2 Nisan 2018 Pazartesi

İTO ÜYELERİNE 1.5 MİLYAR LİRALIK NEFES KREDİSİ İÇİN BAŞVURULAR BAŞLADI  İstanbul Ticaret Odası üyesi KOBİ’lerin 200 bin lira üst limitle yararlanabileceği ‘Nefes Kredisi’ için başvurular bugün başladı. – KOBİ’ler önce Oda’dan ‘TOBB Nefes Kredisi başvurusu içindir’ ibareli Faaliyet Belgesi alacak. – Ardından başvurular Ziraat Bankası, Denizbank, Halkbank, Vakıfbank, Ziraat Katılım ve Vakıf Katılım şubelerine yapılacak. İstanbul Ticaret Odası (İTO), Oda üyesi KOBİ’lerin aylık 0.99 faiz/kâr payı, 6 ay geri ödemesiz 18 ay vade ile 200 bin liraya kadar kullanabilecekleri Nefes Kredisi için başvuruları bugün almaya başladı. İTO’nun proje için ayırdığı 100 milyon liralık kaynakla 6 banka İTO üyelerine, bu tutarın 15 katı kadar, yani toplam 1.5 milyar liralık kredi kullandıracak. İTO üyeleri Başbakan Binali Yıldırım tarafından geçtiğimiz cumartesi günü açıklanan TOBB Nefes Kredisi’ni kullanmak için önce Oda merkezi, temsilcilikleri ya da İTO’nun mobil hizmet aracından ‘TOBB Nefes Kredisi Başvurusu içindir’ ibareli Faaliyet Belgesi alacak. MASRAF EN FAZLA 51 TL Ardından Ziraat Bankası, Denizbank, Halkbank, Vakıfbank, Ziraat Katılım ve Vakıf Katılım şubelerine müracaat ederek, uygunluğu değerlendirildikten sonra ticari kredi kullanabilecek. Bankalar, 51 TL’nin üzerinde masraf almayacak. İTO Başkanı Öztürk Oran, Nefes Kredisi’nin devlet, finans sektörü ve iş dünyası işbirliğinin örnek projelerinden birini oluşturduğunu söyledi. Oran, “Kredi gerek tutarı gerek faiz/kâr payı itibariyle gerçek bir nefes kredisidir. Ümit ediyorum ki üyelerimize çok büyük katkı sağlayacak ve KOBİ’lere rahat bir nefes aldıracak” dedi.

 İstanbul Ticaret Odası üyesi KOBİ’lerin 200 bin lira üst limitle yararlanabileceği ‘Nefes Kredisi’ için başvurular bugün başladı.

– KOBİ’ler önce Oda’dan ‘TOBB Nefes Kredisi başvurusu içindir’ ibareli Faaliyet Belgesi alacak.

– Ardından başvurular Ziraat Bankası, Denizbank, Halkbank, Vakıfbank, Ziraat Katılım ve Vakıf Katılım şubelerine yapılacak.

İstanbul Ticaret Odası (İTO), Oda üyesi KOBİ’lerin aylık 0.99 faiz/kâr payı, 6 ay geri ödemesiz 18 ay vade ile 200 bin liraya kadar kullanabilecekleri Nefes Kredisi için başvuruları bugün almaya başladı.

İTO’nun proje için ayırdığı 100 milyon liralık kaynakla 6 banka İTO üyelerine, bu tutarın 15 katı kadar, yani toplam 1.5 milyar liralık kredi kullandıracak.

İTO üyeleri Başbakan Binali Yıldırım tarafından geçtiğimiz cumartesi günü açıklanan TOBB Nefes Kredisi’ni kullanmak için önce Oda merkezi, temsilcilikleri ya da İTO’nun mobil hizmet aracından ‘TOBB Nefes Kredisi Başvurusu içindir’ ibareli Faaliyet Belgesi alacak.

MASRAF EN FAZLA 51 TL

Ardından Ziraat Bankası, Denizbank, Halkbank, Vakıfbank, Ziraat Katılım ve Vakıf Katılım şubelerine müracaat ederek, uygunluğu değerlendirildikten sonra ticari kredi kullanabilecek. Bankalar, 51 TL’nin üzerinde masraf almayacak.

İTO Başkanı Öztürk Oran, Nefes Kredisi’nin devlet, finans sektörü ve iş dünyası işbirliğinin örnek projelerinden birini oluşturduğunu söyledi.

Oran, “Kredi gerek tutarı gerek faiz/kâr payı itibariyle gerçek bir nefes kredisidir. Ümit ediyorum ki üyelerimize çok büyük katkı sağlayacak ve KOBİ’lere rahat bir nefes aldıracak” dedi.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2IlT1ff
via IFTTT

İTO ÜYELERİNE 1.5 MİLYAR LİRALIK NEFES KREDİSİ İÇİN BAŞVURULAR BAŞLADI


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2IlT1ff

Sani Şener : Türkiye’nin başarısında bizim de, THY ve DHMİ ile birlikte büyük payımız var TAV Havalimanları Holding İcra Kurulu Başkanı Sani Şener, Türkiye’ye gelen parada elemeler olacağını belirterek “Eskiden Türkiye’ye çok kolay para gelirdi. Herkes gelirdi. Ama şu anda yurtdışındaki firmalar daha seçici oldular. Yani Türkiye’deki projeyi ve o projeyi yapanı seçiyorlar. Bu kadar basit” diye konuştu. TAV Havalimanları Holding İcra Kurulu Başkanı Şener ile Atatürk Havalimanı’nın kapanmasını, gelecek hedeflerini ve yeni ortak oldukları Antalya Havalimanı’nı konuştuk. -TAV, IC İçtaş’ın Antalya Havalimanı’ndaki yüzde 50 hissesini satın aldı ne aşamada anlaşma? Antalya Havalimanı’nın yüzde 50 hissedarı olan IC Grup’tan hisselerini 360 milyon Avro’ya satın aldık. Bunun için 300 milyon Avro yurtdışından kredi alacağız. Bu anlaşma hem Devlet Hava Meydanları İşletmesi hem de Rekabet Kurumu’nun onayına tabi. Nisanın ilk haftası gibi bu iş hallolur. Atatürk Havalimanı’nın kapanmasıyla birlikte TAV’ın faiz amortisman ve vergi öncesi kârında yüzde 50 düşüş olacak. Şimdiden bu yüzde 50 düşüşü kapatmak için elimizden gelen çalışmaları yapıyoruz. Antalya Havalimanı bunun için güzel bir örnek. Antalya uluslararası yolcu trafiği açısından Türkiye’nin 2. büyük havalimanı. İstanbul’daki kaybımızın yüzde 25’ini karşılayacak. İyi proje iyi firma -Bu dönemde kaynak bulmak zor olmadı mı? Yurtdışındaki bankaların baktığı şey şu: Bir bu işi kim yapıyor? İkinci iş iyi mi? TAV’a bakıyorlar yurtdışından 2.5 -3 milyar dolarlık finansman sağlamış ve bunların hepsini geri ödemiş. Bizim kredi almakta bir zorluğumuz görünmüyor. Bu Türkiye’ye de güveni gösteriyor. Ama asıl şunu gösteriyor: Proje iyiyse, yapan ve işletecek firmalar uluslararası alanda başarılıysa Türkiye’ye rahatlıkla kredi geliyor. Yabancı seçici oldu -Türkiye’nin notu düştü, eskiye göre kredi bulma şartları zorlaştı mı? Tabii. Eskiden Türkiye’ye çok kolay para gelirdi. Herkes gelirdi. Özelleştirmede hiç ismi duyulmayan şirketler iş aldılar ve onlar dahi kredi alabildiler. Ama şu anda yurtdışındaki bankalar daha seçici oldular. Yani Türkiye’deki projeyi ve o projeyi iyi yapabilecek olanı seçiyorlar. Konu bu kadar basit. -Antalya’da herhangi bir genişleme yeni terminal yatırımı düşünüyor musunuz? Antalya normal yoluna devam edecek. Birikimlerimizle oraya bir değer katacağımıza inanıyoruz. Antalya’da Fraport’la ortak oluyoruz. Dünyanın önde gelen havalimanı işletmecisi firmalarını sayarsak Aeroports de Paris (ADP), TAV, Vinci, Schipol ve Fraport’tur. Biz Fraport ile Antalya’da ortağız. ADP bizim ortağımız, Vinci ADP’nin ortağı. ADP Schipol’ün ortağı. Böylece biz çok büyük bir havalimanı işletmesi platformunun içine girdik. Bu bir Türk firması için küresel boyutta büyük bir başarıdır. Yönetimde olmalıyız -Sabiha Gökçen Havalimanı’nda hisse satışı gündemde, siz teklif verecek misiniz? Her zaman akıllı büyümenin peşindeyiz. Operasyonel ve finansal kabiliyetimize uygun yerlerde var olmak isteriz. Sabiha Gökçen’e bakıldığında Maylezyalıların yüzde 49 hisseye kadar satacakları üstünü satmayacakları söyleniyor. Yani biz çoğunlukta olup yönetimde olacağız derlerse biz katılmayız. Biz ille de çoğunluk alalım demiyoruz. Hissemiz yüzde 30 da olabilir. Ama biz yönetimde olmak istiyoruz. Yönetimin yüzde 50-50 olması gerekiyor. Çünkü yönetimde olup Sabiha Gökçen Havalimanı’na bir şeyler katmak istiyoruz. Pazarlamasında olmak istiyoruz. Yatırımlarında olmak istiyoruz. Biz bir fon değiliz. Fon olsanız alırsınız hisseleri beklersiniz. Biz stratejik yatırımcıyız. Sabiha Gökçen’in de şu anda stratejik yatırımcıya ihtiyacı var. Bekliyoruz ihaleyi, bir türlü çıkmıyor. Satarlarsa en iyi adayın biz olduğumuzu onlar da biliyorlar. Atatürk Havalimanı’ndaki tecrübelerimizi oraya aktarmak çok önemli olacak. Onun için inşallah uygun şartlarda olur biz de katılırız. 80 milyon avro yatırım -Bu yılki hedefleriniz hakkında bilgi verir misiniz? İstanbul Atatürk Havalimanı’nın tüm sene açık kalacağını varsayarak toplam yolcu sayımızda yüzde 10- 12 arası, Atatürk Havalimanı dış hat yolcu sayısında yüzde 6-8 arası ve İstanbul şehir çıkışlı dış hat yolcu sayısında yüzde 9-11 arası artış bekliyoruz. Kur varsayımlarımız dahilinde yüzde 2-4 arası ciro büyümesi, yüzde 5-7 arası FAVÖK büyümesi, çift haneli net kâr artışı ve 80 milyon avro tutarında yatırım harcaması öngörüyoruz. Dünya havayolu trafiğinde önümüzdeki 20 yılda 2 kat artış bekleniyor. IATA’ya göre 2017’de 4 milyar olan yolcu sayısı 2036’da 7.8 milyara ulaşacak. İçimiz burkuluyor -Atatürk Havalimanı 29 Ekim’de taşınacak. Ne hissediyorsunuz? Tabii ki üzülüyorsunuz. İki türlü üzülüyorsunuz… Biz 20 yıldır oradayız. İkincisi çok fazla yetişmiş elemanlarımız var orda. Onlar çok üzülüyorlar. Ama biz onların 3. havalimanı’na geçmesi için elimizden geleni yapıyoruz. Havalimanını işletecek İGA yönetimiyle görüşüyoruz. İnşallah onları orda işe koyarsak, istihdam edersek bir istihdam kaybı olmayacak. En azından bu bakımdan mutlu olacağız. Üçüncüsü tabi şu var. Biz 1997’de bu ihaleyi almıştık. 2000 yılında açtığımızda Türkiye’de 33 milyon yolcu vardı. Şu anda Türkiye’deki yolcu sayısı 200 milyon. Bu başarıda bizim de, THY ve DHMİ ile birlikte büyük payımız var. Onun için de içimiz burkuluyor. Ama nihayetinde bu ticari bir iş. Onun için yapacak bir şey yok, işimize bakacağız. -Atatürk Havalimanı’nda kaç kişi çalışıyor? Atatürk’te Havaş, TAV ve iştirakleri olarak bakıldığında 18 bin kişi çalışıyor. Havaş’ın 6 bin çalışanı zaten 3. Havalimanı’na gidecek. Güvenlik elemanlarını vermek istiyoruz. Duty Free’yi orada bizim ortağımız aldı. Elemanlarımızı oraya vereceğiz. TAV’ın operasyon elemanları kapış kapış gidiyor. Bir kısım elemanlarımızı da başka terminallerimizde görevlendireceğiz. -Atatürk Havalimanı İstanbul’un ihtiyacını karşılamıyor mu, 3. havalimanı şart mı? Havalimanları her zaman büyümeye muhtaç yerlerdir. Hukukta, eğitimde reform şart -Türkiye’nin şu andaki ekonomisinideğerlendirir misiniz, ne tür riskler görüyorsunuz? Türkiye’nin notu düşürüldü. Türkiye’ye gelen parada seçicilik olacak. Çanakkale köprüsü yurtdışından kredi aldı. Biz Antalya için aldık. İyi proje ve iyi yatırımcı görüldüğü vakit bu yatırımlar krediler Türkiye’ye gelecek. Ama bunun için yapısal reformlar yapılmalı. Herkes yapısal reformlar diyor ama kimse bu reformların ne olduğunu söylemiyor. Yapısal reformların en önemli ikisi, hukuk ve eğitimdir. Eğitim, bilim ve teknolojinin birleşmesini sağlayacak bir eğitim olmalı. Bunun için tedbirler alınmalı. Aynı şekilde hukukun da hızlanması gerekiyor. Çünkü bir yabancı yatırımcı geldiğinde burada bir hakkı yendiğinde bir dava açtığında yıllar sürüyor. Bunların çözümlenmesi gerekiyor. Kendi alanımızda büyürüz -Atatürk Havalimanı dışında neler yapıyorsunuz? Ciddi bir uluslararası marka olduk. Bunun gereklerini yerine getirmeniz gerekiyor. Afrika’ya açıldık. Afrika’da, Türki cumhuriyetlerde ve Asya’da çok ciddi havalimanları takip ediyoruz. Servis şirketlerimiz yurtdışında TAV’ın olmadığı yerlerde büyümesine devam edecek. -Bundan sonraki süreçte servis tarafına daha çok mu ağırlık vereceksiniz? Türkiye’de firmalara baktığınızda genel olarak büyük kısmı her şeyi yapıyorlar. Her sektörde varlar. Bu onların iş modelleri, hiçbir şey diyemeyiz. Bizim iş modelimiz sadece ve sadece kendi alanımızda büyümek. İş modelimiz şu: Adımız: TAV. Soyadımız: Havalimanları. Şirketlerimize şunu diyoruz: alanınızda bir dünya şirketi olacaksanız size TAV Holding olarak her türlü desteği veririz. Mesela IT şirketimiz çok büyük; 400 bilgisayar mühendisinin çalıştığı bir teknoloji şirketimiz var. TAV 17 havalimanında servis şirketlerimiz 77 noktada varlar. Devamlı fırsatları inceliyoruz. (cumhuriyet)  

TAV Havalimanları Holding İcra Kurulu Başkanı Sani Şener, Türkiye’ye gelen parada elemeler olacağını belirterek “Eskiden Türkiye’ye çok kolay para gelirdi. Herkes gelirdi. Ama şu anda yurtdışındaki firmalar daha seçici oldular. Yani Türkiye’deki projeyi ve o projeyi yapanı seçiyorlar. Bu kadar basit” diye konuştu. TAV Havalimanları Holding İcra Kurulu Başkanı Şener ile Atatürk Havalimanı’nın kapanmasını, gelecek hedeflerini ve yeni ortak oldukları Antalya Havalimanı’nı konuştuk.

-TAV, IC İçtaş’ın Antalya Havalimanı’ndaki yüzde 50 hissesini satın aldı ne aşamada anlaşma?

Antalya Havalimanı’nın yüzde 50 hissedarı olan IC Grup’tan hisselerini 360 milyon Avro’ya satın aldık. Bunun için 300 milyon Avro yurtdışından kredi alacağız. Bu anlaşma hem Devlet Hava Meydanları İşletmesi hem de Rekabet Kurumu’nun onayına tabi. Nisanın ilk haftası gibi bu iş hallolur. Atatürk Havalimanı’nın kapanmasıyla birlikte TAV’ın faiz amortisman ve vergi öncesi kârında yüzde 50 düşüş olacak. Şimdiden bu yüzde 50 düşüşü kapatmak için elimizden gelen çalışmaları yapıyoruz. Antalya Havalimanı bunun için güzel bir örnek. Antalya uluslararası yolcu trafiği açısından Türkiye’nin 2. büyük havalimanı. İstanbul’daki kaybımızın yüzde 25’ini karşılayacak.

İyi proje iyi firma

-Bu dönemde kaynak bulmak zor olmadı mı?

Yurtdışındaki bankaların baktığı şey şu: Bir bu işi kim yapıyor? İkinci iş iyi mi? TAV’a bakıyorlar yurtdışından 2.5 -3 milyar dolarlık finansman sağlamış ve bunların hepsini geri ödemiş. Bizim kredi almakta bir zorluğumuz görünmüyor. Bu Türkiye’ye de güveni gösteriyor. Ama asıl şunu gösteriyor: Proje iyiyse, yapan ve işletecek firmalar uluslararası alanda başarılıysa Türkiye’ye rahatlıkla kredi geliyor.

Yabancı seçici oldu

-Türkiye’nin notu düştü, eskiye göre kredi bulma şartları zorlaştı mı?

Tabii. Eskiden Türkiye’ye çok kolay para gelirdi. Herkes gelirdi. Özelleştirmede hiç ismi duyulmayan şirketler iş aldılar ve onlar dahi kredi alabildiler. Ama şu anda yurtdışındaki bankalar daha seçici oldular. Yani Türkiye’deki projeyi ve o projeyi iyi yapabilecek olanı seçiyorlar. Konu bu kadar basit.

-Antalya’da herhangi bir genişleme yeni terminal yatırımı düşünüyor musunuz?

Antalya normal yoluna devam edecek. Birikimlerimizle oraya bir değer katacağımıza inanıyoruz. Antalya’da Fraport’la ortak oluyoruz. Dünyanın önde gelen havalimanı işletmecisi firmalarını sayarsak Aeroports de Paris (ADP), TAV, Vinci, Schipol ve Fraport’tur. Biz Fraport ile Antalya’da ortağız. ADP bizim ortağımız, Vinci ADP’nin ortağı. ADP Schipol’ün ortağı. Böylece biz çok büyük bir havalimanı işletmesi platformunun içine girdik. Bu bir Türk firması için küresel boyutta büyük bir başarıdır.

Yönetimde olmalıyız

-Sabiha Gökçen Havalimanı’nda hisse satışı gündemde, siz teklif verecek misiniz?

Her zaman akıllı büyümenin peşindeyiz. Operasyonel ve finansal kabiliyetimize uygun yerlerde var olmak isteriz. Sabiha Gökçen’e bakıldığında Maylezyalıların yüzde 49 hisseye kadar satacakları üstünü satmayacakları söyleniyor. Yani biz çoğunlukta olup yönetimde olacağız derlerse biz katılmayız. Biz ille de çoğunluk alalım demiyoruz. Hissemiz yüzde 30 da olabilir. Ama biz yönetimde olmak istiyoruz. Yönetimin yüzde 50-50 olması gerekiyor. Çünkü yönetimde olup Sabiha Gökçen Havalimanı’na bir şeyler katmak istiyoruz. Pazarlamasında olmak istiyoruz. Yatırımlarında olmak istiyoruz. Biz bir fon değiliz. Fon olsanız alırsınız hisseleri beklersiniz. Biz stratejik yatırımcıyız. Sabiha Gökçen’in de şu anda stratejik yatırımcıya ihtiyacı var. Bekliyoruz ihaleyi, bir türlü çıkmıyor. Satarlarsa en iyi adayın biz olduğumuzu onlar da biliyorlar. Atatürk Havalimanı’ndaki tecrübelerimizi oraya aktarmak çok önemli olacak. Onun için inşallah uygun şartlarda olur biz de katılırız.

80 milyon avro yatırım

-Bu yılki hedefleriniz hakkında bilgi verir misiniz?

İstanbul Atatürk Havalimanı’nın tüm sene açık kalacağını varsayarak toplam yolcu sayımızda yüzde 10- 12 arası, Atatürk Havalimanı dış hat yolcu sayısında yüzde 6-8 arası ve İstanbul şehir çıkışlı dış hat yolcu sayısında yüzde 9-11 arası artış bekliyoruz. Kur varsayımlarımız dahilinde yüzde 2-4 arası ciro büyümesi, yüzde 5-7 arası FAVÖK büyümesi, çift haneli net kâr artışı ve 80 milyon avro tutarında yatırım harcaması öngörüyoruz. Dünya havayolu trafiğinde önümüzdeki 20 yılda 2 kat artış bekleniyor. IATA’ya göre 2017’de 4 milyar olan yolcu sayısı 2036’da 7.8 milyara ulaşacak.

İçimiz burkuluyor

-Atatürk Havalimanı 29 Ekim’de taşınacak. Ne hissediyorsunuz?

Tabii ki üzülüyorsunuz. İki türlü üzülüyorsunuz… Biz 20 yıldır oradayız. İkincisi çok fazla yetişmiş elemanlarımız var orda. Onlar çok üzülüyorlar. Ama biz onların 3. havalimanı’na geçmesi için elimizden geleni yapıyoruz. Havalimanını işletecek İGA yönetimiyle görüşüyoruz. İnşallah onları orda işe koyarsak, istihdam edersek bir istihdam kaybı olmayacak. En azından bu bakımdan mutlu olacağız. Üçüncüsü tabi şu var. Biz 1997’de bu ihaleyi almıştık. 2000 yılında açtığımızda Türkiye’de 33 milyon yolcu vardı. Şu anda Türkiye’deki yolcu sayısı 200 milyon. Bu başarıda bizim de, THY ve DHMİ ile birlikte büyük payımız var. Onun için de içimiz burkuluyor. Ama nihayetinde bu ticari bir iş. Onun için yapacak bir şey yok, işimize bakacağız.

-Atatürk Havalimanı’nda kaç kişi çalışıyor?

Atatürk’te Havaş, TAV ve iştirakleri olarak bakıldığında 18 bin kişi çalışıyor. Havaş’ın 6 bin çalışanı zaten 3. Havalimanı’na gidecek. Güvenlik elemanlarını vermek istiyoruz. Duty Free’yi orada bizim ortağımız aldı. Elemanlarımızı oraya vereceğiz. TAV’ın operasyon elemanları kapış kapış gidiyor. Bir kısım elemanlarımızı da başka terminallerimizde görevlendireceğiz.

-Atatürk Havalimanı İstanbul’un ihtiyacını karşılamıyor mu, 3. havalimanı şart mı?

Havalimanları her zaman büyümeye muhtaç yerlerdir.

Hukukta, eğitimde reform şart

-Türkiye’nin şu andaki ekonomisinideğerlendirir misiniz, ne tür riskler görüyorsunuz?

Türkiye’nin notu düşürüldü. Türkiye’ye gelen parada seçicilik olacak. Çanakkale köprüsü yurtdışından kredi aldı. Biz Antalya için aldık. İyi proje ve iyi yatırımcı görüldüğü vakit bu yatırımlar krediler Türkiye’ye gelecek. Ama bunun için yapısal reformlar yapılmalı. Herkes yapısal reformlar diyor ama kimse bu reformların ne olduğunu söylemiyor. Yapısal reformların en önemli ikisi, hukuk ve eğitimdir. Eğitim, bilim ve teknolojinin birleşmesini sağlayacak bir eğitim olmalı. Bunun için tedbirler alınmalı. Aynı şekilde hukukun da hızlanması gerekiyor. Çünkü bir yabancı yatırımcı geldiğinde burada bir hakkı yendiğinde bir dava açtığında yıllar sürüyor. Bunların çözümlenmesi gerekiyor.

Kendi alanımızda büyürüz

-Atatürk Havalimanı dışında neler yapıyorsunuz?

Ciddi bir uluslararası marka olduk. Bunun gereklerini yerine getirmeniz gerekiyor. Afrika’ya açıldık. Afrika’da, Türki cumhuriyetlerde ve Asya’da çok ciddi havalimanları takip ediyoruz. Servis şirketlerimiz yurtdışında TAV’ın olmadığı yerlerde büyümesine devam edecek.

-Bundan sonraki süreçte servis tarafına daha çok mu ağırlık vereceksiniz?

Türkiye’de firmalara baktığınızda genel olarak büyük kısmı her şeyi yapıyorlar. Her sektörde varlar. Bu onların iş modelleri, hiçbir şey diyemeyiz. Bizim iş modelimiz sadece ve sadece kendi alanımızda büyümek. İş modelimiz şu: Adımız: TAV. Soyadımız: Havalimanları. Şirketlerimize şunu diyoruz: alanınızda bir dünya şirketi olacaksanız size TAV Holding olarak her türlü desteği veririz. Mesela IT şirketimiz çok büyük; 400 bilgisayar mühendisinin çalıştığı bir teknoloji şirketimiz var. TAV 17 havalimanında servis şirketlerimiz 77 noktada varlar. Devamlı fırsatları inceliyoruz. (cumhuriyet)

 



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2IoofSX
via IFTTT

Sani Şener : Türkiye’nin başarısında bizim de, THY ve DHMİ ile birlikte büyük payımız var


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2IoofSX

SIKORSKY VE LOOP BAŞARISI


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2q1uO6m

SIKORSKY VE LOOP BAŞARISI Saygıdeğer okurlar, Bugünki köşemi helikopter dünyasının en büyük markası Sikorsky’e ve bu küresel dev’in yaratıcısı olan Igor Ivanovich Sikorsky’e ayırıyorum. Sikorsky helikopterleri, ülkemizde adını hem başarılarıyla hem de ileri teknoloji kapasitesiyle sık sık duyurmuş bir helikopter. Bu helikopterler her ne kadar personel taşıma amaçlı olarak bilinse de hem personel taşıyıcısı hem de muazzam bir saldırı helikopterleridir. Ayrıca Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından birçok amaç için kullanılan askeri helikopterlerden de bir tanesidir. Sikorsky havacılık tarihine ilk olarak askeri amaçlı üretilen UH-60 modeliyle giriş yapmıştır. Sonraki evrelerde ise sivil helikopter üretimine geçmiştir. Bir rivayete göre Igor Sikorsky, UH-60 helikopterini tasarlarken Vietnam savaşına katılan pilotların UH-HUEY helikopterinde yaşadıkları sıkıntıları araştırıp nasıl bir helikopter istediklerini sorgulamasıyla da ortaya çıktığı söylenir. Şahsi nazarımda en güvenli helikopterdir. Kaldı ki birçok havacılık şirketi filolarını Sikorsky helikopterleriyle genişletmeye ve modernize etmeye çalışmaktadır. Aerodinamik yapılarıyla havacılıkta helikopterlere yeni bir soluk ve tasarım getirmiş olan Sikorsky, rakipleri Bell, Agusta gibi şirketlerin de açık ara önündedir. Buyurun bu muazzam taarruz helikopterlerinin yaratıcısından bahsedelim.. Tam adı Igor Ivanovich Sikorsky. 1889 yılında  Kiev’de doğdu, 83 yıl sonra 1972 yılında Amerika Birleşik Devletleri Easton’da hayata gözlerini yumdu. Bu 83 yıl içerisinde dünya havacılık tarihinin en önemli buluşlarına imza attı, en önemli havacılık şirketlerinden birini kurdu ve helikopter dünyasının lideri yaptı. Kendisi hem sabit kanatlı uçaklar hem de helikopterler olmak üzere havacılığın birçok konusunda arkasından geleceklere öncülük etti. Resmi olarak ilk helikopter Rus bilim adamı Sikorsky tarafından yapılmıştır. İlk helikopterini 1909 yılında üreten Sikorsky, başarısız olan bu denemeyle ilgili daha sonra şöyle diyecekti: “Bu makine uçma konusunda başarısız oldu. Ancak diğer açılardan çok önemli ve gerekli bir basamak oldu.” İlk helikopterini icadının ardından çalışmalarına aralıksız devam eden Igor Sikorsky başarılı denemelerle uçaklar geliştirmeyi ve üretmeyi sürdürmüştür. 1919 yılında başlayan Bolşevik İhtilali sonrasında, Fransa ve İngiltere yoluyla ABD’ye gitmiş ve oraya yerleşmiştir. Amerika’daki ilk şirketini, 1923 yılında bir çiftlikte kurmuştur. Sikorsky Aero Engineering Corporation adında kurulan bu şirket dünyanın en iyi helikopterlerini üretecek, Amerika ve diğer büyük devletlerin İkinci Dünya Savaşı sonrası savaşlarında baş rolde olacaktı. Takvimler 1939 yılına geldiğinde, havacılıkta bilinen ilk güvenilir helikopter sayılan VS-300 modelini geliştirdi. Bu güvenilir helikopter için Archie Cochrane; “Yapması gereken her şeyi yapabilen, uçabilen, durduran ve insanların tork ve kaldırma ile çözmeye çalıştığı tüm farklı yönleriyle başa çıkabilen ilk pratik, uygulanabilir helikopterdi” diyor. Havacılık tarihinde silinmez izler bırakacak Sikorsky’nin kurduğu şirket bugün Amerika, Avrupa, Asya ve Avustralya’da kolları olan, tüm dünyaya, geliştirdiği onlarca model sivil ve askeri helikopteri satan, milyarlarca dolar değerinde bir küresel dev. Sikorsky’nin bugüne kadar mevcut Türkiye işbirliği ile ilgili oluşturmuş olduğu birçok çalışması ve de anısı mevcut. Dilerseniz bir tanesinden bahsedeyim.. Öncelikle, Sikorsky’nin S-70 modeline dünya üzerinde ilk ve son kez bir Türk pilotun takla attırdığını biliyor muydunuz? Hatta Pilotumuzun ve ekibinin bu taklanın başarısı nedeniyle 1 adet S-70 helikopterinin bedelsiz olarak ordumuza verildiğini? Ordumuzun bu başarısına ait fotoğrafların yıllarca Sikorsky firmasınca tanıtım amaçlı kullanıldığını ve muazzam geri dönüşler aldıklarını? Ve ABD’nin yüksek tirajlı bir askeri yayınında ”Bizden çok daha iyi kullanıyorlar” başlığı attıklarını? Gelelim TSK ekibimizin bu büyük başarısına. Yıl 1990 Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Sikorsky S-70 model helikopterlerin teslimatını ilk kez sağlıyor. Teslimat sırasında ve sonrasında Sikorsky mühendisleri‚ S-70 modelinin loop hareketini (döngü – takla ) yapamayacağı uyarısında bulunuyorlar. TSK içerisinde bulunan zeki pilotlarımız ve mühendislerimiz ise Loop’un bu modelle de mümkün olduğunu ve yapabileceklerini söylüyor. Akabinde Sikorsky’nin mühendis ekibi kati olarak cevap verip ´´Bunu uzun uğraşlarımız sonucu farklı varyasyon ve hesaplarımıza dayanarak biz çizdik ve mümkünatı yok yapılamaz‚ İmkânsız ´´olduğunu belirtir. Türk Pilotlarımız ise Sikorsky yetkililerine gülerek , yaparız şeklinde iddialaşmaya başlıyorlar. Daha sonrasında askeriyenin üst makamları ve Sikorsky yönetimi ile de bu görüşülüyor ve bu iddianın teste tabi tutulmasına karar veriliyor. Sonuç mu? : Üst makamlardan izin alan Jandarma Pilot Üsteğmen Vecihi İyigün, boş ağırlığı 5.347 kg olan 701329 seri numaralı Sikorsky S-70 ‘e takla attırıyor. Bu durum karşısında Sikorsky şirket yetkililerinin dilleri tutuluyor ve şaşkınlıktan bir süre konuşamıyorlar. Ancak sonrasında maruz kaldığı denge değişiminden ötürü helikopter bir daha dikiş tutturamıyor. Deneyden sonra, teste tabi tutulan helikopterin yerine de sıfır bir helikopter gönderiliyor. Sikorsky mühendisleri gördükleri olayın şaşkınlığını üzerlerinden attıktan sonra bunu nasıl yaptıklarını soruyor ve şu cevabı alıyorlar: “Biz Türk Askeriyiz Türk Jandarmasıyız”.  Yaşanan bu olayın ardından yukarıda görmüş olduğunuz fotoğrafı Sikorsky şirketi S-70´lerin tanıtımı için kullanmaya başlıyor ‚satış yapılan tüm ülkelere bu fotoğraf gösterilip bir nevi güç gösterisi yapıyor. ´´ S-70’leri alacak ve ilgilenen ülkeler, bu hareketi yapan pilotun kim olduğunu soruyorlar. “Bunu bu şekilde kim yaptı nasıl bu şekilde takla atabildi “diye. Yetkililer her defasında şu cevabı veriyorlar; ´´ Nasıl yaptıklarını bizde bilmiyoruz tek bildiğimiz Onlar Türk´ler… “ Kahraman Mehmetçiklerimiz’in kara kış şartlarında çekilmiş bir operasyon görüntüsü… Emre Sanisoğlu

Saygıdeğer okurlar,

Bugünki köşemi helikopter dünyasının en büyük markası Sikorsky’e ve bu küresel dev’in yaratıcısı olan Igor Ivanovich Sikorsky’e ayırıyorum.

Sikorsky helikopterleri, ülkemizde adını hem başarılarıyla hem de ileri teknoloji kapasitesiyle sık sık duyurmuş bir helikopter. Bu helikopterler her ne kadar personel taşıma amaçlı olarak bilinse de hem personel taşıyıcısı hem de muazzam bir saldırı helikopterleridir.

Ayrıca Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından birçok amaç için kullanılan askeri helikopterlerden de bir tanesidir.

Sikorsky havacılık tarihine ilk olarak askeri amaçlı üretilen UH-60 modeliyle giriş yapmıştır. Sonraki evrelerde ise sivil helikopter üretimine geçmiştir.

Bir rivayete göre Igor Sikorsky, UH-60 helikopterini tasarlarken Vietnam savaşına katılan pilotların UH-HUEY helikopterinde yaşadıkları sıkıntıları araştırıp nasıl bir helikopter istediklerini sorgulamasıyla da ortaya çıktığı söylenir.

Şahsi nazarımda en güvenli helikopterdir. Kaldı ki birçok havacılık şirketi filolarını Sikorsky helikopterleriyle genişletmeye ve modernize etmeye çalışmaktadır. Aerodinamik yapılarıyla havacılıkta helikopterlere yeni bir soluk ve tasarım getirmiş olan Sikorsky, rakipleri Bell, Agusta gibi şirketlerin de açık ara önündedir.

Buyurun bu muazzam taarruz helikopterlerinin yaratıcısından bahsedelim..

Tam adı Igor Ivanovich Sikorsky. 1889 yılında  Kiev’de doğdu, 83 yıl sonra 1972 yılında Amerika Birleşik Devletleri Easton’da hayata gözlerini yumdu. Bu 83 yıl içerisinde dünya havacılık tarihinin en önemli buluşlarına imza attı, en önemli havacılık şirketlerinden birini kurdu ve helikopter dünyasının lideri yaptı.

Kendisi hem sabit kanatlı uçaklar hem de helikopterler olmak üzere havacılığın birçok konusunda arkasından geleceklere öncülük etti.

Resmi olarak ilk helikopter Rus bilim adamı Sikorsky tarafından yapılmıştır. İlk helikopterini 1909 yılında üreten Sikorsky, başarısız olan bu denemeyle ilgili daha sonra şöyle diyecekti: “Bu makine uçma konusunda başarısız oldu. Ancak diğer açılardan çok önemli ve gerekli bir basamak oldu.”

İlk helikopterini icadının ardından çalışmalarına aralıksız devam eden Igor Sikorsky başarılı denemelerle uçaklar geliştirmeyi ve üretmeyi sürdürmüştür. 1919 yılında başlayan Bolşevik İhtilali sonrasında, Fransa ve İngiltere yoluyla ABD’ye gitmiş ve oraya yerleşmiştir.

Amerika’daki ilk şirketini, 1923 yılında bir çiftlikte kurmuştur. Sikorsky Aero Engineering Corporation adında kurulan bu şirket dünyanın en iyi helikopterlerini üretecek, Amerika ve diğer büyük devletlerin İkinci Dünya Savaşı sonrası savaşlarında baş rolde olacaktı.

Takvimler 1939 yılına geldiğinde, havacılıkta bilinen ilk güvenilir helikopter sayılan VS-300 modelini geliştirdi.

Bu güvenilir helikopter için Archie Cochrane; “Yapması gereken her şeyi yapabilen, uçabilen, durduran ve insanların tork ve kaldırma ile çözmeye çalıştığı tüm farklı yönleriyle başa çıkabilen ilk pratik, uygulanabilir helikopterdi” diyor.

Havacılık tarihinde silinmez izler bırakacak Sikorsky’nin kurduğu şirket bugün Amerika, Avrupa, Asya ve Avustralya’da kolları olan, tüm dünyaya, geliştirdiği onlarca model sivil ve askeri helikopteri satan, milyarlarca dolar değerinde bir küresel dev.

Sikorsky’nin bugüne kadar mevcut Türkiye işbirliği ile ilgili oluşturmuş olduğu birçok çalışması ve de anısı mevcut. Dilerseniz bir tanesinden bahsedeyim..

Öncelikle, Sikorsky’nin S-70 modeline dünya üzerinde ilk ve son kez bir Türk pilotun takla attırdığını biliyor muydunuz?

Hatta Pilotumuzun ve ekibinin bu taklanın başarısı nedeniyle 1 adet S-70 helikopterinin bedelsiz olarak ordumuza verildiğini?

Ordumuzun bu başarısına ait fotoğrafların yıllarca Sikorsky firmasınca tanıtım amaçlı kullanıldığını ve muazzam geri dönüşler aldıklarını?

Ve ABD’nin yüksek tirajlı bir askeri yayınında ”Bizden çok daha iyi kullanıyorlar” başlığı attıklarını?

Gelelim TSK ekibimizin bu büyük başarısına. Yıl 1990 Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Sikorsky S-70 model helikopterlerin teslimatını ilk kez sağlıyor. Teslimat sırasında ve sonrasında Sikorsky mühendisleri‚ S-70 modelinin loop hareketini (döngü – takla ) yapamayacağı uyarısında bulunuyorlar.

TSK içerisinde bulunan zeki pilotlarımız ve mühendislerimiz ise Loop’un bu modelle de mümkün olduğunu ve yapabileceklerini söylüyor. Akabinde Sikorsky’nin mühendis ekibi kati olarak cevap verip ´´Bunu uzun uğraşlarımız sonucu farklı varyasyon ve hesaplarımıza dayanarak biz çizdik ve mümkünatı yok yapılamaz‚ İmkânsız ´´olduğunu belirtir.

Türk Pilotlarımız ise Sikorsky yetkililerine gülerek , yaparız şeklinde iddialaşmaya başlıyorlar.
Daha sonrasında askeriyenin üst makamları ve Sikorsky yönetimi ile de bu görüşülüyor ve bu iddianın teste tabi tutulmasına karar veriliyor.
Sonuç mu? :
Üst makamlardan izin alan Jandarma Pilot Üsteğmen Vecihi İyigün, boş ağırlığı 5.347 kg olan 701329 seri numaralı Sikorsky S-70 ‘e takla attırıyor.

Bu durum karşısında Sikorsky şirket yetkililerinin dilleri tutuluyor ve şaşkınlıktan bir süre konuşamıyorlar. Ancak sonrasında maruz kaldığı denge değişiminden ötürü helikopter bir daha dikiş tutturamıyor. Deneyden sonra, teste tabi tutulan helikopterin yerine de sıfır bir helikopter gönderiliyor.

Sikorsky mühendisleri gördükleri olayın şaşkınlığını üzerlerinden attıktan sonra bunu nasıl yaptıklarını soruyor ve şu cevabı alıyorlar: “Biz Türk Askeriyiz Türk Jandarmasıyız”. 

Yaşanan bu olayın ardından yukarıda görmüş olduğunuz fotoğrafı Sikorsky şirketi S-70´lerin tanıtımı için kullanmaya başlıyor ‚satış yapılan tüm ülkelere bu fotoğraf gösterilip bir nevi güç gösterisi yapıyor.

´´ S-70’leri alacak ve ilgilenen ülkeler, bu hareketi yapan pilotun kim olduğunu soruyorlar. “Bunu bu şekilde kim yaptı nasıl bu şekilde takla atabildi “diye. Yetkililer her defasında şu cevabı veriyorlar; ´´ Nasıl yaptıklarını bizde bilmiyoruz tek bildiğimiz Onlar Türk´ler… “

Kahraman Mehmetçiklerimiz’in kara kış şartlarında çekilmiş bir operasyon görüntüsü…

Emre Sanisoğlu



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2q1uO6m
via IFTTT

Tailwind Havayolları rotasını Latin Amerika’ya çevirdi


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2Gr9ZML