27 Eylül 2017 Çarşamba

UTİKAD Bir İlke İmza Attı: İş’te Eşit Kadın


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2wjPd8L

UTİKAD Bir İlke İmza Attı: İş’te Eşit Kadın UTİKAD BİR İLKE İMZA ATTI: İŞ’TE EŞİT KADIN Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği UTİKAD, kurumsal sorumluluk çerçevesinde önemli bir ilke daha imza attı. Geçtiğimiz yıllarda Yeşil Ofis Sertifikası alan ilk sivil toplum kuruluşu olan aynı zamanda Sürdürülebilir Lojistik Sertifikası’nı sektöre sunan UTİKAD, şimdi de İş’te Eşit Kadın Sertifikası’nı almaya hak kazanan ilk sivil toplum kuruluşu oldu. Sürdürülebilirlik Akademisi tarafından verilen İş’te Eşit Kadın Sertifikası’nı dernek binasında düzenlenen törenle Sürdürülebilirlik Akademisi Yönetim kurulu Başkanı Murat Sungur Bursa’dan alan UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener, “Bu sertifika derneğimizin geleceğe dönük ve gelişimci yapısı ile büyük paralellik gösteriyor. Bizim için bu sertifikaya sahip olmak gurur verici” diye konuştu. Sürdürülebilirlik Akademisi, yeni projesi İş’te Eşit Kadın Sertifikası ile iş hayatında kadınlara eşit haklar ve fırsatlar verilmesi için çalışan kurumların çalışmalarını belgelendirmeye başladı. Süreci yakından takip eden ve ‘kadın’ın iş dünyasındaki varlığını destekleyen UTİKAD İş’te Eşit Kadın Sertifikası’nı almaya hak kazanan ilk Sivil Toplum Kuruluşu oldu. 2009 yılında, sürdürülebilir ve daha yaşanabilir bir dünya için iş dünyasında değişim yaratmak ve geleceği şekillendirmede etkili olmak üzere oluşturulan Sürdürülebilirlik Akademisi, “Değişim Zamanı” sloganı ile sürdürülebilirliği kurumların gündeminde tutmayı başardı. 2015 yılından itibaren ise “Değişimi Yönetmek” hedefi ile çalışmalarını yürüten kurum, İngiliz denetim şirketi Intertek iş birliği ile İş’te Eşit Kadın Sertifikası projesini hayata geçirdi. İş’te Eşit Kadın Sertifikası, iş hayatında kadınlara eşit haklar ve fırsatlar verilmesi için çalışan kurumların çalışmalarını belgelendirmeyi ve deneyimleri ile iş dünyasında dönüşümü desteklemeyi hedefliyor. İş’te Eşit Kadın Sertifikası’na başvuru, gönüllülük esası taşıyor. Başvuru adımını, Intertek tarafından gerçekleştirilen bağımsız bir denetim aşaması takip ediyor. Bağımsız değerlendirme sonucunda minimum yüzde 70 puan alan kurumlar sertifikaya hak kazanıyorlar. Sertifika bir yıl geçerli olup, bir yıllık süre sonunda dileyen kurum sertifika uzatımı için başvuru yapabiliyor ve tekrar denetim sürecine başlıyor. Ülkemizde çalışma hayatında kadının varlığının desteklenmesini ve geliştirilmesini önemseyen Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği UTİKAD, İş’te Eşit Kadın Sertifikası’nı almak için geçtiğimiz aylarda başvuruda bulundu. Başarılı geçen denetim sürecinin sonunda UTİKAD, İş’te Eşit Sertifikası almaya hak kazanan ilk sivil toplum kuruluşu oldu. 26 Eylül Salı günü UTİKAD dernek binasında düzenlenen törenle Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener, “İş’te Eşit Kadın Sertifikası”nı Sürdürülebilirlik Akademisi Yönetim Kurulu Başkanı Murat Sungur Bursa’dan aldı. UTİKAD Yönetim Kurulu üyelerinden Serkan Eren, Ekin Tırman, Koral Karşılıklı ve Rıdvan Haliloğlu’nun bulunduğu sertifika töreninde; UTİKAD Genel Müdürü Cavit Uğur ve UTİKAD Proje ve Bilgi Yönetimi Müdürü Tuğba Bafra da katıldı. Sürdürülebilirlik Akademisi Yönetim Kurulu Başkanı Murat Sungur Bursa “Sürdürülebilirlik Akademisi ve Intertek olarak amacımız sürdürülebilir kalkınma ve büyüme için olmazsa olmaz olan kadının iş hayatına daha etkin, aktif ve eşit koşullarda katılımının hızlandırılması ve kurumların iş modellerinin ve yönetim süreçlerinin gerekirse değişiminin sağlanması” diye konuştu. Sertifikanın sadece bir belge olarak görülmemesi gerektiğini söyleyen İş’te Eşit Kadın Sertifikası” Proje Koordinatörü Elif Altaşlı ise çalışmanın kurumlara katkılarıyla ilgili şu bilgileri verdi: “Bu belgeyi almak için kurumda incelenen her konu aynı zamanda eğitim, yönlendirme ve rekabet alanı oluşturuyor. Bu değişimin içinde en önemli konulardan biri de bilinç oluşturmak ve yaygınlaştırmak. Bu belgeyi alan kurumlar cinsiyet eşitliği konusunda bugüne kadar yapmış oldukları çalışmaların yeterliliğini ve doğruluğunu bir belge ile tescillemiş olacaklar. Sertifika, kurumsal itibarın artmasına, güçlü işveren markasının çekiciliğini ve performansını artırmaya, sürdürülebilir büyümeye ve sürdürülebilir kalkınmaya yardımcı olacaktır.” “İş’te Eşit Kadın Sertifikası”nı alan ilk sivil toplum kuruluşu olmanın UTİKAD açısından gurur verici olduğunun altını çizen UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener, “Sektörümüzde kadın işgücü büyük önem taşıyor. Bu sebeple tüm üyelerimizi bu sertifikayı almaları için yüreklendireceğiz. Kadınların çalışma ortamlarında aynı işi yaptıkları erkek meslektaşları ile aynı haklara sahip olması bizim açımızdan olmazsa olmaz bir gereklilik. Bu sebeple kadın çalışan sayısının bir hayli fazla olduğu lojistik sektörünün bu çalışmaya destek vereceğini ve sertifikanın giderek yaygınlaşacağını düşünüyorum” dedi. UTİKAD Genel Müdürü Cavit Uğur ise sertifikanın kendileri için büyük önem taşıdığını belirtirken, “UTİKAD olarak 2014 yılında İstanbul’da gerçekleştirdiğimiz FIATA Dünya Kongresi’nde “Lojistikte Sürdürülebilir Büyüme” sloganı ile lojistik sektöründe sürdürülebilirlik konusundaki farkındalığı arttırmayı hedefledik. Daha sonra bu çalışmalara dünyada ve Türkiye’de ilk kez UTİKAD tarafından ortaya konan “Sürdürülebilir Lojistik Sertifikası” ile devam ettik. Sürdürülebilirlik konusundaki duyarlılığımız nedeniyle Sürdürülebilirlik Akademisi’nin kadınlara yönelik bu projesi bizi heyecanlandırdı. Lojistik sektöründe kadın çalışan istihdamı oldukça yüksek. Şirket sahiplerinden üst ve orta düzey yöneticilere kadar pek çok kademede kadın çalışanlar görev alıyor. Aynı şekilde UTİKAD’da da kadın çalışan sayımız yüksek ve üstlendikleri sorumluluklar büyük. Bu sertifikayı alarak sadece kendi Derneğimizde ve sektörümüzde değil, ülke genelinde de kadının çalışma hayatındaki önemine dikkat çekmek istedik. Üyelerimizi de bu sertifikayı almaya davet ediyoruz” dedi. Denetim ve sertifikayı alım sürecini UTİKAD adına yürüten UTİKAD Proje ve Bilgi Yönetimi Müdürü Tuğba Bafra “Sertifikayı almamızda bizlere eşit haklarda çalışma imkanı sunan ve kadın çalışanlara her zaman destek olan Genel Müdürümüz Cavit Uğur ve Yönetim Kurulu Üyelerimizin rolü büyük. Bizlere bu imkanı sundukları için kendilerine teşekkür ediyoruz. ‘Kadın’ın iş hayatındaki yerinin ve öneminin altını çizen bu sertifikanın yaygınlaşacağını düşünüyoruz. Kadınların iş hayatında ve sosyal hayatta daha iyi konumlara gelebilmeleri için yürüttüğümüz çalışmalara devam edeceğiz’’ diye konuştu. UTİKAD Hakkında; 1986 yılında kurulan Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD); lojistik sektörünün en önemli sivil toplum kuruluşlarından birisi olarak Türkiye’de ve uluslararası alanda kara, hava, deniz, demiryolu, kombine taşımacılığı ile lojistik hizmetler üreten firmaları aynı çatı altında toplamaktadır. UTİKAD, üyelerine verdiği hizmetlerin yanı sıra, lojistik sektörünün dünya çapındaki en büyük sivil toplum kuruluşu olan Uluslararası Taşıma İşleri Organizatörleri Dernekleri Federasyonu’nun (FIATA) Türkiye temsilciliğini üstlenmiş ve ülkemizi FIATA Yönetim Kurulu’nda temsil etmektedir. Ayrıca Avrupa Taşıma İşleri Organizatörleri, Taşımacılık, Lojistik ve Gümrükleme Hizmetleri Derneği (CLECAT) üyesi ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Lojistik Sağlayıcıları Dernekleri Federasyonu (ECOLPAF) kurucu üyesidir.

UTİKAD BİR İLKE İMZA ATTI: İŞ’TE EŞİT KADIN

Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği UTİKAD, kurumsal sorumluluk çerçevesinde önemli bir ilke daha imza attı. Geçtiğimiz yıllarda Yeşil Ofis Sertifikası alan ilk sivil toplum kuruluşu olan aynı zamanda Sürdürülebilir Lojistik Sertifikası’nı sektöre sunan UTİKAD, şimdi de İş’te Eşit Kadın Sertifikası’nı almaya hak kazanan ilk sivil toplum kuruluşu oldu.

Sürdürülebilirlik Akademisi tarafından verilen İş’te Eşit Kadın Sertifikası’nı dernek binasında düzenlenen törenle Sürdürülebilirlik Akademisi Yönetim kurulu Başkanı Murat Sungur Bursa’dan alan UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener, “Bu sertifika derneğimizin geleceğe dönük ve gelişimci yapısı ile büyük paralellik gösteriyor. Bizim için bu sertifikaya sahip olmak gurur verici” diye konuştu.

Sürdürülebilirlik Akademisi, yeni projesi İş’te Eşit Kadın Sertifikası ile iş hayatında kadınlara eşit haklar ve fırsatlar verilmesi için çalışan kurumların çalışmalarını belgelendirmeye başladı. Süreci yakından takip eden ve ‘kadın’ın iş dünyasındaki varlığını destekleyen UTİKAD İş’te Eşit Kadın Sertifikası’nı almaya hak kazanan ilk Sivil Toplum Kuruluşu oldu.

2009 yılında, sürdürülebilir ve daha yaşanabilir bir dünya için iş dünyasında değişim yaratmak ve geleceği şekillendirmede etkili olmak üzere oluşturulan Sürdürülebilirlik Akademisi, “Değişim Zamanı” sloganı ile sürdürülebilirliği kurumların gündeminde tutmayı başardı. 2015 yılından itibaren ise “Değişimi Yönetmek” hedefi ile çalışmalarını yürüten kurum, İngiliz denetim şirketi Intertek iş birliği ile İş’te Eşit Kadın Sertifikası projesini hayata geçirdi.

İş’te Eşit Kadın Sertifikası, iş hayatında kadınlara eşit haklar ve fırsatlar verilmesi için çalışan kurumların çalışmalarını belgelendirmeyi ve deneyimleri ile iş dünyasında dönüşümü desteklemeyi hedefliyor. İş’te Eşit Kadın Sertifikası’na başvuru, gönüllülük esası taşıyor. Başvuru adımını, Intertek tarafından gerçekleştirilen bağımsız bir denetim aşaması takip ediyor. Bağımsız değerlendirme sonucunda minimum yüzde 70 puan alan kurumlar sertifikaya hak kazanıyorlar. Sertifika bir yıl geçerli olup, bir yıllık süre sonunda dileyen kurum sertifika uzatımı için başvuru yapabiliyor ve tekrar denetim sürecine başlıyor. Ülkemizde çalışma hayatında kadının varlığının desteklenmesini ve geliştirilmesini önemseyen Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği UTİKAD, İş’te Eşit Kadın Sertifikası’nı almak için geçtiğimiz aylarda başvuruda bulundu. Başarılı geçen denetim sürecinin sonunda UTİKAD, İş’te Eşit Sertifikası almaya hak kazanan ilk sivil toplum kuruluşu oldu.

26 Eylül Salı günü UTİKAD dernek binasında düzenlenen törenle Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener, “İş’te Eşit Kadın Sertifikası”nı Sürdürülebilirlik Akademisi Yönetim Kurulu Başkanı Murat Sungur Bursa’dan aldı. UTİKAD Yönetim Kurulu üyelerinden Serkan Eren, Ekin Tırman, Koral Karşılıklı ve Rıdvan Haliloğlu’nun bulunduğu sertifika töreninde; UTİKAD Genel Müdürü Cavit Uğur ve UTİKAD Proje ve Bilgi Yönetimi Müdürü Tuğba Bafra da katıldı.

Sürdürülebilirlik Akademisi Yönetim Kurulu Başkanı Murat Sungur Bursa “Sürdürülebilirlik Akademisi ve Intertek olarak amacımız sürdürülebilir kalkınma ve büyüme için olmazsa olmaz olan kadının iş hayatına daha etkin, aktif ve eşit koşullarda katılımının hızlandırılması ve kurumların iş modellerinin ve yönetim süreçlerinin gerekirse değişiminin sağlanması” diye konuştu.

Sertifikanın sadece bir belge olarak görülmemesi gerektiğini söyleyen İş’te Eşit Kadın Sertifikası” Proje Koordinatörü Elif Altaşlı ise çalışmanın kurumlara katkılarıyla ilgili şu bilgileri verdi: “Bu belgeyi almak için kurumda incelenen her konu aynı zamanda eğitim, yönlendirme ve rekabet alanı oluşturuyor. Bu değişimin içinde en önemli konulardan biri de bilinç oluşturmak ve yaygınlaştırmak. Bu belgeyi alan kurumlar cinsiyet eşitliği konusunda bugüne kadar yapmış oldukları çalışmaların yeterliliğini ve doğruluğunu bir belge ile tescillemiş olacaklar. Sertifika, kurumsal itibarın artmasına, güçlü işveren markasının çekiciliğini ve performansını artırmaya, sürdürülebilir büyümeye ve sürdürülebilir kalkınmaya yardımcı olacaktır.”

“İş’te Eşit Kadın Sertifikası”nı alan ilk sivil toplum kuruluşu olmanın UTİKAD açısından gurur verici olduğunun altını çizen UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener, “Sektörümüzde kadın işgücü büyük önem taşıyor. Bu sebeple tüm üyelerimizi bu sertifikayı almaları için yüreklendireceğiz. Kadınların çalışma ortamlarında aynı işi yaptıkları erkek meslektaşları ile aynı haklara sahip olması bizim açımızdan olmazsa olmaz bir gereklilik. Bu sebeple kadın çalışan sayısının bir hayli fazla olduğu lojistik sektörünün bu çalışmaya destek vereceğini ve sertifikanın giderek yaygınlaşacağını düşünüyorum” dedi.

UTİKAD Genel Müdürü Cavit Uğur ise sertifikanın kendileri için büyük önem taşıdığını belirtirken, “UTİKAD olarak 2014 yılında İstanbul’da gerçekleştirdiğimiz FIATA Dünya Kongresi’nde “Lojistikte Sürdürülebilir Büyüme” sloganı ile lojistik sektöründe sürdürülebilirlik konusundaki farkındalığı arttırmayı hedefledik. Daha sonra bu çalışmalara dünyada ve Türkiye’de ilk kez UTİKAD tarafından ortaya konan “Sürdürülebilir Lojistik Sertifikası” ile devam ettik. Sürdürülebilirlik konusundaki duyarlılığımız nedeniyle Sürdürülebilirlik Akademisi’nin kadınlara yönelik bu projesi bizi heyecanlandırdı. Lojistik sektöründe kadın çalışan istihdamı oldukça yüksek. Şirket sahiplerinden üst ve orta düzey yöneticilere kadar pek çok kademede kadın çalışanlar görev alıyor. Aynı şekilde UTİKAD’da da kadın çalışan sayımız yüksek ve üstlendikleri sorumluluklar büyük. Bu sertifikayı alarak sadece kendi Derneğimizde ve sektörümüzde değil, ülke genelinde de kadının çalışma hayatındaki önemine dikkat çekmek istedik. Üyelerimizi de bu sertifikayı almaya davet ediyoruz” dedi.

Denetim ve sertifikayı alım sürecini UTİKAD adına yürüten UTİKAD Proje ve Bilgi Yönetimi Müdürü Tuğba Bafra “Sertifikayı almamızda bizlere eşit haklarda çalışma imkanı sunan ve kadın çalışanlara her zaman destek olan Genel Müdürümüz Cavit Uğur ve Yönetim Kurulu Üyelerimizin rolü büyük. Bizlere bu imkanı sundukları için kendilerine teşekkür ediyoruz. ‘Kadın’ın iş hayatındaki yerinin ve öneminin altını çizen bu sertifikanın yaygınlaşacağını düşünüyoruz. Kadınların iş hayatında ve sosyal hayatta daha iyi konumlara gelebilmeleri için yürüttüğümüz çalışmalara devam edeceğiz’’ diye konuştu.

UTİKAD Hakkında;

1986 yılında kurulan Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD); lojistik sektörünün en önemli sivil toplum kuruluşlarından birisi olarak Türkiye’de ve uluslararası alanda kara, hava, deniz, demiryolu, kombine taşımacılığı ile lojistik hizmetler üreten firmaları aynı çatı altında toplamaktadır. UTİKAD, üyelerine verdiği hizmetlerin yanı sıra, lojistik sektörünün dünya çapındaki en büyük sivil toplum kuruluşu olan Uluslararası Taşıma İşleri Organizatörleri Dernekleri Federasyonu’nun (FIATA) Türkiye temsilciliğini üstlenmiş ve ülkemizi FIATA Yönetim Kurulu’nda temsil etmektedir. Ayrıca Avrupa Taşıma İşleri Organizatörleri, Taşımacılık, Lojistik ve Gümrükleme Hizmetleri Derneği (CLECAT) üyesi ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Lojistik Sağlayıcıları Dernekleri Federasyonu (ECOLPAF) kurucu üyesidir.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2wjPd8L
via IFTTT

SİGARA İÇEN ERKEKLERİN EŞLERİNDE DÜŞÜK İHTİMALİ ARTIYOR!


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2xKLtRs

SİGARA İÇEN ERKEKLERİN EŞLERİNDE DÜŞÜK İHTİMALİ ARTIYOR! Baba olmak hayal değil “Sen kısırsın, senin çocuğun olmaz!” denildiği için kaderine boyun eğen veya spermi olmayan erkekler, günümüzde her geçen gün ilerleyen tıp teknolojisi sayesinde baba olabiliyor. Her üç erkekten birinin kısırlık sorunu yaşadığı ülkemizde, ailelerin imdadına en son tıbbi teknolojiler yetişiyor. Son yıllarda gelişen teknikler ile ağır erkek kısırlığı vakaları tedavi edilebiliyor. Menisinde hiç sperm hücresi bulunmayan vakalarda bile, üreme kanallarından veya testis dokusundan (yumurtalıklardan) sperm hücreleri elde ediliyor; sağlıklı bir sonuca ulaşılıyor. Ferti-Jin Kadın Sağlığı ve Tüp Bebek Merkezi Klinik Direktörü Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Seval Taşdemir, erkeklerdeki kısırlık nedenlerini şöyle açıklıyor: “Erkek üreme sağlığını sperm üretimi, sperm kanallarında spermin taşınması ve cinsel fonksiyonlar etkiler. Bunlardan herhangi birindeki bozukluk kısırlığa neden olur.” KISIRLIK NEDENLERİ İnmemiş testis: Doğumda veya doğumdan sonra en geç bir yıl içinde testisler yumurtalık torbasına iner. Testislerin bir tanesinin inmemesi durumunda, yukarıdaki testis, yüksek ısıya maruz kaldığı için sperm üretimi bozulur. Çift taraflı inmemiş testis vakalarında ise menide hiç spermin olmaması görülebilir. cerrahi müdahale ile yumurtalıklara indirilirse, ileride üreme sağlığı olumsuz etkilenmez. Testis tümörleri: Testis tümörü nedeni ile tedavi gören erkeklerde kısırlık sık karşılaşılan bir durumdur. Kemoterapi için kullanılan ilaçlar ve radyoterapi, sperm üretimini olumsuz etkiler. Bu vakalardan tedavi öncesinde alınan sperm örnekleri dondurularak saklanır. ÜÇTE BİRİ VARİKOSEL Yaralanma: Testislerde meydana gelen yaralanmalar da kısırlık ile sonuçlanabiliyor. Varikosel: Testislerin etrafında oluşan varisli damarlar şeklinde meydana gelen varikosel hastalığı, erkeklerin yüzde 15’inde görülüyor. Her varikoseli olan erkek kısır değildir. Fakat kısırlık nedeni ile değerlendirilen erkeklerin yaklaşık üçte birinde varikosel olduğu gözlemlenmiştir. Enfeksiyonlar: Bel soğukluğu, tüberküloz ve bazı bakteriyel enfeksiyonlar sırasında meydana gelen iltihabi reaksiyonlar, üreme kanallarında tıkanıklıklara yol açar. Geç yaşta geçirilen kabakulak hastalığında testis tutulumu görülür ve kalıcı hasar oluşur. Cinsel temas yolu ile bulaşan enfeksiyonlar da kısırlığa sebebiyet verebilir. Sistemik hastalıklar: Yüksek ateşli hastalıklar da üreme sağlığını olumsuz etkiler. Yüksek ateş birkaç saat içinde sperm hücrelerine zarar verebilir. Ateşli hastalık geçiren bir erkekte yaklaşık 34 hafta sonra sperm sayısında ve normal yapıdaki spermlerin oranında azalma görülür. Böbrek ve karaciğer hastalığı olan erkeklerde üreme hormonları azalır. Bazı alerjik reaksiyonlardan sonra da sperm kalitesi bozulabilir. GENETİK OLABİLİR Üreme kanallarında tıkanıklık: Üreme kanallarındaki tıkanıklık, spermin dışarı çıkışını engeller. Enfeksiyonlar, yaralanmalar, cerrahi işlemler kanallarda tıkanıklıklara yol açabilir. Bazı erkeklerde ise kanallar doğuştan yoktur. Her iki tarafta da tıkanıklığın olduğu durumlarda menide hiç sperm bulunmaz. Sinir sistemine bağlı nedenler: Omurilik zedelenmeleri; üreme sağlığını ve üreme organlarını olumsuz yönde etkileyerek, sperm üretiminin azalmasına neden olur. Genetik bozukluklar: Bu vakaların çoğunluğunda testisler ve sperm üretimi olumsuz etkilenmiştir. Bazı kas hastalıklarında, anemi ve mesane bozukluklarında kısırlık sık görülür. DEPRESYON İLAÇLARI OLUMSUZ ETKİLEYEBİLİR Ferti-Jin Kadın Sağlığı ve Tüp Bebek Merkezi Klinik Direktörü Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Seval Taşdemir, çevresel faktörleri ise şöyle açıklıyor: * Birçok hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçlar sperm üretimini olumsuz etkiler; bu etki geçicidir. Antibiyotiklerin çoğu, parazit ilaçları, depresyon, mide ülseri, hipertansiyon ve alerjik hastalıkların tedavisinde kullanılan bazı ilaçların erkek üreme sağlığını olumsuz yönde etkilediği belirtiliyor. * Kanser tedavisinde kullanılan ilaçlar, sperm üretimine zarar verir. Bu ilaçların bir kısmının etkisi kalıcı olabilir. Kemoterapi öncesinde bu hastalardan ileride kullanılmak üzere sperm örnekleri alınarak dondurulabilir. * Testislerde sperm üreten hücreler radyasyona çok duyarlıdır. Meydana gelen hasarın derecesi ve kalıcılığı radyasyon dozuna bağlıdır. Radyoterapi gören hastalarda sperm üretimi 3-5 yıl içinde tekrar başlayabilir. * Yüksek ısı, özellikle sauna ve sıcak su banyoları; sperm üretimini olumsuz etkiler. * Haşere ilaçları da sperm üretimine zarar verir. SİGARA İÇEN ERKEKLERİN EŞLERİNDE DÜŞÜK İHTİMALİ ARTIYOR “Yaşam tarzınız belirleyici oluyor” diyen Ferti-Jin Kadın Sağlığı ve Tüp Bebek Merkezi Klinik Direktörü Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Seval Taşdemir, sigara ve alkolden uzak durulması konusunda özellikle uyarıyor: * Sigara sperm sayısını, hareketini ve yapısını olumsuz etkiliyor. Sigara içen erkeklerin eşlerinde düşük ihtimali artıyor. * Alkol, sperm üretiminin bozulmasına neden oluyor. Kronik alkolizm vakalarında testisler küçülüyor, testosteron üretimi bozuluyor. * Uyuşturucu maddeler de sperm kalitesini ve üretimini olumsuz etkiliyor. Bu maddeler ayrıca hormonal dengesizliklere de sebebiyet veriyor. Dad giving his young son a piggy back ride as they both laugh with pleasure and enjoyment, low angle against a clear blue summer sky with copyspaceOP. DR. SEVAL TASDEMIR (RECAI KOMUR 01.12.2014)

İngiltere’de obezite ameliyatlarının artırılması istendi


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2yGjxvY

İngiltere’de obezite ameliyatlarının artırılması istendi Avrupa ülkelerinden 5-10 kat daha az ameliyatın yapıldığı İngiltere’de obezite ameliyatlarının sayısının artırılması istendi. Geçmiş verilere göre her yıl Fransa’da 37 bin obezite ameliyatı yapılırken bu sayı İngiltere’de 5 bin civarında. İngiltere de obezite ameliyat sayılarının artırılması gerektiğine dair tavsiye, Londra’da gerçekleşen 22. Dünya IFSO (Uluslararası Obezite ve Metabolik Cerrahi Federasyonu) Kongresi’nde yapıldı. Türkiye’den kongreye katılan BariatrikLab Obezite ve Metabolik Cerrahi Merkezi kurucusu Prof. Dr. Halil Coşkun, İngilizler’in karşı karşıya kaldığı obezite sorunu ve alınan son tavsiye kararı hakkında şu bilgileri verdi: OBEZİTE AMELİYATLARI ARTMALI “Dünyadan 2 binden fazla uzman, ev sahibi kuruluş olarak İngiliz Obezite ve Metabolik Cerrahi Derneği (BOMSS) ile birlikte küresel obezite krizini ele almak için dünya kongresinde başkentte bir araya geldi. Kongrede obezite klinik tedavi uzmanları ve bilim adamları İngiltere’de neden obezite artarken ve geçmişte bir çok başarılı obezite ameliyatı yapılmış olmasına rağmen hala daha fazla ameliyatın hizmete sokulmadığını tartışmak üzere toplandılar. Neden hem tıbbi yönden hem de mali yönden daha etkili olan bir tedavinin gereğinden az kullanıldığını sorguladılar. İngiltere’de gerçekleşen obezite ameliyatı sayısıyla, Avrupa’daki komşuları dahil, diğer ülkelerden geri olduğu için, obezite ameliyatlarında artış olması gerektiği belirtildi. İngiltere obezite ameliyatlarında sayı ile ölçen Avrupa ülkeleri tablosunda 17 ülke arasında 13’üncü sırada bulunuyor; sekiz G8 ülkesi arasında altıncı sırada ve ekonomilerinin büyüklüğü bakımından diğer G8 ülkeleri sıralamasında dördüncü sırada yer alıyor. Nüfus büyüklüğü İngiltere’ye benzer olan Fransa’da her yıl İngiltere’de yapılan 5 bin obezite ameliyatına kıyasla, 37 bin ameliyat gerçekleştirilmektedir. IFSO 2017 Başkanı Richard Welbourn, “İngiltere’de obezite ameliyatlarının yıllık hacmi, diğer benzeri nüfus büyüklüğü ve hastalık yaygınlığı olan Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında, beş ile on kat daha düşüktür” dedi. Welbourn, artan ameliyat oranlarının hasta sağlığı üzerinde önemli yararları olacağını ve iki yıl içinde direkt sağlık harcamalarını azaltacağını vurguladı. İNGİLTERE’DE OBEZİTE İÇİN CERRAHİ TEDAVİYE ERİŞİM ZOR En son bilimsel verilere göre binde birden daha az ölüm oranıyla obezite ameliyatlarının çok güvenli olduğu kabul edilmesine rağmen, İngiltere’de pek çok kişinin obezite için cerrahi tedaviye erişimi zor. NBSR Başkanı Bay Marco Adamo “Ameliyat insanların sağlığında büyük bir fark yaratmaktadır ve biz sağlık sağlayanların bunu kabul ederek uygun olarak hareket etmelerini istiyoruz” dedi. Kanıtlanmış sağlık yararlarına ve düşük maliyetine rağmen, obezite veya diyabet için cerrahi tedavi İngiltere’de büyük ölçüde az kullanılan bir yöntem olmaya devam etmektedir. Vücut Kitle İndeksi ve eşzamanlı hastalıkları kapsamına alan yönergelere göre 2.6 milyon İngiliz obezite ameliyatı için uygundur. HEM HASTALARA HEM DE SAĞLIK SİSTEMİNE ZARAR VERİYOR King’s College Londra’da Metabolik ve Obezite Cerrahi Başkanı Profesör Francesco Rubino “Etkililik ve güvenlik, maliyet oranının son derece düşük olması, NICE ana hatları ve bütün ilgili profesyonel meslek kuruluşlarının uluslararası mutabakatı obezite/metabolik cerrahiye uygun erişimin sağlanmasını temin etmek için yeterli olmamaktadır, o zaman obezite hakkında yanlış kanıların ana engeller olduğu açıktır” dedi. “Mümkün olan hallerde, hastalığı engelleme elbette tedaviden daha iyidir. Ama hastalıklı bir şekilde obez olan insanlar veya zaten diyabeti olanlar için diyabetten korunma açıkça artık bir seçenek değildir. Sadece engelleme üzerinde yoğunlaşmak ve zaten klinik yönden ciddi Tip 2 diyabeti olan çok sayıda hastaya erişimi engellemek, hem hastalara hem de sağlık sisteminin kendisine zarar vermenin kesin bir yoludur” diye belirtiyor.” Prof. Dr. Halil Coşkun, tüm bu değerlendirmenin Türkiye için de geçerli olduğunun altını çiziyor. Prof. Dr. Coşkun, ülkemiz nüfusunun 1/3’nün fazla kilolu, 1/3’nün obez olduğu düşünüldüğünde Sağlık Bakanlığı’nın denetiminde obezite ve metabolik cerrahi ameliyatlarının yüksek donanımlı hastanelerde kontrol edilerek yapılmasının elde edilecek sonuçların çok daha iyi olmasına katkı sağlayacağını belirtiyor.

Avrupa ülkelerinden 5-10 kat daha az ameliyatın yapıldığı İngiltere’de obezite ameliyatlarının sayısının artırılması istendi. Geçmiş verilere göre her yıl Fransa’da 37 bin obezite ameliyatı yapılırken bu sayı İngiltere’de 5 bin civarında.

İngiltere de obezite ameliyat sayılarının artırılması gerektiğine dair tavsiye, Londra’da gerçekleşen 22. Dünya IFSO (Uluslararası Obezite ve Metabolik Cerrahi Federasyonu) Kongresi’nde yapıldı.

Türkiye’den kongreye katılan BariatrikLab Obezite ve Metabolik Cerrahi Merkezi kurucusu Prof. Dr. Halil Coşkun, İngilizler’in karşı karşıya kaldığı obezite sorunu ve alınan son tavsiye kararı hakkında şu bilgileri verdi:

OBEZİTE AMELİYATLARI ARTMALI

“Dünyadan 2 binden fazla uzman, ev sahibi kuruluş olarak İngiliz Obezite ve Metabolik Cerrahi Derneği (BOMSS) ile birlikte küresel obezite krizini ele almak için dünya kongresinde başkentte bir araya geldi. Kongrede obezite klinik tedavi uzmanları ve bilim adamları İngiltere’de neden obezite artarken ve geçmişte bir çok başarılı obezite ameliyatı yapılmış olmasına rağmen hala daha fazla ameliyatın hizmete sokulmadığını tartışmak üzere toplandılar. Neden hem tıbbi yönden hem de mali yönden daha etkili olan bir tedavinin gereğinden az kullanıldığını sorguladılar. İngiltere’de gerçekleşen obezite ameliyatı sayısıyla, Avrupa’daki komşuları dahil, diğer ülkelerden geri olduğu için, obezite ameliyatlarında artış olması gerektiği belirtildi.

İngiltere obezite ameliyatlarında sayı ile ölçen Avrupa ülkeleri tablosunda 17 ülke arasında 13’üncü sırada bulunuyor; sekiz G8 ülkesi arasında altıncı sırada ve ekonomilerinin büyüklüğü bakımından diğer G8 ülkeleri sıralamasında dördüncü sırada yer alıyor. Nüfus büyüklüğü İngiltere’ye benzer olan Fransa’da her yıl İngiltere’de yapılan 5 bin obezite ameliyatına kıyasla, 37 bin ameliyat gerçekleştirilmektedir.

IFSO 2017 Başkanı Richard Welbourn, “İngiltere’de obezite ameliyatlarının yıllık hacmi, diğer benzeri nüfus büyüklüğü ve hastalık yaygınlığı olan Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında, beş ile on kat daha düşüktür” dedi. Welbourn, artan ameliyat oranlarının hasta sağlığı üzerinde önemli yararları olacağını ve iki yıl içinde direkt sağlık harcamalarını azaltacağını vurguladı.

İNGİLTERE’DE OBEZİTE İÇİN CERRAHİ TEDAVİYE ERİŞİM ZOR

En son bilimsel verilere göre binde birden daha az ölüm oranıyla obezite ameliyatlarının çok güvenli olduğu kabul edilmesine rağmen, İngiltere’de pek çok kişinin obezite için cerrahi tedaviye erişimi zor.

NBSR Başkanı Bay Marco Adamo “Ameliyat insanların sağlığında büyük bir fark yaratmaktadır ve biz sağlık sağlayanların bunu kabul ederek uygun olarak hareket etmelerini istiyoruz” dedi. Kanıtlanmış sağlık yararlarına ve düşük maliyetine rağmen, obezite veya diyabet için cerrahi tedavi İngiltere’de büyük ölçüde az kullanılan bir yöntem olmaya devam etmektedir. Vücut Kitle İndeksi ve eşzamanlı hastalıkları kapsamına alan yönergelere göre 2.6 milyon İngiliz obezite ameliyatı için uygundur.

HEM HASTALARA HEM DE SAĞLIK SİSTEMİNE ZARAR VERİYOR

King’s College Londra’da Metabolik ve Obezite Cerrahi Başkanı Profesör Francesco Rubino “Etkililik ve güvenlik, maliyet oranının son derece düşük olması, NICE ana hatları ve bütün ilgili profesyonel meslek kuruluşlarının uluslararası mutabakatı obezite/metabolik cerrahiye uygun erişimin sağlanmasını temin etmek için yeterli olmamaktadır, o zaman obezite hakkında yanlış kanıların ana engeller olduğu açıktır” dedi. “Mümkün olan hallerde, hastalığı engelleme elbette tedaviden daha iyidir. Ama hastalıklı bir şekilde obez olan insanlar veya zaten diyabeti olanlar için diyabetten korunma açıkça artık bir seçenek değildir. Sadece engelleme üzerinde yoğunlaşmak ve zaten klinik yönden ciddi Tip 2 diyabeti olan çok sayıda hastaya erişimi engellemek, hem hastalara hem de sağlık sisteminin kendisine zarar vermenin kesin bir yoludur” diye belirtiyor.”

Prof. Dr. Halil Coşkun, tüm bu değerlendirmenin Türkiye için de geçerli olduğunun altını çiziyor. Prof. Dr. Coşkun, ülkemiz nüfusunun 1/3’nün fazla kilolu, 1/3’nün obez olduğu düşünüldüğünde Sağlık Bakanlığı’nın denetiminde obezite ve metabolik cerrahi ameliyatlarının yüksek donanımlı hastanelerde kontrol edilerek yapılmasının elde edilecek sonuçların çok daha iyi olmasına katkı sağlayacağını belirtiyor.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2yGjxvY
via IFTTT