28 Ağustos 2017 Pazartesi

Tatil Öncesi Yaptıracağınız İşlemler Güneş Lekesine Neden Olabilir Dikkat! Yaz güneşinin zararlı etkilerinin devam ettiği şu günlerde uzmanlar, tatil öncesi soyucu ve lazerli cilt bakımı uygulamalarından bilhassa kaçınılması gerektiği konusunda uyarıyor. Güneşin etkisi göz ardı edilerek yaptırılan bu işlemlerin, ciltte hızlı lekelenme, kırışıklık, akne gibi problemlere neden olabileceği vurgulanıyor. Tatil öncesi cildi hazırlama adı altında yapılacak soyucu peeling ya da lazer gibi işlemlerden bilhassa kaçınılması gerektiği vurgulanıyor. Ladies Güzellik Merkezi Cilt Bakım Uzmanı Burcu Güleryüz, güneşin etkisinin hala fazlasıyla hissedildiği bu günlerde bu işlemlerin kalıcı hasar yaratan sorunlara neden olabileceğini belirtiyor. Hâlihazırda leke, kırışıklık, akne gibi problemleri olanların özellikle daha da dikkatli olması gerektiğinin altını çizen Güleryüz, yazlık yerlere büyük kaçış öncesi, cildinizi güneşe hazırlayan nem bakımlarının tercih edilmesinin daha doğru olacağını kaydetti. “Bilinçsiz İşlemler Kalıcı Sorunlara Neden Oluyor” Tatil öncesi cilt bakımı yaptırılan yerlerde soyucu ya da lazer işlemlerin bilinçsizce yapılarak hasta sağlığının tehlikeye atıldığını belirten Güleryüz, “Tatil öncesinde cilt bakımının bilinçsizce, her yerde yaptırılmaması gerekiyor. Size soyucu peeling işlemleri ya da lazer işlemleri önerenlere itibar etmeyin. Bu uygulamaları yaptırıp güneşe çıktığınızda, tedavisi mümkün olmayan ya da çok zor olan lekelere, kırışıklıklara ve aknelere zemin hazırlamış olursunuz. Fazla güneş ışığı ve daimi olarak tene nüfus eden tuzlu su, ciltte kuruluğa, matlığa neden oluyor. Bu nedenle tatil öncesi cildimizi neme doyuran maske ve oksijen bakımı gibi cilt bakımlarının yapılması daha doğru olacaktır” açıklamasında bulundu. Tatilde Su Tüketimine Ekstra Özen Göstermeliyiz! Vücudumuzun güneşe maruz kaldığı dönemlerde cildimize daha çok dikkat etmemiz gerektiğinin altını çizen Burcu Güleryüz, “Cildinde akne problemi olanlar, eskiden bilinen yanlış inanışa göre, deniz ve güneş akneyi kurutur gibi düşünüyorlar. Sanıldığının aksine güneş akneyi kurutmadığı gibi aynı zamanda leke oluşumuna neden oluyor. Aynı durum ince mimik çizgilerinin derinleşmesinde de karşımıza çıkıyor. Bunun için tatil esnasında cildimizi korumak için elbette, güneşin zararlı UV ışınlarından korunmak için cildimize 30+ ve daha yüksek koruma faktörlü güneş kremlerinin sürülmesi ve duştan sonra mutlaka nemlendiricilerin ihmal edilmemesi gerekiyor. Ayrıca tatil boyunca su tüketimine de ekstra özen göstermelisiniz” dedi.

Yaz güneşinin zararlı etkilerinin devam ettiği şu günlerde uzmanlar, tatil öncesi soyucu ve lazerli cilt bakımı uygulamalarından bilhassa kaçınılması gerektiği konusunda uyarıyor. Güneşin etkisi göz ardı edilerek yaptırılan bu işlemlerin, ciltte hızlı lekelenme, kırışıklık, akne gibi problemlere neden olabileceği vurgulanıyor.

Tatil öncesi cildi hazırlama adı altında yapılacak soyucu peeling ya da lazer gibi işlemlerden bilhassa kaçınılması gerektiği vurgulanıyor. Ladies Güzellik Merkezi Cilt Bakım Uzmanı Burcu Güleryüz, güneşin etkisinin hala fazlasıyla hissedildiği bu günlerde bu işlemlerin kalıcı hasar yaratan sorunlara neden olabileceğini belirtiyor. Hâlihazırda leke, kırışıklık, akne gibi problemleri olanların özellikle daha da dikkatli olması gerektiğinin altını çizen Güleryüz, yazlık yerlere büyük kaçış öncesi, cildinizi güneşe hazırlayan nem bakımlarının tercih edilmesinin daha doğru olacağını kaydetti.

“Bilinçsiz İşlemler Kalıcı Sorunlara Neden Oluyor”

Tatil öncesi cilt bakımı yaptırılan yerlerde soyucu ya da lazer işlemlerin bilinçsizce yapılarak hasta sağlığının tehlikeye atıldığını belirten Güleryüz, “Tatil öncesinde cilt bakımının bilinçsizce, her yerde yaptırılmaması gerekiyor. Size soyucu peeling işlemleri ya da lazer işlemleri önerenlere itibar etmeyin. Bu uygulamaları yaptırıp güneşe çıktığınızda, tedavisi mümkün olmayan ya da çok zor olan lekelere, kırışıklıklara ve aknelere zemin hazırlamış olursunuz. Fazla güneş ışığı ve daimi olarak tene nüfus eden tuzlu su, ciltte kuruluğa, matlığa neden oluyor. Bu nedenle tatil öncesi cildimizi neme doyuran maske ve oksijen bakımı gibi cilt bakımlarının yapılması daha doğru olacaktır” açıklamasında bulundu.

Tatilde Su Tüketimine Ekstra Özen Göstermeliyiz!

Vücudumuzun güneşe maruz kaldığı dönemlerde cildimize daha çok dikkat etmemiz gerektiğinin altını çizen Burcu Güleryüz, “Cildinde akne problemi olanlar, eskiden bilinen yanlış inanışa göre, deniz ve güneş akneyi kurutur gibi düşünüyorlar. Sanıldığının aksine güneş akneyi kurutmadığı gibi aynı zamanda leke oluşumuna neden oluyor. Aynı durum ince mimik çizgilerinin derinleşmesinde de karşımıza çıkıyor. Bunun için tatil esnasında cildimizi korumak için elbette, güneşin zararlı UV ışınlarından korunmak için cildimize 30+ ve daha yüksek koruma faktörlü güneş kremlerinin sürülmesi ve duştan sonra mutlaka nemlendiricilerin ihmal edilmemesi gerekiyor. Ayrıca tatil boyunca su tüketimine de ekstra özen göstermelisiniz” dedi.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2iD9uE4
via IFTTT

ONUR AİR İZMİR-MOSKOVA SEFERLERİ


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2xqiXSB

ONUR AİR İZMİR-MOSKOVA SEFERLERİ Onur Air, Rus turist akışının en yoğun olduğu şehirler arasında bulunan İzmir’den Moskova’ya direkt sefer başlatmaya hazırlanıyor. Onur Air, Rus turist akışının en yoğun olduğu şehirler arasında bulunan İzmir’den Moskova’ya direkt sefer başlatmaya hazırlanıyor. 86. Uluslararası İzmir Fuarı sonrası Rus ve Türk işadamı ve sanayiciler tarafından kuvvetle seslendirilen “Moskova-İzmir arası direkt uçak seferi” isteğine Onur Air’den yanıt geldi. Onur Air Genel Müdürü Teoman Tosun, yaz başında başlattıkları Moskova-İstanbul seferlerinden çok memnun olduklarını ve sefer sayısını artırmayı, ayrıca Moskova-İzmir seferi için de hazırlık yaptıklarını söyledi. Rusya’dan bu yıl Türkiye’ye gelecek turist sayısının 2015 seviyesine gelip geçeceğini dile getiren Onur Air Genel Müdürü Teoman Tosun, İzmir’in açılacak en iyi destinasyon olacağını söyleyerek, “Rusların talebi doğrultusunda doğru bir tercih diyebiliriz” dedi. İstanbul-Moskova seferlerine başlarken tereddüdümüz vardı Moskova-İstanbul seferlerine başladıklarında tereddütleri olduğunu ifade eden Tosun, sözlerine şöyle devam etti: “Zhukovsky bir şehir meydanı değil. Moskova için şehir terminali olarak tanımlanan alanlar Şeremetyevo, Domodedovo ve Vnukovo. Onun dışındaki meydanlar şehir meydanı değil. Buna rağmen ümit ettiğimizden çok daha iyi bir trafik yakaladık, gayet iyi gidiyor. Yüzde 88-89 civarında bir doluluk oranı yakaladık. Tabii bu biraz da fiyatla ilgili bir konu çünkü diğer meydanlara göre fiyatlar biraz düşük.” Durumdan memnun olduklarını ve yolcu sayısında artış beklediklerini söyleyen Tosun, “Şu an üzerinde çalışıyoruz ve Domodedova’ya izin alırsak buradan da uçmaya başlayacağız ve Zhukovsky alanından uçuş sayısını belki üçte bırakacağız, Domodedova’dan da uçmaya başlayacağız. Eğer olmazsa Zhukovsky’den haftada yedi güne çıkarız ve üzerinde çalıştığımız İzmir’e başlayabiliriz. İzmir açılacak en iyi destinasyon olur. Rusların talebi doğrultusunda doğru bir tercih diyebiliriz. Çünkü biz Türkiye’yi yalnız Antalya diye tanıttık, İstanbul diye tanıttık, ama buranın İzmir’i var, Dalaman’ı da var Bodrum’u, Kayseri’si, Erzincan ve Erzurum’u da var… Yani bunları yavaş yavaş direk seferlerle tanıtmak lazım.” dedi. İzmir konusunda çalışmaların başladığını bildiren Tosun, “İzmir çok yeni bir olay. İzmir’in biz böyle talep göreceğini bilmiyorduk, Rusların da böyle bir talebi yoktu, İzmir fuarından önce. Fakat bu İzmir fuarından sonra oluştu.” dedi. 5 milyona yakın Rus gelecek Antalya’dan yaz döneminde pek sorun yaşanmadığını da ifade eden Onur Air Genel Müdürü Teoman Tosun, “Tahmin ediyorum Rusya’dan Türkiye’ye özellikle Antalya bölgesine olan taşımaların 2015 senesinin değerlerini yakaladık. Bu sene 5 milyona yakın Rus gelecek diye düşünüyoruz, dolayısıyla Rusya bizim için özel bir pazardır” dedi. Sözlerine devam eden Tosun, “Ama ikili anlaşmaların getirdiği bazı kıstaslar var yani iki ülke arasında ulaştırma bakanlığının bazı anlaşmaları var. Her şehir ile İlgili kısıtlamalar var, tayin edilmiş havayolları var. Dolayısıyla bu kapasite üzerine çıkmak biraz zor. Hala Türkiye’den talep edilen charterların Rus yolcu tarafından kabul görmediğini biliyoruz. Onlar turistleri kendi taşıyıcıları taşısın diyorlar. Dolayısıyla Türk taşıyıcılar hala turistik charter seferleri düzenleyemiyorlar. Yaptığımız seferlerin hepsi tarifeli seferlerdir. Yani bu charterlar da açılsa Türklere işte o zaman bazı rahatlamalar olacak. Son zamanlardaki gelişmelerin getirdiği o kadar büyük bir trafik artışı oldu ki yani bunlara yetişemiyoruz. Hem Rus taşıyıcılar yetişemiyor hem biz Türk tarafı yetişemiyoruz. Dolayısıyla bir de Türk taşıyıcıların tarifeli sefer planlama zorunluluğu var. Yani biz charter yapamıyoruz charter yapanlar Ruslardır. Onu söylemeye getiriyorum, eğer iki ülke arasındaki makamlar oturur da sivil havacılık bakanlıkları ulaştırma bakanlıkları oturup da işte Türkiye ile Rusya arasında open sky dediğimiz Avrupa ile yaptığımız bir anlaşma türüne getirirlerse her iki ülkede kazanır. Rusya’dan Türkiye’ye yapılan turistik taşımalar veya business trafik yani iş trafiği de artar, Türkiye’den de artar. Türkiye’den Rusya’ya da giden bir sürü turist var, özellikle kış aylarında. İş tersine dönüyor, bu sefer başlıyoruz Türkiye’den Rusya’ya gitmeye. Rusya’da bizim için çok büyük bir destinasyon. Dolayısıyla yani eğer bu yakın gelecekte open sky dediğimiz anlaşmanın oluşması halinde bu trafik daha da artacaktır. Rusya charterları Rus havayolu şirketlerine açtı ama Türkiye yapamıyor. Dolayısıyla onların hafiflemesi veya daha düzgün bir hale gelmesi yahut da bütün kısıtlamaları tamamen kaldıracaksın, işte ‘Rostov’a iki tane taşıyıcı tayin ettim’ demektense herkes gelsin uçsun demeliler. Mesela biz de böyle bir sıkıntı yok. Herkes gelip uçabilir çünkü charter var. Charterlar Antalya’dan uçuyor fakat İstanbul kurala bağlı.” dedi. ( Apron24 )

Onur Air, Rus turist akışının en yoğun olduğu şehirler arasında bulunan İzmir’den Moskova’ya direkt sefer başlatmaya hazırlanıyor.

Onur Air, Rus turist akışının en yoğun olduğu şehirler arasında bulunan İzmir’den Moskova’ya direkt sefer başlatmaya hazırlanıyor.

86. Uluslararası İzmir Fuarı sonrası Rus ve Türk işadamı ve sanayiciler tarafından kuvvetle seslendirilen “Moskova-İzmir arası direkt uçak seferi” isteğine Onur Air’den yanıt geldi.

Onur Air Genel Müdürü Teoman Tosun, yaz başında başlattıkları Moskova-İstanbul seferlerinden çok memnun olduklarını ve sefer sayısını artırmayı, ayrıca Moskova-İzmir seferi için de hazırlık yaptıklarını söyledi.

Rusya’dan bu yıl Türkiye’ye gelecek turist sayısının 2015 seviyesine gelip geçeceğini dile getiren Onur Air Genel Müdürü Teoman Tosun, İzmir’in açılacak en iyi destinasyon olacağını söyleyerek, “Rusların talebi doğrultusunda doğru bir tercih diyebiliriz” dedi.

İstanbul-Moskova seferlerine başlarken tereddüdümüz vardı

Moskova-İstanbul seferlerine başladıklarında tereddütleri olduğunu ifade eden Tosun, sözlerine şöyle devam etti: “Zhukovsky bir şehir meydanı değil. Moskova için şehir terminali olarak tanımlanan alanlar Şeremetyevo, Domodedovo ve Vnukovo. Onun dışındaki meydanlar şehir meydanı değil. Buna rağmen ümit ettiğimizden çok daha iyi bir trafik yakaladık, gayet iyi gidiyor. Yüzde 88-89 civarında bir doluluk oranı yakaladık. Tabii bu biraz da fiyatla ilgili bir konu çünkü diğer meydanlara göre fiyatlar biraz düşük.”

Durumdan memnun olduklarını ve yolcu sayısında artış beklediklerini söyleyen Tosun, “Şu an üzerinde çalışıyoruz ve Domodedova’ya izin alırsak buradan da uçmaya başlayacağız ve Zhukovsky alanından uçuş sayısını belki üçte bırakacağız, Domodedova’dan da uçmaya başlayacağız. Eğer olmazsa Zhukovsky’den haftada yedi güne çıkarız ve üzerinde çalıştığımız İzmir’e başlayabiliriz. İzmir açılacak en iyi destinasyon olur. Rusların talebi doğrultusunda doğru bir tercih diyebiliriz. Çünkü biz Türkiye’yi yalnız Antalya diye tanıttık, İstanbul diye tanıttık, ama buranın İzmir’i var, Dalaman’ı da var Bodrum’u, Kayseri’si, Erzincan ve Erzurum’u da var… Yani bunları yavaş yavaş direk seferlerle tanıtmak lazım.” dedi.

İzmir konusunda çalışmaların başladığını bildiren Tosun, “İzmir çok yeni bir olay. İzmir’in biz böyle talep göreceğini bilmiyorduk, Rusların da böyle bir talebi yoktu, İzmir fuarından önce. Fakat bu İzmir fuarından sonra oluştu.” dedi.

5 milyona yakın Rus gelecek

Antalya’dan yaz döneminde pek sorun yaşanmadığını da ifade eden Onur Air Genel Müdürü Teoman Tosun, “Tahmin ediyorum Rusya’dan Türkiye’ye özellikle Antalya bölgesine olan taşımaların 2015 senesinin değerlerini yakaladık. Bu sene 5 milyona yakın Rus gelecek diye düşünüyoruz, dolayısıyla Rusya bizim için özel bir pazardır” dedi.

Sözlerine devam eden Tosun, “Ama ikili anlaşmaların getirdiği bazı kıstaslar var yani iki ülke arasında ulaştırma bakanlığının bazı anlaşmaları var. Her şehir ile İlgili kısıtlamalar var, tayin edilmiş havayolları var. Dolayısıyla bu kapasite üzerine çıkmak biraz zor. Hala Türkiye’den talep edilen charterların Rus yolcu tarafından kabul görmediğini biliyoruz. Onlar turistleri kendi taşıyıcıları taşısın diyorlar. Dolayısıyla Türk taşıyıcılar hala turistik charter seferleri düzenleyemiyorlar. Yaptığımız seferlerin hepsi tarifeli seferlerdir. Yani bu charterlar da açılsa Türklere işte o zaman bazı rahatlamalar olacak.

Son zamanlardaki gelişmelerin getirdiği o kadar büyük bir trafik artışı oldu ki yani bunlara yetişemiyoruz. Hem Rus taşıyıcılar yetişemiyor hem biz Türk tarafı yetişemiyoruz. Dolayısıyla bir de Türk taşıyıcıların tarifeli sefer planlama zorunluluğu var. Yani biz charter yapamıyoruz charter yapanlar Ruslardır. Onu söylemeye getiriyorum, eğer iki ülke arasındaki makamlar oturur da sivil havacılık bakanlıkları ulaştırma bakanlıkları oturup da işte Türkiye ile Rusya arasında open sky dediğimiz Avrupa ile yaptığımız bir anlaşma türüne getirirlerse her iki ülkede kazanır. Rusya’dan Türkiye’ye yapılan turistik taşımalar veya business trafik yani iş trafiği de artar, Türkiye’den de artar. Türkiye’den Rusya’ya da giden bir sürü turist var, özellikle kış aylarında. İş tersine dönüyor, bu sefer başlıyoruz Türkiye’den Rusya’ya gitmeye. Rusya’da bizim için çok büyük bir destinasyon. Dolayısıyla yani eğer bu yakın gelecekte open sky dediğimiz anlaşmanın oluşması halinde bu trafik daha da artacaktır.

Rusya charterları Rus havayolu şirketlerine açtı ama Türkiye yapamıyor. Dolayısıyla onların hafiflemesi veya daha düzgün bir hale gelmesi yahut da bütün kısıtlamaları tamamen kaldıracaksın, işte ‘Rostov’a iki tane taşıyıcı tayin ettim’ demektense herkes gelsin uçsun demeliler. Mesela biz de böyle bir sıkıntı yok. Herkes gelip uçabilir çünkü charter var. Charterlar Antalya’dan uçuyor fakat İstanbul kurala bağlı.” dedi. ( Apron24 )



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2xqiXSB
via IFTTT

Hazır şişe su mu yoksa musluktan gelen şişelenmemiş içme suyu mu?


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2xFHx0Z

Hazır şişe su mu yoksa musluktan gelen şişelenmemiş içme suyu mu? Hazır şişe su mu yoksa musluktan gelen şişelenmemiş içme suyu mu? Hangisi daha iyi? Yaz sıcakları devam ediyor. Türkiye, yoğun şekilde terliyor! Bu, vücudumuzun sürekli olarak sıvı kaybettiği, kaybedilen sıvının da tekrar yerine konması gerektiği anlamına geliyor. Yeterli sıvı almak, vücuttaki sıvı dengesinin korunmasında kilit önemde. Elbette, susuzluğu giderecek bir numaralı içecek sudur. Peki, içme suyunuzu elde etmenin en iyi yolu nedir? Şişeden mi yoksa doğrudan musluktan mı? Bunların her ikisine de konfor düzeyi, yaz zamanı serinletme faktörü ve çevre dostluğu açılarından meydan okunarak aralarında kıyaslama yapıldı. Rahatlık düzeyi: musluğun tartışmasız zaferi Su dağıtanlara telefon etmek, su getirmelerini beklemek, beklerken susuz kalmak, gelen ağır su damacanalarını taşımak ya da boş şişeleri geri dönüşüme atmak; günlük tavsiye edilen sıvı alım düzeyinin karşılanması yorucu olabiliyor. Bu yorgunluktan kurtulmak mümkün. Şişelenmemiş suyu doğrudan mutfak musluğundan elde etmek çok daha kolay ve dolayısıyla da, GROHE Blue Home su sistemi tüketiciler arasında giderek daha fazla tercih ediliyor. Sistem, bir mutfak bataryası ve entegre filtre ve CO2tüpü entegre edilen bir soğutucudan oluşuyor. Tek bir düğmeye dokunularak, mükemmel içme sıcaklığına kadar soğutulmuş, lezzetli filtrelenmiş, sodasız, hafif sodalı ve sodalı olmak üzere üç farklı tipte su tedarik ediyor. Ferahlama etkeni: sodalı serinletici yaz içeceklerine iyi bir tat katmak Susuzluğunuzu dindirecek bir bardak su iyi bir başlangıçtır, ancak bardağına biraz daha fazla heyecan koymak isteyenler, serinletici bir yaz içeceğini tercih etmeliler! Canınız ev yapımı limonata veya “SparklingSummer”, “Basil Julep” veya “Jungle” gibi saf bir GROHE Blue kokteyli mi çekiyor? Bu içeceklerin hepsi de ister sodasız, ister orta sodalı, isterse de sodalı olsun, soğutulmuş sudan yapılıyor. Bunların temel malzemesi olan suyun ise ferahlatıcı olduğu sürece şişeden mi yoksa musluktan mı geldiğinin bir önemi yok! Çevre dostluğu: Gelecekteki halimiz, musluktan suya tam not veriyor! Peki ya çevre? Gezegenimizin yavaşça plastik içinde boğulduğu göz önünde bulundurulduğunda, çevreyi kirleten olmayan plastik şişeler, gitgide kötüye giden bir sorunu temsil ediyor. Ancak, hepsi bu kadar değil. Tek bir litre şişelenmiş maden suyu üretmek için toplamda yedi litre su gerekiyor; ki bu sürecin gerektirdiği enerji maliyetleri ve salınan CO2’den bahsetmeye bile gerek yok. Buna karşılık, evdeki su kaynağı, en sürdürülebilir ve en yüksek kaynak tasarrufu ile ferahlamayı güvence altına alıyor. Her bir litre GROHE Blue suyu için ihtiyaç duyduğunuz tek şey yine bir litre su. İşte bu kadar! GROHE su sistemi Göttingen Üniversitesi tarafından yürütülen araştırmaya göre CO2salımlarını da %60’ın üzerinde düşürüyor. Dolayısıyla, ev su sistemi, gelecekteki içme suyumuzu da sağlıyor.

Hazır şişe su mu yoksa musluktan gelen şişelenmemiş içme suyu mu? Hangisi daha iyi?

Yaz sıcakları devam ediyor. Türkiye, yoğun şekilde terliyor! Bu, vücudumuzun sürekli olarak sıvı kaybettiği, kaybedilen sıvının da tekrar yerine konması gerektiği anlamına geliyor. Yeterli sıvı almak, vücuttaki sıvı dengesinin korunmasında kilit önemde. Elbette, susuzluğu giderecek bir numaralı içecek sudur. Peki, içme suyunuzu elde etmenin en iyi yolu nedir? Şişeden mi yoksa doğrudan musluktan mı? Bunların her ikisine de konfor düzeyi, yaz zamanı serinletme faktörü ve çevre dostluğu açılarından meydan okunarak aralarında kıyaslama yapıldı.

Rahatlık düzeyi: musluğun tartışmasız zaferi

Su dağıtanlara telefon etmek, su getirmelerini beklemek, beklerken susuz kalmak, gelen ağır su damacanalarını taşımak ya da boş şişeleri geri dönüşüme atmak; günlük tavsiye edilen sıvı alım düzeyinin karşılanması yorucu olabiliyor. Bu yorgunluktan kurtulmak mümkün. Şişelenmemiş suyu doğrudan mutfak musluğundan elde etmek çok daha kolay ve dolayısıyla da, GROHE Blue Home su sistemi tüketiciler arasında giderek daha fazla tercih ediliyor. Sistem, bir mutfak bataryası ve entegre filtre ve CO2tüpü entegre edilen bir soğutucudan oluşuyor. Tek bir düğmeye dokunularak, mükemmel içme sıcaklığına kadar soğutulmuş, lezzetli filtrelenmiş, sodasız, hafif sodalı ve sodalı olmak üzere üç farklı tipte su tedarik ediyor.

Ferahlama etkeni: sodalı serinletici yaz içeceklerine iyi bir tat katmak

Susuzluğunuzu dindirecek bir bardak su iyi bir başlangıçtır, ancak bardağına biraz daha fazla heyecan koymak isteyenler, serinletici bir yaz içeceğini tercih etmeliler! Canınız ev yapımı limonata veya “SparklingSummer”, “Basil Julep” veya “Jungle” gibi saf bir GROHE Blue kokteyli mi çekiyor? Bu içeceklerin hepsi de ister sodasız, ister orta sodalı, isterse de sodalı olsun, soğutulmuş sudan yapılıyor. Bunların temel malzemesi olan suyun ise ferahlatıcı olduğu sürece şişeden mi yoksa musluktan mı geldiğinin bir önemi yok!

Çevre dostluğu: Gelecekteki halimiz, musluktan suya tam not veriyor!

Peki ya çevre? Gezegenimizin yavaşça plastik içinde boğulduğu göz önünde bulundurulduğunda, çevreyi kirleten olmayan plastik şişeler, gitgide kötüye giden bir sorunu temsil ediyor. Ancak, hepsi bu kadar değil. Tek bir litre şişelenmiş maden suyu üretmek için toplamda yedi litre su gerekiyor; ki bu sürecin gerektirdiği enerji maliyetleri ve salınan CO2’den bahsetmeye bile gerek yok. Buna karşılık, evdeki su kaynağı, en sürdürülebilir ve en yüksek kaynak tasarrufu ile ferahlamayı güvence altına alıyor. Her bir litre GROHE Blue suyu için ihtiyaç duyduğunuz tek şey yine bir litre su. İşte bu kadar! GROHE su sistemi Göttingen Üniversitesi tarafından yürütülen araştırmaya göre CO2salımlarını da %60’ın üzerinde düşürüyor. Dolayısıyla, ev su sistemi, gelecekteki içme suyumuzu da sağlıyor.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2xFHx0Z
via IFTTT

Bayram Tatili Ekonomimizi Olumsuz Etkiledi


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2wb6nYA

Bayram Tatili Ekonomimizi Olumsuz Etkiledi Kolejli İşadamları Derneği Başkanı M. Hakan Çınar, on günlük Kurban Bayramı tatilini değerlendirdi. Uzatılan tatil süresinin Türkiye ekonomisini sekteye uğratabileceğine vurgu yapan Çınar “Bu durum esnafından sanayicisine kadar pek çok kanadın işlerinin sekteye uğramasına neden olacaktır” dedi. Bakanlar Kurulu‘nda alınan kararla, Kurban Bayramı tatilinin 10 güne çıkmasına dair görüşlerini paylaşan Kolejli İşadamları Derneği Başkanı M. Hakan Çınar, “On günlük tatilin özellikle güney bölge turizmine katkısını olumlu bulmakla beraber uzun tatillerin ülkemiz için lüks olduğunu belirtmek isterim. Çalışmanın ve üretmenin ülkemiz için daha önemli olduğu kanısındayım. 10 günlük tatil turizmcilerin işine yarayacak gibi görünse de; tüm ülkemiz genelinde durumu ele aldığımızda pek iç açıcı bir tablo ne yazık ki ortaya çıkmıyor” diye konuştu. “İşadamları olarak üstümüze düşeni yapmalıyız” Kolejli İşadamları olarak bünyelerinde her sektörden üye barındırdıklarının altını çizen Başkan M. Hakan Çınar, ekonomik açıdan kalkınmanın birlik ve beraberlikten geçtiğini söyledi. Ekonominin canlanması için herkesin üstüne düşen görevi yerine getirmesi gerektiğini belirten Çınar, “İnşaat sektöründen turizme, turizmden sanayiye kadar her sektör ekonominin can suyudur. Türkiye’nin güçlü bir Türkiye olması ve kalkınması için sanayi ve ticarette korkulmadan adım atılması gerekiyor. Bu noktada yapılacak olan yatırımlar planlı olmalı” dedi. Esnaf kan ağlıyor Verilen tatil süresinin özellikle esnafı olumsuz yönde etkilediğini söyleyen M. Hakan Çınar, yaz tatili ile yaşanan ekonomik durgunluğun bayram tatili ile arttığını söyledi. Çınar, sözlerine şunları ekledi: “Ankara, İstanbul gibi büyük şehirler özellikle bu durumun etkisini daha fazla görüyor. Sokaklara, çarşılara çıkıp baktığımızda özellikle esnafın bu durumdan olumsuz etkilendiğini görüyoruz. Büyük illerden yaşanan bu mevsimsel göç sebebiyle, piyasada bir durgunluk söz konusu. Daha fazla çalışarak bu açığın kapanacağı ve üstesinden gelineceği görüşündeyim.”

Kolejli İşadamları Derneği Başkanı M. Hakan Çınar, on günlük Kurban Bayramı tatilini değerlendirdi. Uzatılan tatil süresinin Türkiye ekonomisini sekteye uğratabileceğine vurgu yapan Çınar “Bu durum esnafından sanayicisine kadar pek çok kanadın işlerinin sekteye uğramasına neden olacaktır” dedi.

Bakanlar Kurulu‘nda alınan kararla, Kurban Bayramı tatilinin 10 güne çıkmasına dair görüşlerini paylaşan Kolejli İşadamları Derneği Başkanı M. Hakan Çınar, “On günlük tatilin özellikle güney bölge turizmine katkısını olumlu bulmakla beraber uzun tatillerin ülkemiz için lüks olduğunu belirtmek isterim. Çalışmanın ve üretmenin ülkemiz için daha önemli olduğu kanısındayım. 10 günlük tatil turizmcilerin işine yarayacak gibi görünse de; tüm ülkemiz genelinde durumu ele aldığımızda pek iç açıcı bir tablo ne yazık ki ortaya çıkmıyor” diye konuştu.

“İşadamları olarak üstümüze düşeni yapmalıyız”

Kolejli İşadamları olarak bünyelerinde her sektörden üye barındırdıklarının altını çizen Başkan M. Hakan Çınar, ekonomik açıdan kalkınmanın birlik ve beraberlikten geçtiğini söyledi. Ekonominin canlanması için herkesin üstüne düşen görevi yerine getirmesi gerektiğini belirten Çınar, “İnşaat sektöründen turizme, turizmden sanayiye kadar her sektör ekonominin can suyudur. Türkiye’nin güçlü bir Türkiye olması ve kalkınması için sanayi ve ticarette korkulmadan adım atılması gerekiyor. Bu noktada yapılacak olan yatırımlar planlı olmalı” dedi.

Esnaf kan ağlıyor

Verilen tatil süresinin özellikle esnafı olumsuz yönde etkilediğini söyleyen M. Hakan Çınar, yaz tatili ile yaşanan ekonomik durgunluğun bayram tatili ile arttığını söyledi. Çınar, sözlerine şunları ekledi: “Ankara, İstanbul gibi büyük şehirler özellikle bu durumun etkisini daha fazla görüyor. Sokaklara, çarşılara çıkıp baktığımızda özellikle esnafın bu durumdan olumsuz etkilendiğini görüyoruz. Büyük illerden yaşanan bu mevsimsel göç sebebiyle, piyasada bir durgunluk söz konusu. Daha fazla çalışarak bu açığın kapanacağı ve üstesinden gelineceği görüşündeyim.”



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2wb6nYA
via IFTTT