31 Ekim 2018 Çarşamba

SunExpress, Darüşşafaka Tekfen’e sponsor oldu


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2CRnQck

SunExpress, Darüşşafaka Tekfen’e sponsor oldu SunExpress, Darüşşafaka Tekfen’e sponsor oldu   Türk Hava Yolları ile Lufthansa’nın ortak kuruluşu SunExpress, Tahincioğlu Basketbol Süper Ligi’nin güçlü ekiplerinden olan ve Turkish Airlines EuroLeague’de ülkemizi temsil eden Darüşşafaka Tekfen’e sponsor oldu.   İki kurumun da güçlü insani ve vicdani yönleri olduğunu vurgulayan SunExpress Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Çalışkan, “Darüşşafaka, eğitimde fırsat eşitliği ilkesini benimseyen, annesi veya babası hayatta olmayan, maddi imkanları sınırlı çocukları, düşünen, araştıran, topluma karşı duyarlı çağdaş ve aydın bireylere dönüştürerek çok güzel bir amaca hizmet eden bir kurum. Eğitimdeki fırsat eşitiliğini spora da taşıyan ve ülke çapında amatör sporculara kendilerini geliştirme imkanı sağlayarak profesyonel sporcular yetiştirmeyi misyon edinmiş bu çok değerli kuruma desteğimizi gösterebilmekten ötürü gururluyuz. Darüşşafaka Tekfen ile gerçekleştirdiğimiz işbirliğinin temelinde, bu ortak değerlerimiz yatıyor. Bu beraberlik, dünya standartlarındaki iki yerli kurumun uluslararası arenadaki güç birliğini temsil ediyor. Belli bir taraftar grubunun değil tüm kesimlerin sevdiği bir takıma sponsorluk yaptığımız için kendimizi şanslı görüyoruz. Turkish Airlines EuroLeague’de ülkemizi başarıyla temsil eden bir takımın destekçisi olmanın gurur ve heyecanını yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.   Başkırt: “Birlikte Güçlüyüz”   Darüşşafaka Tekfen Kulübü Başkanı Ümit Başkırt şunları söyledi: “Turkish Airlines EuroLeague’de mücadele verdiğimiz bu sezon SunExpress gibi güçlü bir markayı yanımızda görmekten mutluluk duyuyoruz. Ekonomik faydanın yanında sosyal faydayı da hayata geçirmiş bir birliktelik sağladık. Sonuna kadar mücadele eden ve seyir zevki yüksek basketbol sunan bir takım oluşturduk, güzel bir sezon geçireceğimize inanıyoruz. Bu yıl yola ‘Birlikte güçlüyüz’ diyerek çıktık ve destekçilerimiz ile her geçen gün biraz daha güçleniyoruz ve özgüvenimiz artıyor.  Darüşşafaka Tekfen ve SunExpress işbirliği ile her iki markayı da daha yükseklere taşıyacak güzel bir sezon olmasını diliyoruz”.  

SunExpress, Darüşşafaka Tekfen’e sponsor oldu

 

Türk Hava Yolları ile Lufthansa’nın ortak kuruluşu SunExpress, Tahincioğlu Basketbol Süper Ligi’nin güçlü ekiplerinden olan ve Turkish Airlines EuroLeague’de ülkemizi temsil eden Darüşşafaka Tekfen’e sponsor oldu.

 

İki kurumun da güçlü insani ve vicdani yönleri olduğunu vurgulayan SunExpress Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Çalışkan, “Darüşşafaka, eğitimde fırsat eşitliği ilkesini benimseyen, annesi veya babası hayatta olmayan, maddi imkanları sınırlı çocukları, düşünen, araştıran, topluma karşı duyarlı çağdaş ve aydın bireylere dönüştürerek çok güzel bir amaca hizmet eden bir kurum. Eğitimdeki fırsat eşitiliğini spora da taşıyan ve ülke çapında amatör sporculara kendilerini geliştirme imkanı sağlayarak profesyonel sporcular yetiştirmeyi misyon edinmiş bu çok değerli kuruma desteğimizi gösterebilmekten ötürü gururluyuz. Darüşşafaka Tekfen ile gerçekleştirdiğimiz işbirliğinin temelinde, bu ortak değerlerimiz yatıyor. Bu beraberlik, dünya standartlarındaki iki yerli kurumun uluslararası arenadaki güç birliğini temsil ediyor. Belli bir taraftar grubunun değil tüm kesimlerin sevdiği bir takıma sponsorluk yaptığımız için kendimizi şanslı görüyoruz. Turkish Airlines EuroLeague’de ülkemizi başarıyla temsil eden bir takımın destekçisi olmanın gurur ve heyecanını yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.

 

Başkırt: Birlikte Güçlüyüz

 

Darüşşafaka Tekfen Kulübü Başkanı Ümit Başkırt şunları söyledi: “Turkish Airlines EuroLeague’de mücadele verdiğimiz bu sezon SunExpress gibi güçlü bir markayı yanımızda görmekten mutluluk duyuyoruz. Ekonomik faydanın yanında sosyal faydayı da hayata geçirmiş bir birliktelik sağladık. Sonuna kadar mücadele eden ve seyir zevki yüksek basketbol sunan bir takım oluşturduk, güzel bir sezon geçireceğimize inanıyoruzBu yıl yola ‘Birlikte güçlüyüz’ diyerek çıktık ve destekçilerimiz ile her geçen gün biraz daha güçleniyoruz ve özgüvenimiz artıyor.  Darüşşafaka Tekfen ve SunExpress işbirliği ile her iki markayı da daha yükseklere taşıyacagüzel bir sezon olmasını diliyoruz”.  



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2CRnQck
via IFTTT

30 Ekim 2018 Salı

Setur “Enflasyonla Topyekün Mücadele” kampanyasına, ek %10 indirim ile destek oluyor


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2Ro7VWT

Setur “Enflasyonla Topyekün Mücadele” kampanyasına, ek %10 indirim ile destek oluyor Setur “Enflasyonla Topyekün Mücadele” kampanyasına, ek %10 indirim ile destek oluyor Türkiye’nin önde gelen turizm şirketlerinden Setur, “Enflasyonla Topyekün Mücadele” hareketine katılarak 31 Aralık 2018 tarihine kadar 150’ye yakın otelde uyguladığı tüm indirimlere ek olarak yüzde 10 indirim kampanyası başlattı. Bu kampanya ile tatilcilerin alternatif şehirleri de keşfetmesini hedefleyen Setur, Gaziantep, Eskişehir, Bursa, Bolu, Adana ve Hatay gibi şehirlerde en seçkin termal, kayak, doğa ve şehir otellerini de kampanyasına dahil etti. Seyahatini Setur ile planlayacak misafirler kampanya fiyatlarına ek 6 taksit olanağından da faydalanacaklar. SETUR HAKKINDA 1965 yılında Koç Holding şirketlerinden biri olarak kurulan Setur, turizm alanında yurt içi ve yurt dışına dönük tur operatörlüğü ile otel satışı, IATA uçak bileti satışı, vize hizmetleri, kongre ve seminer organizasyonları, outgoing ve yurt dışı eğitim başlıklarında hizmetler sunuyor. 2001 yılında Türkiye’nin en büyük online kurumsal seyahat portalı BookinTurkey.com’u bünyesine alan Setur, 2017 yılında bu platformu Seturbiz.com ismiyle yenileyerek dijital alanda da önemli bir atılım gerçekleştirdi. Setur’un 50 yılı aşkın sektör tecrübesi ve üstün hizmet kalitesiyle, kişiye özel deneyim ve macera seyahatleri sunmak üzere hayata geçirdiği markası SeturSelect, müşterilerine unutulmaz tatil deneyimleri sağlıyor. Duty Free işletmeciliğinde Türkiye’nin en köklü ve en yaygın markası olan Setur Duty Free, tüm yurda yayılan havalimanları, kara sınır kapıları ve deniz limanlarında yaklaşık 15 bin metrekarelik alanda, 20 bölge 49 mağazasıyla gümrüksüz satış mağazaları işletmeciliği yapmaya devam ediyor.1990 yılında kurulan Setair filosunda ise 14 yolcu kapasiteli 2 adet ultra uzun menzilli 2017 Model Falcon 8X ve 2015 Model Falcon 7X tipi jet, 9 yolcu kapasiteli 2 adet çift motorlu Leonardo (Agusta Westland) AW139 tipi helikopter ve 1 adet 8 yolcu kapasiteli Cessna Grand Caravan C208 tipi deniz uçağı bulunuyor.

Setur “Enflasyonla Topyekün Mücadele”

kampanyasına, ek %10 indirim ile destek oluyor

Türkiye’nin önde gelen turizm şirketlerinden Setur, “Enflasyonla Topyekün Mücadele” hareketine katılarak 31 Aralık 2018 tarihine kadar 150’ye yakın otelde uyguladığı tüm indirimlere ek olarak yüzde 10 indirim kampanyası başlattı.

Bu kampanya ile tatilcilerin alternatif şehirleri de keşfetmesini hedefleyen Setur, Gaziantep, Eskişehir, Bursa, Bolu, Adana ve Hatay gibi şehirlerde en seçkin termal, kayak, doğa ve şehir otellerini de kampanyasına dahil etti.

Seyahatini Setur ile planlayacak misafirler kampanya fiyatlarına ek 6 taksit olanağından da faydalanacaklar.

SETUR HAKKINDA

1965 yılında Koç Holding şirketlerinden biri olarak kurulan Setur, turizm alanında yurt içi ve yurt dışına dönük tur operatörlüğü ile otel satışı, IATA uçak bileti satışı, vize hizmetleri, kongre ve seminer organizasyonları, outgoing ve yurt dışı eğitim başlıklarında hizmetler sunuyor. 2001 yılında Türkiye’nin en büyük online kurumsal seyahat portalı BookinTurkey.com’u bünyesine alan Setur, 2017 yılında bu platformu Seturbiz.com ismiyle yenileyerek dijital alanda da önemli bir atılım gerçekleştirdi. Setur’un 50 yılı aşkın sektör tecrübesi ve üstün hizmet kalitesiyle, kişiye özel deneyim ve macera seyahatleri sunmak üzere hayata geçirdiği markası SeturSelect, müşterilerine unutulmaz tatil deneyimleri sağlıyor.

Duty Free işletmeciliğinde Türkiye’nin en köklü ve en yaygın markası olan Setur Duty Free, tüm yurda yayılan havalimanları, kara sınır kapıları ve deniz limanlarında yaklaşık 15 bin metrekarelik alanda, 20 bölge 49 mağazasıyla gümrüksüz satış mağazaları işletmeciliği yapmaya devam ediyor.1990 yılında kurulan Setair filosunda ise 14 yolcu kapasiteli 2 adet ultra uzun menzilli 2017 Model Falcon 8X ve 2015 Model Falcon 7X tipi jet, 9 yolcu kapasiteli 2 adet çift motorlu Leonardo (Agusta Westland) AW139 tipi helikopter ve 1 adet 8 yolcu kapasiteli Cessna Grand Caravan C208 tipi deniz uçağı bulunuyor.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2Ro7VWT
via IFTTT

Mitsubishi Electric’ten Havalimanları İçin Güvenli Uçuş Teknolojisi Mitsubishi Electric’ten Havalimanları İçin Güvenli Uçuş Teknolojisi Terminal Doppler Lidar Sistemi ile uçak ve uçuş trafiğinin güvenliği artıyor Dünya teknoloji devi Mitsubishi Electric, uçak ve uçuş güvenliğini artırmak amacıyla havalimanları için geliştirdiği Terminal Doppler Lidar Sistemi’ni Antalya Havalimanı’nda da uyguluyor. Antalya Havalimanı’nda sistemin teslimatını 2018 yılı içinde gerçekleştirmeyi planlayan Mitsubishi Electric, Fransa’nın en yoğun ikinci uluslararası havalimanı olan Nice Côte d’Azur Havalimanı’nda kullanılmak üzere Terminal Doppler Lidar Sistemi temin etmek için de sözleşme imzaladı. Hali hazırda Japonya’daki Tokyo ve Narita ile Çin’deki Hong Kong uluslararası havalimanlarında kullanılan sistemin, 2018 yılında Antalya Havalimanı’nın yanı sıra Çin’in Beijing Daxing Uluslararası Havalimanı’nda da kullanılmaya başlanması hedefleniyor. Mitsubishi Electric, başta Avrupa olmak üzere diğer pazarlardaki havalimanlarına da bu sistemi kazandırarak Mart 2021 tarihine kadar küresel piyasalarda 2,5 milyar yen net satış hedefine ulaşmayı planlıyor. Uçak ve uçuş güvenliğini artırmak amacıyla 2015 yılından bu yana havalimanları için geliştirdiği özel teknoloji ile dikkat çeken Mitsubishi Electric, “Terminal Doppler Lidar Sistemi” adı verilen inovatif sistemi 2018 yılı içinde Antalya Havalimanı’na da teslim etmeyi planlıyor. Özellikle denize yakın büyük havalimanları için kritik önem taşıyan Terminal Doppler Lidar Sistemi, havalimanlarında rüzgar değişiminden kaynaklanan havayolu kazalarının daha etkin bir biçimde önlenebilmesi için geleneksel sistemlerden farklı olarak yalnızca yağış sırasında değil, açık havalar da dahil tüm hava koşullarında tespit yapabiliyor. Terminal Doppler Lidar Sistemi, lazer ışınları yayarak havada bulunan toz ve diğer partiküllerin geri saçtığı ışığı tespit ediyor. Böylelikle sistem, geri saçılan ışığın doppler frekans değişiminden yararlanarak görüş hattındaki rüzgar hızının ölçülmesine olanak sağlıyor. Mitsubishi Electric’in görüş hattı rüzgar hızının gözlem aralığını 20 km’nin üzerine çıkarmak için geliştirdiği düzlemsel dalga kılavuzu yükseltici, sivil havacılık operasyonlarının ve yönetmeliklerinin uluslararası normlara uygunluğundan sorumlu olan Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü’nün (ICAO) standartlarına ve tavsiyelerine uygun olma özelliği ile de öne çıkıyor. Avrupa’ya ilk Terminal Doppler Lidar Sistem teslimatı İnovatif sistemini Antalya Havalimanı’na teslim etmeye hazırlanan Mitsubishi Electric, Fransa’nın en yoğun ikinci uluslararası havalimanı olan Nice Côte d’Azur Havalimanı’nda kullanılmak üzere Fransa’nın ulusal meteoroloji servisi Météo-France’a Terminal Doppler Lidar Sistemi temin etmek için de sözleşme imzaladı. Bu siparişle birlikte Avrupa’ya ilk Terminal Doppler Lidar teslimatını gerçekleştirecek olan Mitsubishi Electric, hava radar ve lidar sistemleri faaliyetlerini büyüterek Mart 2021 tarihine kadar küresel piyasalarda 2,5 milyar yen net satış hedefine ulaşmayı amaçlıyor. Mitsubishi Electric’in temin ettiği beş Terminal Doppler Lidar Sistemi, halen Tokyo (Japonya), Narita (Japonya) ve Hong Kong (Çin) uluslararası havalimanlarında kullanılıyor. Nice Côte d’Azur Havalimanı’na yapılacak kurulum öncesinde, 2018 yılında Antalya Havalimanı’nın yanı sıra Çin’in Beijing Daxing Uluslararası Havalimanı’na da teslimat gerçekleştirilmesi hedefleniyor. Terminal Doppler Lidar Sistemlerinin Teslim Edildiği Havalimanları Alıcı Teslimat Tarihi Adet Tokyo Uluslararası Havalimanı (Japonya) 2015 1 Narita Uluslararası Havalimanı (Japonya) 2016 1 Hong Kong Uluslararası Havalimanı (Çin) 2016 2 Tokyo Uluslararası Havalimanı (Japonya) 2017 1 Beijing Daxing Uluslararası Havalimanı (Çin) 2018 (planlanan tarih) 1 Antalya Havalimanı (Türkiye) 2018 (planlanan tarih) 1 Mitsubishi Electric Corporation Hakkında Mitsubishi Electric Corporation, güvenilir ve yüksek kaliteli ürünler üretmekte 95 yılı aşkın tecrübeye sahip ve bilgi işlem ve iletişim sistemleri, uzay geliştirme ve uydu iletişimleri, tüketici elektroniği cihazları, sanayi teknolojileri, enerji, nakliye ve inşaat makinelerinde kullanılan elektrikli ve elektronik donanımların üretimi, pazarlaması ve satışında dünyadaki ileri gelen markalardan biri olarak kabul ediliyor. Mitsubishi Electric, kurumsal ilkesi “Changes for the Better” (Daha İyisi İçin Değişim) ve çevre ilkesi “Eco Changes” (Eko Değişim) doğrultusunda küresel ve önde gelen çevre dostu bir şirket olmayı ve toplumu teknolojileriyle zenginleştirmeyi hedefliyor. Şirket 31 Mart 2018’de sona eren mali yılda 4,444.4 milyar yen (41.9 milyar USD*) konsolide grup satışı gerçekleştirdi. Ayrıntılı bilgi için; https://ift.tt/1bAJs71 * Tokyo Döviz Borsası’nın 31 Mart 2018’de ilan ettiği 1 USD = 106 yen kambiyo kurundan hesaplanmıştır. Mitsubishi Electric’in Türkiye’deki Faaliyetleri Hakkında Mitsubishi Electric’in Türkiye’deki ana faaliyet alanları; klima sistemleri, fabrika otomasyon sistemleri, ileri robot teknolojileri, CNC mekatronik sistemler, asansör ve yürüyen merdiven sistemleri ile görsel veri sistemlerinden oluşuyor. Nisan 2016’da Türkiye’de ev tipi klima geliştirme ve üretim şirketi kuran Mitsubishi Electric, Aralık 2017’de Manisa fabrikasında üretime başladı. Türkiye’nin ve komşu ülkelerin iletişim ve yayıncılık altyapısına katkıda bulunan Türksat 4A ve 4B uydularının üreticisi olan Mitsubishi Electric, uyduların yanı sıra Marmaray projesinde kullanılan otomasyon teknolojisi ile de tanınıyor.   

Mitsubishi Electric’ten Havalimanları İçin Güvenli Uçuş Teknolojisi

Terminal Doppler Lidar Sistemi ile uçak ve uçuş trafiğinin güvenliği artıyor

Dünya teknoloji devi Mitsubishi Electric, uçak ve uçuş güvenliğini artırmak amacıyla havalimanları için geliştirdiği Terminal Doppler Lidar Sistemi’ni Antalya Havalimanı’nda da uyguluyor. Antalya Havalimanı’nda sistemin teslimatını 2018 yılı içinde gerçekleştirmeyi planlayan Mitsubishi Electric, Fransa’nın en yoğun ikinci uluslararası havalimanı olan Nice Côte d’Azur Havalimanı’nda kullanılmak üzere Terminal Doppler Lidar Sistemi temin etmek için de sözleşme imzaladı. Hali hazırda Japonya’daki Tokyo ve Narita ile Çin’deki Hong Kong uluslararası havalimanlarında kullanılan sistemin, 2018 yılında Antalya Havalimanı’nın yanı sıra Çin’in Beijing Daxing Uluslararası Havalimanı’nda da kullanılmaya başlanması hedefleniyor. Mitsubishi Electric, başta Avrupa olmak üzere diğer pazarlardaki havalimanlarına da bu sistemi kazandırarak Mart 2021 tarihine kadar küresel piyasalarda 2,5 milyar yen net satış hedefine ulaşmayı planlıyor.

Uçak ve uçuş güvenliğini artırmak amacıyla 2015 yılından bu yana havalimanları için geliştirdiği özel teknoloji ile dikkat çeken Mitsubishi Electric, “Terminal Doppler Lidar Sistemi” adı verilen inovatif sistemi 2018 yılı içinde Antalya Havalimanı’na da teslim etmeyi planlıyor. Özellikle denize yakın büyük havalimanları için kritik önem taşıyan Terminal Doppler Lidar Sistemi, havalimanlarında rüzgar değişiminden kaynaklanan havayolu kazalarının daha etkin bir biçimde önlenebilmesi için geleneksel sistemlerden farklı olarak yalnızca yağış sırasında değil, açık havalar da dahil tüm hava koşullarında tespit yapabiliyor.

Terminal Doppler Lidar Sistemi, lazer ışınları yayarak havada bulunan toz ve diğer partiküllerin geri saçtığı ışığı tespit ediyor. Böylelikle sistem, geri saçılan ışığın doppler frekans değişiminden yararlanarak görüş hattındaki rüzgar hızının ölçülmesine olanak sağlıyor. Mitsubishi Electric’in görüş hattı rüzgar hızının gözlem aralığını 20 km’nin üzerine çıkarmak için geliştirdiği düzlemsel dalga kılavuzu yükseltici, sivil havacılık operasyonlarının ve yönetmeliklerinin uluslararası normlara uygunluğundan sorumlu olan Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü’nün (ICAO) standartlarına ve tavsiyelerine uygun olma özelliği ile de öne çıkıyor.

Avrupa’ya ilk Terminal Doppler Lidar Sistem teslimatı

İnovatif sistemini Antalya Havalimanı’na teslim etmeye hazırlanan Mitsubishi Electric, Fransa’nın en yoğun ikinci uluslararası havalimanı olan Nice Côte d’Azur Havalimanı’nda kullanılmak üzere Fransa’nın ulusal meteoroloji servisi Météo-France’a Terminal Doppler Lidar Sistemi temin etmek için de sözleşme imzaladı. Bu siparişle birlikte Avrupa’ya ilk Terminal Doppler Lidar teslimatını gerçekleştirecek olan Mitsubishi Electric, hava radar ve lidar sistemleri faaliyetlerini büyüterek Mart 2021 tarihine kadar küresel piyasalarda 2,5 milyar yen net satış hedefine ulaşmayı amaçlıyor. Mitsubishi Electric’in temin ettiği beş Terminal Doppler Lidar Sistemi, halen Tokyo (Japonya), Narita (Japonya) ve Hong Kong (Çin) uluslararası havalimanlarında kullanılıyor. Nice Côte d’Azur Havalimanı’na yapılacak kurulum öncesinde, 2018 yılında Antalya Havalimanı’nın yanı sıra Çin’in Beijing Daxing Uluslararası Havalimanı’na da teslimat gerçekleştirilmesi hedefleniyor.

Terminal Doppler Lidar Sistemlerinin Teslim Edildiği Havalimanları

Alıcı Teslimat Tarihi Adet
Tokyo Uluslararası Havalimanı (Japonya) 2015 1
Narita Uluslararası Havalimanı (Japonya) 2016 1
Hong Kong Uluslararası Havalimanı (Çin) 2016 2
Tokyo Uluslararası Havalimanı (Japonya) 2017 1
Beijing Daxing Uluslararası Havalimanı (Çin) 2018 (planlanan tarih) 1
Antalya Havalimanı (Türkiye) 2018 (planlanan tarih) 1

Mitsubishi Electric Corporation Hakkında

Mitsubishi Electric Corporation, güvenilir ve yüksek kaliteli ürünler üretmekte 95 yılı aşkın tecrübeye sahip ve bilgi işlem ve iletişim sistemleri, uzay geliştirme ve uydu iletişimleri, tüketici elektroniği cihazları, sanayi teknolojileri, enerji, nakliye ve inşaat makinelerinde kullanılan elektrikli ve elektronik donanımların üretimi, pazarlaması ve satışında dünyadaki ileri gelen markalardan biri olarak kabul ediliyor. Mitsubishi Electric, kurumsal ilkesi “Changes for the Better” (Daha İyisi İçin Değişim) ve çevre ilkesi “Eco Changes” (Eko Değişim) doğrultusunda küresel ve önde gelen çevre dostu bir şirket olmayı ve toplumu teknolojileriyle zenginleştirmeyi hedefliyor. Şirket 31 Mart 2018’de sona eren mali yılda 4,444.4 milyar yen (41.9 milyar USD*) konsolide grup satışı gerçekleştirdi. Ayrıntılı bilgi için; https://ift.tt/1bAJs71

* Tokyo Döviz Borsası’nın 31 Mart 2018’de ilan ettiği 1 USD = 106 yen kambiyo kurundan hesaplanmıştır.

Mitsubishi Electric’in Türkiye’deki Faaliyetleri Hakkında

Mitsubishi Electric’in Türkiye’deki ana faaliyet alanları; klima sistemleri, fabrika otomasyon sistemleri, ileri robot teknolojileri, CNC mekatronik sistemler, asansör ve yürüyen merdiven sistemleri ile görsel veri sistemlerinden oluşuyor. Nisan 2016’da Türkiye’de ev tipi klima geliştirme ve üretim şirketi kuran Mitsubishi Electric, Aralık 2017’de Manisa fabrikasında üretime başladı. Türkiye’nin ve komşu ülkelerin iletişim ve yayıncılık altyapısına katkıda bulunan Türksat 4A ve 4B uydularının üreticisi olan Mitsubishi Electric, uyduların yanı sıra Marmaray projesinde kullanılan otomasyon teknolojisi ile de tanınıyor. 

 



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2zf4haA
via IFTTT

Mitsubishi Electric’ten Havalimanları İçin Güvenli Uçuş Teknolojisi


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2zf4haA

Yerel tohumlarla ilgili düzenlemenin getirdiği yenilikler, sorunlar ve belirsizlikler


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2Rp4wY1

Yerel tohumlarla ilgili düzenlemenin getirdiği yenilikler, sorunlar ve belirsizlikler 19 Ekim 2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 30570 sayılı “YEREL ÇEŞİTLERİN KAYIT ALTINA ALINMASI, ÜRETİLMESİ VE PAZARLAMASINA DAİR YÖNETMELİK” yerel tohumlarla ilgili yeni bir düzenleme getiriyor. Buğday Derneği olarak, konunun uzmanlarına danışarak hazırladığımız açıklama ile, yönetmeliği anlaşılır kılmak ve yönetmelikte belirsiz kalan noktalara dikkat çekmek, çekincelerimizi ortaya koymak istiyoruz. 8 Kasım 2006 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 5553 sayılı Tohumculuk Kanunu1 ile kayıt altına alınmamış çeşitlere ait tohumlukların ticareti yasaklanmış, yalnızca çiftçilerin kendi arasında takasına izin verecek şeklide bir düzenleme getirilmişti. Sözkonusu kanuna bağlı olarak 19 Ekim 2018 tarihinde yayımlanan yönetmelik2 ile; 5553 sayılı kanunda eksik / tanımsız bırakılan bazı alanlarla ilgili çalışmalar yapıldı. Söz konusu yönetmelik; yerel çeşitlerin sadece tohumluklarının üretilip pazarlanması ile ilgili düzenlemeleri içeriyor; yerel çeşitlerin tohumlarından üretilen ürünlerin satışı / pazarlanmasına dair herhangi bir kısıtlama / düzenlemeyi barındırmıyor. 5553 sayılı Tohumculuk Kanunu’nun yasakladığı yerel çeşit tohumluk üretim ve satışını belirli kurallar, miktar ve menşe bölge sınırları dahilinde mümkün kılıyor, takas işlemlerine de bir kısıtlama getirmiyor. Yerel Çeşit Kayıt Listesi ve başvuru sahibi olma kriterleri Yeni düzenlemeye göre, tohumluk üretimi yapılmak istenen yerel çeşidin3 “Yerel Çeşit Kayıt Listesi”ne4 kaydedilmesi gerekiyor. Söz konusu listeye kayıt için başvurabilecek kişi ve kurumlar, yönetmeliğin 3/c maddesinde “İlgili olmak kaydıyla meslek kuruluşları, sivil toplum örgütleri, kamu araştırma kuruluşları, yerel idareler ve üniversiteler” şeklinde tanımlanmış durumda. Bu tanımda şahıs ve ticari şirket vb. bir yapının bulunmaması; bilakis yerel tohumlar için faaliyet gösteren ve kâr amacı gütmeyen kurumların ve kamu kurumlarının tanımlanmış olması; yerel çeşit hak savunuculuğunun örgütlü yapılması doğrultusunda yol gösterici olması nedeniyle, olumlu değerlendirilebilir. Ancak bu maddenin “ilgili olmak kaydıyla” ibaresinin anlamı net olmadığından, hangi sivil toplum kuruluşlarının (örneğin dernek amaçlarında yerel tohumların korunması ve yaygınlaştırılması maddesinin bulunması yeterli olacak mıdır?), meslek kuruluşlarının bu mevzuat çerçevesinde çalışma yürütebileceği belirsizdir. Diğer yanda tohumculuk firmalarından üyesi bulunan ve tohum üretimi / ticaretiyle ilgili olan dernek, birlik vb. sivil toplum kuruluşları üzerinden de yerel çeşit listesine kayıt yaptırılabileceği ve tohum endüstrisinin “Sivil Toplum Örgütü” yapısı altında yerel tohum sahasına inmesine olanak tanındığı da gözden kaçmamalıdır. Bu sebeple kurumların yerel çeşit listesine çeşitleri kayıt ettirmeleri yeterli olmamalı gerçekten yönetmelikte belirtildiği gibi o çeşidin hamiliğini/savunuculuğunu ve idameciliğini yapıyor olup olmadığı, genetik erozyona karşı yerel tohumu çiftçi elinde yaşatma ve yaygınlaştırma çabası, tohumluk üreten ve üretmek isteyen çiftçilerimiz ile işbirliği sorgulanmalıdır. Yerel çeşitler homojen mi? Listeye kayıt başvurusunun değerlendirme aşamasında -eğer değerlendirme komitesi tarafından gerekli görülürse- ilgili çeşidin 1 yıl süre ile teste tabi tutulabileceği ve sonuç raporunun yine değerlendirme komitesine iletileceği ifade ediliyor5. Bu aşamada yönetmeliğin ilgili maddesinde %10 tip dışı bitki toleransı ile test sürecinin izleneceği belirtiliyor. Sözü geçen %10 tip dışı bitki toleransı; başvuru numunesi Komite’ye iletilen yerel çeşidin bitkisel materyalinin %90 oranında homojen bir yapıda (aynı karakteristik özelliklerde) olması gerektiği anlamına geliyor. Oysa yerel çeşitler halihazırda durağanlığa sahip olmayan köy popülasyonları da olabileceği için, özellikle de dış tozlaşmaya açık çeşitlerde %90 homojenlik oranına ulaşılması küçük çiftçinin bireysel çabasıyla mümkün görünmüyor. Bu nedenle yönetmelikte bu sınırın koyulmasının, tohumun durağanlık çalışmalarının; yönetmeliğin 3/c maddesinde belirtilen kurumlar vasıtası ile yapılması gerekliliğini ön plana çıkarıyor. Kaldı ki bir yerel çeşit %90 homojenlik yapısına erişecek çalışma yapıldıktan sonra başvuru yapılıp listeye başarıyla kaydettirilse bile; aynı yerel coğrafyada, elindeki aynı yerel çeşide ait tohumu üretmeye devam eden ve bu ıslah sürecinin dışında kalmış küçük üreticinin söz konusu çeşidin tohumunu tohumluk olarak üretip ticarete konu etmesi mümkün olmayacak gibi görünüyor. Bu nedenle söz konusu standart tohumluk kalitesini homojenlik yapısı için uğraşan üreticilerin bile tutturamayacağı aşikar. Bu da söz konusu yönetmeliğin yerel tohumları koruma gayesinde, daha ilk adımda bireysel olarak hareket eden küçük üreticiyi dezavantajlı duruma getirdiği yolundaki kaygımızı ön plana çıkarıyor. Bununla beraber üreticiyi örgütlü üretime teşvik etmesi olumlu yönde değerlendirilebilir. Bazı yerel çeşitler kapsam dışında mı kalıyor? Yönetmelikte “Yerel Çeşit Kayıt Listesi”ne kaydedilmesi için, başvurusu yapılacak yerel çeşitlerle ilgili olarak getirilen bazı kısıtlamalara göre6 daha önceden sertifikalı tohum üretim amacıyla Bakanlığa bağlı kayıt listelerinde kaydı bulunan çeşitlerle ilgili başvuruların yapılamayacağı bilgisi yer alıyor. Bu durumda; yönetmelik yayım tarihinden önce, herhangi bir köyden genetik kaynak olarak seçilen ve sonrasında Bakanlık ilgili listelerine kaydettirilerek ıslah süreci ile yeni bir çeşit haline gelmiş olan sertifikalı ticari tohum ile söz konusu köyde halen üretilmekte olan köy popülasyonu arasındaki genetik benzerlik / yakın akrabalık sebebiyle söz konusu köy popülasyonu “Yerel Çeşit Kayıt Listesi”ne bugünden sonra kaydedilemeyecek mi? Bu konuda yapılacak testlerin detayı yönetmelikte belirtilmediğinden, %10 homojenlik dışında genetik bir bağlamın da değerlendirmeye tabi tutulup tutulmayacağı belirsiz. “Menşe bölge” sınırlaması tartışmalı! “Yerel Çeşit Kayıt Listesi”ne kayıt konusunda önemli bir diğer kavram da “Menşe bölgesi7”. Yönetmelik; bir çeşidi listeye kaydederken, tohumluklarının ticari anlamda üretilip yine tohumlukların pazarlanabileceği bölgelere de sınırlama getiriyor. Yönetmelik; ilgili kayıt komisyonunu, menşe bölge dışında da tohumluk üretimine izin verme konusunda yetkili kılsa da8 bu yetkinin kullanılıp kullanılmayacağı ya da ne şekilde uygulanacağı belirsiz. Domates, buğday gibi pek çok tür Anadolu’ya yayılmıştır. Anadolu birçok türün gen merkezi veya çeşitlilik merkezidir. Türler, çeşitler farklı bölgelerde farklı genotipler olarak yayıldıkları gibi, pek çok çeşit de Anadolu’nun farklı bölgelerine uyum sağlayarak yayılmıştır. Örneğin akbuğday, köse, karakılçık gibi yerel buğday çeşitlerimiz Anadolu’nun farklı bölgelerine uyum sağlamış ve çiftçilerimiz tarafından ekilegelmektedir. Bu sebeple menşe bölge belirlemesinin/sınırlamasının belirttiğimiz gerçeklik çerçevesinde, çiftçi haklarını ve etik değerleri gözeterek uygulanması gerekmektedir. Küçük üretici korunmalı! Yönetmeliğe göre, ticaretini yapmak üzere tohumluk üretimi yapacakların üretici belgesi almaları gerekiyor. Üreticilerin, üretim sezonunun sonunda teslim edecekleri tohum numunelerini partiler şeklinde analize göndermesi zorunlu kılınıyor. Söz konusu partilerden tohumluk üretim standartlarını karşılayanlar için “Yerel Çeşit Tohumluk Belgesi” düzenleniyor. Ancak söz konusu üretici belgesi alma ve analizle ilgili masraflar üreticiden talep ediliyor. 5553 sayılı kanun öncesinde bürokrasiye boğulmadan ve hiçbir maliyeti üstlenmeden tohumluğunu satabilen küçük üretici, yönetmelikle belirtilen maliyetleri ne kadar karşılayabilir? Bu durumda küçük üretici, büyük üreticiler karşısında dezavantajlı konuma düşmüş olmaz mı? Bu kapsamda bürokrasinin azaltılması ve harç vb. bedeller konusunda küçük üretici lehine bir düzenlemeye gidilmesi gerekiyor. Yerel tohumlara getirilen satış yasağı belli ölçülerde kalkıyor ama… Yeni düzenlemeye göre, “Yerel Çeşit Tohumluk Belgesi”ni teslim alan üretici, üretmiş olduğu yerel çeşit tohumunu bu belge ile menşe bölgesi içinde pazarlayabilecek. Burada dikkat çeken ikinci bir konu da, üretilen tohumlukların ticaretinin de menşe bölge içinde sınırlandırılması konusu. Bu durum; günümüz iletişim çağında ve ticaret dolaşım serbestisinde ne kadar mümkün olabilir, tartışmalıdır. Örneğin bir köy yerelinde üretilen tohumluk yalnızca o köy yerelinde satışa konu olursa yerel tohumdan ürün üretiminin yaygınlaştırılmasına ve kitlelere ulaştırılmasına engel olmaz mı? Yönetmelikle birlikte, 5553 sayılı yasa ile engellenen yerel tohumların ticaretine yönelik hakkın yönetmelik dahilinde kontrollü bir şekilde geri verilmesi olumlu bir gelişme olarak nitelendirilebilir. Bu sayede küçük üreticinin örgütlenerek veya kamu kurumları ve üniversite desteği ile resmi olarak tohumluk ticareti yapabilmesinin önü açılıyor olsa da; bireyin vergi mükellefiyetlik durumu, mali evrak vb. konular ile söz konusu tohumluk satışının üretici üzerinde mali sorumluluk yaratıp yaratmayacağı veya gelir vergisi mükellefi olmayan küçük üreticiye herhangi bir muafiyet verilip verilmeyeceği yönetmelikte belirtilmiyor. Hali hazırda vergi mükellefiyeti olmayan küçük üreticinin, söz konusu tohumlukları, yönetmelikte belirtilen şartlara uyup üretmeyi başarsa bile ticaretini hangi hukuki zeminde yapabileceği de belirsizliğini koruyor. Yerel tohumlar mülkiyet tekelinde değil! Yönetmeliğin; yerel tohumların, ticari sertifikalı tohumlarda olduğu gibi herhangi bir tüzel / özel kişiliğin tekeline girmesini engelleyen maddesi9; tohumlar üzerinde hiçbir kişi ve kuruma mülkiyet hakkı verilmemesi anlamına geliyor. Bu madde 2006’dan beri sivil toplumun verdiği mücadelede bir kazanım olarak görülebilir. Ayrıca aynı maddede belirtilen bir hususla; yerel çeşidi listeye kaydettiren kuruluş, yani başvuru sahibi; tohumun hamisi / savunucusu ve idamecisi konumunda gösteriliyor. Bu durum tohumun devamı için gereken örgütlü yapıyı sürdürmesi konusunda başvuru sahibine bir nevi sosyal sorumluluk yüklemiş oluyor. Bununla beraber, başvuru sahibinin, söz konusu çeşidi listeye kaydolduktan sonra “tohumluk üretip pazarlamak” amaçlı üretecek diğer üreticilerden üstün kılan veya fikri mülkiyet hakkı doğuran bir ayrıcalığa sahip olmayacağı görülüyor. Aksine; sözkonusu tohumun tohumluk üretim ve ticaretinin zeminini açmak için altyapı ve örgütlülük faaliyetlerinde bulunan bir konumda duracağı görünüyor. Özetle; yönetmeliğe göre, bir yerel çeşidi kayıt listesine yalnızca bir kurum kaydettirse de, isterse binlerce üretici prosedürüne uymak kaydıyla aynı yerel çeşidi tohumluk olarak üretip pazarlayabilir. Dileyen her üretici de hiçbir kısıtlama altına girmeden söz konusu tohumluğu alıp ekebilir, ürünü tüketebilir ve pazarlayabilir. Ancak, yönetmeliğin 10. maddesinde10; “Yerel Çeşit Kayıt Listesi”nde yer alan bir tohumluğun bir yıl içinde üretilebilecek tohumluk miktarının Bakanlıkça belirleneceği bilgisi yer alıyor. Bu esnek madde ile; yerel çeşitlerin tohumluk üretimi, sertifikalı ticari tohumluk üretim pazarına tehdit oluşturduğu noktada müdahale edilebilecek kaygısını yaratıyor. Yerel tohumlar için yeni bir mücadele dönemi Kayıt altına alınsın veya alınmasın; yerel çeşitlerin tohumundan ürün üretip ürünü satmaklaveya kendi ayırdığı tohumluğu ürün üretimi ve satışı amacıyla devam ettirme konularında herhangi bir idari veya coğrafi kısıtlama, yeni düzenlemede söz konusu değil. Ancak 5553 sayılı kanunla birlikte başlayan ve yerel çeşitleri endüstriyel tohumlar karşısında adeta köşeye sıkıştırmaya çalışan politikalar, her ne kadar güncel yönetmelikle biraz daha esnetilmiş / düzenlenmiş gibi gözükse de, bu yönetmelik ileride yerel çeşitler üzerinden başka kısıtlamalar yapılmasına imkân veren düzenlemeler serisinin bir halkası olur mu, bunu zaman gösterecek. Bizler yerel çeşitlerin tamamının kamuya ait olması, yapılan düzenlemelerin o tohumları yüzlerce, binlerce yıl emek vererek bugünlere taşıyan çiftçilerin haklarını da en az ıslahçılar, sertifikalı tohumluk üreten şirketler kadar koruması gerektiğini savunuyoruz. Yerel tohumlar ile ilgili strateji ve politikaların, onları olabildiğince yaygınlaştırmanın önünü açacak şekilde düzenlenmesi ve söz konusu düzenlemelerin tohum şirketlerinin baskısı altında değil, biyolojik çeşitliliği esas alan, bilimsel ve etik bir çerçevede yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği Daha fazla bilgi için: Turgay Özçelik – Buğday Derneği İletişim Sorumlusu 05360650688 turgay@bugday.org

19 Ekim 2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 30570 sayılı “YEREL ÇEŞİTLERİN KAYIT ALTINA ALINMASI, ÜRETİLMESİ VE PAZARLAMASINA DAİR YÖNETMELİK” yerel tohumlarla ilgili yeni bir düzenleme getiriyor. Buğday Derneği olarak, konunun uzmanlarına danışarak hazırladığımız açıklama ile, yönetmeliği anlaşılır kılmak ve yönetmelikte belirsiz kalan noktalara dikkat çekmek, çekincelerimizi ortaya koymak istiyoruz.

8 Kasım 2006 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 5553 sayılı Tohumculuk Kanunu1 ile kayıt altına alınmamış çeşitlere ait tohumlukların ticareti yasaklanmış, yalnızca çiftçilerin kendi arasında takasına izin verecek şeklide bir düzenleme getirilmişti. Sözkonusu kanuna bağlı olarak 19 Ekim 2018 tarihinde yayımlanan yönetmelik2 ile; 5553 sayılı kanunda eksik / tanımsız bırakılan bazı alanlarla ilgili çalışmalar yapıldı.

Söz konusu yönetmelik; yerel çeşitlerin sadece tohumluklarının üretilip pazarlanması ile ilgili düzenlemeleri içeriyor; yerel çeşitlerin tohumlarından üretilen ürünlerin satışı / pazarlanmasına dair herhangi bir kısıtlama / düzenlemeyi barındırmıyor. 5553 sayılı Tohumculuk Kanunu’nun yasakladığı yerel çeşit tohumluk üretim ve satışını belirli kurallar, miktar ve menşe bölge sınırları dahilinde mümkün kılıyor, takas işlemlerine de bir kısıtlama getirmiyor.

Yerel Çeşit Kayıt Listesi ve başvuru sahibi olma kriterleri

Yeni düzenlemeye göre, tohumluk üretimi yapılmak istenen yerel çeşidin3 “Yerel Çeşit Kayıt Listesi”ne4 kaydedilmesi gerekiyor. Söz konusu listeye kayıt için başvurabilecek kişi ve kurumlar, yönetmeliğin 3/c maddesinde “İlgili olmak kaydıyla meslek kuruluşları, sivil toplum örgütleri, kamu araştırma kuruluşları, yerel idareler ve üniversiteler” şeklinde tanımlanmış durumda. Bu tanımda şahıs ve ticari şirket vb. bir yapının bulunmaması; bilakis yerel tohumlar için faaliyet gösteren ve kâr amacı gütmeyen kurumların ve kamu kurumlarının tanımlanmış olması; yerel çeşit hak savunuculuğunun örgütlü yapılması doğrultusunda yol gösterici olması nedeniyle, olumlu değerlendirilebilir.

Ancak bu maddenin “ilgili olmak kaydıyla” ibaresinin anlamı net olmadığından, hangi sivil toplum kuruluşlarının (örneğin dernek amaçlarında yerel tohumların korunması ve yaygınlaştırılması maddesinin bulunması yeterli olacak mıdır?), meslek kuruluşlarının bu mevzuat çerçevesinde çalışma yürütebileceği belirsizdir. Diğer yanda tohumculuk firmalarından üyesi bulunan ve tohum üretimi / ticaretiyle ilgili olan dernek, birlik vb. sivil toplum kuruluşları üzerinden de yerel çeşit listesine kayıt yaptırılabileceği ve tohum endüstrisinin “Sivil Toplum Örgütü” yapısı altında yerel tohum sahasına inmesine olanak tanındığı da gözden kaçmamalıdır. Bu sebeple kurumların yerel çeşit listesine çeşitleri kayıt ettirmeleri yeterli olmamalı gerçekten yönetmelikte belirtildiği gibi o çeşidin hamiliğini/savunuculuğunu ve idameciliğini yapıyor olup olmadığı, genetik erozyona karşı yerel tohumu çiftçi elinde yaşatma ve yaygınlaştırma çabası, tohumluk üreten ve üretmek isteyen çiftçilerimiz ile işbirliği sorgulanmalıdır.

Yerel çeşitler homojen mi?

Listeye kayıt başvurusunun değerlendirme aşamasında -eğer değerlendirme komitesi tarafından gerekli görülürse- ilgili çeşidin 1 yıl süre ile teste tabi tutulabileceği ve sonuç raporunun yine değerlendirme komitesine iletileceği ifade ediliyor5. Bu aşamada yönetmeliğin ilgili maddesinde %10 tip dışı bitki toleransı ile test sürecinin izleneceği belirtiliyor. Sözü geçen %10 tip dışı bitki toleransı; başvuru numunesi Komite’ye iletilen yerel çeşidin bitkisel materyalinin %90 oranında homojen bir yapıda (aynı karakteristik özelliklerde) olması gerektiği anlamına geliyor. Oysa yerel çeşitler halihazırda durağanlığa sahip olmayan köy popülasyonları da olabileceği için, özellikle de dış tozlaşmaya açık çeşitlerde %90 homojenlik oranına ulaşılması küçük çiftçinin bireysel çabasıyla mümkün görünmüyor. Bu nedenle yönetmelikte bu sınırın koyulmasının, tohumun durağanlık çalışmalarının; yönetmeliğin 3/c maddesinde belirtilen kurumlar vasıtası ile yapılması gerekliliğini ön plana çıkarıyor. Kaldı ki bir yerel çeşit %90 homojenlik yapısına erişecek çalışma yapıldıktan sonra başvuru yapılıp listeye başarıyla kaydettirilse bile; aynı yerel coğrafyada, elindeki aynı yerel çeşide ait tohumu üretmeye devam eden ve bu ıslah sürecinin dışında kalmış küçük üreticinin söz konusu çeşidin tohumunu tohumluk olarak üretip ticarete konu etmesi mümkün olmayacak gibi görünüyor. Bu nedenle söz konusu standart tohumluk kalitesini homojenlik yapısı için uğraşan üreticilerin bile tutturamayacağı aşikar. Bu da söz konusu yönetmeliğin yerel tohumları koruma gayesinde, daha ilk adımda bireysel olarak hareket eden küçük üreticiyi dezavantajlı duruma getirdiği yolundaki kaygımızı ön plana çıkarıyor. Bununla beraber üreticiyi örgütlü üretime teşvik etmesi olumlu yönde değerlendirilebilir.

Bazı yerel çeşitler kapsam dışında mı kalıyor?

Yönetmelikte “Yerel Çeşit Kayıt Listesi”ne kaydedilmesi için, başvurusu yapılacak yerel çeşitlerle ilgili olarak getirilen bazı kısıtlamalara göre6 daha önceden sertifikalı tohum üretim amacıyla Bakanlığa bağlı kayıt listelerinde kaydı bulunan çeşitlerle ilgili başvuruların yapılamayacağı bilgisi yer alıyor. Bu durumda; yönetmelik yayım tarihinden önce, herhangi bir köyden genetik kaynak olarak seçilen ve sonrasında Bakanlık ilgili listelerine kaydettirilerek ıslah süreci ile yeni bir çeşit haline gelmiş olan sertifikalı ticari tohum ile söz konusu köyde halen üretilmekte olan köy popülasyonu arasındaki genetik benzerlik / yakın akrabalık sebebiyle söz konusu köy popülasyonu “Yerel Çeşit Kayıt Listesi”ne bugünden sonra kaydedilemeyecek mi? Bu konuda yapılacak testlerin detayı yönetmelikte belirtilmediğinden, %10 homojenlik dışında genetik bir bağlamın da değerlendirmeye tabi tutulup tutulmayacağı belirsiz.

Menşe bölge” sınırlaması tartışmalı!

“Yerel Çeşit Kayıt Listesi”ne kayıt konusunda önemli bir diğer kavram da “Menşe bölgesi7”. Yönetmelik; bir çeşidi listeye kaydederken, tohumluklarının ticari anlamda üretilip yine tohumlukların pazarlanabileceği bölgelere de sınırlama getiriyor. Yönetmelik; ilgili kayıt komisyonunu, menşe bölge dışında da tohumluk üretimine izin verme konusunda yetkili kılsa da8 bu yetkinin kullanılıp kullanılmayacağı ya da ne şekilde uygulanacağı belirsiz. Domates, buğday gibi pek çok tür Anadolu’ya yayılmıştır. Anadolu birçok türün gen merkezi veya çeşitlilik merkezidir. Türler, çeşitler farklı bölgelerde farklı genotipler olarak yayıldıkları gibi, pek çok çeşit de Anadolu’nun farklı bölgelerine uyum sağlayarak yayılmıştır. Örneğin akbuğday, köse, karakılçık gibi yerel buğday çeşitlerimiz Anadolu’nun farklı bölgelerine uyum sağlamış ve çiftçilerimiz tarafından ekilegelmektedir. Bu sebeple menşe bölge belirlemesinin/sınırlamasının belirttiğimiz gerçeklik çerçevesinde, çiftçi haklarını ve etik değerleri gözeterek uygulanması gerekmektedir.

Küçük üretici korunmalı!

Yönetmeliğe göre, ticaretini yapmak üzere tohumluk üretimi yapacakların üretici belgesi almaları gerekiyor. Üreticilerin, üretim sezonunun sonunda teslim edecekleri tohum numunelerini partiler şeklinde analize göndermesi zorunlu kılınıyor. Söz konusu partilerden tohumluk üretim standartlarını karşılayanlar için “Yerel Çeşit Tohumluk Belgesi” düzenleniyor. Ancak söz konusu üretici belgesi alma ve analizle ilgili masraflar üreticiden talep ediliyor. 5553 sayılı kanun öncesinde bürokrasiye boğulmadan ve hiçbir maliyeti üstlenmeden tohumluğunu satabilen küçük üretici, yönetmelikle belirtilen maliyetleri ne kadar karşılayabilir? Bu durumda küçük üretici, büyük üreticiler karşısında dezavantajlı konuma düşmüş olmaz mı? Bu kapsamda bürokrasinin azaltılması ve harç vb. bedeller konusunda küçük üretici lehine bir düzenlemeye gidilmesi gerekiyor.

Yerel tohumlara getirilen satış yasağı belli ölçülerde kalkıyor ama…

Yeni düzenlemeye göre, “Yerel Çeşit Tohumluk Belgesi”ni teslim alan üretici, üretmiş olduğu yerel çeşit tohumunu bu belge ile menşe bölgesi içinde pazarlayabilecek. Burada dikkat çeken ikinci bir konu da, üretilen tohumlukların ticaretinin de menşe bölge içinde sınırlandırılması konusu. Bu durum; günümüz iletişim çağında ve ticaret dolaşım serbestisinde ne kadar mümkün olabilir, tartışmalıdır. Örneğin bir köy yerelinde üretilen tohumluk yalnızca o köy yerelinde satışa konu olursa yerel tohumdan ürün üretiminin yaygınlaştırılmasına ve kitlelere ulaştırılmasına engel olmaz mı?

Yönetmelikle birlikte, 5553 sayılı yasa ile engellenen yerel tohumların ticaretine yönelik hakkın yönetmelik dahilinde kontrollü bir şekilde geri verilmesi olumlu bir gelişme olarak nitelendirilebilir. Bu sayede küçük üreticinin örgütlenerek veya kamu kurumları ve üniversite desteği ile resmi olarak tohumluk ticareti yapabilmesinin önü açılıyor olsa da; bireyin vergi mükellefiyetlik durumu, mali evrak vb. konular ile söz konusu tohumluk satışının üretici üzerinde mali sorumluluk yaratıp yaratmayacağı veya gelir vergisi mükellefi olmayan küçük üreticiye herhangi bir muafiyet verilip verilmeyeceği yönetmelikte belirtilmiyor. Hali hazırda vergi mükellefiyeti olmayan küçük üreticinin, söz konusu tohumlukları, yönetmelikte belirtilen şartlara uyup üretmeyi başarsa bile ticaretini hangi hukuki zeminde yapabileceği de belirsizliğini koruyor.

Yerel tohumlar mülkiyet tekelinde değil!

Yönetmeliğin; yerel tohumların, ticari sertifikalı tohumlarda olduğu gibi herhangi bir tüzel / özel kişiliğin tekeline girmesini engelleyen maddesi9; tohumlar üzerinde hiçbir kişi ve kuruma mülkiyet hakkı verilmemesi anlamına geliyor. Bu madde 2006’dan beri sivil toplumun verdiği mücadelede bir kazanım olarak görülebilir. Ayrıca aynı maddede belirtilen bir hususla; yerel çeşidi listeye kaydettiren kuruluş, yani başvuru sahibi; tohumun hamisi / savunucusu ve idamecisi konumunda gösteriliyor. Bu durum tohumun devamı için gereken örgütlü yapıyı sürdürmesi konusunda başvuru sahibine bir nevi sosyal sorumluluk yüklemiş oluyor.

Bununla beraber, başvuru sahibinin, söz konusu çeşidi listeye kaydolduktan sonra “tohumluk üretip pazarlamak” amaçlı üretecek diğer üreticilerden üstün kılan veya fikri mülkiyet hakkı doğuran bir ayrıcalığa sahip olmayacağı görülüyor. Aksine; sözkonusu tohumun tohumluk üretim ve ticaretinin zeminini açmak için altyapı ve örgütlülük faaliyetlerinde bulunan bir konumda duracağı görünüyor. Özetle; yönetmeliğe göre, bir yerel çeşidi kayıt listesine yalnızca bir kurum kaydettirse de, isterse binlerce üretici prosedürüne uymak kaydıyla aynı yerel çeşidi tohumluk olarak üretip pazarlayabilir. Dileyen her üretici de hiçbir kısıtlama altına girmeden söz konusu tohumluğu alıp ekebilir, ürünü tüketebilir ve pazarlayabilir.

Ancak, yönetmeliğin 10. maddesinde10; “Yerel Çeşit Kayıt Listesi”nde yer alan bir tohumluğun bir yıl içinde üretilebilecek tohumluk miktarının Bakanlıkça belirleneceği bilgisi yer alıyor. Bu esnek madde ile; yerel çeşitlerin tohumluk üretimi, sertifikalı ticari tohumluk üretim pazarına tehdit oluşturduğu noktada müdahale edilebilecek kaygısını yaratıyor.

Yerel tohumlar için yeni bir mücadele dönemi

Kayıt altına alınsın veya alınmasın; yerel çeşitlerin tohumundan ürün üretip ürünü satmaklaveya kendi ayırdığı tohumluğu ürün üretimi ve satışı amacıyla devam ettirme konularında herhangi bir idari veya coğrafi kısıtlama, yeni düzenlemede söz konusu değil. Ancak 5553 sayılı kanunla birlikte başlayan ve yerel çeşitleri endüstriyel tohumlar karşısında adeta köşeye sıkıştırmaya çalışan politikalar, her ne kadar güncel yönetmelikle biraz daha esnetilmiş / düzenlenmiş gibi gözükse de, bu yönetmelik ileride yerel çeşitler üzerinden başka kısıtlamalar yapılmasına imkân veren düzenlemeler serisinin bir halkası olur mu, bunu zaman gösterecek.

Bizler yerel çeşitlerin tamamının kamuya ait olması, yapılan düzenlemelerin o tohumları yüzlerce, binlerce yıl emek vererek bugünlere taşıyan çiftçilerin haklarını da en az ıslahçılar, sertifikalı tohumluk üreten şirketler kadar koruması gerektiğini savunuyoruz.

Yerel tohumlar ile ilgili strateji ve politikaların, onları olabildiğince yaygınlaştırmanın önünü açacak şekilde düzenlenmesi ve söz konusu düzenlemelerin tohum şirketlerinin baskısı altında değil, biyolojik çeşitliliği esas alan, bilimsel ve etik bir çerçevede yapılması gerektiğini düşünüyoruz.

Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği

Daha fazla bilgi için:

Turgay Özçelik – Buğday Derneği İletişim Sorumlusu

05360650688

turgay@bugday.org



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2Rp4wY1
via IFTTT

29 Ekim 2018 Pazartesi

HUAWEI’den Türkiye’nin Üçüncü Havaalanına Lampsite Çözümüyle Geniş Kapsama Desteği


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2JoqyHF

Emirates, Bundan Böyle “Fly Better” Diyor!


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2D9nJdj

Türk Telekom, güçlü iletişim altyapısıyla Yeni Havalimanı’nı dünyaya bağlayacak


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2qiavCx

TİM’DEN İSTANBUL YENİ HAVALİMANI’NA DÜNYA ÇAPINDA DEV KAMPANYA


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2qhJLC3

Türk Hava Yolları ile Hong Kong Hava Yolları’ndan yeni iş birliği


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2ql8PI9

HUAWEI’den Türkiye’nin Üçüncü Havaalanına Lampsite Çözümüyle Geniş Kapsama Desteği HUAWEI, Türkiye’de faaliyet gösteren üç mobil operatörle gerçekleştirdiği iş birliği ile ülkemizde kullanıma açılan üçüncü havaalanına, Lampsite çözümünü kullanarak, dijital iç mekân sistemlerinin (DIS) kurulumunu gerçekleştirdi. Proje, 4.5G teknolojisi desteği ile tüm yolculara geniş kapsama alanı sunuyor. HUAWEI’nin Lampsite çözümü, ofisler, terminaller ve stadyum gibi büyük ve orta büyüklükteki alanların iç mekanlarında birçok radyo teknolojisini destekleyebilen bir kapsama alanı sağlayabiliyor. Yeni havaalanı aynı zamanda, bu projenin hayata geçirildiği dünyanın en büyük yapı olma özelliğini de taşıyor. Avrupa ve Asya arasında köprü konumunda olan İstanbul, dünyanın en önemli ulaşım merkezlerinden biri olma özelliğine sahip. 29 Ekim 2018’de hizmete açılan yeni havalimanı, 920.000 metrekarelik bir alan üzerine inşa edildi. Bu tesisle, yıllık yolcu trafiğinin 150 milyona ulaşması beklenirken, video konum servisleri de dahil birçok üst düzey yolculuk deneyimi de hayata geçmiş olacak. İstanbul’un yeni uluslararası havalimanın inşaat aşamasında işletmeciler, mevcut kullanıcıların yüksek hız gereksinimlerini karşılayabilecek ve gelecekteki 5G geçişi sonrasında da kullanılabilecek bir iç mekân ağına ihtiyaç duyuyorlardı. Bu da havalimanındaki mobil şebekenin önemini artırdı. Ülkemizde faaliyet gösteren her üç mobil operatör de tüm teknolojik altyapı gereksinimlerini bir arada karşılayan ve tek noktadan üç operatöre de destek sağlayabilen HUAWEI Lampsite çözümünü tercih ettiler. HUAWEI Lampsite çözümü, 4T4R teknolojisiyle son derece yüksek bir kapasite sağlarken çoklu mod ve çoklu band genişliği uygulamalarını da E2E ile görselleştirilen bakım onarım modülleriyle destekliyor. Bu özellikler, uçtan uca kapsama alanını genişletirken, kullanıcılara da üstün bir mobil genişband deneyimi sağlıyor. Sistem 5G geçişi sonrasında da herhangi bir donanım değişikliğine ihtiyaç duyulmadan çalışmaya devam edebilecek. HUAWEI Küçük Hücre Ürün Grupları Başkanı Peng Honghua, konuyla ilgili yaptığı açıklamada; “Yeni havalimanı, yüksek trafik hacmi ve yüksek kullanıcı deneyimi ile son derece önemli bir tesis. Burada hayata geçirdiğimiz LampSite çözümü, havalimanındaki iç mekân ağları özelindeki tüm ihtiyaçlara uygun bir yapıya sahip. HUAWEI’nin LampSite çözümü, dünyanın dört bir yanındaki birçok havaalanında başarıyla uygulandı. Bu projeyi, Türkiye’nin son yıllardaki en önemli havaalanı tesislerinden birinde uygulamış olmaktan da büyük mutluluk duyuyoruz. Türkiye genelinde dijitalleşme sürecini hızlandırarak, iletişim teknolojilerindeki yenilikçi yaklaşımımızla, bu tür üst düzey iş birlikleri yapmaya devam edeceğiz” dedi.  

HUAWEI, Türkiye’de faaliyet gösteren üç mobil operatörle gerçekleştirdiği iş birliği ile ülkemizde kullanıma açılan üçüncü havaalanına, Lampsite çözümünü kullanarak, dijital iç mekân sistemlerinin (DIS) kurulumunu gerçekleştirdi. Proje, 4.5G teknolojisi desteği ile tüm yolculara geniş kapsama alanı sunuyor. HUAWEI’nin Lampsite çözümü, ofisler, terminaller ve stadyum gibi büyük ve orta büyüklükteki alanların iç mekanlarında birçok radyo teknolojisini destekleyebilen bir kapsama alanı sağlayabiliyor. Yeni havaalanı aynı zamanda, bu projenin hayata geçirildiği dünyanın en büyük yapı olma özelliğini de taşıyor.

Avrupa ve Asya arasında köprü konumunda olan İstanbul, dünyanın en önemli ulaşım merkezlerinden biri olma özelliğine sahip. 29 Ekim 2018’de hizmete açılan yeni havalimanı, 920.000 metrekarelik bir alan üzerine inşa edildi. Bu tesisle, yıllık yolcu trafiğinin 150 milyona ulaşması beklenirken, video konum servisleri de dahil birçok üst düzey yolculuk deneyimi de hayata geçmiş olacak.

İstanbul’un yeni uluslararası havalimanın inşaat aşamasında işletmeciler, mevcut kullanıcıların yüksek hız gereksinimlerini karşılayabilecek ve gelecekteki 5G geçişi sonrasında da kullanılabilecek bir iç mekân ağına ihtiyaç duyuyorlardı. Bu da havalimanındaki mobil şebekenin önemini artırdı. Ülkemizde faaliyet gösteren her üç mobil operatör de tüm teknolojik altyapı gereksinimlerini bir arada karşılayan ve tek noktadan üç operatöre de destek sağlayabilen HUAWEI Lampsite çözümünü tercih ettiler. HUAWEI Lampsite çözümü, 4T4R teknolojisiyle son derece yüksek bir kapasite sağlarken çoklu mod ve çoklu band genişliği uygulamalarını da E2E ile görselleştirilen bakım onarım modülleriyle destekliyor. Bu özellikler, uçtan uca kapsama alanını genişletirken, kullanıcılara da üstün bir mobil genişband deneyimi sağlıyor. Sistem 5G geçişi sonrasında da herhangi bir donanım değişikliğine ihtiyaç duyulmadan çalışmaya devam edebilecek.

HUAWEI Küçük Hücre Ürün Grupları Başkanı Peng Honghua, konuyla ilgili yaptığı açıklamada; “Yeni havalimanı, yüksek trafik hacmi ve yüksek kullanıcı deneyimi ile son derece önemli bir tesis. Burada hayata geçirdiğimiz LampSite çözümü, havalimanındaki iç mekân ağları özelindeki tüm ihtiyaçlara uygun bir yapıya sahip. HUAWEI’nin LampSite çözümü, dünyanın dört bir yanındaki birçok havaalanında başarıyla uygulandı. Bu projeyi, Türkiye’nin son yıllardaki en önemli havaalanı tesislerinden birinde uygulamış olmaktan da büyük mutluluk duyuyoruz. Türkiye genelinde dijitalleşme sürecini hızlandırarak, iletişim teknolojilerindeki yenilikçi yaklaşımımızla, bu tür üst düzey iş birlikleri yapmaya devam edeceğiz” dedi.

 



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2JoqyHF
via IFTTT

Emirates, Bundan Böyle “Fly Better” Diyor! Emirates, Bundan Böyle “Fly Better” Diyor! Endüstriye öncülük eden hizmetleri ile dünyanın en fazla ödül kazanan havayolu şirketlerinden olan Emirates, yeni reklam kampanyası ile seyahat severlere “Fly Better” diyor. İnsanları ve şehirleri birbirine bağlayan Emirates Havayolu, 1 Kasım’da lansmanını yapacağı yeni reklam kampanyası ile sınırları zorlamaya devam ediyor. Türkçe’de “Daha İyisiyle Uçun” anlamına gelen “Fly Better” söylemi ile hizmetlerini bir başka boyuta çıkaran Emirates, yolcu taleplerini karşılama konusundaki başarısını kanıtlıyor. Emirates Havayolu Başkanı Sir Tim Clark konuya dair yaptığı açıklamada: “1985 yılında bugün, Emirates, Dubai’den Karachi’ye, ilk yolcularını uçurmuştu. Şirket o zamandan beri kat kat büyürken, yolcularımıza verdiğimiz vaatte bir değişiklik olmadı. Emirates ile uçmak demek, daha iyi bir uçuş deneyiminin keyfini yaşamak demektir,” dedi. Emirates’in Kurumsal İletişim, Pazarlama ve Marka Bölüm Başkan Yardımcısı Boutros Boutros ise: “Yenilik yapma ve “daha iyi olma” güdüsü, Emirates’in DNA’sına işlemiş durumda ve bu da bizlerin, her kabin sınıfında keyifle ve rahat bir şekilde, tekrar tekrar yapılan hava seyahati deneyimini sağlamamıza imkân tanıyor. Emirates, her sınıftaki her koltukta kişisel TV ekranı sunan ilk şirket olmuştu; uçak içinde daha iyi uluslararası telefon ve Wi-Fi hizmetlerinin verilmesine önayak olduk; First Class’ta, özel süitlerin öncülüğünü yaptık; uçaklara bar ve duşlu spa hizmetlerini getirdik ve sanal pencereler gibi, ezber bozan ürünler sunmaya devam ediyoruz. Şimdi de bu üstünlüğü, gezginleri, Emirates’in “Fly Better” hizmetine davet ederek ortaya koyuyoruz” dedi. Yeni Emirates kampanyası, 1 Kasım’da, şirketin ödüllü uçak içi eğlence sistemi olan ice ve birçok başka hizmetini ortaya koyan, gösterişli bir reklam spotu ile lanse edilecek. Popüler olmuş müzikal ‘The Greatest Showman’ın’ da yönetmenliğini yapmış olan Michael Gracey tarafından çekilen reklam filmi, izleyenleri, bir kabin ekibi üyesinin enerjik bir dansçıya dönüşerek, ice üzerindeki çeşitlilik taşıyan ve üstün nitelikli içerikleri temsil edecek şekilde, Bollywood danslarından Hip Hop dansına kadar farklı danslara geçiş yaptığı fantastik bir yolculuğa çıkarıyor. Film, Emirates’in ticari markasına yapılan bir gönderme ile sona eriyor. Emirates’in yoğun küresel destinasyonlar ağına yönelik ikinci bir reklam filmi de aynı zamanda gösterime girecek. Bu ikinci film, bizlerin, özellikle kampanya için bestelenmiş olan, dikkat çekici şarkısı ile dünyada bir yolculuğa çıkaracak. İzleyicileri Kenya ovalarından Eiffel Kulesi’ne ve oradan da Dubai’deki ikonik Burj Khalifa’ya götürecek olan reklam filmi, Emirates’in destinasyonları ve uçak içi hizmetleri arasında yapılan kusursuz geçişlerle, Emirates’in özelliği haline gelen bir tarzda kurgulandı. Kampanya, şirket içerisinde, Emirates’in Marka Bölümü Yöneticisi Richard Billington tarafından geliştirildi. ice reklam filmi, televizyonda ilk olarak,‘The X Factor UK’ adlı gözde eğlence programında, 1 Kasım tarihinden itibaren görücüye çıkacak ve sonrasında, her iki reklam filmi de Emirates’in başlıca pazarları olan İngiltere, Fransa, Almanya ve ABD’de gösterimesunulacak. İlk “Emirates Fly Better” stadyum içi marka çalışması, Dubai’deki Meydan adlı yarışma alanında, yarış sezonunun başladığı 1 Kasım’dan itibaren lanse edilecek. Bunu, 3 Kasım’daki, dört gözle beklenen Arsenal- Liverpool futbolkarşılaşmasındaki, saha tabelalarında yapılacak olan küresel tanıtım izleyecek. 11 Kasım’da, sponsorluğunu Emirates’in yaptığı AC Milan da rakibi Juventus ile oynayacağı, yine iple çekilen Seri A maçında, Fly Better’ı, takım formalarında ilk kez kullanacak. Emirates hakkında: Dünyanın en hızlı büyüyen havayolu şirketlerinden Emirates, bugüne kadar 500’ün üzerinde uluslararası ödül kazandı. Emirates, yolcularını altı kıtada, 86 ülkede 162 noktaya taşıyor. Emirates, 2 Aralık 2018 tarihinden itibaren İstanbul Atatürk ve İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanlarından haftada toplam 18 uçuş gerçekleştirecek.

Emirates, Bundan Böyle “Fly Better” Diyor!

Endüstriye öncülük eden hizmetleri ile dünyanın en fazla ödül kazanan havayolu şirketlerinden olan Emirates, yeni reklam kampanyası ile seyahat severlere “Fly Better” diyor.

İnsanları ve şehirleri birbirine bağlayan Emirates Havayolu, 1 Kasım’da lansmanını yapacağı yeni reklam kampanyası ile sınırları zorlamaya devam ediyor. Türkçe’de “Daha İyisiyle Uçun” anlamına gelen “Fly Better” söylemi ile hizmetlerini bir başka boyuta çıkaran Emirates, yolcu taleplerini karşılama konusundaki başarısını kanıtlıyor.

Emirates Havayolu Başkanı Sir Tim Clark konuya dair yaptığı açıklamada: “1985 yılında bugün, Emirates, Dubai’den Karachi’ye, ilk yolcularını uçurmuştu. Şirket o zamandan beri kat kat büyürken, yolcularımıza verdiğimiz vaatte bir değişiklik olmadı. Emirates ile uçmak demek, daha iyi bir uçuş deneyiminin keyfini yaşamak demektir,” dedi.

Emirates’in Kurumsal İletişim, Pazarlama ve Marka Bölüm Başkan Yardımcısı Boutros Boutros ise: “Yenilik yapma ve “daha iyi olma” güdüsü, Emirates’in DNA’sına işlemiş durumda ve bu da bizlerin, her kabin sınıfında keyifle ve rahat bir şekilde, tekrar tekrar yapılan hava seyahati deneyimini sağlamamıza imkân tanıyor. Emirates, her sınıftaki her koltukta kişisel TV ekranı sunan ilk şirket olmuştu; uçak içinde daha iyi uluslararası telefon ve Wi-Fi hizmetlerinin verilmesine önayak olduk; First Class’ta, özel süitlerin öncülüğünü yaptık; uçaklara bar ve duşlu spa hizmetlerini getirdik ve sanal pencereler gibi, ezber bozan ürünler sunmaya devam ediyoruz. Şimdi de bu üstünlüğü, gezginleri, Emirates’in “Fly Better” hizmetine davet ederek ortaya koyuyoruz” dedi.

Yeni Emirates kampanyası, 1 Kasım’da, şirketin ödüllü uçak içi eğlence sistemi olan ice ve birçok başka hizmetini ortaya koyan, gösterişli bir reklam spotu ile lanse edilecek. Popüler olmuş müzikal ‘The Greatest Showman’ın’ da yönetmenliğini yapmış olan Michael Gracey tarafından çekilen reklam filmi, izleyenleri, bir kabin ekibi üyesinin enerjik bir dansçıya dönüşerek, ice üzerindeki çeşitlilik taşıyan ve üstün nitelikli içerikleri temsil edecek şekilde, Bollywood danslarından Hip Hop dansına kadar farklı danslara geçiş yaptığı fantastik bir yolculuğa çıkarıyor. Film, Emirates’in ticari markasına yapılan bir gönderme ile sona eriyor.

Emirates’in yoğun küresel destinasyonlar ağına yönelik ikinci bir reklam filmi de aynı zamanda gösterime girecek. Bu ikinci film, bizlerin, özellikle kampanya için bestelenmiş olan, dikkat çekici şarkısı ile dünyada bir yolculuğa çıkaracak. İzleyicileri Kenya ovalarından Eiffel Kulesi’ne ve oradan da Dubai’deki ikonik Burj Khalifa’ya götürecek olan reklam filmi, Emirates’in destinasyonları ve uçak içi hizmetleri arasında yapılan kusursuz geçişlerle, Emirates’in özelliği haline gelen bir tarzda kurgulandı.

Kampanya, şirket içerisinde, Emirates’in Marka Bölümü Yöneticisi Richard Billington tarafından geliştirildi. ice reklam filmi, televizyonda ilk olarak,‘The X Factor UK’ adlı gözde eğlence programında, 1 Kasım tarihinden itibaren görücüye çıkacak ve sonrasında, her iki reklam filmi de Emirates’in başlıca pazarları olan İngiltere, Fransa, Almanya ve ABD’de gösterimesunulacak.

İlk “Emirates Fly Better” stadyum içi marka çalışması, Dubai’deki Meydan adlı yarışma alanında, yarış sezonunun başladığı 1 Kasım’dan itibaren lanse edilecek. Bunu, 3 Kasım’daki, dört gözle beklenen Arsenal- Liverpool futbolkarşılaşmasındaki, saha tabelalarında yapılacak olan küresel tanıtım izleyecek.

11 Kasım’da, sponsorluğunu Emirates’in yaptığı AC Milan da rakibi Juventus ile oynayacağı, yine iple çekilen Seri A maçında, Fly Better’ı, takım formalarında ilk kez kullanacak.

Emirates hakkında:

Dünyanın en hızlı büyüyen havayolu şirketlerinden Emirates, bugüne kadar 500’ün üzerinde uluslararası ödül kazandı. Emirates, yolcularını altı kıtada, 86 ülkede 162 noktaya taşıyor. Emirates, 2 Aralık 2018 tarihinden itibaren İstanbul Atatürk ve İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanlarından haftada toplam 18 uçuş gerçekleştirecek.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2D9nJdj
via IFTTT

Türk Telekom, güçlü iletişim altyapısıyla Yeni Havalimanı’nı dünyaya bağlayacak Türk Telekom, 29 Ekim’de açılan İstanbul Yeni Havalimanı’nda en yeni teknolojileri ve güçlü altyapısı ile hazır olacak. Türk Telekom Teknoloji Genel Müdür Yardımcısı Yusuf Kıraç, “Tamamıyla fiber altyapıyla desteklenen en yüksek teknoloji sabit ve mobil haberleşme şebekemize bağlanan yolcular, kaliteli ve hızlı iletişim deneyimi yaşayacaklar” dedi. Güçlü ve kaliteli bir iletişim altyapısı kurmak için aylar öncesinden çalışmalarını başlatan Türk Telekom, 29 Ekim’de açılan İstanbul Yeni Havalimanı’nda, en yeni teknolojileri ve fiber hızında güçlü altyapısı ile hazır olacak. Ülkemizin ve dünyanın dört bir yanından gelecek misafirler, çalışanlar ve tüm ziyaretçiler, Türk Telekom’un sabit ve mobil şebekedeki üstün teknolojik çözümleri, güçlü ve kesintisiz fiber altyapısı sayesinde kaliteli iletişim hizmetleriyle dünyaya bağlanacaklar. Önümüzdeki yıllarda 5G servislerini de sunabilecek mobil iletişim altyapısı ile bu devasa yapıda en kalabalık alanlarda bile yüksek 4,5G hızları deneyimlenebilecek. “Yolcular kaliteli ve hızlı iletişimin tadını çıkaracak” Türk Telekom Teknoloji Genel Müdür Yardımcısı Yusuf Kıraç, “Türk Telekom olarak yüksek kapasitede, güçlü, kaliteli ve tam yedekli haberleşme altyapılarına yaptığımız yatırımlar sayesinde yeni havalimanı ve çevresinde kesintisiz ve ultra hızlı servislerimizle hizmet vereceğiz. Tamamıyla fiber altyapıyla desteklenen en yüksek teknoloji sabit ve mobil haberleşme şebekemize bağlanan yolcular kaliteli ve hızlı iletişim deneyimi yaşayacaklar. Dünyanın en büyük havalimanlarından biri olacak İstanbul Yeni Havalimanı, sağladığı güçlü iletişimle de dünyaya örnek olacak” dedi. Kıraç, İstanbul Yeni Havalimanı’nda yüzlerce çalışanla 165 km fiber optik kablo çekimi ve 18 km altyapı çalışması yaptıklarını, enerji ve iletim sistemlerini çoklu arızalara karşı tam korumalı kurduklarını belirtti. Türk Telekom Grubu hakkında 178 yıllık köklü bir geçmişe sahip olan Türk Telekom, Türkiye’nin ilk entegre telekomünikasyon operatörüdür. Müşterilerin hızla değişen iletişim ve teknoloji ihtiyaçlarına en güçlü ve en doğru şekilde cevap verebilmek amacıyla 2015 yılında Türk Telekomünikasyon A.Ş., TT Mobil İletişim Hizmetleri A.Ş. ve TTNET A.Ş. tüzel kişiliklerini mevcut şekliyle muhafaza ederek ve tabi oldukları mevzuat ve regülasyonlara tamamen uyarak, “müşteri odaklı” ve entegre bir yapıya geçmiştir. Bireysel ve kurumsal hizmetler alanında geniş hizmet ağı ve zengin ürün çeşitliliğine sahip olan Türk Telekom, Ocak 2016 itibarıyla mobil, internet, telefon ve TV ürün ve hizmetlerini ‘Türk Telekom’ tek marka çatısı altında bir araya getirmiştir. “Türkiye’nin Çoklu Oyuncusu” Türk Telekom, 30 Haziran 2018 itibarıyla 14,1 milyon sabit erişim hattı, 10,3 milyon genişbant, 3,3 milyon TV ve 20,2 milyon mobil aboneye hizmet vermektedir. Türk Telekom Grubu şirketleri Türkiye’yi yeni teknolojilerle buluşturma ve bilgi toplumuna dönüşüm sürecini hızlandırma vizyonuyla, 81 ilde 33.615 çalışanıyla hizmet vermektedir. Türk Telekomünikasyon A.Ş., PSTN ve toptan genişbant hizmetlerini sunmakta olup, mobil operatör TT Mobil İletişim Hizmetleri A.Ş., perakende internet hizmeti, IPTV, Uydu TV, Web TV, Mobile TV, Smart TV Hizmetleri sağlayıcısı TTNET A.Ş., yakınsama teknolojileri şirketi Argela Yazılım ve Bilişim Teknolojileri A.Ş., BT çözüm sağlayıcısı Innova Bilişim Çözümleri A.Ş., çevrimiçi eğitim yazılımları şirketi Sebit Eğitim ve Bilgi Teknolojileri A.Ş., çağrı merkezi şirketi AssisTT Rehberlik ve Müşteri Hizmetleri A.Ş., kurumsal risk sermayesi şirketi TT Ventures Proje Geliştirme A.Ş., elektrik tedarik ve satış şirketi TTES Elektrik Tedarik Satış A.Ş.’nin, toptan veri ve kapasite servis sağlayıcısı Türk Telekom International’ın doğrudan; Türk Telekom International iştiraklerinin, Televizyon yayıncılığı ile isteğe bağlı yayıncılık (VOD) hizmetleri sağlayıcısı Net Ekran şirketlerinin, cihaz satış şirketi TT Satış Ve Dağıtım Hizmetleri A.Ş.’nin ve ödeme hizmetleri şirketi TT Ödeme Hizmetleri A.Ş.’nin ve rehberlik hizmetleri şirketi 11818 Rehberlik ve Müşteri Hizmetleri A.Ş.’nin ise dolaylı olarak %100’üne sahiptir.

Türk Telekom, 29 Ekim’de açılan İstanbul Yeni Havalimanı’nda en yeni teknolojileri ve güçlü altyapısı ile hazır olacak. Türk Telekom Teknoloji Genel Müdür Yardımcısı Yusuf Kıraç, “Tamamıyla fiber altyapıyla desteklenen en yüksek teknoloji sabit ve mobil haberleşme şebekemize bağlanan yolcular, kaliteli ve hızlı iletişim deneyimi yaşayacaklar” dedi.

Güçlü ve kaliteli bir iletişim altyapısı kurmak için aylar öncesinden çalışmalarını başlatan Türk Telekom, 29 Ekim’de açılan İstanbul Yeni Havalimanı’nda, en yeni teknolojileri ve fiber hızında güçlü altyapısı ile hazır olacak. Ülkemizin ve dünyanın dört bir yanından gelecek misafirler, çalışanlar ve tüm ziyaretçiler, Türk Telekom’un sabit ve mobil şebekedeki üstün teknolojik çözümleri, güçlü ve kesintisiz fiber altyapısı sayesinde kaliteli iletişim hizmetleriyle dünyaya bağlanacaklar. Önümüzdeki yıllarda 5G servislerini de sunabilecek mobil iletişim altyapısı ile bu devasa yapıda en kalabalık alanlarda bile yüksek 4,5G hızları deneyimlenebilecek.

“Yolcular kaliteli ve hızlı iletişimin tadını çıkaracak”

Türk Telekom Teknoloji Genel Müdür Yardımcısı Yusuf Kıraç, “Türk Telekom olarak yüksek kapasitede, güçlü, kaliteli ve tam yedekli haberleşme altyapılarına yaptığımız yatırımlar sayesinde yeni havalimanı ve çevresinde kesintisiz ve ultra hızlı servislerimizle hizmet vereceğiz. Tamamıyla fiber altyapıyla desteklenen en yüksek teknoloji sabit ve mobil haberleşme şebekemize bağlanan yolcular kaliteli ve hızlı iletişim deneyimi yaşayacaklar. Dünyanın en büyük havalimanlarından biri olacak İstanbul Yeni Havalimanı, sağladığı güçlü iletişimle de dünyaya örnek olacak” dedi. Kıraç, İstanbul Yeni Havalimanı’nda yüzlerce çalışanla 165 km fiber optik kablo çekimi ve 18 km altyapı çalışması yaptıklarını, enerji ve iletim sistemlerini çoklu arızalara karşı tam korumalı kurduklarını belirtti.

Türk Telekom Grubu hakkında

178 yıllık köklü bir geçmişe sahip olan Türk Telekom, Türkiye’nin ilk entegre telekomünikasyon operatörüdür. Müşterilerin hızla değişen iletişim ve teknoloji ihtiyaçlarına en güçlü ve en doğru şekilde cevap verebilmek amacıyla 2015 yılında Türk Telekomünikasyon A.Ş., TT Mobil İletişim Hizmetleri A.Ş. ve TTNET A.Ş. tüzel kişiliklerini mevcut şekliyle muhafaza ederek ve tabi oldukları mevzuat ve regülasyonlara tamamen uyarak, “müşteri odaklı” ve entegre bir yapıya geçmiştir. Bireysel ve kurumsal hizmetler alanında geniş hizmet ağı ve zengin ürün çeşitliliğine sahip olan Türk Telekom, Ocak 2016 itibarıyla mobil, internet, telefon ve TV ürün ve hizmetlerini ‘Türk Telekom’ tek marka çatısı altında bir araya getirmiştir.

“Türkiye’nin Çoklu Oyuncusu” Türk Telekom, 30 Haziran 2018 itibarıyla 14,1 milyon sabit erişim hattı, 10,3 milyon genişbant, 3,3 milyon TV ve 20,2 milyon mobil aboneye hizmet vermektedir. Türk Telekom Grubu şirketleri Türkiye’yi yeni teknolojilerle buluşturma ve bilgi toplumuna dönüşüm sürecini hızlandırma vizyonuyla, 81 ilde 33.615 çalışanıyla hizmet vermektedir.

Türk Telekomünikasyon A.Ş., PSTN ve toptan genişbant hizmetlerini sunmakta olup, mobil operatör TT Mobil İletişim Hizmetleri A.Ş., perakende internet hizmeti, IPTV, Uydu TV, Web TV, Mobile TV, Smart TV Hizmetleri sağlayıcısı TTNET A.Ş., yakınsama teknolojileri şirketi Argela Yazılım ve Bilişim Teknolojileri A.Ş., BT çözüm sağlayıcısı Innova Bilişim Çözümleri A.Ş., çevrimiçi eğitim yazılımları şirketi Sebit Eğitim ve Bilgi Teknolojileri A.Ş., çağrı merkezi şirketi AssisTT Rehberlik ve Müşteri Hizmetleri A.Ş., kurumsal risk sermayesi şirketi TT Ventures Proje Geliştirme A.Ş., elektrik tedarik ve satış şirketi TTES Elektrik Tedarik Satış A.Ş.’nin, toptan veri ve kapasite servis sağlayıcısı Türk Telekom International’ın doğrudan; Türk Telekom International iştiraklerinin, Televizyon yayıncılığı ile isteğe bağlı yayıncılık (VOD) hizmetleri sağlayıcısı Net Ekran şirketlerinin, cihaz satış şirketi TT Satış Ve Dağıtım Hizmetleri A.Ş.’nin ve ödeme hizmetleri şirketi TT Ödeme Hizmetleri A.Ş.’nin ve rehberlik hizmetleri şirketi 11818 Rehberlik ve Müşteri Hizmetleri A.Ş.’nin ise dolaylı olarak %100’üne sahiptir.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2qiavCx
via IFTTT

TİM’DEN İSTANBUL YENİ HAVALİMANI’NA DÜNYA ÇAPINDA DEV KAMPANYA Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM ), İstanbul Yeni Havalimanı’nın açılışı kapsamında uluslararası boyutta tanıtım kampanyası başlattı. TİM Başkanı İsmail Gülle, “İhracatçılar olarak bugün hem gururlu hem de çok heyecanlıyız. İhracatta ürünü zamanında yerine teslim edebildiğinizde güçlü olursunuz. Lojistik bunun en temel yapı taşırıdır ve bu alanda saglam altyapıya sahip olan bir adım öne geçer. İstanbul Yeni Havalimanı ihracat yarışında bizi bir adım öne taşıyacak.” dedi. Yeni havalimanımız ihracatta yeni rekorlara imza atmamızı sağlayacak. 1,6 milyon metrekare lojistik alanı ve 5,5 milyon ton kargo kapasitesiyle İstanbul Yeni Havalimanı, daha fazla ürünümüzü dünyaya ulaştırmak açısından bizi çok mutlu ediyor. Bu heyecanımızı dünyanın her yerine duyurmak amacıyla bir kampanya başlattık” dedi. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), İstanbul Yeni Havalimanı’nın açılışını ve ihracata etkilerini dünyaya duyurmak amacıyla uluslararası kampanyaya imza attı. Türkiye Tanıtım Grubu’nun (TTG) iletişimini yönettiği yurt içi ve yurt dışı kampanya ile dünyanın dört bir yanında istanbul Yeni Havalimanı’nın kargo kapasitesiyle Türk ihracatçısının gücüne dikkat çekiliyor. “Dünya küçülüyor, ihracatımız büyüyor” sloganıyla başlatılan dev tanıtım kampanyasıyla İstanbul Yeni Havalimanı’nın kargo kapasitesi ve lojistik üssü ile Türkiye’den artık daha fazla ürün çeşidinin dünyanın dört bir yanına zamanında ulaştırılacağı mesajı verildi. TİM Başkanı İsmail Gülle, “Cumhuriyetimizin 95. yılını, İstanbul Yeni Havalimanı ile kutluyoruz. Türkiye’nin ihracat ailesi olarak başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Erdoğan’a, milletimize ve bu eserde emeği olan herkese teşekkür ediyoruz. İhracatçılar olarak bugün hem gururlu hem de çok heyecanlıyız. Ürünü zamanında yerine teslim edebildiğinizde ihracatta güçlü olursunuz. Lojistik bunun en temel yapı taşırıdır ve bu alanda saglam altyapıya sahip olan bir adım öne geçer” dedi. İstanbul Yeni Havalimanı ihracat yarışında Türkiye’yi bir adım öne taşıyacağını ifade eden Gülle, sözlerine şöyle devam etti: “Yeni havalimanımız ihracatta yeni rekorlara imza atmamızı sağlayacak. 1,6 milyon metrekare lojistik alanı ve 5,5 milyon ton kargo kapasitesiyle İstanbul Yeni Havalimanı, daha fazla ürünümüzü dünyaya ulaştırmak açısından bizi çok mutlu ediyor. Bu heyecanımızı dünyanın her yerine duyurmak amacıyla Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ile görüşmelerimiz sonucunda dev bir kampanya başlattık.”

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM ), İstanbul Yeni Havalimanı’nın açılışı kapsamında uluslararası boyutta tanıtım kampanyası başlattı. TİM Başkanı İsmail Gülle, “İhracatçılar olarak bugün hem gururlu hem de çok heyecanlıyız. İhracatta ürünü zamanında yerine teslim edebildiğinizde güçlü olursunuz. Lojistik bunun en temel yapı taşırıdır ve bu alanda saglam altyapıya sahip olan bir adım öne geçer. İstanbul Yeni Havalimanı ihracat yarışında bizi bir adım öne taşıyacak.” dedi. Yeni havalimanımız ihracatta yeni rekorlara imza atmamızı sağlayacak. 1,6 milyon metrekare lojistik alanı ve 5,5 milyon ton kargo kapasitesiyle İstanbul Yeni Havalimanı, daha fazla ürünümüzü dünyaya ulaştırmak açısından bizi çok mutlu ediyor. Bu heyecanımızı dünyanın her yerine duyurmak amacıyla bir kampanya başlattık” dedi.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), İstanbul Yeni Havalimanı’nın açılışını ve ihracata etkilerini dünyaya duyurmak amacıyla uluslararası kampanyaya imza attı. Türkiye Tanıtım Grubu’nun (TTG) iletişimini yönettiği yurt içi ve yurt dışı kampanya ile dünyanın dört bir yanında istanbul Yeni Havalimanı’nın kargo kapasitesiyle Türk ihracatçısının gücüne dikkat çekiliyor. “Dünya küçülüyor, ihracatımız büyüyor” sloganıyla başlatılan dev tanıtım kampanyasıyla İstanbul Yeni Havalimanı’nın kargo kapasitesi ve lojistik üssü ile Türkiye’den artık daha fazla ürün çeşidinin dünyanın dört bir yanına zamanında ulaştırılacağı mesajı verildi.

TİM Başkanı İsmail Gülle, “Cumhuriyetimizin 95. yılını, İstanbul Yeni Havalimanı ile kutluyoruz. Türkiye’nin ihracat ailesi olarak başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Erdoğan’a, milletimize ve bu eserde emeği olan herkese teşekkür ediyoruz. İhracatçılar olarak bugün hem gururlu hem de çok heyecanlıyız. Ürünü zamanında yerine teslim edebildiğinizde ihracatta güçlü olursunuz. Lojistik bunun en temel yapı taşırıdır ve bu alanda saglam altyapıya sahip olan bir adım öne geçer” dedi.

İstanbul Yeni Havalimanı ihracat yarışında Türkiye’yi bir adım öne taşıyacağını ifade eden Gülle, sözlerine şöyle devam etti: “Yeni havalimanımız ihracatta yeni rekorlara imza atmamızı sağlayacak. 1,6 milyon metrekare lojistik alanı ve 5,5 milyon ton kargo kapasitesiyle İstanbul Yeni Havalimanı, daha fazla ürünümüzü dünyaya ulaştırmak açısından bizi çok mutlu ediyor. Bu heyecanımızı dünyanın her yerine duyurmak amacıyla Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ile görüşmelerimiz sonucunda dev bir kampanya başlattık.”



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2qhJLC3
via IFTTT

Türk Hava Yolları ile Hong Kong Hava Yolları’ndan yeni iş birliği Türk Hava Yolları ile Hong Kong Hava Yolları’ndan yeni iş birliği.  Türk Hava Yolları ve Hong Kong Hava Yolları arasında kod paylaşımı anlaşmasına imza atıldı. Bayrak taşıyıcı havayolunun transfer merkezi olan İstanbul’da bugün imzalanan kod paylaşımı anlaşması ile Türk Hava Yolları, Hong Kong ötesi yeni noktalara erişim sağlayabilecekken, Hong Kong Hava Yolları ise uçuş ağına İstanbul, Paris, Londra, Barselona gibi önemli Avrupa noktalarını ekleyebilecek. Anlaşma uyarınca Hong Kong Hava Yolları, Türk Hava Yolları’nın Hong Kong-İstanbul seferleriyle birlikte, İstanbul ile bazı Avrupa şehirlerindeki seferlerine kendi “HX” kodunu koyabilecek. Aynı şekilde Türk Hava Yolları da, Hong Kong Hava Yolları’nın Hong Kong ile Auckland, Bangkok ve Osaka arasındaki uçuşlarına kendi “TK” kodunu koyabilecek. Kod paylaşımlı uçuşların satışı ise ileri bir tarihte duyuruluyor olacak. İş birliğine yönelik imza töreni bugün, Türk Hava Yolları Genel Müdürü, Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkan VekiliBilal Ekşi ile Hong Kong Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü Wang Liya başta olmak üzere taraflardan çok sayıda yöneticinin katılımı ile Türk Hava Yolları Genel Yönetim Binası’nda gerçekleştirildi. Hong Kong Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü Wang Liya yeni iş birliğini büyük bir memnuniyetle karşıladıklarını ve Türk Hava Yolları ile olan kod paylaşımı anlaşmasının, Hong Kong Hava Yolları yolcuları için yeni ve heyecan verici seyahat noktaları sağlayacağını belirtti. Wang Liya sözlerine şu şekilde devam etti; “İstanbul dünyanın en eski metropollerinden biri. Bünyesinde barındırdığı modern ve kültürel lokasyonların eşsiz karışımı sayesinde, bu şehre gelen ziyaretçi sayısı günden güne artıyor. Hong Kong Hava Yolları yolcuları, bölge genelinde Avrupa’ya açılan önemli geçit noktalarından biri olan İstanbul üzerinden popüler Avrupa noktalarına erişim sağlarken büyük bir konfor yaşayacaklar. Hong Kong Hava Yolları olarak biz de, Türk Hava Yolları yolcularına, Hong Kong ötesi destinasyonlara bizim uçuşlarımızla bağlantı gerçekleştirdiklerinde, “Truly Hong Kong” (Hakiki Hong Kong) ürün ve hizmetlerimizi tanıtmaktan büyük mutluluk duyacağız.” Türk Hava Yolları Genel Müdürü Bilal Ekşi ise anlaşmaya ilişkin yaptığı konuşmada; “Hong Kong Hava Yolları ile imzaladığımız bu kod paylaşımı anlaşmasından büyük memnuniyet duyuyoruz. Bu anlaşma, Hong Kong Hava Yolları ile mevcut ticari iş birliğimize katkı sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda yolcularımızın Hong Kong ötesindeki yeni noktalara erişimini mümkün kılacak. Asya ile Avrupa arasında yer alan doğal ve tarihi bir köprü olarak İstanbul, yeni havalimanının açılmasıyla da birlikte Türkiye ile Hong Kong arasındaki kültürel ve ticari ilişkilere büyük fırsatlar sunacak.” dedi. İlerleyen süreçte tüm operasyonunu İstanbul Yeni Havalimanı’na taşıyacak olan Türk Hava Yolları hâli hazırda, Hong Kong ile İstanbul arasında 49 business ve 300 ekonomi sınıfı koltuk kapasiteli Boeing 777-300ER tipi uçakla haftada 6 frekans sefer gerçekleştirmekte. Mevcutta Yeni Zelanda ve popüler Asya noktalarına günlük sefer düzenleyen Hong Kong Hava Yolları ile imzalanan bu kod paylaşımı anlaşması sayesinde Türk Hava Yolları yolcuları, Hong Kong üzerinden Auckland ve Osaka’ya tek aktarmalı bağlantıdan faydalanabilecek ve ayrıca Bangkok üzerinden de Hong Kong’a ulaşma imkânına sahip olabilecekler. Anlaşmayla birlikte Hong Kong Hava Yolları’nın business sınıfı yolcuları, Türk Hava Yolları’nın 1000’in üzerinde oturma kapasitesine sahip özel yolcu salonu, “Turkish Airlines Lounge Istanbul”da zengin ikram çeşitleri, özel dinlenme ve duş alanları, çocuk oyun alanı, kütüphane, bilardo salonu, mescit, telekonferans salonu, masaj hizmeti ve maksimum yolcu konforu gözetilen daha birçok ayrıcalık ile uçuş öncesini veya aktarma süresini kendi içerisinde özel bir yolculuğa dönüştüren eşsiz bir ortamı deneyimleme imkânı bulabilecekler. Aynı şekilde, Hong Kong Hava Yolları’nın business sınıfında seyahat eden Türk Hava Yolları yolcuları da, geniş ikram ve aktivite alanı ile her yolcunun ihtiyacına hitap edebilen Hong Kong Uluslararası Havalimanı’ndaki “Club Autus” özel yolcu salonuna erişim sağlayabilecekler.    Türk Hava Yolları Hakkında: 1933 yılında 5 uçaktan oluşan mütevazı bir filo ile kurulan Star İttifakı üyesi Türk Hava Yolları, bugün 330 (yolcu ve kargo) uçaklık filosu ile 49 yurtiçi, 255 uluslararası olmak üzere dünyanın 122 ülkesindeki 304 noktaya uçan havayolu şirketidir. Türk Hava Yolları ile ilgili daha geniş bilgiye www.turkishairlines.com web adresinden veya Facebook, Twitter, Youtube, Linkedin ve Instagramhesapları üzerinden ulaşılabilir. Hong Kong Hava Yolları Hakkında: 2006 yılında kurulmuş olan Hong Kong Hava Yolları, Hong Kong’un tam donanımlı hizmet veren havayolu firmasıdır. Asya Pasifik ve Kuzey Amerika’da yaklaşık 40 noktaya sefer gerçekleştiren Hong Kong Hava Yolları’nın çeşitli havayolu partnerleri ve TurboJet ile mevcutta 81 interline ve 19 kod paylaşımı anlaşması bulunmaktadır. Dünyadaki en geç filolardan birine sahip olan Hong Kong Hava Yolları, 2011’den beri uluslararası düzeyde kabul gören Skytrax tarafından dört yıldız derecesi ile ödüllendirilmektedir.   Star İttifakı Hakkında: Türk Hava Yolları, ilk küresel havayolu ittifakı olarak 1997 yılında kurulan ve uluslararası ölçekte seyahat edenler için dünya genelinde ulaşım, tanınırlık ve benzersiz hizmet sunan Star İttifakı (Star Alliance)’na üye havayolu şirketidir. Air Transport World tarafından “Market Leadership Award” ve Business Traveller Magazine ile Skytrax tarafından “Best Airline Alliance“ ödülleri gibi çok sayıda ödüle lâyık görülen Star İttifakı’na üye havayolu şirketleri; Adria Airways, Aegean Airlines, Air Canada, Air China, Air India, Air New Zealand, ANA, Asiana Airlines, Austrian, Avianca, Avianca Brasil, Brussels Airlines, Copa Airlines, Croatia Airlines, EGYPTAIR, Ethiopian Airlines, EVA Air, LOT Polish Airlines, Lufthansa, Scandinavian Airlines, Shenzhen Airlines, Singapore Airlines, South African Airways, SWISS, TAP Air Portugal, THAI, Turkish Airlines ve United’dır. Star İttifakı hâlihazırda, 193 ülkedeki 1.317 havalimanına 18.800’den fazla günlük uçuş sağlamaktadır. Bununla birlikte, Star Alliance Bağlantı Ortağı (Connecting Partner) Juneyao Airlines tarafından da yine bu kapsamda bağlantılı uçuşlar sunulmaktadır.

Türk Hava Yolları ile Hong Kong Hava Yolları’ndan yeni iş birliği. 

Türk Hava Yolları ve Hong Kong Hava Yolları arasında kod paylaşımı anlaşmasına imza atıldı.

Bayrak taşıyıcı havayolunun transfer merkezi olan İstanbul’da bugün imzalanan kod paylaşımı anlaşması ile Türk Hava Yolları, Hong Kong ötesi yeni noktalara erişim sağlayabilecekken, Hong Kong Hava Yolları ise uçuş ağına İstanbul, Paris, Londra, Barselona gibi önemli Avrupa noktalarını ekleyebilecek.

Anlaşma uyarınca Hong Kong Hava Yolları, Türk Hava Yolları’nın Hong Kong-İstanbul seferleriyle birlikte, İstanbul ile bazı Avrupa şehirlerindeki seferlerine kendi “HX” kodunu koyabilecek. Aynı şekilde Türk Hava Yolları da, Hong Kong Hava Yolları’nın Hong Kong ile Auckland, Bangkok ve Osaka arasındaki uçuşlarına kendi “TK” kodunu koyabilecek. Kod paylaşımlı uçuşların satışı ise ileri bir tarihte duyuruluyor olacak.

İş birliğine yönelik imza töreni bugün, Türk Hava Yolları Genel Müdürü, Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkan VekiliBilal Ekşi ile Hong Kong Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü Wang Liya başta olmak üzere taraflardan çok sayıda yöneticinin katılımı ile Türk Hava Yolları Genel Yönetim Binası’nda gerçekleştirildi.

Hong Kong Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü Wang Liya yeni iş birliğini büyük bir memnuniyetle karşıladıklarını ve Türk Hava Yolları ile olan kod paylaşımı anlaşmasının, Hong Kong Hava Yolları yolcuları için yeni ve heyecan verici seyahat noktaları sağlayacağını belirtti.

Wang Liya sözlerine şu şekilde devam etti; “İstanbul dünyanın en eski metropollerinden biri. Bünyesinde barındırdığı modern ve kültürel lokasyonların eşsiz karışımı sayesinde, bu şehre gelen ziyaretçi sayısı günden güne artıyor. Hong Kong Hava Yolları yolcuları, bölge genelinde Avrupa’ya açılan önemli geçit noktalarından biri olan İstanbul üzerinden popüler Avrupa noktalarına erişim sağlarken büyük bir konfor yaşayacaklar. Hong Kong Hava Yolları olarak biz de, Türk Hava Yolları yolcularına, Hong Kong ötesi destinasyonlara bizim uçuşlarımızla bağlantı gerçekleştirdiklerinde, “Truly Hong Kong” (Hakiki Hong Kong) ürün ve hizmetlerimizi tanıtmaktan büyük mutluluk duyacağız.”

Türk Hava Yolları Genel Müdürü Bilal Ekşi ise anlaşmaya ilişkin yaptığı konuşmada; “Hong Kong Hava Yolları ile imzaladığımız bu kod paylaşımı anlaşmasından büyük memnuniyet duyuyoruz. Bu anlaşma, Hong Kong Hava Yolları ile mevcut ticari iş birliğimize katkı sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda yolcularımızın Hong Kong ötesindeki yeni noktalara erişimini mümkün kılacak. Asya ile Avrupa arasında yer alan doğal ve tarihi bir köprü olarak İstanbul, yeni havalimanının açılmasıyla da birlikte Türkiye ile Hong Kong arasındaki kültürel ve ticari ilişkilere büyük fırsatlar sunacak.” dedi.

İlerleyen süreçte tüm operasyonunu İstanbul Yeni Havalimanı’na taşıyacak olan Türk Hava Yolları hâli hazırda, Hong Kong ile İstanbul arasında 49 business ve 300 ekonomi sınıfı koltuk kapasiteli Boeing 777-300ER tipi uçakla haftada 6 frekans sefer gerçekleştirmekte.

Mevcutta Yeni Zelanda ve popüler Asya noktalarına günlük sefer düzenleyen Hong Kong Hava Yolları ile imzalanan bu kod paylaşımı anlaşması sayesinde Türk Hava Yolları yolcuları, Hong Kong üzerinden Auckland ve Osaka’ya tek aktarmalı bağlantıdan faydalanabilecek ve ayrıca Bangkok üzerinden de Hong Kong’a ulaşma imkânına sahip olabilecekler.

Anlaşmayla birlikte Hong Kong Hava Yolları’nın business sınıfı yolcuları, Türk Hava Yolları’nın 1000’in üzerinde oturma kapasitesine sahip özel yolcu salonu, “Turkish Airlines Lounge Istanbul”da zengin ikram çeşitleri, özel dinlenme ve duş alanları, çocuk oyun alanı, kütüphane, bilardo salonu, mescit, telekonferans salonu, masaj hizmeti ve maksimum yolcu konforu gözetilen daha birçok ayrıcalık ile uçuş öncesini veya aktarma süresini kendi içerisinde özel bir yolculuğa dönüştüren eşsiz bir ortamı deneyimleme imkânı bulabilecekler. Aynı şekilde, Hong Kong Hava Yolları’nın business sınıfında seyahat eden Türk Hava Yolları yolcuları da, geniş ikram ve aktivite alanı ile her yolcunun ihtiyacına hitap edebilen Hong Kong Uluslararası Havalimanı’ndaki “Club Autus” özel yolcu salonuna erişim sağlayabilecekler. 

 

Türk Hava Yolları Hakkında:

1933 yılında 5 uçaktan oluşan mütevazı bir filo ile kurulan Star İttifakı üyesi Türk Hava Yolları, bugün 330 (yolcu ve kargo) uçaklık filosu ile 49 yurtiçi, 255 uluslararası olmak üzere dünyanın 122 ülkesindeki 304 noktaya uçan havayolu şirketidir. Türk Hava Yolları ile ilgili daha geniş bilgiye www.turkishairlines.com web adresinden veya FacebookTwitterYoutubeLinkedin ve Instagramhesapları üzerinden ulaşılabilir.

Hong Kong Hava Yolları Hakkında:

2006 yılında kurulmuş olan Hong Kong Hava Yolları, Hong Kong’un tam donanımlı hizmet veren havayolu firmasıdır. Asya Pasifik ve Kuzey Amerika’da yaklaşık 40 noktaya sefer gerçekleştiren Hong Kong Hava Yolları’nın çeşitli havayolu partnerleri ve TurboJet ile mevcutta 81 interline ve 19 kod paylaşımı anlaşması bulunmaktadır. Dünyadaki en geç filolardan birine sahip olan Hong Kong Hava Yolları, 2011’den beri uluslararası düzeyde kabul gören Skytrax tarafından dört yıldız derecesi ile ödüllendirilmektedir.

 

Star İttifakı Hakkında:

Türk Hava Yolları, ilk küresel havayolu ittifakı olarak 1997 yılında kurulan ve uluslararası ölçekte seyahat edenler için dünya genelinde ulaşım, tanınırlık ve benzersiz hizmet sunan Star İttifakı (Star Alliance)’na üye havayolu şirketidir. Air Transport World tarafından “Market Leadership Award” ve Business Traveller Magazine ile Skytrax tarafından “Best Airline Alliance“ ödülleri gibi çok sayıda ödüle lâyık görülen Star İttifakı’na üye havayolu şirketleri; Adria Airways, Aegean Airlines, Air Canada, Air China, Air India, Air New Zealand, ANA, Asiana Airlines, Austrian, Avianca, Avianca Brasil, Brussels Airlines, Copa Airlines, Croatia Airlines, EGYPTAIR, Ethiopian Airlines, EVA Air, LOT Polish Airlines, Lufthansa, Scandinavian Airlines, Shenzhen Airlines, Singapore Airlines, South African Airways, SWISS, TAP Air Portugal, THAI, Turkish Airlines ve United’dır. Star İttifakı hâlihazırda, 193 ülkedeki 1.317 havalimanına 18.800’den fazla günlük uçuş sağlamaktadır. Bununla birlikte, Star Alliance Bağlantı Ortağı (Connecting Partner) Juneyao Airlines tarafından da yine bu kapsamda bağlantılı uçuşlar sunulmaktadır.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2ql8PI9
via IFTTT

28 Ekim 2018 Pazar

İstanbul Yeni Havalimanı açılış töreni davetli listesi belli oldu Tamamlandığında dünyanın en büyük havalimanı olacak İstanbul Yeni Havalimanı’nın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’ndaki açılışı öncesi hazırlıklar son aşamaya geldi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açılışını yapacağı dev projede törene katılacak konuk devlet başkanları da açıklandı. Limak/Kolin/Cengiz/Mapa/Kalyon Ortak Girişim Grubu’nca yapılan İstanbul Yeni Havalimanı’nın ilk fazı, cumhuriyetin kuruluş yıl dönümünde açılacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından hizmete alınacak havalimanının açılış törenine, aralarında devlet ve hükümet başkanları ile ulaştırma bakanlarının da olduğu çok sayıda yabancı konuğun geleceği bildirildi. Gelişini teyit eden üst düzey konuk sayısının 50’yi geçtiği belirtildi. Yıllık 90 milyon yolcu kapasiteli havalimanının ilk fazının açılış töreni, 29 Ekim’de saat 16.00’da Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın konseriyle başlayacak. Toplamda 76,5 milyon metrekarelik bir alan üzerine inşa edilen havalimanının ilk fazının açılması için 6 milyar avroluk yatırım yapıldı. Havalimanının diğer etapları da yolcu artışlarına bağlı olarak 2023’e kadar tamamlanacak. Kamu kaynakları yerine özel sektörün kaynaklarıyla yap-işlet-devret (YİD) modeliyle inşa edilen havalimanı, tamamlandığında 6 bağımsız pisti, 500 uçak kapasitesi, 70 bin araçlık açık ve kapalı otoparkı ve yıllık 200 milyon yolcu kapasitesiyle dünyanın en büyük havalimanı olacak. İlk uçuş 31 Ekim’de Ankara’ya Açılış konuşmalarının ardından hizmete açılacak havalimanından ilk sefer, THY tarafından Boeing 777 ile 31 Ekim’de Ankara’ya düzenlenecek. İlk etabı hizmete açıldığında günlük 5’er kalkış ve inişin olacağı havalimanından, 1 Kasım’Antalyalya, 2 Kasım’da da İzmir’e uçak seferi yapılacak. THY Genel Müdürü Bilal Ekşi de resmi Twitter hesabından, İstanbul Yeni Havalimanı’ndan yapılacak yurt içi seferler için 59 liradan, yurt dışı için ise kampanyalı fiyatlardan satışa sunulan 21 bini aşkın promosyonlu uçak bileti rezervasyonu yapıldığını duyurdu. THY buradan yurt dışına ilk uçuşunu 1 Kasım’da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) Ercan Havalimanı’na yapacak. Azerbeycan’ın Bakü Haydar Aliyev Havalimanı’na ilk uçuş ise 8 Kasım’da gerçekleştirilecek. Yıl sonuna kadar taşınmanın tamamlanmasının ardından günde 2 bin uçak iniş-kalkış yapabilecek, 350’den fazla destinasyona uçuş olacak. Havalimanı, 250 havayolu şirketine hizmet verecek. Öte yandan, yıl sonuna kadar İstanbul Yeni Havalimanı’ndan şehir merkezine toplu taşıma ücretlerinde yüzde 50 indirime gidilecek, havalimanı otoparkı da ücretsiz kullanılabilecek. Kuzey Marmara Otoyolu’nun, İstanbul Yeni Havalimanı’na ulaşımı sağlayacak yollar arasında yer alan Tayakadın Kavşağı-Odayeri kesimi, 29 Ekim’de trafiğe açılacak. Karayolları Genel Müdürlüğü’nün, Resmi Gazete’de yayımlanan duyurusunda, “Kuzey Marmara Otoyolu (3. Boğaz Köprüsü dahil) Projesi Kınalı-Odayeri (bağlantı yolları dahil) Kesiminin Yap-İşlet-Devret Modeli ile Yapılması, İşletilmesi ve Devri” işi kapsamında, Yassıören Kavşağı-Odayeri arasında kalan Tayakadın Kavşağı-Odayeri (Tayakadın bağlantı yolu dahil) kesiminin trafiğe açılmasına engel bir eksiklik bulunmadığı belirtildi. Bu kapsamda otoyolun söz konusu kesiminin 29 Ekim’de trafiğe açılacağı kaydedildi. Cumhurbaşkanlığı Basın Danışmanlığı Enformasyon Şube Müdürlüğü, 29 Ekim Pazartesi günü yapılacak olan İstanbul Yeni Havalimanı açılış törenine katılacak konuk devlet başkanlarını açıkladı. Açıklamaya göre açılış törenine katılacak konuk devlet başkanları şöyle: 1-Arnavutluk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ilir Meta 2-Katar Devleti Emiri Şeyh Tamim Bin Hamad Al-Thani 3- Kırgız Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sooronbay Jeenbekov 4-Kosova Cumhurbaşkanı Hashim Thaçi 5-Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı 6-Makedonya Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Prof. Gjorge Ivanov? 7-Moldova Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Igor Dodon 8-Pakistan İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Dr. Arif Alvi 9-Sırbistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic 10-Sudan Cumhurbaşkanı Feldmareşal Omar Hassan Ahmad Al Bashir 11-Bosna Hersek Bakanlar Konseyi Başkanı (Başbakan) Dr. Denis Zvizdic 12-Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov 13-Kongo Demokratik Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı ve Ulaştırma ve İletişimden Sorumlu Bakanı 14-Slovenya Başbakan Yardımcısı ve Altyapı Bakanı Alenka Bratušek 15-Gürcistan Dışişleri Bakanı David Zalkaliani (heyet başkanı) 16-İran Dışişleri Bakanı Dr. Muhammed Cevad Zarif (heyet başkanı) Moldova Cumhuriyeti Gagauz Özerk Yeri Başkanı Irina Vlah Açıklamada ayrıca, birçok ülkenin ulaştırma bakanlarının, tören için gelen devlet ve hükümet başkanlarına eşlik edeceği, dışişleri bakanlarının da törene katılacağı belirtildi. Kaynak:www.cnnturk.com

Tamamlandığında dünyanın en büyük havalimanı olacak İstanbul Yeni Havalimanı’nın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’ndaki açılışı öncesi hazırlıklar son aşamaya geldi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açılışını yapacağı dev projede törene katılacak konuk devlet başkanları da açıklandı.

Limak/Kolin/Cengiz/Mapa/Kalyon Ortak Girişim Grubu’nca yapılan İstanbul Yeni Havalimanı’nın ilk fazı, cumhuriyetin kuruluş yıl dönümünde açılacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından hizmete alınacak havalimanının açılış törenine, aralarında devlet ve hükümet başkanları ile ulaştırma bakanlarının da olduğu çok sayıda yabancı konuğun geleceği bildirildi. Gelişini teyit eden üst düzey konuk sayısının 50’yi geçtiği belirtildi.

Yıllık 90 milyon yolcu kapasiteli havalimanının ilk fazının açılış töreni, 29 Ekim’de saat 16.00’da Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın konseriyle başlayacak. Toplamda 76,5 milyon metrekarelik bir alan üzerine inşa edilen havalimanının ilk fazının açılması için 6 milyar avroluk yatırım yapıldı. Havalimanının diğer etapları da yolcu artışlarına bağlı olarak 2023’e kadar tamamlanacak.

Kamu kaynakları yerine özel sektörün kaynaklarıyla yap-işlet-devret (YİD) modeliyle inşa edilen havalimanı, tamamlandığında 6 bağımsız pisti, 500 uçak kapasitesi, 70 bin araçlık açık ve kapalı otoparkı ve yıllık 200 milyon yolcu kapasitesiyle dünyanın en büyük havalimanı olacak.

İlk uçuş 31 Ekim’de Ankara’ya
Açılış konuşmalarının ardından hizmete açılacak havalimanından ilk sefer, THY tarafından Boeing 777 ile 31 Ekim’de Ankara’ya düzenlenecek. İlk etabı hizmete açıldığında günlük 5’er kalkış ve inişin olacağı havalimanından, 1 Kasım’Antalyalya, 2 Kasım’da da İzmir’e uçak seferi yapılacak.
THY Genel Müdürü Bilal Ekşi de resmi Twitter hesabından, İstanbul Yeni Havalimanı’ndan yapılacak yurt içi seferler için 59 liradan, yurt dışı için ise kampanyalı fiyatlardan satışa sunulan 21 bini aşkın promosyonlu uçak bileti rezervasyonu yapıldığını duyurdu. THY buradan yurt dışına ilk uçuşunu 1 Kasım’da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) Ercan Havalimanı’na yapacak. Azerbeycan’ın Bakü Haydar Aliyev Havalimanı’na ilk uçuş ise 8 Kasım’da gerçekleştirilecek.
Yıl sonuna kadar taşınmanın tamamlanmasının ardından günde 2 bin uçak iniş-kalkış yapabilecek, 350’den fazla destinasyona uçuş olacak. Havalimanı, 250 havayolu şirketine hizmet verecek. Öte yandan, yıl sonuna kadar İstanbul Yeni Havalimanı’ndan şehir merkezine toplu taşıma ücretlerinde yüzde 50 indirime gidilecek, havalimanı otoparkı da ücretsiz kullanılabilecek.
Kuzey Marmara Otoyolu’nun, İstanbul Yeni Havalimanı’na ulaşımı sağlayacak yollar arasında yer alan Tayakadın Kavşağı-Odayeri kesimi, 29 Ekim’de trafiğe açılacak.
Karayolları Genel Müdürlüğü’nün, Resmi Gazete’de yayımlanan duyurusunda, “Kuzey Marmara Otoyolu (3. Boğaz Köprüsü dahil) Projesi Kınalı-Odayeri (bağlantı yolları dahil) Kesiminin Yap-İşlet-Devret Modeli ile Yapılması, İşletilmesi ve Devri” işi kapsamında, Yassıören Kavşağı-Odayeri arasında kalan Tayakadın Kavşağı-Odayeri (Tayakadın bağlantı yolu dahil) kesiminin trafiğe açılmasına engel bir eksiklik bulunmadığı belirtildi.
Bu kapsamda otoyolun söz konusu kesiminin 29 Ekim’de trafiğe açılacağı kaydedildi. Cumhurbaşkanlığı Basın Danışmanlığı Enformasyon Şube Müdürlüğü, 29 Ekim Pazartesi günü yapılacak olan İstanbul Yeni Havalimanı açılış törenine katılacak konuk devlet başkanlarını açıkladı.
Açıklamaya göre açılış törenine katılacak konuk devlet başkanları şöyle:
1-Arnavutluk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ilir Meta
2-Katar Devleti Emiri Şeyh Tamim Bin Hamad Al-Thani
3- Kırgız Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sooronbay Jeenbekov
4-Kosova Cumhurbaşkanı Hashim Thaçi
5-Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı
6-Makedonya Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Prof. Gjorge Ivanov?
7-Moldova Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Igor Dodon
8-Pakistan İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Dr. Arif Alvi
9-Sırbistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic
10-Sudan Cumhurbaşkanı Feldmareşal Omar Hassan Ahmad Al Bashir
11-Bosna Hersek Bakanlar Konseyi Başkanı (Başbakan) Dr. Denis Zvizdic
12-Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov
13-Kongo Demokratik Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı ve Ulaştırma ve İletişimden Sorumlu Bakanı
14-Slovenya Başbakan Yardımcısı ve Altyapı Bakanı Alenka Bratušek
15-Gürcistan Dışişleri Bakanı David Zalkaliani (heyet başkanı)
16-İran Dışişleri Bakanı Dr. Muhammed Cevad Zarif (heyet başkanı)
Moldova Cumhuriyeti Gagauz Özerk Yeri Başkanı Irina Vlah
Açıklamada ayrıca, birçok ülkenin ulaştırma bakanlarının, tören için gelen devlet ve hükümet başkanlarına eşlik edeceği, dışişleri bakanlarının da törene katılacağı belirtildi.
Kaynak:www.cnnturk.com


from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2yFBfkP
via IFTTT

İstanbul Yeni Havalimanı açılış töreni davetli listesi belli oldu


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2yFBfkP

İstanbul Yeni Havalimanı’na nasıl gidilir?


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2yCoF61

İstanbul Yeni Havalimanı’na nasıl gidilir? İstanbul Havalimanı İETT hatları kurumun resmi internet adresinde yerini aldı. 7 farklı hat üzerinden taşımanın yapılacağı yeni havalimanına ulaşım ile ilgili detayları öğrenmek isteyenler “ALO 153” üzerinden yardım alabilecek. İşte İstanbul Yeni Havalimanı hatları ve geçtiği duraklar… YENİ HAVALİMANI H2 HATTI DURAKLARI Yeni Havalimanı-Mecidiyeköy arasında gerçekleştirilecek H2 hattı sırasıyla Mecidiyeköy Metrobüs, Çağlayan, Nurtepe, Hasdal, Kemer Yolu, Orman Yolu, Kıyı Emniyeti ve İhsaniye Kavşağı’ndan geçerek, Yeni Havalimanına ulaşacak. HAVALİMANI H3 HATTI GÜZERGAHLARI H3 Yeni Havalimanı-Halkalı hattı ise Gümrük, 4.Cadde, Rumeliler, Atatürk Mahallesi, Demirciler Sitesi’ nden geçerek Yeni Havalimanı’na ulaşacak. H4 HATTI GÜZERGAHLARI En az durağa sahip hat olan  H4 Yeni Havalimanı-Atatürk Havalimanı hattı Atatürk Havalimanı, Bahçeşehir Metrokent’ ten geçerek İstanbul Yeni Havalimanı’na ulaşacak. HAVALİMANINA DİREKT GİDECEK OLAN HAVAİST HATLARI YENİKAPI-YENİ HAVALİMANI HAVAİST DURAKLARI Yeni Kapı Bakırköy İDO Kuleli Başakşehir Metrokent YENİ HAVALİMANI –TÜYAP HAVAİST DURAKLARI TÜYAP Cumhuriyet Mahallesi Bahçeşehir Merkez KOZYATAĞI- YENİ HAVALİMANI DURAKLARI Kozyatağı Metro Tepeüstü Kavacık Köprüsü Hasdal TAKSİM-YENİ HAVALİMANI DURAKLARI Gümüşsuyu Peron Beşiktaş Meydan Zincirlikuyu Metrobüs Göktürk Kaynak:cnnturk.com    

İstanbul Havalimanı İETT hatları kurumun resmi internet adresinde yerini aldı. 7 farklı hat üzerinden taşımanın yapılacağı yeni havalimanına ulaşım ile ilgili detayları öğrenmek isteyenler “ALO 153” üzerinden yardım alabilecek. İşte İstanbul Yeni Havalimanı hatları ve geçtiği duraklar…

YENİ HAVALİMANI H2 HATTI DURAKLARI

Yeni Havalimanı-Mecidiyeköy arasında gerçekleştirilecek H2 hattı sırasıyla Mecidiyeköy Metrobüs, Çağlayan, Nurtepe, Hasdal, Kemer Yolu, Orman Yolu, Kıyı Emniyeti ve İhsaniye Kavşağı’ndan geçerek, Yeni Havalimanına ulaşacak.

HAVALİMANI H3 HATTI GÜZERGAHLARI

H3 Yeni Havalimanı-Halkalı hattı ise Gümrük, 4.Cadde, Rumeliler, Atatürk Mahallesi, Demirciler Sitesi’ nden geçerek Yeni Havalimanı’na ulaşacak.

H4 HATTI GÜZERGAHLARI

En az durağa sahip hat olan  H4 Yeni Havalimanı-Atatürk Havalimanı hattı Atatürk Havalimanı, Bahçeşehir Metrokent’ ten geçerek İstanbul Yeni Havalimanı’na ulaşacak.

HAVALİMANINA DİREKT GİDECEK OLAN HAVAİST HATLARI

YENİKAPI-YENİ HAVALİMANI HAVAİST DURAKLARI

  • Yeni Kapı
  • Bakırköy İDO
  • Kuleli
  • Başakşehir Metrokent

YENİ HAVALİMANI –TÜYAP HAVAİST DURAKLARI

  • TÜYAP
  • Cumhuriyet Mahallesi
  • Bahçeşehir Merkez

KOZYATAĞI- YENİ HAVALİMANI DURAKLARI

  • Kozyatağı Metro
  • Tepeüstü
  • Kavacık Köprüsü
  • Hasdal

TAKSİM-YENİ HAVALİMANI DURAKLARI

  • Gümüşsuyu Peron
  • Beşiktaş Meydan
  • Zincirlikuyu Metrobüs
  • Göktürk

Kaynak:cnnturk.com

 

 



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2yCoF61
via IFTTT

90 milyon yolcunun gözü Vestel’de olacak


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2D8JXMd

90 milyon yolcunun gözü Vestel’de olacak 29 Ekim’de ilk fazı hava trafiğine açılacak dünyanın en büyük havalimanı İstanbul Yeni Havalimanı’nın ekranları Vestel’e emanet. Yeni havaalanının ilk fazı açıldığında 90 milyon yolcunun gözü Vestel City’de üretilen uçuş bilgilendirme ekranlarında olacak. Vestel uçuş bilgilendirme ekranları, 29 Ekim’de 90 milyon yolcu kapasiteli ilk fazı açılacak dünyanın en büyük havalimanı İstanbul Yeni Havalimanı’nda kullanılmaya başlanıyor. Havaalanı girişinden bekleme alanına, kontuar ve kapıların olduğu alanlardan ortak alanlara yolcuların hayatını kolaylaştıracak olan ekranlar Manisa’da üretiliyor. Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan “Tüm fazları tamamlandığında dünyanın en büyüğü olacak İstanbul Yeni Havalimanı’ndaki dijital ekran çözümlerimiz havacılık sektöründeki iddiamızın önemli bir göstergesi. Dünyanın en büyük uçuş merkezi olacak yeni havalimanının Türkiye’nin ekonomisine önemli katkılar sağlayacağına inanıyoruz. Böylesine önemli ve büyük bir projenin ekran teknolojisi konusunu Vestel’e emanet etmesi de bizim için ayrı bir gurur kaynağı. Sektöre özel endüstriyel bir ürün olan bu ekranlar, uçuş saatlerinden kapı ve kontuar bilgilerine kadar tüm bilgileri yolculara kesintisiz aktaracak. İstanbul Yeni Havalimanı ülkemize ve dünya havacılık sektörüne hayırlı olsun” diye konuştu. Yeni havalimanında yolcular, bin 300 adet 49 inç ve bin 850 adet 55 inç bilgilendirme ekranından uçuşlarını takip edebilecekler. Özel ince tasarıma sahip, uzun panel ömrü bulunan ekranlar 178 derece görüş açısına sahip. Ayrıca, ortak karar verme merkezi, çağrı merkezi, otopark merkezi izleme, AOC toplantı odası, veri merkezi, ramp ofis, mülki idari amirliği, mülki idari amirliği kriz odası gibi operasyonel olarak kritik noktalarda Vestel Videowall’lar kullanılıyor. Videowall’lar da özel olarak tasarlandı. İsteğe bağlı farklı kombinasyonlarda kullanılabilen videowall’lar, ekstra ince çerçeve, 178 derece görüş açısı ve Daisy Chain (Ardışık görüntü aktarma) özelliğine sahip.  

29 Ekim’de ilk fazı hava trafiğine açılacak dünyanın en büyük havalimanı İstanbul Yeni Havalimanı’nın ekranları Vestel’e emanet. Yeni havaalanının ilk fazı açıldığında 90 milyon yolcunun gözü Vestel City’de üretilen uçuş bilgilendirme ekranlarında olacak.

Vestel uçuş bilgilendirme ekranları, 29 Ekim’de 90 milyon yolcu kapasiteli ilk fazı açılacak dünyanın en büyük havalimanı İstanbul Yeni Havalimanı’nda kullanılmaya başlanıyor. Havaalanı girişinden bekleme alanına, kontuar ve kapıların olduğu alanlardan ortak alanlara yolcuların hayatını kolaylaştıracak olan ekranlar Manisa’da üretiliyor.

Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan “Tüm fazları tamamlandığında dünyanın en büyüğü olacak İstanbul Yeni Havalimanı’ndaki dijital ekran çözümlerimiz havacılık sektöründeki iddiamızın önemli bir göstergesi. Dünyanın en büyük uçuş merkezi olacak yeni havalimanının Türkiye’nin ekonomisine önemli katkılar sağlayacağına inanıyoruz. Böylesine önemli ve büyük bir projenin ekran teknolojisi konusunu Vestel’e emanet etmesi de bizim için ayrı bir gurur kaynağı. Sektöre özel endüstriyel bir ürün olan bu ekranlar, uçuş saatlerinden kapı ve kontuar bilgilerine kadar tüm bilgileri yolculara kesintisiz aktaracak. İstanbul Yeni Havalimanı ülkemize ve dünya havacılık sektörüne hayırlı olsun” diye konuştu.

Yeni havalimanında yolcular, bin 300 adet 49 inç ve bin 850 adet 55 inç bilgilendirme ekranından uçuşlarını takip edebilecekler. Özel ince tasarıma sahip, uzun panel ömrü bulunan ekranlar 178 derece görüş açısına sahip. Ayrıca, ortak karar verme merkezi, çağrı merkezi, otopark merkezi izleme, AOC toplantı odası, veri merkezi, ramp ofis, mülki idari amirliği, mülki idari amirliği kriz odası gibi operasyonel olarak kritik noktalarda Vestel Videowall’lar kullanılıyor. Videowall’lar da özel olarak tasarlandı. İsteğe bağlı farklı kombinasyonlarda kullanılabilen videowall’lar, ekstra ince çerçeve, 178 derece görüş açısı ve Daisy Chain (Ardışık görüntü aktarma) özelliğine sahip.

 



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2D8JXMd
via IFTTT

YENİ HAVALİMANI İÇİN TARİHİ GÜN YARIN


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2D6kR0N

YENİ HAVALİMANI İÇİN TARİHİ GÜN YARIN İTO BAŞKANI AVDAGİÇ: “TÜRKİYE’Yİ KÜRESEL TİCARETTE GELECEĞE UÇURACAK TARİHİ İPEK YOLU GÖKYÜZÜNDE HAYAT BULACAK “ Cumhuriyet’in 95. yılını bir başyapıt ile kutlamanın heyecanını yaşıyoruz.”   – “Artık havacılığın küresel ticaret üzerindeki çarpan etkisini çok daha fazla yaşayacağımız bir üssümüz var.”   – “Türkiye şimdi sadece doğu ile batıyı değil, tüm dünyayı birleştiren bir köprü oldu.”   İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yarın ilk fazı hizmete açılacak İstanbul Yeni Havalimanı için, “İstanbul Yeni Havalimanı ile Türkiye’yi küresel ticarette geleceğe uçuracak tarihi İpek Yolu gökyüzünde hayat bulacak. Cumhuriyet’in 95. yılını bir başyapıt ile kutlamanın heyecanını yaşıyoruz” dedi. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutlayan Avdagiç, “Yeni havalimanıyla e-ticaret kargosunda üs haline geleceğiz. Türkiye şimdi sadece doğu ile batıyı değil, tüm dünyayı birleştiren bir köprü oldu. 100. yıl gururunu yaşayacağımız 2023’e beş kala, adeta ‘yatırımların yatırımı’ olan yeni havalimanı ile bize bu heyecanı yaşatanları Türk Milleti daima hayırla anacak” diye konuştu. Avdagiç, “Artık havacılığın küresel ticaret üzerindeki çarpan etkisini çok daha fazla yaşayacağımız bir üssümüz var. İstanbul yeni havalimanının yıllık 5.5 milyon tonluk hava kargo kapasitesi ile de öne çıkacak. Küresel ekonomik büyüme, artan sanayi üretimi ve dünya ticaretindeki her yükseliş, yeni havalimanını da bir üst lige ulaştıracaktır” diye konuştu. 5.5 milyon ton kargo kapasitesi Küresel perakende e-ticaret pazarının bu yıl 2.8 trilyon dolara ulaşacağını kaydeden Şekib Avdagiç, şunları söyledi: “Tahminlere göre 2021’de e-ticaret hacmi 4.9 trilyon dolara çıkacak. Uçaklarla taşınması zorunlu çabuk tüketilmesi gereken ve elektronik, ilaç gibi pahada bu yüksek ürünler, İstanbul’a ciddi bir ticaret akışı sağlayacak. Dünyada her yıl 6 trilyon dolar değerinde ürün hava kargo ile naklediliyor. Bu 6 trilyon dolar, küresel ticaretin de değer olarak yüzde 35’ini temsil ediyor. İnanıyoruz ki, dünyanın en büyük havalimanının İstanbul’da olması ticaret ve lojistikte Türkiye’nin stratejik konumunu çok daha nitelikli hale getirecek.” Şekib Avdagiç, Türk Hava Yolları’nın (THY) yeni havalimanına 2 milyon ton kapasiteli bir kargo yatırımı planladığını belirtti. Avdagiç, yeni havalimanının dört etabı tamamlandığında, yıllık 5.5 milyon tonluk hava kargo kapasitesinde Türk girişimcisinin mallarının önemli bir yer alacağına inandıklarını söyledi. Avdagiç, “Türk malları bu sayede dünyada çok daha hızlı şekilde dolaşıma girecektir” dedi. 300’den fazla noktaya uçuş Her gün 200 bin uçak yolcusunun yeni havalimanına ineceğini hatırlatan İTO Başkanı Avdagiç, 2028’de havalimanının tüm etaplarının tamamlanmasıyla 200 milyon yolcu kapasitesine ulaşılmış olacağını ifade etti. Avdagiç, yeni havalimanına aynı anda 30 geniş gövdeli uçağın yanaşabileceğini ve yolcuların 100’ün üzerinde havayolu şirketi ile dünyada 300’den fazla güzergaha uçabileceğini kaydetti. Avdagiç, “Bu, milyonlarca turistin, transit uçuşunda uğradığı İstanbul’da 20 dolara e-vize alıp, kentin tarih dolu sokaklarında dolaşması ve yüksek hızlı trenle tekrar havalimanına dönebilmesi demektir” ifadesini kullandı.  

İTO BAŞKANI AVDAGİÇ: “TÜRKİYE’Yİ KÜRESEL TİCARETTE GELECEĞE UÇURACAK TARİHİ İPEK YOLU GÖKYÜZÜNDE HAYAT BULACAK “

Cumhuriyet’in 95. yılını bir başyapıt ile kutlamanın heyecanını yaşıyoruz.”

 

– “Artık havacılığın küresel ticaret üzerindeki çarpan etkisini çok daha fazla yaşayacağımız bir üssümüz var.”

 

– “Türkiye şimdi sadece doğu ile batıyı değil, tüm dünyayı birleştiren bir köprü oldu.”

 

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yarın ilk fazı hizmete açılacak İstanbul Yeni Havalimanı için, “İstanbul Yeni Havalimanı ile Türkiye’yi küresel ticarette geleceğe uçuracak tarihi İpek Yolu gökyüzünde hayat bulacak. Cumhuriyet’in 95. yılını bir başyapıt ile kutlamanın heyecanını yaşıyoruz” dedi.

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutlayan Avdagiç, “Yeni havalimanıyla e-ticaret kargosunda üs haline geleceğiz. Türkiye şimdi sadece doğu ile batıyı değil, tüm dünyayı birleştiren bir köprü oldu. 100. yıl gururunu yaşayacağımız 2023’e beş kala, adeta ‘yatırımların yatırımı’ olan yeni havalimanı ile bize bu heyecanı yaşatanları Türk Milleti daima hayırla anacak” diye konuştu.

Avdagiç, “Artık havacılığın küresel ticaret üzerindeki çarpan etkisini çok daha fazla yaşayacağımız bir üssümüz var. İstanbul yeni havalimanının yıllık 5.5 milyon tonluk hava kargo kapasitesi ile de öne çıkacak. Küresel ekonomik büyüme, artan sanayi üretimi ve dünya ticaretindeki her yükseliş, yeni havalimanını da bir üst lige ulaştıracaktır” diye konuştu.

5.5 milyon ton kargo kapasitesi

Küresel perakende e-ticaret pazarının bu yıl 2.8 trilyon dolara ulaşacağını kaydeden Şekib Avdagiç, şunları söyledi:

“Tahminlere göre 2021’de e-ticaret hacmi 4.9 trilyon dolara çıkacak. Uçaklarla taşınması zorunlu çabuk tüketilmesi gereken ve elektronik, ilaç gibi pahada bu yüksek ürünler, İstanbul’a ciddi bir ticaret akışı sağlayacak. Dünyada her yıl 6 trilyon dolar değerinde ürün hava kargo ile naklediliyor. Bu 6 trilyon dolar, küresel ticaretin de değer olarak yüzde 35’ini temsil ediyor. İnanıyoruz ki, dünyanın en büyük havalimanının İstanbul’da olması ticaret ve lojistikte Türkiye’nin stratejik konumunu çok daha nitelikli hale getirecek.”

Şekib Avdagiç, Türk Hava Yolları’nın (THY) yeni havalimanına 2 milyon ton kapasiteli bir kargo yatırımı planladığını belirtti. Avdagiç, yeni havalimanının dört etabı tamamlandığında, yıllık 5.5 milyon tonluk hava kargo kapasitesinde Türk girişimcisinin mallarının önemli bir yer alacağına inandıklarını söyledi. Avdagiç, “Türk malları bu sayede dünyada çok daha hızlı şekilde dolaşıma girecektir” dedi.

300’den fazla noktaya uçuş

Her gün 200 bin uçak yolcusunun yeni havalimanına ineceğini hatırlatan İTO Başkanı Avdagiç, 2028’de havalimanının tüm etaplarının tamamlanmasıyla 200 milyon yolcu kapasitesine ulaşılmış olacağını ifade etti. Avdagiç, yeni havalimanına aynı anda 30 geniş gövdeli uçağın yanaşabileceğini ve yolcuların 100’ün üzerinde havayolu şirketi ile dünyada 300’den fazla güzergaha uçabileceğini kaydetti.

Avdagiç, “Bu, milyonlarca turistin, transit uçuşunda uğradığı İstanbul’da 20 dolara e-vize alıp, kentin tarih dolu sokaklarında dolaşması ve yüksek hızlı trenle tekrar havalimanına dönebilmesi demektir” ifadesini kullandı.

 



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2D6kR0N
via IFTTT

Dünyanın En Büyük Havalimanına Danfoss İmzası


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2z8KE3M

Dünyanın En Büyük Havalimanına Danfoss İmzası Dünyanın en büyük havalimanına Danfoss imzası Isıtma, soğutma, motor kontrol sistemleri ve güç çözümleri alanlarında dünya lideri Danfoss’un ürünleri ile inşa edilen İstanbul Üçüncü Havalimanı, kullanılan enerji verimli ürünleri sayesinde dünyanın enerji verimli en büyük havalimanı olacak.   Toplam alanı 76.000.000 m2 olan ve günlük 3.500 uçak hareketi ile yıllık 120 milyon yolcu kapasitesine sahip olmaya hazırlanan İstanbul Üçüncü Havalimanı, faaliyete başlamak için gün sayıyor. Isıtma, soğutma, motor kontrol sistemleri ve güç çözümleri alanlarında dünya lideri Danfoss, hava kalitesi, sıcak su, temiz su, atık su çevrimi ve yolcu konforu alanlarında sınıfının en iyi ürünleri ile İstanbul Üçüncü Havalimanı’nın inşasına katkıda bulundu.   Danfoss’un çevreye duyarlı ürünlerinin kullanımı ile 500 ton daha az CO2 emisyonu oluşturacak olan dünyanın en büyük havalimanı İstanbul Üçüncü Havalimanı, bu sayede, yeşil bina konsepti ile inşa edilmiş dünyanın en büyük projesi olmaya da aday.   130 bin Avro enerji tasarrufu   İstanbul’un Üçüncü Havalimanı, toplamda 1.800’ü aşkın Danfoss frekans konvertörü kullanımı ile her yıl %30 oranında enerjiden tasarruf edecek. Danfoss VLT HVAC ve AQUA ürünlerinin toplam sahip olma maliyeti avantajı ile ısı kayıpları önlenerek tasarrufun da en üst seviyede olacak.   Frekans konvertörü yatırımı ile Üçüncü Havalimanı’nın 18 ay gibi kısa bir sürede kendi maliyetini ödeyerek, her yıl yalnızca ısıya dönüşen enerjiden yaklaşık 130.000 Avro elektrik tasarrufu sağlaması bekleniyor.   Danfoss’un 160kW – 250kW düşük harmonikli (LHD) ürünlerinin kullanımı ile Üçüncü Havalimanı’nda arıza oranını en aza indirgeyerek işletme devamlılığını maksimum seviyeye çıkartılması hedefleniyor. Danfoss Isıtma Sistemleri ve Motor Kontrol Sistemleri ürünleriyle inşa edilen havalimanının terminal binasındaki 531 adet klima santralinde binden fazla frekans konvertörü (FC) kullanıldı. Merdiven ve asansör basınçlandırma fanlarında, tünel Jet-Fan uygulamalarında, pompa merkezinde bulunan sirkülasyon ve temiz su pompalarında, soğutma grup pompalarında, ATC kulede ve arıtma tesisi uygulamalarında ise Danfoss VLT HVAC FC 102 ve VLT AQUA FC202 ürünleri tercih edildi. Bu binalarda 14.000 adet üzerinde AB-QM vana ile DN15’ten DN250’ye kadar yaklaşık 2.000 adet 2 yollu ve 3 yollu motorlu vanaların da montajı yapıldı. Danfoss’un sınıfının en verimli ısıtma ürünlerinin kullanımı ile işletmede kolaylık sağlanarak yolcu konforunun en üst seviyeye taşınması hedeflenirken aynı zamanda enerji tasarrufu sağlanmış olacak. Bu yatırımın da kendi maliyetini 2 yıl içerisinde karşılaması bekleniyor.   Üçüncü Havalimanı’na özel olarak tasarlanan kapaklı çatı fanları kış aylarında kar ve buz eritmesinde kullanılacak; Danfoss DEVI ürünleri ile de hava konforu korunacak. Toplamda 51.000 m DEVI Snow kablonun 13.000 metresi, 376 adet özel çatı fanında kullanıldı; kar ve buz önleme amacıyla DEVI Snow 30T ve boru ısıtma amaçlı DEVI Flex 10T/18T montajları yapıldı. 13.000 m DEVI Flex 10T/18T ürünü ise yangın sisteminin güvenli çalışması amacıyla buzlanmaya karşı yangın sistemi borularında kullanıldı.   Üçüncü Havalimanı’na özel olarak tasarlanan kapaklı çatı fanları kış aylarında kar ve buz eritmesinde kullanılacak; Danfoss DEVI ürünleri ile de hava konforu korunacak.   Danfoss, yarının dünyasını enerji verimli ürünlerle inşa etmeye devam edecek.

Dünyanın en büyük havalimanına Danfoss imzası

Isıtma, soğutma, motor kontrol sistemleri ve güç çözümleri alanlarında dünya lideri Danfoss’un ürünleri ile inşa edilen İstanbul Üçüncü Havalimanı, kullanılan enerji verimli ürünleri sayesinde dünyanın enerji verimli en büyük havalimanı olacak.

 

Toplam alanı 76.000.000 m2 olan ve günlük 3.500 uçak hareketi ile yıllık 120 milyon yolcu kapasitesine sahip olmaya hazırlanan İstanbul Üçüncü Havalimanı, faaliyete başlamak için gün sayıyor. Isıtma, soğutma, motor kontrol sistemleri ve güç çözümleri alanlarında dünya lideri Danfoss, hava kalitesi, sıcak su, temiz su, atık su çevrimi ve yolcu konforu alanlarında sınıfının en iyi ürünleri ile İstanbul Üçüncü Havalimanı’nın inşasına katkıda bulundu.

 

Danfoss’un çevreye duyarlı ürünlerinin kullanımı ile 500 ton daha az CO2 emisyonu oluşturacak olan dünyanın en büyük havalimanı İstanbul Üçüncü Havalimanı, bu sayede, yeşil bina konsepti ile inşa edilmiş dünyanın en büyük projesi olmaya da aday.

 

130 bin Avro enerji tasarrufu

 

İstanbul’un Üçüncü Havalimanı, toplamda 1.800’ü aşkın Danfoss frekans konvertörü kullanımı ile her yıl %30 oranında enerjiden tasarruf edecek. Danfoss VLT HVAC ve AQUA ürünlerinin toplam sahip olma maliyeti avantajı ile ısı kayıpları önlenerek tasarrufun da en üst seviyede olacak.

 

Frekans konvertörü yatırımı ile Üçüncü Havalimanı’nın 18 ay gibi kısa bir sürede kendi maliyetini ödeyerek, her yıl yalnızca ısıya dönüşen enerjiden yaklaşık 130.000 Avro elektrik tasarrufu sağlaması bekleniyor.

 

Danfoss’un 160kW – 250kW düşük harmonikli (LHD) ürünlerinin kullanımı ile Üçüncü Havalimanı’nda arıza oranını en aza indirgeyerek işletme devamlılığını maksimum seviyeye çıkartılması hedefleniyor. Danfoss Isıtma Sistemleri ve Motor Kontrol Sistemleri ürünleriyle inşa edilen havalimanının terminal binasındaki 531 adet klima santralinde binden fazla frekans konvertörü (FC) kullanıldı. Merdiven ve asansör basınçlandırma fanlarında, tünel Jet-Fan uygulamalarında, pompa merkezinde bulunan sirkülasyon ve temiz su pompalarında, soğutma grup pompalarında, ATC kulede ve arıtma tesisi uygulamalarında ise Danfoss VLT HVAC FC 102 ve VLT AQUA FC202 ürünleri tercih edildi. Bu binalarda 14.000 adet üzerinde AB-QM vana ile DN15’ten DN250’ye kadar yaklaşık 2.000 adet 2 yollu ve 3 yollu motorlu vanaların da montajı yapıldı. Danfoss’un sınıfının en verimli ısıtma ürünlerinin kullanımı ile işletmede kolaylık sağlanarak yolcu konforunun en üst seviyeye taşınması hedeflenirken aynı zamanda enerji tasarrufu sağlanmış olacak. Bu yatırımın da kendi maliyetini 2 yıl içerisinde karşılaması bekleniyor.

 

Üçüncü Havalimanı’na özel olarak tasarlanan kapaklı çatı fanları kış aylarında kar ve buz eritmesinde kullanılacak; Danfoss DEVI ürünleri ile de hava konforu korunacak. Toplamda 51.000 m DEVI Snow kablonun 13.000 metresi, 376 adet özel çatı fanında kullanıldı; kar ve buz önleme amacıyla DEVI Snow 30T ve boru ısıtma amaçlı DEVI Flex 10T/18T montajları yapıldı. 13.000 m DEVI Flex 10T/18T ürünü ise yangın sisteminin güvenli çalışması amacıyla buzlanmaya karşı yangın sistemi borularında kullanıldı.

 

Üçüncü Havalimanı’na özel olarak tasarlanan kapaklı çatı fanları kış aylarında kar ve buz eritmesinde kullanılacak; Danfoss DEVI ürünleri ile de hava konforu korunacak.

 

Danfoss, yarının dünyasını enerji verimli ürünlerle inşa etmeye devam edecek.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2z8KE3M
via IFTTT

29 EKİM’DE ATATÜRK MÜZE EVLERİNİ KEŞFEDİN


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2qeHveJ

Yeni Havalimanı’ndaki en büyük mobilite çözümü


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2JlBWnB

29 EKİM’DE ATATÜRK MÜZE EVLERİNİ KEŞFEDİN Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde, bundan tam 95 yıl önce takvimler 29 Ekim 1923’ü gösterdiğinde ilan edilen Cumhuriyet ile birlikte, artık egemenlik kayıtsız-şartsız milletin oldu. Her yıl büyük bir coşkuyla kutladığımız Cumhuriyet Bayramı’nın bu yıl 95. yılını kutlayacağız. 29 Ekim’in pazartesi gününe gelmesi ve resmi tatil olmasını fırsat bilerek siz de Cumhuriyet’in ruhunu ve Ulu Önder Atatürk’ün anılarını yaşatmak için, Atamızdan yadigâr kalan evleri ziyaret etmeye ne dersiniz? Neredekal.com keşif rehberi editörleri, her adımda ziyaretçilerini etkilemeyi başaran 10 Atatürk Evi Müzesini derledi : 1 – İzmir Atatürk Müzesi Tarihi 1875 ile 1880 yıllarına kadar uzanan bina müze olmadan önce halı tüccarı Takfor tarafından ev olarak yaptırılmıştır. Ev sahibi tarafından terk edilmesi üzerine ise 1922 yılında hazinenin mülkiyeti olmuş ve Türk ordusu tarafından karargah olarak kullanılmıştır. Atatürk de 1930-1934 yılları arasında İzmir’e her gelişinde burada konaklamış ve bu sayede ev, pek çok anıya ev sahipliği yapmıştır. Evin müzeye dönüştürülüp halka açılması 1941 yılını göstermektedir. İzmir 1. Kordon (Atatürk Caddesi) üzerinde yer alan müzeyi bugün ücretsiz olarak ziyaret edebilir, Atatürk’ün kullandığı eşyaları yakından görme şansı bulabilirsiniz. 2 – Bursa Atatürk Evi Müzesi Bursa Çekirge Caddesi’nde yer alan ve iki katlı olan köşk, şehirde mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında gelmektedir. Hem Atatürk’ün anısını yâd edebileceğiniz hem de 19. yy’a ait Fransız mimarisinin izlerine rastlayabileceğiniz bu binanın yapılış tarihinin 19. yy sonları olduğu tahmin edilmektedir. Mustafa Kemal’in 1923 yılında yaptığı Bursa’ya ikinci ziyaretinde, Bursa Belediyesi tarafından kendisini armağan edilen köşk, bundan sonra Ulu Önder’in her gelişinde konakladığı yer olmuştur. Köşk iki katlıdır ve Cumhuriyet’in ilanının 50. yıldönümü olan 1973 yılından beri müze olarak faaliyet göstermektedir. 3 – İstanbul Dolmabahçe Sarayı Hiç şüphesiz İstanbul’un önemli tarihi yapılarından biri olan Dolmabahçe Sarayı, inşa edildiği tarihler olan 1843-1855 yıllarından sonra Osmanlı Devleti’nin önemli merkezlerinden biri olmuştur.  Zamanında dönemin padişahı Abdülmecid tarafından yaptırılmış olan saray 10 Kasım 1938 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün hayata gözlerini yumduğu yer olarak üzerimizde bizi derinden sarsan bir etkiye sahiptir. Atatürk’ün her şeyiyle muhafaza edilen yatak odası, çalışma odası ve pek çok değerli eşyası sarayda sergilenen eserlerden yalnızca bazılarıdır. 4 – Samsun Gazi Müzesi Samsun’da Mecidiye Caddesi üzerinde yer alan bina 1902 yılında iki katlı bir otel olarak inşa edilmiştir. Hatta Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs 1919 yılında Samsun’a ayak bastığında kaldığı ilk yer Mıntıka Palas olarak bilinen bu bina olmuştur. İkinci gelişinde ise Samsun halkı bu binayı Atatürk’e hediye etmiş ve Atatürk bundan sonra her gelişinde burada konaklamıştır. Yapı 8 Kasım 1998 yılında ise müzeye dönüştürülmüştür. Kurtuluş Savaşı mücadele dönemi için atılan en büyük adımlardan olan ve Türk tarihinde ayrı bir öneme sahip olan Samsun’a yolunuz düşerse müzeyi ziyaret etmeyi ihmal etmeyin. 5 – Alanya Atatürk Evi Müzesi 1935 yılında Alanya’yı ziyaret eden Mustafa Kemal, üç katlı olan ve Alanya’nın köklü ailelerinden Tevfik Azakoğlu’na ait olan evde birkaç saat dinlenmiştir. Bugün müze haline gelene bu ev, 19. yy klasik Alanya mimarisinin önemli örneklerinden biri olarak kabul edilmektedir. Evin müzeye dönüştürülmesi ise 1987 yılında ev sahibi tarafından Kültür Bakanlığı’na hediye edilmesiyle gerçekleşmiştir. Bugün müzede Atatürk’ün kişisel eşyalarına, fotoğraflarına, Mustafa Kemal’in Alanyalılara yazdığı telgrafa ve diğer belgelere yakından tanık olabilirsiniz. 6 – Trabzon Atatürk Köşkü Yapılış zamanı 1980 yılına uzanan ve Konstantin Kabayanidis tarafından yazlık olarak yaptırılan bina Trabzon’da Soğuksu’nun çam ormanları içerisinde yer almaktadır. Konumu, önemi ve de mimarisi oldukça dikkat çeken bu köşkün Atatürk ile buluşması ise Ulu Önder’in 1924 yılı Trabzon ziyareti ile olmuştur. Soğuksu ziyareti sırasında köşkü çok beğenen Mustafa Kemal burada ağırlanmıştır. Bugün müze olarak hizmet veren köşkte Atatük’ün kullandığı eşyalar, fotoğraflar ve Trabzon’da yaptığı konuşmanın metni sergilenmektedir. 7- Adana Atatürk Evi Müzesi 19. yy’a ait geleneksel Adana evlerinin özelliklerine sahip olan yapı bölgede Seyhan Caddesi üzerinde yer almaktadır. Ev 15 Mart 1923 yılında Atatürk ve eşini ağırlamış, 1981 yılında ise müzeye dönüştürülerek halka açılmıştır. Müzenin içerisinde kütüphane, çalışma odası, yaver odası, Hatay odası, Kuvayi Milliye odası gibi çeşitli odalar, o dönemdeki bazı olayları tasvir eden çeşitli mankenler ve daha nicesi sergilenmektedir. Ayrıca Ulu Önder’in Adana’ya geliş tarihi olan 15 Mart, her yıl bu binada resmi bir törenle kutlanır. 8 – Konya Atatürk Evi Müzesi Konya’da Atatürk Caddesi’nde yer alan ve 1912 yılında yaptırılmış olan köşk, tam 12 kez Atatürk’ü ağırlamıştır. İlk ziyaretlerinden biri olan 1920 yılında 1 gece kalmasının ardından eşi Latife Hanım’la birlikte gelmiş ve diğer ziyaretlerinde de Atatürk bu köşkte konaklamıştır. Bu nedenle hem Konya halkı hem de Türk halkı açısından değerli olan köşk, 1964 yılında müzeye dönüştürülmüştür. Bugün burada sergilenen eserler arasında ise Ulu Önder’in Konya ziyaretini anlatan belgeler, bu ziyaretler sırasında aldığı notlar, kişisel eşyalar ve fotoğraflar yer almaktadır. 9 – Mersin Atatürk Evi Müzesi 1897 yılında yaptırılmış olan ev, Mersin’de Atatürk Caddesi üzerinde yer almaktadır. Evin zamanında yapılış amacı dönemin Almanya Konsolosu Bay Christman’ın Mersinli tüccar olan Mavromati’nin kızı ile evlenmesidir. Yapı daha sonraları birçok kez el değiştirse de, 1992 yılında Atatürk Müzesi haline getirilmiştir. Atatürk’ün evle tanışması 1925 yılına uzanmaktadır. O dönemde Mustafa Kemal, tam 11 gün boyunca eşi Latife Hanım ile birlikte konaklamıştır. Müzede Anıtkabir’den gelen 22 Atatürk eşyasına, fotoğraf ve çeşitli belgelere ulaşabilirsiniz. 10 – Diyarbakır Atatürk Köşkü Diyarbakır Gazi Köşkü ismiyle de bilinen bu köşk, Diyarbakır surlarının dışında yer almaktadır. Kaynaklara göre 14 Mart 1916’da Diyarbakır’a gelip yaklaşık 10 ay görev yapan Mustafa Kemal bu köşkte konaklamıştır. Köşk, 1926 yılında Diyarbakır Belediyesi tarafından Atatürk’e armağan edilmiş ve onu fahri hemşehrileri seçmişlerdir. Mustafa Kemal’in vefatından sonra yeniden onarıma giren ve ziyarete açılan köşkün çalışma odası ve yatak odaları gibi bölümleri bugün ziyaretçilere açıktır. Türkiye’de en uygun konaklama alternatifleri için: www.neredekal.com

Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde, bundan tam 95 yıl önce takvimler 29 Ekim 1923’ü gösterdiğinde ilan edilen Cumhuriyet ile birlikte, artık egemenlik kayıtsız-şartsız milletin oldu. Her yıl büyük bir coşkuyla kutladığımız Cumhuriyet Bayramı’nın bu yıl 95. yılını kutlayacağız. 29 Ekim’in pazartesi gününe gelmesi ve resmi tatil olmasını fırsat bilerek siz de Cumhuriyet’in ruhunu ve Ulu Önder Atatürk’ün anılarını yaşatmak için, Atamızdan yadigâr kalan evleri ziyaret etmeye ne dersiniz? Neredekal.com keşif rehberi editörleri, her adımda ziyaretçilerini etkilemeyi başaran 10 Atatürk Evi Müzesini derledi :

1 – İzmir Atatürk Müzesi
Tarihi 1875 ile 1880 yıllarına kadar uzanan bina müze olmadan önce halı tüccarı Takfor tarafından ev olarak yaptırılmıştır. Ev sahibi tarafından terk edilmesi üzerine ise 1922 yılında hazinenin mülkiyeti olmuş ve Türk ordusu tarafından karargah olarak kullanılmıştır. Atatürk de 1930-1934 yılları arasında İzmir’e her gelişinde burada konaklamış ve bu sayede ev, pek çok anıya ev sahipliği yapmıştır. Evin müzeye dönüştürülüp halka açılması 1941 yılını göstermektedir. İzmir 1. Kordon (Atatürk Caddesi) üzerinde yer alan müzeyi bugün ücretsiz olarak ziyaret edebilir, Atatürk’ün kullandığı eşyaları yakından görme şansı bulabilirsiniz.

2 – Bursa Atatürk Evi Müzesi
Bursa Çekirge Caddesi’nde yer alan ve iki katlı olan köşk, şehirde mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında gelmektedir. Hem Atatürk’ün anısını yâd edebileceğiniz hem de 19. yy’a ait Fransız mimarisinin izlerine rastlayabileceğiniz bu binanın yapılış tarihinin 19. yy sonları olduğu tahmin edilmektedir. Mustafa Kemal’in 1923 yılında yaptığı Bursa’ya ikinci ziyaretinde, Bursa Belediyesi tarafından kendisini armağan edilen köşk, bundan sonra Ulu Önder’in her gelişinde konakladığı yer olmuştur. Köşk iki katlıdır ve Cumhuriyet’in ilanının 50. yıldönümü olan 1973 yılından beri müze olarak faaliyet göstermektedir.

3 – İstanbul Dolmabahçe Sarayı
Hiç şüphesiz İstanbul’un önemli tarihi yapılarından biri olan Dolmabahçe Sarayı, inşa edildiği tarihler olan 1843-1855 yıllarından sonra Osmanlı Devleti’nin önemli merkezlerinden biri olmuştur.  Zamanında dönemin padişahı Abdülmecid tarafından yaptırılmış olan saray 10 Kasım 1938 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün hayata gözlerini yumduğu yer olarak üzerimizde bizi derinden sarsan bir etkiye sahiptir. Atatürk’ün her şeyiyle muhafaza edilen yatak odası, çalışma odası ve pek çok değerli eşyası sarayda sergilenen eserlerden yalnızca bazılarıdır.

4 – Samsun Gazi Müzesi
Samsun’da Mecidiye Caddesi üzerinde yer alan bina 1902 yılında iki katlı bir otel olarak inşa edilmiştir. Hatta Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs 1919 yılında Samsun’a ayak bastığında kaldığı ilk yer Mıntıka Palas olarak bilinen bu bina olmuştur. İkinci gelişinde ise Samsun halkı bu binayı Atatürk’e hediye etmiş ve Atatürk bundan sonra her gelişinde burada konaklamıştır. Yapı 8 Kasım 1998 yılında ise müzeye dönüştürülmüştür. Kurtuluş Savaşı mücadele dönemi için atılan en büyük adımlardan olan ve Türk tarihinde ayrı bir öneme sahip olan Samsun’a yolunuz düşerse müzeyi ziyaret etmeyi ihmal etmeyin.

5 – Alanya Atatürk Evi Müzesi
1935 yılında Alanya’yı ziyaret eden Mustafa Kemal, üç katlı olan ve Alanya’nın köklü ailelerinden Tevfik Azakoğlu’na ait olan evde birkaç saat dinlenmiştir. Bugün müze haline gelene bu ev, 19. yy klasik Alanya mimarisinin önemli örneklerinden biri olarak kabul edilmektedir. Evin müzeye dönüştürülmesi ise 1987 yılında ev sahibi tarafından Kültür Bakanlığı’na hediye edilmesiyle gerçekleşmiştir. Bugün müzede Atatürk’ün kişisel eşyalarına, fotoğraflarına, Mustafa Kemal’in Alanyalılara yazdığı telgrafa ve diğer belgelere yakından tanık olabilirsiniz.

6 – Trabzon Atatürk Köşkü
Yapılış zamanı 1980 yılına uzanan ve Konstantin Kabayanidis tarafından yazlık olarak yaptırılan bina Trabzon’da Soğuksu’nun çam ormanları içerisinde yer almaktadır. Konumu, önemi ve de mimarisi oldukça dikkat çeken bu köşkün Atatürk ile buluşması ise Ulu Önder’in 1924 yılı Trabzon ziyareti ile olmuştur. Soğuksu ziyareti sırasında köşkü çok beğenen Mustafa Kemal burada ağırlanmıştır. Bugün müze olarak hizmet veren köşkte Atatük’ün kullandığı eşyalar, fotoğraflar ve Trabzon’da yaptığı konuşmanın metni sergilenmektedir.

7- Adana Atatürk Evi Müzesi
19. yy’a ait geleneksel Adana evlerinin özelliklerine sahip olan yapı bölgede Seyhan Caddesi üzerinde yer almaktadır. Ev 15 Mart 1923 yılında Atatürk ve eşini ağırlamış, 1981 yılında ise müzeye dönüştürülerek halka açılmıştır. Müzenin içerisinde kütüphane, çalışma odası, yaver odası, Hatay odası, Kuvayi Milliye odası gibi çeşitli odalar, o dönemdeki bazı olayları tasvir eden çeşitli mankenler ve daha nicesi sergilenmektedir. Ayrıca Ulu Önder’in Adana’ya geliş tarihi olan 15 Mart, her yıl bu binada resmi bir törenle kutlanır.

8 – Konya Atatürk Evi Müzesi
Konya’da Atatürk Caddesi’nde yer alan ve 1912 yılında yaptırılmış olan köşk, tam 12 kez Atatürk’ü ağırlamıştır. İlk ziyaretlerinden biri olan 1920 yılında 1 gece kalmasının ardından eşi Latife Hanım’la birlikte gelmiş ve diğer ziyaretlerinde de Atatürk bu köşkte konaklamıştır. Bu nedenle hem Konya halkı hem de Türk halkı açısından değerli olan köşk, 1964 yılında müzeye dönüştürülmüştür. Bugün burada sergilenen eserler arasında ise Ulu Önder’in Konya ziyaretini anlatan belgeler, bu ziyaretler sırasında aldığı notlar, kişisel eşyalar ve fotoğraflar yer almaktadır.

9 – Mersin Atatürk Evi Müzesi
1897 yılında yaptırılmış olan ev, Mersin’de Atatürk Caddesi üzerinde yer almaktadır. Evin zamanında yapılış amacı dönemin Almanya Konsolosu Bay Christman’ın Mersinli tüccar olan Mavromati’nin kızı ile evlenmesidir. Yapı daha sonraları birçok kez el değiştirse de, 1992 yılında Atatürk Müzesi haline getirilmiştir. Atatürk’ün evle tanışması 1925 yılına uzanmaktadır. O dönemde Mustafa Kemal, tam 11 gün boyunca eşi Latife Hanım ile birlikte konaklamıştır. Müzede Anıtkabir’den gelen 22 Atatürk eşyasına, fotoğraf ve çeşitli belgelere ulaşabilirsiniz.

10 – Diyarbakır Atatürk Köşkü
Diyarbakır Gazi Köşkü ismiyle de bilinen bu köşk, Diyarbakır surlarının dışında yer almaktadır. Kaynaklara göre 14 Mart 1916’da Diyarbakır’a gelip yaklaşık 10 ay görev yapan Mustafa Kemal bu köşkte konaklamıştır. Köşk, 1926 yılında Diyarbakır Belediyesi tarafından Atatürk’e armağan edilmiş ve onu fahri hemşehrileri seçmişlerdir. Mustafa Kemal’in vefatından sonra yeniden onarıma giren ve ziyarete açılan köşkün çalışma odası ve yatak odaları gibi bölümleri bugün ziyaretçilere açıktır.

Türkiye’de en uygun konaklama alternatifleri için: www.neredekal.com



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2qeHveJ
via IFTTT

Yeni Havalimanı’ndaki en büyük mobilite çözümü thyssenkrupp, İstanbul Yeni Havalimanı’ndaki en büyük mobilite çözümüne imza attı thyssenkrupp Elevator, İstanbul Yeni Havalimanı’nın 143 adet yolcu biniş köprüsünü ve 4 asansörünü 27 ay gibi kısa bir sürede teslim etmeyi başardı Şirketin gelişmiş teknolojileri sayesinde, 200 milyon yolcuya kusursuz bir seyahat deneyimi sunulacak Global mobilite çözümleri sağlayıcısı thyssenkrupp Elevator,dünyanın en büyük projelerinden biri olan İstanbul Yeni Havalimanı’ndaki 143 yolcu biniş köprüsünü ve 4 asansörünü kapsayan tam kapsamlı mobilite çözüm paketini 27 ay gibi kısa bir süre içinde teslim etmeyi başardı. Altı piste ve yıllık 200 milyon kişi kapasiteye sahip İstanbul Yeni Havalimanı, dört yapım aşamasının tamamlanmasıyla birlikte dünyanın en büyük havalimanı olacak. Havalimanının tam operasyonel kapasitesiyle çalışabilmesi için kritik önem taşıyan thyssenkrupp Elevator’ın yolcu köprüleri ve asansörleri, yolculara, kusursuz, güvenli ve konforlu bir seyahat deneyimi sunuyor. thyssenkrupp Asansör CEO’su İsmail Polat konu ile ilgili yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: “İstanbul Yeni Havalimanı, bizim için çok önemli bir proje. Bu proje, hem İstanbul’un ihtiyaç duyduğu büyük havalimanını inşa etmek hem de dünyanın dört bir yanından gelen milyonlarca yolcuya yeni nesil bir seyahat deneyimi yaşatmak anlamına geliyor. Projenin hayata geçirilebilmesi için, çok kısa bir süre içinde birinci sınıf ekipman, hızlı teslimat ve karmaşık çözümler üretmemiz gerekti. Havalimanı çözümleri konusunda sahip olduğumuz uzmanlığımız ve yüksek disiplinli ekiplerimiz sayesinde, tüm ihtiyaçları eksiksiz bir şekilde karşılayacak ve havalimanı içerisinde sorunsuz ulaşıma olanak tanıyacak en iyi paket hizmetimizi geliştirdik.” thyssenkrupp Elevator’ın tüm yolcu biniş köprüleri ve asansörleri, kanıtlanmış ve dayanıklı bileşenler ile en gelişmiş teknolojiler ve en yüksek standartlar gözetilerek tasarlanıp üretiliyor. İstanbul Yeni Havalimanı’ndaki yolcu biniş köprüleri, şirketin İspanya Mieres’de bulunan fabrikasında üretilerek kurulum çalışmalarının başlaması için 2017 yılında İstanbul’a getirildi. İstanbul Yeni Havalimanı projesinde, 50 kilometrekareden daha büyük bir şantiye alanında 33.000 çalışanla aynı zamanda birlikte çalışmak thyssenkrupp Elevator için heyecan verici bir deneyim oldu. Şirketin 50 kişiden oluşan uzman ekibi, hem çalışanlar ve taşeronlar için güvenli bir ortam sağlamak hem de optimum verim sağlayacak ve kısa teslimat sürelerini karşılayacak sistemleri zamanında teslim etmek için büyük çaba sarf etti. thyssenkrupp Elevator, bu görevi -sözleşmenin imzalanmasından tamamlanana kadar- sadece 27 ay gibi kısa bir sürede tamamlamayı başardı. thyssenkrupp Elevator, dünyanın dört bir yanındaki havalimanlarında son derece güçlü bir portföye sahip. Şirketin referansları arasında Sao Paulo, Toronto, New York, Şangay, Yeni Delhi, Bangkok, Frankfurt, Münih, Madrid, Barselona, İzmir, Ankara, Doha, Abu Dabi, Dubai ve Cidde’deki havalimanlarında bulunan gelişmiş teknolojiler yer alıyor. Aynı zamanda yolcu biniş köprülerinin bakım sözleşmesine de sahip olan şirket, bu sayede İstanbul Yeni Havalimanı’ndaki faaliyetlerini sürdürmeye devam edecek. thyssenkrupp Elevator Hakkında: thyssenkrupp Elevator, Grubun yolcu taşıma sistemleri alanındaki küresel faaliyetlerini bir araya getirmektedir. 2016/2017 mali yılında 7,7 milyar Euro satış gerçekleştiren ve 150 ülkedeki müşterilere hizmet sunan thyssenkrupp Elevator, şirketin benzersiz mühendislik yetkinliklerini kullanarak sadece 40 yılda dünyanın lider asansör şirketlerinden biri haline gelmiştir. 50.000’i aşkın nitelikli çalışanı olan şirket, müşterilerin bireysel ihtiyaçlarını karşılamak üzere geliştirilmiş akıllı ve yenilikçi ürünler ve hizmetler sunmaktadır. Ürün ve hizmet portföyü içinde yük ve yolcu asansörleri, yürüyen merdiven ve bantlar, yolcu biniş köprüleri, merdiven asansörü ve platform kaldırıcıları ile tüm ürünler için isteğe özel hizmet çözümleri yer almaktadır. Dünya genelindeki 1.000’ü aşkın tesisinde müşterilere yakınlığı temin etmek üzere kapsamlı bir satış ve hizmet ağı sunmaktadır. thyssenkrupp thyssenkrupp, sermaye malları ve hizmetler alanlarındaki payı giderek artan, materyaller alanında güçlü olan çeşitlendirilmiş bir endüstri grubudur. Yaklaşık 79 ülkede 158.000’den fazla çalışan, kaliteli ürünler, akıllı endüstriyel süreçler ve sürdürülebilir bir gelişme için hizmetler sunmak üzere azim ve teknolojik uzmanlıkla çalışmaktadır. Çalışanlarımızın becerileri ve bağlılıkları başarımızın temelini oluşturur. 2016/2017 mali yılında thyssenkrupp yaklaşık 41,5 milyar Euro değerinde satış gerçekleştirmiştir. Müşterilerimizle birlikte Mekanik, Fabrika ve Materyal alanlarında gelecekte karşılaşılacak güçlüklere rekabetçi çözümler geliştiriyoruz. Mühendislik alanındaki uzmanlığımızla müşterilerimizin ekonomik bir maliyet ve kaynak kullanımı ile küresel pazarda avantaj sağlamasını ve yenilikçi ürünler üretmesini sağlıyoruz. Bizim için Grubun kombine gücü ile birleşen teknik gelişme ve inovasyonlar, mevcut ve gelecekte oluşacak müşteri ve pazar gerekliliklerini karşılamamızı, geleceğin pazarlarında büyümemizi, güçlü ve istikrarlı kazanç, nakit akışı ve değer artışı sağlamamızı mümkün kılan kilit faktörlerdir.

thyssenkrupp, İstanbul Yeni Havalimanı’ndaki en büyük mobilite çözümüne imza attı

  • thyssenkrupp Elevator, İstanbul Yeni Havalimanı’nın 143 adet yolcu biniş köprüsünü ve 4 asansörünü 27 ay gibi kısa bir sürede teslim etmeyi başardı
  • Şirketin gelişmiş teknolojileri sayesinde, 200 milyon yolcuya kusursuz bir seyahat deneyimi sunulacak

Global mobilite çözümleri sağlayıcısı thyssenkrupp Elevator,dünyanın en büyük projelerinden biri olan İstanbul Yeni Havalimanı’ndaki 143 yolcu biniş köprüsünü ve 4 asansörünü kapsayan tam kapsamlı mobilite çözüm paketini 27 ay gibi kısa bir süre içinde teslim etmeyi başardı.

Altı piste ve yıllık 200 milyon kişi kapasiteye sahip İstanbul Yeni Havalimanı, dört yapım aşamasının tamamlanmasıyla birlikte dünyanın en büyük havalimanı olacak. Havalimanının tam operasyonel kapasitesiyle çalışabilmesi için kritik önem taşıyan thyssenkrupp Elevator’ın yolcu köprüleri ve asansörleri, yolculara, kusursuz, güvenli ve konforlu bir seyahat deneyimi sunuyor.

thyssenkrupp Asansör CEO’su İsmail Polat konu ile ilgili yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: “İstanbul Yeni Havalimanı, bizim için çok önemli bir proje. Bu proje, hem İstanbul’un ihtiyaç duyduğu büyük havalimanını inşa etmek hem de dünyanın dört bir yanından gelen milyonlarca yolcuya yeni nesil bir seyahat deneyimi yaşatmak anlamına geliyor. Projenin hayata geçirilebilmesi için, çok kısa bir süre içinde birinci sınıf ekipman, hızlı teslimat ve karmaşık çözümler üretmemiz gerekti. Havalimanı çözümleri konusunda sahip olduğumuz uzmanlığımız ve yüksek disiplinli ekiplerimiz sayesinde, tüm ihtiyaçları eksiksiz bir şekilde karşılayacak ve havalimanı içerisinde sorunsuz ulaşıma olanak tanıyacak en iyi paket hizmetimizi geliştirdik.”

thyssenkrupp Elevator’ın tüm yolcu biniş köprüleri ve asansörleri, kanıtlanmış ve dayanıklı bileşenler ile en gelişmiş teknolojiler ve en yüksek standartlar gözetilerek tasarlanıp üretiliyor. İstanbul Yeni Havalimanı’ndaki yolcu biniş köprüleri, şirketin İspanya Mieres’de bulunan fabrikasında üretilerek kurulum çalışmalarının başlaması için 2017 yılında İstanbul’a getirildi.

İstanbul Yeni Havalimanı projesinde, 50 kilometrekareden daha büyük bir şantiye alanında 33.000 çalışanla aynı zamanda birlikte çalışmak thyssenkrupp Elevator için heyecan verici bir deneyim oldu. Şirketin 50 kişiden oluşan uzman ekibi, hem çalışanlar ve taşeronlar için güvenli bir ortam sağlamak hem de optimum verim sağlayacak ve kısa teslimat sürelerini karşılayacak sistemleri zamanında teslim etmek için büyük çaba sarf etti. thyssenkrupp Elevator, bu görevi -sözleşmenin imzalanmasından tamamlanana kadar- sadece 27 ay gibi kısa bir sürede tamamlamayı başardı.

thyssenkrupp Elevator, dünyanın dört bir yanındaki havalimanlarında son derece güçlü bir portföye sahip. Şirketin referansları arasında Sao Paulo, Toronto, New York, Şangay, Yeni Delhi, Bangkok, Frankfurt, Münih, Madrid, Barselona, İzmir, Ankara, Doha, Abu Dabi, Dubai ve Cidde’deki havalimanlarında bulunan gelişmiş teknolojiler yer alıyor.

Aynı zamanda yolcu biniş köprülerinin bakım sözleşmesine de sahip olan şirket, bu sayede İstanbul Yeni Havalimanı’ndaki faaliyetlerini sürdürmeye devam edecek.

thyssenkrupp Elevator Hakkında:

thyssenkrupp Elevator, Grubun yolcu taşıma sistemleri alanındaki küresel faaliyetlerini bir araya getirmektedir. 2016/2017 mali yılında 7,7 milyar Euro satış gerçekleştiren ve 150 ülkedeki müşterilere hizmet sunan thyssenkrupp Elevator, şirketin benzersiz mühendislik yetkinliklerini kullanarak sadece 40 yılda dünyanın lider asansör şirketlerinden biri haline gelmiştir. 50.000’i aşkın nitelikli çalışanı olan şirket, müşterilerin bireysel ihtiyaçlarını karşılamak üzere geliştirilmiş akıllı ve yenilikçi ürünler ve hizmetler sunmaktadır. Ürün ve hizmet portföyü içinde yük ve yolcu asansörleri, yürüyen merdiven ve bantlar, yolcu biniş köprüleri, merdiven asansörü ve platform kaldırıcıları ile tüm ürünler için isteğe özel hizmet çözümleri yer almaktadır. Dünya genelindeki 1.000’ü aşkın tesisinde müşterilere yakınlığı temin etmek üzere kapsamlı bir satış ve hizmet ağı sunmaktadır.

thyssenkrupp

thyssenkrupp, sermaye malları ve hizmetler alanlarındaki payı giderek artan, materyaller alanında güçlü olan çeşitlendirilmiş bir endüstri grubudur. Yaklaşık 79 ülkede 158.000’den fazla çalışan, kaliteli ürünler, akıllı endüstriyel süreçler ve sürdürülebilir bir gelişme için hizmetler sunmak üzere azim ve teknolojik uzmanlıkla çalışmaktadır. Çalışanlarımızın becerileri ve bağlılıkları başarımızın temelini oluşturur. 2016/2017 mali yılında thyssenkrupp yaklaşık 41,5 milyar Euro değerinde satış gerçekleştirmiştir.

Müşterilerimizle birlikte Mekanik, Fabrika ve Materyal alanlarında gelecekte karşılaşılacak güçlüklere rekabetçi çözümler geliştiriyoruz. Mühendislik alanındaki uzmanlığımızla müşterilerimizin ekonomik bir maliyet ve kaynak kullanımı ile küresel pazarda avantaj sağlamasını ve yenilikçi ürünler üretmesini sağlıyoruz. Bizim için Grubun kombine gücü ile birleşen teknik gelişme ve inovasyonlar, mevcut ve gelecekte oluşacak müşteri ve pazar gerekliliklerini karşılamamızı, geleceğin pazarlarında büyümemizi, güçlü ve istikrarlı kazanç, nakit akışı ve değer artışı sağlamamızı mümkün kılan kilit faktörlerdir.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2JlBWnB
via IFTTT

TAV’dan yılın ilk 9 ayında 206 milyon avro kâr


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2yBbNwH

TAV’dan yılın ilk 9 ayında 206 milyon avro kâr TAV’dan yılın ilk 9 ayında 206 milyon avro kâr TAV Havalimanları 2018’in ilk dokuz ayında net kârını yüzde 25 artırarak 206 milyon avroya yükseltti. Aynı dönemde şirketin konsolide cirosu yüzde 6 artışla 902 milyon avro oldu. Türkiye’nin havalimanı işletmeciliğinde dünyadaki lider markası TAV Havalimanları, yılın ilk dokuz ayında 118 milyon yolcuya hizmet verdi. Şirket aynı dönemde 902 milyon avro ciro elde ederken net karı 206 milyon avro oldu. TAV Havalimanları İcra Kurulu Başkanı Sani Şener “TAV olarak yedi ülkede 15 havalimanının işletmesini üstleniyoruz. Havalimanı işletmeciliğinde tüm dünyada tercih edilen bir marka olarak, hizmet şirketlerimiz de 20 ülkede toplam 63 havalimanında hizmet veriyor. Hizmet şirketlerimizin faaliyet gösterdiği 63 havalimanının 40’ı yurtdışında, 19 farklı ülkede bulunuyor. Mayıs ayında, Türkiye’nin dış hat yolcu trafiği açısından ikinci büyük havalimanı olan Antalya Havalimanı’na yüzde 50 ortak olduk. 2018’in ilk dokuz ayında dış hat yolcu trafiği yüzde 27 büyüyen Antalya Havalimanı, Türkiye’nin en önemli turizm destinasyonu olarak şirketimizin geleceğe dönük büyüme planları içinde önemli bir yere sahip. 2018 yılında işlettiğimiz havalimanlarının neredeyse tamamı tüm zamanların en yüksek dış hat yolcu rakamlarına ulaşarak kendi rekorlarını kırdı. Portföyümüze bu yıl kattığımız Antalya hariç Türkiye’de işletmesini üstlendiğimiz havalimanları yılın ilk dokuz ayında yüzde 10 yolcu artışı elde ederken, yurtdışında işlettiğimiz havalimanlarının yolcu büyümesi yüzde 15 olarak gerçekleşti. Toplam yolcu trafiği açısından Tunus’ta yüzde 50, Gürcistan’da yüzde 21 ve Makedonya’da yüzde 18 artış oldu. Böylece, inorganik büyüme de dahil olmak üzere 2018’in ilk dokuz ayında hizmet verdiğimiz yolcu sayısında yüzde 36 büyüme kaydettik. İnorganik büyümeyi dahil etmediğimiz zaman sadece organik büyümemiz %11’e ulaştı. Yolcu sayısında elde ettiğimiz bu çok başarılı sonuçları yüksek karlılıkla taçlandırmayı da bildik. Ciromuz yüzde 6 artarak 902 milyon avroya ulaştı. FAVÖK yüzde 23 artarak 485 milyon avroya ulaştı. Kurdaki harekete karşın net kârımız yüzde 25 artarak 206 milyon Avroya ulaştı ve ‘önemli çift haneli büyüme’ hedefimizi ilk dokuz ay itibariyle tutturduk. 2018 yılsonu için, trafik ve kur varsayımlarımız çerçevesinde ve Antalya yolcusu dahil olarak, yüzde 30’dan fazla yolcu büyümesi, Atatürk Havalimanı’nda yüzde 8-10 arası dış hat yolcusu büyümesi, Atatürk Havalimanı şehir çıkışlı dış hat yolcuda yüzde 11-13 arası büyüme, FAVÖK’te yüzde 14-16 arası artış ve net karda önemli çift haneli büyüme beklentilerimizi koruyoruz. Yer hizmetleri şirketlerimiz Havaş ve Türk Hava Yolları ile ortaklığımızı 15 yıl daha devam ettirme kararı aldığımız TGS, İstanbul Yeni Havalimanı’nın yaratacağı artan kapasite ile ülkemiz havacılık sektörünün yaşayacağı büyümeden son derece olumlu etkilenecek. TAV İşletme Hizmetleri, BTA ve TAV Technologies kendi hizmet alanlarında tüm dünyada tercih edilen birer markaya dönüşürken portföylerine yeni havalimanları ekleyerek büyümeye devam ediyor. Büyüme stratejimizin üçüncü sacayağı olan hizmet şirketlerinin toplam kombine cirodaki payı yüzde 36’ya ulaştı. TAV Havalimanları’nı bugünlere getiren çalışanlarımıza, hissedarlarımıza ve iş ortaklarımıza emekleri ve güvenleri için teşekkür ediyorum” dedi. ÖZET FİNANSAL VE OPERASYONEL BİLGİLER (milyon avro) 2017 9A 2018 9A % değişim Konsolide ciro* 853.9 902.0 6% FAVÖK* 393.0 485.2 23% FAVÖK marjı (%) 46.0% 53.8% 7.8 puan Net Kâr 164.9 205.6 25% Yolcu sayısı (mn) 87.1 118.2 36% – Dış hat 49.9 75.2 51% – İç hat 37.2 42.9 15% *: Bu bültendeki bilgiler TFRS Yorum 12 için düzeltilmiş ciro ve FAVÖK baz alınarak hesaplanmıştır. TAV Havalimanları hakkında Dünyanın önde gelen havalimanı işletmecileri arasında yer alan TAV Havalimanları, Türkiye’de İstanbul Atatürk, Antalya, Ankara Esenboğa, İzmir Adnan Menderes, Milas Bodrum ve Gazipaşa Alanya havalimanlarını işletiyor. TAV yurtdışında ise Gürcistan’ın Tiflis ve Batum, Tunus’un Monastır ve Enfidha-Hammamet, Makedonya’nın Üsküp ile Ohrid, Suudi Arabistan’ın Medine ve Hırvatistan’ın Zagreb Havalimanı’nda faaliyet gösteriyor. Holding, duty free, yiyecek-içecek hizmetleri, yer hizmetleri, bilişim, güvenlik ve işletme hizmetleri gibi havalimanı operasyonunun diğer alanlarında da faaliyet gösteriyor. Bu çerçevede TAV Havalimanları, Letonya’nın Riga Havalimanı’nda da duty free, yiyecek içecek ve diğer ticari alanların işletmesini gerçekleştiriyor. Şirket 2017’de iştirakleriyle birlikte 836 bin uçak seferine ve 115 milyon yolcuya hizmet sundu.

TAV’dan yılın ilk 9 ayında 206 milyon avro kâr

TAV Havalimanları 2018’in ilk dokuz ayında net kârını yüzde 25 artırarak 206 milyon avroya yükseltti. Aynı dönemde şirketin konsolide cirosu yüzde 6 artışla 902 milyon avro oldu.

Türkiye’nin havalimanı işletmeciliğinde dünyadaki lider markası TAV Havalimanları, yılın ilk dokuz ayında 118 milyon yolcuya hizmet verdi. Şirket aynı dönemde 902 milyon avro ciro elde ederken net karı 206 milyon avro oldu.

TAV Havalimanları İcra Kurulu Başkanı Sani Şener “TAV olarak yedi ülkede 15 havalimanının işletmesini üstleniyoruz. Havalimanı işletmeciliğinde tüm dünyada tercih edilen bir marka olarak, hizmet şirketlerimiz de 20 ülkede toplam 63 havalimanında hizmet veriyor. Hizmet şirketlerimizin faaliyet gösterdiği 63 havalimanının 40’ı yurtdışında, 19 farklı ülkede bulunuyor.

Mayıs ayında, Türkiye’nin dış hat yolcu trafiği açısından ikinci büyük havalimanı olan Antalya Havalimanı’na yüzde 50 ortak olduk. 2018’in ilk dokuz ayında dış hat yolcu trafiği yüzde 27 büyüyen Antalya Havalimanı, Türkiye’nin en önemli turizm destinasyonu olarak şirketimizin geleceğe dönük büyüme planları içinde önemli bir yere sahip.

2018 yılında işlettiğimiz havalimanlarının neredeyse tamamı tüm zamanların en yüksek dış hat yolcu rakamlarına ulaşarak kendi rekorlarını kırdı. Portföyümüze bu yıl kattığımız Antalya hariç Türkiye’de işletmesini üstlendiğimiz havalimanları yılın ilk dokuz ayında yüzde 10 yolcu artışı elde ederken, yurtdışında işlettiğimiz havalimanlarının yolcu büyümesi yüzde 15 olarak gerçekleşti.

Toplam yolcu trafiği açısından Tunus’ta yüzde 50, Gürcistan’da yüzde 21 ve Makedonya’da yüzde 18 artış oldu.

Böylece, inorganik büyüme de dahil olmak üzere 2018’in ilk dokuz ayında hizmet verdiğimiz yolcu sayısında yüzde 36 büyüme kaydettik. İnorganik büyümeyi dahil etmediğimiz zaman sadece organik büyümemiz %11’e ulaştı. Yolcu sayısında elde ettiğimiz bu çok başarılı sonuçları yüksek karlılıkla taçlandırmayı da bildik. Ciromuz yüzde 6 artarak 902 milyon avroya ulaştı. FAVÖK yüzde 23 artarak 485 milyon avroya ulaştı. Kurdaki harekete karşın net kârımız yüzde 25 artarak 206 milyon Avroya ulaştı ve ‘önemli çift haneli büyüme’ hedefimizi ilk dokuz ay itibariyle tutturduk.

2018 yılsonu için, trafik ve kur varsayımlarımız çerçevesinde ve Antalya yolcusu dahil olarak, yüzde 30’dan fazla yolcu büyümesi, Atatürk Havalimanı’nda yüzde 8-10 arası dış hat yolcusu büyümesi, Atatürk Havalimanı şehir çıkışlı dış hat yolcuda yüzde 11-13 arası büyüme, FAVÖK’te yüzde 14-16 arası artış ve net karda önemli çift haneli büyüme beklentilerimizi koruyoruz.

Yer hizmetleri şirketlerimiz Havaş ve Türk Hava Yolları ile ortaklığımızı 15 yıl daha devam ettirme kararı aldığımız TGS, İstanbul Yeni Havalimanı’nın yaratacağı artan kapasite ile ülkemiz havacılık sektörünün yaşayacağı büyümeden son derece olumlu etkilenecek. TAV İşletme Hizmetleri, BTA ve TAV Technologies kendi hizmet alanlarında tüm dünyada tercih edilen birer markaya dönüşürken portföylerine yeni havalimanları ekleyerek büyümeye devam ediyor. Büyüme stratejimizin üçüncü sacayağı olan hizmet şirketlerinin toplam kombine cirodaki payı yüzde 36’ya ulaştı.

TAV Havalimanları’nı bugünlere getiren çalışanlarımıza, hissedarlarımıza ve iş ortaklarımıza emekleri ve güvenleri için teşekkür ediyorum” dedi.

ÖZET FİNANSAL VE OPERASYONEL BİLGİLER

(milyon avro) 2017 9A 2018 9A % değişim
Konsolide ciro* 853.9 902.0 6%
FAVÖK* 393.0 485.2 23%
FAVÖK marjı (%) 46.0% 53.8% 7.8 puan
Net Kâr 164.9 205.6 25%
Yolcu sayısı (mn) 87.1 118.2 36%
– Dış hat 49.9 75.2 51%
– İç hat 37.2 42.9 15%

*: Bu bültendeki bilgiler TFRS Yorum 12 için düzeltilmiş ciro ve FAVÖK baz alınarak hesaplanmıştır.

TAV Havalimanları hakkında

Dünyanın önde gelen havalimanı işletmecileri arasında yer alan TAV Havalimanları, Türkiye’de İstanbul Atatürk, Antalya, Ankara Esenboğa, İzmir Adnan Menderes, Milas Bodrum ve Gazipaşa Alanya havalimanlarını işletiyor. TAV yurtdışında ise Gürcistan’ın Tiflis ve Batum, Tunus’un Monastır ve Enfidha-Hammamet, Makedonya’nın Üsküp ile Ohrid, Suudi Arabistan’ın Medine ve Hırvatistan’ın Zagreb Havalimanı’nda faaliyet gösteriyor. Holding, duty free, yiyecek-içecek hizmetleri, yer hizmetleri, bilişim, güvenlik ve işletme hizmetleri gibi havalimanı operasyonunun diğer alanlarında da faaliyet gösteriyor. Bu çerçevede TAV Havalimanları, Letonya’nın Riga Havalimanı’nda da duty free, yiyecek içecek ve diğer ticari alanların işletmesini gerçekleştiriyor. Şirket 2017’de iştirakleriyle birlikte 836 bin uçak seferine ve 115 milyon yolcuya hizmet sundu.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2yBbNwH
via IFTTT

26 Ekim 2018 Cuma

Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Kabiniçi Bakım ve Komponent Bakım Personeli Arıyor


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2CJn8Ot

Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Kabiniçi Bakım ve Komponent Bakım Personeli Arıyor GENEL NİTELİKLER İlan Kriterleri T.C. Vatandaşı olmak 01.01.1990 sonrasında doğmuş olmak Adli sicil, adli sicil arşiv kaydı ve GBT kaydı bulunmamak Vardiyalı düzende çalışabilmek Teorik eğitimler süresince eğitim yapılacağı şehirde ve pratik eğitimlerde İstanbul’da ikameti ve kursa kesintisiz devamı kabul etmek Herhangi bir sağlık problemi bulunmamak (İşitme kaybı, renk körlüğü, iki göz arası 4 Dioptriden fazla göz bozukluğu, BMI dengesizliği vb. ağır veya ince işçilik gerektiren işlere engel teşkil edebilecek rahatsızlıklar) Birden fazla işi üstlenebilmek, pratik ve sonuç odaklı olmak Öğrenmeye ve çalışmaya hevesli olmak Takım çalışmasına yatkın olmak CEFR (Common European Framework of Reference for Languages) kriterlerine göre en az A2 Seviyesinde İngilizce bilgisine sahip olmak Hidrolik ve mekanik uçak komponentlerinin arıza tespit, bakım ve onarımlarını yapabilecek, Teknik resim okuyabilen ve yorumlayabilen, Sorumluluğunun gerektirdiği teknik verileri ve prosedürleri bilecek ve bunlara uygun hareket edecek, Mekanik tamir ve bakımda kullanılan el aletlerine hâkim ve el becerisi yüksek olan, Titiz ve düzenli çalışmaya önem veren Anadolu Teknik Liseleri ve Teknik Liselerin; Uçak Bakım Gövde Motor, Uçak Bakım Elektrik/Elektroniği bölümlerin birinden mezun olmak Meslek Yüksek Okullarının; Döküm, Endüstriyel Kalıpçılık, Gemi Makineleri, Lastik ve Plastik Teknolojisi, Kaynak Teknolojisi, Kimya Teknolojisi, Kontrol ve Otomasyon Teknolojisi, Makine, Makine Resim ve Konstrüksiyon, Mekatronik, Metalurji, Otomotiv Teknolojisi, Elektrik, Elektrik-Elektronik, Elektrikli Cihaz Teknolojisi, Elektrik Enerjisi Üretim İletim ve Dağıtımı, Elektronik Haberleşme Teknolojisi, Elektronik Teknolojisi, Endüstriyel Elektronik, Endüstriyel Otomasyon, Uçak Teknolojisi gibi Kabiniçi veya Komponent bakım onarım işinde çalışabilecek mekanik ve elektronik bölümlerin birinden mezun olmak. İŞ TANIMI THY Teknik A.Ş. – Kabiniçi Bakım Personeli ve Komponent Bakım Personeli Türk Hava Yolları Teknik A.Ş., Türk Hava Yolları A.O. marka topluluğunun bir parçasıdır. Dünyanın ileri gelen havacılık servis tedarikçilerinden olan marka, müşterilerine 8000 kişilik uzman ekibiyle; kaliteli ve kapsamlı bakım, onarım, modifikasyon ve rekonfigürasyon hizmetleri sunmaktadır. İstanbul, Ankara ve Aydın’da bakım hangarları bulunan Türk Hava Yolları Teknik A.Ş., operasyonlarını İstanbul’da Atatürk Havalimanı ve Sabiha Gökçen Havalimanı tesisleri olmak üzere iki kıtada yürütmekte; mühendislik ve bakım faaliyetlerinin yanı sıra komponent bakım-yedek desteği, dizayn, sertifikasyon ve üretim alanlarında birçok uluslararası havayolu şirketine hizmet vermektedir. Bu ilan kapsamında Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ve İŞKUR Kocaeli İl Müdürlüğü işbirliği ile havacılık sektörünün ihtiyaçlarına yönelik Uçak Kabiniçi Bakım Elemanı Eğitimİ ve Komponent Bakım Elemanı Eğitimi düzenlenecektir. Eğitim programının teorik kısmı Kocaeli Üniversitesi Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesinde pratik kısmı ise THY Teknik A.Ş.’nin İstanbuldaki tesislerinde yapılacaktır. Eğitim süresi4 ay olup eğitimi başarıyla bitiren kursiyerlerKabiniçiveya Komponent bakım onarımı alanında istihdam edilecektir. İlanımıza başvuran adayların Kocaeli İŞKUR’un açmış olduğu 711730portal numaralı ilana da başvurması gerekmektedir. Önemli Tarihler: İlan başvuru tarihleri: 25 Ekim 2018 – 05 Kasım 2018 Sınav tarihi: 11 Kasım 2018 Başvur  

GENEL NİTELİKLER
İlan Kriterleri
T.C. Vatandaşı olmak
01.01.1990 sonrasında doğmuş olmak
Adli sicil, adli sicil arşiv kaydı ve GBT kaydı bulunmamak
Vardiyalı düzende çalışabilmek
Teorik eğitimler süresince eğitim yapılacağı şehirde ve pratik eğitimlerde İstanbul’da ikameti ve kursa kesintisiz devamı kabul etmek
Herhangi bir sağlık problemi bulunmamak (İşitme kaybı, renk körlüğü, iki göz arası 4 Dioptriden fazla göz bozukluğu, BMI dengesizliği vb. ağır veya ince işçilik gerektiren işlere engel teşkil edebilecek rahatsızlıklar)
Birden fazla işi üstlenebilmek, pratik ve sonuç odaklı olmak
Öğrenmeye ve çalışmaya hevesli olmak
Takım çalışmasına yatkın olmak
CEFR (Common European Framework of Reference for Languages) kriterlerine göre en az A2 Seviyesinde İngilizce bilgisine sahip olmak
Hidrolik ve mekanik uçak komponentlerinin arıza tespit, bakım ve onarımlarını yapabilecek,
Teknik resim okuyabilen ve yorumlayabilen,
Sorumluluğunun gerektirdiği teknik verileri ve prosedürleri bilecek ve bunlara uygun hareket edecek,
Mekanik tamir ve bakımda kullanılan el aletlerine hâkim ve el becerisi yüksek olan,
Titiz ve düzenli çalışmaya önem veren
Anadolu Teknik Liseleri ve Teknik Liselerin; Uçak Bakım Gövde Motor, Uçak Bakım Elektrik/Elektroniği bölümlerin birinden mezun olmak
Meslek Yüksek Okullarının; Döküm, Endüstriyel Kalıpçılık, Gemi Makineleri, Lastik ve Plastik Teknolojisi, Kaynak Teknolojisi, Kimya Teknolojisi, Kontrol ve Otomasyon Teknolojisi, Makine, Makine Resim ve Konstrüksiyon, Mekatronik, Metalurji, Otomotiv Teknolojisi, Elektrik, Elektrik-Elektronik, Elektrikli Cihaz Teknolojisi, Elektrik Enerjisi Üretim İletim ve Dağıtımı, Elektronik Haberleşme Teknolojisi, Elektronik Teknolojisi, Endüstriyel Elektronik, Endüstriyel Otomasyon, Uçak Teknolojisi gibi Kabiniçi veya Komponent bakım onarım işinde çalışabilecek mekanik ve elektronik bölümlerin birinden mezun olmak.
İŞ TANIMI
THY Teknik A.Ş. – Kabiniçi Bakım Personeli ve Komponent Bakım Personeli

Türk Hava Yolları Teknik A.Ş., Türk Hava Yolları A.O. marka topluluğunun bir parçasıdır. Dünyanın ileri gelen havacılık servis tedarikçilerinden olan marka, müşterilerine 8000 kişilik uzman ekibiyle; kaliteli ve kapsamlı bakım, onarım, modifikasyon ve rekonfigürasyon hizmetleri sunmaktadır.

İstanbul, Ankara ve Aydın’da bakım hangarları bulunan Türk Hava Yolları Teknik A.Ş., operasyonlarını İstanbul’da Atatürk Havalimanı ve Sabiha Gökçen Havalimanı tesisleri olmak üzere iki kıtada yürütmekte; mühendislik ve bakım faaliyetlerinin yanı sıra komponent bakım-yedek desteği, dizayn, sertifikasyon ve üretim alanlarında birçok uluslararası havayolu şirketine hizmet vermektedir.

Bu ilan kapsamında Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ve İŞKUR Kocaeli İl Müdürlüğü işbirliği ile havacılık sektörünün ihtiyaçlarına yönelik Uçak Kabiniçi Bakım Elemanı Eğitimİ ve Komponent Bakım Elemanı Eğitimi düzenlenecektir.

Eğitim programının teorik kısmı Kocaeli Üniversitesi Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesinde pratik kısmı ise THY Teknik A.Ş.’nin İstanbuldaki tesislerinde yapılacaktır. Eğitim süresi4 ay olup eğitimi başarıyla bitiren kursiyerlerKabiniçiveya Komponent bakım onarımı alanında istihdam edilecektir.

İlanımıza başvuran adayların Kocaeli İŞKUR’un açmış olduğu 711730portal numaralı ilana da başvurması gerekmektedir.

Önemli Tarihler:
İlan başvuru tarihleri: 25 Ekim 2018 – 05 Kasım 2018
Sınav tarihi: 11 Kasım 2018

Başvur

 



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2CJn8Ot
via IFTTT