5 Ocak 2018 Cuma

İSG Üst Yönetiminde Çifte Değişiklik İSG Üst Yönetiminde Çifte Görev Değişikliği   İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı terminal işletmecisi olan İSG’de Mali işler Genel Müdür Yardımcılığı görevine Fikret Cömert, Ticari İşler Direktörlüğü görevine ise Yücel Ecer getirildi.   Bugüne kadar elde ettiği yolcu artış oranlarıyla sadece Türkiye’de değil yurtdışında da birçok başarı elde eden ve yolcu sayısı büyüklüğü açısından Türkiye’nin 2. büyük havalimanı olan İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı’nın terminal işletmecisi İSG’de üst yönetim kademesinde görev değişiklikleri oldu.   Buna göre Mali İşler Genel Müdür Yardımcılığı (CFO) görevine Fikret Cömert getirildi. Cömert, farklı sektörlerdeki Türkiye’nin önde gelen firmalarında üst düzey pozisyonlarda 20 yılı aşkın bir süredir çalıştıktan sonra son olarak İSG’de Mali İşler Genel Müdür Yardımcısı (CFO) olarak görev aldı. İSG ailesine Ticari İşler Direktörü olarak katılan Yücel Ecer ise, havacılık sektöründe yine 20 yılı aşkın bir tecrübeye sahip. Ecer, son olarak Antalya Havalimanı terminal işletmecisi ICF’de üst düzey yönetici olarak çalışıyordu.   Bilindiği gibi İSG’de Eylül ayı başında CEO koltuğunda değişiklik olmuş ve havacılık sektörünün deneyimli ismi Ersel Göral, İSG CEO’su olarak göreve başlamıştı.

İSG Üst Yönetiminde Çifte Görev Değişikliği

 

İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı terminal işletmecisi olan İSG’de Mali işler Genel Müdür Yardımcılığı görevine Fikret Cömert,

Ticari İşler Direktörlüğü görevine ise Yücel Ecer getirildi.

 

Bugüne kadar elde ettiği yolcu artış oranlarıyla sadece Türkiye’de değil yurtdışında da birçok başarı elde eden ve yolcu sayısı büyüklüğü açısından Türkiye’nin 2. büyük havalimanı olan İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı’nın terminal işletmecisi İSG’de üst yönetim kademesinde görev değişiklikleri oldu.

 

Buna göre Mali İşler Genel Müdür Yardımcılığı (CFO) görevine Fikret Cömert getirildi. Cömert, farklı sektörlerdeki Türkiye’nin önde gelen firmalarında üst düzey pozisyonlarda 20 yılı aşkın bir süredir çalıştıktan sonra son olarak İSG’de Mali İşler Genel Müdür Yardımcısı (CFO) olarak görev aldı. İSG ailesine Ticari İşler Direktörü olarak katılan Yücel Ecer ise, havacılık sektöründe yine 20 yılı aşkın bir tecrübeye sahip. Ecer, son olarak Antalya Havalimanı terminal işletmecisi ICF’de üst düzey yönetici olarak çalışıyordu.

 

Bilindiği gibi İSG’de Eylül ayı başında CEO koltuğunda değişiklik olmuş ve havacılık sektörünün deneyimli ismi Ersel Göral, İSG CEO’su olarak göreve başlamıştı.



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2CWja2P
via IFTTT

İSG Üst Yönetiminde Çifte Değişiklik


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2CWja2P

Tunus ve Emirates arasında kriz aşıldı


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2qr6rCS

Tunus ve Emirates arasında kriz aşıldı Tunus Ulaştırma Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, iki ülke arasında Tunuslu kadınların Emirates Havayolları şirketine ait uçuşlara alınmaması nedeniyle ortaya çıkan ve BAE’li şirketin Tunus’a uçuşlarını durdurduğu krizin aşıldığı, şirketin Tunus’a uçuşlarına devam edeceği bildirildi. Açıklamada, Tunus’un söz konusu kararı, BAE ile çeşitli seviyelerde kurulan iletişim, BAE’li şirketin uluslararası kanunlar ve ikili anlaşmalar çerçevesinde Tunuslu kadınlara ilişkin uyguladığı vize yasaklarını kaldırması çerçevesinde aldığı belirtildi. BAE Dışişleri Bakanlığından yapılan ve ülkenin resmi haber ajansı WAM’da yer alan yazılı açıklamada da uçuşların durdurulmasından önce uygulanan ve “güvenlikle ilgili yoğun temas ve Tunus tarafından alınan bilgilerle” ilgili prosedürün yeniden uygulanmaya başlanacağı ifade edildi. Açıklamada, Tunus yönetiminin BAE havayolu şirketinin taşıdığı endişeyi ortadan kaldıracak bilgi paylaşımında bulunma konusunda gösterdiği hassasiyetin takdir edildiği kaydedildi. KRİZ 2 HAFTA ÖNCE BAŞLADI Tunus’ta, 22 Aralık 2017’de, yerel basında, Emirates Havayolları ile yolculuk edecek Tunuslu kadınların uçağa alınmadığı iddiaları yer almıştı. Bu çerçevede, BAE’ye ait havayolu şirketi, haberlerin ardından yaptığı açıklamada, Tunuslu kadın yolcuların vizelerine kısıtlama getirildiğini bildirdi. Tunus resmi haber ajansı TAP, BAE’nin Tunus Büyükelçisi Salim İsa el-Kattam Zeabi’nin cuma günü Dışişleri Bakanlığına çağrıldığını duyurdu. Tunus Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, büyükelçinin “sınırlamanın geçici ve güvenlik işlemleri ile ilgili olduğu ve kaldırıldığı” yönündeki sözleri paylaşıldı. BAE Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Enver Karkaş da Tunuslu kadın yolcuların Dubai uçuşlarına alınmama kararının “güvenlik istihbaratı” gerekçesiyle olduğunu söyledi. “UYGULAMA DEVAM EDECEK” DENİLDİ Tunus Ulaştırma Bakanlığı, söz konusu uygulamanın ardından BAE’ye ait Emirates Havayolları’nın tüm seferlerinin durdurulduğunu bildirdi. Tunus Cumhurbaşkanı Baci Kaid es-Sibsi de “Tunus’un Emirates Havayolları şirketi hakkında aldığı uçuşları durdurma kararı, Tunuslu kadın yolcular hakkındaki uygulama uluslararası anlaşmalar ve yükümlülükler çerçevesinde düzelene kadar devam edecektir.” açıklamasında bulundu. BAE, geçen şubat ayında Tunuslulara 2015 yılından itibaren güvenlik gerekçesiyle uyguladığı vize sınırlamasını kaldırdığını açıklamıştı. (Star)

Tunus Ulaştırma Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, iki ülke arasında Tunuslu kadınların Emirates Havayolları şirketine ait uçuşlara alınmaması nedeniyle ortaya çıkan ve BAE’li şirketin Tunus’a uçuşlarını durdurduğu krizin aşıldığı, şirketin Tunus’a uçuşlarına devam edeceği bildirildi.

Açıklamada, Tunus’un söz konusu kararı, BAE ile çeşitli seviyelerde kurulan iletişim, BAE’li şirketin uluslararası kanunlar ve ikili anlaşmalar çerçevesinde Tunuslu kadınlara ilişkin uyguladığı vize yasaklarını kaldırması çerçevesinde aldığı belirtildi.

BAE Dışişleri Bakanlığından yapılan ve ülkenin resmi haber ajansı WAM’da yer alan yazılı açıklamada da uçuşların durdurulmasından önce uygulanan ve “güvenlikle ilgili yoğun temas ve Tunus tarafından alınan bilgilerle” ilgili prosedürün yeniden uygulanmaya başlanacağı ifade edildi.

Açıklamada, Tunus yönetiminin BAE havayolu şirketinin taşıdığı endişeyi ortadan kaldıracak bilgi paylaşımında bulunma konusunda gösterdiği hassasiyetin takdir edildiği kaydedildi.

KRİZ 2 HAFTA ÖNCE BAŞLADI

Tunus’ta, 22 Aralık 2017’de, yerel basında, Emirates Havayolları ile yolculuk edecek Tunuslu kadınların uçağa alınmadığı iddiaları yer almıştı.

Bu çerçevede, BAE’ye ait havayolu şirketi, haberlerin ardından yaptığı açıklamada, Tunuslu kadın yolcuların vizelerine kısıtlama getirildiğini bildirdi. Tunus resmi haber ajansı TAP, BAE’nin Tunus Büyükelçisi Salim İsa el-Kattam Zeabi’nin cuma günü Dışişleri Bakanlığına çağrıldığını duyurdu.

Tunus Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, büyükelçinin “sınırlamanın geçici ve güvenlik işlemleri ile ilgili olduğu ve kaldırıldığı” yönündeki sözleri paylaşıldı.

BAE Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Enver Karkaş da Tunuslu kadın yolcuların Dubai uçuşlarına alınmama kararının “güvenlik istihbaratı” gerekçesiyle olduğunu söyledi.

“UYGULAMA DEVAM EDECEK” DENİLDİ

Tunus Ulaştırma Bakanlığı, söz konusu uygulamanın ardından BAE’ye ait Emirates Havayolları’nın tüm seferlerinin durdurulduğunu bildirdi.

Tunus Cumhurbaşkanı Baci Kaid es-Sibsi de “Tunus’un Emirates Havayolları şirketi hakkında aldığı uçuşları durdurma kararı, Tunuslu kadın yolcular hakkındaki uygulama uluslararası anlaşmalar ve yükümlülükler çerçevesinde düzelene kadar devam edecektir.” açıklamasında bulundu.

BAE, geçen şubat ayında Tunuslulara 2015 yılından itibaren güvenlik gerekçesiyle uyguladığı vize sınırlamasını kaldırdığını açıklamıştı. (Star)



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2qr6rCS
via IFTTT

İlk Jet Motoru Bir Enerji Santralinde Doğdu


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2lYyftw

İlk Jet Motoru Bir Enerji Santralinde Doğdu Çoğu insan Edison’u ilk pratik ampulü üreten bilim adamı olarak tanır. Ancak Edison aynı zamanda yeni iş alanlarında yüzlerce patent toplayan bir girişimciydi. Bu sayede sahip olduğu patentler, yeni gelişmelere zemin hazırladı. Örneğin ampul, X ışınlarının bulunmasına ve bu sayede tıbbi görüntüleme endüstrisinin doğmasına sebep oldu. Aynı şekilde GE’nin enerji üretimi ve gaz türbini mühendisliği konusundaki uzmanlığı, şirketin havacılık işini doğurdu. Bugünse havacılık mühendisleri, jet motoru teknik bilgilerini meslektaşlarının daha verimli gaz türbinleri kurmaları için kullanarak bir nevi minnet borçlarını ödüyorlar. Edison’un ürettiği ilk ampul ve arkasından gelen elektrikli cihaz dalgası, büyük bir elektrik talebi yarattı. Başlangıçta şirketler jeneratörlere güç vermek için pistonlu motorlar kullanıyorlardı. Ancak hızla daha verimli olan buhar türbinlerine geçiş yaptılar. 1903’te GE mühendisleri Charles Curtis ve William Emmet, Newport’ta dünyanın bir enerji santrali için inşa edilmiş en güçlü buhar türbinini ürettiler. Bu türbin, eşdeğer pistonlu motorların kapladığı alanın onda birine ihtiyaç duyuyordu ve üçte iki maliyetle üretildi. 1903’te GE, genç türbin mühendisi Sanford Moss’u işe aldı. Moss, Cornell Üniversitesi’nde gaz türbini konu-sundaki doktorasını yeni bitirmişti. Moss GE’de santrifüj kuvvetini kullanarak havayı gaz türbinlerine girmeden önce sıkıştıran bir radyal gaz kompresörü inşa etmeye başladı. Moss’un ilk deneyleri başarısız oldu. Makine çok fazla yakıt tüketti ve çok az güç üretti. Ancak patenti ve devrim niteliğindeki kompresör tasarımı yüksek fırınlara hava sağlamaktan pnömatik tüp sistemlerine güç vermeye kadar birçok uygulamada kullanıldı. O henüz bilmese de, Wright Kardeşler kalkışa geçmeden önce o, jet motorunu bulmuştu. Kasım 1917’de, yani 1. Dünya Savaşı’nın en şiddetli döneminde, GE Başkanı E.W. Rice’a NASA’nın öncüsü olan Havacılık Ulusal Danışma Komitesi’nden bir mektup ulaştı. 1. Dünya Savaşı, uçakların karıştığı ilk savaştı ve gelen mektupta Komite, Moss’tan radyal kompresörünü kullanarak Liberty uçak motorunun performansını artırmasını istiyordu. Motor deniz seviyesinde 354 beygir güç üretse de, yüksek irtifalarda bu rakam yarı yarıya düşüyordu. Moss, havayı motora girmeden önce sıkıştırmak için kompresörünü kullanabileceğine inandı ve yoğunluğu artırarak motorun kayıp gücünü geri kazanmasına yardımcı oldu. Pistonlu bir motorun silindirlerini normalde yutacağı miktardan daha fazla havayla doldurmak süperşarj olarak adlandırılır. Moss, radyal türbinini döndürmek ve motora giren havayı sıkıştırmak için Liberty motorundan gelen sıcak egzozu kullanan bir turbo süperşarj sistemi tasarladı. Moss’un tasarımı 1918’de Colorado’daki Pike’s Peak’in üstünde test edildi. Motor 352 beygir, yani deniz seviyesindeki kadar güç üretti. Bu gelişmeden sonra GE, havacılık endüstrisine giriş yaptı. Kaynak:geturkiyeblog.com

Çoğu insan Edison’u ilk pratik ampulü üreten bilim adamı olarak tanır. Ancak Edison aynı zamanda yeni iş alanlarında yüzlerce patent toplayan bir girişimciydi. Bu sayede sahip olduğu patentler, yeni gelişmelere zemin hazırladı. Örneğin ampul, X ışınlarının bulunmasına ve bu sayede tıbbi görüntüleme endüstrisinin doğmasına sebep oldu. Aynı şekilde GE’nin enerji üretimi ve gaz türbini mühendisliği konusundaki uzmanlığı, şirketin havacılık işini doğurdu.

Bugünse havacılık mühendisleri, jet motoru teknik bilgilerini meslektaşlarının daha verimli gaz türbinleri kurmaları için kullanarak bir nevi minnet borçlarını ödüyorlar.

Edison’un ürettiği ilk ampul ve arkasından gelen elektrikli cihaz dalgası, büyük bir elektrik talebi yarattı. Başlangıçta şirketler jeneratörlere güç vermek için pistonlu motorlar kullanıyorlardı. Ancak hızla daha verimli olan buhar türbinlerine geçiş yaptılar. 1903’te GE mühendisleri Charles Curtis ve William Emmet, Newport’ta dünyanın bir enerji santrali için inşa edilmiş en güçlü buhar türbinini ürettiler. Bu türbin, eşdeğer pistonlu motorların kapladığı alanın onda birine ihtiyaç duyuyordu ve üçte iki maliyetle üretildi.

1903’te GE, genç türbin mühendisi Sanford Moss’u işe aldı. Moss, Cornell Üniversitesi’nde gaz türbini konu-sundaki doktorasını yeni bitirmişti. Moss GE’de santrifüj kuvvetini kullanarak havayı gaz türbinlerine girmeden önce sıkıştıran bir radyal gaz kompresörü inşa etmeye başladı. Moss’un ilk deneyleri başarısız oldu. Makine çok fazla yakıt tüketti ve çok az güç üretti. Ancak patenti ve devrim niteliğindeki kompresör tasarımı yüksek fırınlara hava sağlamaktan pnömatik tüp sistemlerine güç vermeye kadar birçok uygulamada kullanıldı. O henüz bilmese de, Wright Kardeşler kalkışa geçmeden önce o, jet motorunu bulmuştu.

Kasım 1917’de, yani 1. Dünya Savaşı’nın en şiddetli döneminde, GE Başkanı E.W. Rice’a NASA’nın öncüsü olan Havacılık Ulusal Danışma Komitesi’nden bir mektup ulaştı. 1. Dünya Savaşı, uçakların karıştığı ilk savaştı ve gelen mektupta Komite, Moss’tan radyal kompresörünü kullanarak Liberty uçak motorunun performansını artırmasını istiyordu.
Motor deniz seviyesinde 354 beygir güç üretse de, yüksek irtifalarda bu rakam yarı yarıya düşüyordu. Moss, havayı motora girmeden önce sıkıştırmak için kompresörünü kullanabileceğine inandı ve yoğunluğu artırarak motorun kayıp gücünü geri kazanmasına yardımcı oldu.

Pistonlu bir motorun silindirlerini normalde yutacağı miktardan daha fazla havayla doldurmak süperşarj olarak adlandırılır. Moss, radyal türbinini döndürmek ve motora giren havayı sıkıştırmak için Liberty motorundan gelen sıcak egzozu kullanan bir turbo süperşarj sistemi tasarladı. Moss’un tasarımı 1918’de Colorado’daki Pike’s Peak’in üstünde test edildi. Motor 352 beygir, yani deniz seviyesindeki kadar güç üretti. Bu gelişmeden sonra GE, havacılık endüstrisine giriş yaptı.

Kaynak:geturkiyeblog.com



from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2lYyftw
via IFTTT

Yumurta ihracatında büyüme


via Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri http://ift.tt/2EZnqiN