ve kişiselleştirilmiş mesajlar, daha fazla kullanıcı memnuniyeti ve daha etkili kampanyalar meydana getiriyor.

Seyahat Sektörü Reklam Harcamalarının Yüzde 65’i Dijital Olacak

Geçtiğimiz yıl seyahat sektöründeki reklam yatırımlarının yarısını oluşturan dijital reklamların 2019 yılında artması, derin öğrenme ile çok daha kişiselleştirilmiş anlık tekliflerin kullanıcılara sunulması bekleniyor

RTB House, seyahat pazarlama uzmanlarının 2019 yazındaki tercihlerinde dijitalin rolünün artacağını açıkladı. Geçtiğimiz yıl reklam harcamalarının yarısı dijital reklamlardan oluşurken, bu yıl bu rakamın yüzde 65’i aşması bekleniyor. Bu bütçe içerisinde harcamaların yüzde 10’undan fazlasının programatik display reklamlara ayrılacağı tahmin ediliyor.

Dijital reklam bütçelerinin artmasıyla birlikte birçok farklı kanalda kişiselleştirilmiş reklamlarla tüketicilere ulaşmak mümkün oluyor. Sojern tarafından 600 pazarlama uzmanı ile yapılan Seyahat Sektörü Reklam Araştırması 2019’a göre, seyahat sektöründeki pazarlama uzmanlarının yüzde 46’sı kişiselleştirilmiş ve gerçek zamanlı olarak reklam sunmanın önlerindeki en önemli zorluk olduğunu dile getirdi.

Derin öğrenme ile geliştirilen algoritmaların anlık olarak tüketicilere özel teklifleri sunmaya yardımcı olduğunu belirten RTB House Türkiye Ülke Müdürü Can Tunçer, “Derin öğrenme, daha hassas hedeflemeyle kampanya performansını iyileştirmede yardımcı oluyor. Kullanıcıların ihtiyaçlarını daha doğru bir şekilde analiz ve tespit etmek için gelişmiş algoritmalar, veri modelleri kullanan derin öğrenme teknolojileri pazarlamacıların daha ileri gitmesini mümkün kılıyor. Özellikle ürün yelpazelerinin geniş ve çeşitli olduğu seyahat sektöründe, her kullanıcının kişisel zevklerine uygun kararların milisaniyeler içinde verilmesi gerekiyor. Derin öğrenme algoritmaları tarafından yapılan derinlemesine analizler, kişiselleştirilmiş tekliflerin hızlı ve büyük ölçüde her kullanıcıya özel olarak uyarlanmış şekilde görüntüleneceği anlamına geliyor. Sonuç olarak kullanıcılara yalnızca alakalı oldukları öneriler sunan reklamverenler daha etkili bir kampanya ortaya çıkarıyor” dedi.

Derin öğrenme ile yüzde 41 daha fazla tıklanma

Derin öğrenme, yeniden hedefleyenlerin sadece temel kullanıcı davranışlarını (hangi ürünler veya ürün kategorilerinin ziyaret edildiği vb.) değil, aynı zamanda “gizli katman verileri”ni de analiz etmelerini sağlıyor.

Vücut dilinde olduğu gibi, mikro ifadeler, gerçek ve keşfedilmemiş niyetleri açığa çıkarabiliyor. Derin öğrenmeyi kullanan gelişmiş algoritmalar; görüntülenen fırsatlar arasında geçen süre, görüntülenen ürünlerin fiyatları ve hatta mağazanın ziyaret edilen alt sayfalarının sıralamasının analiz edilebilmesine olanak tanıyor.

Bu bilgilerle donatılan makineler, kullanıcının mağazada tam olarak ne yaptığını yorumluyor ve kullanıcının gerçek alışveriş amacını öngörmeye çalışıyor. Çok sayıda geçmiş veri algoritması ile kullanıcının en çok ilgisini çekebilecek ürünler tahmin ediliyor.

RTB House verilerine göre derin öğrenme, öneri mekanizmalarına uygulandıktan sonra kullanıcılar, reklamlara yüzde 41 oranında daha fazla tıklıyor. Böyle bir artış, özellikle çapraz kategori önerileri kullanma olasılıklarının neredeyse sınırsız olduğu moda ve çok kategorili e-mağazalar gibi sektörlerde göze çarpıyor.

Derin öğrenme her geçen gün daha popüler hale geliyor ve otomotivden eğlence, pazarlamaya kadar birçok sektörde büyük değişimler yaratıyor. Reklamcılık sektörü, derin öğrenme ile kullanıcılar için özel olarak tasarlanmış ve kişiselleştirilmiş mesajlar, daha fazla kullanıcı memnuniyeti ve daha etkili kampanyalar meydana getiriyor.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/32tJXQx
via IFTTT