7 Şubat 2020 Cuma

10 kişiden biri yoğun uçuş korkusu yaşıyor 10 kişiden biri yoğun uçuş korkusu yaşıyor! Sabiha Gökçen Havalimanında meydana gelen uçak kazası, havayolu ile seyahat etmeyi planlayan uçuş korkusuna sahip birçok kişinin tedirgin olmasına yol açtı. Uzmanlar havayolu yolcuğunun karayolu yolcuğundan 266 kat daha az riskli olduğunu, uçaklarla ilgili olumsuz haberlerin ve kaza üzerine kurgulanmış filmlerin korkuyu önemli oranda tetiklediğini söylüyor. Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Klinik Psikoloji Anabilim Dalı Başkanı Psikiyatrist Doç. Dr. Gökben Hızlı Sayar, İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’nda yaşanan uçak kazasından yola çıkarak yolcu psikolojisi hakkında değerlendirmelerde bulundu. Yolcuların yüzde 10’u yoğun korku yaşıyor Sözlerine uçuş korkularını tetikleyen etkenlerden bahsederek başlayan Sayar, “Mark Twain’in ünlü bir sözü vardır: ‘Birçok insan, yaşamlarını hiç olmamış trajedilerden acı çekerek tüketirler.’ Uçuş korkusu birçok insan için böyle bir durum olmakla birlikte gerçek bir tehlike karşısındaki orantılı ve akılcı korunma tutumudur. Korku bazı durumlarda kişinin uzaklaşmasını sağlayarak koruyucu işlev gösterir. Fakat korkunun düzeyi artarsa kişi paniğe kapılır ve tepkileri engellenir. Ticari havayolları istatistiklerine göre uçağa binen her 4 yolcudan 1’i (yüzde 24) uçuş korkusu belirtilerini az veya çok, yüzde 10’u ise yoğun uçuş korkusu gösteriyor. Bu korku pek çok kişinin yaşamını etkilemekte ve ulaşımda havayolunun kullanımını engelleyerek kişiyi ve kimi zaman çevresini zor durumda bırakabiliyor. Medyadaki uçak düşmesi, uçak arızaları ve hava korsanlığı gibi uçuşla ilgili haberlerin çoğu kişilerdeki uçuş korkusunu pekiştiriyor. Ayrıca birçok filmde uçak kazaları ve kaçırılmaları korku teması olarak kullanılıyor. Buna karşın uçak yolculuğunun güvenirliğine ve konforuna değinen yazı ve haberlere neredeyse hiç rastlamıyoruz. Olumsuz mesajların bu denli yoğun olması da kişilerin uçuş korkusunu tetikliyor ve pekiştiriyor” dedi. Karayoluna göre 266 kat az riskli Sayar, havayolu yolculuklarının diğer yolculuk şekillerine göre daha az riskli olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Uçuş korkusunu yenmenin ilk aşaması havacılık hakkında bilgi sahibi olmaktır. Bir uçak güvensizse dünyanın her yerinde uçuştan men edilir. Bu sektörde güvenlik söz konusu olduğunda masraftan kaçınılmaz, uçuşla ilgili her olay defalarca kontrol edilir. Bugün bindiğimiz ticari uçakların hepsi yedek sisteme sahip, yani bir sistem çalışmazsa onun görevini üstlenecek başka bir sistem devreye giriyor. Bu çifte güvenliğe uçuş personeli de dahildir. Arabamızın her yola çıkışından önce birçok teknisyen tarafından gözden geçirilmediği, yedek bir şoförle araç kullanmadığımız ve her yıl uçak kazalarında hayatını kaybedenlerden defalarca kat fazlasının karayolu kazalarında öldüğü düşünülürse uçaklar oldukça güvenilirdir. Rakamla ifade etmek gerekirse karayolu trafiğindeki kaza olasılığı, hava yoluna göre 266 kat, sigaranın ölüm riski ise uçuştan kaynaklı ölümlere oranla 4 bin kat fazladır. 1 yılda havayoluyla seyahat eden insan sayısı 3 milyarken,uçak kazalarında ölen insan sayısı ise 1 yılda arı sokmasından ölenlerden azdır.” Fobi korkaklıkla karıştırılıyor Korku ve fobi kavramlarının toplumda birbiriyle karıştırıldığına işaret eden Doç. Dr. Gökben Hızlı Sayar, “Tüm bu bilgilere sahip olmasına rağmen kişinin korkusu aşırı, anlamsız ve sürekli ise, bu durumla karşılaşma ihtimali olduğunda dahi yoğun sıkıntı yaşıyorsa, bu durum kişinin günlük hayatını, işlevlerini engelliyorsa bu durumda korkuya “fobi” adını veririz. Benzer biçimde kişi uçaktan aşırı korkuyor, binemiyor, binmesi gerektiğinde ya kaçınıyor ya da çok sıkıntı ile uçak yolculuğuna katlanabiliyorsa o kişide uçak fobisi vardır. Fobi bir korkaklık durumu değildir. Uçak fobisi olan pek çok kişi de günlük yaşamlarında cesur, atik, başarılı kişilerdir. Ancak uçuş fobisi bir hastalıktır, tedavisi mümkündür. Uçuş korkusu yaşayan kişinin sık uçuş yapması, gevşeme ve solunum egzersizlerini öğrenmesi ve uygulaması korkusunu yenmesine yardımcı olacaktır” dedi. Kısa sürede uçuş korkusu tedavisi mümkün Sayar uçuş korkusu tedavilerine değinerek sözlerini şöyle sonlandırdı: “Tedavide öncelikle kişinin başka fobilerinin, depresyon, stresle ilgili bozukluklar, madde kullanımı gibi ruhsal sorunlarının bulunup bulunmadığı değerlendiriliyor. Sorunun sebebine, şiddetine ve doğasına göre ilaç tedavileri ya da psikoterapiler uygulanabiliyor. Psikoterapilerde hastanın uçuşla ilgili olumsuz algı ve yanlış düşüncelerinin değiştirilmesi, pozitif koşullanma, sistematik duyarsızlaştırma, gevşeme tekniklerinin öğretilmesi ve üstüne gitme ile fobinin yenilmesi mümkün. Uygun tedavi ile kısa sürede yüzde 70 ile 90 oranında başarı elde ediliyor. Günümüzde büyük havayolu şirketleri, kısa süreli ve etkisi oldukça yüksek uçuş korkusu terapileri uyguluyor.”

10 kişiden biri yoğun uçuş korkusu yaşıyor!

Sabiha Gökçen Havalimanında meydana gelen uçak kazası, havayolu ile seyahat etmeyi planlayan uçuş korkusuna sahip birçok kişinin tedirgin olmasına yol açtı. Uzmanlar havayolu yolcuğunun karayolu yolcuğundan 266 kat daha az riskli olduğunu, uçaklarla ilgili olumsuz haberlerin ve kaza üzerine kurgulanmış filmlerin korkuyu önemli oranda tetiklediğini söylüyor.

Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Klinik Psikoloji Anabilim Dalı Başkanı Psikiyatrist Doç. Dr. Gökben Hızlı Sayar, İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’nda yaşanan uçak kazasından yola çıkarak yolcu psikolojisi hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Yolcuların yüzde 10’u yoğun korku yaşıyor

Sözlerine uçuş korkularını tetikleyen etkenlerden bahsederek başlayan Sayar, “Mark Twain’in ünlü bir sözü vardır: ‘Birçok insan, yaşamlarını hiç olmamış trajedilerden acı çekerek tüketirler.’ Uçuş korkusu birçok insan için böyle bir durum olmakla birlikte gerçek bir tehlike karşısındaki orantılı ve akılcı korunma tutumudur. Korku bazı durumlarda kişinin uzaklaşmasını sağlayarak koruyucu işlev gösterir. Fakat korkunun düzeyi artarsa kişi paniğe kapılır ve tepkileri engellenir. Ticari havayolları istatistiklerine göre uçağa binen her 4 yolcudan 1’i (yüzde 24) uçuş korkusu belirtilerini az veya çok, yüzde 10’u ise yoğun uçuş korkusu gösteriyor. Bu korku pek çok kişinin yaşamını etkilemekte ve ulaşımda havayolunun kullanımını engelleyerek kişiyi ve kimi zaman çevresini zor durumda bırakabiliyor. Medyadaki uçak düşmesi, uçak arızaları ve hava korsanlığı gibi uçuşla ilgili haberlerin çoğu kişilerdeki uçuş korkusunu pekiştiriyor. Ayrıca birçok filmde uçak kazaları ve kaçırılmaları korku teması olarak kullanılıyor. Buna karşın uçak yolculuğunun güvenirliğine ve konforuna değinen yazı ve haberlere neredeyse hiç rastlamıyoruz. Olumsuz mesajların bu denli yoğun olması da kişilerin uçuş korkusunu tetikliyor ve pekiştiriyor” dedi.

Karayoluna göre 266 kat az riskli

Sayar, havayolu yolculuklarının diğer yolculuk şekillerine göre daha az riskli olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Uçuş korkusunu yenmenin ilk aşaması havacılık hakkında bilgi sahibi olmaktır. Bir uçak güvensizse dünyanın her yerinde uçuştan men edilir. Bu sektörde güvenlik söz konusu olduğunda masraftan kaçınılmaz, uçuşla ilgili her olay defalarca kontrol edilir. Bugün bindiğimiz ticari uçakların hepsi yedek sisteme sahip, yani bir sistem çalışmazsa onun görevini üstlenecek başka bir sistem devreye giriyor. Bu çifte güvenliğe uçuş personeli de dahildir. Arabamızın her yola çıkışından önce birçok teknisyen tarafından gözden geçirilmediği, yedek bir şoförle araç kullanmadığımız ve her yıl uçak kazalarında hayatını kaybedenlerden defalarca kat fazlasının karayolu kazalarında öldüğü düşünülürse uçaklar oldukça güvenilirdir. Rakamla ifade etmek gerekirse karayolu trafiğindeki kaza olasılığı, hava yoluna göre 266 kat, sigaranın ölüm riski ise uçuştan kaynaklı ölümlere oranla 4 bin kat fazladır. 1 yılda havayoluyla seyahat eden insan sayısı 3 milyarken,uçak kazalarında ölen insan sayısı ise 1 yılda arı sokmasından ölenlerden azdır.”

Fobi korkaklıkla karıştırılıyor

Korku ve fobi kavramlarının toplumda birbiriyle karıştırıldığına işaret eden Doç. Dr. Gökben Hızlı Sayar, “Tüm bu bilgilere sahip olmasına rağmen kişinin korkusu aşırı, anlamsız ve sürekli ise, bu durumla karşılaşma ihtimali olduğunda dahi yoğun sıkıntı yaşıyorsa, bu durum kişinin günlük hayatını, işlevlerini engelliyorsa bu durumda korkuya “fobi” adını veririz. Benzer biçimde kişi uçaktan aşırı korkuyor, binemiyor, binmesi gerektiğinde ya kaçınıyor ya da çok sıkıntı ile uçak yolculuğuna katlanabiliyorsa o kişide uçak fobisi vardır. Fobi bir korkaklık durumu değildir. Uçak fobisi olan pek çok kişi de günlük yaşamlarında cesur, atik, başarılı kişilerdir. Ancak uçuş fobisi bir hastalıktır, tedavisi mümkündür. Uçuş korkusu yaşayan kişinin sık uçuş yapması, gevşeme ve solunum egzersizlerini öğrenmesi ve uygulaması korkusunu yenmesine yardımcı olacaktır” dedi.

Kısa sürede uçuş korkusu tedavisi mümkün

Sayar uçuş korkusu tedavilerine değinerek sözlerini şöyle sonlandırdı: “Tedavide öncelikle kişinin başka fobilerinin, depresyon, stresle ilgili bozukluklar, madde kullanımı gibi ruhsal sorunlarının bulunup bulunmadığı değerlendiriliyor. Sorunun sebebine, şiddetine ve doğasına göre ilaç tedavileri ya da psikoterapiler uygulanabiliyor. Psikoterapilerde hastanın uçuşla ilgili olumsuz algı ve yanlış düşüncelerinin değiştirilmesi, pozitif koşullanma, sistematik duyarsızlaştırma, gevşeme tekniklerinin öğretilmesi ve üstüne gitme ile fobinin yenilmesi mümkün. Uygun tedavi ile kısa sürede yüzde 70 ile 90 oranında başarı elde ediliyor. Günümüzde büyük havayolu şirketleri, kısa süreli ve etkisi oldukça yüksek uçuş korkusu terapileri uyguluyor.”



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2UDuM5X
via IFTTT

6 Şubat 2020 Perşembe

10 kişiden biri yoğun uçuş korkusu yaşıyor


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2UDuM5X

Pegasus Genel Müdürü’nden açıklama Sabiha Gökçen Havalimanı’nda pistten çıkan ve 3 kişinin yaşamını yitirdiği uçak kazası ile ilgili Pegasus Hava Yolları Genel Müdürü Mehmet Tevfik Nane basın toplantısı düzenledi. Kaza ile ilgili detayları anlattığı toplantıya gözyaşları ile başlayan Nane, konuşması sırasında da zaman zaman gözyaşı dökmeye devam etti. Pegasus Hava Yolları’nın İzmir Adnan Menderes Havalimanı-İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı seferini yapan , PC2193 sefer sayılı TC-IZK kuyruk tescilli uçağının, İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’na iniş yaptıktan sonra pistten çıkmasıyla ilgili olarak Pegasus Hava Yolları Genel Müdürü Mehmet Tevfik Nane, bir otelde basın toplantısı düzenledi. Toplantıya Nane’nin yanı sıra Uçuş İşletme Genel Müdür Yardımcısı Nedim Özesen, Ticaret Genel Müdür Yardımcısı Güliz Öztürk ve Emniyet Yönetimi ve Kalite Uyumluluk İzleme Direktörü Murat Cem Alkan da katıldı. ACIMIZ BÜYÜK Nane,3 kişinin hayatını kaybettiği kazaya ilişkin şunları söyledi: Acımız çok büyük. Dün, PC2193 sayılı İzmir’den kalkan ve İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’na inecek olan uçağımız Sabiha gökçen pist inişi sonrası tutunamayarak, bir kaza yapmıştır. Kaza sonrası birinci önceliğimiz uçağa bir an önce ulaşarak ve yaralılarımızı kurtarmak ve bu amaçla da gerekli ekiplerimizi hareket ettirmek olmuştur. 18.19’da kazanın meydana gelmesinden sonra 18.36’da benim başkanlığımda 18 kişilik bir ekip toplanmış ve kazayı sevk ve idareye başlamıştır. 177 yolcu, 6 mürettebat toplam 183 kişi vardır. Maalesef 3 vefatımız oldu. 180 misafirimiz, kabin çalışanlarımız dahil 23 kişi hastaneye sevk edildi. Biraz önce gelmeden bu 180 misafir ve çalışanlarımızın 56’sı taburcu oldu.

Sabiha Gökçen Havalimanı’nda pistten çıkan ve 3 kişinin yaşamını yitirdiği uçak kazası ile ilgili Pegasus Hava Yolları Genel Müdürü Mehmet Tevfik Nane basın toplantısı düzenledi.

Kaza ile ilgili detayları anlattığı toplantıya gözyaşları ile başlayan Nane, konuşması sırasında da zaman zaman gözyaşı dökmeye devam etti.

Pegasus Hava Yolları’nın İzmir Adnan Menderes Havalimanı-İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı seferini yapan , PC2193 sefer sayılı TC-IZK kuyruk tescilli uçağının, İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’na iniş yaptıktan sonra pistten çıkmasıyla ilgili olarak Pegasus Hava Yolları Genel Müdürü Mehmet Tevfik Nane, bir otelde basın toplantısı düzenledi.

Toplantıya Nane’nin yanı sıra Uçuş İşletme Genel Müdür Yardımcısı Nedim Özesen, Ticaret Genel Müdür Yardımcısı Güliz Öztürk ve Emniyet Yönetimi ve Kalite Uyumluluk İzleme Direktörü Murat Cem Alkan da katıldı.

ACIMIZ BÜYÜK

Nane,3 kişinin hayatını kaybettiği kazaya ilişkin şunları söyledi:

Acımız çok büyük. Dün, PC2193 sayılı İzmir’den kalkan ve İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’na inecek olan uçağımız Sabiha gökçen pist inişi sonrası tutunamayarak, bir kaza yapmıştır.

Kaza sonrası birinci önceliğimiz uçağa bir an önce ulaşarak ve yaralılarımızı kurtarmak ve bu amaçla da gerekli ekiplerimizi hareket ettirmek olmuştur. 18.19’da kazanın meydana gelmesinden sonra 18.36’da benim başkanlığımda 18 kişilik bir ekip toplanmış ve kazayı sevk ve idareye başlamıştır.

177 yolcu, 6 mürettebat toplam 183 kişi vardır. Maalesef 3 vefatımız oldu. 180 misafirimiz, kabin çalışanlarımız dahil 23 kişi hastaneye sevk edildi. Biraz önce gelmeden bu 180 misafir ve çalışanlarımızın 56’sı taburcu oldu.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/36ZVzvL
via IFTTT

Pegasus Genel Müdürü’nden açıklama


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/36ZVzvL

HAVA TRAFİK KONTROLÖRLERİNDEN KAMUOYUNA AÇIKLAMA


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2HcmGt7

HAVA TRAFİK KONTROLÖRLERİNDEN KAMUOYUNA AÇIKLAMA KAMUOYUNUN DİKKATİNE Dün yaşanan talihsiz kaza sebebiyle tüm havacılık camiasına ve Pegasus Havayolları ailesine geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Hayatını kaybedenlere rahmet, yakınlarına baş sağlığı dileriz. Unutulmamalı ki; havacılık gibi bir çok etkenin bir araya gelmesiyle yürütülen bir operasyona sahip, teknik yeterlilik ve bilgi birikimi üzerine inşa edilmiş bir sektörde tüm veriler değerlendirilmeden, liyakat sahibi olmayan kişilerce aceleyle yapılmış, bilimsellikten ve havacılık kültüründen uzak yorumlar spekülatif olacak; olaydan etkilenenler başta olmak üzere tüm kamuoyunu yanlış yönlendirme riski taşıyacaktır. Farklı mecralarda havacılık üreterek havacılık kültürü edinilemeyeceği gibi gazetecilik değerlerinden uzak mesnetsiz ithamlarla havacılık hadiseleri değerlendirilemez. Aynı şekilde, sivil hava trafik kontrolörü lisansına sahip olmayan kişilerin “hava trafik kontrolörü” unvanını kullanarak Meslektaşlarımızın Türk havacılığına ettiği hizmetler liyakat sahibi olmayan kişilerce lekelenemez. TATCA olarak havacılık sektörünün tüm unsurlarıyla birlikte havacılığımızı daha emniyetli ve etkili bir noktaya taşıyarak kamuoyunun endişeye ve önyargılara sevk edilmesinin önünde duracağımızı bir kere daha hatırlatırız. Mesleğimize ilişkin kamuoyunu yanıltıcı ithamların sahiplerine karşı tüm haklarımızın hukuk yoluyla korumak adına ilgili süreçler başlatılmış olup detaylar kamuoyu ile paylaşılacaktır.

KAMUOYUNUN DİKKATİNE

Dün yaşanan talihsiz kaza sebebiyle tüm havacılık camiasına ve Pegasus Havayolları ailesine geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Hayatını kaybedenlere rahmet, yakınlarına baş sağlığı dileriz.

Unutulmamalı ki; havacılık gibi bir çok etkenin bir araya gelmesiyle yürütülen bir operasyona sahip, teknik yeterlilik ve bilgi birikimi üzerine inşa edilmiş bir sektörde tüm veriler değerlendirilmeden, liyakat sahibi olmayan kişilerce aceleyle yapılmış, bilimsellikten ve havacılık kültüründen uzak yorumlar spekülatif olacak; olaydan etkilenenler başta olmak üzere tüm kamuoyunu yanlış yönlendirme riski taşıyacaktır.

Farklı mecralarda havacılık üreterek havacılık kültürü edinilemeyeceği gibi gazetecilik değerlerinden uzak mesnetsiz ithamlarla havacılık hadiseleri değerlendirilemez. Aynı şekilde, sivil hava trafik kontrolörü lisansına sahip olmayan kişilerin “hava trafik kontrolörü” unvanını kullanarak Meslektaşlarımızın Türk havacılığına ettiği hizmetler liyakat sahibi olmayan kişilerce lekelenemez.

TATCA olarak havacılık sektörünün tüm unsurlarıyla birlikte havacılığımızı daha emniyetli ve etkili bir noktaya taşıyarak kamuoyunun endişeye ve önyargılara sevk edilmesinin önünde duracağımızı bir kere daha hatırlatırız.

Mesleğimize ilişkin kamuoyunu yanıltıcı ithamların sahiplerine karşı tüm haklarımızın hukuk yoluyla korumak adına ilgili süreçler başlatılmış olup detaylar kamuoyu ile paylaşılacaktır.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2HcmGt7
via IFTTT

5 Şubat 2020 Çarşamba

Turizm taşımacılarına müjde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Turizm taşımacılarını çok yakından ilgilendiren genelgeyi yayınladı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Ulaştırma Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından 4 Şubat’ta Havayolu + Karayolu Kombine taşımacılık genelgesi yayınlandı. Genelgeye göre grup yolcuyu D2 ve B2 belgeli turizm taşımacıları şehiriçinden havalimanına, havalimanından da yurt içi mesafeye bakılmaksızın taşıyabilecek. Genelgeye göre belirli bir zaman tarifesine uymaksızın uçak kalkış ve iniş saatlerine göre aynı taşıtlı aynı yolcu grubunun/gruplarının herhangi bir noktadan alınarak havalimanına götürülmesi veya havayolu ile gelen yolcu grup/grupların havalimanından alınarak herhangi bir yerleşim yerine yurtiçi taşıma mesafesine bakılmaksızın B2 ve D2 uluslararası alanda ise B2 yetki belgesine sahip taşımacılar tarafından yapılacak. Uçak + otomobil ile yapılan kombine taşımacılık ise şehir içi ticari taksiler ya da A1 yetki belgesine sahip taşımacılar tarafından yapılacak. Havalimanında araçlar yer tahsisi yapılacak Yolcu taşımacılığında kullanılacak taşıtlar için havalimanı işleticileri tarafından bir alan tahsisi yapılacak. A1, B2 ve D2 yetki belgesi sahipleri yolcu almak üzere havalimanında beklemesi gerektiği durumlarda havalimanı işletmecisinin belirleyeceği usül ve esaslar çerçevesinde ücret ödeyecek.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Turizm taşımacılarını çok yakından ilgilendiren genelgeyi yayınladı.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Ulaştırma Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından 4 Şubat’ta Havayolu + Karayolu Kombine taşımacılık genelgesi yayınlandı.

Genelgeye göre grup yolcuyu D2 ve B2 belgeli turizm taşımacıları şehiriçinden havalimanına, havalimanından da yurt içi mesafeye bakılmaksızın taşıyabilecek.

Genelgeye göre belirli bir zaman tarifesine uymaksızın uçak kalkış ve iniş saatlerine göre aynı taşıtlı aynı yolcu grubunun/gruplarının herhangi bir noktadan alınarak havalimanına götürülmesi veya havayolu ile gelen yolcu grup/grupların havalimanından alınarak herhangi bir yerleşim yerine yurtiçi taşıma mesafesine bakılmaksızın B2 ve D2 uluslararası alanda ise B2 yetki belgesine sahip taşımacılar tarafından yapılacak.

Uçak + otomobil ile yapılan kombine taşımacılık ise şehir içi ticari taksiler ya da A1 yetki belgesine sahip taşımacılar tarafından yapılacak.

Havalimanında araçlar yer tahsisi yapılacak

Yolcu taşımacılığında kullanılacak taşıtlar için havalimanı işleticileri tarafından bir alan tahsisi yapılacak. A1, B2 ve D2 yetki belgesi sahipleri yolcu almak üzere havalimanında beklemesi gerektiği durumlarda havalimanı işletmecisinin belirleyeceği usül ve esaslar çerçevesinde ücret ödeyecek.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2ShHDrw
via IFTTT