1 Haziran 2017 Perşembe

Robotlar Kişiselleşmiş Üretim Çağında Saniyede Bir Gigabit Hızla Haberleşiyor CLPA, Gelecekhane’nin “Robotlar Geliyor” etkinliğinde endüstriyel haberleşme platformu CC-Link ve robotların ilişkisine dikkat çekti Robotlar kişiselleşmiş üretim çağında saniyede bir gigabit hızla haberleşiyor Gelecekhane’nin robot teknolojileri konusunda Türkiye’nin önde gelen isimlerini bir araya getirdiği “Robotlar Geliyor” temalı Dijital 2.0 etkinliğinde, CLPA (CC Link Partner Association) Ülke Müdürü Tolga Bizel konuşmacı olarak yer aldı. Sanayi 4.0’ın gerekliliği olan kişiselleştirilmiş üretim için endüstriyel haberleşme hızının çok yüksek olması gerektiğini vurgulayan Bizel, CC-Link teknolojisi sayesinde fabrikalardaki robotların ve tüm üretim hattının saniyede bir gigabit hızla haberleşebildiğinin altını çizdi. Teknoloji ve gelecek odaklı düşünce kuruluşu Gelecekhane tarafından her yıl farklı bir temayla düzenlenen Dijital 2.0 etkinliği, bu yıl “Robotlar Geliyor” temasıyla Sanayi 4.0 ve robot teknolojileri konusundaki güncel gelişmelere ışık tuttu. Yapı Endüstri Merkezi’nde 25 Mayıs tarihinde gerçekleşen etkinlikte, CLPA (CC Link Partner Association) Ülke Müdürü Tolga Bizel konuşmacı olarak yer aldı. Günümüz tüketicilerinin kişiselleşmiş ürün taleplerine cevap verebilmek için fabrikaların en kısa sürede dijital dönüşümlerini başlatmaları gerektiğini söyleyen Tolga Bizel, robotlar dahil üretim hattındaki tüm makine ve sistemlerin birbiriyle çok hızlı bir şekilde haberleşmesinin önemine dikkat çekti. Bu haberleşme süresini milisaniyeler seviyesine indiren CC-Link IE platformu hakkında bilgi veren Bizel, geleneksel endüstriyel haberleşme sistemlerinden 10 kata kadar daha hızlı olan bu yeni nesil teknoloji sayesinde Sanayi 4.0’ın gereklerini yerine getirmenin çok daha kolay olacağına vurguladı. Fabrikalarda kişiselleştirilmiş ürün dönemi Tüketicilerin taleplerinin 90’lı yılların başından itibaren kişiselleştirilmiş ürünlere doğru kaymasının Sanayi 4.0 dönemine geçiş aşamasında önemli rol oynadığını belirten Tolga Bizel, sözlerine şöyle devam etti; “Geçmişte arz-talep dengesinde yaşanan monolog süreç içinde, bir ürün veya hizmet üretiliyor ve bunun tüketici tarafından alınması bekleniyordu. Otomobillerin renkleri kişisel olarak seçilemiyor, üretimden hangi renk çıkarsa ve alıcılar hangi sıradaysa, o sırada bulunan renkteki aracı almak zorunda kalıyordu. Bugün ise bireylerin kendi beklentilerine uygun ürün ve hizmet seçme eğilimleri nedeniyle istekler farklılık gösteriyor. Dolayısıyla bu yeni endüstri evresinde işletmelerin, kişisel tercihlere hızla yanıt veren verimli üretim bantları kurarak rekabette avantaj sağlayabilmesi için dijital dönüşümlerini gerçekleştirmeleri gerekiyor.” Geleneksel haberleşme sistemlerinden 10 kat hızlı iletişim Geleceğin haberleşme üzerine kurulacağını ve bu doğrultuda Sanayi 4.0’ın gereklerini hayata geçirmek için fabrikalarda robotlar dahil tüm makinelerin birbiriyle haberleşmesinin önemini vurgulayan Bizel, şu bilgileri aktardı; “Sanayi 4.0 sürecindeki en önemli unsurlardan birinin büyük verinin toplanması, paylaşılması ve işlenmesi olduğunu söylemek mümkün. Makinelerin birbiriyle iletişim kurabildiği akıllı fabrikalarda, iletişim verilerinin güvenilir bir şekilde yönetilmesi son derece önemli. Dijital fabrikalarda pek çok veri, çok sayıda cihaz tarafından gerçek zamanlı olarak oluşturularak süreçlerin şeffaf bir şekilde görüntülenmesini sağlamak üzere paylaşılıyor. Bu sürecin başarısında bant genişliği büyük önem taşıyor ve bu noktada devreye CC-Link IE giriyor. CC‑Link uyumlu ürün üreticileri ve CC‑Link teknolojisi kullanıcılarından oluşan CLPA’nın dünya genelinde yaygınlaştırmaya çalıştığı CC-Link IE, şu anda fiilen en büyük bant genişliğine sahip ve gigabit hızlarında çalışan tek açık endüstriyel ethernet ağı olarak öne çıkıyor. Genel olarak saniyede 100 megabit ile haberleşebilen endüstriyel haberleşme sistemlerinden 10 kata kadar daha hızlı olan CC-Link IE, saniyede bir gigabit ile haberleşme imkanı sunuyor. Dolayısıyla bu teknoloji, şimdi ve gelecekte Sanayi 4.0’ın ihtiyaçlarının desteklenmesi için büyük potansiyele sahip.” Üretimde maksimum verimlilik Fabrikaların bazı bölümlerinde milisaniyeler içinde haberleşmek gerektiğini belirten Bizel, CC-Link IE gibi bir altyapısı olmayan üretim tesislerinin sürekli değişen ve kişiselleşen taleplere hızlı yanıt vermelerinin zorlaştığını vurguladı. CC-Link IE teknolojisinin, saha cihazlarından kontrolörlere çok hızlı iletişim sağlayarak üretim tesisinin tamamında maksimum verimliliği mümkün kıldığını anlatan Bizel, “CC-Link IE, fabrika otomasyon teknolojileri üreticilerinin saha kısmındaki ürünlerinin birbirleri ile haberleşmesi için çok güçlü bir platform oluşturuyor. Aynı zamanda bu teknoloji, farklı üreticilere ait cihazların genel bir ağ üzerinde serbestçe iletişim kurabilmesini sağlayacak kapasiteye de sahip” dedi. Dünyada 1.500’den fazla CC-Link uyumlu ürün mevcut Fabrikalarda yüksek verimlilik sağlayan açık network teknolojisinin Sanayi 4.0 sürecinde gittikçe daha önemli hale geldiğini vurgulayan Bizel, “Açık network yapısının başarısı ise standart teknolojiyi destekleyen otomasyon ürünlerinin kullanılabilirliği ile belirleniyor. Bu doğrultuda yine açık endüstriyel ethernet protokolü CC-Link dikkat çekiyor. Çünkü bugün dünya genelindeki yüzlerce otomasyon ekipmanı üreticisinin sunduğu 1.500’den fazla sertifikalı CC-Link uyumlu ürün bulunuyor” diye konuştu. Çok sayıda otomasyon cihazı tek bir kablo üzerinden haberleşiyor CC-Link teknolojisinin güvenilir haberleşme için tüm veri bağlantı katmanı ve taşıma katmanını ele alan ve cihazlar arasındaki haberleşmeyi sağlayan bir ASIC (Application Specific Integrated Circuit – Uygulamaya Özel Tümleşik Devre) kullanımına dayandığını belirten Bizel, “CC-Link, verimli fabrika ve proses otomasyonu sağlamak amacıyla kontrol ve üretim verilerini yüksek hızda iletiyor. Bu yüksek hızlı haberleşme, farklı tedarikçilerden sağlanan çok sayıda otomasyon cihazını tek bir kablo üzerinden birbirine bağlıyor. Geleneksel endüstriyel kontrol ağları ile yalnızca bir üreticiye ya da az sayıda üreticiye ait saha cihazlarının kurulumu yapılabilirken, CC-Link gibi açık ağlarla 300’den fazla farklı üreticiye ait cihazların kurulumu gerçekleştirilebiliyor” diyerek sözlerini sonlandırdı. CLPA Hakkında CLPA, açık otomasyon ağlarından oluşan CC-Link ailesini teknik açıdan geliştirmek ve desteklemek için uluslararası bir kuruluş olarak 2000 yılında kuruldu. CLPA’nın kilit teknolojisi konumundaki CC-Link IE, otomasyon alanında dünyada ilk ve tek açık gigabit Ethernet ağı olarak rakipsiz bant genişliği sayesinde Sanayi 4.0 uygulamaları açısından ideal bir çözüm sağlıyor. Dünya genelinde 2.800’ün üzerinde üyesi olan CLPA, 300’den fazla üreticiden sağlanan 1.500’ün üzerinde onaylı ürün sunuyor. Asya’da açık endüstriyel otomasyon ağ teknolojisi alanında lider konumunda olan CC-Link, Avrupa’da ve Kuzey ve Güney Amerika’da da giderek yaygınlık kazanıyor.

CLPA, Gelecekhane’nin “Robotlar Geliyor” etkinliğinde endüstriyel haberleşme platformu CC-Link ve robotların ilişkisine dikkat çekti

Robotlar kişiselleşmiş üretim çağında saniyede bir gigabit hızla haberleşiyor

Gelecekhane’nin robot teknolojileri konusunda Türkiye’nin önde gelen isimlerini bir araya getirdiği “Robotlar Geliyor” temalı Dijital 2.0 etkinliğinde, CLPA (CC Link Partner Association) Ülke Müdürü Tolga Bizel konuşmacı olarak yer aldı. Sanayi 4.0’ın gerekliliği olan kişiselleştirilmiş üretim için endüstriyel haberleşme hızının çok yüksek olması gerektiğini vurgulayan Bizel, CC-Link teknolojisi sayesinde fabrikalardaki robotların ve tüm üretim hattının saniyede bir gigabit hızla haberleşebildiğinin altını çizdi.

Teknoloji ve gelecek odaklı düşünce kuruluşu Gelecekhane tarafından her yıl farklı bir temayla düzenlenen Dijital 2.0 etkinliği, bu yıl “Robotlar Geliyor” temasıyla Sanayi 4.0 ve robot teknolojileri konusundaki güncel gelişmelere ışık tuttu. Yapı Endüstri Merkezi’nde 25 Mayıs tarihinde gerçekleşen etkinlikte, CLPA (CC Link Partner Association) Ülke Müdürü Tolga Bizel konuşmacı olarak yer aldı. Günümüz tüketicilerinin kişiselleşmiş ürün taleplerine cevap verebilmek için fabrikaların en kısa sürede dijital dönüşümlerini başlatmaları gerektiğini söyleyen Tolga Bizel, robotlar dahil üretim hattındaki tüm makine ve sistemlerin birbiriyle çok hızlı bir şekilde haberleşmesinin önemine dikkat çekti. Bu haberleşme süresini milisaniyeler seviyesine indiren CC-Link IE platformu hakkında bilgi veren Bizel, geleneksel endüstriyel haberleşme sistemlerinden 10 kata kadar daha hızlı olan bu yeni nesil teknoloji sayesinde Sanayi 4.0’ın gereklerini yerine getirmenin çok daha kolay olacağına vurguladı.

Fabrikalarda kişiselleştirilmiş ürün dönemi

Tüketicilerin taleplerinin 90’lı yılların başından itibaren kişiselleştirilmiş ürünlere doğru kaymasının Sanayi 4.0 dönemine geçiş aşamasında önemli rol oynadığını belirten Tolga Bizel, sözlerine şöyle devam etti; “Geçmişte arz-talep dengesinde yaşanan monolog süreç içinde, bir ürün veya hizmet üretiliyor ve bunun tüketici tarafından alınması bekleniyordu. Otomobillerin renkleri kişisel olarak seçilemiyor, üretimden hangi renk çıkarsa ve alıcılar hangi sıradaysa, o sırada bulunan renkteki aracı almak zorunda kalıyordu. Bugün ise bireylerin kendi beklentilerine uygun ürün ve hizmet seçme eğilimleri nedeniyle istekler farklılık gösteriyor. Dolayısıyla bu yeni endüstri evresinde işletmelerin, kişisel tercihlere hızla yanıt veren verimli üretim bantları kurarak rekabette avantaj sağlayabilmesi için dijital dönüşümlerini gerçekleştirmeleri gerekiyor.”

Geleneksel haberleşme sistemlerinden 10 kat hızlı iletişim

Geleceğin haberleşme üzerine kurulacağını ve bu doğrultuda Sanayi 4.0’ın gereklerini hayata geçirmek için fabrikalarda robotlar dahil tüm makinelerin birbiriyle haberleşmesinin önemini vurgulayan Bizel, şu bilgileri aktardı; “Sanayi 4.0 sürecindeki en önemli unsurlardan birinin büyük verinin toplanması, paylaşılması ve işlenmesi olduğunu söylemek mümkün. Makinelerin birbiriyle iletişim kurabildiği akıllı fabrikalarda, iletişim verilerinin güvenilir bir şekilde yönetilmesi son derece önemli. Dijital fabrikalarda pek çok veri, çok sayıda cihaz tarafından gerçek zamanlı olarak oluşturularak süreçlerin şeffaf bir şekilde görüntülenmesini sağlamak üzere paylaşılıyor. Bu sürecin başarısında bant genişliği büyük önem taşıyor ve bu noktada devreye CC-Link IE giriyor. CC‑Link uyumlu ürün üreticileri ve CC‑Link teknolojisi kullanıcılarından oluşan CLPA’nın dünya genelinde yaygınlaştırmaya çalıştığı CC-Link IE, şu anda fiilen en büyük bant genişliğine sahip ve gigabit hızlarında çalışan tek açık endüstriyel ethernet ağı olarak öne çıkıyor. Genel olarak saniyede 100 megabit ile haberleşebilen endüstriyel haberleşme sistemlerinden 10 kata kadar daha hızlı olan CC-Link IE, saniyede bir gigabit ile haberleşme imkanı sunuyor. Dolayısıyla bu teknoloji, şimdi ve gelecekte Sanayi 4.0’ın ihtiyaçlarının desteklenmesi için büyük potansiyele sahip.”

Üretimde maksimum verimlilik

Fabrikaların bazı bölümlerinde milisaniyeler içinde haberleşmek gerektiğini belirten Bizel, CC-Link IE gibi bir altyapısı olmayan üretim tesislerinin sürekli değişen ve kişiselleşen taleplere hızlı yanıt vermelerinin zorlaştığını vurguladı. CC-Link IE teknolojisinin, saha cihazlarından kontrolörlere çok hızlı iletişim sağlayarak üretim tesisinin tamamında maksimum verimliliği mümkün kıldığını anlatan Bizel, “CC-Link IE, fabrika otomasyon teknolojileri üreticilerinin saha kısmındaki ürünlerinin birbirleri ile haberleşmesi için çok güçlü bir platform oluşturuyor. Aynı zamanda bu teknoloji, farklı üreticilere ait cihazların genel bir ağ üzerinde serbestçe iletişim kurabilmesini sağlayacak kapasiteye de sahip” dedi.

Dünyada 1.500’den fazla CC-Link uyumlu ürün mevcut

Fabrikalarda yüksek verimlilik sağlayan açık network teknolojisinin Sanayi 4.0 sürecinde gittikçe daha önemli hale geldiğini vurgulayan Bizel, “Açık network yapısının başarısı ise standart teknolojiyi destekleyen otomasyon ürünlerinin kullanılabilirliği ile belirleniyor. Bu doğrultuda yine açık endüstriyel ethernet protokolü CC-Link dikkat çekiyor. Çünkü bugün dünya genelindeki yüzlerce otomasyon ekipmanı üreticisinin sunduğu 1.500’den fazla sertifikalı CC-Link uyumlu ürün bulunuyor” diye konuştu.

Çok sayıda otomasyon cihazı tek bir kablo üzerinden haberleşiyor

CC-Link teknolojisinin güvenilir haberleşme için tüm veri bağlantı katmanı ve taşıma katmanını ele alan ve cihazlar arasındaki haberleşmeyi sağlayan bir ASIC (Application Specific Integrated Circuit – Uygulamaya Özel Tümleşik Devre) kullanımına dayandığını belirten Bizel, “CC-Link, verimli fabrika ve proses otomasyonu sağlamak amacıyla kontrol ve üretim verilerini yüksek hızda iletiyor. Bu yüksek hızlı haberleşme, farklı tedarikçilerden sağlanan çok sayıda otomasyon cihazını tek bir kablo üzerinden birbirine bağlıyor. Geleneksel endüstriyel kontrol ağları ile yalnızca bir üreticiye ya da az sayıda üreticiye ait saha cihazlarının kurulumu yapılabilirken, CC-Link gibi açık ağlarla 300’den fazla farklı üreticiye ait cihazların kurulumu gerçekleştirilebiliyor” diyerek sözlerini sonlandırdı.

CLPA Hakkında

CLPA, açık otomasyon ağlarından oluşan CC-Link ailesini teknik açıdan geliştirmek ve desteklemek için uluslararası bir kuruluş olarak 2000 yılında kuruldu. CLPA’nın kilit teknolojisi konumundaki CC-Link IE, otomasyon alanında dünyada ilk ve tek açık gigabit Ethernet ağı olarak rakipsiz bant genişliği sayesinde Sanayi 4.0 uygulamaları açısından ideal bir çözüm sağlıyor. Dünya genelinde 2.800’ün üzerinde üyesi olan CLPA, 300’den fazla üreticiden sağlanan 1.500’ün üzerinde onaylı ürün sunuyor. Asya’da açık endüstriyel otomasyon ağ teknolojisi alanında lider konumunda olan CC-Link, Avrupa’da ve Kuzey ve Güney Amerika’da da giderek yaygınlık kazanıyor.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2reVWRo
via IFTTT

Robotlar Kişiselleşmiş Üretim Çağında Saniyede Bir Gigabit Hızla Haberleşiyor


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2reVWRo

Tekstil sektörü, DHL Express ile dünyaya bağlanıyor DHL Express, fuarlara özel çözümleriyle tekstil şirketlerinin uluslararası fuar ve sergilerde en etkin ve verimli şekilde yer alarak yeni müşteriler kazanmasına destek oluyor. Sektörün şimdiden hazırlıklarına başladığı yılın ikinci yarısında düzenlenecek beş büyük fuarda geçen yıl 156.571 kg ve 7.682 gönderiyi yerine ulaştıran DHL Express, bu yıl da tekstilin ihracat gücünü artırmasına destek olmayı hedefliyor.   Sektörel çözümleriyle Türkiye’deki üreticilerin ve ihracatçıların en önemli iş ortaklarından biri olan DHL Express Türkiye, tekstil alanındaki uzmanlığını da sektörün hizmetine sunuyor.   DHL Express Türkiye Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Boğaç Özsan, yurtdışı fuarların yeni müşteriler ve yeni pazarlarla tanışmak açısından çok önemli bir fırsat olduğuna işaret ederek, burada şirketlerin lojistikle ilgili tüm süreçlerini üstlendiklerini ve yalnızca ürünlerini en iyi şekilde tanıtmaya odaklanmalarına imkan tanıdıklarını söyledi.   “Tüm lojistik süreçlerini üstleniyor, şirketlere satışa odaklanma imkanı tanıyoruz”   Boğaç Özsan, “Konsolide fuar ürünümüzle gönderi evraklarının hazırlanması, ulaştırılacağı makama ilişkin prosedürler, Türkiye ve yurtdışındaki gümrükleme süreçleri üzerindeki tüm detayları DHL Express olarak biz üzerimize alıyoruz. Aynı zamanda fuar alanlarında hazır bulunan temsilcilerimiz operasyonları yerinde yönetiyor ve ihtiyaç halinde hızla harekete geçiyor. Böylece fuara katılan üreticiler etkinlik boyunca yalnızca satış ve sipariş alımı işlemlerine odaklanabiliyor. Sunduğumuz kapsamlı çözümlerle sektörün dünya ile bağlantılarını güçlendiriyor; ihracata ve Türkiye ekonomisine katkıda bulunuyoruz. Sektöre özel desteğimiz, müşteri adayları ile bağlantılar kurulduktan sonra da devam ediyor. Yurtdışındaki markalara üretim yapan şirketlerin numunelerini şirket merkezine en hızlı şekilde ulaştırarak üretim sürecini hızlandırıyoruz” diye konuştu.   Geçen yıl beş önemli tekstil fuarında DHL Express 156.571 kg ve 7.682 gönderiyi yerine ulaştırdı ve bu fuarların taşımacılığında büyük bir pazar payına sahip oldu. Yakın dönemde şirketleri bekleyen fuarlar arasında şunlar yer alıyor:   Premier Vision New York: Kumaş, deri ve tekstil aksesuarları üzerine gerçekleştirilen fuara katılım Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UİB) tarafından organize ediliyor ve Ekonomi Bakanlığı tarafından destekleniyor. (18-19 Temmuz 2017)   Londra Tekstil Fuarı: Kumaş ve tekstil aksesuarları üreticilerini bir araya getiren fuara katılım İstanbul Tekstil İhracatçıları Birliği (İTKİB) koordinasyonunda düzenleniyor ve Ekonomi Bakanlığı tarafından destekleniyor. (19-20 Temmuz 2017)   Intertextile Shangai Ev Tekstili Fuarı: Ev tekstili alanında Asya’nın en önemli fuarı olan etkinliğe katılım UİB organizasyonuyla ve devlet desteğiyle gerçekleştiriliyor. (23-26 Ağustos 2017)   Munich Fabric Start: Kumaş ve tekstil alanında Avrupa’nın en önemli fuarlarından olan etkinliğe katılım İTKİB organizasyonunda ve desteğiyle gerçekleştiriliyor. (5-7 Eylül 2017)   Paris Premier Vision ve Texworld Fuarları: Aynı tarihlerde Paris’te gerçekleştirilen iki etkinlikten ilki olan Premier Vision kumaş, deri, hazırgiyim ve tekstil aksesuarları üzerine dünyanın en büyük ve en prestijli fuarı; Texworld ise kumaş sektörü üzerine çok köklü bir organizasyon. UİB, İTKİB gibi Türkiye’nin önde gelen ihracatçı birlikleri fuarda temsil ediliyor. (19-21 Eylül 2017) DHL, lojistik sektörünün lider global markasıdır. Birçok bölümden oluşan DHL ailesi, yurtiçi ve uluslararası paket teslimatı, e-ticaret nakliyat ve yerine getirme çözümleri, uluslararası ekspres, yol, hava ve deniz taşımacılığından endüstriyel tedarik zinciri yönetimine kadar geniş ve rakipsiz bir lojistik hizmetleri portföyü sunmaktadır. DHL, dünya çapında 220’yi aşkın ülke ve bölgedeki yaklaşık 350.000 çalışanı ile insanları ve şirketleri güvenli ve güvenilir şekilde birbirine bağlayarak global ticaret akımlarını mümkün kılmaktadır. DHL, teknoloji, yaşam bilimleri ve sağlık hizmetleri, enerji, otomotiv ve perakendenin de aralarında bulunduğu büyüme pazar ve sektörlerine özel çözümleri, kurumsal sorumlulukta kanıtlanmış adanmışlığı ve gelişen pazarlardaki benzersiz varlığı ile, kararlı şekilde “Dünyanın lojistik şirketi” olarak konumlanmıştır. DHL, bir Deutsche Post DHL Group kuruluşudur. Grup, 2016’da 57 Milyar Euronun üzerinde gelir elde etmiştir.

DHL Express, fuarlara özel çözümleriyle tekstil şirketlerinin uluslararası fuar ve sergilerde en etkin ve verimli şekilde yer alarak yeni müşteriler kazanmasına destek oluyor. Sektörün şimdiden hazırlıklarına başladığı yılın ikinci yarısında düzenlenecek beş büyük fuarda geçen yıl 156.571 kg ve 7.682 gönderiyi yerine ulaştıran DHL Express, bu yıl da tekstilin ihracat gücünü artırmasına destek olmayı hedefliyor.

 

Sektörel çözümleriyle Türkiye’deki üreticilerin ve ihracatçıların en önemli iş ortaklarından biri olan DHL Express Türkiye, tekstil alanındaki uzmanlığını da sektörün hizmetine sunuyor.

 

DHL Express Türkiye Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Boğaç Özsan, yurtdışı fuarların yeni müşteriler ve yeni pazarlarla tanışmak açısından çok önemli bir fırsat olduğuna işaret ederek, burada şirketlerin lojistikle ilgili tüm süreçlerini üstlendiklerini ve yalnızca ürünlerini en iyi şekilde tanıtmaya odaklanmalarına imkan tanıdıklarını söyledi.

 

“Tüm lojistik süreçlerini üstleniyor, şirketlere satışa odaklanma imkanı tanıyoruz”

 

Boğaç Özsan, “Konsolide fuar ürünümüzle gönderi evraklarının hazırlanması, ulaştırılacağı makama ilişkin prosedürler, Türkiye ve yurtdışındaki gümrükleme süreçleri üzerindeki tüm detayları DHL Express olarak biz üzerimize alıyoruz. Aynı zamanda fuar alanlarında hazır bulunan temsilcilerimiz operasyonları yerinde yönetiyor ve ihtiyaç halinde hızla harekete geçiyor. Böylece fuara katılan üreticiler etkinlik boyunca yalnızca satış ve sipariş alımı işlemlerine odaklanabiliyor. Sunduğumuz kapsamlı çözümlerle sektörün dünya ile bağlantılarını güçlendiriyor; ihracata ve Türkiye ekonomisine katkıda bulunuyoruz. Sektöre özel desteğimiz, müşteri adayları ile bağlantılar kurulduktan sonra da devam ediyor. Yurtdışındaki markalara üretim yapan şirketlerin numunelerini şirket merkezine en hızlı şekilde ulaştırarak üretim sürecini hızlandırıyoruz” diye konuştu.

 

Geçen yıl beş önemli tekstil fuarında DHL Express 156.571 kg ve 7.682 gönderiyi yerine ulaştırdı ve bu fuarların taşımacılığında büyük bir pazar payına sahip oldu. Yakın dönemde şirketleri bekleyen fuarlar arasında şunlar yer alıyor:

 

Premier Vision New York: Kumaş, deri ve tekstil aksesuarları üzerine gerçekleştirilen fuara katılım Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UİB) tarafından organize ediliyor ve Ekonomi Bakanlığı tarafından destekleniyor. (18-19 Temmuz 2017)

 

Londra Tekstil Fuarı: Kumaş ve tekstil aksesuarları üreticilerini bir araya getiren fuara katılım İstanbul Tekstil İhracatçıları Birliği (İTKİB) koordinasyonunda düzenleniyor ve Ekonomi Bakanlığı tarafından destekleniyor. (19-20 Temmuz 2017)

 

Intertextile Shangai Ev Tekstili Fuarı: Ev tekstili alanında Asya’nın en önemli fuarı olan etkinliğe katılım UİB organizasyonuyla ve devlet desteğiyle gerçekleştiriliyor. (23-26 Ağustos 2017)

 

Munich Fabric Start: Kumaş ve tekstil alanında Avrupa’nın en önemli fuarlarından olan etkinliğe katılım İTKİB organizasyonunda ve desteğiyle gerçekleştiriliyor. (5-7 Eylül 2017)

 

Paris Premier Vision ve Texworld Fuarları: Aynı tarihlerde Paris’te gerçekleştirilen iki etkinlikten ilki olan Premier Vision kumaş, deri, hazırgiyim ve tekstil aksesuarları üzerine dünyanın en büyük ve en prestijli fuarı; Texworld ise kumaş sektörü üzerine çok köklü bir organizasyon. UİB, İTKİB gibi Türkiye’nin önde gelen ihracatçı birlikleri fuarda temsil ediliyor. (19-21 Eylül 2017)

DHL, lojistik sektörünün lider global markasıdır. Birçok bölümden oluşan DHL ailesi, yurtiçi ve uluslararası paket teslimatı, e-ticaret nakliyat ve yerine getirme çözümleri, uluslararası ekspres, yol, hava ve deniz taşımacılığından endüstriyel tedarik zinciri yönetimine kadar geniş ve rakipsiz bir lojistik hizmetleri portföyü sunmaktadır. DHL, dünya çapında 220’yi aşkın ülke ve bölgedeki yaklaşık 350.000 çalışanı ile insanları ve şirketleri güvenli ve güvenilir şekilde birbirine bağlayarak global ticaret akımlarını mümkün kılmaktadır. DHL, teknoloji, yaşam bilimleri ve sağlık hizmetleri, enerji, otomotiv ve perakendenin de aralarında bulunduğu büyüme pazar ve sektörlerine özel çözümleri, kurumsal sorumlulukta kanıtlanmış adanmışlığı ve gelişen pazarlardaki benzersiz varlığı ile, kararlı şekilde “Dünyanın lojistik şirketi” olarak konumlanmıştır.

DHL, bir Deutsche Post DHL Group kuruluşudur. Grup, 2016’da 57 Milyar Euronun üzerinde gelir elde etmiştir.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2qEpWDt
via IFTTT

Tekstil sektörü, DHL Express ile dünyaya bağlanıyor


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2qEpWDt

Corendon Airlines’ın Desteklediği Dünya Birincisi İTÜ’lüler ABD Yolcusu Corendon Airlines, 2016’da APSCO Cansat International Competition’dan Dünya Birinciliği ile dönen APİS Ar-Ge Uydu Takımı’na sponsor oldu.   Göklerdeki 13’üncü yılını kutlayan Corendon Airlines, günümüz teknolojilerini kavrayıp gelecek teknolojilere yön vermek ve ülkemize teknoloji konusunda faydalı bireyler yetiştirmek adına 2015 yılında kurulan APİS Ar-Ge Uydu Takımı’na sponsor oldu. APİS Ar-Ge Uydu Takımı, İTÜ bünyesinde çeşitli fakülte ve bölümlerde okuyan 26 öğrenciden oluşuyor. APİS Takımı, Asya-Pasifik Uzay Dayanışma Organizasyonu tarafından düzenlenen ve her üye ülkeden sadece tek bir takımın katılabildiği minyatür uydu yarışması APSCO Cansat International Competition 2016’da, TÜBİTAK tarafından ülkemizi temsil etmek üzere görevlendirildi ve yarışmadan dünya birinciliği ile ayrıldı. APİS Takımı ayrıca NASA’nın sponsorluğunda düzenlenen model uydu yarışması, AIAA CanSat Competition 2016’da genel klasmanda Türkiye Birinciliği ve Avrupa İkinciliği elde etti.   APİS, ülkemize dünya birinciliğini getirmeye kararlı!   Corendon Airlines sponsorluğunda, 2017 senesinde de Dünya Birinciliğini ülkemize getirmeye kararlı olan APİS Ar-Ge Uydu Takımı, ülkemizi önemli yarışmalarda temsil edecek. APİS Takımı, dünyanın dört bir yanından üniversite ve lise öğrencileri katılımıyla 9-11 Haziran 2017 tarihleri arasında ABD Teksas’ta düzenlenecek olan AIAA CanSat Competition 2017’ye katılacak. AIAA CanSat Competition, Amerikan Uzay Topluluğu (AAS), Amerikan Havacılık ve Uzay Enstitüsü (AIAA) ve NASA’nın sponsorluğunda gerçekleştiriliyor. APİS Takımı, yarışma öncesi gönderdiği tasarımlarla “Kritik tasarım alanında” şimdiden birinciliği elde etti ve böylece genel klasmanda 2’nciliğe yükseldi. Takım ayrıca APSCO Cansat International Competition 2017’ye ve 25-27 Ağustos 2017’de Ankara’da düzenlenecek olan TÜRKSAT model uydu yarışmasına da katılacak.   İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi’nde düzenlenen törende konuşan Corendon Airlines Yönetim Kurulu Başkanı Yıldıray Karaer, “Corendon Airlines Ailesi olarak, yıllardır eğitim, havacılık ve çevre konularında sosyal sorumluluk projelerinde yer alıyoruz. Bu yılda, birçok yarışmadan birincilikle dönerek ülkemizin gurur kaynağı olan İstanbul Teknik Üniversitesi APİS Ar-Ge Uydu Takımı’na sponsor olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bir İTÜ mezunu olarak, kendi okulumdan çıkan böylesine başarılı bir takımı desteklemekten ayrıca gurur duyuyorum. Bu yıla hedef büyüterek giren APİS Ar-Ge Uydu Takımı, dünya birinciliğini ülkemize getirmeye kararlı. Biz de Corendon Ailesi olarak, bu önemli hedefte APİS Ar-Ge Uydu Takımı’nı sonuna kadar destekliyor ve kendilerine başarılar diliyoruz” dedi.   Törende konuşan Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Dekanı Sayın Prof. Dr. Metin Orhan Kaya şunları söyledi; “Türkiye ve Avrupa’nın önde gelen turistik havayollarından Corendon Airlines’a APİS Ar-Ge Uydu Takımı’na göstermiş olduğu ilgi ve destek için çok teşekkür ediyoruz. Dünyada önemli işlere imza atan öğrencilerimiz Corendon Airlines ile bu başarılarını katlayarak devam ettirecekler” diye belirtti.   Ülkemizi, yakın zamanda ABD Teksas’ta düzenlenecek AIAA CanSat Competition 2017’de gururla temsil edecek İTÜ Apis Ar-Ge Takım Lideri Mert Menekşe, “İTÜ’lü öğrenciler olarak bir İTÜ’lü tarafından kurulan Corendon Airlines’tan destek gördüğümüz için çok gururluyuz. Her organizasyonda, her etkinlikte bizlerle birlikte olan Corendon Airlines’ın desteğini maddi-manevi olarak fazlasıyla hissediyoruz. Projelerimizin her aşamasında yanımızda olan ve desteklerini bizden asla esirgemeyen Corendon Airlines ve Yönetim Kurulu Başkanı Yıldıray Karaer’e ekibim adına teşekkür ederim. Şimdiye kadar hem ülkemizde hem de dünyada pek çok derece alan takımız bu yıl daha iddialı. Corendon Airlines desteğiyle bu yıl dünya birinciliğine koşuyoruz ” diye konuştu.   Corendon Airlines Hakkında: Corendon Turizm Grubu bünyesinde 2005 yılında Hollanda’daki kendi tur operatörlerinin ürettiği turistleri Türkiye’ye taşımak için filosunda 2 adet Boeing 737-300 ile kurulan Corendon Airlines, zaman içerisinde başta Avrupa olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde lider tur operatörleri ile çalışarak uluslararası charter ve tarifeli seferler düzenlemeye başladı. Corendon, bugün 14 adet Boeing 737-800 ile dünyanın 45 ülkesinde 145 havalimanına uçan uluslararası bir havayolu konumunda. Dört yıl önce Alman pazarına da giriş yapan ve her geçen sene kapasitesini artıran havayolu, 2016’da düzenlemeye başladığı tarifeli Ekaterinburg uçuşları ile birlikte uçuş ağına Rusya’yı da dahil etmiş oldu.

Corendon Airlines, 2016’da APSCO Cansat International Competition’dan Dünya Birinciliği ile dönen APİS Ar-Ge Uydu Takımı’na sponsor oldu.

 

Göklerdeki 13’üncü yılını kutlayan Corendon Airlines, günümüz teknolojilerini kavrayıp gelecek teknolojilere yön vermek ve ülkemize teknoloji konusunda faydalı bireyler yetiştirmek adına 2015 yılında kurulan APİS Ar-Ge Uydu Takımı’na sponsor oldu. APİS Ar-Ge Uydu Takımı, İTÜ bünyesinde çeşitli fakülte ve bölümlerde okuyan 26 öğrenciden oluşuyor. APİS Takımı, Asya-Pasifik Uzay Dayanışma Organizasyonu tarafından düzenlenen ve her üye ülkeden sadece tek bir takımın katılabildiği minyatür uydu yarışması APSCO Cansat International Competition 2016’da, TÜBİTAK tarafından ülkemizi temsil etmek üzere görevlendirildi ve yarışmadan dünya birinciliği ile ayrıldı. APİS Takımı ayrıca NASA’nın sponsorluğunda düzenlenen model uydu yarışması, AIAA CanSat Competition 2016’da genel klasmanda Türkiye Birinciliği ve Avrupa İkinciliği elde etti.

 

APİS, ülkemize dünya birinciliğini getirmeye kararlı!

 

Corendon Airlines sponsorluğunda, 2017 senesinde de Dünya Birinciliğini ülkemize getirmeye kararlı olan APİS Ar-Ge Uydu Takımı, ülkemizi önemli yarışmalarda temsil edecek. APİS Takımı, dünyanın dört bir yanından üniversite ve lise öğrencileri katılımıyla 9-11 Haziran 2017 tarihleri arasında ABD Teksas’ta düzenlenecek olan AIAA CanSat Competition 2017’ye katılacak. AIAA CanSat Competition, Amerikan Uzay Topluluğu (AAS), Amerikan Havacılık ve Uzay Enstitüsü (AIAA) ve NASA’nın sponsorluğunda gerçekleştiriliyor. APİS Takımı, yarışma öncesi gönderdiği tasarımlarla “Kritik tasarım alanında” şimdiden birinciliği elde etti ve böylece genel klasmanda 2’nciliğe yükseldi. Takım ayrıca APSCO Cansat International Competition 2017’ye ve 25-27 Ağustos 2017’de Ankara’da düzenlenecek olan TÜRKSAT model uydu yarışmasına da katılacak.

 

İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi’nde düzenlenen törende konuşan Corendon Airlines Yönetim Kurulu Başkanı Yıldıray Karaer, “Corendon Airlines Ailesi olarak, yıllardır eğitim, havacılık ve çevre konularında sosyal sorumluluk projelerinde yer alıyoruz. Bu yılda, birçok yarışmadan birincilikle dönerek ülkemizin gurur kaynağı olan İstanbul Teknik Üniversitesi APİS Ar-Ge Uydu Takımı’na sponsor olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bir İTÜ mezunu olarak, kendi okulumdan çıkan böylesine başarılı bir takımı desteklemekten ayrıca gurur duyuyorum. Bu yıla hedef büyüterek giren APİS Ar-Ge Uydu Takımı, dünya birinciliğini ülkemize getirmeye kararlı. Biz de Corendon Ailesi olarak, bu önemli hedefte APİS Ar-Ge Uydu Takımı’nı sonuna kadar destekliyor ve kendilerine başarılar diliyoruz” dedi.

 

Törende konuşan Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Dekanı Sayın Prof. Dr. Metin Orhan Kaya şunları söyledi; “Türkiye ve Avrupa’nın önde gelen turistik havayollarından Corendon Airlines’a APİS Ar-Ge Uydu Takımı’na göstermiş olduğu ilgi ve destek için çok teşekkür ediyoruz. Dünyada önemli işlere imza atan öğrencilerimiz Corendon Airlines ile bu başarılarını katlayarak devam ettirecekler” diye belirtti.

 

Ülkemizi, yakın zamanda ABD Teksas’ta düzenlenecek AIAA CanSat Competition 2017’de gururla temsil edecek İTÜ Apis Ar-Ge Takım Lideri Mert Menekşe, “İTÜ’lü öğrenciler olarak bir İTÜ’lü tarafından kurulan Corendon Airlines’tan destek gördüğümüz için çok gururluyuz. Her organizasyonda, her etkinlikte bizlerle birlikte olan Corendon Airlines’ın desteğini maddi-manevi olarak fazlasıyla hissediyoruz. Projelerimizin her aşamasında yanımızda olan ve desteklerini bizden asla esirgemeyen Corendon Airlines ve Yönetim Kurulu Başkanı Yıldıray Karaer’e ekibim adına teşekkür ederim. Şimdiye kadar hem ülkemizde hem de dünyada pek çok derece alan takımız bu yıl daha iddialı. Corendon Airlines desteğiyle bu yıl dünya birinciliğine koşuyoruz ” diye konuştu.

 

Corendon Airlines Hakkında:

Corendon Turizm Grubu bünyesinde 2005 yılında Hollanda’daki kendi tur operatörlerinin ürettiği turistleri Türkiye’ye taşımak için filosunda 2 adet Boeing 737-300 ile kurulan Corendon Airlines, zaman içerisinde başta Avrupa olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde lider tur operatörleri ile çalışarak uluslararası charter ve tarifeli seferler düzenlemeye başladı. Corendon, bugün 14 adet Boeing 737-800 ile dünyanın 45 ülkesinde 145 havalimanına uçan uluslararası bir havayolu konumunda. Dört yıl önce Alman pazarına da giriş yapan ve her geçen sene kapasitesini artıran havayolu, 2016’da düzenlemeye başladığı tarifeli Ekaterinburg uçuşları ile birlikte uçuş ağına Rusya’yı da dahil etmiş oldu.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2qEGvPO
via IFTTT

Corendon Airlines’ın Desteklediği Dünya Birincisi İTÜ’lüler ABD Yolcusu


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2qEGvPO

Fazla mı paylaşıyoruz? Verilerimizi kendi elimizle yabancılara veriyoruz…


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2qEXmpE